9' İlk hisleri fark ediş acısı

3.5K 569 139
                                    

-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-

Jeon Jungkook, bir Alfa'dan hoşlanıyordu.

Her şey bu kadar basit değildi onun gözünde, seneler boyunca birini sevemeyeceğini düşünen birinin kafa karışıklığı vardı zihninde. Kendini hayata, sevgi denen kavramın varlığına kapatmış birisi için birinden hoşlanıyor olmak bile ağır, kaldıramayacağı bir yüktü omuzlarında. Jungkook'un bedeni titriyordu, babası onu sakinleştirmeye çabalıyor olsa da tüm suçun kendilerinde olduğunu biliyordu. Jungkook'u Betalara kapalı büyütmüş, onlardan nefret etmesine sebep olmuş, Omega feromonlarını güçlendirerek Betaların feromonlarının zayıf kalmasına sebep olmuşlardı. Jungkook'u bir denek gibi kullanarak büyütmüşlerdi ve şimdi onun zihninde karmaşının en büyük sebebi olarak karşısında duruyorlardı.

Babasının kollarından kurtularak seranın dışına attı kendini, bulutlar gökyüzünü kaplamış, soğuk bir hava şehre hakim olmuştu. Ağlamak istiyordu Jungkook, hayatında belki de ilk kez deli gibi ağlamak istiyordu. Kim Taehyung'un annesinin geldiği akşam yaşamış olduğu korku yüzünden ağlamasından daha farklıydı bu kez. O zaman sözcükleri yutmak zorunda kalmaktan ağlamıştı. Tüm yol boyunca çiçek kokularının arasında ilerlerken düşüncelerini bir düzene oturtmak çok zordu onun için. Yirmili yaşlarının başındaki bir Omega olarak ilk kez feromonları yeni duyumsuyordu, baskınlığı ilk kez görüyordu, kalbi ilk kez biri için atıyordu ve o, hayatta olduğu bilinirse öldürülmek konusunda tereddüt edilmeyecek biriydi.

Üzerinde Alfa feromonlarının bıraktığı o sıcaklık vardı, görevli onun geçişine izin vermeden önce dik bakışlarla baktı. "Bay Jeon." dedi sakin bir şekilde, "Eğer gardenya kokusuna sahip değilseniz..." diye devam etti ama Jungkook onu durdurdu, kendisinde olduğunu söyledi ve demir kapı açıldı önünde. Arkasına dönerek büyük eve, o evin arkasındaki göremediği seralara, onların ortasında duran ahşap eve baktı. Kim Taehyung burada kalmaya mahkum edilmiş biriydi ve Jungkook, bir mahkumu seviyordu. Kapı arkasında kapanırken otobüs durağına gitmeden önce bir banka oturarak soluklandı, babasının verdiği gardenya çiçeklerinden yapılma losyonu çıkardı. Boynuna ve bileklerine sürdü. Derin nefesler alarak sakinlemeye çabaladı. Bir kişiye olan hislerinin farkına varmak neden böylesine yorgun bırakmıştı onu? Kim Taehyung'un Alfa olması mıydı onu bu kadar zorlayan? Hiç göremeyeceği birine tutulmak ne kadar mantıklı geliyordu ona?

Kim Taehyung beton duvarların arasında evde yaşamak zorundaydı hayatta kalmak için, Jungkook ise ilk kez bir Alfa'dan hoşlanan Omega'dan başka bir şey değildi.

Kasabaya giden otobüse binerken aklı da kalbi de beklediğinden daha karışık bir hâle gelmişti, oysa buraya gelmesinin tek sebebi içine düşündüğü karışıklıkları düzeltmek değil miydi? En yakın arkadaşı Jimin'e mesaj atarak birkaç saat sonra ormanın içinde büyükbabasının evinde buluşmalarını söyledi. Onunla konuşmaya, onun tavsiyelerine, birinin omzunda ağlamaya ihtiyacı vardı. Jungkook, Alfa feromonlarına maruz kalmanın içindeki kurdu delirttiğini fark ediyordu. Yorgundu, saatlerdir kum dolu çuvallar taşımıştı sanki. Tüm bedeni acıyla kavruluyordu. Fiziksel acılar büyüyor, ruhsal acılarına karışıyor, onu öldürüyordu. Jungkook her şeyin ne zaman düzene gireceğini düşünmeden edemiyordu.

yıldızları yakalamak' taekookWhere stories live. Discover now