Mardin'e Tutsak.

By Jutenya_

11.6M 570K 434K

18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve... More

Mardin'e Tutsak 1🕯️
Mardin'e Tutsak 2
Mardin'e tutsak 3
Mardin'e tutsak 4
Mardin'e Tutsak 5
Mardin'e Tutsak 7
Mardin'e Tutsak 8
Mardin'e Tutsak 9
Bölüm 10
11. Bölüm
12. Bölüm
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
24. Bölüm (Özel bölüm)
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
Zayda Mirşah
Küçük Zerya
Zerya 19 yaşında
Gelecek bölümden alıntı
37.Bölüm
38.Bölüm
39. Bölüm
40.bölüm
bölüm alıntısı
41. Bölüm
Yeniden Doğmak
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
Benim Özelim 2
Herkes Öldürür Sevdiğini
Alıntı
Bilinmezlik
Büyük karar (alıntı)
Bilinmezlik (Part 1)
Bilinmezlik (Part 2)
Bilinmezlik (Part 3) Büyük Karar
Yoktan Var Olmak (alıntı)
Yoktan Var Olmak
Pişmanlık
Bir Daha Asla (Part 1)
Bir Daha Asla (Part 2)
Bir Daha Asla (Part3)
Yeniden...
Küçük Bir Anlaşılmazlık 1
Küçük Bir Anlaşılmazlık 2
Yoktan Var Oluş
Yeniden Berdel
Yeniden Berdel 2.
Zahter Gibi
Zahr...
Mecburiyetten AŞK'A
Mecburiyetten AŞK'A 2
Açıklama
Canıma And
Elbise
Bilinmeyen Hesaplar
Doğum Günü Etkinliği
Bilinmeyen Sırlar
Bilinmeyen Sırlar Part2
Varis
İlk Defa Babam Gibi
İlk Defa Babam Gibi (part 2)
İlk Defa Babam Gibi Part 3
küçük bir bedel
Başı buyruk işler

Mardin'e Tutsak 6

184K 8.7K 4.1K
By Jutenya_

Bir kadının gözlerine en yakışmayacak duygu hüzündür. Gözlerinden hiç eksilmeyen duyguda hüzündür. Yanımda ki kadın gözlerinde hüznün her tonunu taşıyor dedi adam...

Ben bir serçe kuşuyum. Özgür olduğum diyardan alınıp altın bir kafese mahkum bırakılan. Kimse içimde ki hasreti görmüyor. Mahkum olduğum kafeste kanat çırpıyorum Mavi gökyüzüne ayağım da pranga önümüzde parmaklık...

Adam karanlık bir boşluktaydı. Yazı yok mevsimi zemheriydi. Her şeye inat tüm kötülüklere rağmen ayakta kalmaya çalışıyordu. Hiç beklemediği bir anda Mavi bir ışık sözmesi ondaki karanlığı zorlamaya başladı. Nasıl oldu bilmiyordu lakin o ışık sözmesi bir anda gökyüzü oldu.

Masmavi ve berrak,

Duru ve pak.

Adam mavinin bu tonunu ilk defa görüyor ve kendisini ilk defa bir kadına kaptırıyordu. Bundan sonra onun için tek bir ton tek bir renk vardı.

Azad çevresinde ki kimseyi muhatap almıyordu. Sadece dedesine odaklanmış ona açıklama yapıyordu. Ben evlendim diyordu.

Mehmet Saruhan ve ailesi duyduklarının şaşkınlığını yaşıyordu. Oğlu tanımadığı bir kızı koluna takıp ben evlendim diyordu. Ve görünüşe bakılırsa babasının bundan haberi vardı.

"Ben evlendim demekte ne oluyor. Böyle şaçmalık mı olur."

Azad babasına bakarak büyük bir nefes aldı. Diğer aile üyeleri de belli ki ondan bir açıklama bekliyordu. Tabi gelen telefon sesi ile duraksamak zorunda kaldı.

"Ne var Selim"

(.....)

"Tamam anladım gelecekleri varsa görecekleri de var. Gerektiği gibi karşılamaya hazırız."

Telefonu kapatıp tekrar babasına ve dedesine baktı. Bahoz Saruhan kendisinden emin duruşu ile ayakta bekliyordu. Azad'a güven veren bir gülümseme sunup.

