Young Ae Haneul'ın yanında zıplarken etrafına bakınıp kimsenin onlara bakmadığından emin olmaya çalışıyordu Haneul.
Dün gece Jungkook ile yaşadıklarını üstü kapalı bir şekilde anlatmıştı ve Young Ae de zıplamaya başlamıştı yanında.
"İnanamıyorum ya! Ben demiştim! Tekrar düşün demiştim, tekrar düşündün değil mi?!"
Haneul "Evet, Young Ae evet. Artık sakin mi olsan?" dediğinde hafifçe kıkırdayıp "Resmen sevgilisiniz yani!? O Sanghyuk denen pisliğe söylemek için sabırsızlanıyorum!" demişti. Haneul ise "Hayır Young Ae, sen karışma." demişti kollarını göğüsünde bağlayıp.
Young Ae gözlerini devirdiğinde Hyun Woo ve Jungkook girmişti hızlı adımlarla bahçe kapısından içeri. Ardından da Young Ae ve Haneul'ın yanına gelmişlerdi.
Young Ae "Oo~ Jungkook da geldi! Hyun Woo hadi gel, iki sevgiliyi baş başa bırakalım" dediğinde Hyun Woo'nun koluna girmişti hızlıca. Ardından da onu çekiştirmiş ve kendi sıralarına doğru götürmüştü.
Haneul Young Ae'nin arkasından baka kalırken çenesini Haneul'ın omzuna dayamıştı Jungkook Haneul'ın arkasından. Ardından da "Günaydın" demişti gülümseyerek.
Jungkook'a dönen Haneul "Günaydın" dediğinde "Hmm, kekimi getirdin mi bana?" diye sormuştu. Haneul ise olmulu anlamda kafa sallamış ve "Çantamda" demişti.
Elini Haneul'ın eliyle birleştiren Jungkook etrafa bakındığında "Okuldayız Jungkook, biri görmesin" demişti Haneul elini çekmeye çalışıp. Jungkook ise onun elini bırakmamış ve "Bak etrafa... Sevgili olanlar hep el ele. Biz neden el ele tutuşmayalım?" demişti.
"Onların aileleri bir şey demiyordur belki."
"Senin ailen bir şey diyor mu?"
Haneul gözlerini kaçırıp "Sormadım ama... İzin vermezler. Derslerim kötü" dediğinde "Okul birincisi ile birliktesin Haneul. İki güne sen de çalışkan olursun" demişti göz kırpıp. Haneul ise "Ben seninle ders notları için birlikte olmadım Jungkook" demişti.
Jungkook Haneul'a dönüp Sanghyuk bakıyor dik dik" dediğinde "Elimi tutuyorsun da ondan" demişti Haneul. Ardından da etrafa bakınmıştı ama Jungkook onun çenesinden tutup yüzünü kendisine çevirmişti.
"Bakma etrafa. Sadece bana bak, olur mu?"
...
Haneul sırtını Jungkook'a yasladığında tahtadaki yazıları geçirmeye devam etmişti Jungkook.
"Haneul, hadi yaz ama"
Omuz silken Haneul "Tenefüs oldu" dediğinde başını sola yatırıp boynunu kıtlatmıştı Jungkook. Haneul ise onun üstüne doğru daha çok yaslanmıştı.
"Haneul üstüme yatıyorsun..."
Haneul kıkırdayıp "Olsun" dediğinde "Kek?" demişti Jungkook tahtadaki yazıları deftere geçirmeye devam edip. Haneul da doğrulup çantasını açmış ve küçük kutuyu masaya bırakmıştı.
Kapağı açıp kutuyu ona uzattığında ağzını açmıştı Jungkook yazmaya devam edip. Haneul da gülümseyip kekten bir parça koparmış ve Jungkook'un ağzına atmıştı.
Young Ae ağzını açıp Haneul'a yaklaştığında da gülmeye başlamıştı Haneul. Ardından da "Çok kıskançsın" demiş ve kopardığı keki Young Ae'nin de ağzına atmıştı.
Ağzı dolu Young Ae "Haberleri gördünüz mü?" dediğinde "Ne haberi?" demişti Haneul merakla. Young Ae de "Bunny çocuk haberini" demişti.
"Ne olmuş Bunny'e?"
