Canımın sıkkın olması bir yana suanda tek dusundugum kutay. Aslında mertde peşimi birakmis değil. Başka numaralardan arıyor affetmemi istiyor. Hepsi yalan uydurma inanacigimi sanıyor pezevenk. Her neyse o büyük rehin alinamanin üstünden 4 gün geçti. Gogsumun ortasından geçen o çizgi kabuk bagladi incecikti. Ama hepsini yoldum mat gümüş renginde bir hal aldı. Kutayla gunlerdir birlikte olmadım onun bu izi gorupte vicdaninin kötü hissetmesini istemiyordum.
"Hayatim telefonumu bulamıyorum sen gördün mu?" dedi. Telefon elimdeydi ve kurcaliyordum. Amaç mi sadece can sıkıntısı.
"Bende Bitanem oyun oynuyorum." dedim. Sesim yatak odasından salona gitmistir umarim. Merdivenleri çıktığını duyabiliyordum. Sonrada odanın kapısı açıldı ve o güzel gulusuyle yanıma gelip oturdu. Onu ozlemistim kollarimi onun boynuna dolayip kokusunu içime çektim. Yeni traş olmuştu losyonun kokusu burnumu yakmaya sebep olmuştu. Boynuma minip bir öpücük kondurup beni bıraktı. Kutayi seviyorumdum hemde herseyden çok. Yanağına küçük bir buse kondurup ayağa kalktım.
"Asya ne zaman biticek şu olaylar kaç gündür kendini bana birakmiyorsun yoksa mert gelince beni yavaş yavaş siliyor musun?" dedi üzgün bir şekilde.
"O nasıl laf öyle kutay sadece vücudum eskisi kadar iyi değil izler kaldı ve geçmiyor." dedim.
"Ben bunu sorun etmiyorum Asya." dedi.
"Ben sorun ediyorum kutay o izi görünce kendini kötü hissedeceksin." dedim. Bunu soylememle ayağa kalktı ve üzerimdeki askılıyı çıkardı sonrada bir hirsla sudyeni çıkardı.
"Bu iz sana duyduğum sana hissettirmek isteğim zevkleri engelleyemez." dedi. Sonra gozlerimin içine o cidde tavirini takındı. Aniden dudaklarima yapisti ve o kollarını belime sıkıca sardı. Kipirdayamiyordum pekde meraklı değildim açıkçası onu istiyorum.
Üstündeki tshirtu çıkarıp kapinin olduğu yere firlatti. Ahh suanki haliyle o kadar azdiriciydiki sadece susmakla yetindim. Kemeri çıkarıp pantalonu indirdi. Sortumu çıkarıp bi kenara koydum napiyim toplayan benim. Yatagin üstündeki örtüleri takimlari çıkardim sadece çarşaf vee yastik kalmıştı. Kutayin hızlı hareketleriyle kendimi yatakta ve onun altında bulmam bir oldu. Kontrolü ona birakamazdim. Onun gibi hızlı bir şekilde üste geçtim. Saçlarımı yana atıp boynumu açtım. Hızlı ve kıvrak hareketlerle dilimi onun karın kaslarinda dolastiriyordum. Elleri kalcamda duruyordu ve aldı zevkten dolayı var gücüyle sıkıyordu. Altimdaki bez parçasını çıkardığı gibi attı. Parmaklarımi vucudunda dolastiriyordum parmagimin uclariyla onun altındaki siyah iç camarini yavaşça çıkardım. Onu zevkten inletmek istiyorum. Erkekliginin hepsini ağzıma aldım her ağzıma alisimda disleri sıkıyordum artık dayanamayacak hale gelmişti ama bırakmadım ve Erkekliginin altındaki kısmı emmeye başladım her ne kadar sessiz olmaya calissada basaramiyordu. İnlemeleri cogaliyordu.
"Yeter artik." dedi ve üstüme cikti.
