HERAN

By rhemelicious

1.2M 44K 33.9K

"Sessizliğin bu kadar gürültülü olacağını senden önce bilmezdim." (Kitap yetişkin içeriklidir.) 02.12.21 More

GİRİŞ
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
Ⅰ.
BÖLÜM 29
Ⅱ.
BÖLÜM 30
Ⅲ.
BÖLÜM 31
Ⅳ.
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
BÖLÜM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
BÖLÜM 40
BÖLÜM 41
BÖLÜM 42
BÖLÜM 43
BÖLÜM 44
BÖLÜM 45
BÖLÜM 46
BÖLÜM 47
BÖLÜM 48
BÖLÜM 49
BÖLÜM 50
BÖLÜM 51
BÖLÜM 52
BÖLÜM 53
BÖLÜM 54
BÖLÜM 55
BÖLÜM 56
BÖLÜM 57
BÖLÜM 58
BÖLÜM 59
X

BÖLÜM 9

15.9K 731 135
By rhemelicious

"Abi, Baran sakız çiğnemeye utanıyormuş. Görmeye bile dayanamıyormuş," dedim kahkahalarımın arasından. Ön koltuğun arasından ortalarına doğru kendimi sarkıtmıştım. Abim yavaşça gülüp kaşlarını çatarak gözlerini yoldan ayırıp Baran'a dönmüştü. "Beren yine takılıyor mu yoksa gerçek mi?" Baran sert bakışlarını bana çevirdikten sonra konuştu. "Anlamaya çalışıyorum," dediğinde gülmeye devam ediyordum. 

"Baran, ne yaparsan yap, sakın Beren'in diline düşeyim deme." dedi Birkan abim. Oflayarak müzik açmak için elimi ekrana doğru uzatmıştım. "Beren, bir rahat dur ya!" Birkan abim ellerimi arabanın erkanından çekmişti. "Müzik bari aç, sıkıldım. Daha ne kadar yolumuz var?" 

Abim müzik listesini açarken bana cevap vermişti. "Bir ya da bir buçuk saat. Uyusana sen, enerjin yoktu hani?" Müzik açıldığında çığlık atıp hem Baran'ın hem de abimin omzundan tutup sallamaya başladım. Baran'ın sinir olduğu yüzünden belli olmuştu bile. "Hiç eğlenceli değilsiniz," diye söylendiğimde, onlarla uğraşmaktan vazgeçip arkama yaslandım. Hareketsiz kaldığımda yorgunluğum kendini tekrar göstermişti. Kafamı yavaşça cama yaslayıp yolu izlerken göz kapaklarım istemsiz olarak kapanmaya çalışıyordu.

☾ ☾ ☾

"Beren... Beren... Beren, kalk hadi geldik." Birkan abimin sesini duyduğumda gözlerimi açmıştım. Yerimde doğrulduğumda Baran arabadan çoktan inmiş, abimde arabasının içinde bir şeyler yapıyordu. "Ben iniyorum," diyerek kapımı açıp dışarı çıktım. 

Kapıya doğru ilerlerken Birkan abim bana yetişmiş ve kolunu omzuma atmıştı. İçeri girdiğimizde kalabalığın sesi hemen kulağıma dolmuştu. Neden sürekli bu kadar kalabalık takılmak zorundaydık ki? 

Hazal abla yolumuzu kestiğinde Birkan abime sarılmıştı. Birkan abimin kolundan kurtulup herkesin olduğu yere ilerledim. "Beren... Hoş geldim aşkım," Zerrin teyze kollarını açarak ayağa kalktığında onun yanına doğru gidip sarılmıştım. "Siz hoş geldiniz. Tüm eğlenceyi kaçırdınız," dedim ondan ayrılırken. "Merak etme, haberimiz var." dedi Zerrin teyze, tek kaşını kaldırarak. Soner amca da bana elini öpmem için uzattığında eline boş bir bakış atıp sarıldım. Biz sarılırken gülmeye başlamıştı. "Unutmuşum Beren'in el öpmediğini!" Dinçer amca araya girdiğinde Soner amcadan da ayrılmıştım. "O ne demekmiş?"

