*Yazardan
*Bulunduğum yerden biraz daha yükseldim. Tüm savaş alanını görüyordum. Derin nefes aldım içimdeki dokuz ejderha sahiplerine gideceklerdi ve büyük bir sır açığa çıkacaktı.
Hayat zordur,sırlarla doludur. Seçimini yaparken iki tarafında düşünmelisin. Ama unutma hiç kimseye bu hayatta taşıyamayacağı yük yüklenmez.*
Ejder ruhlarına seslendim. Gök aydınlığını karanlığa bıraktı. Her yer karardı yıldırımlar gürledi herkes savaşmayı bıraktı, gözlerini gökyüzüne çevirdiler. Karanlıkta kanatları parlayan Lunayı gördüler.
Kanatları mor rengini aldı gölge gücünün sahibi Darcos ortaya çıktı. Darcos tüm gücüyle kükredi herkesin içini korku sararken bu sefer Luna'nın kanatları su yeşilini aldı şifa ejderhası Li ortaya çıktı.
Kanatlar su yeşilinin rengini buz mavisine bıraktı, kalkan ejderhası İris ortaya çıktı.
Gri renk kapladı bu sefer metal ejderhası Ron ortaya çıktı.
Turuncu yerini alınca acı ejderhası Leo gözüktü.
Kahverengi belirdi şekil değiştirme ejderhası Mayk ortaya çıktı.
Şeffaf bir renk kaplayınca görünmezlik ejderhası Zack gözüktü.
Koyu yeşil bir ejderha belirdi bu sefer ağaç ejderhası Sera son olarak lacivert renginde elektrik ejderhası Bell belirdi.
Dokuz ejderha Lunanın etrafında hızlı bir şekilde dönmeye başladı. Bu bir tür vedaydı, minnettarlardı on sekiz yıl boyunca içinde saklamıştı kendi parçasıymış gibi görmüştü Luna onları ve onlarda Luna da özleyecekti ejderhaları.
Gözleri rengarenkti. Yavaş yavaş yok olmaya başladı Luna. Tamamen gittiğinde ejderhalar dönmeyi durdular kuvvetli bir şekilde kükrediler.
Her yerden duyuldu bu ses. Dokuz ejderin hepsi de yapması gerekeni biliyorlardı. Dokuzuda bağlarının yanına geldiler. Lunanın onları serbest bırakmasıyla kendilerine ait olan kişileri hissetmişlerdi.
Savaş durmuştu. İki taraf da ne yapacağını bilmiyorlardı. Az önce olanları anlamıyorlardı. Luna varis ölmüşmüydü şimdi ne olacaktı. İki tarafın komutanları ateşkes yaptılar.
Meydanın ortasında önlerinde dikilen ejderhalarda Ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Bakışlarını Lilly'e çevirdiler. Derin nefes alan Lilly onlara baktı bir de Ejder ruhlarına baktı. İlk konuşan Elena olmuştu.
"Bu be anlama geliyor?"
Luna nerde?" dedi. Vanessa.
En az onlarda olanlarda bir şey anlamıyorlardı.
Aaron hissediyordu Luna yaşıyordu ama nerdeydi?
Ejderhalar serbestti bu Ne anlama geliyordu?
Lilly'nin bildiğine emindi. Ron konuşmaya başladı.
"Tanıştığımız memnun oldum. Ben Ron metal ejderhasıyım."
"Benim gücümün ejderhasısın. Bu Ne anlama geliyor?"diye sordu Jackson merakla.
"Bunu açıklamak uzun Jackson. Şimdi konuşamayız savaş var. Tek bilmeniz gereken şu anda biz size bağlıyız. Her biriniz birimize bağlısınız."
"Ve biz Luna tarafından korunuyorduk. Güçlerimizi almak isteyenler için ve vakti geldiğinde bağlarımıza sağ salim ulaşmak için."diye ekledi Bell.
"Ben bir şey anlamıyorum. Beynim durdu."
"Al benden de o kadar Tom."
"Luna nerde?"
"Kendi ruh ejderhasını bulamaya gitti. O iyi........geri
gelicek . Ruh ejderhasını bulur bulmaz."
"Tam olarak nerde!"
Sesini yükselterek konuşması üzerine Sera araya girdi.
"Bilmiyoruz. Bizi serbest bıraktıktan sonra nereye gitti bilmiyoruz. Ama geri gelicek. Savaş odaklanmalıyız."
"Peki size ne olucak?"
Rose herkesin yerine sormuştu.
"Biz artık bağlarımıza bağlanacağız. Kendi gücümüzü taşıyan kişiye size güçlerinizi nasıl daha iyi kullanacağınızı göstereceğiz." Li'nin açıklamasından sonra Leo araya girdi.
"Böylelikle Luna dönene kadar düşmanı oyalayabileceğiz. Yani ...umarım ölmez."
Son cümlesini kısık bir şekilde söylemişti. Kimsede duymamıştı. Aaron hariç, içten içe endişeliydi. Ama savaşa odaklanmalıydı.
Luna geri gelecekti buna inancı tamdı. Ejderhalar bağlarının içine girdiler hepsinin arkasında ejderhalarının renginde kanatları oluşmuştu. Etrafa renkler saçılmıştı. Kanatlar parlamaları bittiğinde herkes şaşkınca birbirine baktı.
"Vay canına!" İlk tepki Vanessa'dan gelmişti sonra da Rose'dan.
"Çok güzeller."
"Biz de artık uçabileceğiz."
Elena'nın içinden İris konuştu.
