KANLI AY +18

By rbpattinson

51.8K 842 1.7K

Kanlı Ay.. Bu hikaye fantastik olup tamamen hayal ürünüdür.. 📍+18 Olaylar İçermektedir📍 ... Elleri kocasını... More

Ay Parçası.. |1.Bölüm|
Hesap Ver! +18 |2.Bölüm|
Ben sana.. |3.Bölüm|
Başka Birisi.. |4.Bölüm|
İntikam |6.Bölüm|
Huzurun Doruğu..|7.Bölüm|
Beklenmeyen Misafir|8.Bölüm|
Kurşun.. |9.Bölüm|
Vuslat..|10.Bölüm|
Yağmur..|11.Bölüm|
Kavga..|12.Bölüm|
İş..|13.Bölüm|
Kelle Paça..|14.Bölüm|
Pes..|15. Bölüm|
Maç..R&M|16.Bölüm|
Kelepçe|17.Bölüm|
Cam Kırıkları|18.Bölüm|
Sigara..|19.Bölüm|
Yüzük..|20.Bölüm|
Evliliğe İlk Adım..|21.Bölüm|
Elbise Krizi..|22.Bölüm|
Halvet..|23.Bölüm|
Balayı..|24.Bölüm|
Sürpriz..|25.Bölüm|
Ateşli Gece..|26.Bölüm|
Aşkın Meyvesi..|27.Bölüm|
Türk Askeri..|28.Bölüm|
Bedenlerin Siftahı..|29.Bölüm|
Sebepsiz Gidenlere 🚬 |30.Bölüm|
Her Şeyin Bir Sonu Olduğunun Kanıtı Olan Bölüm..|31.Bölüm|

Yasak Elma +18 |5.Bölüm|

6.9K 33 49
By rbpattinson

Cam kırıkları gibidir bâzen kelimeler, Ağzına dolar insanın.
Sussan acıtır, Konuşsan kanatır..

Oğuz Atay..

📍

Önceki Bölümden Hatırlatma..

Karşısında Börü ve bir kız vardı. Garip olan tarafı ise el ele tutuşmalarıydı.

5.Bölüm..

Şirin gözlerini aralamasıyla pencerenin kenarında duran adamı gördü. Yerinde doğrulup üzerindeki yorganı attı.

Adama doğru ilerlerken üzerinde elbise olmaması onu rahatsız etmemişti. Ferhat'ın yanına yanaştığında adam düşüncelerinden sıyrılıp karşısında iç çamaşırıyla duran kıza baktı.

Bakışları yeniden odağını kaydırıp ayaklarına baktı. Üzerindeki siyah gömleği çıkarıp kızın omzuna koydu ve birkaç düğmesini ilikledi.

Kız gömleğin kuru olduğunu hissedince adama dik dik baktı.

"Farhat bu gömlek üstünde kurumadı değil mi?"

"..."

"Ferhat! Üstünde mi kurudu!"

"Evet."

Kız hemen elini adamın alnına koydu. Sıcaklığı hissedince elinden tutarak yatağa ittirip yatırdı.

Adam ne olduğunu anlamadan kıza bakarken kız elini bu seferde adamın boynuna koydu.

"Ferhat cayır cayır yanıyorsun!"

Ferhat elini alnına koydu ve konuştu.

"Yoo gayet normal."

"Salak sen anlayamazın vücut ısın yüksek!"

"Sensin salak!"

"Benimle iddalaşacağına yat dinlen!"

Şirin başına bağladığı bandanasını çıkarıp çeşmenin yanına gitti. Bandanayı ıslatıp bir kâseye su doldurdu. Ferhat'ın yanına gidip ıslattığı bezi adamın alnına koydu.

Ferhat kızın yaptıklarını seyrediyordu. Şirin ona anne şevkatiyle yaklaşıyordu ve bu âşık olduğunun düpedüz kanıtıydı..

Adam alnındaki bezi çekip kıza baktı.

"İstemiyorum bunu."

Şirin sinirlenerek bezi elinden çekip aldı.

"Salak salak durma beni sinirlendirme Ferhat! Alma bunu alnından!"

"Ya ben hasta değilim sana öyle geliyor!"

"Yanıyosun! Vücudun ateş atıyor!"

Şirin elini adamın çıplak göğsüne koydu.

"Şuna bak yumurta kırsan pişecek! Hâlâ hasta değilim diyosun!"

Şirin elindeki bezi kâsedeki suya batırıp sıktı ve göğsünde gezdirdi. Yeniden suya batırıp sıktı ve adamın alnına koydu.

