✦ PUSULA ✦

By redndyellow

184K 22.1K 17K

Reva Devran, yaşadığı acı tecrübeleri sadece geçmişinde bırakmış soğuk yüzüyle her şeyi maskelemişti. Sadece... More

TANITIM/1.Bölüm 1 Temmuz'da.
✦ BÖLÜM 1: "Kapışma"✦
✦ BÖLÜM 2: "İddia"✦
•UFAK BİR ALINTI•"Kutup Yıldızı"
✦ BÖLÜM 3: "Galip ve Mağlup" ✦
✦ BÖLÜM 4: "Öfkeli Bir Kadın"✦
✦ BÖLÜM 5: "Karayev Cehennemi"✦
✦ BÖLÜM 6: "Pişmanlık"✦
✦BÖLÜM 7: "Karayev İni"✦
✦BÖLÜM 8: "Düşmanın Koynunda"✦
✦BÖLÜM 9: "Değişen Düzen"✦
✦BÖLÜM 10: "Nefret Tohumları"✦
✦BÖLÜM 11: "Kılıçlar Çekilirken"✦
✦BÖLÜM 12: "Eski Defterler"✦
✦BÖLÜM 13: "Bir Günlük Ateşkes"✦
✦BÖLÜM 14: "Küçük Bir Devran Meselesi"✦
✦BÖLÜM 15: "Kaçış"✦
✦BÖLÜM 16: "Geçmiş"✦
✦BÖLÜM 17: "Lale'nin Oğlu"✦
✦BÖLÜM 18: "Ateşe Doğru"✦
✦BÖLÜM 19: "Kutup Yıldızı"✦
✦BÖLÜM 20: "Özel Konuk"✦
✦BÖLÜM 21: "Başlangıç"✦
✦BÖLÜM 22: "Yörüngesine Hapsolan Gezegenler"✦
✦BÖLÜM 23: "Sürpriz"✦
✦BÖLÜM 24: "İlk Yalan"✦
✦BÖLÜM 25: "Maskeli Balo"✦
✦BÖLÜM 26: "Küçük Sarışın"✦
✦BÖLÜM 27: "Ben kazandım."✦
✦BÖLÜM 28: "Kuzey'in Kadını"✦
✦BÖLÜM 29: "İhtiyar Kadın"✦
✦BÖLÜM 30: "Tuzak"✦
✦ BÖLÜM 31: "Votka Şişesi"✦
✦BÖLÜM 33: "Sihirbaz"✦

✦BÖLÜM 32: "Çıkmaz"✦

1.9K 261 218
By redndyellow



Bol yorum yapmayı ve sondaki

🌟'a basmayı,


Unutmayın lütfeeeen. Keyifli okumalar, bölüm sonunu atlamayın ;)

3.GÖZ

Reva, Kuzey'in bardağındaki içkiyi yaklaşık on dakikadır izlediği gerçeğini görmezden gelemiyordu. Bir şeyler söylemek istiyordu, herhangi bir şey, o sessizliği sonlandıracak birkaç kelime.. Ancak Karayev bu defa başkaydı.

Elindeki şişeyi sessizce komidinin üzerine koyduğunda Karayev de bir dikişte bardağı boğazına boşaltıp, kristal bardağı halının üzerine rastgele attı. Yeniden yatağa uzandığında ona doğru eğilmeden edemedi Reva. Bağdaş kurduğu bacaklarını öne doğru uzatıp yana doğru kıvırdı ve dirseğini dizine yerleştirip Karayev'in yüzünü incelemeye başladı.

Düz burnunun kanatları her derin nefesinde belli belirsiz açılırken, kalın dudaklarını mühürlenmiş gibi kapatıp sıkmıştı. Kirpiklerinin gölgesi hafifçe elmacık kemiğine doğru düşerken, yüzünde huzurlu bir ifadeden çok düşünceli bir ifade olması ihtimalini, göz kapaklarının altında kıpırdayan gözleri ele veriyordu.

Aniden gözlerini açıp Reva'nın yeşillerini görünce başını hafifçe ona doğru çevirdi ve hemen yerinde dikelen kızı bir kediye benzetmeden edemedi. Gözleri o kadar koyu bir yeşildi ki, tıpkı zümrütü andırıyor, içindeki siyah tomurcuk Kuzey'e odaklandıkça irileştiğinden bu koyuluk bir girdabı anımsatıyordu.

