Sapık!.

By justsmileandsleep

3M 99.7K 20.5K

Bizim hikayemizin olağanüstü bir güzelliği yoktu. Olağanüstü kişiler, olağanüstü olaylar... Hiçbiri. Ama bizi... More

●Başlangıç
●Komşu?!
●Sakin ol şampiyon.
●İtici bir sabah.
●"Yürü, gidiyoruz Aylin Ay."
●Yürüyüş.
●Fotoğraf.
●Tesadüf.
●Lunapark.
●Tehlikeli, salçalı makarna.
●TFIOS.
●Karne Günü VS Kötü (!) Haber
●Yıldızların Altında.
●Su Güreşi.
●En rezil gün.
●Alışveriş.
●Tanışma.
●.
20- Rezillik s.s
21- Tabu.
22- Bu kadar güzel olmaman gerekiyodu.
23- Romantik Öküz.
24- Karaoke.
25- Yoksa regl mi oldun?
26- Götün tavana kaçmamış mıydı senin?
27- Olaylı Bir Gece.
28- Paintball.
29- Öpçük?
Yazar Kendini Tanıtıyor B|
30- '' Kerhaneye mi gidiyoz amk?''
31- '' İkinci bir şans daha verebilir misin?''
32- Sapık!.
33- "Sonra döndüm dedim ki;"
34- " Sonsuza sevgilim"
35- " Ender?!"
36- Tehlikeli oyun.
37- " Bul beni kaybolmuşum."
38- " Hep gelirler."
39- " Bırakma.. Sen benim eksik parçamsın."
40- "İYİ GECELER DEDİM!"
*Çok önemli*
41- "Uçak kalkıyooor."
42- "Abiler kız kardeşlerini korurlar."
43- " Hayır danacık."
44- "Sen benim gökyüzündeki yıldızımsın." *Yılbaşı özel*
45- Çene kasılması.
46- "Tek Erkek."
47- Kardan melekler.
48- "Aşkına aşık olduğum adam."
49- "Ben kavrulmaya hazırım."
50- Tatil. *Sevgililer Günü özel*
51- Otel odası.
52- Doğum günü hediyesi.
53- Tokat.
54- Kaçırılmak.
55- "Beni bırakma."
*Rüyalar*Özel*
57- Vazgeçmek
58- Aldanış.
59- Haber
60- Hoşça kal.
61- FİNAL 1.PART
FİNAL PART 2
Yazar'dan Veda
Özel Bölüm 1
Özel Bölüm 2- Yeni Bir Yıl, Yeni Heyecanlar

56- Zombi.

22.7K 783 134
By justsmileandsleep

Aman Allah'ım 1M olduk. Bir dönemler kimse yorum yapmıyorken şu an 1M sevincini yaşıyorum ve buna BA-YIL-DIM. Nice milyonlara sapıklarım :') Hepinize 1M kere teşekkür ederim petitolarım. Bölümün gecikme sebebi en sonda. Bölüm sayfa sayısı olarak nasıl bilmiyorum ama olayları uzun tutmaya çalıştım. Final her an olabilir. Yine özel bölüm yazacağım, karakterlerim sizi bırakmayacaklar. Facebook grubumuza gelin. Çok sessiz gerçekten. Belki sohbet gurupları açarız ve benimle sohbet edebilirsiniz!

Mesaj da atın, boşsam cevap veriyorum. 

Medyada karakterlerimizin şebek halleri. Şarkı yine benim bir tanem sjjshs

Tekrar 1M için öpüyorum hepinizi :') İyi okumalar.

"Ne evlenmesi? Neler oluyor?"

"Sen anneni boş ver yavrum. Daha yeni uyandın söylediği sözlere bak..." Abimle annem babama tip tip bakarken babam onları umursamayıp, kocaman sarıldı, "Aramıza tekrar hoş geldin bir tanem." "Hoş buldum."

"Aylinciğim! Kendini nasıl hissediyorsun canım? Bir yerin ağrıyor mu?"

Bu sefer tip tip bakma sırası bana geçmişti ve Melek teyzeye uzun uzun baktım, ben bıçaklanmıştım! Bıçak bıçak! Daha yeni kurtulmuştum, nasıl iyi olabilirdim? Ha tabii bıçaklanmadan önce de tacize uğramıştım. Hayatımda hiç olmadığım kadar iyiydim be.

"Çok şükür Melek teyze."

