Mafya'nın Aşkı

By mmavi_bulutt

1.5M 47.1K 16.6K

20 yaşında iç mimarlık 2.sınıf öğrencisi ,dış çevre ile çok bağıntısı olmayan genç bir kız. 26 yaşında acım... More

♧Karşılaşma...♧
♧Sevgilim ol!♧
♧Taşınma mı??♧
♧Kabul ediyorum..♧
♧Proje...♧
♧Tatil...♧
♧Takip...♧
♧Kedi...♧
♧Sekreter♧
♧Bilinmeyen numara?♧
♧Bitmeyen Korkunç Gece...♧
♧Akşam yemeği...♧
♧Zehirlenme...♧
♧Los Angeles...♧
♧Bileklik...♧
♧Aile Tanışması..♧
♧Davet...♧
♧Çam ağacı...♧
♧Sarhoş...♧
♧Alaca...♧
♧İş toplantısı...♧
♧Ceza...♧
♧Korku filmi...♧
♧Silah sesi...♧
♧Mor güller...♧
♧Hastalık...♧
♧Kar...♧
♧Kaçırılma...♧
♧Doğru mu??♧
♧Kimden Geldi?♧
♧Bırakma Beni Mert...♧
♧Yeni yıl..♧
♧14 Şubat❤♧
♧İhanet mi??♧
♧Gelen Kim??♧
♧Acı Gerçekler💔♧
♧Temiz Sayfa...♧
♧Acaba??♧
♧Doğum Günü...♧
♧Yer Altı Zindanı...♧
♧Geçmişden Gelen...♧
♧Maket Ev Seferberliği...♧
♧Kimin Adamı??♧
♧İstenmeyen Misafir...♧
♧Birden Bire...♧
♧Kurtar Beni...♧
♧Maldivler🌊♧
♧Son Anda...♧
♧Evlilik meselesi...♧
♧Plan...♧
♧O şarkı...♧
♧Kıskançlık...♧
♧Evet mi?❤ Hayır mı?♧
♧İtalya🍨♧
♧Unutkanlık...♧
♧Ufak sorun...♧
♧Dövme...♧
♧Kız isteme⚘♧
♧Mezuniyet♧
♧Yıldızlar♧
♧Bekarlığa Veda Partisi♧
♧Kına Gecemiz♧
♧Düğün♧
♧Balayı♧
♧Balayı dönüşü♧
♧Büyük Anlaşma♧
♧Karışık Duygular...♧
♧İlk Anılarımıza Dönüş♧
♧Orman Yolu🐎♧
♧Esra~Ömer İlişkisi♧
♧Hamile miyim?♧
♧Bebeğimizle Tanışma♧
♧Kalp Atışı♧
♧Bebeğim Yaşıyor Mu?♧
♧Ekşi Erik♧
♧Sürprizler♧
♧Gizemli Kaset♧
♧Şart♧
♧Kavga♧
♧Tekme♧
♧Cinsiyet♧
♧Uçak kazası♧
♧Atmayan Minik Kalp ♧
♧Gök Gürültüsü♧
♧Duygusal Değişimler♧
♧Kızımın İsmi♧
♧Doğum..♧
♧Yeni Düzen 👼♧
♧Senin Suçun ♧
♧Ölemezsin..♧
♧Küçük Aşk Oyunları♧
♧İntikam..♧
♧ Ve Sonuçları..♧
♧Yanlış Anlaşılma♧
♧Belirsizlik♧
♧Yalanlar♧
♧Gidiyorum...♧
♧İkinci Şok.. ♧
♧Kırmızı Bileklik♧
♧Korkular...♧
♧İntikam Oyunu...♧
♧Baş Başa Bir Gece♧
♧Ölüm Dolu Sokaklar♧
♧Bazı Hayatların Acıları♧
♧Trafik Kazası♧
♧MERT..♧
♧Yaşam mı, Ölüm mü?♧
♧Gizemli Çiçek Kartı♧
♧İkimizden Birisi Ölecek..♧
♧İçimizdeki Düşman♧
♧Yeni Sırlar... ♧
♧Kardeşler Mi?♧
♧Onu Kabul Etmeli Miyim?♧
♧Annelerimiz..♧
♧Neden Sakladın?♧
♧Boşanma♧
♧Affetmiyorum..♧
♧Bebeklerimiz♧
♧Kaderim Sizin Elinizde🌺♧
♧Baba-Kız Kıskançlığı♧
♧Aşiret Düğünü♧
♧Hisler..♧
♧Kurtaracak bizi..♧
♧Ölüm..♧
♧İntikam mı??♧
♧Bebeklerimin Hayatı♧
💙💙1Milyon💙💙
💜Yeni Kitap Duyurusu💜
♡Zehirli Kalpler-Yeni Kitap♡
♧Yeni Aşklar..♧
💜Güzel Haber💜
♧Kimseye Ait Olamazsın♧
♧Asla♧
♧Bu Kalpte Asla Olmadın..♧
♧İkiz Bebekler♧
♧Dikkat Et...♧
♧Buradayım...♧
♧Hayal..♧
💫DUYURU💫
♧İki kayıp!♧
💜2.Yıl💜
♧🐞Disneyland❄♧
♧2024🍷♧
♧Kafes Dövüşü ♧
🤎Önemli Duyuru🤎
♧Hastalıklar..♧
Dedikodu Times🙈
♧ Baba Oluyorum...♧
💜Ramazan Ayı💜
♧Boş Mezar..♧
♧ Keder Çığlıkları☔️♧
📢Bölüm Duyurusu..📢
💜QUİZ💜
♧ Kibrit🔥 ♧

