faith -düzenlemede-

Por Varai_

76.8K 23.4K 3.2K

KIRIK ANAHTAR -1- WattpadFantasyTR, FANTASTİK VARLIKLAR DÜNYASI LİSTESİNDE! Doksan beş yıldır seçilmiş bir me... Más

FAİTH/ Giriş
F/ Bir
F/ İki
F/ Üç
F/ Dört
F/ Beş
F/ Altı
F/ Yedi
F/ Sekiz
F/ Dokuz
F/ On
F/ On Bir
F/ On İki
Düzenleme Ayracı
F/ On Üç
F/ On Dört
F/ On Beş
F/ On Altı
F/ On Yedi
F/ On Sekiz
F/ On Dokuz
F/ Yirmi
F/ Yirmi Bir
F/ Yirmi İki
F/ Yirmi Üç
F/ Yirmi Dört
F/ Yirmi Altı
F/ Yirmi Yedi
F/ Yirmi Sekiz
F/ Yirmi Dokuz
F/ Otuz
F/ Otuz Bir
F/ Otuz İki
F/ Otuz Üç
F/ Otuz Dört
F/ Otuz Beş
F/ Otuz Altı
F/ Otuz Yedi
F/ Otuz Sekiz
F/ Otuz Dokuz
F/ Kırk
F/ Kırk Bir
F/ Kırk İki
F/ Kırk Üç
F/ Kırk Dört
F/ Kırk Beş
F/ Kırk Altı
F/ Kırk Yedi
F/ Kırk Sekiz
F/ Kırk Dokuz
F/ Elli
F/ Elli Bir
F/ Elli İki
F/ Elli Üç
F/ Elli Dört
F/ Elli Beş
F/ Elli Altı
F/ Elli Yedi
F/ Elli Sekiz
F/ Elli Dokuz
F/ Altmış
F/ Altmış Bir
F/ Altmış İki
F/ Altmış Üç
F/ Altmış Dört
F/ Altmış Beş
DUYURU! Harika Haberler!
F/ Altmış Altı
F/ Altmış Yedi / 18 ŞUBAT ÖZEL BÖLÜM
FİNALE SON 2!
FİNALE SON 1!
FAİTH FİNAL!
HAZIR MIYIZ?

F/ Yirmi Beş

1K 326 4
Por Varai_

Yorumlarda buluşalım :)

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara


---


Elflerin yanından ayrıldıktan hemen sonra koridorda Phelps ve Cadby'i yakaladım. Koridorda sesimi işittikleri an durdular ve bana soran bakışlarını yolladılar. Nedense, hâlâ onlara tam anlamıyla güvenmiyordum ama şu an aklımda, yapılacak listesinde, o kadar çok sıra vardı ki bu görevi de kendim üstlenemezdim. Ayrıca Cadby'e, Phelps'e güvendiğimden daha fazla güveniyordum. Bir şekilde Phelps'i idare edebilirdi. Çünkü hep öyle olmuştu.

Kollarını kavuşturmuş bana bakan iki çocuğu kenara çektim. Etrafı kolaçan ettim. Uzun koridorda bizden başka kimse yoktu ve bu boşlukta sesimin yankılanmasından korkuyordum. Kolaçandan sonra çocuklara döndüm. "Farly'i izlemelisiniz. Bu kanat olaylarını kafasına takmış. Kütüphaneye girdikçe onu izleyebilir misiniz?" dedim. Son anda emir vermek bir şekilde benim haddime değilmiş gibi hissetmiştim. İki çocuk kaşlarını kaldırıp birbirilerine baktılar.

"Farly?" diyen Phelps'e kaşlarımı çatarak baktım. Ah! Aptal kafam, isim biliyorlardı. Derin nefes aldım. "Revirde diklenen, kahverengi saçlı çocuk... Bu kanatlar falan..." dedim son cümlemde elimi iki kenara açarak parmaklarımı oynattım.

