Mafya'nın Aşkı

By mmavi_bulutt

1.5M 46.6K 16.6K

20 yaşında iç mimarlık 2.sınıf öğrencisi ,dış çevre ile çok bağıntısı olmayan genç bir kız. 26 yaşında acım... More

♧Karşılaşma...♧
♧Sevgilim ol!♧
♧Taşınma mı??♧
♧Kabul ediyorum..♧
♧Proje...♧
♧Tatil...♧
♧Takip...♧
♧Kedi...♧
♧Sekreter♧
♧Bilinmeyen numara?♧
♧Bitmeyen Korkunç Gece...♧
♧Akşam yemeği...♧
♧Zehirlenme...♧
♧Los Angeles...♧
♧Bileklik...♧
♧Aile Tanışması..♧
♧Davet...♧
♧Çam ağacı...♧
♧Sarhoş...♧
♧Alaca...♧
♧İş toplantısı...♧
♧Ceza...♧
♧Korku filmi...♧
♧Silah sesi...♧
♧Mor güller...♧
♧Hastalık...♧
♧Kar...♧
♧Doğru mu??♧
♧Kimden Geldi?♧
♧Bırakma Beni Mert...♧
♧Yeni yıl..♧
♧14 Şubat❤♧
♧İhanet mi??♧
♧Gelen Kim??♧
♧Gün batımı...♧
♧Acı Gerçekler💔♧
♧Temiz Sayfa...♧
♧Acaba??♧
♧Doğum Günü...♧
♧Yer Altı Zindanı...♧
♧Geçmişden Gelen...♧
♧Maket Ev Seferberliği...♧
♧Kimin Adamı??♧
♧İstenmeyen Misafir...♧
♧Birden Bire...♧
♧Kurtar Beni...♧
♧Maldivler🌊♧
♧Son Anda...♧
♧Evlilik meselesi...♧
♧Plan...♧
♧O şarkı...♧
♧Kıskançlık...♧
♧Evet mi?❤ Hayır mı?♧
♧İtalya🍨♧
♧Unutkanlık...♧
♧Ufak sorun...♧
♧Dövme...♧
♧Kız isteme⚘♧
♧Mezuniyet♧
♧Yıldızlar♧
♧Bekarlığa Veda Partisi♧
♧Kına Gecemiz♧
♧Düğün♧
♧Balayı♧
♧Balayı dönüşü♧
♧Büyük Anlaşma♧
♧Karışık Duygular...♧
♧İlk Anılarımıza Dönüş♧
♧Orman Yolu🐎♧
♧Esra~Ömer İlişkisi♧
♧Hamile miyim?♧
♧Bebeğimizle Tanışma♧
♧Kalp Atışı♧
♧Bebeğim Yaşıyor Mu?♧
♧Ekşi Erik♧
♧Sürprizler♧
♧Gizemli Kaset♧
♧Şart♧
♧Kavga♧
♧Tekme♧
♧Cinsiyet♧
♧Uçak kazası♧
♧Atmayan Minik Kalp ♧
♧Gök Gürültüsü♧
♧Duygusal Değişimler♧
♧Kızımın İsmi♧
♧Doğum..♧
♧Yeni Düzen 👼♧
♧Senin Suçun ♧
♧Ölemezsin..♧
♧Küçük Aşk Oyunları♧
♧İntikam..♧
♧ Ve Sonuçları..♧
♧Yanlış Anlaşılma♧
♧Belirsizlik♧
♧Yalanlar♧
♧Gidiyorum...♧
♧İkinci Şok.. ♧
♧Kırmızı Bileklik♧
♧Korkular...♧
♧İntikam Oyunu...♧
♧Baş Başa Bir Gece♧
♧Ölüm Dolu Sokaklar♧
♧Bazı Hayatların Acıları♧
♧Trafik Kazası♧
♧MERT..♧
♧Yaşam mı, Ölüm mü?♧
♧Gizemli Çiçek Kartı♧
♧İkimizden Birisi Ölecek..♧
♧İçimizdeki Düşman♧
♧Yeni Sırlar... ♧
♧Kardeşler Mi?♧
♧Onu Kabul Etmeli Miyim?♧
♧Annelerimiz..♧
♧Neden Sakladın?♧
♧Boşanma♧
♧Affetmiyorum..♧
♧Bebeklerimiz♧
♧Kaderim Sizin Elinizde🌺♧
♧Baba-Kız Kıskançlığı♧
♧Aşiret Düğünü♧
♧Hisler..♧
♧Kurtaracak bizi..♧
♧Ölüm..♧
♧İntikam mı??♧
♧Bebeklerimin Hayatı♧
💙💙1Milyon💙💙
💜Yeni Kitap Duyurusu💜
♡Zehirli Kalpler-Yeni Kitap♡
♧Yeni Aşklar..♧
💜Güzel Haber💜
♧Kimseye Ait Olamazsın♧
♧Asla♧
♧Bu Kalpte Asla Olmadın..♧
♧İkiz Bebekler♧
♧Dikkat Et...♧
♧Buradayım...♧
♧Hayal..♧
💫DUYURU💫
♧İki kayıp!♧
💜2.Yıl💜
♧🐞Disneyland❄♧
♧2024🍷♧
♧Kafes Dövüşü ♧
🤎Önemli Duyuru🤎
♧Hastalıklar..♧
Dedikodu Times🙈
♧ Baba Oluyorum...♧
💜Ramazan Ayı💜
♧Boş Mezar..♧
♧ Keder Çığlıkları☔️♧
📢Bölüm Duyurusu..📢
💜QUİZ💜