Ferhat yeniden alnından bezi alacakken Şirin adamın elini tutup almasını engelledi.

"Bu bez buradan alınmayacak!"

Ferhat sinirle kıza bakıp yaklaştı.

"Sen bana emir mi veriyosun kızım!"

"Hmm emir veriyorum napacaksın!"

"Dua et kızsın!"

"Noldu dövecek miydin?"

"Hemde nasıl!"

Şirin şirinlik yaparak başını yana eğdi ve gülümsedi.

"Sen bana kıyamazsın ki :)"

Ferhat kızın sözlerine karşılık kafasını yana çevirerek gülümsedi. Gülümsediğinde gözleri tamamen yok oluyordu. Kız bunu gördüğünde âdeta far görmüş tavşana dönmüştü.

Dili tutulmuş, beyni işlevini yitirmişti. Adamın gülümsemesi küçülünce gözleri yeniden ortaya çıktı. Kıza bakıp süzdü.

"Noldu?"

"Bir şey olmadı."

"Far görmüş tavşan gibi kaldın da."

"Aklıma bir şey geldi de ondandır."

Kız adamın yanından kalkıp pencereye gitti. Ferhat ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yerinden kalkıp kızın yanına gitti.

Dalmış olan Şirin koluna değen elle irkildi. Adamı ayakta görünce sinirlendi ve kolundan tutarak yatağa doğru çekiştirdi.

"Ya sen niye kalkıyosun!"

Ferhat kızdaki garipliği farkedip kızı kolundan kavradı ve kendine çekti.

"Sana bir şey oldu. Ne olduğunu söyle!"

"Hiç ya öyle dalmışım."

Ferhat daha da yaklaştığında kız öylece adamı seyrediyordu. Ferhat elini belinden geçirerek kızı kendine daha çok çekti.

Aslında gülüşünden etkilendiğinin farkındaydı sadece bunu ona söyletmek istemişti. Şimdi ise kendisi etkilenmeye başlamıştı. Kızın iri gözleri ve sık kirpikleri gözlerini kaçırdığında daha belirgin oluyordu.

Kendini tutamayıp kızın yüzüne doğru yaklaştı. Dudakları ne yapacağını bilemez şekilde kıvrıldı. Şirin heyecandan inip kalkan göğsünü rahatlatmaya çalışarak gözlerini kapattı ve dudaklarını yaladı.

Bu Ferhat'ı daha da durdurulamaz kılmıştı. Adam kızın belindeki elini daha çok sıkıp kendine bastırdı. Kız yakınlıktan dolayı nefes alamıyordu.

Ferhat dudaklarını kızın yanaklarında gezdirdi. Öpmek istiyordu ama durması gerektiğini de düşünüyordu. Gözleri dudaklarını bulduğunda aklı tamamen Ferhat'ı terk etmişti. Şu andan itibaren durması imkânsızdı.

Ne olacaksa olsundu.. Dudakları yanaklarını yavaş yavaş öperek dudaklarına doğru ilerledi. Yavaş hareketleri kızın kendini kasmasına neden olmuştu.

Ferhat dudaklarını kızın dudaklarıyla bireştirmek için sabırsızlanırken kenarına bir öpücük bıraktı.

Kız hızla atan kalbini durdurmaya çalıştı ama başarısız olmuştu. Ellerini adamın çıplak göğsüne koydu. Alev alev yanan tenini hissedince onu öpmek üzere olan adamdan bir nebze uzaklaştı.

Adamın elleri kızın belini hâlâ sıkıca tutuyordu. Kız ellerini adamın göğsünden çekmeden yatağa doğru ittirdi. Adamın adımları yatağın önünde son bulduğunda yavaşca sırtı soğuk çarşafla buluştu.

Kız ise adamın üzerindeydi. Henüz kurumamış iç çamaşırları gömleğin içinden belli olurken adamın eli kızın belinden yukarıya çıktı.

Kız adamın elini tutup durdurdu. Üzerinden kalkıp oturur pozisyona geldi. Eline bezi alıp suya batırdı ve hafif sıkıp adamın göğsünü silerek ateşini düşürmeye çalıştı.

Ferhat hastalıktan dolayı gözlerini açamaz hâle gelmişti. Daha demin hasta olmadığını iddia eden adam şimdi bitap düşüp uykuya yenilmişti.

Şirin az önce olanlardan sonra kalbinin atışlarının değiştiğini fark etti. Elini kalbine koyarak atışını hissetti. Gözleri bir melek gibi uyuyan adamı bulduğunda dudaklarına yayılan gülümsemeyi engelleyememişti.