Bir an aydınlanan iki melek ağızlarını açıp başlarını dikleştirdiler. Sonra senkronize bir şekilde başlarını sallayıp görevi kabul ettiler. Gülümsedim ve kız kardeşimin yanına dönmek için adımlarımı hızlandırdım.

Odamın önünde gerçekleşen ani olay üzerine bütün yatakhane tekrar ayaklanmıştı ve elfler yeni sakinleşmişe benziyordu. Ortalıkta gezen biri yoktu ki bu benim için pozitif bir etkendi. Odama geçerken beni rahatsız edebilecek bütün etkilerden uzaktım. Kardeşimin yanına gidip derin düşüncelerle olacaklar planının tablosunu çıkarabilirdim. Bu tablonun köşesine imzamı atacağım, bir köşeye asacağım ve yorumcuların beyinlerini alt-üst edeceğim, diye kendime meydan okudum. Ciddi bir strateji geliştirmeli ve Cehennem Melekleri'ni en sert yerinden vurmalıydık.

Tabii, böyle ani bir saldırıda bu derecede zarar görmüş olsak bile.

Peki, onların en güçsüz yeri var mıydı? Hiçbir şeye sahip değillerdi ki onlar kanatlarını kaybetmiş meleklerdi. Bu bir melek için olmazsa olmazdı. Düşen melek benliğini kaybederdi, bu da itaat ve bağlılıktı. Hafızayı kaybederlerse her varlıklarını kaybetmeye hazırlardı. Zaten kanat koparılmasının acısını yaşamış bir meleği hiçbir şey yıkamazdı.

Bizimse, bağlı olduğumu kişiler, bizi biz yapan değerlerimiz vardı. Kaybetme koşulunda yerle bir olurduk. Bu aşamaya gelirsek tamamen yenilmiş sayılırdık. Eğer yıkılmaz, tekrar ayağa kalkarsak güçlü olduğumuz anlaşılırdı. O zaman, bizim için en kötüsü neydi? Kanatlarımızı kaybetmek, bütün varlığımızı kaybetmek, kaybetmek...

Başımı ovdum ve kapıma geldiğim sırada elimi cebime attım. Anahtarı çıkardığım sırada Morris bana seslendi. Gözlerimi devirdim ve kendimce bir sabır diledim. Döndüğümde elini ceplerine sokmuş bana bakıyordu. Gerçekten yorgun olduğumu anlamış gibi gözlerime baktı. Ben de onunkilere... Yorgunluk ve yaşın getirdiği halka ve kırışıklıklarla karşılaşmam beni şaşırtmadı. Şu son bir iki günde bunu görmek bana farklı gelmiyordu. Sadece tek bir duygu beni şaşırtmıştı, endişe.

Gülümsedi ve iyi gecelerle birlikte özür diledi, odasına çekilmek için merdivenlerde gözden kayboldu. Kaşlarım çatık bir şekilde öylece dikildim. Ne oldu böyle? Bu gece herkesin kafası dumanlıydı galiba. Ne saçma bir gün geçiriyorduk böyle!

Başımı iki yana sallayıp odama girdiğimde Gytha makyaj masası önünde kendisine makyaj yapıyordu. Aklıma sorular doldu; o makyaj malzemelerini nereden bulmuştu, neden makyaj yapıyordu, neden mutluydu.

Kendimi yatağa atıp derin bir nefesle kasılan yerlerimi genişlettim. Ne kadar kolay ölmesek de geceleri yatağa ulaşmak beni mutlu ediyordu. Hatta yorgan altının serinliliği... Bu yüzden soğuk hoşuma gidiyordu. İnsanlara oranla çok hissetmiyorduk, daha doğrusu etkilenmiyorduk ama ben seviyordum. Karın yağışı, bembeyaz pamukların yolları ve havayı kaplamasını, doğanın yine ders vermesini seviyordum.