" Haşim! " Diye bağırdı.

Konakta sadece yaşını almış adamın sesi konakta yankılandı.

Mehmet bey ise hala bir açıklama bekliyordu ve Azad'a bakıyordu.

Haşim koşarak çıktı merdivenleri. "Buyur beyim beni çağırmışsınız."

"Haşim konağın çevresine ve içine adam koyun. Güvenliği her şekilde sağlansın. Mardin'deki bütün aşiret büyüklerini ileri gelenlerini 2 saat sonra toplanılması için çağırdığımı söyle, tek bir aksaklık çıkarsa bahane kabul etmem bilesin."

Haşim kafasını olumlu anlamda sallayıp" Tamam beyim "deyip aşağı indi. Sorgulamak onun görevi değildi.

Mehmet Saruhan babası ve oğlunun ne yaptığını ya da ne yapmak istediğini anlamıyordu.

" Azad sende babana ve diğerlerine olanları anlat. Birazdan burası baya kalabalıklaşacak anca sindirirler." Bahoz ağa söylediklerini tamamlandıktan sonra sedire geçip oturdu. Zerya'ya bakıp gülümsedi. Ailesine yakışacak bir kızdı. Elini mindere vurup "Gel buraya otur kızım bakalım kimsin, kimlerdensin."

Zerya sessizce izliyordu gelecek olanların ailesi olması için dua ediyordu. Bahoz ağanın mindere vurup konuşması ile kendisini işaret ederek " ben mi" dedi. Bahoz ağa kafasını evet anlamın da sallayınca yerinden kalkıp küçük adımlarla gidip Bahoz ağanın yanına oturdu.

"Konağa evimize hoşgeldin. Şimdi söyle bakalım güzel gelinim sen kimsin. "

Zerya ne diyeceğini şaşırdı şimdi hoş buldum mu diyecekti. Ya da kendisini nasıl tanıyacaktı.

"Şey ben Zerya..."

Bakışlarını ona bakan aile fertlerinde dolaștırıp kafasını eğdi ve sessizce "Hoş buldum."

Herkesin onları dinlediğinin farkındaydı. Elleri ile eteği ile oynuyordu. Böyle bir duruma nasıl düştüğünü ne yapması gerektiğini hiç bilmiyordu. Büyük bir nefes alıp "Ben Mirşahlardanım. Bekir Mirşah'ın kızıyım efendim" dedi.

Bahoz ağa memnun bir şekilde kafasını salladı.

Azad ise sadece babasına bakıyordu. Her şeyden bu kadar habersiz oluşu sinirlerini bozuyordu.

"Havin Bekir Mirşahın oğlu Mirhan Mirşah ile kaçtı!" bakışlarını Pervin Hanıma çevirip hüküm belirten bir tınıyla "Ben de Havin'in yerine Zerya'yı aldım, yani berdel." kuruyan dudaklarını ıslatıp "Bugün dini nikahımız kıyıldı. En kısa zamanda resmi nikah ve düğün. O artık bir Mirşah değil Saruhan."

Havin'in annesi duydukları ile küçük bir çığlık atıp hıçkırarak ağlamaya başladı. Kızı nasıl böyle bir şey yapardı. Yaptığı tüm planlar ters tepmişti. Azad'ın bu kadar akıllı olmasından nefret ediyordu. Üstünde yaptığı planın yenilgiye uğramamanın hazimeti vardı. Azad'a bakıp sahte göz yaşları için de" Havin yapmaz" diye bağırdı.

Azad dişlerini sıkıp "yaptı" diye bağırdı. "Bizi hiç düşünmeden" diye ekledi. Ona göre anası neydiki kızı olsun durumu vardı.

Zerya duyduklarının için de ben de yerine Zerya'yı aldım cümlesin de kalmıştı. Onun ağzından çıkan her kelimede kendisini değersiz görüyor ve özlüyordu. Haklıydı adam gerçekten onu bir mal gibi hiç düşünmeden almıştı. Sırf bu yüzden ömrü boyunca ondan nefret edecekti.

Mehmet Saruhan'ın " bunu bize şimdimi söylüyorsun" diyen sesi terasta duyuldu.