Her 5 dakikada bir adamın alnındaki bezi suya bandırıyordu. Bu bir nebze yardım etmişti ama daha fazlası gerekliydi. Ne yapacağını bilemeden adamın uyanmasını bekledi.

...

Ayperi gözlerinin doluşunu hissettiğinde arkasını dönerek ilerledi. Börü ve kız içeriye girince akan gözyaşlarını durduramadan onlara baktı.

Kız garip garip etrafa bakarken Börü kızın elini bırakıp Ayperi'ye baktı.

"Ayperi.. Bu benim kız arkadaşım Seda."

Ayperi gözyaşlarını silerek kıza doğru baktı.

"Hoş geldin ben Ayperi."

Seda Ayperi'ye sert bir bakış attıktan sonra Börü'ye döndü.

"Bu kim aşkım? Hizmetçi falan mı?"

Börü Seda'ya kaşlarını çatarak baktı ve sert sesiyle cevapladı.

"Hayır Seda. O.. O benim bir arkadaşım."

Ayperi 'bi arkadaşım' lafını hazmetmeye çalışırken Börü lafının devamını getirdi

"Hatta kardeşim diyebiliriz.."

Seda sıkılarak Börü'ye baktı.

"Ee niye geldik buraya?"

"Ayperi'yle tanışman için.."

Seda Börü'nün elini tutup kapıya doğru çekiştirdi.

"Hadi bir cafeye falan gidelim. Dağın başında ne işimiz var.."

Börü sinirlenmişti ama kendini dizginliyordu. Kızın çektiği tarafa doğru ilerleyip çıktı.

Ayperi evde tek kaldığında dünyası üzerine yıkıldı. Onun tanıdığı Börü bunu yapmazdı ki.. Ama belli ki âşık olmuştu. Ona bahsettiği kız olmalıydı..

Onu öperken düşündüğü kızdı Seda.. Ayperi kalbine hançer saplanmış gibi hissettiren acıyla gözyaşlarını saldı. Dizlerinin bağı çözürlürken yerle bir olması kaçınılmazdı. Kısa sürede Börü'nün onun olacağına inanmıştı çünkü..

Dizlerinin üzerine düşüp ağladı. Bu onun çok zoruna gitmişti. Şuan abisi ve babasının elinde olmayı bile tercih ederdi. En azından duyguları ve kalbi sağlam kalırdı.

Gözyaşlarını silerek yerden zorlukla kalktı. Dış kapıyı açıp çıktığında Börü ve Sedayla karşılaştı.

Börü Ayperi'ye doğru bakarak konuştu.

"Nereye gidiyosun Ayperi?"

Ayperi onlara bakmadan ve duymazdan gelerek ilerlemeye başladı. Hızını artırdığında Börü'de koşmaya başlamıştı.
Resmen kovalamaca oynuyorlardı.

Yağmur başlamıştı. Kısa sürede hızını artırmış adeta bardaktan boşalırcasına yağmaya başlamıştı. Ayperi ve Börü sırılsıklam olmuşlardı.

Hava karanlık olduğu için önlerini göremiyorlardı. Adımlarını rastgele atıyorlardı. Ayperi hızlıca koşarken Börü ona yetişti kolundan tutup kendine çekti. Yerdeki yapraklar ıslaklıktan dolayı kayıyordu. Börü'nün  bu hareketiyle ikisi de yere düştüler.

Börü düşemenin etkisiyle ne yapacağını bilemeden ellerini kızın beline koydu ve kavradı. Ayperi'nin elleri ise adamın göğsündeydi.

Kız sırılsıklam olmuş adamın üzerinde uzanırken simsiyah saçlarından damlaların firar ettiğini gördü.

Ayperi Börü'nün saçlarına resmen hayrandı. O kadar güzeldi ki sabaha kadar okşayabilirdi. Alnına düşen saçlarına dokunmamak için büyük bir çaba sarf etmişti. Daha demin bu hayran olduğu adamdan kaçtığını hatırladı.

Ayperi adamın üzerinden hızla kalkıp ilerledi. Adam da vakit kaybetmeden kalktı ve peşinden gitti.

"Ayperi dur!"

"..."

"Ayperi!"

"Ne var be ne var!"

"Dur diyorum sana!"

"Durmayacağım! Yalnız bırak beni!"

"Dağın başında mı? Çok beklersin!"

"Börü abi! Siktir git!"