-Zihnimi okumaya mı çalışıyorsun?" dedi Karayev hafif alaycı bir tavırla. "Eğer öyleyse hiç zamanını harcama." Reva, onun bu kibirli cümlesine göz devirirken, Kuzey dudağının bir kenarını kıvırdı. Eğer Reva, ona laf sokmuyorsa gerçekten durumu bok gibi görünüyor olmalıydı..

-Sorun ne? Neden böyle oldun birdenbire?" Reva'nın çıkışına karşılık sadece iç çekti ve avucunun kenarıyla gözünü ovaladı. "Hayır derdin neyse söyle ona gö-"

-Benim derdim sadece bana ait Devran." Kuzey'in cümlesini bıçak gibi kesişine karşılık dudaklarını birbirine bastırdı Reva. Onun durgun halinin yavaşça kaybolduğunu ve sinirlendiğini görebiliyordu. Alnındaki damar belirginleşmeye başlamıştı. "Sana değil. Uzak durman gerektiğini ne zaman anlayacaksın?"

-Sen bir şeyleri doğru düzgün anlatmadan beni püskürtemeyeceğini ne zaman anlayacaksın?" Diye çıkışan kıza bir "üff" sesi çıkararak meydan okudu.

-Anlatılacak ne var? Sana neden bir şeyleri anlatmak zorundayım?" dedi Karayev kolunun üzerine yaslanıp kafasını doğrudan ona çevirirken. Bunu sanki Reva onun için önem arzetmiyormuş gibi söylemişti. Kızın dudaklarını birbirine bastırdığını görünce bunu söylediği için pişman olmuştu bile. Ancak hem onu yanında istiyor hem de yalnız kalmayı arzuluyordu genç adam.

-Nedenini çok iyi biliyorsun." Kız yüzüne yaklaşıp yeşillerini onun siyahlarına dikti inatla. "Çünkü ben Revayım."

Kuzey buna hiçbir şey diyemedi.

O, Revaydı. Bakışlarında gram çekingenlik yoktu, korku, sessiz bir keder, üzüntü, kırılganlık... Kuzey, ne zaman ona baksa, aynaya bakmış gibi olurdu. Hatun, baştan aşağı, saçının telinden tırnağının ucuna kadar güçle donanmıştı.

Güç, güç, güç... Kuzey, kapasitesini bildiği ve kalbini hiçe saydığı anda bir kadının en acımasız iş adamından bile daha sivri ve en tehlikeli bir rakip olduğunu düşünürdü. Kadın isterse, her şeyi yapabilirdi ona kalırsa, ancak bir çoğu bunu istemiyordu.

Reva hariç.

O öyle sağlam bakıyordu ki gözlerine, Kuzey, yeşillerine olabilecek en soğuk bakışları atarken, iki saniye önce birinin şah damarına jileti acımasızca dayamış bir katilin bakışlarıyla karşılık veriyordu ona Reva.

İkisi de öylesine yaralı bir ruhtu ki, acılarını dikip kalplerini kanatarak yarattıkları "Kuzey" ve "Reva" mermer kadar sağlamdı. Hiçbir acı onların kökünü kazıyamazdı bu dünyadan.

Kuzey, en sevdiği tarafından sevilmemiş, sevmeye kalktığı ilk anda ihanete uğramış ve babasının kirli günahlarının bedellerini ödemeye zorlanmış bir gençti. Kuzey, hiçbir şeydi... Annesinin dahi kabullenmediği, küçüklüğünden beri herkese "mecbur" kılınmış, Asaf Karayev'in biricik gözde şehzadesi, ancak gözlerin önünde değilken sevgisizlik ve nefretle büyütülmüş bir çocuktu. Onun hiçkimsesi yoktu. Sahip olduğu bu büyük servet, elde tuttuğu güç, yakışıklılığı, sessizliği herkesin aşık olduğu Kuzeydi. Ancak ona ulaştıklarında buldukları adam, onların bildiği Kuzey değildi.

