Nadide

By Thebluespirit7

224K 18.6K 7.9K

Evrim aşk sandığı bir yabancının ellerinde tutsak edildiğinde henüz ufacıktı. Mevsimler gözleri önünde kaybol... More

Bizi Anlatsam
Kabulleniş
Bir Varmış Bir Yokmuş
Camdan Hudutlar
Azar
Kıskançlık
Cezalar ve Koşullama
Kaybolan Güzellik
Kırık Parçalar
Beni Benimle Bırak
Işıklara Doğru
Eve Dönüş
Herkes Bıksa Benden
Tehdit
Sorgu Odası
Korkunun Soğuğu
Ufak Problem
Zarar Ziyan
Acı Tatlı
Ağabey ?
Evde Kimse Yok
Sen Hele Bi Gel!
Misafirperver
Travmalar
Zihninde
Aile Portresi
Hoşgeliş
Bir Tutam Huzur
Mışıl
Denenmemiş ?
Kavimler Göçü!
Su Çiçeğim
İki Kalp Bir Ev
Habersiz
Sabun Köpüğü
Yüreğinden Yaralı Bizim Hikayemiz
❤-Nadide Tanıtım-❤
Bir Deli Sevda
Şans
Tutku
Alyanak
Dinle Beni Bi!
İlklerin En Güzeli
Dans
Gününe Tutkun
Bildiklerim
Sarı Kurdeleler
Kan Kırmızı
Sen Nadidesin

Beni Al Kucağına

4.6K 407 115
By Thebluespirit7

----------VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN----

Beni al kucağına, elini belime sar


Beni almadığın an üşürüm sabaha kadar


Beni al kucağına, elimi beline sar


Beni almadığın an ölürüm beni al

-

Aslında epey keyifli başlamış bir gündü hem Evrim hem de Yiğit adına. Evrim kahvaltısını seksen saat oyalanarak yapmış olsa da Yiğit'in elalarının göz hapsinde başarıyla bitirmişti tabağını.

Yiğit memnun bir gülüşle onun bitirdiği tabağa baktığında kendisini bir bebeğin tüm mamayı yemiş olduğu sevinci yaşayan ebeveyn gibi hissediyordu. Aslında bu geri dönülemez bir histi değil mi ? Neticede Yiğit abisi sayılırdı ve yaşta kat ve kat daha büyüktü...

Evrim o gün heyecanlıydı çünkü hamam denen olguyu sadece "O kurnadan bu kurnaya çirkef sıçramışşş."diye bağıran Adile Naşit'in Türk filmlerinden bilmekteydi. Yani geleneksek kültür bir yana duysun hamam kültürüne aşina değildi. Pek gerek duymamıştı da öğrenmeye.

Ama yine de merak ediyordu gerçekten oradaki herkes zil takıp oynuyor ve yemek mi yiyordu banyoda?

Nihayetinde Yiğit ile birlikte gelmişti. Daha ziyade Yiğit'in adımlarını pıtı pıtı takip ederek peşinden yürümüştü. Sonra Yiğit onu kolunun altına çekmiş ve onun hızına ayak uydurarak havadan sudan muhabbet ederek oğlanla lak lak yaparak adımlamıştı yolu.

Aslında Yiğit biraz da ağzından laf çalmaya çabalıyordu küçüğün. Evrim bunu fark edebiliyordu çünkü normalde ölümüne esprilerle dolu olan Yiğit gergindi. Yani genel anlamda gergin değildi her zaman ki öfke kontrolü sıkıntıları yaşayan asabi komiser olmanın çok ötesinde bir gerginlikti bu.

Biraz özel hayata dair detaylara iniyordu Yiğit. Ve onun ciddi konuşmasından en az kendisi kadar gergin olduğunu anlayabiliyordu Evrim fırtına grisi gözlerini kaçırırken.

Endişe ediyordu.

Yiğit durmaksızın arkadaşlarının yiğenleri ve kızlarından bahsediyordu. Sürekli ama sürekli Evrim'e arkadaşlık vurgusu yapıyordu.

"Benim kuzenler de yazın yazlığa geliyor..Seninle yaşıtlar. Yazın planın yoksa çok eğleniriz."diye giriyordu Yiğit lafa. Öve öve kuzenlerini yüceltiyordu.

