MAHALLE ÇİÇEĞİ

By Blackmullberywine

246K 17.7K 5.3K

Ela gözleri önce mahallelinin sonra da bulundukları sokağın üstünde gezinirken, uzakta ortalama 1.65 boyla... More

TANITIM
MAHALLE YEMEĞİ
DAĞ DORUĞU
KAHVEHANE
MAVİ BEŞİK
GÜNDELİK
SİLAH
Bebek arabası
MAHALLE ÇİCEĞİ
YAVRU KEDİ
Mağaza(Büyük Dükkan)
SAĞANAK(BİNA)
HER ŞEY YOLUNDA
GÜZEL ÇİÇEĞİM
SOHBET (BÖLÜM DEĞİL)
TELEFON
SOHBET(BÖLÜM DEĞİL)
ÖNEMLİ
YENİ İSİM
KARAN BEBEK
İYİ BİR HAYAT OLACAK MI?
CAMA VURAN IŞIKLAR
TEMİZ DUYGULARLA
SERİN HAVA
OKURSANIZ SEVİNİRİM
KARAHİNDİBALAR
SEVGİLİ OKUYUCULARIM...
Canlanan ruhun parçaları
Kilitlenmek
SORU-CEVAP
MERHABA CEVHER
Americano
Bi bakar mısınız?

FOBİ

8.3K 686 141
By Blackmullberywine

İçi dışına çıkar gibi ağlarken Dora'nın elinden gelen yanında durmaktı. Kolunun tedavi edilmesi gerektiğini biliyordu ama onu ikna etmeliydi.

Amca ,diye ağlıyordu. Vurma, diyordu. Amcasıyla ilgili ne olmuştu ki? Dora, bir anlığına onun şiddete maruz kaldığından korktu. Bir öfke dalgası yayılmıştı içine ,hiç görmediği bir adama karşı nefret duyuyordu şimdi.

"Cevher!"

Cevher , Dora'nın yanına geldi.

"Buyur abi?"

"Hemen git ve sağlık ocağından hemşire getir."

"Hemen"

Cevher tam çıkıyordu ki kapı açılma sesi duyuldu. Yengesi koşarak içeri geldi

"Amannn! Ne oldu burada Dora bey, ayy şu mutfağın hali nedir? Lütfen kusura bakmayınız!" Yengesi , elinde ki poşeti tezgaha koydu. Mahcup bakışlarla Dora'dan özür diliyor ve Can'a güvendiği için kendine kızan bir kaç cümle ediyordu.

Hazan, Can'ı görünce yanına koştu.

"Elini de yakmışsın . Akılsız kafam sana ocak emanet edilir mi? Gel hayde"

Can,  titreyerek yengesinin elini tutup kalktı. Göz ucuyla Dora'ya bakıp gözlerini kaçırdı. Dora kenara çekilip onlara yol verdi.

Odadan çıkarlarken ikisi de arkalarından geliyordu. Yengesi ve Can koltuğu oturmuş, yengesi Can'ın yanığını kontrol ederken Dora araya girdi;

"Hazan hanım. Can'ı doktora göstermeliyiz. "

"Yok beyim, ne doktoru yanık kremi süreriz geçir . Nedir ki yani?"

"Olur mu? Bakın kabarmaya başladı."

" Hiçbir şeyciği olmaz onun . Eee...sizden eczaneden  bir yanık kremi  almanızı rica etsem. Ücretten kesersiniz." Yengesi sahte bir mahcubiyetle konuşuyor, gözleriyle Cevher'i işaret ediyordu.

" Ücretinizde kesilecek bir durum yok. Cevher şimdi getirir."

Cevher , evden çıkıp arabaya atlayarak nöbetçi eczane aradı. Sonunda kırmızı ışıklı tebalayı görünce arabayı sağa çekip park etti ve arabadan indi.

"Bir yanık kremi alabilir miyim?"