Vucudumun goguslerimin her yerini yaliyor emiyor ve isiriyordu. Erkekligini kadinligimin girisine dayayıp var gücüyle ittirdi. Vücudunu goguslerime surterek zevk vermeye calisti üstümde yatar pozisyondaydi ve ahh ağırlığını vermiyordu. Kaç gündür olan o büyük hirsi pahaliya maal oldu. Çok sert giriyordu kendiside inliyordu. Canimin yanmasi umrumda degildi yanmiyordu acıyla zevki birarada veriyordu oda bunun farkındaydı. Buyuzden acisini tirnaklarimi sirtina geçirerek veriyordum. Bir süre yüzmeye gitmese iyi olur. Elim karnında dolaşırken bir an kasildi aniden hızlı bi şekilde içimden çıktı ve kadinligimin girişine bosaldı. Nefes nefese kalmıştım. Nefes alış verisim duzelene kadar dudaklarima her seferinde öpücük bıraktı.
Zaman ne kadarda cabuk gecmisti kendimi iyi hissediyordum uyanmistim ve girayla ilgilendikten sonra aşağıya indim kahvaltiyi hazırlayıp Kutayi çağırmak için yukarı ciktim banyonun kapisina vurucaktim ki kutay kapıyı açıp çıkınca elim onun vucudunda kaldı. Su damlalariyla ayrı bir çekici duruyordu vucudunda.
"Noldu bitanem?" dedi.
"Kahvaltiyi hazırladım bugün kızlarla ilgilencez anne baba olmayı hala başarmış değiliz." dedim.
"Deme öyle hayatimda tanıdığım en mükemmel annesin." dedi.
"Kizlarimla ve girayla ilgilenince." dedim. Anlimi öpüp boyunundaki havluyu yatağa attı. Tabi bende o havluyu alıp banyodaki havlupana astim. Dağınık.
Merdivenlerden inerken telefonunda biriyle konustugunu gördüm. Sonra kapattı ve telefonu cebine koydu.
"Kimle konusuyordun?" diye sordum.
"Yeni bir iş teklifi aldım. Aslında uzak yani burdan tam olarak 37 kilometre emin değilim eğer kabul edersem burdan taşınmak zorunda kalırız." dedi. Süper birşey yani mertten uzak ve güvende olmak kabul etmesi gerek.
"Kabul et." dedim. "Bu harika olur hemde mükemmel ya daha güzel bir hayatımız olur herkesten uzak mert bizi bulamaz beni sıkıştırmaz lütfen kabul et." dedim.
"Maaşi güzel bir iş ama tasinmayi sıkıntı edersin diye düşünmüştüm. Hem mert seni hala sıkıştırıyor mu?" dedi. Ahh ağzımdan yanlış kelimeyi kaçırdım.
"Maalesef ama bir sorun yok." dedim. Kahvaltisini bitirip duvara yaslandi. Huzursuz gorunuyordu.
"Merak etme hayatim yani burdan tanisirsak herşey olduğundan daha güzel olucak ama sorun var o kadar yeni oda hazırlamıştım." dedim.
"Onu ben hallederim sana hediyem olur." dedi suratsiz bir şekilde.
"Benim sucum mu kutay ne yaptım ki bana soğuk davraniyorsun!" dedim sinirli bir şekilde.
"Senin bir şey yaptigin yok anladın mi sadece bu durumlar neden bizi buluyor." dedi.
"Benim yüzümden tamam mi benim yüzümden eğer ben olmasaydım bunlar olmazdi." dedim ve masadan kalktım.
"Öyle demek istemedim bi dur." dedi ve kolumdan tutup çevirdi kolumu sıkıyordu canımı acitiyordu.
"Öyle demediysen neden kolumu sıkıyorsun." dedim. Kendine geldi ve kolumu bıraktı.
"O zaman burdan gidelim." dedim. Ve bunu dememle dudaklarima yapisti. Sakinleştirmek istiyoru ve bunu gercekten başarıyordu. Bir süre sonra dudaklarını çekip gözlerime baktı.
"Kurtulucaz bunlardan sen ben kizlarim ve giray." dedi. Sadece gulumsedim.
"Ne zaman tasinicaz." dedim.
"Bugün gunlerden ne?" dedi.
"Perşembe." dedim.
"Cumartesi gidiyoruz." dedi.
"Bu kadar çabuk mu evi nasil hallettin." dedin.
"Hallettimde aslında şöyle evi sattim sonrada üzerine para ekleyip ev aldım site gibi yani sen bu aralar fazla kiloluyum diye mizmizlariniyorsun bende spor salonu ve havuzlu yani mutlu olman gerek." dedi.