"Bizim evin çıbanı o Dinçer amca, öyle el falan öpmez." Kutay abim konuştuğunda yanında Sezin ablayı gördüğümde ilerleyip ona sarılmıştım. Birkan abim de Hazal abla da içeri girip Baran'ın yanına oturmuştu. "Beren kızım, şaşırttın beni," Dinçer amca konuştuğunda ona doğru döndüm. "Neden?" dedim ayakta dikilirken. "El öpmemek mi olurmuş? Geleneğimizdir bizim. Sevgiden, saygıdan yapılır." 

Onun yanına doğru ilerlerken hala konuşuyordu. "İleride torunların da senin elini öpmeyecek mi?" Dinçer amca iyice saçmalamaya başlarken kollarımı ona uzatarak yanına ilerliyordum. "Sarılmak daha güzel Dinçer amca, torunlarım olduğunda istediklerini yapsınlar, umurumda olmaz." dedim sarılırken. 

"Bak, sarılmak daha samimi değil mi?" Dinçer amca gülmeye başladığında ondan ayrıldım. "İyi, peki. Seni böyle bileceğiz bundan sonra, geldin yine, eve can getirdin!" Gülümseyerek etrafa bakındığımda babam bana seslenmişti. "Bize merhaba demek yok mu Beren?" İstemesem de babamın yanına gidip ona sarıldıktan sonra anneme de sarıldım. "Sesine ne oldu senin?" diye sormuştu annem bana sarılırken. "Üşütmüşüm." Annemin sorusuna hızlıca cevap verip ondan ayrılmış ve salonda göz gezdirdim. "Herkes nerede?" Barkın abim araya girip cevaplamıştı. "Herkes burada işte," gözlerimi devirip ona dönmüştüm. "Emir, Hande, Kerim, Dilan?"

"Atlara bakmaya gittiler. Sende git, belki binersiniz." Erhan amcayı duyduğumda omuzlarım aşağıya düşmüştü. Yanlarına gidemeyecek kadar üşengeç hissediyordum. Ayrıca benden habersiz geldikleri için kızgındım da. "Ben biraz yatsam iyi olacak aslında, hala yorgunum." Annem ayağa kalktığında yanıma gelmişti. "Beren, hasta mı oluyorsun yoksa?" Ellerini yanaklarıma yerleştirdikten sonra dudaklarını alnıma dayayıp geri çekildi. "Ateşin de yok ama,"

"Yukarıdaki misafir odasında yat dinlen biraz Beren, yemeğe daha var," Sevda teyzeye kafamı salladıktan sonra merdivenlere yöneldiğimde annem de beni takip ediyordu.

Odaya girdiğimde annem arkamdan kapıyı kapatmıştı. Yatağın üzerine yatıp kumandaya uzanmıştım. "Yorganın içine gir," dediğinde ona olumsuz bir yanıt verdim. "İstemiyorum, iyi böyle." Annem dudaklarını büzüp yatağın ucuna oturduğunda bana baktı. "Ne?" dedim bıkmış bir tavırla. "Neden kaçıyorsun benden kaç gündür?"

"Ne seninle ne de babamla konuşmak istemiyorum." dedim soğuk çıkan sesimle. "Babanın kararının benimle bir ilgisi yok," göz ucuyla anneme bakmıştım. "İlk duyduğunda vazgeçmesini sağlayabilirdin." Söylediğimi duyduğunda kafasını iki yana sallamıştı. "Babanın senin burada olduğunu öğrendiğinde ki tepkisini görseydin, anlardın Beren. Seni gördükten sonra kızamadı bile. Sana yansıtamadı öfkesini aslında. Son olayından sonra çok büyük sözler söylemişti zaten. Onun üstüne yine bunu yaşattın babana." gözlerimi ondan kaçırdığımda annem lafına devam etmişti. "Senin üzülmene izin verecek değilim. Aynı şekilde babanda buna göz yumacak değil. Söz veriyorum, mutlu olmayacağın hiçbir şey yaşanmayacak."

