Berceste

By merininkalemi

107K 6.3K 6.9K

Berceste güzel, saf ve güzel olan demekti. Doruk ile olan arkadaşlığımızı da en güzel bu kelime anlatırdı her... More

Tanıtım
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
Özel Bölüm
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
Fragman 3.0
3.0
3.1
3.2
3.3
Instagram Özel
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
İnstagram Özel 2
4.0
4.1
4.2
Veda
Final Sonrası İnstagram
Paralel Evren
Paralel Evren
Paralel Evren
Paralel Evren
Paralel Evren Instagram Özel
Veda Sonrası
Minik Bir Etkinlik
Video
Berceste 100K

2.9

1.4K 105 182
By merininkalemi

Doruk

Tahir abinin getirdiği sahil kenarında her yer büyük büyük taşlarla doluydu. Kaleli kardeşler ceylan gibi seke seke yürürlerken biz de arkalarından düşmeden yürümeye çalışarak yanlarına gittik. Burasının adı civraymış. Tahir abi ne zaman esip gürlemek istese buraya gelirmiş. Sakinleşirmiş burada.

Gerçekten güzel bir yerdi. Bizim İstanbul daki sahillere benzemiyordu. Ama farklı bir havası vardı. İnsanı gerçekten rahatlatan.

"oyy oyyy"

Oğulcanın iç çekmesi ile sessizce denizi izleyen herkes ona döndü.

"ne oldu lan"

"bilmiyorum ya öyle bir dertlenesim geldi"

Ömer Oğulcanın ensesine bir şaplak attı..

"mal mısın oğlum, derdin yok dertlenesin mi geldi"

"az yavaş ol aslanım, bu hayatta dertsiz bir Allahın kulu yoktur. Sadece biz dertlerimizi fark edemeyecek kadar yoğun oluruz. Ama ha bu karadenuz insanın yüreğindeki sıkıntıyı dışarı çıkarır"

"edebiyat yaptu yine mıstafa abim"

"susun ula yangazlar siz ne anlarsunuz"

"abi bir şey sorabilir miyim"

"sor koçum"

"yangaz ne demek"

"yangaz ha bu iki denyo gibi her fıkşiyi yani het haltı beraber yapanlar, ha birde üstüne sevdadan da anlamay bunlar"

"aa Ömer'im sanki bizi anlattılar bak"

Oğulcanın saçma sapan şeylerine gülmeden edemedim.
Mustafa abinin söyledikleri ile denize tekrar bakıp deniz kokusunu içime çektim. Gerçekten çok güzeldi.

"Doruk"

Yanında oturduğum Tahir abi bana seslenince bakışlarımı ona çevirdim.

"bir zamanlar karadenize bakmak nefese bakmak gibi demiştim. Biz buranın çocuğuyuz memleketten çıktıktan sonra buraları özleriz. Gurbetteyken ha bu denizi özleriz. Nefes de öyleydi benim için. Gurbetteyken özlediğim bu deniz gibi."

Anlattılarına tebessüm etmiştim. Nefesi sevdiğini anlatmasına gerek yoktu ki, hal ve hareketlerinden belli ediyordu. Ama yine de yaptığı benzetme hoşuma gitmişti.

"muhtemelen diyosun ki bu adam bunu niye anlattı. Çünkü sana bakarken kendimi gördüm. Çok seviyorsun o kızı, Asiye'ni. Ona benim nefese baktığım gibi bakaysın. Öyle de bak hep emi. Çünkü kadınlar bizim baş tacımız. Sevmeyi ve sevilmeyi hak ediyorlar. Onu sakın üzmeyesin"

"onu bu kadar çok severken az daha kaybediyordum biliyor musun. Söylediğim yalanlar yüzünden benden gitmişti. Bir daha beni istemeyecek diye ödüm koptu. Allah belamı versin ki öleceğim sanmıştım. Ama şimdi iyiyiz. Asla böyle bir şeyin olmasına müsaade etmeyeceğim."

Tahir abi eli ile omuzuma vurarak güç vermek istercesine sıkmıştı.

"ula karadenuz sen mi büyüksün ben miiii"

"kaç yürek dibe gömdün ula, al benimkini de al, hayrını göre ula hayrını gör"

Birden Oğulcan ve Mustafa abinin ayağa kalkıp bağırmasına şaşırsak da kahkaha atmıştık hepimiz. Onların bu halleri komikti. Oğulcan kesinlikle şovcu herifin tekiydi. Tam bir oyuncu olacak adamdı.