"Bilseydin Mehmet bey bilseydin! Haberin olmalıydı. Benim mi gelip söylemem gerekiyordu. Bak dedem ben söylemeden öğrenmiş. Sende öğrenseydin." diye resmen kükredi Azad. Bakışları karısını bulduğunda onu daha fazla korkutmak istemediği için ses tonunu düşürüp "Kaç saattir kızım nerede diye hiç düşündün mü?"

Mehmet bey sinirle " seninle beraber biliyordum. Abisinin yanın da güven de diye düşündüm. Böyle bir şeyi nerden tahmin edebilirdim."

"Bilecektiniz ben Havin'in kaçtığını farkede biliyorsam. Siz de kızınızın konakta olmadığını bilecektiniz." bu adama karşı bitmeyen bir öfkesi vardı. Ona göre babalık sıfatına asla layık biri değildi.

"Neyse Mehmet bey, olan oldu şimdi sizinle bu konuyu tartışmak istemiyorum." sesi ve hitap şekli mesafeliydi.

Pervin hanım ağlayarak sahte göz yaşlarını döküyor ve mağduru oynuyordu "kızım şimdi nasıl. Ona bir şey yapmadınız değil mi?"

Azad duydukları ile sabır dileyip "Kızın iyi şimdi sevdiği adamın kolların da mutlu mesut uyuyordur" deyip sinirle soludu.

Ailesi olsa bile sinirlerini bozuyorlardı.

"Yaptığın yanlış değil mi Azad! Aşiretin toplanıp karar vermesi gerekmiyormuydu. Niye tek başına karar verdin. Belki başka bir çıkar yolu vardı."

Azad babasının söylediklerini kafasını olumsuz anlamda sallayarak " Mehmet bey bakıyorum aşiret kararlarına merak sarmışsınız , ikimizde çıkacak kararları biliyoruz. Ya ölüm ya da berdel!" ellerini beline koyup "Ben berdel kararını verdim. Unutmayın ağa benimse hüküm benim! Mirhan Mirşah kız kardeşimle kaçarken benim şerefimi onurumu düşünmedi. Ben de ona gereken cevabı kız kardeşini hiç düşünmeden alarak verdim."

Pervin hanım ağlayarak hızlı bir şekilde ilerleyip öfkeyle Zerya'nın kolundan tuttu. Zerya oturduğu yerde ne olduğunu bile anlamadan kolundan tutulmasını hayretle izledi.

Pervin Hanım bakışlarını ona şaşkınlıkla bakan Mavi harelere dikip onu kolundan sıkmaya başladı ve bağırarak " Hepsi sizin yüzünüzden. Abin kızımı kandırmasaydı. Kızım bu evden gelinliği ile çıkacaktı. Şuanda kızımın ne halde olduğunu bile bilmiyorum."

Zerya duyduklarının şaşkınlığı ile sadece "bırakın kolumu" diyebildi.

Tabi Azad'ın onu çekip arkasına almasıda aynı anda oldu. Bakışlarını Pervin Hanıma dikerek konağı inletir bir şekilde "Sakın bir daha böyle bir şeye cesaret dahi edeyim deme! Bundan sonra bu evde ben neysem oda o! Ona yapılan her hangi bir saygısızlık bana yapıldı sayarım Pervin hanım. Hesabını da çok kötü sorarım. Değil tırnağı saçının teline zarar gelse konakta taş taşın üstüne bırakmam." gözlerini kısıp tiksinir bir şekilde " Ve unutmadan bu konuda içimizde ki tek günahsız olan Zerya, o da kızının yaktığı ateşte yandı. Emin ol şuanda istediği en son şey burada, bizimle olmak."

Pervin hanım gözü yaşlı öfkeli bir şekilde bakıyordu Azad'a! Zaten yine bildiğini yapmış her şeyi alt üst etmişti.

" Madem burada olmak istemiyordu ne işi var burda."

" Ben zorladım Pervin hanım ben! Ya abinin canı ya da evlilik dedim. Abisi için kabul etti. Bu sayede kızın şimdi yaşıyor. Kızının şimdi aldığı nefes için yat kalk Zerya'ya minnet et" Azad'ın ağzından çıkan her kelime net ve kesindi. Her kelimenin üstüne basa basa konușuyor ve anlatıyordu.