♧Kaçırılma...♧

12.2K 412 50
By mmavi_bulutt

Merhaba😇

İyi okumalar...

Oy kullanmayı unutmayın 🤎🤎

EFTELYA

Sabah Mert'ten önce uyanıp, kahvaltıyı kendim hazırlayacaktım. Odamdan sessizce çıktım. Onun odası yan taraftaydı ve en ufak sesi bile duyuyordu.

Mutfağa inmiştim. Kahvaltı hazırlamaya başlamışlardı.

"Bugün kahvaltıyı ben hazırlayacağım. Siz gidebilirsiniz."

"Efendim, Mert beyin izni olmadan gidemeyiz, hem size bir şey yaptırmamız yasak."

Mert ne kadar sıkmış bunları ya.

"Haberi var, ben hazırlayacağım."

"Olmaz efendim."

Bir türlü gönderemedim. Biraz sesimi yükseltip.

"Sizce şuan Mert benim dediğime karşı durduğunuz için mi kovar sizi, yoksa..."

Cümlemin devamını getirmedim. Onlar anlamıştı. Onlar mutfaktan çıkarken, Ömer gelmişti.

"Sabah şerifleriniz hayırlı olsun yengem."

"Ooo günaydın kara kutu. Pek neşelisin."

Arada hizmetçiler lafa girmişti.

"Ömer bey günaydın, Eftelya hanım bizi evden gönderiyor ama Mert bey bize..."

Ben lafını kesip;

"Kara kutu bu evin hanımı değil miyim? Mert kadar lafımım değeri yok mu?Ben ne dersem o olmaz mı?"

"Olur tabi yengem. Nasıl istiyorsan öyle yapabilirsin. Abimden sonra senin sözün geçerli."

Cümlesine devam edip;

"Yengem ne diyorsa onu yapın hemen."

"Ama Ömer bey, Mert bey bize..."

"Aaa Mert ne dediyse dedi gidin dedim size."

Ömer kaşları ile onları gitmesini söylemişti. Hepsi mutfaktan çıkmıştı.

"Ben bunlardan sıkıldım, Mert nasıl bir sıkıştırdıysa, onun dediğinden çıkmıyorlar. "

Ömer tebessüm etmiş;

"Ama yenge itaatsizlik abim sevmediği şeydir."

"Biliyorum, aman neyse kahvaltı hazırlayacaktım ben, sende yersin."

"Şimdiden afiyet olsun yengem, ben kahvaltımı yapmıştım. "

"Sen bilirsin."

"Yenge sana birşey sorsam."

"Dinliyorum"

"Abim ben yokum diye kızdı mı?"

"Abin mi yok yaa haberi bile olmadı, rahat ol."

Buruk gülümseme ile cevap vermiştim.

"Emin misin yengem mimiklerin öyle demiyor gibi?"

"Boşver sorarsa yengem zorla gönderdi de tek, gerisini boşver."

Biraz konuştuktan sonra, ben kahvaltı hazırlamaya başlamıştım. Sofrayı kurmuştum. Mert'in yanına uyandırmaya çıkmıştım.

Yatağında yarı çıplak uyuyordu. Asla üstüne kazak giymiyordu. Kaslarını görmemek imkansızdı. Vücut hatları, özenerek yaratılmış gibiydi.