Durukan'ın babası da gelip sarıldı. Ardından annem ve abim sarıldılar. Gözlerinden okuduğum kadarıyla, bu mesele burada bitmemişti, "Aylin'i bıçaklayan herif hala bulunamadı mı?"

Abimin cümlesiyle herkes sus pus oldu ancak Durukan dişlerini sıkarak fısıldadı, "Bulunacak. Er ya da geç." Hadi ama! Bunların gerginlikleri hala devam mı ediyordu?

"Tabii ki bulunacak."

Açıkçası abimin söylediği söze hiç şaşırmamıştım. "Anneciğim... O herif kim, tanıyor musun?" Ne diyecektim ben şimdi!? Yardım dilenircesine Durukan'a baktım. Kaş göz hareketi yapıyordu. Ama neyden bahsettiğinden ufacık bir fikrim yoktu.

"Iıı...Şey..."

Lanet olsun! Neden polisiye izlemiyordum ben!? Düşün Aylin, düşün kızım. Omm...

"Onlar fidye istiyorlarmış!"

"Sen bunu nereden biliyorsun kızım?"

Soruyu yönelten babamdı. Tamam ya yaratıcı kızım ben yapabilirim, "Ya şimdi bunlar eskiden polismiş tamam mı? Polislere karşı kin gütmüşler. İşte beni kullanarak hem eski polis arkadaşlarına ne kadar tehlikeli olduklarını göstermek istiyorlar. Hem de bunu aynı zamanda kanıtlamak. Bunu da... Şeyden biliyorum ya-"

"Aylin!"

Kapı açılıp Güneş hızla yanıma gelince ben de içimden şükür namazı kılıyordum, "Beni bırakmayacağını biliyordum pislik petitocu."

O kadar sıkı sarılıyordu ki birazdan büyük babamla beraber okey oynayabilirdik, "Yavaş ol! Kemiklerimi kıracaksın, ah, nefes alamıyorum!"

"Tamam be!" Geri çekilince arkasında mahzun mahzun duran Kerem'i yeni fark etmiştim. Aynı zamanda Güneşin gözünün altındaki, artık mora dönüşmüş kızarıklıkları da ve zombiye benzeyişini de yeni fark etmiştim.

"Kızım ne oldu sana böyle? Zombiye dönmüşsün..."

Kerem tam, 'o her haliyle güzel' demek için ağzını açmıştı ki, ailelerin yanımızda olduğunu hatırlayınca sustu. Güneş de bıyık altından gülüp konuştu, "Acaba kimin için zombiye döndüm? Aa! Sevilmekte yaramıyor bu kıza..."

Sonra abime döndü, "Aa! Alper abi? Ne ara geldin sen ya? Eheh, o kadar hastanede bekliyorduk biz Aylin'i. Seni görmedik..." Göz devirdi abim, "Aylinin evleneceğini duyunca uçtum da geldim, hani benim bazı doğa üstü güçlerim var ya... Işınlanabiliyorum, uçabiliyorum. Hatta ve hatta görünmez de olabiliyorum!"

Abim ne kadar da her şeyi abartmayı severdi...

"Ay bu oğlum alem benim ya. Ahahahah!" Annemin şen kahkahası üzerine Melek teyze de kahkaha atmış, ardından kocalar da azar yememek için aynısını yapmışlardı. Tabi biz beş kişi olarak neye güldüklerini anlamaya çalışıyorduk. Anlayamayız.

"Sen orada ne bekliyorsun pısırık pısırık! Gelip uyanmamı kutlamayacak mısın?"

Kerem önce çevresine baktı ama sonra kendisine dediğimi anlayıp sırıttı, "Ya şey ya. Annemler gelecekte senin için... Kapıya geldiklerinde ilk beni görsünler diye şey ettim..."

Yalandan ağlarmış gibi yaptım, "Oysa ben... Uyanınca halay çekersin sanmıştım. Her şey yalan mıydı!?"

"Abuk subuk konuşup asabımı bozma Aylin!"

Abime baktım. Sinirlenmişti. Solumda duran Durukan da sinirlenmişti ve sesini çıkaramıyordu, biliyordum. Aman! Çokta lülü. "Ne dedim ki ben ya! Baba oğluna bir şey söyler misin!?"

"Bir şey."

Babamın abime söylediği o iğrenç kelimeyle yüzümü buruşturdum. Tabii ki de benim ailem ve Durukanın ailesi kahkaha atmıştı! "Pes yani. Pes diyorum başka da bir şey demiyorum!"