Börü hızlanıp kızı durdurdu. Karşısına geçip sinirle konuştu.

"Sen bana küfür mü ettin!"

"Evet ettim. Hatta şimdi de ediyorum! Siktir git!"

Ayperi Börü'yü ittirerek ondan uzaklaşmaya çalıştı ama adam yerinden oynamamıştı. Kızı belinden tutarak kendine çekti.

"Beni delirtme!"

"Delirtirsem ne olucak! Hem uzak dur! Bir abi kardeşe göre fazla yakınız! Yengeye ayıp olur sonra!"

Kız zorla da olsa adamın kollarından kurtulup ilerledi. Börü oflayarak peşinden gitti.

"Tamam gidiyosun anladıkta nereye gidiyosun?"

"Cehennemin dibine!"

"Ayperi gerçekten nereye gidiyosun?"

"Ya sanane! Sanane be! Yürü git sevgilinin yanına!"

"Seni burada yalnız bırakamam!"

"Onu orada yalnız bırakıyosun ama!"

"O evde ama biz ormandayız."

Kız sessiz kalarak ilerliyordu. Adam çıldırmak üzereydi, sinirden yüz hatları gerilmiş, kaşları çatılmıştı.

"Ayperi bu son ikazım geliyor musun gelmiyor musun?"

"Gelmiyorum!"

"Tamam sen bilirsin."

Börü kıza doğru hızla yaklaşıp kızı omzuna aldı. Ayperi çırpınırken Börü ilerliyordu.

"Bırak beni!"

"..."

"Çabuk indir beni yere!"

"..."

"İndir dedim sana!"

Ayperi adamın sırtını tıranklarıyla çiziyordu ama adam robot gibi hiçbir tepki vermeden ilerliyordu.

Kız yol boyunca tepinmiş ve adamın sırtını çizmişti. Ama eninde sonunda varmışlardı. Kulübeye girip kızı yatağa attı ve kapıyı kilitledi.

Kız yerinden kalkıp adamın elindeki anahtarı almaya çalıştı ama adam vermemek için elini yukarıya kaldırdı.

Kız zıplayarak almaya çalışıyordu. Adam anahtarı kızın alamaması için baksırının içine koydu.

"Şimdi alda görelim!"

"Börü saçma sapan hareketler yapma! Ver şunu bana! Beni zorla burada tutamazsın!"

"Yoo gayet de tutarım."

"Tutamazsın!"

"Tutuyorum.."

Kız elini adamın pantolonuna götürdüğünde kararlılığını adama göstermişti. Kızın eli pantolonundan içeriye girdiğinde diğer odanın kapısı açılmış içeriden Seda çıkmıştı.

Ayperi ve Börü Seda'ya doğru baktılar. Seda onlara garip garip bakıyordu. Ayperi şu anki pozisyonuna baktığında yanlış anlamaya müsait olduğunu anlayarak elini adamın pantolununun içinden çıkardı ve geriye çekildi.

Seda garipseyen bakışlarını sürdürerek ikiliyi süzüp konuştu.

"Napıyosunuz siz burada?"

İkisi de cevap vermekten kaçınarak birbirlerine baktılar.

"Noluyor burada!"

Börü bakışlarını kıza çevirerek kaşlarını çattı.

"Bişey olduğu yok! Yürü gidiyoruz!"

"Nereye gidicez?"

"Seni eve bırakıcam."

"Bu yağmurda mı? Börü ben bu yağmurda dışarıya falan çıkamam makyajım bozulur."

"Yine yaparsın bişey olmaz."

"Hayır Börü çıkamam!"

"Seda senin makyaja ihtiyacın yok ki."

"Yaa geçekten böyle mi düşünüyosun."

Ayperi gülümseyerek sessizce konuştu.

"Estetiğe ihtiyacın var."

Börü Ayperi'ye boş boş baktı. Seda kızın üzerine yürüyüp konuştu.

"Bişey mi dedin?"

"Hmm dedim."

Börü kavga çıkacağını anlayıp aralarına girdi.

"Hadi biz gidelim."

Ayperi aklına gelen fikirle Börü'ye baktı.

"Beni Şirin'in yanına götür."

"Ne? Niye?"

"Canım öyle istiyor. Siz de burada kalın işte."

"Yok öyle bişey. Götürmem."

"İyi sen götürmezsen ben kendim giderim."

"Anahtar hâlâ bende.."

"Anahtara ihtiyaç duyan kim?"

Ayperi pencereye doğru gidip açmaya çalıştı ama açılmamıştı.