"Bunny'e değil Bunny çocuk dedim. Bunny sanıp yakalamışlardı da sonradan hayranı olduğu ortaya çıkmış. Yazık polisler sevinmiştir kesin."
Jungkook yazmayı bırakıp Young Ae'ye döndüğünde "Bunny hayranları da mı var?" diye sormuştu. Young Ae de olumlu anlamda kafa sallamıştı. Ardından da "Haneul'ın yanında söyleme ama, sonra kızıyor." demişti
"Evet... Bunny'i sevmiyorum"
Jungkook burnundan güldüğünde Haneul ve Young Ae gözlerini sertçe açılan sınıf kapısına doğru çevirmişlerdi. İçeri giren çocuk ise adımlarını Jungkook'a doğru yöneltmişti.
Kafasını kaldıran Jungkook gelen çocuğa baktığında "Sanghyuk çıkışta okulun arkasındaki boş araziye çağırıyor seni. Sedece sen ve o olacakmış." demişti. Haneul ise sırtını Jungkook'dan ayırmış ve doğrulup "Ne diye?" diye sormuştu gelen çocuğa.
"Orasını bilmiyorum. Sadece haber vermemi istedi"
Jungkook gülümsemesini bozmadan "Tamam" dediğinde aynı hızda çıkmıştı sınıftan çocuk. Young Ae ise "Ne yani kavgaya mı çağırıyor? Hem de teke tek?" diye sormuştu.
"Jungkook gitmeyi aklından bile geçirme. Önceden ucuz yırttın ama bu sefer ceza alabilirsin"
"Zaten çıkışta çağırmıyor mu beni?"
Young Ae Jungkook'un sorduğu soruya olumlu anlamda kafa salladığında "Yine de gitme" demişti Haneul. Young Ae de "Evet, boşu boşuna uğraşma" demişti.
Jungkook Haneul'a bakıp "Ne o? Korktun mu yoksa bir şey olacak diye?" dediğinde "Tabii korkar Jungkook, sana bir şey olmasını istemez. Sen onun sevgilisisin" demişti Young Ae.
"Jungkook'a değil Young Ae, Sanghyuk'a bir şey olursa Jungkook'un başına kalır"
Young Ae kıkırdadığında "Jungkook'a güveniyorsun hah?" demişti sırıtarak. Haneul ise sıkkın gözleriyle yazı yazan Jungkook'a bakmıştı.
...
"Ben de geliyorum" demişti Hyun Woo Jungkook'un karşısına dikilip. Jungkook ise "Teke tek çağırdı" demişti.
"O şerefsiz yalan söylüyordur Jungkook. Kesin arkasında bir sürü adamla gelecek"
Jungkook derin bir nefes verip "Şu Sanghyuk işi çok uzadı. Yapıştı kaldı velet." dediğinde "Gelecek miyim?" demişti Hyun Woo. Jungkook ise gözleri devirip "Tamam gel ama sadece izleyeceksin, müdahele etmek yok" demişti.
Hyun Woo olumlu anlamda kafa salladığında Haneul Young Ae ile birlikte koşmaya başlamıştı okulun çıkışına doğru.
Son anda öğretmenleri onları çağırmış ve spor müsabakası ile ilgili bir şeyler konuşmuştu.
Haneul da bilmiyordu hocanın neden bu konuda onu seçtiğini. En fazla liste tutuyor ve öğrencilerin numaralarını topluyordu. Kısaca ayak işlerini yaptırıyordu hoca ona.
Young Ae kolunu Haneul'ın eli arasından sıyırıp "Susadım, su alacağım Haneul" dediğinde "Sonra alırsın" demişti Haneul aceleyle. Young Ae ise "Olmaz, su içmezsem ölebilirim" demişti.
Haneul elini alnına vurduğunda hafifçe gülümsemiş ve okula doğru yavaş adımlarla yürümeye başlamıştı Young Ae.
Haneul'ın niyetinin Jungkook'un yanına gidip kavgayı başlamadan bitirmek olduğunu biliyordu Young Ae. Bu yüzden Haneul'ı olabildiğince oyalamaya çalışıyordu.
Jungkook çantasını sırtından çıkartıp Hyun Woo'nun ayağının yanına bıraktığında kollarını sıvamıştı Sanghyuk ve "Korkundan kuyruğunu da getirmişsin yanında" demişti. Bunun üstüne de "Seyirci getirdim sana" demişti Jungkook sırıtıp.