Eczacı kız , büyük ihtimalle stajyer diye düşünüyor Cevher, ona bir krem uzatıyor ve parasını alarak iyi günler diliyor.

Cevher arabaya atlayıp dönecek bir yer bulmak için ilerlerken patronunun ona kızacağını biliyordu,  fakat elden ne gelir? Magandalar gibi tüm eczaneleri açtıramaz ya?

"AÇIN ULAN TÜM ECZANELERİ! DORA PATRON/BEY/ABİ'NİN EMRİDİR! "

O böyle biri degil, Dora 'da değil . Ölüm kalım meselesi olmadığı sürece öyle yapmayı aklının ucundan geçirmez . Ama mesele sevdiği kişinin ölüm kalım meselesiyse,  o eczacının ensesine silah bile dayar, belki öldurmeyecektir ama yine de yapar.

Arabayı çevirmiş eve doğru gidiyordu. Eve yetişti ve arabayı kenara park ederek hızlıca indi.

Can'ın göz yaşları kurumuş ara ara iç çekiyordu.

"Nerede kaldın oğlum?!" Cehver'in beklediği sinirli hal

"Abi kusura bakma , her yer kapalıydı nöbetçi eczane biraz uzaktaydı. "

Dora, anladım, der gibi başını sallladı.
Cevher,elinde ki poşeti Hazan hanıma uzattı.

Hazan hanım, poşeti aldığı gibi içindeki yanık kremi kutusunu aldı ve kremi kutudan çıkarttı  . Can'ın kolunu  tutup kendisine doğru çekerken,  Can'ın bir çığlık koparmasıyla Dora istemsizce öne atıldı.

"Acı-acıyor. Yenge. Can'ın yarasından tutma"

"Yanlışlık oldu işte." Diye mahcup bir şekilde gülümsüyordu ama daha çok Dora'ya söylüyor gibiydi.

Yengesi , yanık olan yere kremi sürerken Can elini defalarca yengesinin elinden kurtarmaya çalışıyordu, sürekli acıdığını  dile getiriyordu. Dora , o kremi yengesinin elinden alıp bileğinin kenarına  kendisi sürmek istiyordu  çünkü yengesinin hiçte hassasiyet göstermediğini kendi gozleriyle görebiliyordu...Ama ne yapabilir ki? Can , ona dokunmasına bile izin vermiyordu.

"Amma da sızlandın. 19 yaşındasın çocuk değilsin ya , bir düzelemedin." Yengesi son cümleyi fısıltı halinde söyledi.

"19 mu?" Cevher'in sesi oda da yankılandı. Dora'da en az onun kadar şaşkındı . Can,  ne kadar yetişkin olduğunu söylese de o aklında hala 15-17 yaşlarında biriydi.

"Hee 19. Siz kaç zanettiniz ?"

"Ben 15 falan sanıyordum."

"Beyim, beni affedin ama  sizde biraz  abarttmışsınız gibi ,he? ...ama sizde haklısınız hic yaşı gibi de davranmıyor ki" Şimdi bu kadın, Can'ı onlara şikayet mi ediyor?

"Davranışları için değil ben açıkçası dış görünüşünü kastetmiştim. Ayrıca Can , diğer yaşıtlarına göre gayet aklı başında biri"

Hazan hanım, Can'ın savunulmasına gücenmiş gibi suratını ekşitti, o olay olmasa siz görürdünüz seytanlığı ,demek istiyor ama eşinin hatrına susuyordu. Kremin kapağını kapatıp yerine koydu. Bu son hareketi insana bir isyanmış gibiydi.

"Ben hemen mutfağı toparlayayım sonra da gidelim . Size de rahatsızlık verdik beyim, kusurumuza bakma"

"Rahatsızlık verdiğiniz falan yok Hazan hanım , hata bizde. "

"Kusura bakmayın , diye atıldı Cevher  , benim hatam öyle girmemek lazımdı."

