yıldızları yakalamak' taekook

By adorekimh

86.2K 11.6K 1.7K

•Omegaverse• Jeon Jungkook hayatında ilk defa bir Alfa'nın feromonlarının tadına baktığında kendini kontrol e... More

bir aşk ihtimali gerçek yapmış hayalini
1- onu gördüm, kanlar içinde ama güzel
2- gri gözlerin anlatamadıkları
3' alfa feromonları
4' Yarım kalan hisler
6' Çiçek kokusu saklı anılar
7' Göze alınan hileler
8' Aşılması zor zamanlar
9' İlk hisleri fark ediş acısı
10' Kaçış
11' Sağanak yağmur
12' İnanç sisteminin içten darbe alması
13' Kim Taehyung, Jeon Jungkook'a aitti.
14' Sadakat
15' Unutulmaya yüz tutmuş gardenyaların kokusu
16' İlk sesleniş anı
17' Yürekte paydah olmuş yaralar
18' Zamanın silinen izlerinde saklı kalanlar ordusu
19' Yaşamın gizli saklı getirileri
20' Dün, bugün, yarın
21' Gecenin nazını çekenlerin arasında kayboluş
22' Sıcaklığın yok oluşu arasındaki benlik
23' Değişen dünyanın habercisi
24' Her şey zamansız hissettiriyor
25' Sonsuzluğun izinde
26' Bir şeyler tersine dönüyor
27' Kayıp izlerin peşinde dolanan gökkuşağı
28' Mutluluğun izleri siliniyor
29' İzler, nesneler, sen
30' Yaklaşan karmaşaya hazırlık

5' Yakalanma korkusu

3.9K 629 119
By adorekimh

-

Alfa odasına dönerek ilaçların etkisiyle yeniden uykuya daldığında gitmek için hazırlandı Jungkook,  hâlâ Alfa'nın dokunuşlarının ve feromonlarının etkisini üzerinde hissediyor olsa da derin nefesler alarak kurtulmaya çabalıyordu.

Sepetin kapağını kapatarak sandalyenin üzerine bıraktığı ceketi giydi, son kez odanın kapısından bakarak Alfa'yı kontrol etti. Hafif yana dönmüş, ince pikeyi üzerine çekmiş uyuyordu. Huzurlu, sakin bir ifadeye sahipti yüzü. Kapıyı kapattı, sepeti eline alarak evden çıktı ve kilidini kontrol etti. Patikaya çıkana kadar sık ağaçların arasında, köklere takılmamaya dikkat ederek yürüdü. Ana patikaya çıktığında uzaktan hafif sesler duymaya başladı. Betaların kokusunu algılayabiliyordu.

Dört kişi ormanın içinde belirdiğinde Jungkook sadece bir tanesini tanıyordu, siyah deri ceketini eline almış, kendisinden birkaç santim kısa olan beden selam verdi. "Tuhaf kokuyorsun." dedi tanımadığı kişilerden biri, onu daha rahat koklamak için yaklaşırken Jungkook gözlerini onun gözlerine dikmiş, dikkatle bakıyordu. "Bir adım daha atarsan, seni öldürürüm." Beta adım atmayı kesse de yüzünde alaylı bir ifade vardı. Feromonlarını yayarken Jungkook'un yüzünde tek bir ifade değişimine uğratmıyordu. Biraz önce Alfa'nın yoğun, Omegasını delirten feromonların yanında, Beta'nın feromonlarının etkisi yalnızca rahatsız edici derecede burnunu kırıştırmasına sebep oluyordu. Omega'dan hiçbir tepki alamamış Beta afalladı, yanındaki arkadaşları da aynı şaşkın dolu ifadelerle bakıyordu yüzüne.

"Sen..."

