Sensiz Olmaz||Tamamlandı||

By HopemLuna

690K 34K 9.6K

Yeni bir şehir, yeni dostlar ve bir bebek... YT:24 Ekim Pazar 2021 Cover By🌠 Hayalliruzgarlar #1-Tarih #1-Kı... More

Hamileyim
Yeni Bir Başlangıç
Heyecan
O Anlar
Beklenmedik His
Bebeğin Babası
Kaçınılmaz
Yabancı
Düşük Tehlikesi
Pişmanlık
Enkazın İzleri
Elma Şekeri
Beklenmedik
Haber
Mezarlık, Teklif Ve İtiraf
Selda Yelkıran Offline
Proje
Kazanmak
Yalvarış-Gurur Demirel
Umut Kırıntısı
Kül Edene Kadar
Basılmak
Korku
Tehdit Ve İptal
Acı Çığlıklar
Kurtulmak
Yoldaş
Gerçekler
Son İz
İsteme Ve Süpriz
Nikah
Güçlü Kadın
Aile
Final
Özel Bölüm

Kalp Atışı Ve Sorun

21.1K 1.1K 344
By HopemLuna

Okuma oranları her bölümde neden farklı? Allah aşkına üçüncü bölümü atlayıp beşinci bölüme mi geçiyorsunuz xndmdmsn
Eğer öyleyse yapmayın pls xd.

Sınır: 100 oy ve 100 yorum.

O kadar çok okunma var. Bu basit bir sınır olmalı sizin için, ki değilse bile benim için öyle. :) Neyse, iyi okumalar dilerim❤️

*****

"Sen," diyerek tısladığında sonunda kısa süreli olan sessizlik bozulmuştu. Elim hızlı atan kalbime dokunmamak için olduğu yerde kasılmıştı.

"Burada ne işin var?"

"Yengemin evine gelirken sana mı soracağım?" Kurt'un gözleri gittikçe koyulaştığında elleri yumruk halini aldı. "Yengen?" dedi sorarcasına kelimesine vurgu yaparak.

"Evet." dedi Gurur sakince ve bana döndü. "Kendine iyi bak, görüşürüz." zorlukla gülümsemeye çalıştığımda hafif bir baş hareketi yaptı. 'Sorun değil' demek istediğini anlamıştım.

"Görüşürüz."

Gittiğinde Kurt arkasından öyle bir baktı ki, sanki kontrolünü kaybedip üzerine atlayacakmış gibi bir hali vardı. Dikkatini dağıtmak adına boğazımı temizledim.

"Burayı nasıl buldun?" gözleri, yavaşça üzerime doğru döndüğünde yutkundum. Gözlerini kapattı ve derin nefes aldı. Bunu sakinleşmek adına yaptığını biliyordum.

Gözlerini açtıktan sonra, Gurur'un az önce burada olan varlığını bir kenara attığını belli etmişti.

"Zor olmadı..." doğru, onun için zor olmamıştır. Bazen onun gücünü unutuyordum. Eli her yere ulaşabilirdi.

"Konuşalım." dediğinde kenara çekildim ve içeri geçmesi için müsaade ettim. Kaşlarını çattı. "Burada değil."

"Burada konuşalım Kurt. Bir yere gidecek halim yok." dediğimde gözleri bedenimi baştan sona taradı. Bu hareketi yaparken kasılmıştım ve istemeden karnımı içeri çekmiştim.

Üzerimde siyah pijama takımım vardı. Siyah olduğu için belki belli olmaz diye düşündüm ama yine de istemeden panik olmuştum. Bunun yanı sıra karnım fazla belli değildi ama yine de eski halim olmadığı için onun gözüne batabilirdi.

"Neyin var?" dedi içeri gelerek. Ayakkabılarını çıkardı ve kenarda bıraktı. Kapıyı kapattıktan sonra elimle içeriyi işaret ettim ve önden geçtim. Peşimden geldiğinde derin nefes aldım.

"Sadece, yaşadıklarım beni yordu." dedim sorusuna cevap vererek. Az önce oturduğum yere yerleştiğimde Kurt'ta, Gurur'un oturduğu tekli koltuğa oturmuştu.

Gözleri, kısa süreli evin içinde dolaşıp bana döndü.

"Bu evi nasıl buldun?" merak ettiği şey bu eve Gurur sayesinde mi geldiğimdi. Eğer ona evet dersem de Gurur'la nasıl tanıştığımız detaylı bir şekilde anlatmamı isteyecekti.