Yanına gidip, parmağımı yanağında hareket ettiriyorum. Fısıltı ile;

"Aşkım uyan hadi."

Cevap vermemişti.

"Aşkıımm"

Elim ile burnunu sıkıyordum.

"Acaba birileri uyanmak için öpücük mü bekliyor?"

Bana kafa sallamıştı. Gülerek onu öpmüştüm. Bir anda kendimi onun yatağında, o da benim üzerimdeydi.

Yüzünü yüzüme yaklaştırmış, nefesini boynumda hissediyordum. Soğuk dudaklarını, dudaklarımda hissetmiştim. Geri çekilip;

"Öpücük dediğin böyle olur. Artık beni böyle öpersin..."

Ses tonu değişikti. Sadece kafamı sallamıştım. Üzerimden kalkmıştı. Benide kaldırmıştı. Belimden beni kendisine çekmişti.

"Bana kahvaltı mı hazırladın?"

"Sen nerden biliyorsun?"

"Kuşlar söyledi."

"Ama o kuşlar bozdu bu durumu."

Mert tabletinden Eftelya' ya bakıyordu. Onun kahvaltı hazırlamasını gözünü bile kırpmadan izlemişti. Geceleri onun odasındaki gizli kameradan onu izliyordu. Tüm gün evdeki kameralardan Eftelya'yı izliyordu. Yanında olamasa bile, onu oradan görmek rahatlatıyordu.

Beraber aşağı indik. Mert kahvaltı masasına bakmış;

"Vay, vay, vay ben bunları nasıl yiyeceğim güzelim. "

Şımarmıştım.

"Hepsinden tadımlık yersin."

"Olabilir bak o zaman."

Kahvaltımızı yapmıştık. Mert hepsinden 1 çatal olsa bile yemişti.

Ömer yanımıza gelmişti. Mert alaycı ve sert ses tonu ile;

"Ooo Ömer bey buraya çağırmak ile rahatsız etmedik umarım sizi."

"Estağfurullah abi."

Mert'i yanıma çekip;

"Dünkü anlaşmamızı unutma..."

"Tamam, bir şey mi dedim güzelim."

Sesini biraz yükseltip;

"Bugün Uludağ'a gidelim mi?"

"Uludağ mı? "

"Evet, aslında seninle kuzeyde bir yere gidecektim ama havalar kötü olduğu için uçak kalkmıyor. Bu yüzden Uludağ'a gidelim."

"Gidelimmm. Ayy hemen gidip hazırlanayım. Kaç gün kalacağız?"

"2 gün kalacağız. 1 saate çıkalım."

"Baş başa olacağız değil mi? Yani yanımızda kimse olmayacak."

"Birini istemiyorsun sen, kimi?"

"Yani şu oğlan bizim peşimizde, bırakalım da sevgilisi ile olsun."

Ömer'e dönüp göz kırpmıştım. Biraz düşünmüştü;

"Eftelyama dua et sen, sana yoksa yapacağı bilirdim. Sonra görüşeceğiz. 2 günlüğüne yokuz, işleri sana bırakıyorum. Her şeyden haberim olacak."

"Sen nasıl dersen abi, otel ayarlamasını 2 oda mı yapıyorum?"

"Hayır, dağ evini ayarlayın. Gerisini hallettir."

Bir anda yediğimi yutamadım.

"Dağ evi mi? Baya eğleneceğiz."

"Hadi hazırlan sen."

Mert'i öpüp odama çıkmıştım. Küçük bir valiz hazırlamıştım.

"Benn hazırımm."

Mert elindeki dosyaları bırakmış, bana doğru gelmişti.

"Bende hazırım o zaman."

Evden çıkmıştık. Arabayı Mert sürüyordu. Bende yanında oturuyordum. Arkamızda 4 araba koruma vardı.

1 saat saat sonra;

"Aşkım ya dinlenme tesisine gitsek."

"Tamam güzelim ileride olması gerek, dururuz."

Kafamı sallamıştım.

Yol boyunca bir eli direksiyonda, diğer eli ile de elimi kendi bacağına çekmiş tutuyordu. Şarkı dinleyerek, eğlenerek dinlenme tesisine gelmiştik.

"Ben lavaboya gidip, geliyim."

"Tamam beraber gidelim. "

Elimden tutup lavaboya gitmiştik. Kendisi kapıda beni bekliyordu. Lavabodan çıkıp, markete girmiştik.