Tıpkı çocukluğunda zerre sevgi kırıntısı görmemiş, annesinin kadınlığını kullanarak kazandığı paradan her gün iğrenmiş, hayatının "en güzel" dönemi olması gereken bir zamanda, iğrenç eller tarafından zar zor koruyabildiği vücudu saldırıya uğramış ve bir köşeye atılmıştı. Eğer Devranlar olmasaydı, hatta Devranlar değil,

Rüzgar Devran olmasaydı, gün sonunda ayna karşısında baş başa kaldığı insana bakamazdı Reva. Bir saniye bile. O bir hiç olduğunu, hatta hiçliğin de ötesinde, insanlığının, vücudu üzerindeki hakların bile görmezden gelindiğini kabullenemezdi...

İki ruh da birbirine öylece, aynaya bakmışlar gibi hissetmelerinin tek nedeni buydu. Onlar kaybedecek hiçbir şeyi olmadan büyümüş, nefretle yetişmiş, hiçlikten gelen sevgisiz çocuklardı. Kuzey ve Reva.

Kuzey, onda gördüğü bu çocuğa dayanamadı. Evet, Reva dünyanın en uyuz en laf dinlemez kadınıydı, evet öyle bir damarına basıyordu ki, Kuzey bazen onun öylece buhar olmasını, onunla hiç tanışmamış olmayı diliyordu. Ama onda gördüğü bu çocuğa kıyamıyordu.

Elini yavaşça kaldırıp, işaret parmağının tersiyle Reva'nın elmacık kemiğine hafifçe dokundu. Parmağı sanki o kemiği sıvazlarmış gibi ileri geri giderken, yüzünün onun ellerinin dokusuna karşın ne kadar yumuşak olduğunu fark etmişti.

-O kadar güzelsin ki Rev, senin yanında kendimi çirkin hissediyorum." diyiverdi aniden. Onun çirkin görünmesi söz konusu bile olmadığı için kalakaldı kız. Çünkü Kuzey en güzel kadınları bile kıskandıracak elmacık kemiklere, siyah gözlere ve iri dudaklara sahipti. "O kadar kusursuz..." parmağını hafifçe indirip Reva'nın alt dudağının sınırında dolandırdı. "O kadar güçlü." Dudaklarını cümlesinin sonunda sıkıca bastırıp başka bir şeyler söylememek için durdu. Ancak Reva, onun saçlarına parmaklarını batırıp tutamlarını geriye doğru tarayınca, kirpiklerini örterek gözlerini gizledi huzurla.

Onun parmak uçlarının, annesinden başka kimsenin -hoş o da kendinde olsa okşamazdı- okşayamayacağı şekilde okşarken, kızın yüzündeki elini indirip onun bileğini sıkıca kavradı parmaklarıyla. Reva, onun pusula dövmesine hipnotize olmuş gibi bakmasından dolayı bir an kalakalmış, Kuzey bu durumdan hoşlanmamış gibi homurdanınca, tutamlara aynı ilgiyi göstermeye devam etmişti.

-Yıllar önce, davetlerden birinde, Asaf Karayev'in bir iş arkadaşıyla tanışmıştım." İşte şimdi ona bir şeyler anlatmaya başlamıştı, cümlesini dinlerken adeta kulaklarını havaya dikti Reva bir kedi misali... "Bana sadece isminin Patron olduğunu söylemişti. Zaten her iş arkadaşını sadece adıyla bildiğim için çok önemsemedim... Ancak o adamda bir şeyler olduğunu fark etmem fazla zaman almadı." İç çekerek bir süre sessiz kalırken, Reva onun şakaklarından saçlarına doğru parmaklarını kaydırıp masaj yapıyor gibi ritim tutturmuşken, Kuzey de onun bileğini bırakmamıştı. "Asaf'ın ölümünden sonra, o, direkt bana geldi." Gözlerini aniden açıp Reva'nın yeşillerini hazırlıksız yakalarken, söyleyip söylememekte kararsız kaldı adam.

Nitekim söylemedi de.

-Sana geldi?" Diyerek yineledi son cümlesini sarışın. Sesindeki merakı gizleyememişti. "Babanın ölümünden seni sorumlu tuttuğu için mi? Yoksa başka bir şey için..." Kuzey kafasını sağa sola salladı.

-Asaf kimseyi sevmezdi ama Patron'u seviyor gibiydi. O öldüğünde, Patron en yakın arkadaşının acısını benden çıkardı diyebiliriz." Dudaklarını diliyle ıslatıp devam etti. "Aramızda kalsın sarışın, ancak Patron iş dünyasındaki görüp görebileceğin en karanlık adam."

