ᴘʀᴇɴꜱᴇꜱᴇ ʙxʙ

By Xvantreach

282K 20.3K 5.9K

Kocaman şatoda yalnızca basit bir hizmetliydi ama neden prense bir eş seçme balosunda en çok parlayan oydu? (... More

ℬ𝒶𝓁ı𝓀 𝓀𝑜𝓀𝓊𝓈𝓊
ℬ𝑒𝓃𝒾𝓂 𝓀𝓇𝒶𝓁𝓁ığı𝓂
ℬ𝑒𝓃 𝓀𝑜𝓇𝓊𝓇𝓊𝓂
ℬ𝒶𝓀ı𝓃 ö𝓁𝒹ü
ℰğ𝑒𝓇 𝒾𝓈𝓉𝑒𝓇𝓈𝑒𝓃
𝒦𝓇𝒶𝓁𝓁ığı𝓃 𝓎ü𝓏ü
ℳ𝓊𝓂 ℐşığı
𝒴𝑒𝓃𝒾 𝒦𝒶𝒽𝓎𝒶
Ö𝓏ü𝓇 𝒹𝒾𝓁𝑒𝒹𝒾𝓂
ℬ𝑒𝓃𝒾𝓂 𝓀𝒶𝒽𝓎𝒶𝓂 𝑜
ℬ𝑜𝓎𝓃𝓊𝓂𝓊𝓃 𝒽𝒶𝓁𝓀𝒶𝓈ı
𝒢𝑒𝒸𝑒𝒹𝑒 𝓏𝒾𝓃𝒹𝒶𝓃
𝒞𝒶𝓃 𝒽𝒶𝓈𝓉𝒶𝓈ı
ℰ𝓃 𝑔ü𝓏𝑒𝓁 𝒾𝒽𝓉𝒾𝒽𝒶𝓇
𝒟𝑒𝓋𝒶𝓂 𝑒𝒹𝒾𝓃 𝑒𝒻𝑒𝓃𝒹𝒾𝓂
𝒯𝓊𝓉𝓀𝓊
𝒜ş𝓀ı𝓂 𝒽𝑒𝓅 𝓈𝒶𝓃𝒶
𝒮𝑒𝓋𝓂𝑒𝓀 𝒹𝑒 𝓎𝑜𝓇𝓊𝓁𝓊𝓇
𝒮𝑒𝓃 𝓀𝒾𝓂𝓈𝒾𝓃
𝒮𝒶𝓃𝒶 𝑒𝓂𝒶𝓃𝑒𝓉
ℬ𝒾𝓏𝒾𝓂 𝑔𝒾𝒷𝒾𝓁𝑒𝓇
ℳı𝓈ı𝓇'𝒶 𝒹𝒶 𝑔𝒾𝒹𝑒𝓇𝒾𝓏
Çü𝓃𝓀ü 𝑔𝑒𝓁
𝒯𝒶𝒽𝓉𝒶 𝒶𝓇𝒶𝒷𝒶𝓂
𝒟𝑒𝓃𝑒𝓎𝑒𝓁𝒾𝓂
𝒞𝒶𝓃𝓅â𝓇𝑒𝓂
ℋ𝑜𝓇𝓁𝒶𝓂𝒶
ℬ𝒾𝓉𝓉𝒾
𝒱𝒶𝓏𝑔𝑒ç𝓉𝒾𝓀𝓁𝑒𝓇𝒾𝓂
ℳ𝒶𝓈𝒶𝓁
𝒟üğü𝓃
Ö𝓏𝓁𝑒𝓂𝒾𝓂𝒹𝑒 𝓈𝒶𝓀𝓁ı
ℬ𝓊𝓇𝓃𝓊𝓂𝒹𝒶 𝓉ü𝓉𝑒𝓇
𝒦𝓊𝓇𝓉𝓊𝓁𝓊ş
𝒮𝑜𝓃
Ö𝔷𝔢𝔩 𝔟ö𝔩ü𝔪

Ö𝔷𝔢𝔩 𝔟ö𝔩ü𝔪 2

3.4K 265 111
By Xvantreach

Sapsarı saçları olan kız elindeki elma şekeri ile serginin içinde annesini ararken içindeki telaşa engel olamıyordu. 

Bilinmeyeni aramak küçücük yaşında bile onu en derin köşelere sıkıştırırken gözleri yavaştan doluyor, elma şekeri temiz ve cilalı sergi parkelerine düşmemek için direniyordu. 

Son bir umut arkasını döndüğünde gördüğü beden ile rahatlarken şimdi akan yaşlar mutluluk gözyaşlarıydı. 

Ayyakabıları ile annesine koşup bedenine sarılırken annesi onun aksine hiç telaş yapmamış gibiydi . Önündeki tabloyu dikkatle incelerken gözleri yanında yazan bilgilendirme metnindeydi. 

Kollarını önünde bağladığı elini açıp arkaya , kızının saçlarına koyup okşarken minik beden şu anlık kendi korkusunu kendi içinde atlatmaya karar vermişçesine annesine ses etmiyordu. 

Malum kendini bildi bileli tarihi eserlere ilgisi olan annesi yeni kalıntıların bulunduğu söylenen bu müzeye ilk uçakla gelmişti.

Kızın alışık olduğu şekilde elinde bir defter okuduklarını yazıyor, fotoğraf çekmek yasak değilse arşivlemek için fotoğraf çekiyor, yasaksa da oturup saatlerce o eseri çiziyordu. 

Ardından eve giderler ve annesi gene onları dosyalar ve yazılar yazardı. 