Zerya'nın ağzından tek kelime dahi çıkmıyordu. Nereye düştüğünü sorguluyordu.

Bahoz ağa ise torunun konuşmasını gururla izliyordu. Oğlunu buraların insanı gibi yetiştirememişti ama torununu yetiştirmişti.

" Yeter artık kapatın bu konuyu Azad ne dediyse o bundan sonra tek bir söz istemiyorum. Oğlum gerekeni yapmış konuyu kapatmış. Kimseye söz söylemek düşmez."

Bahoz ağanın sözünün üstüne söz söylemek kimsenin haddine değildi. Bu yüzden herkes sustu.

Pervin hanım gidip eşi Mehmet beye sarılarak hıçkırarak ağlamaya devam etti.

Aşağıdan gelen kapı sesi ile herkes susmak zorunda kaldı. Haşim yukarı çıkıp Ciwan Saruhan ve oğullarının geldiğini söyledi. Bahoz ağa oğlu ve torunlarının yukarı çıkmasını söyleyip Azad'a döndü.

"Oğul kadınlar yukarı çıksın. Birazdan burası çok kalabalık olur."

Azad kafasını olumlu anlamda sallayıp Zerya'ya döndü.

"Tamam dede ben Zerya'yı yukarı çıkarıp geliyorum. Diğerleri zaten ne yapacaklarını bilir. Sen amcalara onları anlatırsın artık. Ben birazdan gelir aranıza katılırım. " Sonra Zerya'ya dönüp elini uzattı bakışlarıyla üst katı göstererek "Hadi seni yukarı çıkartayım. Burada kalmak isteyeceğini hiç sanmıyorum."

Zerya bir ona uzatılan ele bir de Azad'a baktı. O eli kendi isteğiyle tutması imkansızdı.

Azad'ın elini es geçip ayağa kalktı. Zaten içlerinde bulunmak en son istediği şey bile değildi.

Azad Zerya'nın elini tutmamasına bozulsada, sesini çıkarmadı. Onun tutmadığı eli ile kolunu tuttu Azad'ın, yönlendirmesi ile onunla beraber yürümeye başladı. Merdivenlere çıkmadan küçük kardeşine seslenip " Hivda, Hacer Hanıma söyle odama iki kişilik yemek getirsin."

Hivda üstündeki şaşkınlığı atıp "Tamam abi" diye onu cevapladı.

Azad'ın hareketlenmesi ile Zerya onu takip etti, kafası o kadar karmaşıktı ki başına gelenlere bile inanamıyordu. Bir odanın önünde durup kapıyı açınca onun odasına geldiklerini anladı.

Odası eskinin izlerini taşıyordu. Zerya sonra bana ne dedi. Kendisine kızdı niye inceliyorsun diye.

(Azad'ın odası)

"Geç otur, ayakta daha ne kadar durmayı bekliyorsun."

Zerya anlamsızca Azad'a baktı. Niye bu kadar sakin ve sessizdi. Kaşlarını çatıp "Şimdi ne olacak! Yaşadıklarımız gerçekten çok saçma, nereye kadar sürecek bu saçma oyun."

"Sana yaşadıklarımız oyun gibi mi geliyor Zerya."

"Bana yaşadıklarımız oyun gelmiyor Azad. Çok saçma geliyor ve ben anlayamıyorum. Daha ailenin bile olanlardan haberi yok. Sen kendi başına böyle saçma kararlar nasıl alabiliyorsun."

Azad güldü. Kendi başına kararlar alalı çok oluyordu. Daha doğrusu mecbur kalalı.

" Çevrem de kararlarıma saygı duymayıp sorgulayacak kimse yok. Bu yüzden en doğru olanı yaptığıma eminim."

Zerya karşısındaki adamın bu kadar rahat ve duyarsız olmasına çıldırmak üzereydi.

"Yaptığın en doğru benim hayatımı kaydırdı bilmem farkında mısın. Ben daha onsekiz yaşındayım. Okulum ailem ve sevdiğim bir adam vardı. Senin aldığın kararlar yüzünden hepsi elimden alındı. Ve ben bunun ne kadar devam edeceğini bile bilmiyorum."

