Yeni bölüme hoşgeldiniz..
Umarım güzel bir gün geçirmişsinizdir🙏
İyi okumalar💚💚
Oy kullanmayı unutmayın lütfen 😇
İnstagram hesabı;
mmavi_bulutt0
EFTELYA
Şirkete girmiştik ve Mert'in eli belimdeydi. Utanıyordum herkes bize bakıyordu ama arkamızdan çünkü kimse yüzünü kaldıramıyordu. Asansöre doğru ilerlerken Mert'in sekteri olduğunu düşündüğüm kadın hızlıca yanımıza gelmişti. O an onu kıskandım gibi bir şey oldu.
Asansör beklerken Mert'in sekreteri bugünkü planları anlatıyordu. Mert herkese karşı olan yüz ifadesine dönmüştü. Kolumla onu dürterek;
"Ya biraz gülümsesene ne bu ciddiyetlilik aaa!"
Bana sırıtarak dönüp göz kırptı. Ona tam bir şey derken asansör açıldı ve bindik.
"Aşkım o kız senin sekreterin mi?"
Kıskançlığı anlamış gibi baktı;
"Evet dünyam sekreterim , beğenmedin mi?"
Diye gülmüştü.
"Hayır ne kıskanacağım ben daha güzelim ondan ama o nasıl bir giyinme öyle kov onu gitsin gözüm tutmadı onu."
Kollarımı önümde birleştirip kendi içimden de mırıldanıyordum..
"Aşkım ama ben kıskandın mı diye sormadım ki, anlaşılan kıskanılmışım."
Mert gülüyordu ben ise utançtan yanaklarım kızarmıştı. Asansör 44. kata çıkmıştı. Kapı açıldığında asansörün kapısında da tonlarca adam vardı. Adamların arasından geçip Mert'in odasına gitmiştik. Arkamızdan da Ömer ve sekreteri girmişti. Sekreterine ters ters bakarken;
"Efendim bir şey mi oldu, bir şey mi diyeceksiniz??"
Kızın sorusu ile afallamıştım birden kıza bakıp;
"Neden bu kadar kısa giyiniyorsun acaba!!"
Kız kafasını kaldıramamıştı kekeleyerek bir şeyler diyecekken Mert sert ses tonu ile kıza;
"Biraz daha üstüne dikkat et. Adamlar gelince haber ver!!!"
Mert'in beni desteklemesine sevindim, anlamsızca sırıtmıştım.
Ömer de benim yanımdaydı Mert kıza kızarken Ömer'e;
"Bu kızlar da çok fena ama Mert bey bir şey demiyor..."
Konuşurken Mert ile göz göze gelmiştim sonra sırıtmıştım.
Ömer'de gülmüştü;
"Haklısın yengem" diyerek sırıtmıştı.
Daha sonra Ömer'e iş verip göndermişti odadan. Kendisi işle ilgileniyordu bende cam tarafına geçerek dışarı bakıyordum İstanbul ayaklarımın altındaydı. Belimde elini hissetmiştim. Gülerek ona bakmtım.
Bir anda beni öpmeye başladı. Tam o anda kapı çalmıştı hep bu anlarda mı bozulurdu ki. Tekrardan öpmüş ve sert sesi ile;
"GEL!!"
O sekreter gelmişti ama şaşırmıştım üstünü değiştirmiş uzun şeyler giyip gelmişti. Zafer gülümsemesi konmuştu yüzüme.
"Efendim toplantı için geldiler toplantı odasında sizi bekliyorlar."
"TAMAM çık geliyorum."
Sekreter çıkmıştı odadan. Mert bir kez daha beni öperek;
"Dünyam benim toplantım biraz uzun sürebilir haberin olsun hemen gelmeye çalışacağım tamam mı?"
"Tamam da..."
"Da derken?"
"İzin verirsen sen gelene kadar şirkette dolaşsam merak ediyorum daaa..."
Dudağımı büzerek izin istemiştim. Bana gülümseyerek;
"Ömer seni gezdirsin ama onun dediklerine uy tamam mı?"
Hemen kafamı sallamıştım. O odadan gitmişti yanıma ise Ömer'i göndermişti.
"Yengem duydum ki şirketi gezmek istiyormuşsun hadi gel gezdireyim seni hem bana da değişik olur denetleyemiyordum."
Mendi dediğine gülmüştü ve bende istemsizce sırıtmıştım.
Ömer beni 1 saat boyunca gezdirmişti. Ben gayet eğlendim zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Mert mesaj atınca telefonumu elime aldım.;
"Güzelim canın sıkılıyor mu? Ömer seni yormuyordur yoksa onu canına okurum.."