"Tesadüfen." dedim tek kelimeyle. Gözleri, söylediklerimin doğruluğundan emin olmak ister gibi yüzümde gezindi.

Tepki vermeden yüzüne baktım.

"Sen ne söyleyecektin?" dediğimde bıkkınlıkla soludu. "Tedavimin iyi gittiğini... Seni özlediğimi..."

Kalp ritmim yeninden bozulurken, beyaz tenime kızarıklık yayıldı. Yine de boğazımı temizleyerek kendimden emin bir şekilde durmaya devam ettim ve o an göz altlarında oluşan küçük morarmaları daha yeni fark ettim.

"Uyumuyor musun?"

"Uyuyamıyorum... Mihrişah, seninle uyumayı özledim. Sensiz uyuyamadığımı biliyorsun... Tedavi de eklenince günüm uyanık geçmeye başladı sürekli." içimde beliren üzüntüye engel olamadım. Onunla uyumayı ben de özlemiştim.

Birlikte olduğumuz günden beri onunla uyumak birbirimize daha çok alışmamızı sağlamıştı. Kurt'un uykusu benimle düzelmişti. Ben de onun kokusuyla uyumayı kendime hobi edinmiştim resmen.

Onu özlediğimi daha net bir şekilde iliklerime kadar hissettiğimde gözlerim dolu dolu gözlerine baktım.

Kurt ayağa kalkıp önüme geldiğinde diz çöktü ve soğumaya başlayan ellerimi sıcacık avuçlarına hapsetti.

"Sensiz yapamıyorum Mihrişah. Yemin ederim yapamıyorum..." uzandı ve dudaklarını göz altlarıma değdirdi. Geri çekilip ela gözlerime bakmaya devam ettiğinde ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

"O gün sana öyle söylememeliydim ama sen öyle söylediğinde benim aklıma gelenler yüzünden seni göremedim... Çok kırdım... Ama çokta pişmanım güzelim." titremeye başlayan dudaklarıma bakıp iç çektikten sonra tekrar gözlerime baktı.

"Her ne olursa olsun sen çok haklısın... Sen çok güçlü bir kadınsın... Ama ben sen yokken güçsüzüm Mihrişah." dedi kabullenmişlikle.

Gözümden bir damla yaş akıp gitti. Gözleri küçük damlayı takip ettikten sonra elinin birini uzattı ve baş parmağıyla ıslanan yere dokundu.

"Ağlama gözünü seveyim... O inci yaşlarına kurban olurum ben."

"K-Kurt," diyerek titreyen sesimle konuştuğumda elini çekti ve yeniden elimin üzerine kapattı. "Söyle güzelim, söyle güzel gözlüm benim."

"Ben... Bebeğim..." gözlerindeki pişmanlık yeniden kendisini ele geçirdiğinde, gözleri karnıma indi.

"Bin defa daha özür dilesem geri gelmeyecek ama..." gözlerimden akan yaşlara baktı ama sanki buna katlanamıyormuş gibi gözlerini yeniden karnıma indirdi.

"Eğer beni affedersen... Bir daha anne olacağına söz veriyorum. Bu sefer ben de ona çok iyi bir baba olacağım. Ona da söz veriyorum..." dedi gözleri karnımda dalmış bir şekilde gezinirken.

O an öyle çok mutlu oldum ki, bir an yaşadığım şeyleri unutarak az kalsın ona sarılacaktım.

Ama ben yaşadığım o anları unutmadım.

Ve ona sarılmadım.

Yine de mutluydum. Sevdiğim adam bilmesede bebeğimizi kabullenmişti ama ya şimdi söylediğimde yeniden kabullenemezse? Tedaviye yeni başlamıştı ama ya kolaylıkla etkisinden çıkarsa?

Eli, beklemediğim bir an da karnıma dokunduğunda şok içinde kala kaldım. Kısa süreli duraksamanın ardından gözleri bana döndüğünde tepkimi zorlukla düzeltip kendime gelebilmek adına silkelendim ve elimi elinin üzerine koyup karnımdan çektim.

"O yaraya dokunmana izin veremem... Tedavi sürecin tamamlandığında yanında olacağım ama o zamana kadar lütfen benden seni affetmemi isteme." başını salladı hafifçe ve değişen gözleriyle bana baktı.

"Bir kez daha söz veriyorum güzelim. Her ne olursa olsun açtığım yaralarını kapatacağım."