♧Gün batımı...♧

9.5K 343 44
By mmavi_bulutt

Merhabalarr🤎

Güzel okumalar🤗

EFTELYA

"Onun burada ne işi var, nasıl bulmuş burayı, Ömer hani kimse buraya gelemezdi?"

"Gelemez vallahi yengem. Hiç bir arabanın buraya gelme gibi cesareti olacağını sanmıyorum."

Korumalara dönüp;

"Ben geliyorum, beklesin."

Ömer'e dönüp;

"Ömer Mert'in haberi olmayacak. Duyarsa senden bilirim."

"Ama yenge..."

"Ömer.!!"

"Peki tamam yenge, nasıl dersen. Yanında bende geleyim."

Kafamı salladım. Montumu giyip, bahçe kapısına doğru gittim. Biraz uzaktı, 5 dakikamızı aldı.

Karşıda annemi görünce gözlerim doldu, ama ağlamayacaktım.

Beni görünce sarılmıştı. Kendimi biraz geriye çektim.

"Eftelyam kınalı kuzum, seni çok özledim. "

"Ben özlemedim, beni arama, yanıma gelme demedim mi? Hangi yüzle geliyorsunuz? Benim için siz öldünüz."

"Öyle söyleme Eftelyam kızım. "

Biraz sesimi yükseltip.

"Ne söyleyeyim anne, ne söyleyeyim?
Beni siz açık açık satmışsınız. Beni başka emellerine kullanacaklardı farkında mısın? Hala bu tehdit gitmedi. Sen bana bunu demedin. Korumak için bir şey yapmadınız. Siz benim için hiç bir şey yapmadınız. Beni öne attınız. Hiç acımadınız mı bana? Bak arkama bak. Bir sürü adam beni korumaya çalışıyor. Her adımımda yanımda duruyorlar. Beni sattığı adamlardan, sizden, herkesten korumak için. Anne, babam beni tek bir adama satmamış."

Ağlayarak üstümdeki montu çıkarıp, yere fırlattım.. Kazağımın kolunu açıp;

"Görüyor musun? O beni istedikleri şeyi yapmak için zorladıkları yaralar hala duruyor."

(Kolundaki morlukları gösteriyordu. Arkasına dönüp sırtını da gösterdi.) Geri devam edip.

"Bak gör bak. Benimle ilişkinizi kesin. Sizi görmek istemiyorum. Defolun hayatımdan. Mahvettiğiniz yeter."

Annesi kızının yaralarını görmüş, ağlamaya başlamıştı.

"Kızım sana ne desem affetmeyeceksin beni. Ama beni bir dinle."

