Uyarı: Cinsellik vardır. (+18)
.
"D-daha, daha hız-hızlı ahğ... Ertuğrul içimde gidip gelirken kendimden geçmiş haldeydim. Benden duyduğu komut ile daha da hızlanırken derinlerimde hissettiğim har darbe gözlerimin kararmasına neden oluyordu.
Zevk noktamı bir dakika önce keşfetmiş, üst üste aynı yere vuruyordu. Bacaklarımı beline sarmış haldeydim. Ellerim boynuna dolamıştım.
Yüzünü boynumdan çıkartıp dudaklarıma yaklaştı. Soğuk zincir bedenime değdikçe ürperiyordum. Alt dudağımı ısırdı. Acıdan inledim. Acıttığı dudağımı emmeye başladı.
Eve gelir gelmez, beni yatağa götürmüştü. Hızlıca üstümde gidip gelirken bugünün öfkesini dövdüğü üç adamdan çıkaramamış olmalıydı ki içinden kalan öfkesini de benden böyle çıkartıyordu.
Sertleşen aletim karnına sürtünüp duruyordu. Ağzı ağzıma dayalı bir şekilde boğukça inlerken benimde inlemelerim ona karışıyordu.
"Esmer..." gözlerini mavilerime dikti. Sıcak nefesi ağzıma doluyordu. "Ahh.." başını geri atıp inlerken içimdeki sıcaklığı hissettim.
Rahatlayan bedenini üstüme bıraktı. Çok kasılmaktan ağrıyan bacaklarımı belinden çözüm yanlara bıraktım. Hâlâ bacak aramda içimden çıkmadan duruyordu.
Boşalması gereken biri daha var esmerim! Hey yoo! Uzunluğunu içimden çıkardığında ıkınır gibi bir inleme çıktı dudaklarımın arasından.
Üstümden tam çekilmeden elini aramıza sokup erkekliğimi kavradı ve çekmeye başladı. Zaten fazlasıyla dolmuş olduğum için kısa sürede eline geldim.
Eğilip emim ısırmaktan yaraladığı dudağıma öpücük kondurdu.
"Çaktırmadan beni böyle dövüyorsun değil mi?" dedim yorgun ama eğlenceli ses tonuyla.
"Tüh anladın demek." dedi. Bedenini yanıma attı. Ona yaklaşıp bedenimin birazını üstüne bıraktım. Bacağımı bacaklarının üstüne atıp başımı göğsüne yasladım.
"Sana dokunmama izin verecektin hain esmer."
Altımda kalan kolu hareketlendi. Eli dağılmış, terden nemlenmiş sarı saçlarıma daldı. "Dokundun ya." dedi.
Başımı biraz kaldırıp ters ters ona baktım. "Boynuna dolamam dokundu anlamına mı geliyor çikolatam?" dedim.
"Dokun o zaman şimdi." Kara gözleri arzuyla baktı mavi kürelerime. Dudaklarımı yaladım.
"Şimdi?"
"Evet."
Dur ya... Bir anda deyince bende cesaret falan gitti. Ertuğrul kahkaha attığında kaşlarım havalandı. Sarsılan bedeniyle bedenimde hareket ederken anlamayarak ona baktım.
"Ne, neye gülüyorsun?"
"Kalakaldın sarı, lafta mı senin ki?" dedi.
"Yoo."
Hâlâ inanmayarak bakıyordu. Sinirlenip eğildim ve göğüs ucunu ısırdım.
"Ha siktir!" Küfür ettiğinde sırıttım. Üstüne çıktım. Erkekliği kalçama denk düşerken biraz üstünde sürtündüm.
Ellerini kaldırım belime koydu. "Şşş karışmak yok. Ellerini belimden çekti. Dudağının yanı kıvrıldı. Sanırım en favori yüz ifadesi buydu, bayılıyordum.
Ellerini başının altına koydu. Oh beyefendinin rahatına bak. Eğilip dudağını öptüm. Saniyesinde karşılık verdi. Dillerimiz birbirine dolanırken kendimi ona bastırmaktan alı koymuyordum.
Dudağımı çekip boynuna eğildim. Ellerim kaslı vücudunda geziniyordu. Esmer boyna küçük küçük öpücükler koydum. Dudağıma zincir değdiğinde başıma kaldırmadan sırıttım. N'haber zincir, sevişelim mi?
Zinciri dudağımla çekiştirdiğimde Ertuğrul'dan kıkırdama sesleri gelmişti. Ama ben demiştim zincirle ayrı bir şekilde ilgileneceğim diye.
Zincirle birlikte boynunu emmeye başladım. Metallik bir tat, Ertuğrul'un tadıyla karışınca güzel oluyordu. Bedeninde benim yarattığım izlerin olmasını istiyordum, bu yüzden ince deriye asıldım.
Ağzımda zincir varken yer yer emdiğim boyna bakmak için çekildim ve kırmızı oluşan yuvarlaklara baktım. Zinciri ağzıma aldığım kısmı salya olmuş haldeydi.