Kurt'un geçmişini öğrendikten sonra ona olan kırgınlığım azalmıştı ama yine de affetmemiştim. Açtığı yara kabuk tutmak üzere olsa bile yine de o günü unutamazdım.

Ellerimi, avuçlarından tamamen kurtarıp yanaklarına dokunduğumda gözleri anında kapandı.

Uzandım ve yanağına tüy kadar hafif bir öpücük kondurup bir süre öylece bekledim. Bu hissettiğim şeyler onun sayesindeydi. Bana aşkı her şekilde öğretmişti.

"Si*tir!" gözlerimi sonuna kadar açıp, kendimi hızla geri çektiğimde kapı ağzında şok içinde duran Yaman'a baktım.

Kurt'un heybetli bedeni yavaşça doğrularak ayağa kalktığında Yaman'a baktı. Kaşları anında çatılırken ben de telaşla ayağa kalkıp kendime çeki düzen verdim ve ne yapacağımı bilemeyerek öylece yüzüne baktım.

"Evimde. Kurt Korel ile..." Yaman hala şok içindeydi.

"Evin?" Kurt, takıldığı tek şey buymuş gibi bana baktı. Ben de gözlerine utanarak baktığımda omuz silktim.

"Hatice ablanın oğlu... Yani ev sahibinin."

"Onlarla beraber mi kalıyorsun?" içim yanarken başımı salladım.

"Sadece odalarını kiraladım."

"Niye kapıda dikiliyorsun? Girsene içeri lan," diyerek Yaman'ın ensesine vurup yanına geçen Onur'u da gördüğümde içimden şansıma küfürler ettim. Kurt'un gözleri koyulaştığında ikisininde varlığını umursamadan üzerime doğru eğildi ve yanaklarımı kavradı. Dudağım, öne doğru büzüştüğünde bakışları bir müddet orada kaldı ama hemen sonra gözlerime bakıp dudaklarını araladı.

"Belli ki rakip şirketi si*mem için bana bir sebep sunuyorsun." kendi kendine başını salladı ve ellerini geri çekti. Şok içinde kalarak ona baktığımda doğruldu ve omuzlarını dikleştirdi.

"Ve ben ricanı zevkle yerine getireceğim."

*****

Hastaneye geldiğimde beklemeden Beril Hanım'ın olduğu kata gitmek için asansöre bindim. Yaklaşık on dakika geç kalmıştım ve arayıp söylediğimde sorun olmadığını ve ben gelene kadar diğer randevularıyla ilgileneceğini söylemişti.

Onur, bebeğimin babasının Kurt olduğunu biliyordu ve bu yüzden Kurt'a hiçbir şekilde hamile olduğumu söylememişti. Ben istediğim için yapmaları ona fazlasıyla borçlu olmama sebep olmuştu. Ayrıca Yaman da Kurt gittikten sonra öğrenmişti ve ona hiçbir şekilde Kurt'un bebeğimi öğrenmemedi gerektiğini söylemiştim. O da kabul etmişti.

Bu yüzden her ikisine de minnet doluydum.

Kurt, hamile olduğumu ve üstelik onun dışında sevmediği adamların bildiğini öğrense ne yapardı acaba?

Ne yapacağımı, nasıl söyleyeceğimi hiç bir şekilde bilmiyordum.

Lanet olsun!

Beril Hanım'ın odasına geldiğimde kapıyı tıklatarak açtım.

"Merhaba, Beril Hanım. Girebilir miyim?" Beril Hanım, önündeki kadına kağıt uzattıktan sonra gülümseyerek bana baltıu. "Tabi, gel canım."

İçeri girdim ve kadının odadan çıkmasıyla nefeslendim.

"Bebeğin kalp atışını dinlemeye hazır mısın?" hevesle başımı salladığımda eliyle sedyeyi gösterdi. Dediğini yapıp uzandım ve karnımı açarak jeli sürmesine izin verdim.

"Bakalım," diyerek sandalyesine oturduktan sonra elindeki aleti karnımda hareket ettirmeye başladı. Jel soğuk olduğu için başta ürpersemde kısa sürede alışmıştım.

"Evet... Hazır mısın?"

"Evet." dedim kalbim ağzımda atarken. Gözlerimden akan yaş hızlı bir şekilde yanağımdan süzülüp sedyenin üzerine düştü.

"İşte..." ve kulaklarıma dolan ritim sesleri, hayatımda duyduğum en güzel ses olabilirdi belki de.

Sevdiğim adamdan bir parçanın kalp atışlarını duyabiliyordum.