"Yüksek katlardan korktugumu biliyorsun." dedim.
"5. Kat uygun mu?" dedi.
"En azından fazla yüksek değil." dedim.
"Harika o zaman sen eşyaları halledersen bodrumda koliler var koymuştum." dedi.
"Tamamda yardım ediceksin hem bu yeni iş teklifi ne?" dedim.
"Kozmetik ürünleri yeni şirket acilmis müdür yardımcısı eksikmis bide sayım kontrol gorevlisi." dedi.
"Aslında bende bundan faydalanirim." dedim gülerek.
"Haklisin." dedi. Bodruma inip kolileri çıkardı. Bense cdleri çıkarmakla mesguldum. Suna bak ne kadar çok var. Kolinin yarısı dolmustu. Kutay ise yere kalın birşey serip kar şeklinde bir parmaklik koydu. İcinede oyuncakları koydu kizlari indirip oynasınlar diye oturrturdu yanlış kelime kullanmistim kutay baba olmayı basarmisti. 2 yaşına gelmişti bucur ve oldukça guzeller. En son pusetlede girayi indirip eline küçük oyuncak verdi. Yanıma gelip rahtaki kitapları çıkardı cdlerin olduğu Kolinin içine koydu koli tamamen dolmustu. Bantladik ve üzerine içinde ne olduğunu siyah bir kalemle yazdım. Kitapliklar ve cekmeceler boşalmıştı. Mutfaga gidip bardakları sararak koliye doldurdum. Tabaklar kupalar kasiklar ıvır zivirlar kullanmak içinde bi kaç bardak ve tabak çatal ayirmistim. Mutfaktaki esyalarda 3 koliyi doldurmuştu.
Kutay odadaydi yukarı çıktığımda odaya geçip kutaya baktım parfümleri ve benim özene bezene dizdigim makyaj malzemelerimi kutuya doldururken.
"Dur napiyorsun?" dedim.
"Koliye koyuyorum." dedi.
"Ya onların yeri o karton kutumu kutay yaaa makyaj cantam var benim surda büyük onların içine doldur hepsini taraklarim falan kremlerim." dedim.
"Kendiminkileride koyiyimi?" dedi.
"Koyabilirsin aşkım." dedim. Yarın gelecek aracın içinde umarım mahvolmaz eşyalar. İçim icimi yiyor.
Bavulun içine bütün kiyafetlerimi doldurdum aslında Kutayin 1 bavulu benim ise 3 ne yapiyim ayakkabilarida koydum.
Yatak odasında iş bitince kızların kıyafetlerini bi bayula koydum o kadar minnaklardiki Bavulun içine oyuncaklarını bile sigdirdim.
Giraya küçük bir çanta hazırladım.
Suanda yatak odası mutfak salon cocukalrin odası bitmişti tek kalan yerler banyo ve o kadar güzel yaptığım oda. Aşağı inip odaya girdim. Duvarların mor olması krem rengi yatak örtüsü komodinin üstündeki lamba kitaplik rafları. Tuylu hali bunları toplamak ne kötü bir durum. Kolinin içine kitapları koydum lambayida alıp içine dikkatlice yerlestiridim kar kuresini cerveler. Hepsi ama yatağı toplamadim. Tuylu haliyida rulo haline getirip bi koseye koydum kitap raflarini zorda olsa çıkarttım. Daha kıyafetleri yerlestirme şansım olmamıştı askilari alıp Koliye iktim en sonda bantlayip odadan ciktim.
Kutay banyodakileri halletmiş ve koltuğa uzanmisti.
"Saat kaç ?" diye sordu.
"23:38." dedim. Dusunceli bir sekilde baktı.
"Nerde yaticaz oda toplandı." dedi.
"Benim odamda." dedim.
"Ben çocukları alıyorum bide kolay toplanan besikler nerde?" diye sordu.
"Ara holde." dedim. Ayağa kalkıp ara hole ilerledi. 3 küçük beşiği aldı ve odaya geçti hepsini tek tek açıp battaniyeleri getirdi. Böyle bir kocam olduğu için çok şanslıyım.
Bebekleri yatirip üstünü sikica örttü.