"Bunu alalım, birde bunu alalım."

Biraz atıştırmalık almıştım.

Geri kalan yolumuza devam etmiştik.

Uludağ'a gelmiştik. Biraz kalabalıktı ama eğlenceli duruyordu.

Bir sürü otel vardı. Biraz daha gittiğimizde dağ evleri vardı.

"Güzelim kalacağımız ev burası. Öğle yemeği yeriz kayak yaparız. Ne dersin. "

"Olurr direk lokantaya mı gideceğiz?"

"Burada yemeğimiz hazır."

Arabada üstümü düzeltip inmiştim. Yüzüme çarpan hafif soğuk hava, tebessüm ettirmişti.

Klasikleşmiş bir olayımız vardı. Yine buranın sahipleri çalışanları bizi karşılıyordu, Mert sert yüz ifadesinde, ve Mert'e yaranmaya çalışıyorlardı.

Eve girmiştik. Ev muhteşemdi. Bu Uludağ evlerinin bu kadar güzel olabileceğini tahmin etmemiştim.

Şefler mutfakta yemek hazırlıyorlardı. Bizi bekliyorlardı. Direk yemek masasına geçmiştik. Birşeyler atıştırıp, üstümüzü değiştirmeye odaya çıkmıştık. Tek bir yatak odası vardı.

"Aşkım ilk ben üstümü değiştireyim, sonra sen çık odaya değiştir."

Bana pis pis gülüyordu. Bana cevap vermek yerine gülüyordu. Odaya çıkıp valizimi açtım. Kıyafet bakmıştım. Kayak için kıyafetlerimizde gelmişti. Banyoda kıyafetimi giymiştim. Ben kahve içmeye balkona çıkmıştım. Mert de hazırlanmıştı.

2 saat boyunca çok eğlenmiştik. Teleferiğe binmiştik, kaymıştık...

"Hadi eve geçelim, biraz içimiz ısınsın, hasta olacaksın Eftelyam."

"Son bir kez daha kayalım öyle geçelim. Bir daha çıkamayız bugün."

Bana gülümsemişti. Tekrardan yukarı çıkıp son bir kez kaymıştık.

Dağ evine gelmiştik. Islak kıyafetleri çıkarıp, kuru olanları giydik. Şöminenin yanında oturduk. Ben kahve içiyordum, o içki içiyordu. Onun kolunun altına girmiştim, dışarıda yağan kara bakıyorduk.

"Isındın mı biraz Eftelyam."

"Hııhıı" kahvemden bir yudum daha almıştım.

"Yoruldun mu?"

"Hııhıı"

Beni öpmüştü.

Hem yol yorgunluğu hemde soğuktan sıcağa geçmenin verdiği yorgunluk, uykumuzu getirmişti. 1 saat uyumuştuk.

Ben kalkmıştım ama Mert daha uyuyordu. Yavaşça yanından kalktım. Güneş batmaya başlamıştı. Hafif kar atıştırıyordu. Kameram ile doğa fotoğrafı çekmiştim.

Mert de uyanmıştı. Beraber bara gitmeye karar verdik.

"Aşkım sadece sen ve ben tamam mı?"

"Sen ve ben güzelim başka kimi getirdik yanımızda."

Kaşımla korumaları işaret ettim.

"O konu tartışmaya kapalı küçük hanım."

"Mert yaa.."

"Efendim."

"Gel-me-ye-cek onlar."

"Gelecekler Eftelyam."

"Öyle mi Mert son sözün bu mu?"

"Evet son sözüm bu güzelim."

"Peki korumaların ile sana bol eğlenceler ben gelmiyorum."

Koltuğa geçip oturup, ellerimi önüme bağlamıştım.

"Hadi Eftelyam böyle davranma."

Cevap vermemiştim.

"Tamam bende gitmiyorum burada oturalım. "

Yanıma oturmuş, benim taklidimi yapıyordu. Yanımda gevezelik ediyordu. Kendimi tutamayıp güldüm. Hemen kendimi topladım.

"O zaman sen korumaların ile otur ben giderim." Diye ayaklanmıştım.

Bileğimden tutup, beni kendine çekmişti. Üstüne düşmüştüm.

"Bensiz mi gidiyorsun küçük hanım.."

"Evet hödük bey. Korumalarını bırakıp gel."

"Tamam sen kazandın, beraber ineceğiz sadece."

Sadece gülmüştüm.