Bebeğimin kalp atışları, kulağıma harika bir melodi gibi geliyordu.

"Çok güzel," diyerek titreyen sesimle konuştuğumda bir süre daha dinledim. Kalp ritmim, bebeğimin kalbiyle aynı atıyordu sanki.

Ses gittiğinde bile sanki hala kulaklarımda çınlıyordu. Elimle ıslanan yüzümü sildim ve Beril Hanım'ın bana verdiği peçeteyle karnımdaki jeli silip doğruldum.

"Sanırım, bir sorun var." korkuyla yüreğim hoplarken Beril Hanım masasının başına geçerek birkaç kağıda bakmaya başladı.

"Ne? Bebeğime bir şey olmayacak değil mi?" bıkkınlıkla soluk verdiğinde ellerimle karnımı sarmaladım.

"Kan tahlili vermeniz gerek. Sonra size net bir şey söyleyeceğim...Ama endişelenmeyin bebek gayet sağlıklı."

Rahatlasamda yüz ifadesi sanki bir şeyi gizliyormuş gibiydi. Bu yüzden beklemeden dediğini yaptım.

Hemşire kanımı aldıktan sonra sonuçların yarım saat içinde çıkacağını söylemişti.

Yine, Beril Hanım'ın odasına geldiğimde kapıyı tıklatarak içeri girdim. Başka bir kadın daha vardı.

"Bakın, bebeğinizi aldırmak zorundasınız aksi takdirde bedeninize zarar verecek."

"Başka bir yolu yok mu? O ölmesin yeter ki." oturduğum koltukta huzursuzlukla kıpırdandım. Ellerim karnımı sıkıca sarmıştı.

"Eğer bebeğiniz doğarsa siz ölebilirsiniz... Ama aldırırsanız yaşarsınız. Bunu eşinizle de danışsanız iyi olur. Ona göre kararı verin lütfen."

Tam bir saattir kadının direnmelerini dinledim. Onu dinlerken bebeğimi kaybetme korkusundan korktum ve o gidene kadar Beril Hanım'ın sorun dediği şeyin ne olduğunu düşündüm.

Kadın gittikten sonra güçsüz bacaklarıma komut vererek ayağa kalktım ve karşısındaki koltuğa oturdum.

"Afedersin Mihrişah. Beklettim... Sonuçların çıkmış." gözlerini bilgisayarak ekranında gezdirdi. Ardından faresine birkaç kez tıkladı.

"Hmm," diyerek mırıldandığında ise merakla yüzüne bakıyordum.

"Lütfen artık sorunun ne olduğunu söyler misiniz?"

Ekranın ışığı yüzünde parlamayı bıraktığında derin nefes alarak bana döndü. Ciddi ifadesi iyice tedirgin olmamı sağlarken kalbim korkuyla atmaya devam ediyordu.

Beril Hanım boğazını temizledi ve beklemediğim bir an da gülümsemesi yüzüne yayıldı. Verdiği tepkiye afalladığımda dudakları sonunda cevap vermek için aralandı.

"Tebrik ederim..." dedi heyecanla. "İkiz bebek annesi olacaksın."

Bölüm Sonu.

Bölüm Soruları:

Sensiz Olmaz kitabım hakkında ne düşünüyorsunuz?

Peki, kitabın karakterleri nasıl?

Sizce, Mihrişah artık Kurt'a hamile olduğunu söylemeli mi?

Sonuçta Kurt baba olmayı istediğini söylemişti.

Gurur ve Mihrişah hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gurur ve Dilay hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere🥰



Continue Reading

You'll Also Like

3.3M 96.8K 75
Ada: Son bir defa gör beni Ada: Son bir defa duy Ada: Son bir defa sarıl bana Ada: Son bir defa ellerimi tut Ada: İmkansız biliyorum Ada: Ama son bi...
10.8K 504 26
BENİMLE KAL - 8 Kasım 2015'de yazılmaya başlanmıştır. "Onların aşkı lacivertti. Ne mavi kadar banel, ne de siyah kadar koyu" - @aysenurkkc Kalbini...
22.1M 891K 115
İşte oradaydı... Muhtaç olduğum kadın korkuyla bana bakıyordu. Ona biraz daha dokunmazsam sanki ölecektim. Bu hastalıklı duygular beni resmen ele geç...
122K 9.8K 34
Karanlığın hâkim olduğu, vicdansızların avere avare gezdiği, bu dünyada ışık aramak bu biraz olanaksızdı... Hayatımızdaki tüm olumsuzluklara rağmen m...