Benimde elimden tutup yatağa yatirdi. Nevresimin içine girdik. Onun saclariyla oynarken o her dakika bana 'Seni seviyorum' diyordu bende ona karşılık dudaklarına opucuk birakiyordum. Gözlerim kapandıkça Kutayin suratı bulaniklasiyordu ve yenik dusup gözlerimi kapatıp uykuya daldım.
Bu ne yaa off giray bu saatte aglanilirmi sabahın 4'u.
"Kutayy! Giray acikmiss." dedim sersem bi şekilde.
"Napiyim asya emziriyimi?" dedi alay edercesine.
"Pislik doğru konuş hem emzirdigimde gazını sen cikartican." dedim. Kalkıp girayi kucağıma aldım ve emzirdim.
"Ahh!!" diye bağırdım.
"Asya Noldu ?" dedi.
"Bir şey yok yat uyu sen nasıl kocaysan." dedim. Nasılda acitti yaa.
"Öyle isirilirmi beni niye isiriyon baban ne güzel tazecik onu isirsaydin annende hal mi kaldı giray yaa." dedim isyan edercesine. Kutayin kahkahayı basmasiyla girayin ağlaması bir oldu.
"Al bakalım babası aglattin pasalar gibide uyutucaksin." dedim girayi ona postalayip yatağa yattim. Ardından offlama sesi geldi.
"Offlama Offlama!" dedim ve uykuya daldım.
Sabah kalktığımda kizlari ve girayi pusete koyup arabaya yerlestirdim. Kutayda o sırada nakliyecilere son eşyaları tasittiriyorlardı. Bense arabaya geçip arkama yaslandim. Bir kaç dakika sonra kutay arabaya bindi ve anahtarı kontağa takip arabayı calistirdi. Sesimi çıkarmadım sadece biraz yorgundum. Arabada o sessizlikte ilerdi. Bi süre sonra kutay gına gelip radyodan şarkı açtı. Tanidik şarkı James Arthur -Recovery şarkısı eski bir sarkiydi biraz eski benim için hiç eskimedi. Anlamı neydi dönüşüm du galiba. Aklıma mertin sözü gelmesiyle irkildim. "Dönüşüm sizin için kötü olucak." demişti. Artık pek sanmıyorum mert mazide kaldın.
Bir süre sonra uykum geldi ve ağırlaştı suan uyumak en iyisiydi.
Binan en tepesindeydim en üst katta üstümde sadece ince bir kiyafet. Rüzgârın her esisinde sanki dusecekmis gibi hissetmem atlamayacagim bunu yapamam ailem en önemlisi. İç çekip geriye döndüm mert arkamdaydi. Ölümüm karşımdaydı. Ben geriye gittikçe o geliyordu beni itmesiyle olemezdim. Olceksem kendim olurdum. Bunu ona asla birakmazdim. Ben daha çok geriye gidecekken o beni tutup yakaladı ve kendine çekti. Sonra ise arabadaki koltukta sıçrayarak buldum kendimi terler içine ve korkudan çok hızlı atan kalbimle neler oluyor?. Buda neyin nesiydi. Daha önce gördüğüm kabus böyle değildi mertin beni kurtarmasindaki amacı neydi. Ahh bunlarla kafamı yoramazdim.
"Asya neyin var Bitanem?" diye sordu kutay.
"İyiyim hayatim sadece bi kabus o kadar ne zaman varicaz?" dedim.
"Geldik bile otoparktayiz nakliyeciler eşyaları taşıyor bense ev düzenli bir hale gelmeden senin o eve girip cinnet gecirmeni istemiyorum hayatim." dedi.
"Beni iyi taniyorsun." dedim sırıtarak.
"Bugün otelde kalicaz tamı tamina 1 gün boyunca eve gelmeyecegiz." dedi.
"İyi bir masaja ihtiyacım var." dedim inleyerek.
"Hallederiz." dedi göz kirparak.
"Çantalar bagajda degilmi?" dedim tedirgin bir şekilde.
"Korkma bagajda." dedi.
"Sen nasıl bu kadar çabuk halledebiliyorsun bir şeyi yani aklımı falan daha önceden okuyor musun?" diye sordum.
"Olabilir." dedi gulumseyerek.