"İlla sana küsüp konuşmayınca mı dediğim olacak. Başta kabul etmeyi öğren Mert."

"Haklısın bir şey demedim farz et."

"Ama bunun acısını alırım."

Bana sırıtmış;

"Nasıl alacaksın bakalım?"

"O günü bekle sen. Neyse hadi gidelim ya, geç kalacağız."

Evden çıkıp, bara gittik. 2 saat kalmıştık. Çok eğlenmiştik. Saat ilerledikçe herkes sarhoş olmaya başlamıştı.

Tek ben ve Mert sarhoş değildi desem yeridir. Mert içtiği halde sarhoş olmuyordu. Bana da içirmiyordu. Bizde buradan çıkmıştık. Eve geçtik. Yemeğimizi yiyip direk uyumuştuk.

Ertesi gün kayak yapmak istemedim. Hasta olacak gibi hissettim. Mert ile beraber uyumuştuk. Ben yine erken uyanmıştım. Onun göğüs kaslarında, parmağımla oynuyordum.

Uyurken bile sert duruyordu. Yarım saat daha yatakta uzanmıştım. Eve geri dönmek istiyordum. Burda çok huzursuz hissediyordum.

Elimi onun göğsünden çekip, sırt üstü yatmıştım. Mert kısık sesiyle;

"Bu kadar mı beğendin kaslarımı?"

"Hıhh"

Şaşkınca ona döndüm. Gözleri kapalı;

"Kaslarımı diyorum, bu kadar mı beğendin yarım saattir oynuyorsun?"

Bu sefer kendimden emince;

"Evet beğendim, beğendiğim için oynadım."

Mert bir anda gözlerini açmış, bana bakmıştı. İtiraz edeceğimi düşünmüştü. Kollarını belime dolanmış kendisine çekmişti.

"Artık utanma faslını geçtik yani."

Boynumdan öpmüştü. Sorusuna kafa sallamıştım.

"Cennet kokulum benim, zaten ortada utanılacak bir şey yok ki."

Tekrardan kafa sallamıştım. Bana biraz daha sarılmıştı.

"Aşkım bugün eve erken dönsek. "

"Niye güzelim, kalmak istiyordun."

İçimdeki huzursuzluğu söylemek istemedim. En ufak şeyde bile büyük olay oluyor, en ufak şeyine kadar araştırıyordu. Gereksiz kuruntumu demedim.

"Hastalanacak gibiyim, daha soğukta durursam grip olacağım."

Daha da sıkı sarılmıştı.

"Sen nasıl istersen..."

Kahvaltı yapıp, yola çıkmıştık.

İstanbul'a gelmiştik. Ben Esra'nın yanına gidecektim. Projesine yardım etmemi istedi. Onunla kalıp sabaha kadar projesine yardım edecektim. O da benim gibi aşk yüzünden bunları ertelemiş.

Biraz dolaşmıştık. Arabada Mert ile iddiaya girmiştik. Tabiki ben kazanmıştım. Ve korumaları istemedim.

Esra ile gezerken birilerin bizi takip ettiği âşikardı. Esra'yı korkutmamak için söylemedim. Mert arabasını bana vermişti. Hızlıca eve geçtik. Kapımızı kitlemiştim. Ömer'i arayıp akşam yanımıza gelmesini istedim.

Sürekli camdan dışarı bakıyordum. Evin etrafında sabah ki adamları görüyordum. Akşama kadar bekledim. Hala oradaydılar.

Mert'i aramıştım.

"Aşkım napıyorsun?"

"Toplantıdayım güzelim önemli bir şey yoksa seni birazdan arayım."

"Yo.. Hayır sadece bir şey soracaktım."

"Sor bakalım merak ettim."

"Doğruyu söyle kızmayacağım, peşimize bugün adam taktın mı? Doğru söyle."

"Hayır güzelim, sen istemedin diye koymadım."

Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.

"Tamam aşkım sen işine dön."

Telefonu kapatmıştım. Hava iyice kararmıştı. Ömer bir türlü gelmek bilmiyordu. Ona söyleyecektim.

"Kuzum sen iyi misin? Çok gergin duruyorsun sürekli gözün dışarıda."

"Esram sana bir şey diyeceğim ama sakin ol.."

Esra elimi tutmuş bana bakmıştı.

"Korkutma Eftelya ne oldu?"

"Bizi birileri takip ediyor. Sabahtan beri evin etrafindalar dışarıda da peşimizdeydi."