Korumalar dışarı çıkarmak için geliyorlardı, elim ile durdurup;

"Neyi dinleyim anne neyi beni nasıl satmaya karar verdiğinizi mi? Kimlere sattığınıza mı? Babamın nasıl kumar oynadığını mı? Ben geçen Amerika'ya geldiğimde babamın şirketinde kimi gördüm biliyor musun? Beni taciz etmeye çalışan adamı. Ondan kurtulmuştuk hani, ama babam olacak o aşağılık adam o pisliğin emri altında çalışıyor neden çünkü ona da kumar borcu varmış. Ben bilmiyorum mu sanıyorsunuz siz?"

Ömer de şaşkınca bana bakıyordu. Bunu bilmiyorum sanıyorlardı.

Ömer Eftelya'nın ağlamasına dayanamayıp eve götürmek istedi. Eftelya onu geri itip;

"Beni bırak Ömer!"

"Yengem gel hadi, şimdi bir şey olacak."

"Daha ne olacak Ömer, daha başkasına mı satmaya kalkacaklar beni? Benim suçum ne?"

Eftelya dizinin üstüne düşmüş ağlamaya başlamıştı. Annesi onun yanına gelip sarılmak istedi ama korumalar izin vermedi.

Eftelya ağlamaları içinde;

"Ben size ne yaptım? Neden ben? Beni hiç mi sevmediniz?..."

Gibi konuşarak ağlıyordu. Göz yaşını silip hafif kafasını kaldırdı;

"Sakın bana kızım deme, ne seni gibi bir annem, ailem var, ne de sizin bir kızınız var."

"Eftelya ne olur oturup bir konuşalım her şeyi anlatayım, seninle yeni bir başlangıç yapalım kızım."

"Seni de istemiyorum, DEFOLUP GİDİN HAYATIMDAN."

Ömer beni kaldırmaya çalışıyordu. Karşıda Mert'in sesini duydum;

"Eftelyammm"

Kafamı kaldırıp ona baktım. Koşarak yanıma geliyordu. Ömer adamlara dönüp:

"Götürün bu kadını, ÇABUK."

Mert bir Eftelya'ya bir de annesine bakıyordu. Onu görünce sinirlenmişti.

Annesine dönüp;

"Seninle sonra görüşeceğiz."

Eftelya'yı yerde otururken görmüştüm. Üstünde ceket yoktu. Ağlayarak elini toprağa vuruyordu. Ona bakıp, gözyaşını sildim.

"Eftelyam kurban olduğum kalk yerden."

Ağlayarak boynuma sarıldı.

"Ben geldim Eftelyam ağlama, (Ömer'e dönüp) BU KADIN NİYE BURADA, NE OLDU?"

Kucağına alıp hemen eve götürmüştü. Koltuğa oturtmuştu.

"Beni bekle hemen geliyorum tamam mı? Ağlama"

Hafif kafasını sallayıp, eli ile yüzünü kapattı.

"ÖMER!! O kadın buraya nasıl geldi? Nasıl buldu? Ne dedi? Niye Eftelya yerde ağlıyordu? Niye benim haberim yok lan?"

"Abi vallahi bilmiyorum nasıl buldu burayı. Esra demez, ona bilhassa söyledim. Konuşmak istedi. Yengem istemedi. Kovdu. Kavga ettiler. Yerden kaldıramadım. Benimle de kavga etti."

Mert sinirle gözlerini ovuşturmuş, dışarıdaki duvara yumruk atmıştı. Derin nefes alıp, yanına gitmişti.

"Güzelim iyi misin?"

Kafamı salladım.

"Anlat bakalım ne oldu?"

Kısık sesi ile anlattım. Sonra odama geçip uyumak istedim.

Yatağıma geçtim, kalbim ağrıyordu. Biraz rahatlamak istedim. 1 saat kadar odamda durduktan sonra Mert beni kontrol etmeye gelmişti.

Sessizce yanıma gelip, uyuyup uyumadığımı baktı. Kendimi toplayıp, ondan tarafa döndüm.

Yattığım yerde oturdum. Kollarımı açtım. Hemen yanıma geldi. Biraz sarıldım. Ona dönüp;

"Bu yaralar ne zaman geçecek? Hala geçmedi."