"bak bak hareketlere bak Oğulcan, lan ne derdin var senin otur aşağı"

Ömer'in söyledikleri ile Berk ve bende ayağa kalkarak, bir de Kalelilerin en küçükleri olan yangazlar da bizle beraber kalktıklarnMustafa abinin dediklerini demiştik.

"hayrını gör ula, hayrını gör karadeniz"

Ömer bize şaşkınlıkla bakarken hepimiz kahkalar eşliğinde gülmeye başladık.

Bir saat daha oturduktan sonra hep beraber eve gelmiştik. Konağa vardığımızda hepsi direk konağa girerken tahir abi ile ben evin yanındaki serender de oturan Asiye ve nefesin yanına gittik.

"nefesum, ne yapaysın orada üşüteceksin. Hadi gel"

"seni bekledim"

Nefes merdivenleri inerek kocasının yanına varıp hemen kolunun alyına girerek eve doğru yürüdüler.
Asiye de yanıma geldiğinde birbirimize gülümsedik.

"çok güzel bir aşk hikayeleri var, o kadar çok seviyorlarki birbirlerini imrenmemek elde değil"

Asiye'nin söylediklerine karşı bende kolumu omuzuna atarak kendime çektim. Alnına küçük bir öpücük bırakarak yürümeye başladık.

"tıpkı bizim aşkımız gibi desene"

__________

Ertesi gün Kaleli ailesi ile vedalaştıktan sonra Asiye'nin ayarladığı yayladaki bir orman evine doğru yola koyulduk. Yolda güzel bir sohbet döndü.

"yalnız ben bu Kaleli ailesini baya sevdim"

"aynen Mustafa abi baya kafa adam ya kendime benzettim, benim gibi bir actor yatıyor içinde"

"valla ben en çok Tahir Kaleli'yi sevdim. O nasıl güzel sevmek be. Bize de nasip olur mu be, böyle adamlar bir tanedir onlar kapılır hep"

"allah Allah aybik ya, biz kaleli ailesi diyelim sen tek bir adama sulan. Ayırca evli be ayıp"

"sana ne be, işine bak sen"

Aybike ve Berk'in sürekli atışmaları beni arada işkillendirmiyor değildi.

"valla ben en çok nefesi sevdim. Tam bir prenses. O kadar narin ve güzel ki"

"artı bir benden melisa. Kesinlikle çok güzeldi"

Asiye ile melisanın ellerini birbirlerine çakması ile gülüşerek bize baktılar.

"benden de Aybike'ye artı bir o zaman, tahir kaleli bir numaraydı"

Yaylaya vardığımızda o kadar yüksek bir yerdeydi ki kesinlikle aşağı bakmadan yürümeye çalışıyordum.


Asiye'ye burayı nereden bulduğunu ne gereği olduğunu söylerken epey söylenmiştim.
Ama en sonunda gördüğüm ev ile ağızım açık kalmıştı.
Hakikaten mükemmel bir yerdi.

"oha asiye burası harika"

"yuh bu ne manyak bir yer. Helal kız asi sen bu işi biliyorsun"

"e kimin ikizi be."

Ömer Asiye'nin omuzuna kolunu atarak saçlarına bir öpücük bıraktı.

"e hadi girelim içeri"

Hep beraber içeri girip kalacağımız odalara baktık. Zaten iki oda vardı erkekler bir tarafta kızlar bir taraftaydı. Bu hiç hoşuma gitmemişti. Çünkü tatile başlarken kurduğum hayallere engel oluyordu. Asiye ile aynı odada bile kalamamıştık hiç. Neyse buna da şükür.
Akşam yemeğini erken yemiştik. Yayla havası çarpmıştı bizi herhalde hepimiz kurt gibi acıkmıştık. Oksijenin çarpıp manyak ettiği Oğulcan o kadar komikti ki.

"ha bak Kadir abi sana bahsettiğim volkswagen araba buydu işte. Şu konservatuvar a bir gireyim varya ne paralar ile onu alacağım"

Hepimiz Oğulcanı parmağı ile gösterdiği tarafa baktık. Orada araba yoktu. Kadir Oğulcanın kolunu biraz öteye çevirerek ucunu en yakınındaki arabaya uzattı.