-Hadi ya? Ben onu sen sanıyodum.." diyerek yumuşak bir şakayla dudak kıvıran Reva'ya kaşını kaldırdı Kuzey.

-Sanıyordun, ufaklık." Onunla didişmek istese de konunun ciddiyetini korumak için devam etti. "Ama hayır, ben ne kadar rakibimi kapana kıstırsam da, onları öldürerek ilerlemem. Eğer biri dişliyse, onu kendim yenmek isterim." İç çekerek derinlere daldı. "Patron öyle değil... O, rakiplerini çıkarları uğruna kullandığı adamlarla öldüren biri.. Rev, onun varlığı her aileyi kökünden silecek kadar güçlü... Kaç adamı, kaç şirketi, kaç ittifakı olduğunu bilmiyorum bile."

-Senin peşinde olduğunu mu düşünüyorsun?" Diyerek asıl soruyu sordu Reva. Kuzey, düşmanı güçlü diye mi uzak duruyordu kendisinden, merak etti.

-Benim peşimde olduğunu biliyorum." Dedi Karayev büyük bir soğukkanlılıkla. "Umrumda değil ama bu uğurda yapabilecekleri..." uzanmayı bırakıp yatakta doğruldu ve Revaya doğru emekler gibi bir adımda kıza yaklaşıp, eliyle kızın bileğini okşadı, gözlerini gözlerine kenetledi. "Sadece sana değil, ailene de çok pahalıya patlar, güzelim."

İşte Reva, burada sessiz kaldı.

Kendisi her türlü zorluğa göğüs gererdi ama Devranları asla riske atmazdı. Kuzey, onun gözlerindeki ikileme dudak kıvırdı.

İnatçı bir kız çocuğu gibiydi o anda... Sanki annesinin dediğini yapmakla oyuncağını tutmak arasında kalmış bir kız gibi... Kuzey'i sırf sikimsonik bir herif yüzünden bırakma fikri onun ruhuna aykırıydı, onun varlığı, bir başkaldırıydı bir kere... Ancak ailesini tehlikeye atma fikri, onca insanın hayatının sorumluluğu... Kuzey için herkesi riske atamazdı...

-Onu... Yenebileceğini düşünüyor musun?" Kuzey, üst dudağını kemirir gibi ısırıp, omuzlarını kaldırdı.

-Bunu ancak zaman gösterebilir. Bir kazanan olacağına eminim ama." Reva, Patron'un kazanma ihtimalini düşünmek bile istemedi. Boğazına öyle bir yumru oturdu ki, Kuzey'e bakamadı bile... Gözlerini onun bileğini kavrayan pusula dövmeli ele çevirdi ve iç çekti sessizce.

Onun gitmesini, istemiyordu. Kabullenemiyordu işte.

Ne kötü bir ikilemdi bu? Ailesini seçeceği aşikardı ancak ya bu adam ölseydi? Ya bu adam, ona hiç yardım edemeden, tek başına ölseydi?...

Reva'nın aklında tek bir isim belirdi.

"Rüzgar."

Bu duruma, hatta her duruma en bilgece yaklaşan ve asla pes etmeyen tek kişi oydu. Evet, Rüzgar da başını belaya sokabilirdi ama bu Reva'nın başını belaya sokmasından çok çok daha düşük bir ihtimaldi. Hem o her şeyi iyi planlar, güzel düşünür ve bir çıkar yol bulurdu. Kuzey'in gözlerine yeniden baktığında, kendini tutmak istemedi.

Yakın bir sahne,

Rahatsız olacaklar

Okumasın!!!!

Rüzgar'ın ne kadar süre düşüneceği belli olmazdı, Kuzey'i günlerce hatta haftalarca görmeyebilirdi. Bu yüzden, yatakta ona doğru dizleri üzerinde kaydı ve omuzlarından tutup destek alarak bacaklarını açıp, Kuzey'in üzerine oturdu. Karayev, onu yuvasına tutunan bir kuşmuş gibi belinden kavrayarak kucağına yerleştirirken, sarışın omuzlarından usulca boynuna doğru ilerlemiş, soğuk parmak uçlarını adamın ensesinde birleştirmişti. Kuzey'in burnunun ucuna kendi burnunu sürtüp dudaklarına baygın gözlerle bakarken, onun yüzüne düşen saçları geri ittirdi genç adam.