"Rüya tabirleri varmı tabi buna rüya deniyorsa tam bi kabus." dedim.
"Ne gördün?" dedi meraklı bakışlarla.
"Eski kankalarim öyle ışte." dedim.
"İnternetten bakarsın." dedi.
"Tamam." dedim ve konusmayi kestik. Canım sıkılıyor napsam acaba. Kutayin telefonu gözüme ilisince elime alıp kilidi actim ve oyunlara baktım. Bi dakika silmiş hemde hepsini bunu bana neden yaptı tek eglencemdi.
"Uyuz olduğunu bilmeni isterim kutay bey." dedim.
"Senin çok mizmizlandigini bilmeni isterim." dedi. Onunla bura kalıp laf yarisina giremezdim. Akıl karı değil. Bu yüzden arabadan inip bi koseye gizlendim onun haberi yok ama sigara başladığımı duysa bana kizicak daha yeni başladım önceden icerdim ve suan icimdeki sitresi atabilecek tek şey bu zikkim. Bir yerden ayak sesleri geliyordu. Dikkatli olmam gerek. Elimdeki sigarayı arkama saklayıp gelene baktım Bi kız kumral tenli yeşil gözlü bir yerden tanidik geliyor ama çözemedim. Dur bir dakika olamaz dimi ama çok benziyor yani imkansız aynamdaki yansimam gibi. Kutay da arkasından gidip kolunu sikica kavrayıp kendine çevirdi.
"Asya nere gidiyorsun?" diye sordu kıza.
"Ne asyasi be delimisin nesin pis sapik bırak kolumu." diye bağırıp çantasını kutaya vurdu.
"Hopp bi dakika sen kimin kocasına vuruyorsun?" diye sordum kızın yanina giderken. Kutay ve kızın saskin bakışları üzerime bindi.
"S-sen bana benziyorsun." dedi kız saskinca.
"Yanlış dedin sen bana benziyorsun." dedim kıza sinir bozucu bir bakisla bakarken . Kutaysa hem bana hemde kıza saskinca bakiyordu.
"Allahim birdi iki oldu basimdaki bela. Benim günahım neydi şimdi hangisi asya." dedi.
"Hani burdayım diyorum kutay guzel olan benim asya." dedim sinirle. Yanima gelip saçlarımı kokladi.
"Tamam bu benim asyam." dedi akıllı bir tavirla.
"Sen kimsin ve bana neden benziyorsun?" dedim kararı kesinlikle almak ister bir tavirla.
"Adım ayça antalyadan geldim senle neden benzedigimizi hiç bilmiyorum ve benim kız kardeşim ben küçükken öldü." dedi ve sinirle otopartan çıktı.
"Asya elindeki ne?" dedi kutay.
"raftaydi biri içmiş sondurmemis kızı görünce yanlışlıkla elime almışım." dedim.
"Tamam Bitanem hadi gidelim yerler ayarlandi." dedi.
Yavaş ve saskin bi tavirla yuruyordum annemin evine gidip resimlerimi bulmaliydim. Bu kadar benzememiz mümkün değil. Ama kardeş olmamiz mümkün değil kardesi ölmüş bu aralar herseye kafami takiyordum.
Otele vardigimizda iki adam yanımıza gelip bavullari ve çocukları aldı basım dönüyor hemde dusunemeyecek kadar. En sonunda merdivenlerin parmakliklarina tutundum. Karnıma sancılar giriyor her yerim yanıyor neler oluyordu. Büyük bir ciglikla merdivenin basamaklarına oturdum. Kutay odanın anahtarlarını alıp yanıma geldi. Endişeli hemde çok ama yavaşça olumum yaklasiyor gibiydi.
Mertin ağzından;
Ölüm yaklasiyor asya beni secmemenin cezası. Yediğin her yemek zehir senin için. Elimdeki sigaranın kulunu söndürüp yatak odasına ilerledim.