"Naptın pencereye!"

"Naptıysam yaptım. Gidemezsin hiçbir yere!"

"Öyle mi?"

Ayperi şömineden bir odun alıp camı kırdı ve camdan atladı. Börü hızla arkasından ilerleyip atladı ve kızı yakaladı.

"Bırak pislik herif!"

Börü pantolonunun içine elini sokup anahtarı aldı ve kapıyı açıp içeriye girdi. Kızı da kolundan sürükleyip içeriye soktu.

"Yok olmayacak böyle!"

"Götürecek misin beni Şirin'in yanına?"

"Yoo."

Börü kızı penceresi olmayan odaya soktu ve kilitledi. Kız bunu beklemediği için şaşırmıştı. Harekete geçip kapıyı yumruklamaya başladı.

Börü kızın eşyalarının olduğu dolabı açıp. Südyen, külot, atlet ve gecelik takımı aldı. Kızın odasının kapısını açıp içeriye girdi ve yeniden kilitledi.

Kıyafetleri kıza doğru fırlatıp emir verdi.

"Şunları giy hasta olacaksın!"

"Giymeyeceğim!"

Börü Ayperi'ye yaklaşıp elini tuttu.

"Ayperi neden böyle yapıyosun?"

"..."

"Ben aynı Börüyüm. Kaçma benden.."

Ayperi adamın elindeki elini kurtarıp hızlı bir tokat yapıştırdı. Tokatın etkisiyle adamın kafası yana çevrilirken kız adamın cebinden anahtarı aldı.

Kapıya doğru ilerlerken Börü kızı durdurup kapıyla arasında sıkıştırdı. Elini kapıya vurarak sinirini belli etti.

"Bana bak! Ben ne dersem onu yapacaksın! Eğer benim sözümden çıkarsan.."

"Naparsın? Döver misin? Vur! Korkmuyorum senden! Ben alışığım zaten vur!"

"Ben hiçbir kadına el kaldırmam! Eğer beni istemiyorsan Ayaz'ı çağırayım o dursun başında olur mu?"

"Ben senin evinde kalmayacağım!"

Börü gözlerini kapatıp sabır dilercesine nefes aldı. Kızı kolundan tutarak yatağa oturttu. Kıyafetleri kıza verdi.

"Şunları giy!"

Ayperi elindeki kıyafetleri Börü'ye fırlatıp konuştu.

"Giymeyeceğim! Senden gelecek iyilik Allahtan gelsin!"

"Hasta olursun!"

"İnşallah hasta olurum da ölür giderim. Hepiniz kurtulursunuz benden!"

Börü sinirle kıza yaklaştı. Yüzünü yüzüne hizzalayıp gözlerinin içine baktı.

"Senden kurtulmak isteyen kim?"

Ayperi yumuşamıştı. Dudaklarında bir gülüş peyda olmuştu. Tâ ki o sesi duyana kadar.

"Aşkıım."

Dışarıdan gelen Seda'nın sesiyle kızın gülüşü soldu. Adam kızı ikna ettiğini düşünerek uzaklaştı.

"Giy hadi şunları."

"Giy-me-ye-ce-ğim!"

"Tamam sen bilirsin o zaman."

Adam kıyafetleri eline alıp kızı yatağa ittirdi. Kızın üzerindeki ıslak kazağı iki eliyle kavrayıp zorla çıkarttı.

Kız adamı ittiriyordu ama güç yetiremiyordu. Adam atletini de çıkardı. Ayperi çok utanıyordu. Elleriyle üzerini kapattı.

"Tamam giyeceğim. Lütfen dur."

Adam kızdan uzaklaşıp bekledi.

"Giy hadi bekliyorum."

"Arkanı döner misin?"

Börü arkasını döndü. Kız üzerini giyindi ve adama seslendi.

"Giyindim."

"Aferin."

Adam kapıyı açıp çıktıktan sonra arkadan kilitledi. Ayperi kapıya vurarak Börü'ye seslendi. Börü kapıyı açıp kıza baktı.

"Ne var!"

"Gece çişim gelirse nolucak?"

"Kapıya tıklat açarım."

"Kaçmayacağım, kilitleme."

"Olmaz!"

"Nolur.. Lütfen.."

"Hayır!"

"Bu oda çok karanlık korkuyorum."

"Seni tanıyorum Ayperi. Korkmayacağını biliyorum!"

Adam dışarıya çıkıp kapıyı kilitledi. Seda adama yaklaştı.