-Reva." Bunu adeta durmasını tembih edermiş gibi söyleyen kişiye aldırmadan, dilini dudakları arasından bir yılan gibi sivriltip Karayev'in dudaklarını ısladı ve kendini ona sürttü Reva.

-Hm?.." bunu söylerken, dudaklarını onun dudaklarına sürtüp mırıldanıyor, Karayev'in kendini tutmasını çok ama çok zorlaştırıyordu. Adamın yüzüne çıkarttığı elinin baş parmağıyla, kalın dudakların sınırında usulca gezindi ve Kuzey kendini geri çektiği anda duraklarına uzandı sarışın.

Ah, ikisi de bu hissi seviyordu işte. Bir bütün olduklarını iliklerine kadar hissediyor, vücudunda gezen arzuyu onda da parmak uçlarına kadar hissediyor ve hissettiriyordu.

Kuzey, belinden kalçasına doğru kaydırdığı elini kalçasıyla bacağının birleştiği o noktada tutup hafifçe sıktı ve kızı yatakta sırtüstü yatırarak bacaklarının arasına kendini sürttü. Sarışının aynı anda ağzına dilini kaydırmasıyla vücudundaki bütün kan kalbine ek aşağı kayarken, kalçasına hafifçe vurdu Karayev.

Ona dokunduğu elleri yanıyor gibiydi, Reva'nın mümkün olan her noktasına dokunmak, öpmek ve türlü şeyler yapmak istiyordu ancak kendini tutması gerektiğini biliyordu. Çünkü onun tenine her şekilde dokunup ertesi sabah kızı bırakmak zorunda kalmak kendini berbat hissettirecekti.

Reva, onun ağzına kaydırdığı diliyle Karayev'in içkili ağzını talan edip, geri çekilir gibi yapmış; Kuzey dilini aynı şekilde onun ağzına sızdırdığında ise adamın yüzünü kavrayıp, dilini emmeye başlamıştı... Dudaklarını bir vakum gibi Karayev'in diline dolarken, adamın elinin tişörtü altından göğsüne çıktığını farketmiş, diline ettiği tatlı işkenceye son verip, kalın dudakların üstünde gülümsemişti.

Karayevle dudakları bir kez daha buluşurken Reva'nın göğüs ucuna ulaşan Kuzey, parmaklarını pembe kahve halkanın etrafında gezdirip sivriltti, dudakları kızı açlıkla sömürürken, öpücüklerinin yönünü değiştirip önce boynuna, oradan köprücük kemiğine diliyle usul usul kaydı. Reva'nın göğsü yeni aldığı nefesle inip kalkerken, tişörtünü sıyırdı ve dantel sütyenin pek gizleyemediği göğüs ucuna önce dilini sonra da dudaklarını kapattı genç adam...

Reva başını geriye itip belini bir yay gibi gerdiğinde, diğer eliyle dudaklarının henüz değmediği göğüs ucunu ovalamaya başlamıştı bile... Daha demin parmak ucuyla ürkütüp sivrilttiği göğsü, dilinin darbeleriyle ve sıcaklığıyla eski yuvarlak halini alırken kızın bacağını omzuna alarak Reva'yı iyice esnetti ve göğüs ucunu iştahla emerek yeniden şekil değiştirmesine neden oldu Karayev.

Sarışın, aklı çıkacakmış gibi hissediyordu. Kuzey öyle acele etmeden öyle sakin sakin yapıyordu ki tüm bunları, yavaşlığı Reva'nın kıvranmasına neden olmuştu. Pantolonunun düğmesinin çözüldüğünü hissederken, onun saçlarını çekiştirip Kuzey'i yeniden dudaklarının hizzasına getirdi ve alt dudağını dudakları arasına aldı Reva.

Islak göğüs uçları sivrilmiş, Kuzey'in sert göğsüne değip duruyorken, adamı bacakları arasında sıkıca sarıp tek vücut haline geldi sarışın. Kuzey, onu belinden kavrayıp tek hamlede yüzüstü çevirirken, yastıkla yüz yüze gelen kızın boynundaki saçları eliyle iteledi ve kulağıyla omzu arasındaki yolu ıslak öpücükleriyle katetti. Kızın kalçasına kasıklarını ittirip sürttürdüğünde, Reva'nın telefonun sesi odayı doldurmuş, inlemelerini bastırmıştı.

