Mafya'nın Aşkı

By mmavi_bulutt

1.5M 46.5K 16.6K

20 yaşında iç mimarlık 2.sınıf öğrencisi ,dış çevre ile çok bağıntısı olmayan genç bir kız. 26 yaşında acım... More

♧Karşılaşma...♧
♧Sevgilim ol!♧
♧Taşınma mı??♧
♧Kabul ediyorum..♧
♧Proje...♧
♧Tatil...♧
♧Takip...♧
♧Kedi...♧
♧Sekreter♧
♧Bilinmeyen numara?♧
♧Bitmeyen Korkunç Gece...♧
♧Akşam yemeği...♧
♧Zehirlenme...♧
♧Los Angeles...♧
♧Bileklik...♧
♧Aile Tanışması..♧
♧Davet...♧
♧Çam ağacı...♧
♧Sarhoş...♧
♧Alaca...♧
♧İş toplantısı...♧
♧Ceza...♧
♧Korku filmi...♧
♧Silah sesi...♧
♧Mor güller...♧
♧Hastalık...♧
♧Kar...♧
♧Kaçırılma...♧
♧Doğru mu??♧
♧Kimden Geldi?♧
♧Bırakma Beni Mert...♧
♧Yeni yıl..♧
♧14 Şubat❤♧
♧İhanet mi??♧
♧Gelen Kim??♧
♧Gün batımı...♧
♧Acı Gerçekler💔♧
♧Acaba??♧
♧Doğum Günü...♧
♧Yer Altı Zindanı...♧
♧Geçmişden Gelen...♧
♧Maket Ev Seferberliği...♧
♧Kimin Adamı??♧
♧İstenmeyen Misafir...♧
♧Birden Bire...♧
♧Kurtar Beni...♧
♧Maldivler🌊♧
♧Son Anda...♧
♧Evlilik meselesi...♧
♧Plan...♧
♧O şarkı...♧
♧Kıskançlık...♧
♧Evet mi?❤ Hayır mı?♧
♧İtalya🍨♧
♧Unutkanlık...♧
♧Ufak sorun...♧
♧Dövme...♧
♧Kız isteme⚘♧
♧Mezuniyet♧
♧Yıldızlar♧
♧Bekarlığa Veda Partisi♧
♧Kına Gecemiz♧
♧Düğün♧
♧Balayı♧
♧Balayı dönüşü♧
♧Büyük Anlaşma♧
♧Karışık Duygular...♧
♧İlk Anılarımıza Dönüş♧
♧Orman Yolu🐎♧
♧Esra~Ömer İlişkisi♧
♧Hamile miyim?♧
♧Bebeğimizle Tanışma♧
♧Kalp Atışı♧
♧Bebeğim Yaşıyor Mu?♧
♧Ekşi Erik♧
♧Sürprizler♧
♧Gizemli Kaset♧
♧Şart♧
♧Kavga♧
♧Tekme♧
♧Cinsiyet♧
♧Uçak kazası♧
♧Atmayan Minik Kalp ♧
♧Gök Gürültüsü♧
♧Duygusal Değişimler♧
♧Kızımın İsmi♧
♧Doğum..♧
♧Yeni Düzen 👼♧
♧Senin Suçun ♧
♧Ölemezsin..♧
♧Küçük Aşk Oyunları♧
♧İntikam..♧
♧ Ve Sonuçları..♧
♧Yanlış Anlaşılma♧
♧Belirsizlik♧
♧Yalanlar♧
♧Gidiyorum...♧
♧İkinci Şok.. ♧
♧Kırmızı Bileklik♧
♧Korkular...♧
♧İntikam Oyunu...♧
♧Baş Başa Bir Gece♧
♧Ölüm Dolu Sokaklar♧
♧Bazı Hayatların Acıları♧
♧Trafik Kazası♧
♧MERT..♧
♧Yaşam mı, Ölüm mü?♧
♧Gizemli Çiçek Kartı♧
♧İkimizden Birisi Ölecek..♧
♧İçimizdeki Düşman♧
♧Yeni Sırlar... ♧
♧Kardeşler Mi?♧
♧Onu Kabul Etmeli Miyim?♧
♧Annelerimiz..♧
♧Neden Sakladın?♧
♧Boşanma♧
♧Affetmiyorum..♧
♧Bebeklerimiz♧
♧Kaderim Sizin Elinizde🌺♧
♧Baba-Kız Kıskançlığı♧
♧Aşiret Düğünü♧
♧Hisler..♧
♧Kurtaracak bizi..♧
♧Ölüm..♧
♧İntikam mı??♧
♧Bebeklerimin Hayatı♧
💙💙1Milyon💙💙
💜Yeni Kitap Duyurusu💜
♡Zehirli Kalpler-Yeni Kitap♡
♧Yeni Aşklar..♧
💜Güzel Haber💜
♧Kimseye Ait Olamazsın♧
♧Asla♧
♧Bu Kalpte Asla Olmadın..♧
♧İkiz Bebekler♧
♧Dikkat Et...♧
♧Buradayım...♧
♧Hayal..♧
💫DUYURU💫
♧İki kayıp!♧
💜2.Yıl💜
♧🐞Disneyland❄♧
♧2024🍷♧
♧Kafes Dövüşü ♧
🤎Önemli Duyuru🤎
♧Hastalıklar..♧
Dedikodu Times🙈
♧ Baba Oluyorum...♧
💜Ramazan Ayı💜
♧Boş Mezar..♧
♧ Keder Çığlıkları☔️♧
📢Bölüm Duyurusu..📢
💜QUİZ💜