Beta'nın mırıldanması Jungkook'un sabrının sınırına ulaşmasına sebep oldu, "Ben ne?" diye sordu ona. "Senin sikik feromonların beni etkilemiyor işte, kabul et. O kadar beceriksizsin ki, bir Omega'yı bile etkileyemiyorsun. Feromonların sadece sinirimi bozuyor." Beta onun üzerine yürümeye kalktığında hemen yanında olan arkadaşı tuttu onu. "Jungkook." diye uyardı, "Kelimelerine dikkat et." Hiçbir şeye dikkat etmek zorunda değildi, Alfa'nın varlığı içinde bir gücü uyandırıyordu. "Dikkat etmek zorunda değilim, Yoongi hyung. O arkadaşın, sikik gururunu benden uzak tutsun yeter." dedi sadece, Yoongi denen adam  arkadaşını tutmak için tamamen onun önüne geçerken Jungkook'a uyarıcı bakışlar atıyordu. "Sakin ol, Hanyeol." Arkadaşını uyararak kendi feromonlarının, onun öfke dolu feromonlarını bastırmasını denedi. Yoongi'nin neden ona yardım ettiği konusunda hiçbir fikri yoktu, belki de arkadaşı Jimin'e karşı hisleri olduğu için yapıyordu bunu.

Hanyeol denen Beta bir adim geri atarak feromonlarını çekti, bileğini Yoongi'nin elinden kurtararak ovuşturdu. "Bir Omega'yı bana karşı koruduğuna inanamıyorum." diye mırıldandı ağzının içinde, Yoongi ona gitmesini söylerken arkadaşlarını da ormanın içine yönlendirdi. Hanyeol ona ters bakışlar atarak Yoongi'yi dinlerken diğer Betalar bu konuda seslerini çıkarmadılar. "Onlar birer aptal ama ben değilim." diye fısıldadı Yoongi patikada yalnız kaldıklarında, "Bir Alfa ile görüştüğünde feromonlarını üzerine salmadığından emin ol. Herkes aptal değildir ve benim kadar merhametli de." Yoongi yanından uzaklaşarak arkadaşlarının yanina giderken Jungkook bakışlarını onun sırtından çekemedi, Min Yoongi şimdi merhamet etmiş gibi görünebilirdi ama onun eline verdiği koz yüzünden delirmek üzereydi.

Yol boyunca başka kimseyle karşılaşmadı, evden içeri girdiği anda babasını bakışları onu buldu ve ayağa kalktı. "Benimle gel." dedi, arka bahçedeki seraya ilerlerken elindeki sepeti masanın üzerine bıraktı. Babası yarım litre bir şişeyi uzattı ona, kiremit rengi sıvı güzel görünmüyor ya da kokmuyordu. "Küçük parfüm şişelerine boşalt. Alfa'nın yanından ayrıldıktan sonra üzerine sık. Onun feromonlarını ve kokusunu gizler. Şu an yaralı olduğu için kendini kontrol edemiyor olmalı." Babasına itiraz edemedi, Alfa'ya yaklaştığını ona söylemek istemiyordu. "Yaraları nasıl? Benim gelip bakmamı gerektirecek bir şey var mı?" diye sordu babası bu kez, birkaç güne iyi olacağını söyledikten sonra ayrıldı seradan şişeyi alarak. Annesi masanın üzerindeki sepeti almıştı. Odasına ilerlemeden önce babasına Yoongi hakkında bir şey söylemediği için pişman hissetti bir an.

Odasına girdiğinde şişeyi çalışma masasının üzerine bıraktı, giysi dolabından birkaç parça alarak banyoya ilerledi. Sıcak bir duş iyi gelecekti. Düşüncelerini ondan uzak tutardı. Omega onun yanına gitmek, onun konusunu duyumsamak, feromonları tarafından sarmalanmak istiyordu. Alfa'nın kokusu o kadar güçlüydü ki, Beta tüm feromonlarını ona yönlendirmiş olsa dahi aşamamıştı o bariyeri. Tuhaf bir şekilde, hoşuna gitmişti bu durum. Beta'ya karşı bir kalkan oluşturma fikrini de sevmişti. Üstelik üzerine sinen feromonları tamamen kendisi istemiş, zevk almıştı. Banyodan çıktığında Jimin'i odasında, bitki dergilerinden birini incelerken buldu. Onun ne zaman geldiği konusunda hiçbir fikri yoktu.