Sanghyuk gözlerini Hyun Woo'dan çekip işaret parmağını Jungkook'a doğru uzattığında "Duydum ki çıkıyormuşsun Haneul'la?" demişti. Jungkook ise "Evet" demişti ciddi bir ses tonuyla Sanghyuk'a bakıp.
"Sana tek bir şey söyleyeceğim, umarıp korkup reddetmezsin...
Teke tek, sen ve ben burada işi bitireceğiz. Kazanan Haneul'ı alır"
Hyun Woo yüzünü buruşturup "Haneul'ın bundan haberi var mı peki?" diye sorduğumda "Sen karışma kuyruk" demişti Sanghyuk Hyun Woo'ya bakıp. Jungkook ise ceketini çıkartmış ve "Bir dene bakalım." demişti ona.
Jungkook ceketini Hyun Woo'ya uzattığında ellerini yumruk yapıp yüzünün önüne getirmişti Sanghyuk. Jungkook ise "Seni takıntılı şerefsiz" diyip hafifçe sırıtmıştı.
Haneul ise Young Ae'nin kapısa vurmuştu sertçe. Ardından da "Hadi Young Ae! Kaç sene tuttun içindekileri ya!?" diye başırmıştı.
"Belki isal oldum!?"
Ağlamaklı bir ses çıkartan Haneul "Hyun Woo da sıkışınca isal oluyordu!" dediğinde "Az daha bekle" demişti Young Ae. Ardından da elindeki ıslak mendille ayakkabılarını silmeye devam etmişti kapağı kapalı klozetin üstüne oturup.
"Tamam o zaman, ben gidiyorum. Sen burada isalinle uğraş."
Haneul Young Ae'nin çantasını lavabonun kenarına bıraktığında "Hey! Bekle Haneul!" demişti Young Ae kapıyı açıp. Haneul ise onu dinlemeden kızlar tuvaletinden çıkmış ve koridorda hızlı adımlarla yürümeye başlamıştı.
Young Ae ilk kattaki tuvaletleri beğenmiyor diye en üst kata çıkmışlardı ikisi. Bu yüzden de Haneul'ın en alt kata inmesi için uzun merdivenler inmesi gerekiyordu.
"Hey! Haneul bekle ya!" diyerek onun kolunu tutan Young Ae'ye dönmüş ve "Ya Jungkook o arsaya gittiyse?" demişti sinirle Haneul. Young Ae ise "Gitmiş... Hatta kavga bile ediyorlarmış. Çocuğun ağzını yüzünü kırmış Jungkook. Hyun Woo da gülerek izliyormuş, anlattı bana." demişti.
Haneul bıkkın bir nefes verip çıkışa doğru koşmaya başladığında eline bakıp yüzünü buruşturmuş ve "Peçete ver" demişti Hyun Woo'ya dönüp Jungkook. Hyun Woo ise telefonunun ekranını kapatıp kendi çantasından Jungkook'a peçete vermişti.
Sanghyuk burnundan akan kanı koluna sildiğinde elini güzelce temizlemişti Jungkook peçeteyle. Ardından da "Tamam mı? Yetti mi bu kadar?" diye sormuştu Sanghyuk'a dönüp.
Dizlerinin üstünde duran Sanghyuk'a yaklaşıp bir yumruk daha attığında tamamen yere serilmişti Sanghyuk. Haneul ise "Jungkook!" diye bağırmıştı uzaktan.
Arkasına dönen Jungkook Haneul'a baktığında koşarak Jungkook'a doğru ilerlemeye başlamıştı Haneul. Young Ae ise elinde çantasıyla sonradan yetişip Hyun Woo'nun yanına çökmüştü.
"Jungkook ben sana gelme demiştim!"
Sanghyuk kafasını kaldırıp Haneul'a baktığında onun Jungkook'u kontrol ettiğini görmüştü bir şeyi var mı diye.
"Bak dudağın kanamış Jungkook."
"Küçük bir şey Haneul"
Sanghyuk başını yere eğip derin bir nefes aldığında dolu gözlerini silmiş ve yavaşça ayağa kalkıp arazinin diğer tarafına doğru ilerlemeye başlamıştı. Ardından da çantasını almış ve koşar adımlarla oradan uzaklaşmaya başlamıştı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
✵~Oy vermeyi unutmayın~✵
.
.
.
.
.
.
.