Evrim gülmemek için kendini zor tutuyordu zira Yiğit biraz onu arkadaş çevresi edinmeye itiyordu. Aslında Evrim her kırgın hem de sevinçli hissediyordu zira.. Acaba Yiğit onun gibi çocuk -ergen arası kalmış ruh haline bürünmekten sıkıldığı için sosyalleşmeye mi teşvik ediyordu.

Onu sıkıyor muyum diye düşünüyordu Evrim. Sürekli benim ilgilenmesini asla isteyemem ama onunla vakit geçirdiğimde benden sıkılıyor olmalı. Çok mu daraltıyorum ?

Ama bir yandan da hak veriyordu Yiğit'e. Sonuçta o gecesi gündüzü "kötü adamları" kovalamakla geçen düzensiz bir hayata sahip bir komiserdi. Evdeki masada suç dosyalarını görmüştü Evrim. Yiğit suçlular dünyasında kaybolabiliyordu. Ya da Yiğit daha yetişkin tarzı aktiviteler edinebiliyordu Evrim'i sıkacak.

Haklı olarak Evrim çevre edinsin istiyordu.

Yani on sekizindeki bir ergene eğlence makara malzemesi olamayacak kadar yoğundu Yiğit. Ve evine alarak ,onu sarmalayarak çok fazlasını yapmıştı.

Evrim hayranca bakmaktan alıkoyamıyordu kendini kısa kumral saçlara,uzun selvi boya,geniş iri omuzlara ve elaların uzun kirpiklerle sarmalanışına. Güneşte yeşil. Gölgede kahve.

Evet..

Evrim ve Yiğit kendilerine özel olarak bir pakette peştemal,sandalet ve kese sahibi olurken Evrim merakla bakındı. "Bu ne şimdi ?"diye mırıldandı Evrim merakla. 

"Ne meleğim?"diye sırıttı Yiğit. "Gucci Prada mı bekliyorsun, peştemal işte."

"Piknik örtüsü gibi.."diye kıkırdadı Evrim burun kıvırıp. "Piknik örtüsüne benziyoruz.."

Yiğit oğlanın çıplak tenine bakınırken istemsizce göğüslerine, belirgin göğüs kafesine, cılız kollarına, pamuk tenine...

Yiğit gözlerini kaçırıp oğlanın ayaklarına bakmak istedi ama..

Minicik  ufacık ayaklar,incecik ayak bilekleri, pürüzsüz ince bacaklar..

Yiğit elalarını duvara sabitledi.

"B-Böcek mi var Yiğit!"diye gürledi Evrim korkuyla Yiğit'in boynuna yapışırken kollarıyla, çıplak göğsü onun kumral tenine yapıştı yavaşça.

Yiğit hamama girmeden terlemişti.

"Yok.."dedi Yiğit yutkunup.

"O-O zaman ne baktın öyle duvara?"diye fısıldadı Evrim korkuyla daha da sıkı sarılırken Yiğit'e.

"Temiz bura valla bak.."diye mırıldandı Yiğit oğlanın saçları burnuna girerken kaşınmasına rağmen çekmeden burnunu...

"B-Böcük yok dimi ?"

"Var..."diye sırıttı Yiğit oğlanı göğsünden çekerken elini omzuna dolayıp. "Sensin."

"Ben böcek miyim yanii?"diye mırıldandı dudakları büzülen Evrim hüzünle.

"Hı..."dedi Yiğit alayla ıslık tutturup.

"Bu ne şimdi!"diye kaş çattı Evrim sinirle yumruklarını sıkarken.

"Kovaladıkça kaçannnnn ateş böceğimmm misiiiiin?"diye sırıttı Yiğit hamam buharından elalarını kısarken. "Kaymayalım.."

"Çocuk gibisin."dedi Evrim sitemle söylenirken.

"Yetişkin şakası yapayım mı sana?"dedi beline bağlı peştemali düzeltirken Evrim'in yutkunduğunun farkına varan Yiğit tereddütle.

"Hı.."

"Hamammmm taşıııı gümüştennn..."diye sırıttı Yiğit elleriyle parmak şıklatıp dans eder gibi omuz sallarken. "Yeni gelmiş o iştennn.."