"oğlum orada araba yok, şurada var. O da volkswagen değil"

Kadirin hareketi ike kahkahamı patlatmıştım.

"lan Oğulcan oksijeni seni mahvetti lan"

"he ya sanırım çarptı lan"

_________

"ya Asiye sana gitmeyelim dedim o kadar al gitrik ne oldu kaybolduk"

"ya ne var doruk ya gelmeseydin. Ben kendim giderim dedim"

"he gelmeseydim de burada tek başına kurta ayıya yem olaydın"

Asiye bir şey demek yerine karanlık ağaçlık alanda yürüyordu. Neymiş odun yokmuş şömine yakalım diye odun aramaya çıktık. Ne kadar engel olmaya çalışsam da asiye beni dinlememişti. Şimdi de kaybolmuştuk. Neden mi çünkü her yer birbirine benziyordu. Ve allah kahretsin ki telefonlarımız çekmiyordu. Dağın başında nasıl çeksin zaten.

"ya tamam güzelim kızma ya, ama bak kaldık dağın başında bir başımıza."

"ben sadece şöminenin başında romantik bir anımızı olsun istedim"

Ortam zifiri karanlıktı ama aydan gelen o pırıl pırıl ışık Asiye'nin yüzüne vuruyordu. Dudaklarını büzmüş bana bakıyordu.

"demek romantik ha, ah be güzelim aöa içeride on kişiyiz. Üstelik abin ve Ömer varken bu pek imkanlı değildi sanki ha"

Asiye'yi kendime çekip sarıldığımda asiye de bana sarılmıştı.

"Doruk ben korkuyorum yalnız"

Dedikleri ile geri çekilip yüzüne baktım. Yüzünü ellerimin arasına alıp güven vererek bakmaya çalıştım ama kendimde korkuyordum. Birden üzerimize tutulan kuvvetli bir ışık ile yerimizden şıçradık.
Işığın geldiği yöne baktığımda elinde feneri tutan orta yaşlarda bir teyze ve hemen yanında elindeki tüfeği bize tutan bir adam gördük. Adamın elindeki tüfeği görünce hemen Asiye'yi arkama alarak önünde durdum.

"kimsunuz ula siz. Ne arıyorsunuz benim evimin bahçesunda"

Ellerimi havaya kaldırarak konuştum.

"selamun aleyküm dayı, ben doruk. Şey biz kaybolduk da. Ondan buradayız mağlum hava zifiri karanlık senin bahçede olduğumuzu anlayamadık"

Adam bana hala keskin bakışları bile bakarken ben bize inanması için dua ediyordum. Asiye de ellerini koluma dayamış kuala gibi yapışmıştı.

"Mustafa indir silahını, görmii misin uşaklar korkmuş"

Yine mi bir Mustafa, bu şehirde herkesin adı Mustafaydı sanırım.

Adam tüfeğini birden indirip, bize doğru bir adım atmıştı.

"kaybolduysanız düşün peşime. Demeki bugün bir tanrı misafirimiz var"

Adam cümlesini tamamlar tamamlamaz arkasını dönüp yürümeye başladı. Elinde fener olan kadın ise bize bakıp 'hayde' demişti. Asiye'ye dönerek elinden tutarak beraber yürümeye başladık.

Bir kaç metre yürüdük ten sonra ahşap bir evin önüne geldik. Gerçekten de adamların bahçesinde yürüyorduk sanırım. Eve girdiğimizde küçük bir salona girdik direk. Güzel bir şekilde yanan bir soba da vardı. Salon sıcacıktı. Salona girene kadar dışarda üzüldüğümüzü bile fark etmemiştim. Asiye'ye dönerek elim ile yanağını okşadım. Yanakları buz gibiydi. Hemen sobanın yanında ellerimizi ısıtmaya başladık.

_________

"de bakayım, siz sevdalu musunuz birbirinize"

Mustafa amcanın eşi Fethiye teyzenin hazırladığı sofrada oturuyorduk hala. Çok tatlı bir çiftlerdi. Sürekli didişip duran bir çiftlerdi. Ama birbirlerini sevdiklerini de gözlerinden okuyabiliyorduk.

Mustafa amcanın sorusu ile bakışlarımız buluştu Asiye ile.

