Le Café De Capella

By RedmoonsS

541 75 1.1K

Taekook More

1
2
3
4
5
6
7
9
10
11
12
13
14
15
16

8

34 4 100
By RedmoonsS

Dün son bölüm, yarına bölüm yok dediğimde itiraz edenler, bugün bakalım bu bölüme ne diyecekler. Aiiyyhh heycanlandım.

İyi okumalar. Zevk alın...

* * *

"Gelme diyorum."

Jimin, çocuk gibi omuz silkti.

"Merak ediyorum, banane."

Jungkook, Taehyung olayını anlattığında beri Jimin'in ağzında tek bir şey vardı. O da: Beni patronunla tanıştır.

Jungkook ne kadar itiraz etse de Jimin'in döneceği yoktu.

"Not almaya geldim diye yalan söylerim biri sorarsa."

"İyi olur bak. Aklıma niye gelmedi ki? Herkese orda kaldığımı da söylerim hem."

Jimin, önce umutlanmış, hemen ardından hevesi kursağında takılı kalmıştı.

"Söz veriyorum gerçek amacımı belli etmeyeceğim."

Jungkook arkadaşını kıramamıştı.

"N'aparsan yap Jimin. Bir şey demiyorum artık sana."

Kafeye gidecek olan otobüse bindiklerinde Jimin oldukça heyecanlıydı, Jungkook ise gergin. Henüz Taehyung ile yüzleşmemişti ve aklındaki sorular peşini bir türlü bırakmıyordu. Yol boyunca bildiği tüm tanrılara, Taehyung'un gece olanları hatırlamaması için dua etti. Kapıdan içeri girer girmez onu görmeyi beklemiyordu tabii.

Jungkook olduğu yerde donakaldığında, Yoongi ile göz göze gelmişti. Jimin ise radarını açmış etrafa bakıyordu.. Jungkook'un baktığı yöne dönüp, bakıştığı kişiyi inceledi.

"Bunun neresi esmer, uzun boylu, yakışıklı tanımına uyuyor? Hayali arkadaşların mı var senin Jungkook-ah?"

Derken az önce yeni masa için ölçü almakta olan Taehyung, girdiği yerden çıkıp ayağa kalktı.

"Yuuuhhh.."

Jimin yukarı baktı.

"Tanrım, bununla zirvede bırakmalısın."

Jungkook, Jimin'in göğsüne vurdu.

"Gerizekalı!"

Jimin ona gülerken bir yandan da itekliyordu. Bir an önce onunla tanışmak ve gece olanları hatırlayıp hatırlamadığını öğrenmek istiyordu.

"Jungkook-ah?"

Yoongi, gözü Jimin'e kayarken, Jungkook'dan takdim bekliyordu.

"Hyung, arkadaşım Jimin."

Yoongi elini uzattı.

"Yoongi. Min Yoongi."

Jimin, kemikli beyaz eli tutarken oralı olmamıştı. Gözü telefonla konuşmaya başlayan Taehyung'daydı.

"Sınıf arkadaşım. Birlikte bir proje için çalışıyoruz da. Fırsat olursa ona bakacaktık."

Jungkook, gerçeğe en yakın yalanı seçti. Yalan bile sayılmazdı. Yoongi dudaklarını birbirine bastırdı.

"Üzgünüm Jungkook. Bugün gördüğün üzere oldukça yoğunuz. Arkadaşın bir süre beklemek zorunda kalacak."

Yoongi işaret parmağıyla müşterilerin olduğu bölümü gösterdi. Oldukça kalabalıktı. Yoongi bunları üzülerek söylüyormuş gibi yapsa da Jimin'i tanımak için yeterince zamanı olacağını düşünerek içten içe yoğunluğa minnet duydu.

"Ben beklerim."

Jimin'in heyecanı Jungkook'u yerin dibine sokacak cinstendi. Yoongi de bir şeyler sezmiş olmalıydı ki gülüyordu. Belki de yalnızca Jimin olduğu için gülüyordu. İleriki zamanlarda öğrenecekti Jungkook bunu.