Azad sesli bir nefes aldı. Zerya'yı suçlu bulmadığı için üstüne gitmek istemiyordu ama biraz daha sevdiğim adam demeye devam ederse kopacak kıyameten sorumlu değildi.

"Benim değil abinin verdiği kararı diyelim biz buna. Mirhan Havin'i kaçırdığı zaman böyle olacağını biliyordu. Bana öyle bir birlerini ölecek kadar seviyorlardı saçmalığı ile kimse gelmesin sakın! Onlar da ölümlerine göz yummayacağımızı biliyorlardı. Bu yüzden hesaplaşmanı benimle değil abinle yapacaksın. "

Kapının çalınması ile Azad sustu. Daha çok şey söylerdi ama daha çok zamanı vardı." Girin"diye seslenince Hacer hanım elinde tepsi ile içeri girdi. Azad sofrada Zerya'nın yemek yememesi ile o da yememişti.

Hacer hanım tepsinin altındaki sofrayı yere serip, tepsiyi üstüne indirdi. Afiyet olsun deyip hemen çıktı. Genelde Azad bırakın odasına girmeyi katına çıkmayı bile izin vermezdi. Sadece temizliğe çıkardı. Yoksa hadlerine bile değildi.

Azad Zerya'nın kolundan tutup yanına oturdu. Zerya tekrar kalkmak isteyince de izin vermedi.

"Zerya dediğim şeylerin ikiletmesinden hiç haz etmem. Beni tanımadığın için birçok şeyi görmezden geliyorum. Emin ol asıl Azad'ı tanımak bile istemezsin."

Zerya ağzında "keşke hiç tanımasaydım" diye gevelensede Azad duydu ama duymamazlıktan geldi.

"Yemeğini ye Zerya."

"Aç değilim."

"İkimiz de aç olduğunu biliyoruz. Haaa diyorsun ki senin elinden yemek istiyorum. Bana uyar Zerya ben yedirtirim sana yemeğini."

Zerya sinirle bakışlarını ona çevirdi. Öfkeli bakışları uzaktan bile belliydi.

"Aç değilim dediysem aç değilim. Sen niye bunu anlamıyorsun."

"Ben açım Zerya sabahtan hiçbir şey yemedim sen de yemedin. Şimdi kaşığı eline al tabağını bitir."

"Sen aç olabilirsin ama be-n" demeden Azad kaşığı ağzına soktu.

Zerya şaşkınca ona baksa da yutmak zorunda kaldı.

"Yemeğini ye Zerya yoksa elimden yersin. Bence dediklerimi yaptığı mı anladın artık. Aşağıda beni uzun bir gece bekliyor. Sen de beni bu kadar yorma."

Zerya çok şey söyleyecekti yuttu hepsini sessizce kaşığı eline alıp yemek yemeye başladı.

Azad ise ilk defa odasına birini alıp üstüne yemek yiyordu. Normal de onun özel alınıydı katı, kimsenin gezmesine bile izin vermezdi. Alışmış olmasa da yadırgamaması garip geliyordu.

Zerya çok azda olsa bir kaç kaşık yedi, yediği her lokma boğazın da dursa da sırf Azad'dan uzak kalmak için yemeğe mecburdu. Yemeklerini yedikten sonra ikisi de sessiz kaldı. İkisi de bir birine o kadar yabancıydı ki ne yapmaları gerektiğini bilmiyordu. Zerya sadece biran önce ailesinin gelip onu almasını istiyordu. Azad gömleğinde ki kanı farkedince ayağa kalktı. Önce banyoya ilerleyip elini yüzünü yıkadı. Sonra dolaptan bir gömlek çıkarıp giymeye başladı. Zerya onun dolaba yöneldiğini gördüğü gibi arkasını döndü.

Azad aşağıdan gelen sesler ile aşiretin toplandığını anladı. Mirşah aşiretinin gelmesi de yakındı. Haklıydı onu uzun bir gece bekliyordu. Kapıya doğru ilerleyip Hivda diye seslendi.