"Evlenmek istemiyorum anne. Bu nasıl bir ceza? Aklım hala almıyor. Sadece düşünmemeye çalışıyorum. Bu kadar geri kafalı olabileceğiniz aklıma gelmemişti. Hele senden hiç beklemezdim anne. Kimseye anlatamadım bile utancımdan!" Annem nefes verip sakince konuşmaya devam etmişti. "Vazgeçmesi için elimden geleni yapıyorum. Belki başarılı olabilirim. Senden istediğim sadece sakin kalman." Boş bakışlarımı çarşaftan çekip anneme yönelttim. "Vazgeçmeyecek artık. Biliyorum. Hissediyorum bunu."

"Eğer vazgeçmezse, direnmek zorunda kalacağız. Bende, abilerinde, Hazal ve Ezgi de babana karşı. Herkes senin tarafında olacak." Anneme histerik bir şekilde gülmüştüm. "Direnmek? Ben hiçbir zaman kimseye direnmedim. Aldığım cezaları hep kabul ettim. O cezalardan kaçmayı da kendim başardım. Bu olay gerçekleşirse, yine kaçacağım." Annem kaşlarını çattığında sesi biraz yükselmişti. 

"Beren, bunlardan kaçarken başın belaya girdiği için bu durumdayız. Lütfen. Kendi başına iş yapma." Kapı tıklatıldığında ikimizde bakışlarımızı kapıya yöneltmiştik. Emir, kapıyı aralayıp kafasını kapıyla duvar arasından gösterdiğinde gülümsemişti. "Bende geleyim mi?" Annem, Emir'i kafasıyla onayladığında Emir, içeri girip kapıyı kapatmıştı.

"Dedikodu mu var? Bana da anlatın bakalım," diyerek yatağın diğer köşesine oturmuştu. "Emir, lütfen hareketlerinize dikkat edin. Baki'nin de Çetin amcanın da gözü ikinizde." Emir, ellerini suçlu gibi havaya kaldırdığında konuşmuştu. "Bugün dışarıya kaçma tenezzülünde bile bulunmadım. Kerim almaya geldi, buraya geldik. Dün bile bir şey olmadan evlere dağıldık." demişti Emir. 

"Biliyorum. Babanla Çetin amcan konuştular bugün. Böyle devam edin. Her şey iyiye gidecek. İnanıyorum. Dilan'a yaptığınız arkadaşlıkta herkesin hoşuna gitti." Emir de bende sessiz kaldığımızda annem ayağa kalkmıştı. "Ben aşağı iniyorum. Yemek saatinde çağırırız. Beren sende dinlen tamam mı kızım?" Annem başımı öptükten sonra Emir'in de saçlarını karıştırıp odadan ayrılırken Emir yanıma yatıp kumandayı elimden almıştı. O televizyonu açarken bende onun dizine yattım.

"Kerim ve Dilan evleniyor," dedim o kanalları karıştırırken. "Öbür aya kesin nikah dairesindeler." Ona kıkırdadığımda bir kanalda durmuştu. Saçma sapan bir savaş filmi vardı. "Aralarını sen mi yaparsın ben mi?" diye sordum. "Kimseye karışmayacağım artık. Kerim'e suç atıyorlar, kimsenin olayla alakası yok, yine suçlu biz olduk. Bizim büyük ihalede bile bu kadar yasak gelmemişti." dedi, Emir homurdanarak. Derin bir nefes alıp verdim. Emir haklıydı. Diyecek bir şeyim yoktu.