Esra ağzı açık kalmış bana bakıyordu.

"Polisi ara o zaman. "

"Arayamam, Ömer gelecek şimdi ona anlatırız. Kapıyı sakın açma tamam mı?"

Esra korkudan gözlerinden yaş gelmeye başlamıştı.

Camdan dışarı bakmıştım. Adamlar yoktu. Gitmişlerdi.

Bir anda kapı çalmaya başlamıştı. Sakince kapının deliğinden dışarı bakmıştım. O adamlar kapıdaydı ve daha kalabalıktı.

Hemen içeriye geçip, Mert'i aramıştım. Ama açmadı. Ömer de açmıyordu. Kapının kırılma sesini duymuştum. Esra bağırmaya başlamıştı.

Adamlar silahlarını bize doğrultmuştu. Bağırıp çağırıyorlar dı. Korkudan ağlıyordum. Kendimi toplayıp;

"Kimsiniz ne istiyorsunuz bizden?"

"Senin o baban olacak piç bize kumar borcunu ödemedi, bizde onun için önemli birini, seni bize sattı baban, yani seni elinden alacağız, artık sen bir ölüsün.. gelsin seni bulsun bulabilirse..."

Bana yumruk atmıştı. Neye uğradığımı şaşırdım. İlk önce dövmüşlerdi. Esra'ya dokunmamışlardı. Tek dertleri bendim. Esra oradan yalvarıyordu.

Beni ve Esra'yı alıp arabalarına götürmeye çalışıyorlardı. Biz direniyorduk.

Yanımda olan biber gazını yüzlerine sıkmıştım. Esra'nın kolunu tutup, dışarı kaçmıştık. Çıplak ayak o yolu koşmuştuk. Arkamızdan silah sesleri geliyordu.

Telefonum evde kalmıştı. Esra ile yola doğru koşmaya başlamıştık. Buraya yakın bir benzinlik vardı. Direk oraya gitmiştik.

"Yardım edin lütfen yardım edin kaçırmaya çalışıyorlar."

Nefes nefese bir şeyler demeye çalışıyordum. Esra elimi tutuyor olanları çözmeye çalışıyordu.

"Sakin olun gelin içeriye."

"Bizi götürün lütfen takip ediyorlar silahlarlılar. Nolur yardım edin. Demir holdinge götürün bizi."

Adam holdingi söyleyince şaşkınca bana bakıyorlardı.

Adamların sesini duyuyordum. Benzinliğe gelen bir arabaya binmiştik. Arabayı ben sürüyordum. Korkudan elim ayağım titriyordu.

Adamdan aldığım telefon ile Mert ve Ömer'i arıyorduk. Açmıyorlardı. Holdingin önüne gelmiştik. Yol boyunca bizi takip etmişlerdi.

Arabadan inip direk şirkete girmiştim. Korumalar beni tanıyorlardı. Kapının önünde hepsi yanımıza gelmişlerdi. Herkes etrafımıza toplanıyordu.

"Efendim iyi misiniz?"

Nefes nefese;

"Mert nerede buraya çağırın hemen, adamlar var..."

Nefesim kesilmişti.

"...Adamlar var, takip ediyorlardı. Öldürecekler"

Korumalar dışarı çıkıp, etrafa bakmışlardı. Esra ağlıyordu. Ben şokta olduğum için ağlayamıyordum.

"Mert'i çağırın buraya gelsin."

Mert ile Ömer anında koşarak yanımıza gelmişlerdi. Onu görünce ağlamaya başlamıştım.

Bana sıkıca sarılmıştı.

"Mert öldürecekti bizi, takip etti..."

Ağlamaktan konuşamıyordum. Ayakta duramıyordum. Yere düşmüştüm. Mert adamlarına bağırıp çağırıyordu.

"Eftelyam, geçti gitti kimse dokunamaz benim yanımda sana. "

Ömer Esra ile ilgileniyordu. O an Esra'yı düşünemiyordum.

"Se..enii öldürece..ğimm d...dedi.."

Sadece ağlıyordum. Mert beni kucağına alıp, odasına çıkarmıştı.

"Mert öl..lecektim, çok korktum."

Benim yanımda elimi hiç bırakmıyordu.

"SİZE BUNU YAPANLARI TEK TEK ÖLDÜRECEĞİM..."