"Noldu aşkım? Yine sorun mu çıkardı."

Börü cevap vermeyerek ofladı. O sırada Ayperi onların konuşmalarını dinliyordu.

"Sen burada yat."

"Sen benimle yatmayacak mısın?"

"Hayır. Sen uyu ben şuradaki koltukta oturucam."

"Sen yatmazsan ben de yatmam."

"Uykum yok yat sen."

"Benim de uykum yok. Napsak? :)"

"..."

Seda elini adamın göğsünde dolaştırıp iyice yaklaştı.

"Yaramazlık mı yapsak?"

Ayperi duyduğu şeylerle yıkılmıştı. Kalbi ağrıyordu resmen.. Dolan gözleri yaşlarını daha fazla taşıyamamıştı ve taşmıştı.

Börü kızın elini göğsünden çekip kızdan uzaklaştı.

"Uyumayacaksan seni eve bırakayım."

"Olur."

Börü Ayperi'nin kapısını açtı ve içeriye girdi. Kızın yere çöküp ağladığını görünce üzülmüştü. Kendi de çöküp kızın ellerini tuttu.

"Ben Seda'yı evine bırakıp gelicem tamam mı?"

Ayperi gözyaşlarının arasından çatallaşmış sesiyle konuştu.

"Beni de Şirin'in yanına bırak."

"Olmaz Ayperi. Orada seni koruyamam."

"Koruma artık beni. Ben kendi başımın çaresine bakarım."

"Neden beni istemiyosun? Seda yüzünden mi?"

"..."

"Tamam bak burada kal birdaha onu buraya getirmeyeceğim. Tamam mı?"

"Hayır. Ben burada kalmak istemiyorum."

"Tamam dur bi Ayaz'ı arayayım seni götürücem Şirin'in yanına. Ağlama artık."

Börü Ayaz'ı aradı. İkinci çalışta açmıştı.

"Efendim kardeşim?"

"Nerdesin lan?"

"Saat gece 4. Nerde olucam olum bu saatte evdeyim."

"İyi biz geliyoruz."

"Niye lan bişey mi oldu yoksa?"

"Ayperi Şirin diye tutturdu."

"Şirin evde değil ki."

"Nasıl evde değil? Nerde?"

"Bi arkadaşında kalacakmış."

"İyi kapat."

Börü telefonu kapatıp cebine koydu. Ayperi Börü'nün gözlerinin içine bakıyordu.

"Noldu? Gidiyor muyuz?"

"Gitmiyoruz çünkü Şirin evde değilmiş."

"Neredeymiş?"

"Bi arkadaşındaymış."

Ayperi yeniden ağlama moduna geçmişti. Börü ayağa kalkıp kıza baktı ve konuştu.

"Ben yarım saate gelirim. Ağlama artık."

"Gelme."

"Ayperi!"

"Ne var! Gelme, kal sevgilinle!"

"İyi, gelmeyeceğim. Kal burda tek başına!"

"Seninle olmaktansa yalnız olmayı tercih ederim!"

Börü kapıyı çekip sinirle çıktı. Dış kapıdan da sert bir şekilde çıkıp Seda'yı evine bıraktı.

...

Şirin adamın saçlarını okşarken adam gözlerini yavaş yavaş araladı. Kızı karşısında görmesiyle dudakları gülümsemeyle kıvrıldı.

Şirin de adama bakıp gülümsedi. Saçlarını okşamayı bırakıp bezi alnından çekti.

"Kendini nasıl hissediyosun?"

"10 kişiyi dövebilecek kadar güçlü.."

"Orada bir dur. Senin kolunu kıpırdatacak hâlin yok dingil :)"

Ferhat yattığı yerden kalkıp oturur pozisyona geldi. Sırtını yatağın başlığına dayadı.

"Kim demiş onu? Ben hâlâ turp gibiyim. Hasta hâlime 10, sağlam hâlimle 100 kişiyi döverim bebeğim ;)"

Şirin 'yav he he' der gibi hareket yapıp adama yaklaştı ve dudaklarını adamın alnına bastırdı. Sıcaklık hâlâ dudaklarını yakıyordu. Çıplak tenine elini koyup oradan da kontrol etti.

"Ferhat olmayacak böyle, soyun."

Ferhat ne dediğini anlamamıştı.

"Ne?"

"Soyun diyorum soyun!"

Şirin adamın koluna girdi ve ayağa kaldırdı. Üzeri zaten çıplaktı pantolonunun düğmesini açıp aşağıya indirdi ve koltuk altına girip banyoya götürdü.