Attığı mesaja kahkaha atmıştım. Ömer'e söylediğimde;
"Aman yenge yormadım değil mi seni valla abim vurur beni."
Oda gülerek cevap vermişti.
"Hayır aşkım sıkılmadım. Ne zaman biter toplantın?"
"30 dakikaya biter güzelim , sonra öğle yemeğine çıkarız..."
Ömer'e lavaboyu sormuş gitmiştim. Yürürken bu insanların Mert'ten gerçekten korkuyorlardı. Benimle de bu yüzden pek iletişim kuramıyorlardı ama sonra anlaşmıştık. Lavabodan çıkmış asansöre doğru ilerliyordum.
Toplantı odasını görmüştüm merak edip oraya doğru ilerlemiş kafamı uzatıp kimin olduğuna bakıyordum. Mert'i görmüştüm gülmüştüm. Tam geri dönmüş giderken mesaj gelmişti;
"Kayboldun galiba meleğim."
Sadece 10 saniye bakmıştım nasıl görmüştü beni?
"Hayır neden kaybolayım ki?"
Cevap vermemişti. Ömer benim yanıma gelmiş Mert'in odasına çıkmıştık. Daha gelmeyeceği için masasına oturmuş anlayamadığım kağıtları inceliyordum. Nasıl buradaki yazılanları anlıyorlardı okuyamadığım kaç basamaklı sayılar vardı. Daha sonra kalkmış köşedeki oturma grubuna uzanmıştım. Ayaklarım yürümekten ağrımıştı...
MERT
Eftelya'nın peşine takılan adamlar yüzünden bugün benimle gelmesini istemiştim. Onu korumam lazımdı. Onun şaşkın mimikleri beni çok güldürüyordu. Çok masumdu ve saftı bu yüzden onu hemen kandırabilirlerdi.
Toplantıdan çıkmıştım hemen Eftelya'nın yanına gitmiştim. Odaya girdiğimde köşedeki koltukta uyuya kaldığını görmüştüm. Çok güzel uyuyordu. Uyandırmak istemedim üstümdeki ceketi çıkararak üstünü örtmüştüm. Yanındaki koltuğa oturup onu seyrediyordum.
Yarım saat sonra uyanmıştı. Ona bakarak;
"Günaydın deniz gözlüm.."
Eftelya gözlerini açmaya çalışırken;
"Ben burada uyuya mı, kalmışımm ne kadar zamandır uyuyorum??"
Gülümsemiş;
"Bir saattir uyuyorsun, çok güzel uyuyordun kaldırmak istemedim bu kadar mı çok yoruldun?"
Eftelya utanarak yüzünü kapatmış;
"Peki beni ne kadardır izliyorsun, işlerin benim yüzümden aksamasın?"
Eftelya gerçekten çok temiz kalpli ben nasıl bir iyilik yapıp da onu hak etmiştim ki?
"Aaa duymamış olayım bir daha böyle bir kelime sen benim her şeyimsin işler önemsiz"
Eftelya gülümsemiş ayağa kalkıp Mert'in boynuna sarılmıştı. Daha sonra;
"Aş..aşkım ben acıktım biraz galiba yemek yemeye mi gitsek acaba??"
O an yemeği unutmuştum. kafamla onaylamıştım ceketimi alıp elinden tutmuş çıkmıştık.
EFTELYA
Yine çok lüks bir mekana gelmiştik. Hemen sipariş vermiştim. Yemeği beklerken Mert'e seslenmiştim;
"Aşkım bir şey soracağım ?"
"Hmm sor bakalım güzelim dinliyorum?"
"Ben bugün dolaşırken şirkette herkesin senden çok korktuğu barizdi. Neden ?"
Mert kafasını sallamış;
"Bilmem ki..."
"Ben cevabını biliyorum?"
"Neden benden korkuyorlarmış güzelim?"
"Neden olacak hiç gülümsemiyorsun somurtuyorsun yeşil gözlerin siyahlaşıyor ve en önemlisi herkese çok sert konuşuyorsun ben bile bazen korkuyorum..."
"Dünyam haklısın ama senden başka kimseye gülemem ve yumuşak konuşamam. O zaman senle onların arasında bir fark olmaz ama .."
Eftelya bir düşününce aslında haklı bulmuştu. Sonra gülümseyerek;
"Bana da sonra onlar gibi davranmazsın değil mii?"