"Beyim simdi ben fazla oldum , affinıza sığınarak soruyorum da ,öyle girmek, derken neyi  kastettiniz ?"

"Yani işte, ben heyecandan silah elimde mutfağa daldım..." Yengesi elini ağzına kapatmış gözler kocaman bakarken Can kulaklarını tıkamıştı.

"Abovv...Beyim sen ne ettin?!"

"Yanlışlıkla oldu , abi valla." Cevher, Dora 'ya bakıp mahcup ve kendini kanıtlamak ister gibi konuştu .

" Tamam, kesin şu bu muhabbeti!" Dora Can'ın ne kadar etkilendiğini farketmişti. Bu silah muhabbetti bir an önce kesilmezse Can daha kötü olacaktı. 

İkisi de aynı anda konuşmayı bıraktılar . Hazan hanım, eczane poşetini koltuğun  köşesine koyup mutfağı temizlemeye gitti.

Bir yandan temizleyip bir yandan söyleniyordu "Silahla öyle salona dalınır mı?...Ya elinde patlasaydı...Tövbe Tövbe... Bu velette bit kendine gelemedi! "

"Hazan hanım, işiniz bitti mi?"

Hazan, Dora'nın sesini duymasıyla elindeki bezle  işini yarıda kesip , Dora'ya baktı. -İnşallah duymamıştır- diye geçirdi içinden.

"Bitmek üzere beyim , şu ocağı son bir kez sileyim tamamdır."

"Can, kötü görünüyor bir doktora mı göstermeyi düşünüyorum."

"Beyim hiç gerek yok, Onun şey....ııım...silahlara biraz şeyi varda... fabisi "

"Fobi" diyerek düzeltti onu Dora.

"Heh işte ondan. Geçer birazdan."

"İsterseniz iyi olunca gidin yolda bir şey olmasın."

"Yok beyim, çok sağol ama size daha fazla rahatsızlık vermeyelim "

Dora'nın gözüne yıkanmış tencere, mantı makarna paketi takıldı.

"Fakat Hazan hanım?"

"Buyur beyim?"

"Siz henüz yemekte yapmadınız. Anlaşma da temizlik ve aksam yemeği vardı"

Hazan hanım, yeşil temizlik bezi tuttuğu elini dudaklarına götürdü. Doğruydu yemek yapamamışlardı. Çorba ziyan olmuştu, mantı makarna ise malzeme eksikliğinden yapılamamıştı.

"Ben şimdi hemen yapıyorum. "

-Amann çorbaya malzeme yetecek mi acaba? ...Mercimek çorbasımı yapsam acaba...işin ikinci gününde başıma gelene bak-

"Hazan hanım! Ne yapmayı planlıyordunuz?"

"Mantı makarna , yoğurt corbası beyim."

"Mantı makarna ve marul salatası kafidir. Dolapta malzemeler olacaktı ." Dora mutfaktan çıkacakken durdu ve arkasını döndü: " Bu arada aldığınız her şey benim adıma yazılsın, şahsi bir para koymayacaksınız. "

"Tabi beyim." 

Yengesi makarna mantısını yaparken , Dora salona girdi.

Can, koltuğun köşesine sinmiş , elleriyle koltuğun kolunu sıkıyordu. Kafası önüne eğik bir şekilde defalarca "O eve gitmek istemiyorum." diye fısıldıyordu. Dora ,onun eve gitmek istemediğini işitince kendine gelene kadar burada kalmasını istedi .

Aksi takdirde bu sefer Can'ı dinlemeycek onları bizzat kendisi görürecekti.

Dora, Can'ın yanına koltuğun ortasına oturdu.

"Daha iyi misin?"

Can, fısıldamayı bırakıp olumlu anlamda kafasını salladı.

"Yanan yerin iyi mi?"