Hivda koşarak yukarı çıktı. Azad içeri geçmesi için kenara çekilince Hivda şaşırarak abisine baktı katı abisinin ince çizgisi olduğu için kimseye yukarı çıkmaya cesaret edemiyordu sadece Hacer ablanın temizlemesine izin veriliyordu. O da Azad'ın annesinin emektarı olduğu içindi. Azad Hivda'nın hala kapıda durup içeri geçmemesi ile boğazını temizleyip kafası ile geç diyince içeri geçti.

"Hivda ben aşağı iniyorum. Yukarı çıkıncaya kadar Zerya ile burada kal ve ne olursa olsun aşağı inmesine sakın izin verme."

Hivda üstündeki şaşkınlık ile "tamam abi" deyince Azad Zerya'nın soru sormasına izin vermeden yerdeki tepsiyi alıp dışarı çıktı. Hivda şaşkınlıkla abisinin arkasından baktı. Tövbe bismillah deyip Zerya'ya döndü.

"Azad Saruhan elinde tepsiyle aşağı indi değilmi ben yanlış görmedim.

Zerya ona sorulan soru ile karşısındaki kıza kaşlarını çatarak baktı. Niye bu kadar garip karşıladığını hiç anlamadı. Onun abileri evde yeri geldi mi her işi de yaparlardı.

" Evet te sen niye şaşırdın bu kadar."

Hivda gülümseyerek Zerya'ya baktı. O da haklıydı daha abisini hiç tanımıyordu. Elini uzatıp "ben Hivda evin küçük kızıyım ama galiba senden büyüyüğüm. Ve abimi tanımadığın için konuşuyorsun anlıyorum ama tanıdıkça anlarsın ne demek istediğimi."

"Ben de Zerya ve abini tanımak istediğimi hiç sanmıyorum."

Hivda kendisini tutamayıp yüksek sesli bir kahkaha attı.

"Canım farkın da değilsin ama siz evlendiniz. Abimi istesen de istemezsen de tanıyacaksın. Kaderden kaçınılmaz."

Zerya bunları biliyordu ama ailesinin gelip onu almasını umud ediyordu. Babasının böyle bir durum da sessiz kalacağını hiç sanmıyordu. Bu yüzden şimdilik konuyu değiştirmek istiyordu.

"Hivda kaç yaşındasın."

"Yirmi bir yaşındayım Zerya, sen kaç yaşındasın."

"Ben onsekiz yaşındayım."

Hivda şaşırarak "oha abimden 9 yıl küçüksün."

Zerya şuanda yaşını ya da yaş farkını düşünecek halde değildi. Kendisine ne olacağı muammaydı. Sadece ailesinin gelip onu kurtarmasını bekliyordu.

"Ablam yani Havin o nasıl. Ben şimdiden onu özledim."

"Bilmiyorum Hivda son gördüğümde iyiydi. Her halde mutludur. Sonuçta sevdiği adamın yanında."

"Sevdiği adam senin abin değil mi? Niye yabancıymış gibi konuşuyorsun."

Zerya boş bakışlarla Hivda'ya baktı.

"Benim artık öyle bir abim yok. Benim için bugün öldü. Sadece yaşaması için ölmesin diye kabul ettim lakin onu ömrüm boyunca asla affetmeyeceğim."

"Ablam Mirhan abiyi çok seviyordu. Annem onu zorla evlendirmeye kalkışınca kaçmaya karar verdi. Yoksa katiyen böyle bir şey yapmazdı."

"Peki ya biz Hivda biz ne yapalım. Bizim kaçacak bir yerimiz de yok. Özellikle benim ne olacağım belli bile değil. Benim vebalimi kim ödeyecek. Havin çok sevdi Mirhan aşık oldu. Zerya ne yapsın."

"Zerya Azad abimi tanısan çok seversin. Belki sizin için doğru olan budur. Abimin sert yapısına bakma aslında çok iyi biridir."

"Hivda ya ben abini tanımak istemiyorsam, onun beni sevmesini beklemiyorsam o zaman ne olacak. Farkındaysan olan sadece bana oldu. Beni yaktılar. Bekliyorlar ki diri diri mezara gireyim ama ben bugün zaten öldüm. Sadece gömülmedim.

" Zerya bu kadar ön yargılı olma, Mardin kızlarının yarısı abimle evlenmenin hayallerini kuruyordu. Emin ol tanıdıkça sen de seversin."