"Hangi iş ?"diye sordu Evrim merakla.

"Sikiş."

Evrim utançla gözlerini çevirirken Yiğit sırıtıp devam etti. "Beni pavyona alıştıran...Senin yavşakkkk enişten..Yalelliii Ya Allah...Dokumacı kızlar yalalelliii."

"Yiğittttt!"diye gürledi Evrim dudak ısırıp. "Yapmaaa çok ayııpp."

"Al sana dokumacı kızlar."diye sırıttı Yiğit uzakta keselenen iri yarı kıllı amcaları gösterirken. "Tüh be.."

"Tüh be cidden."diye mırıldandı Evrim kıkırdarken.

"Yırtarım lan ağzını."diye gürledi Yiğit öfkeyle gözleri alevlenirken. "Sanane el alemin herifinden?"

"Sanane abi dokumacı kızlardan? Senin uzatmalı flörtün yok mu?"diye mırıldandı Evrim alayla. "Belki ben de hamamda yakışıklı birini bulurdum."

"Hamamda bulsan bulsan emmi bulursun."dedi Yiğit kaş çatıp oğlanı sıcak taşa oturtup. "Otur şöyle...Velede bak. Bulsa bakacak?"

"Bakmak yasak mı?"

"Yasak sana ilişki!"diye tısladı Yiğit.

"İlişki değil ki bakmalık.."dedi Evrim kikirderken.

"Lan sanane sanane el alemin kıllı döşünden sanane!"diye homurdandı Yiğit. "Safsın sen. Yok sana ilişki...Harcarlar seni.."

"Bakarken mi harcarlar beni?"diye fısıldadı Evrim göz devirip.

"Bakma da öyle..."diye mırıldandı Yiğit. "Bulut bulut."

"Ne?"

"Fırtına bulutu gibi ya göz rengin.."diye mırıldandı Yiğit kaş çatıp. "Mavi desen değil,gri desen fazla mavi. Bi..Bulutlu bakıyor.."

Evrim hamamdan mı Yiğit'in sözlerinden midir bilinmez kızarırken akan sıcak suya bakınıp tebessüm etti.

"Beni yıkar mısın ?"diye mırıldandı Evrim.

"Tellak mıyım ben?"dedi Yiğit sitemle. "Arıyordun ya yakışıklı bak bak şu pehlivana bak..Kırar kemiklerini git çitilet.."

"Aslında tam hayallerimdeki.."

"Sıçarım ağzına."diye tısladı Yiğit sinirle eğilirken. Tasa uzanıp sıcak sudan Evrim'e dökerken Evrim ıslak saçlarıyla sırıttı. 

"Tellak mısın sen Yiğit Abiiiii?"

"He tellağım."diye mırıldandı Yiğit sinirle oğlanın yüzüne kalıp sabun sürterken. "Boş zamanlarımda başkomiserlik yapıyorum öyle hobi olsun diye..."

Evrim kikirdedi lakin Yiğit duraksadı.

"Bu ne?"dedi Yiğit hırsla.

"N-Ne?"dedi Evrim merakla.

"Bu ne Evrim ?"diye fısıldadı peştemali sıyırınca dişlerini kaskatı sıkan Yiğit.

Oğlanın üst bacaklarına bakınırken Yiğit öfkeden hamamın kaynar suyunu daha da kaynatacak kadar elektrik üretebiliyordu içinde.

Öfkeden deliriyordu.

"B-Ben.."

Yara izleri.

Beyaz.

Kesik.

Faça.

Yiğit yumruklarını sıkıp oğlanın baldırlarına,iç bacaklarına bakınırken gezdirdi elini.

Beyaz kayıp izler.

Bazıları kabuklu,bazıları incecik kedi tırmığı kadar izler.

Bazıları taze izler.

Yiğit sinirle oğlanın ince bileklerini avuçlarken ters düz etse de tek bir pürüz bile bulamadı oğlanın el bileklerinde.

"Bunlar."dedi Yiğit sinirden gözleri seğirirken.

"B-Ben.."dedi Evrim yutkunup.

"Ne zaman oldu ?"dedi Yiğit sinirden kızaran elalarını utanan oğlana dikerken.