"Bi-biraz acı-yor ama geç-ç-er. "

"İyi olduğuna emin misin?Bi doktora gösterelim mi?" Dora, Can'ın bi kafa sallamasına bakıyordu. Anında arabayı hazırlatıp onu doktora götürürdü.

"Ha-hayir, Can al-alışkın"

" Buna alışkın olmaman lazım." Dora ,Can'ın cevabına olan şaşkınlığını ve hayalkırıklığını kelimelerin yansıtmıştı. Bir insan bunu nasıl alışkın olabilirdi ki? Bu çocuğun hayatında   kendi hayatı gibi  bıçaklar, silahlar , ölümler konuşmuyordu.

Kendisi bile  bu işlerden olabildiğince uzak durmaya çalışmıştı ama çark  dönüp dolaşıp onu bulmuştu.

Cevher , o sırada kapıda nöbet tutuyordu. Aksam yemeği olana kadar gelen gideni kontrol ediyordu.

Yengesi mutfakta makarna mantığını fırına atmış, marul salatasına başlamıştı.

"Bugün misafirim olun , en azından iyi olana kadar . Yengen şuan içerde aksam yemeğini yapıyor ."

"Can üzgün. Yengesi , onun yü-yüzünden tek-tek-rardan yo-yor-yorul-du."

" Senin yüzünden değil, bir kazaydı. Sadece umarım bir gün, eğer  beni kendine yakın hissedersen  anlatabilirsin. "

Can, Dora'nın tüm dediklerini duysa da tepki vermedi. Buna ne denir bilmiyordu ki. Dora  içini ısınmıştı ama bu hisler onu korkuluyordu. Sevmek ve güvenmek tehlikeli iki duyguydu onun için.

Bebek,  tüm sesiyle ağlarken Can tamamiyle gerçekliğe döndü. Akşam olmuştu bebeği açtı simdi ne yapacaktı?

Can , ayağa kalkıp bebek arabasına gitti. Ağlayan bebeğini kucağına alıp sırtını sıvazladı. Bebek susmuyordu  çünkü açtı.

Can bebeği kucağında sallarken , ne yapacağını düşünüyordu? Göz ucuyla Dora'ya baktığında onlara baktığını farketti. Bebegin çığlıkları durmuyordu , başka çaresi yoktu yoksa bebeği aç kalacaktı.

"Do-dora bey?"

" Efendim?"

"C-can o-odanızı kul-kullanabilir mi?"

"Boş bir odamız var istersen oraya geç. "

"O-orada temizlik malzemeleri v-vardı. Kim-kimyasal b-bebeğe zarar verir. "

Can , geri kafalı bir çocuk sanılsa da aslında aklı başında biri  ama korkuları, yaşadıkları onu bu hale getirmiş, diye düşündü Dora  .

"Peki. Geçebilirsin"

Can, bebek arabasının yanındaki çantayı da alıp Dora'nın odasına girdi. Çantayı yatağın ayağının dibine bırakıp sırtı kapıya gelecek şekilde oturdu . Bebeğini yan yatırıp üstünü yukarı doğru sıyırdı ve bebeğini yaklaştırdı.

Simdi bebeği afiyetle sütunu içiyordu. Ne sesi kalmıştı ne çığlığı...

Kapı çalınma sesiyle Can kaskatı kesildi. Sırtından buz gibi bir hava esiyormuş gibi tüyleri diken diken olmuştu. Çalan kişi, gir ,komutunu almadan kapıyı açmıştı.

Dora ve Can'ı kim gibi hayal ediyorsunuz?

Arkadaşlar sadece bilin ki; Dora şuan Can'a aşık değil.

Continue Reading

You'll Also Like

823K 37.2K 20
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
7.1M 410K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...
4.3M 122K 41
054* ***: benim seninle sevişme 054* ***: pardon antrenman yapma ihtimalim nedir? - : kapak tasarımı için @gokbuttired 'a çok teşekkür ederim.<3 :
1.1M 39.9K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!