Deniz yatakta uyuyordu ve o ilgimi çekmek için giydiği kırmızı iç camasirlari ile hiçde ilgimi çekmiyordu yapaydi dudakları göğüsleri gözlerinden kirpiklerine. Asyanin yerini tutamazdi kutaya kaptırmak berbat birşey sevdigimin onun kollarrinda yatması. Sevdiğim olabilir ama beni birakmasi kötü. Zehirlerin etkisi çok az ve kısa süreli sadece acı cekicek o kadar buda ona karşı sadist olduğumu açıklıyor. Deniz yatakta kıvranıp sola döndü bense sadece evde sadece pantalonla dolasiyordum ama oda kalmadı yatağa gecip denizi kollarimin arasina aldım yüzü bana donuktu gözlerini açıp bi kaç defa kirpistirdi. Sonrada kendini bana yasladi. Her ne kadar yapay olsada onu altımda incitmeyi seviyordum ki suan yapacagimda bu olcak.
* * *
Duşu alıp ciktim Asyanin evine gizlice girip notlar birakicaktim. Üstümü giyer giymez çıktım arabaya biner binmez gazz bastım bu kadar aceleciydim. Evin arka tarafina park edip balkona tirmandim camı açıktı içeri girdigimde boştu odada asya yoktu belkide odayi değiştirmiştir diye odadan ciktim odalara karış karış baktım yoktu aşağı inip salonla ve mutfağa baktım yok kimse yok duvarın bi köşesinde yapistirilmis bi not buldum.
Hayatımdan defol git onceden nasıl gittiysen şimdide git çünkü bundan sonra ne sen ne ben kaldik bu dünyada biz eskisi gibi değiliz eskiler mazide kaldı mert bunu kabullen ben şimdi baska yerlerde ailemleyim sensiz. Kendine iyi bak yada bakma bakmazsan zaten sorun bile olmaz.
Bu kadar kolaymiydi o kadar içim umut doluyken.
"Basitmiydim gözünde asya!" diye bağırdım sesim bu boş odanin derinliklerinde yankilandi. Hemde defalarca...
Asyanin ağzından;
Şiddetli sancilarim azalmıştı ama şimdide bedenim buz gibiydi. Kutay başımda bekliyordu. Ama en güzeli bu yataklar çok rahat girayi ne zamandır emzirmiyordum yani tam 3 saattir.
"Girayi emzirsem iyi olur." dedim ve ayağa kalktım kutay ise kalktigim gibi geri yatirdi.
"Olmaz zehirlenmissin gıda değil kasitli bunu yapanı her ikimizde biliyoruz. Simdi eğer girayi emzirirsen oda zehirlenir. Bu yüzden olmaz aşkım." dedi.
Sen nasıl bu hale geldin mert seviyordum diyordun sevmek bu mu şerefsiz zehirleyerek hayatımı tehlikeye atıyorsun güvenim bile kalmadı sana. Kalmamıştı ve asla kalmayacak.
Sessizce yerime oturup onun o notu okuduğunu diledim eğer okuduysa kalbi paramparça olucakti ve bu onu hak etmisti hemde fazlasiyla. Yorgunluktan kollarimi kimildatamiyordum bile.
Kolumdaki izi görür görmez.
"Noldu?" dedim.
"Serum verdiler sen uyuyordun o sırada." dedi.
"Saril bana." dedim. Kutay ilk korksada hiç tereddüt etmeden gelip sarildi saclarimin arasına öpücük kondurup geri çekildi.
Ayağa kalktim ve banyoya girdim. Vay canina o kadarda fena değilmiş yani otelin cokda kötü bir banyosu yokmus sanırım 1 saatim burda gecicek.
Banyodan çıktığımda kıyafetlerimi bulup yatağa firlattim saçıma doladigim havluyu cikarip kurutma makinrsi ile kuruttum maşa ile şekillendirip bukleleri açtım ve hafif dalgali durmasi için tarakla üstünden geçtim. Kırmızı ve kenarinda zarif taslari olan kısa bir elbise buldum. Üstüme giyip ayağıma siyah topuklu ile çanta aldım. Telefonum nerdeydi. Komodinin üstünde titredigini görüp elime aldım. Yabancı bir numara ama pekde değil kim oldugunu biliyorum. Kapattım ve çantama koydum. Çocuklarla ilgilenen bi kadın cagirilmisti. Oysa girayi tek ben emzirmeyi istiyordum çok acı bi durum gözümden akan yaşı elimin tersi ile silip kapıya ciktim. Kutay asansörün yanında bir adamla konusuyordu hafif şişman ve biraz yaşlı. Yanlarına gidip kutayin soluna geçtim.