Zerya tam da cevap vereceği sırada Gewer'in bağrışlarını duydu. Önce inanamadı sonra pencereyi açıp dikkatlice dinledi. Evet bu sevdiği adamın sesiydi. Yanında ki Hivda'yı itip hızlıca kapıya doğru koşmaya başladı. Hivda arkasından bağırsada Zerya kapıyı açıp aşağıya doğru merdivenleri hızlıca indi.

*
*
*

Azad Saruhan Zerya'yı kız kardeşine emanet edip aşağı indi. Adımlarını aşiret konularını konuşup toplandıkları odaya yönlendirdi.

(Toplandıkları oda)

Amcası kuzenleri ve aşiret büyüklerinin çoğu toplanmıştı. Azad gidip hepsiyle selamlaştı. Amcasının sorularını cevapladığı gibi geçip yerine oturdu. Amcası her ne kadar önceden karşısında dursada sonradan hep yanında duruyordu.

Kısa bir süre sonra Mirşahlar geldiler. Gewer ve Bekir Mirşah Azad Saruhan'a öldüreceklermiş gibi bakıyorlardı. Bakışlardan bile Azad onların kim olduğunu anladı. Ferzan Mirşah'ı zaten tanıyordu.

Bahoz Saruhan boğazını temizleyip, "Mirşahlar konağımıza pek hoş geldiğiniz söylenmese de hoş geldiniz."

Bekir Mirşah yılların bile çöktüremediği adama alttan bakıp. "Pek hoş geldiğimiz söylenemez Bahoz Saruhan. Kızım gözümün nuru sabahtan beri kayıptır. Diyarbakır bakmadığımız yer girmediğimiz hane kalmamıştır." bakışlarını odada gezdirip "Şimdi de size sormak istiyorum. Kızım Zerya Mirşah burada mıdır?"

Bahoz ağa konuşacağı sırada Azad bakışları ile izin isteyip " Hayır Bekir bey, Zerya Mirşah burada değildir." kuruyan dudaklarını ıslatıp " Çünkü o artık bir Saruhan'dır. Yani Zerya Saruhan. "

Azad bakışlarını Gewer Mirşaha çevirip" Bugün nikahımız kıyıldı. Kendisi artık benim karımdır."

Mirşahlar ve diğer aşiretler şaşkınlıkla baktılar. Ne demek evlenmek hemde kızın ailesinden izinsiz. Bekir Mirşah kalbinin sıkıştığını hissetti. Gewer ise nefes alamadığını elini sıkışan göğsüne koydu. Gömleğinin ilk üç döğmesini açıp sıkışan göğsünü okşadı. Kalbinin düzensiz atışlarını kendisi bile duyuyordu.

Azad ise bakışlarını hiç çekmeden Gewer 'i izliyordu. Tepkilerinden yanılmadığını alıyordu kim olduğunu Zerya'nın ben başkasını seviyorum deyişi kulaklarından gitmiyordu. Artık onun karşısındaki adam olduğundan emindi. Bekir Mirşah' ın "bu da ne demek oluyor. Kızımla benden izinsiz evlenme hakkını sana kim verdi."diye kükremesiyle Azad rahat bir tavırla "evet haklısınız kızınızla sizden izinsiz evlendim. Oğlunuz Mirhan nasıl benden habersiz kardeşimi alıp götürüyorsa ben de sizden habersiz kızınızı aldım."

Bekir Mirşah yolda oğlunun yaptığı reziliği öğrenmişti lakin bu demek değildi yapılanı kabul edeceği yalnız odadaki herkes farkındaydı Azad Saruhan kısasa kısas yapmıştı.

" Mirhan'ın yaptığı doğru değildir. Senin yaptığın da! Başka bir çözüm buluna bilinirdi. Olmadı Mirhan ve Havin yaptıkları şeyin cezasını çekerdi. Günahı olmayan kızım Zerya bu bedeli ödemeye mecbur değil."

Azad artık kayınbabası olan adamı şaşkınlıkla dinledi. Ne yani oğlu için ölüm bile çıksaydı, kızını vermeyecek miydi? Gerçi Bekir Mirşah'ı araştırırken kızını vermeyeceğini az çok tahmin etmişti.