Uçabileceksiniz artık böylelikle de daha hızlı olursunuz sana burdan yardım edeceğim. Sakın
merak etme.
Kanatlarını kullanmakta çalıştıklarında ilk denemede olmasada ( Aaron hariç) başarmışlardı. Tamamen alışmalarsa da iyilerdi.
Lilly onları tebrik etti ama onların bir ejderha olduklarını şimdi söyleyemezdi. Lunayı beklemek zorundaydı. Onlar için endişeleniyordu.
Aaron yanına gelince yutkundu. Zihnini kapattı. Aaron ona soran gözlerle baktı.
"Biliyordun."
Gayet sakin söylemişti. Lilly sadece kafasını sallamakta yetindi. Jacksonda yanlarına geldi.
"Aaron. Savaş devam ediyor plana ihtiyacımız var. Herkes bizi bekliyor."
"Tamam. Dua et Lunanın başına bir iş gelmesin."
Bu açık bir tehditti. Lilly ve Jacksonda bunun farkındaydı. Toplantı için çadıra geldiler.
"Ne yapacağız?"
"Savunma Max."
"Ama neden Aaron, savaşabiliriz."
"Luna gelene kadar savunmada kalmamızın sebebi daha fazla kaybımızın olmaması."diyerek Elena'ya cevap verdi Tom.
"Bakın nerde olduğunu bilmiyoruz. Ne zaman döneceğini de bilemeyiz."
"Haklısın zaten. Ne zaman döner kim bilir? Kendi karar verir yapar haber de vermez."
"Onun bir suçu yok. Yapması gereken buydu. Size söylese ne fark edecek? Bir şeyi değiştirmezsiniz. Lunanın ölmediğine şükredin. Dokuz Ejder ruhu taşıdı o ama sapasağlam."
"Bu ne demek?"diyen Elena'ydı.
"Kendin ve bir başkasının Ejder ruhunu taşımak demek ölmek demek. Evet o kişinin hayatını kurtarırsın ama kendini öldürürsün."
"Luna iyiydi. Her zaman güçlüydü hiç güçsüz düştüğünü görmedik."
"Kendi ruhunu taşımadığı için iyiydi. Bu nasıl oldu bende bilmiyorum. Ama Luna ejderhaya dönüşüp tekrardan eski haline döndüğünde güçsüz düşer. Bu oldu mu?"
"Evet. Elf savaşında olmuştu."
"Bahsetmeye çalıştığım bu."
"Tamam . Savaşta yapacağımız şey bu savunma Elena ne kadar güçlü bir kalkan oluşturabilirsiniz."
"İrisin söylediğine enerjime bağlıymış ve Kalkan'ı zorlamalarına ."
"Toprak, su ve hava .Zor olucak. Şimdi herkes kafasındaki düşünceleri bir kenara bıraksın. Savaşa odaklansın."
Hepsi kafasını salladı. Savaş meydanına geldiklerinde tek istekleri bu savaşın bitmesiydi.
Savaş alanına geldiklerinde Elena kanatlarını kullanarak havalandı ve kalamam yarattı.
Kalkanın dışında kalan su, hava ve toprak krallığının askerleri ilk önce şaşırdılar ama sonra toparlanıp toprak yoluyla kalkanın altından geçmek istediler ama başaramadılar.
Toprağın altında da kalkan vardı tıpkı bir küre gibi kendilerini sarmışlardı. Havayla yıldırım gönderdiler, kalkanda bir çizik bile olmadı. Ama Elena yoruluyordu her bir darbede gücü azalıyordu. Aaronda bunun farkındaydı.
Ateş askerlerine emir verdi. Kalkanın hemen bitişine ateşten bir kalkan ve Jackson'un emriyle ruhtan bir kalka oluştu. Elena kalkanına tüm gücünü verdi ve kalkan daha da büyüdü ve düşman askerlerini geriye püskürttü.
Bu güçlü saldırıyı beklemeyen düşman taraf ağır kayıplar verdi. Elena tüm gücünü kullandığı içim son hız aşağı düşmeye başladı.
Tom havalanıp Elenayı yakaladı, baygındı. Geri aşağı indi gözleri endişeli bir şekilde Lilly'i buldu.
"Toparlanacak."
"Elena güçlüdür toparlanacak ."daha çok kendi kendine söylemiş gibiydi.
Tom Elenayı çadırlardan birime götürdü ve düzgün bir yere yatırdı. Alnından öptü, içinden gelmişti böyle davranmak zaten kimse görmemişti. Elena da uyuyordu.
Ben görüyorum dostum.
Sen vardın dimi.
Memnun oldum. Hatırlayabildiniz varlığımı.
Alışık değilim . Bana nasıl Luna'nın kılığına gireceğimi söyleye.
Çok kabasın.
Lütfen.
Tamam. Lunayı aklına getir ve o olduğunu düşün .
Kolaymış bu .
Sen öyle san.
Tomun yirmi ikinci denemesinden sonra tamamen Lunaya benzemişti. Sesi ve kantları dahil. Düşmanı şaşırtacaklardı.
Bu Aaron'un fikriydi. Çadırdan çıktı ve meydana geldi. Herkes şaşkınca Tom'a bakıyordu.
"Hey! niye bana öyle bakıyorsunuz. Savaşa."
Aaron içinden umarım davranışlarıyla Lunaya benzemediğini anlamaması için dua ediyordu. Çünkü Luna asla böyle konuşamazdı. Tom'un Luna gibi görünmesi düşmanı korkutmaktı.
Bölüm sonu
Nasıl buldunuz?
Lunaya ne oldu?