"Hosgeldin hayatim tanistiriyim yeni patronum Kemal Yürer. Kemal bey buda eşim Asya" dedi. Kemal mi dedi ama tanidik geldi.
"Tanistigima memnun oldum kemal bey." dedim.
"Bende memnun oldum Asya hanım. Benimde bir oğlum var aynı yastasiniz adı mert ama kendisi şehir dışında." dedi.
Işte o an kalbim durdu nesef alamadım mertin babasıydi tanidik gelmesinin sebebi buydu.
"Asya iyimisin?" dedi kutay.
"İyiyim birseyim yok sadece mide bulantısı o kadar zehirlenmeden kaynaklı gidelim biz." dedim. Kutaya soyleyemezdim. Babası mertin burda olduğunu bilmiyordu mert buraya gelmezdi kutayda isine devam ederdi. Elini belime koyup asagini indirdi yanlız ortamın guzelligini görür görmez olay aklımdan çıktı. Bir garson yankmiza gelidi.
"Bugün sizle ben ilgilenecegim kemal beyden özel bir akşam yemeği." dedi. Batsın onun akşam yemeği. Bize yerimizi gösterip mönüleri getirdi açıkçası bundanda zehir cikmasindan kuşkuluydum.
Yediğim sadece salataydi kutay ısrar etsede birşey yemedim. Otelden ciktigimizda hava karanlikti küçük bir sahil kenari. Kumların üzerine oturup Kutaya yaslandim.
"Kapat gözlerini." dedi. Anlamadim.
"Neden?" diye sordum.
"Sen kapat bi." dedi. Kapattım ve bekledim. "Sesi dinle." dedi. Dalgaların sesi gürdu ama bir o kadarda sakindi. "En son geldiğimiz günü hatırla." dedi. Kar merkezinden geldikten sonra sahilde yemek.
"Aşkımız ne kadar tazeydi tamam abartmiyim 5 sene olmuştu suan 7 sene ama bak hala taze ve bir o kadarda mutluyuz. Çocuklarımız oldu hala genciz." dedi.
"Ve ben erken evlenip çocuk yaptigima pisman değilim."dedim gülerek.
"Bende değilim hep hayalimdi tekmelediginde elimi koymak dinlemek. Senin emzirdigini görmek." dedi.
"Şimdide hem karinim hemde çocuklarının annesi." dedim.
"Ve hep öyle kalicaksin." dedi.
Elimden tutup ayağa kaldirdi etrafta kimse yoktu. Topuklulari çıkarttım ve biryere koydum kutaysa soyunup denize girmisti. Sogukmuydu acaba hem ustumdeki elbiseyle giremezdim. Ustumdekini çıkarıp iç camasirlarimla kaldım. Az ilerde iskele görünce bir kaç adımla vardım ve 2 metre bi mesafede hızla koşup atladım. O an bilinç altima giren o görüntüyle kalakaldım.
Ucurumdaydim ve benim bilinç altim hiç bıkmadı. Ayağımın kaymasıyla duscekken aşağı sarkar bi şekilde kayaya tutundum elimin acisi bir yama kayiyordum. Kutay yanıma kostugu gibi ellerimi tuttu ve çekti geri çıktığımda kutay dengesini kaybedip düştü ve onun denize dususuyle kendime gelip su yüzüne cikmam bir oldu. Kutay beni görüp yanıma geldi.
"Noldu?" dedi ve kollarını belime sardı bir sey diyemedim sadece sarıldım umarım bu ruyalar bi sonuca varmaz çünkü ne olduğunu çözmek bile istemiyorum. Sadece kutay ve çocuklarım yanımda olsun o kadar. Anlimi öptü ve kıyıya kadar götürdü. Soğuk ve urkutucu hava aynı bilinç altimin bana oynadığı oyunlar gibi...
Uzgunum baya geç yazdım aklıma birşey geldi ve daha çok kurguladim umarım beğenirsiniz lütfen vote ve yorum yapin ins. Uzun olmuştur. Daha cok olay olucak arasında koma bile var ama ondan önce voteler arkadaslar :))) sizleri seviyorumm zehoya selam ^^