Saffet Can'ın geniş deliğinden sıkılarak çıkıp, "Ağzına al" diye mırıldandı. Artık ne soktuysa, tüm darlığını kaybetmişti ve gram zevk vermiyordu. Can onun dediğini yaparken Saffet bir an önce boşalıp gitmenin peşindeydi.
Kafasını indirip baktığı surat ve tip istediği şekilde değildi. Oysa ona göre fark etmezdi. Şu zamana kadar hiç fark etmemişti. Şimdiyse seçici davranıyordu. Tüm isteklerini tam anlamıyla karşılayan sadece birisi vardı ve herkeste onu aramaya başlamıştı.
Utku aklına geldiğinde Can'ı saçlarından tuttu. Gözlerini kapatıp hızlı hareketlerle işine devam etti. İşi bittiğinde hiçbir şey demeden üstünü giyip evi terk etti.
Bir tane sigara yaktıktan sonra saate baktı. 11e geliyordu. İçine bir sıkıntı düşmüştü. Keyifsiz hissediyordu. Telefonu açıp Utku'nun ismini izledi birkaç saniye. Ardından yana kaydırıp telefonu kulağına götürdü.
"Efendim?" Utku'nun sesini duyduğunda gevşeyen vücuduyla birlikte sırtını duvara yasladı. Bir elinde sigara bir elinde telefon insanların geçtiği caddeyi izlemeye başladı.
"Uyuyor muydun?"
"Film izliyordum. Sen?"
"Öyle, dışardayım." Ne diyeceğini bile bilmiyordu. Sesini duymak için aramıştı sadece. Ne ara 'sesini duymak için aradım' evresine geçtiğini bile bilmiyordu. Bir haftadır göremediği kumralı gözleri her yerde arıyordu.
"Niye aradın, hayrola?" Utku'nun da gözünden kaçmamıştı bu. Saffet onu öylesine aramazdı.
"Canım sıkıldı." dedi sadece. "Ne izliyodun?"
"Toy Story. Türkçesi oyuncak hikayesi yani, sen bilmezsin şimdi."
"Hım." diye mırıldandı. Harbiden de bilmiyordu. Yabancı dizilerle filmlerle arası yoktu. "Börü'yü izledin mi sen?" Sadece adını duyduğu aklına gelen ilk yapımı öylesine sordu.
"İzlemedim de, o dizi değil miydi?"
"Bilmem, dizi miydi?" dediğinde Utku'nun gülüşü kulaklarına ulaştı. Gülümsedi.
"İzlemediysen niye soruyorsun mal?"
"Bak benimle düzgün konuş, sikerim seni." Sonra güldü. "Sikiyorum zaten."
Utku onun taklidini yapıp nefesini üfledi. "İşin yok mu senin Saffet, bana niye musallat oldun şimdi?"
"Benim işim sensin."
Utku duyduğu şeyle kızardığını hissetti. "Kes lan gevşek. Daha Toy Story'i bilmiyorsun, artistlik yapma bana."
"Herkes her şeyi bilemez."
"Cahilim demiyor da."
"Cahillikle ne alakası var bunun? Açıkla bana."
"Cahile laf anlatmam ben." Kıs kıs gülerek konuşuyordu Utku. Saffet'i sinirlendirmek hobi olmuştu. Saffet bir sabır çekti.
"Ee, gelmiyor musun buraya? Alt tarafı iki saatlik yol Saffet, mazot parasını da yollarım merak etme."
"Eve geçicem." dedi yaslandığı yerden doğrularak. Arabasına doğru yürümeye başladı. "Direksiyon sallayamam şimdi."
"Tamam. İyi geceler o zaman." Telefon suratına kapandı. Gülerek telefonu cebine koyup arabanın radyosunu çalıştırdı. İstediği olmayınca rest çeken kumralın bu hallerine bayılıyordu.
2 saatlik yolu gaza basarak çok daha kısa sürede aşmıştı.
Saffet
Açım
Utku
Yemek ye
Saffet
Gel de birlikte yiyelim
Utku
Aynen kalkar gelirim şimdi
Amk
Siktir git
Saffet
Gelmiyon mu
Utku
Ne diyon Saffet
Mal mısın
Saffet
Aşağı in diyom
Utku
Cidden mi
Yalan söylemiyorsun di mi
Bak piçlik yapma
Sikerim
Saffet
Öğrenirsin aslanım gel hadi
Utku
Ne aslanım hayırdır
Saffet
?
Utku
Askerlik arkadaşın mıyım ben senin
Saffet
Belki olursun
Utku
Aynen devrem haklısın
Saffet
😂😂
Hadi prenses
Bekletme beni
Utku
Prensesine de sana da
Saffet
?
Utku
😇😁✌
Saffet arabadan inip kaportaya yaslandı ve Utkuyu beklemeye başladı. Aslında gelmeyecekti, ona yüz vermek veya şımartmak istemiyordu. Gelme fikri bi anda nasıl nereden çıktı onu bile bilmiyordu. Sadece... görmek istemişti. Ve sikmek. Sikmesi de lazımdı.