"Kremlerini sürmüyorsun ki, ben dersem yapıyorsun. Sür hemen iyileşsin."

Doğru kremi sürmüyordum.

"Biz bugün Esra ile buluşacaktık."

"Niye güzelim?"

"Spa'ya gidecektik zaten geç kaldım."

"Spa?"

"Spa. Çok yorulduk. Biraz rahatlamaya ihtiyacımız vardı. Şuan daha çok ihtiyacım var."

"Tek ikinizsiniz değil mi?"

"Evet, evet. Çok kasıldım, kaslarım ağrıyor."

"Peki nereye gideceksiniz?'

"Bilmiyorum, araştıracaktım malum bakamadım. Yolda bakacağım."

Derince bir iç çektim.

"O zaman sizi ben bir yere göndereyim, hem güvenliğinden emin olayım."

"Tamam o zaman ben hazırlanayım."

Biraz daha sarıldım. Hazırlanıp yola çıktım. Yoldan Esra'yı da alacaktık. Ömer'e utanarak:

"Şey.. Ömer sana bağırdığım için özür dilerim. Sinirliydim, öfkelendim."

"O ne demek öyle yenge, anlıyorum seni. Asıl ben özür dilerim."

Hafif gülümsedim. Esra'yı da aldık. Mert'in dediği yere geldik. Esra'ya anlatıp biraz konuştuk. Sonra masaj odasına girdik. Arkamızdan bir koruma girdi.

"Sen çıkabilirsin."

"Özür dilerim efendim, Mert beyin kesin emri var yanınızdan hiçbir şekilde ayrılamam."

"Mert?"

Bizim üstümüz böyle iken nasıl böyle bir şeyi kabul edeceksem. Bazen abartmıyor değil.

Esra daha inmemişti.

"Ömer'i çağırsanıza bana."

"Ömer bey çıktı efendim."

Ben neden şuan bunlar ile uğraşıyorum yaa...

"Mert'i ara"

"Mert beyin numarası bizde olmaz efendim."

"O zaman Ömer'i ara aaa"

Ömer ile konuştum.

"Yengem sizin için ama."

"İstemiyorum dedim aa, Mert nerede?"

"Toplantıda yenge, abim vallahi beni harcar."

"Ona de ki; "Yengem rahatsız hissediyormuş ve onu zorlamayacakmışız" dedi de."

Telefonu kapattım.

Adamları çıkartırdım odadan. 2 saat masaj yaptırmıştık. O kadar güzel geldi ki..

Güzel bir de bakım yaptırdık. Daha bir sürü bir şey. En son duş alıp, hazırlandık. Akşam olmuştu bile. 5-6 saattir buradayız.

Esra ile hazırlanırken bir soru sordum.

"Kuzu Amerika'ya gideceğin için mutlu musun?"

"Olmaz mıyım. Sen varsın, Ömer de var, en çok isteğim o idi biliyorsun yurt dışında okumak. Mutluyum. Peki sen mutlu musun?"

"Evet ama bilmiyorum. Bende senin saydıkların olacak diye mutluyum ama benim ki biraz da ortadan kaybolup, beni bulmamalarını istemem."

"Hadi Eftelya üzme kendini. Bir şey olmayacak."

"Umarım.."

Odadan çıkıp, aşağı indik. Mert bekleme yerinde oturmuş, bir şeyler içiyor, bekliyordu. Buraya gelmiş.

"Sevgilimm." Koşarak yanına gittim. Kucağına atlayıp öptüm.

"Sevgilim"

"Sen niye geldin, ne zaman geldin?"

"Korumaları kovuyormuşsun, beni de kovabilecek mi diye geldim. "

Güldüm.

"Tabi ki kovarım yarı çıplakken başka adam mı olacak odamızda, belki bakmaya çalışacak bize. Her şey olabilir."

"Yanlışlıkla baksalar bile onları öldürürüm, sen merak etme adamlar sağlam. Hem o haldeyken benden başka sana bakamaz ."

Gülüştük.

"Pardon sana kim izin verdi beyefendi? Ben izin verdiğimi hatırlamıyorum da."