Söz Durukanın babasına geçmişti şimdi, "Ay ne espritüel bir ailesiniz siz.. Keremin ailesi gelsin, bakın sanmışsınız ikiz aileniz!" Durukanın babasını kimse umursamayınca Güneşe döndüm tekrar, "Ezgi teyzeler gelmeyecekler mi?"

"Onlar Keremin ailesiyle gelecekler."

Ne!? Ne ara iki aile tanışıp da kaynaşmışlardı? Ben uyurken neler oluyordu böyle!?

"Tamam."

"Beyefendi çekilir misiniz?"

"Bakın hanımefendi! İçerisi yeterince kalabalık. Daha fazla kişiyi alamayız!"

"Ne demek alamayız! Zombi miyiz biz? Kıza mikrop mu bulaştıracağız!? Ay Hamdi sen de bir şeyler söylesene... Mal gibi açmışsın ağzını öyle bekliyorsun!"

"Hanımefendi. Sorun sizin ona mikrop bulaştırmanız değil..."

Kapıdan gelen seslerle hemen anlamıştım olayı. Bu Ezgi teyze ve kocası Hamdi'ydi. Ezgi teyze Güneşin annesi olup, dediğim dedik bir kadındı. O ne derse o olacaktı. Çok titizdi ve aşırı dürüsttü. Esprilerden nefret ederdi ama kendisi yapınca herkes gülsün isterdi. Açıkçası hiç iyi bir kaynana olamazdı.

Sonunda kapı açıldı ve Ezgi teyzeyle güvenlik göründü. Hamdi amca hemen arkalarındaydı.

"Aha bak bakayım, iyicene bak iyicene. Zombi miymişim ben? Heh! Mikrop mu bulaştırıyormuşum?"

"Hanımefendi içeriye girmeniz için iki kişinin çıkması gerek! Hatta arkadaşlarınız da gelecekmiş dört kişi..." "Ben çıkarım!" Herkes Durukana baktı, ben de dahil. Odadan çıkması çok iyi olmuştu. Böylece sinirlenmezdim.

"Ben de!"

Abimin sertçe konuşmasıyla dudağımı ısırdım. Eğer ikisi çıkarsa kapının arkasında üçüncü dünya savaşı olabilirdi. Ne yapabilirdim... Yardım dilenircesine babama baktım. Onunda durumu anladığı belliydi, "Ben de çıkarım."

Ve annem konuştu, "Ben de!"

"Otur oturduğun yere anne!" Öyle bir bağırmıştım ki oturup ağlayabilirdim bir daha sesim çıkmayacak diye, "Nedenmiş o?" Yeniden dudağımı ısırdım. "Çünkü..."

Güneşe bakınca ağlama işareti yaptığını gördüm. Ne demek istiyordu? Tamam, buldum! Duygu sömürüsü! Ah, pikaçum. "Çünkü sen benim annemsin. Bu zor zamanda yanımda durmazsan ne zaman duracaksın? Annem..."

"O zaman ben çıkarım ya."

Bu Durukanın babasıydı. Babasının ardından annesi de konuştu, "Ben de çıkayım bari..." Oh tamam süperdi. Durukanın götünü kollamıştık. Üçe ikiydi durum. Durukanın götünü kollama olayı mı? Aslında kendi götümü kollamıştım, ne de olsa o ağzından bir şey kaçırırsa, benim de yanardı çıram.

Dört adam ve bir kadın çıkınca Ezgi teyzeyle Hamdi amca girdi içeriye. Tabi Ezgi teyze güvenliğe pis bakışlar atmayı ihmal etmiyordu, "Aylin! Oy benim kuzum bıçaklanmış mı? İyisin değil mi canım? Neren ağrıyor?"

Ezgi teyze hep beni sevmiştir.

"Bir yerim ağrımıyor Ezgi teyze."

Hamdi amca bir yere oturmuyordu çünkü aramızda erkek olan bir tek Kerem vardı. O erkek de olmayabilirdi. Karışık bir durumdu.

Ezgi teyze 'şılak' diye yüzüme tükürünce kaşlarımı çattım, "Ne yapıyorsun Ezgi teyze? " Ezgi teyze sırıttı, ben o arada yüzümdeki on litre suyu siliyordum. Bu kadın tükürük bezlerini nasıl dolduruyordu böyle? Sözde titizdi ha!

"Okuyup üfledim kızım. En son nazar tükürüğümü atmamıştım ya hani... Bir daha nazar değmesin diye..."