♧Temiz Sayfa...♧

9.9K 283 24
By mmavi_bulutt

Merhabaa yeni bölüm ile geldim...

Keyifli okumalar..💜

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın😇

EFTELYA

Gece boyunca düşündüm. Bu gerçekleri göz ardı edebilecek miydim? Ama etmem gerektiğini de biliyordum...

Sabah 7 de dışarıdan ses geliyordu. Perdeyi aralayıp dışarı baktım. Esra da gözlerini açmaya çalışarak odama geldi.

"Sabah sabah kim gelmiş?"

Gülümsedim.

"Bakıyordum tam."

Camdan dışarıya baktım. Ömer ile Mert kocaman çiçekler ile eve gelmişlerdi. Kafamı salladım.

"Gel bak bakalım."

Esra görünce gülümsedi, bana baktı.

"Kuzum gülümse bugün yeni temiz sayfa açacağız dedik. Gül bakalım."

Beni güldürdü. Esra odadan çıkıp aşağı indi. Bende arkasından yavaşça indim. Hiç halim yoktu.

Esra Ömer ile barışmıştı. Gönlünü almıştı. Araları iyiydi.

Bahçeye çıktık. Mert beni yürütmeden kendi yanıma geldi. Sarıldı, öptü, hediye almış onları verdi.

"Biraz erken gelmediniz mi?"

"Artık seni evimizde görmek istiyorum. Sabaha kadar uyuyamadım."

Pür dikkat onu dinledim. Ellerimi tutup:

"Artık evimize gidebilir miyiz?"

"Gidebiliriz ama biraz daha duralım. Hazırlanayım sabah erkenden gelmişsiniz."

"O zaman bekliyorum seni."

"Peki..."

Üstümü değiştirip, arabaya geçtim. Yolda etrafı inceliyordum. 1 aydır hiç çıkmadım, geldiğimden beri evdeydim. Çok güzel şehir. Artık buraları daha çok göreceğim, öğreneceğim. Aslında evden çıkarken halsizdim ama buraları görünce canlandım.

Kahvaltı için bir yere gelmiştik. Çok kilo verdiğim için beni sürekli bir şeyler yemeye zorluyorlardı. 1 ay sonra ilk defa bu kadar çok yemek yedim.

"Doydun mu Eftelyam?"

"Doydum, doydum çok bile yedim."

"Yine az yedin ama.."

"Çok yedim."

"Öyle olsun bakalım, Eftelyam hastaneye gidelim bir. Hastalandın muayene ol güzelim."

Kafamı salladım.

"Gidelim. Bende kendimi halsiz hissediyorum."