"Selam, Jimin."

Arkadaşı yatağın üzerinde bağdaş kurmuş, dergiyi de kucağına bırakmıştı. Bakışlarını kaldırarak ona baktığında sevimli bir şekilde gülümsedi. "Selam, seni özledim." dedi Jimin, her dakika birbirlerinin yanında olan ikili için kısa süreli de olsa görüşmemek oldukça şaşırtıcıydı. "Ben de seni özledim." Yatağının kenarına oturdu ve gözlerini arkadaşının üzerinde gezdirdi. "Kasabada yeni haberler var mı?" diye sordu, Jimin dergiyi kapayarak kenara bıraktı. "Şu görünen Alfa yakalanamamış, Omegaların orman bölgesine geçmesini yasakladılar. O kadar saçma ki, bir canlıya zarar vermelerinden nefret ediyorum. Bazen diyorum, hiç bilmediğimiz bir yerde, bir Delta doğsa ve hepsini yok etse ama sonra, onların yaptıklarından bir farkım kalmaz diyorum." Jimin'in sözleri Jungkook'un gerilmesine sebep oldu, arkadaşının ilk kez Betalar hakkında bu kadar sert konuştuğunu duyuyordu. "Ben sadece eski düzenin geri dönmesini isterdim. Alfa bile doğuramayan Omegaların, Delta doğurabilecek kadar güçlü olduğunu sanmıyorum." dedi Jungkook, ne kadar Alfaların varlığı konusunda kesinlikl olsa da Delta doğumu mucize olurdu.

Jimin'e konuyu açmak konusunda tereddüt ediyordu, onun kendisini anlayacağını hissediyor olsa da her şey o kadar basit olmuyordu. "Yoongi hyungu gördüm gelmeden önce. Senin üzerinde tuhaf bir koku hissetmiş, dikkatli olman konusunda uyarmamı istedi. Yani, seni uyarmama gerek yok. Sen kendi başına bir bireysin ve istediğini yapabilirsin. Betaların bu kontrolcü güç olmaya çabalamalarından nefret ediyorum, onlara ne ki senin nasıl kokuyor olman?" O an Jimin'in sinirinin Min Yoongi'ye yönelik olduğunu anladı. "Onun farklı olduğunu, diğer Betalar gibi olmadığını sanmıştım ama yanılmışım." dedi Jimin, uzanarak arkadaşının küçük ellerini, kendi ellerinin arasına aldı. "Yoongi hyung onlar gibi değil, Jimin. Bugün beni korumasaydı, o aptal Betalar tarafından saldırıya bile uğrama ihtimalim vardı. O, sadece uyarmanı istemiş." dedi Jungkook, arkadaşının şaşkın bakışlarını görebiliyordu. Ona bir şeyler anlatmak için tam zamanı olduğunu anladı.

"Ben o kamp yaptığımız gece bir Alfa buldum, yaralıydı ve yardıma ihtiyacı var gibi duruyordu."

Jimin yaşadığı şaşkınlık içinde sessiz kalmaya devam ederken, babasının yaptığı araştırmalar ve gardenya bilgilerinden uzak kalarak belli kısımları anlattı Jimin'e. Alfa'nın yarasından, onu iyileştirmesinden ve gri gözlerindeki bakışlardan bahsetti. "Nasıl hissettin?" diye sordu Jimin, Alfa'nın feromonlarının etkisini nasıl anlatabilirdi ki ona? "Hiçbir Beta'nın feromonları ya da kokusu ile karşılaştıralamaz, Jimin. Neden geri gelmesini istemediklerini anlayabiliyorum. Çok güçlüler, etrafında olman bile yetiyor. Nefesini kesebilecek kadar güç dolular. Feromonları sıcacık hissettiriyor. Korunma konusunda düşüncelerimi bilirsin ama o, sığınmam için çağırıyor sanki." Jungkook kendine hakim olamayarak yaşadıklarını anlatırken arkadaşının yüzünde içten bir gülümseme vardı. "Ondan hoşlandın, değil mi?" diye sordu Jimin, bunu reddetmek için dudaklarını araladı, çalan kapı ile birlikte gözlerini oraya çevirdi. Annesi ikisi için de yiyecek bir şeyler hazırlamıştı.