"İzin almam mı gerek, ben öyle diyor ve istiyorsam öyle olur."

Tek kaşımı kaldırıp baktım.

"Bak senn, vallahi senide kovarım, beğenmedim senin korumalığını."

"Özür dilerim efendim, hangi hizmetimizi beğenmediniz?"

Hali çok tatlıydı. Dayanamayıp kahkaha attım;

"Hmm.. bir kere bugün beni 1 veya 2 defa öptün, hiç öpmedin. İkincisi beni aramadın, ve sonuncusu hala çantamı almadın."

Son dediğime bende güldüm o da güldü.

"Özür dilerim prenses hanım hemen çantanızı alalım, ahh ben nasıl unuttum."

2-3 dakika öyle gırgır şamata yaptık.

Biz Mert'le 2 gün sonra Amerika'ya gideceğiz. Esra bizden 2 gün sonra gelecek. Ömer'in onunla kalmasını istiyordu. Yani benim ayarlamamı istiyorlardı. İkisi de Mert'e diyemiyorlardı. Tabi ben deyince hayır demiyor. Bu arada Esra ile Ömer baya güzel sevgililerdi. Ömer her fırsatta onun yanına gidiyordu. Bazen benden izin alıyorlar, bazen ikisi de benden plan yapmamı istiyordu. Ama ikisinin de bu durumdan haberi yok, bu daha komik. Bu ilişkide benim emeğim daha fazlaydı.

Yarın sabah Mert'in yeni piyasaya çıkacak bilgisayarın tanıtımı var. İstanbul'da yapmak istedi. Sonra hemen Amerika'ya gidecektik.

"Sevgilim heyecanlı mısın?"

"Ne için güzelim?"

"Yarın yeni ürününüz lansmanı var. Herkes orada olacak. Ünlü iş adamları, gazeteciler, magazinciler..."

Bana güldü.

"Hayır güzelim, hatta ben gereksiz buluyorum da işte..."

"Aaa niye ya, ben senden de heyecanlıyım."

Esra da lafa dahil oldu;

"Mert enişte ne denir bilmiyorum hayırlı olsun diyeyim bari."

Ömer'le ben güldük.

"Teşekkür ederim Esra."

Yolda giderken bir kalabalık gördük. Merak ettim.

"Şurada ki kalabalık ne? Bakalım mı? En işlek caddede değil, kalabalık olmaz yani."

Esra:

"Bende merak ettim şimdi."

"Merttt huhuu bakalım mı?"

"Ne gerek var Eftelyam."

"Benim merakımın gitmesi için gerek var."

Arabayı durdurdum. Esra ben ve Mert arabada Ömer'i bekliyorduk. 2 dakika sonra arabaya döndü.

"Neymiş Ömer?"

"Bir moda tasarımcının yeni mağazasıymış galiba. Herkes onun tasarımlarını beğeniyormuş. Görmek için gelmişler."

Mert bana dönüp;

"Gereksiz bir şeydir demiştim."

Ama bu Esra ile benim için gereksiz bir şey değildi. Esra ile aynı anda;

"Acaba kim?"

Tabi ki de girip bakmalıydık.

"Sevgilimm girebilir miyizzz? Kısa bir süre."

Biraz düşündü.

"Sadece 10 dakika, daha işimiz var.(Ömer'e dönüp) Biz önden girelim, çıkana kadar kimse girmesin mağazaya."

"Tamam abi, 1 dakika bekleyin siz hanımlar."

Ömer önden inip mağazaya gitti. Geri geldi.

"Gidebiliriz."

Korumalar kalabalığı açarak bize yol açıyordu. Zaten bizi gören çekiliyor, fotoğrafımızı çekiyorlardı. Hemen mağazaya girdik.

Tasarımcı ile tanıştık. Çok değişik ama iyi biriydi. Biraz da kız gibi konuşuyordu. Bayılıyorum kız gibi konuşan erkeklere. Benimle fotoğraf çekinmek istedi ama izin vermedim, veremedim. Mert sağ olsun. Bende imzamı verdim...

Bir kaç kıyafet beğenmiştim. Mert de yanıma geldi.