Onaylamamı beklemiyor gibiydi. Şaşırdı. Buradan çıkıp hastaneye gittik. Muayene oldum, sıra geldi kan vermeye. Çok sevmem kan vermeyi çünkü damarımı bulamıyorlar ve sürekli yara oluyor kolum.

"Kan vermesem olmaz mı?"

"Olmaz güzelim, sen ufacık iğneden mi korkuyorsun?"

"Ben mi? Korkmam ama ne zaman kan versem kolumu yara ediyorlar, damarımı bulamıyorlar veya patlatıyorlar o da çok ağrıyor."

"Tek seferde yara olmadan alacaklar, canın acırsa başlarına bela olurum."

Nedensizce güldüm.

Kanı da verdim. Doktor bir şeyler söylüyor ama anlamıyorum. Mert ile doktorun odasında bekliyorduk. Elini tutup kafamı omzuna koydum. Çok yoruldum, bir şeyde yapmadım üstelik.

Doktorla konuştular. Vitaminlerimin hepsi düşükmüş. Bir şey daha dedi ama anlamadım. Bir sürü ilaç verdi.

Tekrar arabaya döndük. Artık eve gidecektik.

"Mert evimiz uzakta mı?"

"Evimiz... evimiz mi? Biraz güzelim. Uyumak istiyorsan uyu sen."

"Uykum var ama uyumak istemiyorum. Dışarıya bakmak istiyorum."

Biraz yanına yaklaştım. Sarıldım. Yolda konuştuk. Mert planlarından bahsetti. Dedikleri şey kulağa güzel geliyordu.

"Evet sevgilim evimiz burası."

Kafamı kaldırıp baktım. Burası çok büyüktü dediği gibi İstanbul'da ki evin 3-4 kat daha büyüktü."

"Burası mı.. burası çok güzel."

Araba durdu. Beraber arabadan indik. Gözlerim kamaşmıştı.

"Evet sevgilim, dolaşalım mı?"

"Olur."

Arabadan inip bahçeye doğru ilerledik. Mükemmel bir yer burası. Sayamayacağım çok şey vardı. Evin içini de gezdik. En son benim odama geldik.

"Mert bu ev çok çok çok güzel. Tahminimden daha güzel ve fark ettiğim şey ise İstanbul'da ki ev gibi siyah yoğunlukta değil. Nasıl oldu bu? Anlattığında burasıda tamamen siyah demiştin."

"Beğendiysen ne mutlu...O siyahlar sen yokken vardı, ama sen varsın artık bazıları beyaz olsun dedim."

Gülümsedim.

"İyi demişsin, gerçekten çok beğendim. Demek bana anlattığı o meşhur ev bu. Desene bundan sonra benimle anıların olacak bu evde."

Ben böyle söyleyince Mert'in keyfi yerine geldi.

"Anılarımız.. anılarımız çok olacak doğru. Bugün çok yoruldun, bir şeyler atıştıralım, dinlen biraz, sonra dolaşırız bahçede, olur mu?"

"Bence de biraz dinleneyim. Uykum var."

Odanın kapısı çaldı. İkimizde kapıya baktık.

"Gelebilirsiniz."

Ama tabiki dediğimi anlamadılar, hizmetçiler Türkçe bilmiyordu. Mert İngilizce içeri çağırdı.

Hizmetçi kız geldi. İngilizce konuşuyordu. Bir şey dedi, Mert kafasını sallayıp gönderdi. Bende cam terasa çıktım. Derince bir nefes aldım. Mert bana seslendi;

"Eftelyam gel hadi, aşağı inelim."

"TAMAMM"

Geri içeri girdim.

Ev 3 katlıydı. 2 katıda alt kattı. Toplam 5 katlı. Evin giriş katında oturma odası, mutfak, çok hoş bir şömine, toplantı odası, asansör vs. vardı. Orta da ise merdiven vardı ve çok şıktı.

2. katta, sinema odası, çok büyük bir kütüphanesi vardı ve görmediğim 4 oda daha vardı.

En üst katta 2 farklı hazırlanmış çalışma odası, kıyafet odaları ve ayrı odalarımız vardı. Ev çok geniş olduğu için bunlar içinde yok gibi duruyordu...