"O zaman ben gidip üzerimi değiştireyim."

"Sen burada bekleyebilirsin."

Yoongi, Jimin'e kendi sandalyesini gösterdi. Jimin teşekkür etti ve dediği yere oturup etrafı incelemeye başladı.

"Demek Jungkook'un arkadaşısın. Okuldan sanırım?"

Jimin başını salladı.

"Aynı yaşta mısınız?"

"Evet."

Jimin sağa sola bakmaya başladı. Yoongi'nin sorularından bu şekilde kaçabileceğini düşünmesi tam bir aptallıktı.

"Jungkook... Hep böyle midir?"

Yoongi, dirseği masada vücudunu yan bir şekilde direğine yüklemiş, sırıtarak sormuştu karşısındaki turuncu saçlı çocuğa.

"Neyle midir?"

"Böyle çalışkan."

Jimin anladığını belli ederek başını yukarı kaldırdı.

"Hıığğ evet. Çalışkandır."

Yoongi güldü.

"Pek konuşkan değilsin galiba?"

Jimin gözlerini kısarak yapmacık bir şekilde güldü ve:

"Ortamına göre."

Dedikten sonra diğer yöne dönüp göz devirdi.

Yoongi kibar olmaya çalışıyordu fakat karakteri ancak bu kadar kibarlığa müsaade ediyordu.

"Dowoon! Kasada durur musun biraz? Yukarı çıkmam gerek."

Dowoon isimli çalışan kasaya geçtiğinde, Jimin biraz daha kenara çekilmişti.

Yoongi üst kata gidip Taehyung ile erteledikleri konuşmayı devam ettirmek için odasına girdi. Taehyung içeri birden giren Yoongi ile panikledi ve elindeki kağıdın havada dalgalanmasına sebep oldu.

"Dökül!"

"Hyung bu nasıl giriş?"

Yoongi rahat koltuğa kendini bırakırken ona bakmıyordu. Elini hadi dercesine salladı ve konuşmayan Taehyung'u fark edince döndü ona.

"Gece ne oldu Taehyung?"

Taehyung önce iç çekti ve elindeki dosyayı masaya bırakıp, masanın üstüne eğildi ve konuşmaya başladı.

"Hyung! Galiba Jungkook'u öptüm. Galibası da yok bildiğin öptüm."

Yoongi, bunu kesinlikle beklemiyordu. Jungkook ona Taehyung'un kendisini gördüğünü söylemişti evet. Yoongi de bunun ayrıntılarını istiyordu. Ama bu, bambaşka bir olaydı.

"Sen ne diyorsun Taehyung?"

Taehyung, hala akşamdan kalmalıpı yaşıyordu. Elini şakalarına koyup baş ağrısını dindirmeye çalıştı. Nafile...

"Çok sarhoştum. Kopuk kopuk anılar var kafamda."

Yoongi tek kaşını kaldırıp ona sordu.

"Daha fazlası yok değil mi"

Taehyung, ona yalvarır gibi baktı.

"Bilmiyorum hyung. Üstümde benim olmayan kıyafetler vardı. Ne zaman giydim bilmiyorum. Sabah bi baktım kendi kıyafetlerim banyoda ıslak."

Yoongi istemsiz bir şekilde güldü.

"Çocuk seni duşa sokmuştur."

Taehyung başını yere koydu.

"İç çamaşırımı bile değiştirmiş hyung. Çocuğun yüzüne nasıl bakacağım bilmiyorum."

Yoongi oldukça sesli bir kahkaha attı.

"Küçük Taehyung ifşalandı yan."

Taehyung, masanın üstündeki başının üstüne ellerini koyup, sanki başını gömmek ister gibi bastırdı. Yoongi devam etti.

"Oğlum sen erkeksin. Şimdiye kadar tuvalette bile binlerce kişi görmüştür. Niye çekiniyorsun?"