Duşakabin'in içine sokup duş başlığını eline aldı. Ferhat gözleri yarı açık şekilde kıza bakıyordu.

"Sen soyunmayacak mısın?"

"Saçmalama Ferhat soyunmayacağım tabiki."

Ferhat kapanan gözlerini açmaya çalışarak kıza baktı. Şirin suyu açıp duş başlığından akan suyu adama doğru tuttu ve ıslattı.

"Lan çok soğuk!"

"Soğuk olması gerek zaten."

Ferhat onu ıslatan kızı bileğinden tutarak içeriye çekti. Kız dengesini kaybederken adama tutundu.

Ferhat kızın elindeki başlığı duvardaki takma yerine taktı. Kollarını kızın beline sarıp kendine çekti.

Su ikisini de ıslatırken onlar daha çok alev alıyordu. Adam kızın üzerindeki gömleğin düğmelerini açıp üzerinden çıkardı ve attı.

Yüzünü kıza yaklaştırıp dudaklarını yanaklarında gezdirdi. Boynunu kapatan saçlarını arkaya atıp boynunu öptü.

Kız adamı ittirerek geriye çekildi.

"Ferhat dur.."

Ferhat kıza yaklaşmaya devam etmişti. Dudaklarını kızın dudaklarına yaklaştırdı. Şirin elini adamın ağzına koyup geriye çekildi.

"Hastasın.. Şimdi olmaz."

Şirin duşakabinden çıkıp havlu aldı. Adam da arkasından çıktığında onu da havluya sardı.

Adam kendini yatağa atıp üzerini örttü. Şirin elini adamın alnına koyduğunda ateşinin azıcıkda olsa düştüğünü hissetti.

Ferhat kendini iyi hissetmeye başlamıştı. Yatağın diğer yanına kayıp uzandı elini yatağa vurarak Şirin'e baktı.

"Gel.."

Şirin gülümseyerek adamın yanına uzandı. Adam üzerindeki yorganı kızın da üzerine örttü. Birbirlerine bakarken Ferhat yorganı kafalarının da üzerine çekti.

"Ferhat napıyosun? :)"

"Böyle daha güzel :)"

Kız gülümseyerek kafasını salladı. Ferhat da kıza gülümseyerek bakıyordu. Şirin adamın gülüşüne bakarak soru yöneltti.

"İyi misin? Hasta birine göre fazla gülüyosun da :)"

"Yanımda bu kadar güzel bir kız yatarken gülümsememek elimde değil :)"

Şirin duyduğu sözler karşısında şaşırırken Ferhat kıza biraz yaklaştı. Yaklaşmıştı ama ona dokunmaktan da biraz korkuyordu. Sonuçları ne olur bilemiyordu..

Kız şaşkınlığının yerine arzuyu getirip adama yaklaştı. Aralarında hiç mesafe kalmayacak şekilde bendenleri birleşmişti. Adamın eli kızın belini sardı ve kendine çekti. Dudakları kızınkilere doğru ilerlediğinde kız hızlı davranıp dudaklarını adamın dudaklarıyla birleştirdi.

Adam kızı tek hamleyle altına aldığında kız ellerini adamın boynuna doladı.

Kendine doğru bastırıp öpüşmelerini sertleştirdi. Kız adamın altından çıkıp üste çıktı. Kasıklarının üzerine oturup yeniden öpmek için eğildi. Dudaklarını buluşturdu.

Adam üzerindeki kızın beline ellerini koyup sırtına doğru çıkardı. Omuzlarındaki askıları indirip ellerini yeniden sırtına götürdü. Kopçayı açıp südyeni aralarından çıkardı. Elleri sırtını keşfedercesine gezindi.

Kız altında hissettiği sertlikle ellerini adamın göğsüne koydu. Dudakları adamın alt dudağını arasına alıp emerken nefesi düzensizleşmişti.

Adam kızı yeniden altına aldı.

Dudaklarını emdikten sonra aşağıya inerek boynuna geldi. Boynunun her yerini öpüp emdikten sonra göğüslerine ilerledi. Pembe tepeciği dudaklarının arasına alıp emdi. Kız bundan etkilenip belini kaldırdı. Adam tepeciği bu sefer dişlerinin arasına alıp hafif ısırdı.

Kız çıldırmıştı. Yerinde duramıyordu. Adam göğsünün yanlarını da öpüp emdikten sonra göbeğine indi.

Göbeğinde oyalanmadan kasıklarını öptü ve kadınlığına geldi. Külodunun üzerinden dudaklarını bastırıp öptü. Kız adeta kıvranıyordu.