-1 katta misafir odaları, Mert'in spor odası, Ömer'in odası ve çok gizli bir oda vardı. O oda gizli kasaymış galiba.

-2 katta ise Araba garajı vardı. Sayamadığım kadar çok araba vardı, her modelden vardı.

Bu ev dışında az ileride biraz daha küçük bir ev tarzı bir yer vardı. Orada ise dediğine göre basket sahası, kapalı havuz ve ufak bir bar varmış. Daha oraya gidip bakamadım. Başka bir tarafta at çiftliği vardı. Terastan buralar net görünüyordu.

Evin az ilerisinde bar tarzı, çok güzel bir köşesi vardı. Ve en güzeli Evin arka tarafında havuz vardı ve -1 kata indiğin zaman havuzun içini de görebiliyorsun. Ve bir sürü şey daha vardı...

Ben sadece meyve yedim. Canım bir şey istemiyordu. Doktorun yazdığı ilaçları getirdiler. 5 tane hap vardı. 1 hafta boyunca bunları sabah akşam içecektim.

"Ben biraz dinlensem olur mu?"

"Odana götüreyim mi seni?"

Odaya çıkmak istemedim. Hava güneşli ve sıcaktı. Dışarıda duran hamağa gitmek istedim.

"Ben bahçede ki hamakta dinlensem. Açık hava bol güneş.."

"Ama hastasın üşütme."

"Battaniye alırım üstüme."

Bana baktı, dışarıya baktı.

"Tamam peki, bende dışarıda işlerimi halledeyim."

Ben yerimden kalkıp üstümü değiştirdim. Rahat bir şeyler giyip aşağı indim. Mert'in elinden tutup dışarı çıktık. Çok güzel kuşlar ötüyordu. Kendimi hamağa attım, çok rahattı. Mert'de elinde evrakları falan filan az yanımda duran bahçe masasına geçti, çalışıyordu. Etrafa bakındım. Burada daha çok adam vardı. Her yerde de güvenlik kamerası. Burası Istanbulda ki eve kıyasla daha güvenlik ön planda. Adamlar sürekli bahçede dolanıyordu ve bizim olduğumuz yerde daha da çoklardı, rahatsız edici.

"Mert.."

"Eftelyam?"

"Ben rahatsız oldum, adamlarını gönder başımızdan uyuyamıyorum."

Etrafına baktı ve hemen gönderdi. Bende rahatça uyudum...

Uyandığımda yüzüme hafif güneş ışığı vuruyordu. Yerinde kıpırdandım Mert'ten tarafa döndüm. Çalıştığı masadan bana bakıyordu.

"Güzelim. "

Esnemeye başladım. O kadar iyi geldi ki açık hava da uyumak. Kendimi çok dinç hissediyordum.

"Sevgilim."

Gözlerimi açmaya çalışarak ona baktım. O da benim gözlerim içine bakıyordu. Duraksadı. Sonra yanıma gelip beni öptü. İçinden bir şeyler mırıldanıyordu.

"Mert iyi misin?"

Bana baktı.

"Mert mi sevgilime ne oldu?"

Anladım şimdi. Gülümsedim.

"Senin adın Mert değil mi? Demir de diyebilirim."

"Nıthh, sen bana sevgilim diyeceksin."

Benimle uğraşmaya başladı. Gülmekten konuşamıyordum. İsyan bayrağını çektim.

"Tamam tamam yeter bu kadar, aaa..."

"Söyle bakalım dinliyorum."

"Me..."

Gözüme baktı. Geri lafımı çektim. Sırıttım.

"Sevgilim.."

"Oldu şimdi güzelim." Göz kırptı. Birilerini çağırdı, bir şeyler istedi. Hamaktan kalkıp, biraz etrafımda yürüdüm. Tekrar arkamı döndüm, Mert beni yanına çağırdı. Oturup bilgisayara baktım.

Bir bilgisayar daha vardı.