Devam

Edebilirsiniz.

Arayanın Rüzgar olduğunu gören Reva, nefes nefese Kuzey'e bakarken, genç adam aramayı yanıtlayıp, kızın kulağına tuttu ve Reva'nın bir küfür mırıldanmasına neden oldu. Alt dudağını ısırarak sessiz kalan kızın küfür ettiğini duyan Rüzgar'ın kaşları havalanırken, kontrol etmek ister gibi bir sesle yokladı onu.

-Reva? İyi misin?" Kız gözlerini kısarak ters ters Kuzey'e bakarken ondan daha hızlı toparlanan Karayev telefonu kızın boşluğundan fırsat bularak aldı ve düz bir ses tonuyla konuştu.

-Devran, Reva'yı alabilecek misin? O biraz içkili de." Reva, koluna sinirle bir şaplak atarken, ona dudak kıvırdı adam.

-Sen neden bırakamıyorsun?" Diye mantıklı bir soru yönelten Rüzgar'a görmeyeceğini bilse de göz devirdi. Bu kardeşler ne çok sorguluyordu insanı!

-Ben de içkiliyim." Devran, anladığını gösterircesine homurdanırken, Kuzey'e konum atmasını rica ettikten sonra arama sonlandı ve Reva kendini Kuzey'in kıskacından kurtarıp yataktan kalktı.

-Rüzgar'ı davet ettin bilerek." dedi burnunu havaya dikerek. "Devamını getiremeyeceğini bildiğinden!" Adamı kışkırtma çabası boşaydı çünkü daha demin tutkuyla öpüşen o değilmiş gibi öylece yüzüne bakıyordu Kuzey. Alt dudağını dişleri arasına alıp ayaklandı ve kıza doğru yaklaştı adam.

-İşleri yoluna koyana kadar güvende ol diye." Sesindeki sakinliğin altında öyle bir güven yatıyordu ki, tek kaşını kaldırıp ona doğru yaklaştı ve inen tişörtünün örttüğü göğüslerini yeniden ona yasladı sarışın.

-İşleri yoluna koyunca n'olacak?" Kirpiklerini kırpıştırıp gözlerini kıstığında, aynı şekilde siyah gözlerini kısıp ona eğildi adam.

-Sana geleceğim." Reva, cümleye karşı içinde ayaklanan hisse anlam veremedi.

-Göreceğiz." Dedi sadece.

Ve Karayev'e güvenmek istedi.

Çünkü Kuzey ona gelmezse, ailesinin canını hiçe sayıp ona nasıl giderdi hiç bilmiyordu... Bir çıkmaza girmişti ve sonucu ancak zaman gösterebilirdi... Ya da başka birileri...

Bölüm Sonu. 🦥

Sizi çoooook özledim yahuuuu'

Allah aşkına satır arası yorumları unutmayııııın.

Kimler özledi bu çifti?

En çok hangi çift yorum alırsa o kitaba bölüm atacağım bu arada;

•Tutku-Alp?

•Tuna-Ece?

•Rüzgar- Eva?

•Aden-Ediz?

•Aras - İnci?

•Kavin-Savaş?

•Acar - Elvin?

•Bade-Savaş?

•BDD? 👀

Alıntılar, bilgilendirmeler ve daha fazlası için,
INSTAGRAM: tutkudevran


Ve 2015'ten beri kullandığım o cümle,

Sevin,sevilin.🖤🖤🖤

Continue Reading

You'll Also Like

6.5K 506 45
Orta Asya nın karanlık bir yerinden çıkmış olan bir kavim , millet .Tanrının yeryüzünde kimliğe bürünmüş hali . Bu kavim ötükenin kadim halkı Moğoll...
744K 43.3K 43
ÖNCE BİRİNCİ KİTABI OKUMANIZ TAVSİYE EDİLİR! Her hikayede bir parçanız olduğu gibi bu hikayede de parçanız, bir satır cümlenin arasında durmuş sizi...
2.4M 76.4K 58
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
126K 7.4K 34
Tehlike altında bir kent. Kayıp bir anahtar ve kilitli bir kapı. Şakaklardan sızan susmak bilmeyen fısıltılar onu çağırıyor. Görev; üçüncü dolunay t...