Kız bundan şikayetçi değildi.  Ancak böyle zamanlarda çalışmayan annesi ile zaman geçirebiliyordu. 

Annesinin çalıştığı masanın altına , ayaklarına kıvrılır , saatlerce onun klavye ve sayfa çevirme seslerini dinlerdi .

Şimdi ise eve gitmek için sabrediyordu çünkü gene annesinin ayaklarının dibine kıvrılmak gözüne çok cazip geliyordu .

Bundandır ki susmuş ve gözlerini annesinin izlediği esere kıskançlıkla dikmişti.

" Bunlar kim anne ?"

Annesi kızının sorusu ile kısaca ona bakmış ve boyuna gelecek şekilde çökmüşken anlatmak için hazırlanmış ve eli ile kırık heykelleri göstermişti. 

" Yazana göre bebeğim , bizden çok uzun yıllar önce bu topraklarda bir krallık varmış. Kalıntılarına çok önceden rastlanmış ama tahminlerine göre en belirgin heykel bu ikisi . Bunlar o krallıkta yaşayan iki erkekmiş. "

Leila gözlerini heykellere dikti , anlamıyordu nedene bu kadar hayran annesi bunlara.  Şahsen ona göre bir güzellikleri yoktu .

Heykelcilerin işlediği taşlardı işte. Ama itiraf etmeliydi ki en beceriksiz gördüğü heykeldi bu .

İki tane bedenin birbirine sarıldığı belliydi ama birinin beli baya kırılmıştı , orayı tutan el ise boşluğu tutuyordu .

Uzun olanın kafası ve hatları beceriksizce işlendiği kadar belli iken diğer kısa olanın sadece dudakları vardı.  Sanki diğerini öpmek için uzanmışlardı. 

İkisinin de bacak ve ayakları tamken parmakları eksik ve kırıktı. 

Uzun olan sanki onlara bakıyor ve kucağında duran bir diğer heykeli kimse görmesin diye sarıp sarmalıyor gibiydi. 

Daha fazla gözlerine bakamayan küçük kız uykusunun geldiğini annesine belli ederken iç çeken kadın kızını kucakladı ve çektiği bir kaç resim ile heykelden ayrıldı. 

Otele yerleştikleri andan itibaren çalışmaya başlayan annesinin dibine kıvrılma hayalleri kuran Leila ne yazıktır ki uyuya kaldığında annesi gece lambası ile masanın başına oturmuştu. 

Tarihçi olan kadının bu heykellere ilgisi barizken daha çoğunu öğrenebilmek için müzenin web sayfasını açtı ve okumaya başladı;

" Bir kadın ve erkeğin işlendiği bu eser tahminimizce yetenekli heykeltraşlar elinden değil bu iki aşığın birbirini taşa oyması üzerine elimize geçti .

Kazılarda kopan parçalar bulunmazken kadın heykelin yüzünün kırık olması cinsiyetinde bir soru işareti bırakıyor .

Bulundukları anıt mezarda yanlarında hiç bir değerli mücevher olmaması ve bedenlerinin bulunamaması başlarına ne geldiği hakkında ne yazık ki bize bilgi sunmazken sadece bu heykellerin bakarak birbirlerine çok aşık olduklarını umuyoruz ...."

Gözlerini ekrandaki bilinmezlikten alan kadının bakışları önce gece yarısını gösteren saati , ardından da uyuyan kızını buldu. 

Yüzündeki tebessüm ile masasını acelece topladı ve üstünü değiştirerek kendini kızının yanına attı. 

Anında ona sarılan beden ile uyurken ikisini de aydınlatan tek şey bilgisayarın ışığıydı. 

Zaman geçmişti, yuvalar kurulmuş , eşler ölmüş , bebekler doğmuş , doğa değişmiş , binalar yapılmıştı. Hayat kimseyi beklemediği gibi Kuyaş ve Yula'yı da beklememişti. 

Kocaman bir kralın gözde oğlu iken aşık olduğu yoksul bir hizmetli ona yeterken kendi küçük evlerinde çok az kişinin bildiği bir hayat yaşamışlardı . Onlara göre dolu dolu olan bir hayat. 

Çok sevmişlerdi birbirlerini. Karanlık gecelerde kendi ışıkları olmuş , doyasıya öpüşmüş ,korkmadan sarmışlardı kuru bedenlerini. 

Kuyaş son nefesine kadar yanında olmuştu Yula'nın .

Ayın ıslak çimlerin üzerine yağıdığı bir gecede oturdukları bahçelerinde sırtını dayamıştı sevdiği adama .

Kuyaş elleriyle yaşlı sevgilisinin ağrıyan kollarını okşarken ona sokulan beden huzur içinde son nefesini vermişti.

Onlardan geriye sevgi içinde birbirlerinin bedenlerini işledikleri heykelleri ve kimsenin onların iki tane erkek sevgili olduğunu kabullenemeyeceği hikayeleri kalmıştı, hangi devirde olurlarsa olsun ....

*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.

Continue Reading

You'll Also Like

102K 4K 59
"Yaranı yok edemeyiz belki ama güzel anılarla acısını hafifletebiliriz Can."
4.4K 480 6
Kurt Prens 2'nci sezon.
97.3K 4K 26
"Ne sanıyorsun sen kendini? Sevgili değiliz, asla olamayız, sen beni korkutuyorsun ve zarar veriyorsun!" Dedim direkt, kısa bir sessizliğin ardından...
3.7K 226 7
Poyraz Batuhan'a takıntılıydı. Herkes takıntının neye dönüşeceğini bilir, değil mi? BXB +18