"Bu bilgisayar senin, her türlü sosyal medya, e-posta ve diğer hesapların benim kontrolümün altında olacak. 7/24 kontrol edilecek, müdahale edilecek bir durum olursa haber verecekler. Bir diğeri ise senin istediğin gibi seni kısıtlamayacağım. Ama benim de yaptıklarından haberim olacak. Sosyal medyayı istediğin gibi kullanacaksın, gerekli şeyleri halledecekler. Ve son bir şey daha var onu daha sonra söyleyeceğim. Anlaştık mı?"

"Anlaştık, ama hesaplarımı başkası da mı bakacak?"

"Evet, ama güvenlik için. Benim hesabım ile seninkini kontrol edilecek. Tedbirli olmamız lazım."

Kabul ettim, yapacak bir şey yoktu.

"Şimdi Instagram, Twitter vs. girebilir miyim?"

"Girebilirsin şifreyi veririm ben sana. "

1 ay önce hesaplarımı dondurmuştum. Kendimi iyi hissedene kadar açmamaya karar vermiştim.

Telefonumu getirmişlerdi. Mert telefonu elimden alıp bir şeyler yapıyordu. Bende sadece ona bakıyordum. Biraz uğraştıktan sonra bana geri uzattı.

"Al bakalım Eftelyam, ayarladım. Telefonunda şifrensini ayarladım. Dikkat et kimse görmesin ben ve Ömer hariç."

"Aayy tamam artık. Hem Ömer niye biliyormuş hem sen neden bileceksin ben seninkini bilmiyorum sende bilme benimkini."

"Bizim bilmemiz gerek, istediğin zaman telefonumu alıp bakabilirsin. Bakamazsın demedim"

Telefonumu parmak izi, yüz tanıma vardı.

"Sevgilim bu şifreler az olmuş daha yok muydu onları da ekleyelim."

Bana bakıp güldü.

"Hem sen benim parmak izimi nasıl yaptın, yüz tanımayı da aynı şekilde."

Ben yaparım edâsı ile baktı. Geri telefonumu açtım hesaplarıma girdim. Biraz baktım. Profil resmimi de koydum. Mert'in hesaplarına baktım.

"Sevgilim ne çok takipçin var senin."

Bakakaldım. Onun hesabını bilmiyordum, daha doğrusu aklıma bile gelmedi bakmak.

"Ama hiç görmedim sen bakarken."

"Çünkü bakmıyorum, nadir bakarım. Çok muymuş takipçi ne kadar?"

Bu adamın bu genişliği de beni öldürüyor.

"350 milyon takipçi"

"Gerçekten de çok muş."

"Tepkin gerçekten bu mu?? Bin değil milyon.."

"Anladım güzelim milyon... Ünlü olmak o kadar kolay değil. Herkes bizim yaşadığımız hayat gibi yaşamak istiyor ama olmuyor ve olamaz da."

Hemen havalara girdi.

"Ne güzel dünyaca ünlü adam, takipçisi de çok, acaba bende ismim ile böyle konuşulur muyum? Takipçim olur mu? Dünyaca ünlü iç mimar Eftelya Arslanbey... Çok zarif duruyor."

"Eftelya Arslanbey mi?"

"Olmaz mı? Ne de olsa senin soyadını alacağım. Almayım mı?"

"Olmaz olur mu Eftelya Arslanbey, bir soy adı bu kadar mı yakışır..."

Bana gözlerini kırptı. Biraz konuştuk, daha doğrusu o gün hep konuştuk.

3 gün sonra;

Yatağımda telefona bakınırken Mert'in hesabını inceliyordum. Herkes tanıyormuş, ben hariç... Herşeyi inceliyordum.

Mert ile çekindiğim çok güzel bir boydan fotoğrafımız vardı. Çok güzel giyinmiştim o gün. Onu paylaştım. Telefonumu kenara atıp, Mert'in odasına gittim. Ama odasında yoktu. Terasına çıktım dışarıya baktım. Aşağıda oturuyordu. Bende aşağı indim.

Kendimi o kadar mutlu hissediyorum ki şu 2 gündür yeniden doğmuş gibiyim. 2 gündür de akşama kadar New York'da gezdik. Çok eğlendim.

"Günaydınnn"

"Günaydın Eftelyam, bu sesi çok özlemişim."

Bana sarıldı. Gülümsedim.

"Artık böyle, daha çok duyacaksın."