"Kendi kızını harap ettin bari şu kızı rahat bırak be kadın!" Ah, ilahi Hamdi amca! Haydi amcayla Ezgi teyze bir gün olsun kavga etmeden duramazlardı. Ama sonunda hep barışırlardı. "Ben kızımı falan harap etmedim! Dimi Güneş?"

Güneş ses çıkarmayınca Ezgi teyze annemin yanına oturdu, "Zaten sen ne biçim kızsın ki? Kız mısın sen!? Biraz annene çek bari. Hiçbir şeyi beceremiyorsan nasıl evleneceksin? Turşunu mu kuracağız!"

Konu ne ara evlenmeye gelmişti ya?

"Anne, okuyorum ben ya!"

"Sus Güneş! Ay Nesibe! Senin çocuklar da benimkiler gibi dimi?"

Annem konuştu, "Onu bırak da Keremin annesigil nerede kız?"

"Onlar kafeteryada."

Biri beni öldürebilir mi? Ben bunların dedikodularını dinlemek zorunda mıyım? Ben biliyordum bu iki kadın bir araya geldi mi hiç susmazlardı. Üç kişi olarak hiç dedikodu yapmamışlardı ama Senem teyze gelse daha bir koyulaşacaktı bu sohbet.

Ve kapı açılıp Keremin annesi Senemle kocası girdi içeriye.

"Kerem!"

"Anne, baba!"

Tövbe tövbe. Burası iyicene Yeşilçam filmlerine dönmüştü! Lan burada hasta olan bendim ben! Bana sarılması gerekiyordu! Zaten Keremin annesi beni fazla görmemişti neye geliyorsa! O Güneşi de gebertecektim! Nasıl bana iki ailenin tanıştığını söylemezdi ya!?

Onlar sarılınca sıra Güneşteydi. E yuh ama yani!

Ona da sarılınca hele şükür sırada ben vardım! Evet bıçaklandım ama üçüncü olarak bana sarılıyor. Hıhı evet! Ondan! Susar mısınız?

"Aylin güzelim... Geçmiş olsun canım."

"Geçmiş olsun."

Kocasıyla birlikte söylediği 'geçmiş olsun' sözlerine kuru bir teşekkür ettim. Ardından Senem teyzenin kocası Haluk amca, Hamdi amcayla birlikte dışarı çıktı. Senem teyze de iki kafadarın yanına oturmuştu çoktan.

"Ay merhaba hanımlar! Ee, görüşmeyeli neler oldu?"

"Instagram'da otuz takipçim oldu!"

Annem ne zaman akıllanacaktı?

"Oo iyi iyi! Kız nasıl yaptın onu?"

Ezgi teyze saçını savurdu, "Ayol sen bilmiyor musun? Sayfaların altına 'karşılıklı takip' yazıyorsun, sonradan onlar seni takip ediyor sen onları takip etmiyorsun. Cadıcılık yani. Dimi kız Nesso?"

Anneme hep 'Nesso' derlerdi diğer kadınlar. Ah, yeminle öldürün beni!

Güneşe ve Kereme anneleri odadan çıkarmaları için küçük Emrah bakışları attım ama omuz silkti pislikler. Ulan bunlar tam pislik! Tescilli pislik!

"Ay yok kız ben nereden bileyim... Halay bilirim ben. Ailecek halay çekeriz."

Yine Ezgi teyze konuştu, "Neden siz mal mısınız?"

Ezgi teyzenin aşırı dürüst olduğunu söylemiştim! Hii! Şimdi işler karışabilirdi. Bir de Senem teyzeyle Ezgi teyze tanışmışlardı sözde. Güneşin saçını yolacaktım!

Annem durumu kurtarmaya çalıştı, "Ehehe! Neden bu kadar çok halay çekiyorsunuz?"

Çok şükür ki Senem teyze bozuntuya vermedi, "Mahmut yüzünden. Biz tansırtaneriz." Kerem önce gülümsedi ama sonra gülümsemesi soldu, "Tansırtaner ne anne?" Annem yine kahkaha attı, "Mahmut Tuncer sever demek ya hani!"

Bu sefer annem kahkaha attı, "O Tuncertioner, kara cahil!"

Şimdi üç kadın aynı anda kahkaha attılar. Gürültülü bir şekilde oflayıp başımı yastığın altına soktum. Şimdi bunlar altınları da çıkarırlardı!

"Ay durun hanımlar ben size o şarkıyı dinleteyim."

"Mahmutun şarkısı mı?"