Eğilip zinciri tekrar dişlerimin arasına aldım ve onun dudaklarına doğru yaklaştım. İki ağız arasında kalmıştı zincir.
Dillerimiz zincir yüzünden düzgünce hareket edemezken Ertuğrul'un sinirlendirdiğini anlamıştım. Alt dudağımı kavrayacakken sırıttım. Başını kaldırıp dudaklarımı yaklaşıp öpmek istediğinde biraz daha çekildim.
Başının altımdaki ellerini çekip enseme atıp dudaklarımızı kavuşturdu. Zincir çenesinde dururken istediği gibi dudaklarımı hareket ettirebiliyordu.
Üstünde gidip gelirken aleti iki lobumun arasına girmiş haldeydi. Ağırdan alıp çıldırtmak istiyordum.
Boynuna yavaşça indim, dilimle ıslak yol bırakırken ara ara emip bırakıyordum. Göğüs ucuna gelip bana sabah yaptığı gibi işkence yapmaya başladım. Küçük tepeciği iştahla emiyordum.
Sarı saçlarımdan tuttu. Hiçbir şekilde engellemedi beni. Emmeyi bırakıp dilimi tepecikte döndürdüm. Saçlarımı çekiştirip yüzüne yaklaştırdı. "İçine al artık." dedi.
"Ama esmerim benim kurallarım işliyor şu an." Dişlerini sıkarken çene kemikleri belirginleşti.
Beni dinlemeden, "Hadi yoksa ben yönlendireceğim." dedi.
Dediğim dedikti bu esmerin ve ben sınırları zorlamak istedim. Biraz daha sürtündüm. Vücudumu kaldırıp aleti tuttum ve yavaşça içime aldım.
Az önceki sevişmeden dolayı geniş olan deliğim rahat bir şekilde içine alırken kalınlığı tamamını içine alıp oturdum. "Immg.."
Hızlı olmadan üstünde inip kalkarken elini belime attı. Eğilip ellerimi sert göğüste gezdirdim.
Biraz doğruldum hızımı bir tık arttırdım. Arada kendimi çekiştiriyordum. Gözlerini bana dikmiş izliyordu. Sanki önünde dönen bir filmi zevkle izliyor gibiydi. İsmiyle inlerken vücudum gerilmişti. Ellerimi geriye doğru bacaklarına yasladım ve hızlandım.
İki eliyle artık belimi kavrarken o yönlendirmeyi başlamıştı. Prostatıma çarpan uzunluk derince inlememe neden olurken ne olduğunu anlamadan yana doğru devrilmiştim.
Ertuğrul tekrardan üstüme çıkarken hızını artırıp içime girip çıkmaya başladı. İsmi üst üste yediğim git-gellerle tamamlanamazken artık ağzı açık şekilde kesik kesik inliyordum.
İçimde kasılan sertlikle Ertuğrul'un boğuk inlemeleri beni bayıltacak gibiydi. Onun gelmeyi yakın olduğunu anlayıp kendime çekmeye başladım.
Elime gelirken birkaç saniye sonra içimde onun sıvısını hissettim.
Derin ve hızlıca soluklanıyorduk. İçimden çıktı ve üstümde uzanarak başını boynuma gömdü.
"Esmer şekerim kesinlikle şikayetçi değilim ama çok ağırsın." dedim. Kendini yanıma atıp beni üstüne çekti. Kıkırdayıp üstüne yerleştim. "Ben de ağırım." dedim.
Cıklayıp sıkıca sarıldı bana. "Duşa girecek miyiz?" dedim.
"Gireriz yavrum, biraz dinlenelim." dedi. Göğsüne öpücük kondurup sindim sıcak bedene.
.
Duştan çıkmış çıplak bir şekilde odada dikiliyorduk. Kalçamı hissetmiyordum ve yarın bu ağrının daha da artacağını biliyordum. Kazık sokar gibi soktu haşinim.
O altına siyah eşofman giymişti. Islak siyah saçları alnına dökülmüştü. Zinciri esmer tende parlıyordu.
Bana baksır verdiğinde giyindim. Üstüme gri geniş bir tişört verdi. Onu da üstüme geçirdim. Baksırın az bir kısmı gözüküyordu.
"Yahu niye bu kadar geniş tişörtlerin var esmerim." dedim
Dolaba bakmaktan vazgeçip bana döndü.
Görüntü hoşuna gitmiş olmalı ki gülümsedi. "İyi ki geniş giyiniyorum." diye mırıldandı. Arsızca beni süzdü. Başını yana çevirip yutkundu. Dolaba dönerken mırıldanmıştı ve dediğini anlamıştım. "Kesinlikle doyamıyorum ona."
Dudaklarımı birbirine bastırdım. Üçüncüyü kaldırmazdı canım bedenim. O yüzden uslu uslu durdum.
Eline eşofman alıp bana döndü. Elimi uzatıp alacakken geri çekti. "Versene aşkrellam." dedim.
Eşofmanı dolaba atıp, "Vazgeçtim böyle dur sen." dedi ve dolabın kapağını kapattı.
"Oldu, üstüme atla sonra." dedim.