Öpüp, bahçede ki hazır kahvaltı masasına oturdum. 3 tabak daha vardı.

"Birisimi gelecek? 3 tabak daha var."

"Evet Eftelyam, benim bir baş belam var biliyorsun Bars, New York'a gelmiş kendiniz zorla çağırttırdı. Sana ve Esra'ya önemli bir şey diyecekmiş. Esra'yı da istedi, Ömer de onu almaya gitti. Gelirler şimdi."

"Aaa gerçekten mi? Ne güzel işte gelsin, demek ki tek abi kardeş anlaşmazlığı sizde yokmuş."

Güldüm, bir yudum çayımdan aldım.

"Bana ne diyecekmiş merak ettim."

"Bilmiyorum.."

Biraz daha oturduk, arkamdan Esra'nın sesini duydum. Yanıma geldi sarıldım. Biraz konuşup masaya geçtik. Ömer de bize katıldı tek eksik Bars'tı. Mert elindeki telefonu bırakıp bana baktı.

"Nerde kaldı bu oğlan, birde geç kalıyor. Sanki bilmiyor geç kalmalarını sevmediğimi."

"Gelir şimdi sevgilim az sabret."

Bars korumasıyla buraya doğru geliyordu.

Esra ile biz ayağa kalktık. Mert sadece bakıyordu. Ömer de geliyordu. Bars;

"Gözlerim kamaştı, bu kadar güzel, narin, zarif kadınlar görmedim ben."

Gülüştük. Yanımıza gelip önümüzde eğilip güldü, selam verdi.

"Bu güzel iltifat için teşekkür ederiz."

Esra da Bars ile tanıştı. Sıra geldi Mert'in gönlünü yapmaya.

"Abimm, yengecim hoş geldiniz tekrardan Amerika'ya."

Mert başta cevap vermedi, sonra;

"Eftelyam senin yüzünden yemek saatini geçirdi ve ilaç saati geçiyor otur kahvaltıya başlayalım artık."

Bars hemen karşı sandalyeye oturdu. Halleri çok komikti. Ömer de onun yanına oturdu. Kahvaltı boyunca baya eğlendik. Esra heyecanını yendi. Kahvemizi içerken Bars;

"Abim iznin ile bir şey diyeceğim. Belki biliyorsunuz bu akşam konserim var, bizzat yanınıza gelip sizi konserime götürmek için geldim. Konserime bu iki bayan gelir mi acaba? Sizi özel konuklarım olarak götürmek istiyorum."

Şaşırdım, beklemiyordum. Esra'ya baktım.

"Yaa gelmez miyiz tabi ki geliriz. Çok mutlu olduk şimdi, yanımıza gelip çağırdığın için de ayrıyeten teşekkür ederiz."

Mert bu davetin ona iyi geleceğini biliyordu. Çok güzel bir zamanlamaya denk gelmişti bu konser. Ayarlamaları kendisi halletti.

Biraz daha oturduk. Esra ile biz odama çıkıp hazırlandık. 3 erkek aşağıda bizi bekliyordu. Terastan onlara bakıyordum. Hepsi çok mutlu duruyordu. 1 saatte hazırlandık. Aşağı indik. Ne zamandır bu kadar güzel hazırlanmadım. Çok güzel bir elbise vardı onu giydim, Esra da dolabımdan beğendiği elbiseyi giydi. Aşağı indik. Konser 5 saat sonraydı oraya gidip ne yapacağımızı da bilmiyordum.

"Biz hazırız."

(Elbise modeli bu şekilde)

Bizi ilk defa görmüş gibi bakıyorlardı. Bir durakladılar. Üstümde bir şey mi var diye baktım. Geri onlara döndüm.

"Böyle bakarsanız biz geç kalacağız."

"Çok güzel olmuşsun Eftelyam. Gözlerimi alamadım."

"Öyle mi olmuşum. Senin yanına yakışayım dedim. Malum orda magazinciler haberciler peşimizi bırakmayacak, güzel görünelim. " Gülüştük.

"Sen zaten güzelsin. Asıl şimdi ben senin yanına yakışmıyorum."

Bars lafa dahil oldu.