"evet, çok seviyoruz birbirimizi"

Elim ile elini tutup elinin üstüne bir öpücük bırakmıştım. Asiye bu yaptığıma utanıp gözleri ile yapma der gibi bakışlar atsa da umursamadım onu

"ulaa, yüzükleriniz yok sizin"

Mustafa amcanın bir anda parlaması ile korkarak ona baktım.

"yüzük derken"

"ula sen bu kızı kaçırdın mı yoksa"

Dedikleri ile gülesim gelmişti. Ama karşımdaki adam o kadar sertti ki bunu yaparsam kesinlikle pompalı ile vururdu beni.
Asiye'ye baktığımda o da benim kadar şaşkın ve korku şle bakıyordu.
Bir anlık gaz ile cevabı verdim.

"evet kaçırdım."

"ula niye"

"başkası ile evlendirecekti ailesi. Beni istemediler. Ne yapsaydım Mustafa amca, göz göre göre sevdiğimi başkasına mı yar etseydim. Dayanamadığınız kaçırdım"

Asiye'ye yandan baktığımda ağızı açık kalmış bir şekilde kocaman gözleri ile bana bakıyordu.

Mustafa amca az evvelki bakışları gitmiş biraz daha yumuşak bir yüzle bakıyordu.

"bak uşağım benim bir kızım kaçtı gitti. Tek kelime etmeden beni ezdi geçti. Ama bana sevdiğini deseydi düşünürdüm. Sevdaya saygım sonsuz. Ama ananı babanı çiğneme kızım. Duydun mu. Onlara de, yok derlerse ha ben kıyarım sizin nikahınızı"

Mustafa amcanın söyledikleri ile içim cız etmişti. Kızına hala üzülüyordu belli oluyordu belki de bundan bu kadar sert duruyordu dışarıya.

__________

"ula kadun saa diyorum son kez. Ha dışarı çıkarken şu üstüne bir şey daha giy diye"

"ya hı herif, finduk toplamaya çıkayrum kim görecek beni ya"

"ya deli etma beni giy işte. Ha o sıfatsız Dursun, dikmiş yayalamın dibine evi, neden acaba."

"yahu Mustafa pes yani, koca herifsin dediğine bak uşakların yanında. Torunumuz var bizim kendinde misun"

"ben anlamam kadın. Finduklar kalsun o zaman. Çıkmayacaksun dedum"

"bende saçmalama dedum"

Sofra kalktıktan sonra çay içmeden önce biz Asiye ile köşedeki odaya geçip bizimkilere haber etmiştik. O esnada salondan bir tufan koptu. Mustafa amca ile Fethiye teyze kavga ediyorlardı. Kavga sebepleri sanırım bir kıskançlık meselesiydi. Bu yaşta da kıskançlık olur mu derken bir an düşündüm de olur valla. Yaş kaç olursa olsun asiyeye bakanı yakardım.

"biz nasıl bir çiftin yanına düştük asiye"

"bence tam da bizim bir 30 yıl sonra ki versiyonumuzun evine düştük"

Salondan çıkıp yanlarına geldiğimizde saniyeler önce bağırış sesleri yokmuşcasına bir görüntü ile karşılaştık.

Birbirlerine sarılıp gülen bir çift vardı. Biz de onların arkasından geçip arkadaki koltuğa oturduk. Asiye gülerek onlara bakarken bende güzeller güzelimi seyre daldım.

Wowowowow yine müko bir bölümdü. Yazarken eğlendim haaa.
Bu arada neden yine Mustafa derseniz bunlar benim yengemin anne babası. Onlardan esinlenerek yazdım.
Bu bölümü burada tanışıp beni çok güldüren ve Arapça öğrenmeme yardımcı olan güzeller güzelime hediye ediyorum nessreyn

Sonra yaşlı çift fikrini veren Betibetimm teşekkür ediyorum sana çok çok
Veee afacan çocuk fikri için FSaritas diğer bölümde geliyor gelmekte olan...
Keyifli okumalar güllerim

Ayrıca onur ve yazgıdan gelen o güzel reimler neydi öyle kalbim dayanmadı... 🌼🌼🧡🧡

Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 53.3K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
203K 6.7K 44
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
267K 17.4K 22
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
37.5K 3.4K 20
14 Eylül 2022 de yazılmış olup hiç sarmayan bir hikayedir. Kurt bakışlı kürt kitabından Alparslan ve Rıfatın hikayesi🌿 Eralpin kalan hikayesi burada...