Kardeşim rimel sürerken açtığı ağzı arasından, "Bu akşam ne oldu öyle?" deyip rimeli kapadı ve bana döndü. Harika bir makyaj yapmıştı. Tek kaşım onun makyajına kalktı ve elimi onaylarcasına kaldırdım. Gülümsedi ve dolaba yürüyüp başını yana eğerek süzdü. "Burada güzel kıyafet yok." dedi.

Ağzımı açacaktım ki, "Canım sıkılıyor. Bir şey için değil, birazdan sileceğim zaten." dedi ve bir üst alt çıkarıp denemeye koyuldu. O bunları yaparken de bütün olayları anlattım. Bazen güldü, bazense yorumlarda bulundu. Minik bir gün değerlendirmesi gibiydi.

Ne ara o makyajını sildi, benim yüzümü boyamaya başladı bilmiyorum ama müzik açıp eğleniyor ve gülüyorduk. Elfler ve melekler arasında sürekli bir yorum yapıyor, kahkahalar atıyorduk. Abla kardeş böyle eğlenmeyeli çok uzun zaman olmuyordu ancak son olanlar bizi gerçekten germişti ki gülerken sanki birikmişi kusuyor gibi kahkahalarımız yankılanıyordu. Bana makyaj için eğilirken kısa kahverengi küt saçları önüne geliyor, kâkülü alnından ayrılıyordu. Ona bakınca annemi görüyor olmak hem kalbimi sızlatıyordu, hem de özlemimi götürüyordu.

Makyajımı siliyordum ki kapı çalındı. Veronica ve Lissy gelmişti. Bu durum beni gerçekten şaşırtmıştı. Biri kapı pervazına biri de tek ayağı üzerine yaslı bekliyordu. Bizi süzdüler. Müziğin melodisi koridorda özgür kalırcasına yankılandı. Hızlıca etrafı kolaçan ettim ve kimseyi rahatsız etmemek adına kızları içeri çekip kapıyı kapadım. Onlara baktım. Kızlar da sanki bir soru sormak istercesine bir ağızlarını açıp kapatıyorlardı. Gytha'nın ikisine attığı bakışlardan sonra Lissy topuz yapmış olduğu kumral kıvırcık saçlarını savurarak başını Gytha'dan bana çevirdi. Tam ağzını açmıştı ki Veronica konuştu. "Güçlerin?" dedi. Sonra da Gytha'ya baktı. "Güçleriniz?" diye düzeltti. Kız kardeşim ise ikisine birden göz gezdirdi.

Kardeşim hiddetle benden önce davrandı. "Bunu için mi buradasınız?" dedi. Lissy başını iki yana salladı. "Hayır, sadece sıkılmıştık. Uyuyamadık. Müziği duyunca geldik." dedi. Ben Gytha ve iki kız arasında kavga çıkmasını beklerken kardeşim kollarını birbirilerine doladı ve tek kaşı havada onları izledi. Veronica, Lissy'e tuhaf bir bakış yolladığında kaşlarım -olabiliyorsa- daha da çatıldı.

Evet, bir şekilde kardeşimi hafifletmem gerekiyordu. Gytha'nın aldatıldığını aleni bir şekilde öğrenmiş ve büyük bir taraf oluşturmuştuk. Bu olay sonrasında babam ve Gytha arasında 'erkekler' sorunu oluşmuştu. Babam sürekli olarak kardeşimi gözetlemeye başlamıştı. Ancak işleri daha da kızıştıran şey aradaki rekabetti. Ne kadar Gytha'ya duruma aldırmaması gerektiğini söylesem de o böyle yapmıyor, altta kalmamak için işleri kızıştırmaya devam ediyordu. Hoş, karşı taraf için de aynısı geçerliydi.

Kardeşimi hafifletmek için omzumla dürttüm. Bana baktı. Gözlerindeki siniri ve geçmiş nefreti görebiliyor oluşum olayın hafifletilemeyeceğini yüzüme çarptırıyordu. Ama şunu biliyorum ki Lissy'de Cadby ile pek ilgilenmiyordu.