"Bazıları.."dedi Evrim yutkunup. "Bazılarını O-Oğuz yaptı...O...Kızınca..Bazılarını o yaptı ama..Ondan önce ben de yaptım...Sonra..."

"Bunlar taze?"dedi kızarık izleri gösteren Yiğit sinirle.

"B-Ben...Evdekiler görünce kızmasın diye...Görmeyecekleri.."dedi Evrim burukça. "Bacaklarımı ve karnımı göremezler diye.."

Yiğit sinirle beynine akın eden kanla Oğuz'un ve Evrim'in Oğuz yüzünden sürüklendiği batakta kendini tahribatını değerlendirirken dişlerini sıktı.

"Bileklerimi görürler diye korktum..."diye fısıldadı Evrim.

"O piçi.İçeride. Şişleteceğim.."diye fısıldadı Yiğit hala izlerden gözlerini çekmezken.

"B-Ben ...Kızdın mı çok?"dedi Evrim hıçkırıp.

"Bir daha.."dedi Yiğit kaş çatarken. "Bir daha kendine bunu yaparsan,sana küserim. Seninle konuşmam. Yüzüne bile bakmam. Bir daha kendini kanatırsan seni.."

"B-Benden.."dedi Evrim korkuyla. "Nefret etme.."

"Birinin canını yakmak istiyorsan."dedi Yiğit onun bacaklarını okşayıp narince sıcak su dökerken. "Gel bana vur. Tamam mı ? Yastık dövelim ya da? Tamam mı ? Kendine değil."

"Ama.."

"Aması yok.."diye tısladı Yiğit tersçe.

Bacakları okşanırken sertçe yutkundu elalara bakan Evrim.

Ona ağabey diyordu.

Ama ona hayranlığını gizleyemiyordu.

Evrim onun yanağına bir buse kondurup çekilirken "Özür dilerim.."dedi acıyla.

"Benden değil,kendinden.."dedi Yiğit. Öpücükle çatık kaşları gevşemiş,elaları ise istemsizce kapanmıştı oğlana.

Elleri bacaklarını sıkıca kavrayıp parmak uçlarıyla okşarken eğilip hepsini öpmek istiyordu.

Tüm izlerini.

Tek tek.

"Yiğit.."diye fısıldadı Evrim. "Burada değil her yerde bakmak istediğim tek kişi sen olsan..Bana böyle kızar mıydın ?"

"Anlamadım ?"dedi Yiğit şaşkınca.

"H-Hiç.."

"Kolunu uzat meleğim."diye mırıldandı onu sabunlayan Yiğit diğer kola uzanırken.

"Yiğit.."diye mırıldandı Evrim ona sarılırken. "Ne olur beni bırakma.."

"Çünkü.."diye fısıldadı Evrim burun çekip. "Kendime bile ait hissedemiyorum. Kendimi bile bulamıyorum. Hiç bir şey..Hiç kimse..Yok gibi."

"Meleğim."diye fısıldadı Yiğit. "Ağlama,kolunu uzat hadi..."

"Söz mü ?"

"Çıkışta.."dedi Yiğit oğlanın yanağından bir makas alırken. "Benimle kocaman bir pizza bitirirsen en büyük boyundan ve üzerine de sufle gömersek,düşünürüm."

"Ama.."

"Yemezsen ben seni yerim, başının etini.."dedi Yiğit sinirle.




Continue Reading

You'll Also Like

30.8K 3.4K 42
TAMAMLANDI. [Genel ev sahibi trans bir kadını konu alıyor. Rahatsız edici unsurlar bulunacaktır] Sesi, geçmişin kırıklarını taşıyan bir kız çocuğuyd...
Hünkarım By Yazar Bey

Historical Fiction

351K 17.3K 65
[TAMAMLANDI] Eşcinsel içerikli bir hikayedir, hikaye iki erkeğin aşkını konu alır. "O güçlü, çevik ve sert padişah. Senin gibi hadım ağaya mı bakacak...
2.1K 161 11
David Judesie Heyworth Law'a dair ıvır zıvırlar. "Nothing is above the law."
99.2K 8.1K 40
İçinde kendine ait olamayacak kadar saçmalık barındıran valize bakındı... Neon renkli,desenli ve "Malın hası burada!" yazılı aptalca baskılı iç çama...