Mert gülmüş ve Eftelya'nın elini tutmuş ve öperek;
"Dünyamm ben sana nasıl bağırabilirim neyse bu konuyu kapatalım bence"
Yemekler gelmişti ve yemişlerdi. Eftelya'nın telefonuna gelen mesaj sessizliği bozmuştu. Mesaj atan okuldan arkadaşı Burcu'dandı. Mesajda;
"Kuzum rahatsız mısın neden gelmedin? Bugün projemizin son günü geliyor musun?"
Eftelya'nın gözleri açılmıştı birden "Eyvahhh" diye bağırmıştı. Mert şaşırarak bakmıştı,
"Ne oldu güzelim kimden mesaj geldi??"
"Aşkımm benim bugün proje teslim günümdü ben onu tamamen unuttum ve taslak bile çizmedim ben!!!"
Mert Eftelya'nın gözündeki endişeyi görmüştü.
"Tamam aşkım hallederiz ben hallederim onu sen sakin ol.."
"Aşkım nasıl halledeceksin ki hocamız çok katı feriştahı gelse kabul etmez bu durumu ya ben kesin kalacağım bu sene :("
Eftelya'nın gözleri dolmuştu ve yüzü düşmüştü. Mert sevdiği kadını öyle görünce dayanamamıştı. Ömer'i yanına çağırmıştı;
"Okulu ara benden selam söyle ve proje teslim tarihini 1 hafta daha uzatmasını söyle."
"Tamam abim o iş bende, yengem üzülme ben halledeceğim şimdi."
"Ya aşkım ,Ömer nasıl üzülmeyeyim hoca hiç bir şeyi kabul etmiyor kendi dünyasındaki kurallara uyuyor , geçen sene sadece onun dersinden kalmıştım, ama son anda geçmiştim bu sene kesin kalacağım."
Mert Eftelya'nın elinden tutup;
"Gözyaşına değmez bir tanem, halledeceğim dedim ben sana sadece bekle tamam mı?
Eftelya kafasını sallamıştı. Daha sonra arabaya binmişlerdi. Mert okula doğru gidiyordu sevdiğini ağlatan bu hocayla bir tanışmak istemişti. Eftelya Mert'in göğsüne kafasını koymuş ne yapacağını düşünüyordu. Dışarı bakarken buralar ona tanıdık gelmişti. Üniversitenin bahçesine gelmişlerdi. Eftelya Mert'in yüzüne bakarak;
"Aşkım buraya niye geldik ki beni görürse projeyi sorar. Ne diyeceğim ben ?"
"Dünyam hocanla bir de ben tanışayım hem de izin veriyor mu vermiyor mu kendi kulağınla duy."
"Aynı küçük çocuk gibi durdum ben şuan."
Mert onu öpmüştü. Arabadan indiklerinde okulun tüm hocaları, müdürler kısacası herkes dışarıdaydı. Eftelya Mert'in koluna girmiş arkasında duruyordu. Okulu müdürü yanlarına gelmiş;
"Ho..hoşgeldi..niz Mert b..bey?"
Mert yine o sert ifadesine bürünmüştü. Öfke ile bakıyordu.
" HOŞ GELMEDİM "
Adam korkmuş ve titriyordu. Mert'e biraz daha sakin sesle konuşması için tuttuğum kolunu hafifçe sıkmıştım. Mert bana bakmıştı. Kaşlarımı kaldırarak ona anlatmak istemiştim.
Daha sonra okul doğru yürüyorduk. Kötü olan şey ise yine tonlarca koruma vardı ve koca okulun gözü bizim üstümüzdeydi. Mert rahatsız olduğumu anlamış olmalı ki Ömer'e kaş göz işareti yaparak korumalar etrafımızda çember oluşturmuştu. Bu biraz daha iyiydi çünkü merakla bakan gözleri görmüyordum.
Okula girmişlerdi. Mert kısa bir konuşmadan sonra hocayla özel konuşmuş halletmişti. Eftelya çok şaşırmıştı.
Burnundan kıl aldırmayan adam 2 dakika içinde süt dökmüş kedi gibiydi. Mert beni de alıp okuldan çıkmıştık. Eve doğru gidiyorduk. Baya çok mutlu olmuştum ama ne konuştuklarını merak ediyordum. Ama soramazdım çünkü anlatmazdı. Ona teşekkür etmiştim. Eve gitmiştik ve kısa bir duş alıp uzanmıştım. Mert de evden gitmişti. Geç geleceğini söylemişti. Derin bir nefes alıp uyumuştum...
Beğendiniz mi?
EFTELYA?
MERT?