Ortamda elle tutulan gerginliği fırlatmak için ayağa kalktım ve kızlara gülümsedim. Elimi belime koydum ve etrafa bakındım. Elfler beni soruşturduğu o anda yaptığım, daha doğrusu nasıl yaptığımı bilmediğim, gücümü kullanabilirdim. Böylece kızların bana güveni artardı ki eğer öyle bir durum gerçekleşirse diğerleri kesinlikle gelecekti. Kısacası, çorap söküğü gibi geleceklerdi. Bu yüzden aklıma gelen ilk şey kenarda duran bir yığın kıyafeti kaldırmak olacaktı. İşin nasıl işlediğinden emin değildim ama odaklandım. Tanrım, lütfen bana yardım et.

Kızlardan hayranlık nidaları yükselince gözlerimi açtım. Sadece kıyafetleri değil yanında duran küçük koltuğu da kaldırmıştım. Aslında mutlu olabilirdim ama amacıma ulaşamamıştım. Sonuçta sadece kıyafetleri düşünmüştüm.

Lissy yanıma geldi. "Neden bunun için pratikler yapmıyorsun? Görüyorum ki, zorlanıyorsun." Bakışlarımı kıza çevirdim. Kumral kıvırcık saçlarını salık bir topuz yapmıştı. Masum bir yüzle direkt olarak yüzüme bakıyordu.

Ağzımı açtığım zaman Veronica'da yanıma geldi. "Kardeşin bu konuda kendini daha hızlı geliştiriyor. Bugün olanlardan sonra ona iyi bir pratik olmuştur. Ama sen idman sahasına gidip bir şeyler yapmalısın." Düşünüyor gibi yaptı ve sonra omuz silkti. "Belki doğru düzgün kullanmayı bilmiyorsundur? Ya da uzun uğraşlar gerektirecektir?"

Başımla onayladım ve odadaki herkese baktım. "Madem uyuyamıyoruz, neden idman sahasına geçmiyoruz?" Kardeşim kararlı bir şekilde başını salladı ve ayağa fırladı. Zaten ben etrafta dolanıp ikinci 'yanlış' krizi atlatmaya çalışırken o uyumuştu. Enerjik olması oldukça normaldi. Ben ise her düşüncelere daldığım zamanda olanları düşünmeye çalışıyordum. Üç günde olanlar bana bir ömür yetebilirdi. Ancak biliyorum ki, bu burada bitmemişti. Daha çok şey vardı.

---

Eğer bu yazıyı Wattpad harici bir yerde okuyorsan kötü amaçlı yazılım saldırısı riskinde olabilirsin. Eğer hikayeyi orijinal halinde ve güvenli bir şekilde okumak istiyorsan Wattpad'de @varai_ isimli profilden ücretsiz okuyabilirsin. Teşekkür ederim.

---

Ufak bir şey söyleyeceğim. Normal haliyle anca 13. bölüme geldik -.- Gerçekten uzun bir yolmuş.

Bölüme 10 üzerinden puan verebilseniz, kaç verirdiniz?

Yorumlarda buluşalım :)

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

Seguir leyendo

También te gustarán

10.5K 32 7
Selam ben Asya 26 Ekim 2008 doğumluyum. doğduğum günden beri bir yurtta kalıyorum, annemi ve babamı hep çok merak etmişimdir. Neden bıraktılar beni b...
844K 9.8K 22
Eğer iki farklı hayat yaşıyorsanız hayat gerçekten zordu. Eğer o iki hayattan biri üst düzey bir bürokratın kızı, diğeri ise en çok aranan bir suç ör...
15.3K 1.8K 18
Vampirler ve cadılar yüzyıllardır birbirinden nefret eder ve birbirlerine yaklaşmazlardı İki kişi bu geleneği bozana kadar #Elf 1🥇2024:04:26 #Vampir...
268K 18.1K 31
"Sakın onun adını anma." "Neden?" "Eğer yaparsan sana sonsuza kadar sahip olur." ~~~~ "Büyü zayıflıyor Aria. Sen ölmek istesen bile o buna izin verme...