 "Sen niye sürekli Baran'a bulaşma diyorsun? Nedeni ne?" dedim, aklıma birden söyledikleri düştüğünde. Emir yine kanalı geçmişti. Beni de bekletmeden hemen cevap verdi. "Ne biliyim ben, İzmir'de herkes öyle derdi bana. Cihan'da. Herkes Baran abiyi tanır. Önde gelen iş adamlarındandır. Saygılı olmakta lazım." gözlerimi o görmese bile devirmiştim. Emir işte. Başkasından duyduğunu bazen böyle görmüş geçirmiş gibi anlatırdı. Bu sefer yine başka bir savaş filminde durduğunda filme boş boş bakarken konuşmuştum. "Emir, beni evlendirirlerse ne yapacağım?" Sıkıntıyla ofladıktan sonra bir süre sessiz kaldı. "Senin sesine ne oldu be?!" dedi, merakla. "Bilmiyorum. Uyandığımdan beri böyle."

"Camdan halka seslenince oldu herhalde. Sesin böyle kalırsa kimse evlenmez. Şahsen ben bizim kapıcı amca gibi konuşan biriyle evlenmezdim." dedi, Emir keyifle. Kaşlarım istemsizce çatıldığında kafamı ona çevirdim. "Neydi onun adı?"

"Cemalettin amca. Günde üç paket sigara içiyor hala. Adam öksürünce kül çıkıyor ağzından." yüzümü iğrenerek ekşitip tekrar televizyon ekranına döndüm. "Sen niye geldin? At binecektiniz?" dedim, gözlerim bugün kaçıncı kez kapanmaya çalışıyordu bilmiyordum. "Hande telefonla konuşuyor. Kerim ve Dilan'ın cilveleşmesini de izlemek istemedim."

"Hande kiminle konuşuyor?"

"Sude."

"Babam beni evlendirirse ne yapacağım?" Bunu düşünmemek için elimden geleni yapıyordum ama beynim her zaman hatırlatıyordu. "Bilmiyorum. Tek bildiğim vazgeçmeyeceği." Sonunda gözlerimi kapatıp öyle konuşmaya devam etmiştim. "Ne ağlarım, ne yalvarırım. Ama kurtulmayı bir şekilde başarırım. Değil mi?" Emir elini başımın üstüne koymuştu. "Başarırsın ama zor olur. Seninle evlenmek istemeyecek bir kişi bile yoktur. O kişi de seninle evleneceğini duyduğunda kaçmaman için elinden geleni yapacaktır. Fazladan ayak bağı olacak."

"İzin veriyorum. Onu dövebilirsin." dedim ciddiyetle. "Emin olabilirsin, isterse haber kameraları karşımda olsun, haberlere çıkıp rezil olalım... Tüm aile orada olsa bile herkesin içinde ona kafa göz dalacağım." demişti aynı ciddiyetle. "Anlaşma oluşturuldu." dedim elimi ona uzatarak. "Anlaşma oluşturuldu." dedi elimi sıkarken. Artık biraz uyuyabilirdim. Anlaşma imzalandığına göre yüzde bir oranında da olsa rahatlamıştım.

☾ ☾ ☾

Sesten irkilerek gözlerimi açıp uyandığımda etrafın karanlığından hiçbir şey görememiştim. "Ne oluyor? Emir nerdesin?" dedim kısık çıkan sesimle. "Kusura bakma burada olduğunu bilmiyordum. Koridor ve oda karanlık-" kaşlarımı çatarak sesin geldiği yere döndüm. "Niye buradasın?" Elini balkon kapısının kolundan çekip karşımda dikildi. "Sigara içmek istedim. Çıkıyorum." Gözlerim karanlığa alıştığından artık görebiliyordum.

"Dur," diye seslendim yatağın ucuna geldiğinde. "Bende içmek istiyorum." Yattığım yerde bacaklarımı kendime çekmiş öyle konuşuyordum. "Sesin böyle iken sigara içmek iyi bir fikir değil." diye konuşmuştu sertçe. "Herkes nerede?" diye sorduğumda anlamamış bir ifadeyle bana bakmıştı. Beynimin hızına bende yetişemiyordum. Konudan konuya atlama huyum vardı. "Yemek yenildi. Sohbet ediyorlar." dedi, anlamsız surat ifadesiyle. Dudaklarımı büzüp sormuştum. "Beni neden çağırmadınız?" gözleri kısıldığında beni izlemeye devam ediyordu. "Uyuyormuşsun. Uyanmamışsın, dinlenmenin iyi olacağını söylediler." Kaşlarımı kaldırıp indirdim. Durumu anladığımda eski sohbetimize geri dönmüştüm.