"Atlamam." dedi ve bana yaklaştı. "Aç mısın?" dedi.
"Evet." dedim.
"Tamam, kucağıma gel." dediğinde afalladım.
"Oha.. yok esmerim. Sen beni bir atmışlarda zayıf bi şey mi sandın. Aramızda beş altı santim var, kilomuzda yakın."
"Eee." dedi fütursuzca.
"Ağırım ağır, ne eeesi."
"İkiletmede gel. " dedi ve belimden tutup kendine çekti. Kucağına harbi alacaktı. Çok garip hissettiriyordu. Kalçamdan tutup yukarıya çekti. Ona yardım edip bacaklarımı beline sardım. Beni sıkıca tutup odadan çıktı.
"Boşuna tatava yaptım aha geldik." dedi ve beni koltuğa bıraktı.
Koltuğa oturtturup içeri geçti. Bacaklarımı koltuğa uzattım. Kollarımda ve bacak aralarımdaki kızarıklara baktım. Vücudum onun izleriyle doluydu. Resmen yemişti beni. Sağ elimi sol kolumda gezdirdim. Boynumu hayal bile edemiyordum.
Seks sırasında ciddi anlamda acı-zevk karışımı gidiyordu ama aşırı zevk alıyordum. Sert seks bana pek numarası olmayan şiddetinin farklı türü gibi geliyordu. Şimdi neden bazıların buna bağımlı olduğunu anlamıştım ki ben bahsedilen sert seksin çeyreğini görmüştüm. Kendini zorda olsa tuttuğunu görebiliyordum.
Adama şakadan da olsa babacık falan dedikte harbi o tipe uyuyordu...
Telefonla konuşarak yanıma geldi. Sipariş veriyordu. Telefonu kapattı. Yanıma oturacakken bacaklarımı kendime çektim. Oturup bacaklarımı bacaklarının üstüne koydu. Okşamaya başladı.
Sırtını arkaya yaslayıp başını geriye doğru bıraktı. Yan şekilde durmuş beni izliyordu. Çoğunlukla ifadesiz suratla duruyordu.
Bende başımı yasladım koltuğa. "Nasıl bir ritüel uyguladın sarı bana?" dedi.
Sırıttım. "Ne ritüeli çikolatam?"
"Kesin bağlanma ritüeli." dedi sorumu es geçip. Kahkaha attım.
"Öyle yeteneğim olsa dört-beş ay sürünür müydüm esmerim?" dedim.
"O zaman yüzde yüz Şafak'ın beddualarında biri tuttu. " dedi.
"Bir beddua olarak mı görüyorsun beni?" dedim. Nasıl cevap verecekti, merakla bekledim.
"Tartışmaya açık bir konu." dedi saçlarını karıştırdı. İç içe giren siyah saçlarına baktım ilkin.
Mükemmel duruyordu. Kusursuz görünüşe sahipti. "Hımm neden?" Mayışmıştım. Bacaklarımı okşuyordu ve duş aldığım için üstüme ağırlık çökmüştü.
Gözlerim kapanıyordu.
"Bir beddua olarak başıma gelmiş olabilirsin ama şikayetçi değilim. Uyuma, yemek yiyelim sonra uyu." dedi.
Başımı salladım ama gözlerim kapandı. "Uyuma diye üçüncüyü atarız bak." dediği an gözlerimi büyüttüm.
Tepkimle kahkaha attı. "Aman esmerim etme eyleme, enerji bende sıfır sıfır sıfır. " dedim.
"Bak uykun dağıldı." dedi.
"Aptal esmer." deyip ayağımla bacağına tekme attım. Bacağımdan tuttu. Yüzündeki gülümsemeyi bozmuyordu. İşte bu suratını seviyordum. Donukça ,ifadesizce duruşları hep beni geriyordu .
Bu ifadeyi gördüğümde ise onun için değerli olduğumu, bir anlamım olduğunu hissediyordum.
Hızlı ilerliyordu ilişkimiz ve ben her zaman hızlı giden ilişkilerden çok korkmuşumdur. Umarım, güzel ilişkimiz olurdu esmerimle. Çünkü ben hep onunla bir, onunla mutlu olmak istiyordum.
Lütfen Allah'ım. İlk defa çok bir şey istiyorum. Benim hayatım Ertuğrul'du, bunu anlamıştım. Ta ergenliğimde belliydi bu. Annem babam karşıma geçip yurt dışına gideceğiz dediklerinde belliydi, istemediğim zaman belliydi. Başka üniversiteye gitme şansım varken bu şehre gelmemle beliydi. Onu gördüğüm ilk gün, içime giren sıkıntıdan bile belliydi. Ertuğrul benim her anlamda her şeyimdi.
.
Bakın ne göstereceğim size ;)
Hikâye bir an bxbxz oldu arkadaşlar. Biliyorsunuz zincir de bir karekter🤭🤣🤣
Neden bu çift oynaşıp duruyor yahu!
Neden Ertuğrul'a daddy diyorsunuz?😬
Neysem, görüşürüz öptüm çiçeklerim🤍