Taehyung ona döndü.

"Hyung! Jungkook... Şeymiş."

"Neymiş?"

Taehyung olaydı.

"Gaymiş."

Yoongi bir kahkaha daha atmıştı.

"E ne güzel işte. Evlenirsiniz namusun temizlenir."

Taehyung acı içinde ona baktığında, Yoongi daha da eğlendi.

"Hyung, sen dilediğince yaşa. Özgür bir adamsın. Ama babam beni öğrenirse sadece beni değil hepimizi öldürür."

Yoongi ilk kez ciddileşti.

"Jungkook'u yanılmam gerek."

"Ne yapacaksın? Bi kız getirip sevgilim mi diyeceksin?"

Taehyung aydınlanma yaşamış gibi baktı Yoongi'ye.

"Bu neden benim aklıma gelmedi ki?"

Taehyung, ayağa kalkıp ceketine uzandığında, Yoongi bunun saçma bir fikir olduğunu anlatmaya çalışıyordu Taehyung'a.

"Saçma ya da değil. Bir şey yapmam gerekiyor."

...

Yoongi, masaların hesaplarını kapatırken dalgındı. Nakit Ödeme yapan birine para üstü ne kadar vereceğini bir türlü hesaplayamıyordu.

"Hesap 117 lira turruysa, 150 liranın üstü... Acaba Taehyung ne yaptı? 120 desek 30 lira vermem gerek bozuk olarak... Inşallah saçma sapan bir şey yapmaz. 117... Direk Jungkook ile mi konuşsam? 150 lira..."

"Ben halledeyim isterseniz?"

Jimin, Yoongi'yi poposu işe itrkleyio müşteriye gülümsedi. Fişteki fiyatı kontrol edip, müşteriye 33 lira uzattı.

"Buyurun, 33 liranız. İyi günleer... Yine bekleriz."

Yoongi, Jimin'in 33 derken uzayan dudaklarını bile görmedi. Aklı Taehyung'daydı.

"Jungkook-ah!"

Yoongi, önünden geçen Jungkook'a seslendi.

"Al arkadaşını, daha fazla bekletme. Fazla müşteri kalmadı."

Jungkook, Yoongi'nin neden bu kadar dalgın olduğunu bilmiyordu. Dudaklarını kemirirken Jimin'e  kaş göz yaptı. İkisi personel odasına giderken Jimin hararetli bir şekilde anlatmaya başladı.

"Bu kuru göt yukarı çıktı birden bire. Bir süre yukarda durdu, sonra seninkiyle birli..."

Jungkook, Jimin'in koluna vurdu.

"Seninki falan deme!"

Jimin kolunu ovuştururken devam etti.

"Aman bi dur. Birlikte indiler aşağı ama kavga etmiş gibiydiler. Sence ikisi sevgili olabilir mi? Yüzleri çok tuhaftı."

Jungkook ağzını kafadı eliyle.

"Ben Yoongi Hyung'a gece burda kaldığımı söyledim. Başka şeyler de anlatmış olabilir mi sence T kişisi?"

"Akşam yüzüne bile bakmadı. Bence hatırlıyor Jungkook. Anlattı mı anlatmadı mı bilemem ama seninki bişeyler karıştırıyor. Kuru göt yerinde duramadı hiç."

"E sevgililer diyorsun."

Jimin omuz silkti.

"İhtimal sadece. Yoongi ilk geldiğimde benimle konuşmaya çalıştı. Sevgilisi olsa bana asılmaz."

"Belki muhabbet etmek istemiştir yalnızca?"

Jimin güldü.

"Ben muhabbetle flört arasındaki farkı anlayacak biyim Jungkook. Adam kesinlikle iş atıyordu."

Jungkook, düşünürken dudaklarını kemirdi.

"Git Yoongi hyungu baştan çıkar."

Jimin, Jungkook'dan hiç beklemediği bir şey duymuştu.

"Saçmalama."