"Altı üstü bir sigara. Aşağısı kalabalık, diğer odalarda bizimkiler var, kafa dinlemek için buraya gelmişsin demek ki." Kaşlarını çattığında konuşmuştu. "Kafa dinlemek içindi ama sen burada olduğuna göre...-" Lafını bölüp elimi uzattım. "Naz yapma Baran, bir sigara ver, burada içelim işte." 

Baran, birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra gergin bir şekilde cebine uzanıp sigara paketini çıkarmıştı. "Buraya oturabilirsin," dedim yatağı göstererek. Farklı bir şey söylemişim gibi daha da gerildi. "Korkma, yemem seni." dedim arsız gibi. Sinirle nefes verip yatağın ucuna oturup bir tane sigara dalını bana uzatırken eline doğru uzandım. Elim onun eline temas ettiğinde telaş kaplamış yüzüyle gözlerime bakmıştı.

"Sen... yanıyorsun..." dediğinde masum bir şekilde gülümsemiştim. "Biliyorum, güzel olduğumu söylerler zaten." dedim, verdiği sigarayı elinden alıp dudaklarımın arasına yerleştirirken. Telaşlı yüz ifadesinin yerini yine sinirli hali aldığında oturduğu yerden yatakta öne doğru atılarak küçük ama ışık hızında bir hamleyle bana yaklaşmıştı. Ellerini alnıma ve yanaklarıma koyup hafifçe geri çekildi. Anlamsız bakışlarımla ona bakarken ellerini bu sefer yatağa koyup güç alarak bana iyice yaklaştı. Dudaklarını alnıma bastırıp geri çekildiğinde ayağa kalktı. Tepki bile vermeden onu izliyordum.

"Birini çağıracağım. Ateşin var," dedi, soğuk çıkan sesiyle. Tam kapıya doğru gidecekken elini yakalayıp tuttum. "Hayır, gitme. Çağırma kimseyi," dedim, söylenerek. Elimden kurtulmaya çalışırken kaşlarımı çatıp tırnaklarımı eline batırıp gitmemesi için biraz daha sıktım. Yine olduğu yerde durmuştu. 

"Lütfen, şimdi herkes odaya gelecek. Kimseyi görmek istemiyorum. Sigaranı iç sonra bir şey olmamış gibi gidersin." Elini yavaşça elimden çektiğinde dudaklarına hızlıca sigarasını yerleştirip çakmakla yakmıştı. Yatağın ucuna tekrar oturduğunda boş boş ona bakıyordum. "Vücut ateşi yakmıyor Baran sigarayı," dedim, sigarayı elimde sallayarak. Çakmağı yakıp bana uzattığında yerimde doğrulup Baran'ın çakmağına doğru eğildim. Sigaranın ucunu yaktıktan sonra yatağa bu sefer enine doğru yüzüstü yatıp gövdemi ona çevirmiştim. Bir elimi kafamın altına destek olması için koymuştum. Diğer elimle sigara içmeye devam ediyordum. Yatakta çapraz bir şekilde birbirimize bakıyorduk.

Gözlerini kısmış sigarasından aldığı nefesi içine çekerken yine hızlıca bana doğru bir hamle yapıp baş ucumdaki bardağı alıp ortamıza koymuştu. Sigaranın külünü bardağa attı. Odanın sessizliğini bozmak için dudaklarımı araladım. "Beni öptün," dedim ciddiyetle. Canım sıkıldığı için onunla uğraşmak istemiştim. Hem de biraz soğuk duruşu kırılsın istiyordum. Tuttuğu nefesi sakin kalmaya çalışarak vermişti. "Ateşine baktım." kaşlarımı kaldırıp ona baktım. "Ateşe öyle mi bakıyorsun?"