"Sevgilim ben bunları istiyorum. Alabilir miyizz?"

"Alabilirsin güzelim, ama hızlı ol."

Esra ile beğendiklerimizi aldırdık. Hemen geri arabaya geçtik.

Yarın erkenden kalkmamız gerekti. O yüzden eve gidip dinlenelim dedik.

Mert'in giyeceği takımı gelmişti. Bakmıştım çok güzeldi. Farklıydı.

Bende giyeceğimi ayarladım. Erkenden uyuya kalmışım. Sabah da erken kalkmıştım. Mert yanımda uyuyordu.

Telefonumu alıp biraz bakındım. Haberler de hep yeni bilgisayar tanıtımı olacağı haberleri vardı.

Son dakika! Demir holdingin kurucusu Mert Demir Arslanbey yeni bilgisayar lansmanını erken tarihe çekti.

Son dakika! Piyasaya sürülecek olan yeni bilgisayar lansmanı İstanbul'da gerçekleşecek.

Gibi bir çok haber vardı. Biraz da magazin haberlerine bakındığımda Mert ile benim fotoğraflarım vardı. Bunlar dünkü fotoğraflarımızdı.

Biraz inceledim. Ekran resmini aldım.

Mert kurulmuş alarm gibi. Saati saatine nasıl uyanıyordu ya.

Kalkıp hazırlandık. Yolda yemek için sandviç hazırlattım. Böyle önemli işlerde yemek yemeyi unutuyordu.

Bende ilk defa göreceğim. Merak ediyordum, Esra da öyle. Mert erkenden çıktı. Şirkete gitmesi gerektiğini söyledi. Beni yormak istemiyormuş. Bende bir şey demedim, ayak bağı olmamak en iyisi şuan. 1 saat sonra ben Esra ile gelecektim. Esra'yı alıp yola çıktık. Bende canlı yayını izliyordum. Çok büyük bir alanmış.

"Esra baksana şuraya."

O da benim gibi şaşırmıştı.

"Eftelya orada beni tek bırakma sakın."

"Bırakmam bırakmam."

Biraz daha izledim. Esra'yı dürttüm.

"Esra bak bak."

"Ne oldu?"

"Ömer orada." Güldüm.

Esra tablete yakınlaşmış, bakmıştı.

"Orada gerçekten."

Sonunda geldik. Dışarıda duran habercilerden kaçmaya çalışıyorduk.

Çok sıkı güvenlik vardı. Adım başı bir şeye bakıyorlardı. Haberciler, görevlilerde falan özel kartlar vardı.

Herkes bize çok tuhaf bakıyordu. Yani beni gören şaşırıyordu. Korumalar bizi bir yerlere götürüyorlardı.

Mert daha gelmemiş. Onun odasına çıktık.

2 saat sonra lansman tamamlandı. Bizde aşağı inip dinlemiştik.

Her şeyi hallettik. Olaysız bitmişti. Arabada;

"Şükür bitti bugün, hiç sevmiyorum şu şeyleri."

"Güzeldi bence herkes seni konuşacak."

"Güzelim ben her zaman konuşuluyorum."

Kahkaha attım.

"Doğru."

Bugün İstanbul'da son gecemiz. Artık Amerika'ya gidiyoruz. 1 hafta çok hızlı geçti. Bunları düşünürken Mert beni kendine çekti. Kendime geldim.

"Güzelim ne düşünüyorsun bakalım, beni bile duymuyorsun?"

"Hıhh.. bir şey düşünmüyorum. Dalmışım."

"Söyle bakalım. Yarın gideceğimiz için mi?"

"Yoo.. gitmeden önce benim dediğim yere gidebilir miyiz? Hepimiz ama."

Esra ile Mert aynı ağızdan:

"Nereye?"

"Gidince görürsünüz. Ama arabayı benim sürmem gerek. Ömer sen arkaya gel."

"Ömer'e söyle götürsün güzelim. "

"Aynen yenge, her yeri bulurum ben."

"Ben sürmek istiyorum arabayı.."

Mert'in gözlerine baktım.

"Tamam sen sür bakalım."