Adam elini kızın külotuna koyup çıkardı. Açıkta kalan kadınlığına öpücük bırakıp elini koydu. Kendi ise kadının dudaklarına yöneldi. Kadınlığındaki eli kıpırdarken kız da yerinde duramıyordu. Adam kızın dudaklarını kapatıp inlemesini engelledi.

Bir eli kadınlığını okşarken diğeri ise kızın goğsünü yoğuruyordu. Kızın elleri adamın baksırına gitti ve bir çırpıda çıkardı.

Adam kızın üzerinde oyalanırken kız dayanamaz hâle gelmişti. Adam bunu anladığında elini kızın eline kilitleyip başının yanına koydu.

Erkekliğini kadınlığına sürtüp yavaşca içini doldurdu. Kız çığlık atacakken dudaklarını birleştirip susturdu.

Adam kızın alışmasını bekleyip hareket etmedi. Erkekliğini daha çok bastırıp sonuna kadar girdi.

Kız ellerini adamın sırtına koyup ufak çizikler bırakmaya başladı.

Adam acıyla dudaklarındaki kızın dudaklarını hafif ısırdı. Isırdığı yeri tekrardan emdi.

İçinde yavaş yavaş gel git yapmaya başlamıştı. Kız alışmıştı, artık canı yanmıyordu ve daha fazlasını istercesine kendini adama itiyordu.

Adam hareketlerini hızlandırıp kızın içinde gel git yapıyordu. Bir eli kızın elinde diğer eli göğsündeydi.

Birbirlerine doyarcasına öpüşürken bedenlerinin birbirine çarpış sesleri odada yankılanıyordu. Adam hereketlerine biraz daha hız katmıştı. Yatağın başlığı duvara vurarak ses çıkartıyordu.

Doruğa ulaştıklarında ikisi de aynı anda kendilerini bıraktılar. Adam kızın içinden çıkmadan nefesini düzene aldı.

Elini kasıklarına koyup yavaşca kızın içinden çıktı. Kan olan erkekliğini umursamayıp kendini kadının yanına attı.

Üzerine yorganı çekip karşısındaki kadına baktı. Kadın utandığı için adama bakamıyordu. Adam ayağa kalkıp kadını kucağına aldı. Kadın ise bacaklarını adamın beline sardı. Kollarını da boynuna sardı.

Ferhat ilerleyip duşakabinin içine girdi. Şirin adamın kucağından indi. Ferhat suyu ılık ayarlayıp başlıktan akışını izledi.

Şirin gözlerini adamdan kaçırıyordu. Bunu farkeden Ferhat elini kadının çenesine koyup gözlerini buluşturdu.

"Çok güzelsin.."

Şirin adamın sözlerine karşılık olarak yaklaştı ve öptü.

Ferhat ise ellerini kadının sırtında gezdirerek öpüşüne karşılık verdi.

Banyolarını yapıp çıktıktan sonra havlularına sarıldılar. Kadın heryerde kıyafetlerini ararken Ferhat onun telaşını izleyip gülüyordu.

Şirin Ferhat'ın güldüğünü görünce yatağın üstündeki yastığı fırlattı.

"En gülüyosun hayvan! Yardım et bulayım."

"Etmem. Böyle daha iyi.."

Ferhat kadına arkasından sarılıp boynundan öptü. Geriye çekilip yatağa ittirdi.

"Hava aydınlanmak üzere ve biz hiç uyumadık.. Yorulduk ta.."

Ferhat sözlerinin ardından kızı kendiyle birlikte yatağa bıraktı. Yan yana yatarak ellerini ortada birleştirdiler.

Bir süre öylece durduktan sonra kız kafasını adamın göğsüne koydu.

Birbirlerinin kokuları arasında huzurla uykuya yenik düştüler..

İyi okumalar..

Ferhat DEMİRKAN

Şirin DAĞDELEN

Continue Reading

You'll Also Like

259K 22.9K 43
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
1.7M 95.1K 45
Zengin, şımarık ve akıl almayacak derecede çılgın olan Pera verdiği büyük parti sonucu kendini dedesi ve babaannesinin yaşadığı köyde, çiftlik evinde...
3.6M 300K 82
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyor...
10K 741 28
Hiçbir yere ait olamamak mümkün mü? İnsan bir yere ait olabilir mi? Aidiyeti hissetmek için ne yapabilirsiniz? Nelerden vazgeçebilirsiniz? Doğaüstü...