"Hayatımda daha önce birinin ateşine bakmadım. Sabahtan beri böyle kontrol ettikleri için aklıma geldi." Elimin tersini alnıma dayamıştım. "Normalde insanlar böyle ateş ölçerler. Bizim evdekiler böyle ölçüyor." dedim, ona açıklama yaparken. Gerilmiş yüz kaslarıyla önüne dönmüştü. Dediklerime cevap vermemişti. "Beni öptün," dedim tekrar. Baran abimle uğraşılmaz Beren... Dilan'ın ve Emir'in sesleri beynimde yankılandığında kafamdaki ses bir yandan da  gülüyordu. Uğraşıyorum işte ne oluyor?

"Seni neden öpeyim?" dedi. Üstelik bıkmışta görünmüyordu. "Ateşliyim?" dediğimde gülmemişti. Güzel espriydi ama... Dayanamayıp ben güldüğümde ciddiyetini bozmadan bana baktı. "Seni öpseydim böyle mi tepki verecektin?" Gülmemi bastırıp yine eski yüz ifademe döndüm. "Beni öptün zaten." dedim, onunla uğraşmaya devam ederek. "Alışkınsın sanırım. Herkes odana girip seni öpüyor mu?" Söylediklerine yüz ifademi korumaya çalışıyordum. Alt tarafı bir şakaydı. Üzerine bu kadar konuşulacak bir şey değildi. Of, kasıntı insanların sorunu işte. 

Onu umursayıp omuz silkip cevap verdim. "Bilmem," dedim, gerçekten önemsemeden. Şakamı ciddiye almaması gerektiğini anlatmaya üşenmiştim. Kaşlarını çatıp sigarasından bir nefes çekip geri vermişti. "Bilmiyor musun?" tekrar omuz silktim. "Bilmem," dedim, umursamaz bir tavırla. Sigarasından son nefesini çekip izmariti bardağa atıp oturduğu yerde hareketlendi. Ayağa kalkıp gömleğini düzelttikten sonra kapıya doğru yöneldi.

"Seni gerçekten öpseydim, şu an gülüyor ya da konuşuyor olmazdın," dedi sertçe. Kapının koluna elini uzattığında ona seslenmiştim. "Baran," dedim, ciddi yüz ifademi korurken. Ona seslenmemle birlikte bana döndü.

"Kimseye söyleme." dedim, ona doğru bakışlarımı kaldırarak. Kapının kolunu açtığında bana cevap vermişti. "Neyi?"

"Beni öptüğünü."


☾ ☾ ☾


Yeni bir bölüm daha! Hikaye nasıl gidiyor sence? 

Lütfen okuduktan sonra oy verip, yorum yapmayı unutma. Desteğin benim için önemli!

Diğer bölümde görüşürüz, öptüm! 

Continue Reading

You'll Also Like

208K 11.3K 80
~ Devam kitabı olan Soğuk Cesetler'e profilimden ulaşabilirsiniz. ~ Yüzü , saçları ve elleri kırmızıya boyanmış bir kız. Yeşil gözlerinde ölüm taşıy...
30K 4.9K 97
Geçmiş peşinizi bırakmazken, gelecekten ne bekleyebilirdiniz ki? Hiç bir şey! Geçmişinizle, geleceğiz arasında kalırdınız. En kötüsü de bazen peşiniz...
184K 10.2K 37
Her şey ruhu viran olmuş kuzguni gözlerin, gecenin kör bir vaktinde yapılan o hatanın bedelini ödetmek istemesiyle başladı. Ve bu hatanın beraberinde...
14.4K 2K 46
Gözlerindeki alışık olduğum soğukluğa inat konuşmaya çalıştım.. Sesin hiç titremedi bile, bakışlarına hüzün çökmedi. Aylardır aşkım dediğin kadındı...