Ömer arabayı sağa çekti. Ben şoför koltuğuna geçtim. Yanımda Esra oturuyordu. Ömer ile Mert de arkada oturuyordu. Arabada müziği son ses açtım. Önde biz çok eğleniyorduk ama arkadakiler tam tersi😅

Yarım saat sonra onları denize çok yakın bir yere getirdim. Burası Esra ile benim gizli yerimizdi. Üzüldüğümüzde sevindiğimizde hep buraya gelirdik. Denize bağırarak anlatırdık.

Burada yaşayan çok minnoş bir amca vardı; Bilal amca. Çok güzel yemekleri olurdu. Deniz kenarında ufak bir lokantası vardı. Zaten bizde, gizli olduğu için burayı çok sevmiştik. Lokantanın ilerisinde denizin hafif içinde bir salıncak var. 3-4 kişi çok rahat otura bilir. Burası sevgililer içinmiş ama bize o kural geçerli değildi. Hep otururduk. Gitmeden oraya tek değil de sevgilimle oturup, ayaklarımız suda baş başa vakit geçirmek istedim.

"Geldik.."

"Burası neresi Eftelyam?"

"İçeride anlatacağım, acıktınız mı? Bilal amcanın çok güzel yemekleri olur."

Esra'yla benim ağzım sulandı bile.

Mert bana bakmış;

"Bilmediğimiz yerde nasıl yemek yiyeceğiz Eftelya hanım?"

"Ben biliyorum, biz yemeye gidiyoruz, geliyorsanız gelin."

Biz arabadan inip lokantaya girdik. Şansımıza kimse yoktu.

"Hoş geldiniz kızlarım."

"Hoş bulduk Bilal amca nasılsın?"

"Sizi gördüm daha iyi oldum."

"Bilal amca yemeklerinden var mı? Biz çok acıktık."

Güldü.

"Olmaz mı kızım var tabi ki geçin siz getireyim."

Her zamanki yerimize geçip oturduk. Kapıda ki zil çaldı. Ömer ile Mert geliyordu. İkimizde gülüştük. Bilal amca mutfaktan çıkıp yanlarına gidiyordu, duraksadı. Dükkan ufak olduğu için konuşmalar duyuluyordu.

"Hoş geldiniz Mert bey, şeref verdiniz."

Aaa Bilal amca tanıyormuymuş Mert'i.

Mert cevap vermeden bizim yanımıza geldi. Bilal amca da arkalarından geldi. Gülerek;

"Hani gelmiyordun sevgilim?"

"İstersen geri gideyim."

"Hayır hayır otur, Bilal amcanın bir güzel yemekleri olur ki..."

Yemekleri getirmiş, masayı donatmıştı. Biz Esra ile yemeğimizi yiyorduk. Mert sağlıklı ve titiz bulmadığı için yemiyordu. Bilakis Ömer de. Biz yedirmeye çalışıyorduk, yemiyorlardı.

"Bir tadına bakın çok beğeneceksiniz."

"Eftelyam burası hijyenik değil ama. Hasta olacaksın buradan."

"İstanbul'a geldiğimden beri yerim ve hasta olduğumu bilmem bir tadına bak sonra yeme."

Bir kaç yiyecekten verdim. İkisi de beğendi. Mert bozuntuya vermek istemedi. Dürttüm:

"Hadi hadi beğendin değil mi? Aşçın bunlardan yapamaz iyi ye. Onların yaptığı güzel değil."

"Yani beğendim."

Ömer'in içi dışı bir o bayağı beğenmiş. Hapur hupur yiyordu.

"Aramızda ama ben bayağı beğendim yengem."

Esra ile gülüştük. Güzelce yemeği yedik. Güneş batımını o denizdeki salıncakta oturarak izledik. Bir tane şal aldık. Güzel geçirdik.

"Yaa öyle işte aşkım. Burası benim dertlerimi dinleyen ikinci kişi: deniz."

Beni öptü.

"Birincisi kim?"

"Esra."

"Ben?"

"Tamam sıralamada değişiklik yapalım. Birinci Esra, ikinci sen, üçüncü deniz."

"Ben neden birinci numarada değilim?"

Güldüm.