"Abim yengem iltifatlarınızı bölüyorum ama.. ikinizde birbirinizi çok yakışıyorsunuz, çok güzelsiniz. Hadi gidelim, 1 saat diye ayrıldım. Beni beklemesinler hem daha sizi orda bekliyorlar. Kısa bir poz verirsiniz herhalde benim imajım için değil yanlış anlamayın sizi düşünüyorum."

Son dediğine sesli güldüm.

"Kesinlikle yanlış anlamadık, değil mi Mert?"

Mert ona dönüp;

"Eftelya olmasa gelmezdim, ona dua et. Sayemde ön plana çıkacaksın. "

Ömer lafa girdi.

"Son dakika... Mert Demir Arslanbey ile sevgilisi Darian'ın konserine geldi."

Hepimiz güldük.

Bars lafa dahil olup.

"Gerçekten şahane olmuşsunuz."

Bars o kadar komik ve eğlenceli ki, kesinlikle dünyaca ünlü pop starı demezsin. Egosu "0", eğlendirmesini biliyor.

"Teşekkür ederim..."

Yola çıktık. Konser yerine geldik. Devasa büyüklükteydi. Konser önünde yoğun bir kalabalık girmeyi bekliyordu.

Biz kulise geçtik. Bars konserine hazırlanıyordu. Biz de yan taraftaki kulise geçtik. Instagram da bakınıyordum. Esra birden bağırdı.

"Eftelyaaa.."

"Ödüm koptu, noldu?"

Elimden telefonumu alıp hesabıma baktı.

"Takipçi sayısını gördün mü?"

Hayır anlamında kafamı salladım.
Telefonu bana doğru tuttu. İçtiğim kahveyi yutamadım.

"89 milyon mu o?"

Esra heyecanla bana bakıyordu.

"Şaka heralde bu benim hesabım olamaz, Mert izin vermez ki. Hemde daha hesabı açalı 3 gün oldu."

Çok şaşırdım. Dikkat bile etmemişim. Bildirim falan da gelmiyordu. Ayarlamışlar.

Ben hesabıma bakıyordum.

"Esra bu normal mi? Ben şuan acayip şaşkınım."

Mert arkamızda bizi dinliyormuş.

"Normal Eftelyam. Eee tabi herkes benim gibi şanslı değil. Benimlesin merak ediyorlar."

Ona döndüm. Telefonumu yanıma koydum. Baktıkça daha da şaşırıyorum.

"Bugün çok şaşırıyorum. Ayy Mert ben yine heyecanlandım. Ne güzel kamera önüne çıkmıyorduk."

"Eftelyam söyledim ya herkes senin benim yanımda olduğunu bilsin, dokunmayı bırak göz ucu ile bakmaması gerektiğini görsünler. Sorulara cevap verme 2 dakika durup yerimize gideceğiz."

Kafamı salladım. Geri yerime oturup saatin gelmesini bekliyorduk. Bars hazırlanmış yanımıza geldi. Biraz konuştuk. Ben Bars Mert fotoğraf çekildik. Daha sonra Esra Bars ile tek çekildi. Herkes herkesle fotoğraf çekti. Ben de Mert ile ayrı köşeye geçip fotoğrafımızı çektirdik.

Çıkmadan önce üçümüzün olan fotoğrafı paylaştım. Altına da güzel bir söz yazdım. Daha saniyesinde 300 bin beğeni gelmişti. Şaşırtıcı ama güzel bir duyguydu.

Telefonumu çantama koyup, 1 saat sonraki konseri bekledik...

Beğendiniz mi?

Oy kullanmayı unutmayın 💜

Continue Reading

You'll Also Like

130K 3.6K 7
- Hamile misin?" diye sordu tek nefeste. Sesi titremişti. Bana zarar vermemek adına sıktığı yumruklarını gördüm. Bir açıp bir kapatıyor bembeyaz olm...
5.4K 490 10
Bir tarafta İtalya'da yaşayan dünyanın en büyük mafyanın torunu, en büyük mafya adamı KARAN, bir tarafta ise Türkiye'nin en zengin ailesinin torunu B...
400K 19.2K 19
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
4.3M 326K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...