"Hadi Jiminie.. Sen yaparsın."

Jungkook, Jimin'i bir şekilde ikna ettiğinde, Jimin hala ikna oluşuna şaşırıyordu.

Odadan çıkıp, tekrar Yoongi'nin yanına döndüğünde, Yoongi hala dalgındı. Jungkook tepsilerin yanına gidip, eline bir bez aldı ve Jimin ne yapacak diye göz ucuyla izlemeye başladı.

Jimin, etrafında onlardan tarafa bakan biri olmadığına ikna olduğunda Yoongi'nin arkasından yaklaştı ve kulağına fısıldadı.

"Sizinle özel olarak konuşabileceğim bir yer var mı?"

Yoongi, kulağına fısılda dılında huylanarak geri çekilse de, Jimin'in yüzünü göründe ne diyeceğini bekledi.

"Ne hakkında konuşacaksın?"

"Gidince anlarsın."

Yoongi, kasaya birini çağırıp Jimin ile yukarı çıkarken Jungkook'un kalbi hızlanmıştı.

Yoongi, Jimin'i kendi odasına çıkarmıştı. Kapıyı kapatıp arkasını döndüğünde, sırt kapı ile buluşmuştı.

"Jimin-ssi?"

"Üzgünüm, benimle daha fazla flörtleşirsin sanmıştım. Madem kaçanı kovalamıyorsun..."

Jimin ona yaklaştığında, Yoongi zihninin boşaldığını hissetti.

"O halde ben de kaçmam."

Jimin, Yoongi'yi öptüğünde, Yoongi afallasa da kontrolün başkasında olmasından hoşlanmadığı için onu çevirdi ve kapı ile arasına aldı. Oldukça cüretkar olan öpüşmeyi Jimin böldü.

"Sevgilin falan yok değil mi?"

Yoongi onun şimdiden şişmiş dudaklarına baktı.

"Evliyim."

Jimin, gözleri fal taşı gibi açılmışşekilde baktı ons. Yoongi güldü ve onun şaşkın yüzünü öptü.

"Şaka yaptım. Evli de değilim, sevgilim de yok."

Jimin, cevabını aldığından dolayı kendisine yaklaşmakta olan adamı durdurdu.

"Şakadan hiç hoşlanmam. "

Diyerek odadan çıktı ve aşağı indi. Gözü Jungkook'u ararken onu buldu. Fakar Jungkook taş kesmiş bir şekilde bir noktaya bakıyordu. Jimin başını o noktaya çevirdiğinde anladı sebebini.

Taehyung, kafenin hemen dışında bir kadın ile oldukça samimi bir şekilde duruyordu. Eli kadının kalçasındaydı. Oldukça sır aşık olan kızın söylediklerine gülerek karşılık veriyordu.

Jungkook, daha fazla izleyemeyeceğini anladığında bulaşık haneye girdi. Jimin ise boş yere Yoongi'yi baştan çıkardığına üzülüyordu.

Aslında o kadar da üzülmüyordu.


* * *

* Jungkook: Neden benden kaçıyorsun?

   Taehyung: Çünkü görmemen gereken şeyler gördün.

   Jungkook: Valla bakmadım.

   Taehyung: Onu demiyorum gerizekalı. Dolandırıldığımı gördün ve utanıyorum.



* Jungkook Taehyung'u bir kızla görmüştür...


* Jimin: Hyung, şöyle dursana bir şey denicem.

  Yoongi: Sinirimden gülüyorum git başımdan.

  Jimin: Bunu sen istedin.


*

Jimin: Şimdi duruyor musun durmuyor musun?

Yoongi: Sus da ne yapacaksan yap.

Jimin bir elma alır ve Yoongi'nin kafasının üstüne bırakır. Elindeki dartları teker teker atmaya başlar.

Jimin: Hyung sabit dur. Tutturamıyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

141K 8.7K 24
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
1.9M 68.7K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
907K 63.5K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
168K 8.4K 20
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?