Her yerim çok ağrıyordu. Nefes alıp veremiyordum. Odasına adamlar girip çıkıyordu. Mert sinirden deliye dönüyordu.

Bir anda başım dönmeye başlamıştı. Elim yüzüm kan içindeydi. Vücudumun morardığını hissedebiliyordum. Acıya dayanamadım, ve kendimi bıraktım...

MERT

Toplantımı yaparken telefonumu odama bırakmıştım. Bir anda korumalar toplantıya gelmişti.

"Mert bey Eftelya hanım ile bir bayan geldi. Yaralılar."

Duyduğum laf beynime kan sıçrattı. Hemen aşağı indim.

"NE OLMUŞ NİYE YARALILAR LAN?"

"Abi konuşamıyorlar şoktalar. Silah dedi öldürecek dedi."

Asansörden inince eli yüzü kan içinde Eftelyamı görmüştüm. Koşarak yanına gittim. Ayakta duramıyordu. Yere düşmüştü.

"ÇABUK BULUN LAN ONLARI!!! DOKTOR ÇAĞIRIN BURAYA. NE DURUYORSUNUN LAN."

Eftelya ağlıyordu. Sanki kalbim yerinden sökülüyormuş gibi hissettim. Kızların bu hali beni kötü yapmıştı.

Kucağıma alıp odama çıkmıştım. Tir tir titriyordu. Üşümüş. Yanımda bayılmıştı. Doktor gelmişti. Muayene etti. Hastaneye götürdük. Pansuman yapıldı, kırık falan var mı diye bakıldı. Esra'yı da getirmiştik. Onuda genel muayene yaptırmıştık. Çok ağlıyordu. Ömer'e yanından ayrılmamasını söyledim.

Sabah kadar uyumuştu. Bir serum bitiyor, diğerini takıyorlardı. Odaya Ömer gelmişti.

"Abi Esra ile konuştum. Onunda haberi yokmuş, yengem takip edildiğinin farkındaymış. O yüzden beni istemiş. Karanlık olunca, korkmuş Esra'ya demiş. Bizi aramışlar. İşte adamlar evi basmış. Dövmüşler yengemi. Esra'ya dokunmamışlar. Babasından bir şeyler demiş, seni sattı diye.Evden kaçmışlar bir şekilde direk buraya gelmişler. "

Tüylerim diken diken olmuştu. Sinirden elimdeki bardağı kırmıştım.

"ÖMER ONLARI BANA BULMADAN GELMEYIN, HEPİNİZİ HARCARIM!!"

"Merak etme abi, onları bizzat ben bulacağım."

Eftelya kendisine gelmeye başlamıştı. Ağlamaya başlamıştı. Kısık sesi ile

"Mert"

"Dünyam, Eftelyam."

"Her yerim çok ağrıyor."

"Biliyorum güzelim geçecek ama. Yanındayım ben. Bana dün ne oldu anlatabilir misin?"

"Mert babam beni satmış. Kendi öz kızını."

Hüngür hüngür ağlıyordu. Baştan sona herşeyi anlattı. Sakin kalmaya çalışıyordum. Ama olmuyordu. Karşımda ağlaması, onun bir tek gözyaşının damlaması ve babası olacak s*rtükten olması...

1 gün hastanede kaldık. Yanından 1 saniye bile ayrılmadım. Esra ile konuşmuşlardı. Esra için başka bir ev hazırlatmıştık. Oraya gitmişti. Bizde ertesi gün kendi evimize geçmiştik.

Babasının onu sattığını öğrenmesi, kalbinde yara oluşturmuştu. Ama bunu misli ile ödetecektim...

Beğendiniz mi?

Lütfen oy kullanmayı unutmayın 🤎🤎

Continue Reading

You'll Also Like

4.3M 327K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
476K 25.2K 57
Alışılmışın biraz dışında olan bir gerçek aile kurgusudur. Yani,nasıl anlatılır bilmiyorum.Ama galiba "Gül" ailesinden değilim. Biliyordum. Benim gib...
80.4K 1.4K 39
Hafifçe kıkırdadı. "Kıskandın mı? "Ben mi? Neyini kıskanacakmışım senin?" Sırıtmaya devam ederken sorumu duymazdan gelerek, "Bana diklenmene bayılıyo...
5.4K 490 10
Bir tarafta İtalya'da yaşayan dünyanın en büyük mafyanın torunu, en büyük mafya adamı KARAN, bir tarafta ise Türkiye'nin en zengin ailesinin torunu B...