Kumral çok geçmeden otelden çıktığında gözleri etrafta gezinmişti. Üstünde bir sweat altında bir şort vardı. Ayaklarına basketbolcu ayakkabısı geçirmişti. Dağınık dalgalı saçları tatlı tatlı uçuşuyordu.
"Pişt." dedi Saffet. Utku'nun gözleri anında ona döndü. Dudakları gizlemeye çalıştığı gülümsemeyle kıvrılırken Saffet'in yanına geldi.
"Gelmişsin." Ellerini cebine koyup topuğu ve parmakları üstünde birkaç git gel yaptı.
Saffet'in gözleri onu baştan sona süzdü. "Hım. Filmini mi böldüm?"
"Yok bitmişti. Niye geldin lan, gelmeni beklemiyordum."
"Gideyim mi geri?"
"Boş yapma." Gözlerini uzun uzun Saffet'in suratında gezdirdi. Elmacık kemiği üstündeki hafif morluklar gördüğünde kaşlarını çatmıştı.
"Yine mi biriyle dövüştün?" Parmağını hafifçe morlukların üstünde gezdirdi.
"Ringde yedim birkaç sağlam yumruk. Öp de geçsin."
Utku uzanıp elmacık kemiği üstünden hafifçe öpüp geri çekildiğinde Saffet kalp ritminin hızlandığını hissetmişti.
"Ne öpüyorsun lan sokak ortasında?" dedi kendini hızlıca geri çekerek. "Geç arabaya."
"Sen dedin öp diye?"
"Şaka yaptım amına koyim, yapma bir daha." Ters ters mırıldanıp arabaya bindi. Utku arabaya binmeden önce göğüs kafesine birkaç kez hafifçe vurdu 'kendine gel' dercesine.
"Keyfimi siktin attın." Utku arabaya bindiğinde ona bakmadan söyledi.
"Normal mi sence bu amk?" dedi Saffet sinirle. Arabayı çalıştırmamıştı. "Triplenme bana."
Utku onu duymazdan gelerek, "Şu ışıklardan düz sür." diye mırıldandığında Saffet ona bakmayan kumrala daha çok sinir oldu.
"Bana bakarak konuş."
Utku ona bakmadan yolu izlemeye devam ettiğinden çenesinden tutup kendine çevirdi.
"Cevap ver."
"Emir verme bana." Çenesindeki eli ittirdi. "Etrafta da kimse yok diye yaptım. Bu kadar rahatsız oluyorsan siktir git."
"Yapma diye uyardım, bunda bir sorun yok?" Gözleri Utku'nun sinirli yüzünde gezindi. Sinirlenince çok seksi oluyordu.
"O zaman üslubunu sikeyim."
"Düzgün konuş."
Utku ne diyeceğini bile bilemeyerek baktı Saffet'e. "İniyorum ben, muhatap olamam senle." Arabadan inmek için hamle yaptığında Saffet onun kapı koluna uzattığı elini tuttu.
"Dur. O kadar yol geldim, gitmiyorsun bir yere." dediğinde bu Utku'ya mantıklı gelmişti.
"Tamam, düz sür o zaman."
"Bana bak önce." Utku'nun bakışları ona döndü. "Yaklaş şimdi."
Utku dik dik ona baktığında eliyle gel gel işareti yaptı. Utku istemdışı bir biçimde ona yaklaştığında Saffet de uzanıp dudağından öpmüştü. Bunu niye yaptığını bile bilmiyordu. Daha önce hiç bir erkekle öpüşmemişti. Seks sırasında Utku öptüğünde buna bir şey dememişti çünkü o an önemli bir detay değildi.
Şimdi bile isteye öpmesiyse bambaşka bir durumdu. Geri çekildiğinde göz göze geldiler.
"Öyle olmaz, öpüyorsan adam gibi öp."
Utku Saffet'i ensesinden kavrayıp kendine çekerek dudaklarını birleştirdiğinde ikisi de birbirinin dudaklarını yemeye başlamıştı. Uzun uzun, hiç ayrılmadan ıslak bir şekilde öpüşürlerken Utku eliyle Saffet'in bacağını okşuyordu. Saffet'se kafayı yiyecekmiş gibi hissediyordu. Utku'ya doyamıyordu.
Sonunda ikisi de geri çekildiğinde Saffet gözlerini yola çevirmişti. Beyni çalışmayı bırakmıştı resmen. Bu kadar basit bir şey bile neden bu kadar iyi hissettirmişti?
Ve daha öncesinde öpüştüğü kızlar hiç bu kadar iyi hissettirmemişti.
Alt dudağını dişleyerek geri çekilen kumrala nefes nefese baktı. Utku kızarmış dudaklarında dilini gezdirip, "Beni hep öpsene böyle." diye arsızca mırıldandığında içinden bir küfür edip önüne döndü.
Utku'nun dediği gibi ışıklardan düz giderken, "Düz devam mı?" diye sordu.
"İleriden sola dönücez. Yemekleri güzel bir yer var, orada yeriz diye düşündüm."
"Aynen, fark etmez." Vitesi ikiye attıktan sonra Utku'nun bacağını kavrayarak arabayı kullanmaya devam etti.
Kumral yanındaki esmere sonra da bacağını kavrayan ele baktı. Rahatça geriye yaslanırken o da elini bacağının üstündeki elin üstüne koydu.