Arkadaşı ne kadar daha fazla bilgi almak için onu sıkıştırıp dursa da sessiz kalmaya karar verdi Jungkook, onun hakkında anlatabilecekleri sınırlıydı. "Yakışıklı mıydı?" diye sordu bu kez, Jungkook, Alfa'yı düşündü. Yakışıklıydı, çok fazla. Esmer teni, göz kapakları arasındaki farklılık, benleri... Hepsi öylesine güzel bir uyum içindeydi ki, Jungkook nefesinin kesildiğini kabul etmeliydi. Jimin'e onu ıslak rüyalarında gördüğünü söylemekten kaçındı. Jimin merak ettiklerini sormaya devam etti yemek boyunca, Jungkook sakin ve temkinli yanıtlar verdi ona. Arkadaşının merakını anlıyordu ama Alfa'yı tehlikeye atmaya da niyeti yoktu. Onun şu an nerede olduğu konusundan uzak durdu. "Bir Alfa... Sence, başkaları da var mıdır?" diye sordu Jimin, yemeklerini bitirmişler ve yeniden yatağa oturmuşlardı. "Olmaması için sebep yok, Jimin. Belki onlarca var. Ben olduklarına inanmak istiyorum. Betaların yaptıkları kabul edilemez. Üstelik bir Alfa ile tanışınca daha iyi anladım durumu, onlara karşı koymak imkansız. Çok güzeller, bunu söyleyebilirim sana. Betalar korkuyor çünkü güçlerinin şakası olmadığının onlar da farkındalar." Jungkook bu kasaba içinde onu anlayacak tek kişinin Jimin olduğunu biliyordu. Herkes onu anlardı ama anlamaktan kaçınıyorlardı.

Odasının kapısı yeniden tıklatıldı, annesi çekingen adımlarla girdi içeri. "Jungkook, bir misafirimiz var." dedi, ikisi de kapıda dikilmekte olan kadına bakmayı sürdürdüler. "Kim?" diye sordu Jungkook devam eden sessizliği bölerek, annesinin gelen misafir yüzünden neden tedirgin olabileceğini anlamadı bir an. Bugün eve dönerken yaşadığı olay aklına geldiğinde ayaklandı, onun peşinden merdivenleri inerken Jimin de arkadan onları takip ediyordu. Salona girdiklerinde annesinden birkaç yaş daha büyük olduğu belli olan bir kadın koltuklarında oturuyor, tedirgin bakışlar altında çevreyi süzüyordu. Babası kısık bir sesle kadınla konuşuyor olsa da, ne dediğini duyamıyordu Jungkook. Son basamağa geldiklerinde bakışlar onlara döndü. Yaşlı kadın yerinden kalkarak Jungkook'a doğru ilerledi. "Oğlumu sen kurtarmışsın, Omega." dedi, Jungkook onun yüzüne bakmaya devam ederken Alfa ile belli belirsiz benzerlikleri fark etti.

"Beni oğluma götür."

-

hanımefendi, siz
nereden çıktınız yahu?

Continue Reading

You'll Also Like

433K 35.6K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
12.1M 587K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
6.4M 536K 48
Taehyung, hastalanan evcil hayvanını götürdüğü veterinere ilk görüşte aşık olur ve onun dikkatini çekebilmek için bütün yolları denemeye başlar. önem...
13.3K 1.6K 6
You won't believe half the things I see inside my head...