Senem teyze annemi onayladı ama Ezgi teyze hiçbir şey anlamamıştı, "Ne ne ne! Mahmut ne?" Senem teyze pufladı, "Nene değil! Dede de değil! Fırıldak Family!"

Annem kahkaha atarken Kerem fısıldadı, "Kimin annesi..."

Ciddi miydi bu çocuk!?

Ezgi teyze saçını çekti, "Espri yapma! Bana espri yapma!" Senem teyze elini boynuna koydu, "Aa! Nedenmiş o?" Ezgi teyze yine saçını savurdu, "Espriden nefret ederim." Senem teyze kahkaha attı, "Espri sevilmez mi? Kendinden de nefret et çünkü espriyi sevmeyen kişi kendisi de espri olduğu için sevmez. Şaka mısın sen?" Ezgi teyze ağzını on metre açtı, "Üstüme iyilik sağlık! Sen ne biçim kadınsın? O kocaman göbeğinle nasıl halay çekebiliyorsun? Hopluyor mu bari?"

Onları severek izliyorduk. Bir Senem teyzeye bakıyorduk bir Ezgi teyzeye. Ama sonunda dayanamayıp bağırdım. Bu işler böyle süremezdi! "Yeter! Susun artık! Bu ne böyle ya? Ben burada hastayım siz gelmiş kavga ediyorsunuz. Saygı falan düşünemeyeceğim artık. Lütfen... Çıkar mısınız?"

İkisi de başlarını önüne eğip sessizce odadan çıktılar. Annem de arkalarından çıktı. Şimdi biz üç kişi kalmıştık. "Güneş! Bu ikisi ne ara tanıştılar? Çabuk anlatıyorsun!"

"Ya biz tanıştırmadık ki..."

Anlamamıştım, "Nasıl yani?"

Kerem cevapladı, "Onlar kendileri tanışmışlar. Pazarda." Kulağa hiç hoş gelmiyordu, "Düzgün anlatsanıza be!" Güneş ofladı, "Bak şimdi! Benim annemin parası kalmamış yanında ama domates alacakmış. Domateslere bakınırken Senem teyze gelmiş. İşte benim annem kabul etmese de parayı Senem teyze ödemiş. Senin annenle benim annem dolaşırken Senem teyzeyle karşılaşmışlar. Tabi senin annen de tanıyor onu. Orada öyle sohbet etmişler. İşte Senem teyzeler buraya gelirken Ezgi teyzeleri de çağırmışlar. Böyle yani..."

Hım... Mantıklıydı. "Tamam şimdi def olabilirsiniz odamdan."

"Geçmiş olsun kanka!"

"Def ol!"

Onlar odadan tamamen çıkınca rahat bir nefes verdim. O neydi öyle yahu! Sınava kaç gün kalmıştı acaba? Aman Allah'ım! Yarın bile olabilirdi, "Güneş, Kerem!"

Gelmediler şerrolar. Ben de hala 'çokta lülü' havasındaydım ya hani, iyicene yerleştim yatağıma. Acaba Durukanla ne konuşmuşlardı? Ağzından bir şey kaçırmış olabilir miydi? Onu affedecek miydim? Ihm.... Hayır affetmeyecektim. Annem geldiğinde yalan olarak ne söyleyecektim? Ya yalanlarım Durukan'ınkiyle uyuşmazsa? Of anam of!

Puflaya puflaya soluma döndüm ama dönmeseydim daha iyiydi. Onun burada ne işi vardı! Bugün evrenin bana ağzını yaya yaya, tüküre tüküre kahkaha attığı nadir günlerden biri olmalıydı. Yoksa ruhum 'pazarda anasaldırdım zuhahaaha' moduna geçemezdi ki! Başka bir açıklaması olamazdı.

Continue Reading

You'll Also Like

1.3K 82 176
Garip bir dünyanın garip hallerini anlatıyorum. Dehşet aldığın vakit, pencerelerden seyret, içlerine girme demişler. Öyle yapıyor, gözlemlerimi ya...
10.8K 580 6
"Umarım sana bu şarkıyı söyleten salak yanındaki değildir. Seni hak ediyormuş gibi görünmüyor. " dedi Draco'ya bakarak. "Şu an öyle bir salak yok" d...
32.3K 4.1K 40
(Hikâye tamamlanmıştır.) +1850*******: Bir Oğlak erkeğini etkilemek istiyorsanız, asla basit yöntemlere başvurmayın. Onu sıradan cinsel numaralarla k...
23.2K 986 23
Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin Ve Ala Ali Seyyidina Muhammed ♡♡