"Çünkü Esra daha ağır bu konuda. Her şeyi anlattırım. Seninle daha zaman geçsin birinci sıraya koyacağım."

"Öyle mi demek?"

"Aşkım yaa trip atma."

Güldüm. Ayağa kalkıp, eli ile denizden su sıçrattı. Bende kalkıp karşılık verdim.

O beni daha çok ıslatıyordu. Denizin içinde koşarak kaçmaya çalıştım. Mert belimden yakalayıp kucağına aldı. Gülmeye başladık.

"Şimdi seni denize bırakayım mı?"

"Aşkım hayırr"

"Demek ben birinci sırada değilim."

"Tamam aşkım anlaşabiliriz."

"Anlaşmayı beğenmezsem atarım seni denize."

Gülmekten konuşamadım. Boynuna sıkıca sarıldım.

"Şimdi seni birinci sıraya koyayım..."

Lafımı bitiremeden;

"Tek bunu kabul etmem bir şey daha isterim."

"Aaa daha ne istiyorsun?"

Beni denize daha yakınlaştırdı.

"Tamam tamam düşüneyim."

Dudağından öptüm. Geri çekildim.

"Anlaşma sağlandı mı?"

Hayır anlamında kafasını salladı.

"Ne istiyorsun başka?"

"Bilmem"

"Aşkım bak şimdi düşeceğiz. Çıkalım denizden."

"Hayır"

"Peki tamam denizden çıkalım arabada ne istiyorsan düşün yapayım. Söz."

"Bu teklifini beğendim, işte"

Bana göz kırptı. İşte şimdi yandım. Bir an ağzımdan çıktı. Şimdi benden normal bir şey istemez.

Denizden çıkıp arabaya geçtik. Esra ile Ömer'i gönderdim. 3 gün sonra Amerika'ya gelecekler hazırlansınlar dedim.

Arabayı Mert sürüyordu.

"Sevgilim Ömer Esra ile gelse olur mu?"

Lafı dolandırmadan sordum.

"Neden?"

"Öylesi daha iyi çünkü."

"Güzelim sana hayır diyemiyorum diye bu durumdan faydalanıyormuşsun gibi geliyor bana. Nedenini söyle bakalım."

"Aaa aşkım ben öyle yapar mıyım aşk olsun. Yani şimdi senden utanıyorlar ve korkuyorlar. Bana bir şey demiyorsun. Benden rica ediyorlar. Bende senden."

Bana bakıp güldü. Elimden tutup öpmüştü.

"İyi tamam ama Eftleyam bu son."

"Tamam son. Zaten bende kızdım. Ben sizinle mi uğraşayım diye."

Biraz zaman geçti. Mert yüzündeki ifadeyi bozmadan, yola bakıp;

"Evet konuşalım şu teklifini."

"Acelesi var mı aşkım ya dursun şimdi"

"Arabada konuşacağız diye anlaştık."

"Korkunun ecele faydası yok gönder gelsin."

Yerimde dikleştim. Ona döndüm.

Arabayı sağa çekti. Bana döndü, ve tek dediği şey;

"Amerika'ya gitmeden önce baban ile yüzleş. Söylemek istediğin, yapmak istediğin ne istiyorsan onu yap ve gidelim. Her gece senin ağlamana dayanamıyorum. Yüzleş tamam mı?"

...

Oy kullanmayı unutmayın lütfen 😊

Continue Reading

You'll Also Like

98.5K 18.2K 168
Bir gülüşü vardı azizim. Hem bağımlısı yapıyordu kendine. Hem bitiriyordu içten içe. Hala afallıyor gözlerim. Cenneti görüp de cehenneme düşmüşcesine...
242K 13.8K 34
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...
1.4K 403 17
"Sırtım onun yatağının soğukluğu ile buluştuğu o ilk an, günaha boyandığım andı." Hayatın zorluklarına göğüs gerenlerin, düşenlerin ve yeniden ayağa...
338K 4.7K 19
''Sen benim kocam değilsin.'' diye bağırmıştım. Alphan ise dibime kadar girmiş gözlerimin içine bakarak'' Ben senin kocanım gerçek bu artık kabullen...