" Artık iş işten geçti. Zerya benim nikahım da ve emin olun hiçbir güç bunu değiştiremez. Onu kimseye vermem ve kimsenin benden almasına asla izin vermem."

Gewer amcasına saygısızlık yapıp konuşmasını kesmek istemiyordu ama artık kendisini tutamıyordu.

"Ne demek değiştirmez nasıl kimse alamaz. Zerya'yı alıp gitmek için geldik. Kendi başına kıydığın nikah bizim umrumuz da bile değil. Mirhan kardeşini mi kaçırdı Mirhan orada, Havin orda aşiretler toplanır ortak bir karar verir uygularız. Zerya kimsenin bedeli olmayacak Saruhan."

Azad özellikle Gewer'in konuşmasını bekliyordu. Bugün onun Zerya için olan bütün umutlarını keyifle yıkacaktı.

" Sen kimsin bilmiyorum ama önce büyüklerin dururken konuşmamayı öğren, sonrasına gelirsek ben nikahımı Allah katında kıldım. Kulun kabulu umrumda bile değil. Ve Zerya artık benim karım hiçbir kuvvet onu bu konaktan alamaz. Mirhan orada istersen gidip kafasına sıkabilirsiniz umrum da bile değil." bakışlarını Gewer'den almıyor kesin ve net konuşuyordu. Duruşu kendinden taviz vermeyen tavrıyla ben ağayım hüküm benim dedirtiyordu.

" Aşiret kararına gelirsek ben Mardin ağasıyım. Burada benim kararımın üstüne laf söylenemez, ben de berdel kararı aldım. Mirhan'ın bekar kız kardeşi sadece Zerya var. Mecburen berdel de onunla oldu."

Gewer salı kalmak için kendiyle savaş veriyordu artık. Hadsizce konuşmaya devam eden adamın üstüne atlamamak için kendisini zor tutuyordu.

" Ben Gewer Mirşahım! Evlendiğim dediğin kızın sözlüsü, erkek adama başkası ile sözlü kıza nikah kıymak yakışmaz. Yaptığın yanlıştır sözlü bir kızı kaçırmak nerede görülmüştür. Aslında hüküm belli Mirhan ile beraber senin de ölüm hükmün verilmeli. "

Azad bunu beklemiyordu ama asla geri adım atmayacaktı.

"Yalan söylemeyi bırak Zerya'yı araştırdım. Söz filan yok. Sadece bu gece ailelesine açılacakmışsın. Bana gelince cesaretin varsa hakkım da hüküm verebilirsin. Tabi buna gücün yetiyorsa" Gewer'e daha fazla muhatap olmamak yüzünü çevirip
"Neyse çok uzatmıyacağım Mirhan evimizden kızımızı alıp kaçırmıştır. Aile onurumuzu hiç düşünmeden yerle bir etmiştir. Ben de Mirşah kızını hiç düşünmeden aldım. Yani kısasa kısas yapıldı. Kabullenip kabullenmemeniz beni bağlamaz."

Aşiretlerin önde gelenleri kendi aralarında konuşmaya başladı. Azad Saruhanın yaptığı doğru değildi. Evet Mirhan kızlarını kaçırmıştı ama böyle bir karşılık fazlaydı.

Bekir bey öfkeyle dinliyordu karşısındaki adam saygısızca konuşuyordu yeğeni Gewer'e eliyle sus işareti yapıp Azad Saruhana döndü.

"Bak Azad, oğlum hata yapmıştır kabulüm. Ben bunun karşılığın da başka bir yanlışa göz yumup susmam. Kızlarım bana önce Allah'ın emanetleridir. Ben de onlar başkaları için heba olsun diye yetiştirmedim. Eğer istersen malım mülküm, yok dersen başlık olarak istediğinizin on katı, ona da yok diyorsanız Mirhan'ın canı. Hepsi kabulüm! Ama kızım olmaz. Ben kızımı tanımadığı bir adama ömür boyu onun insafına bırakmam. Şimdi çağır kızımı gelsin. Burada bizim şahitliğimiz de kıydığın nikahı boz. Bu gece dediklerimi düşün. Burada ki herkes şahidim. Yarın kapıma sana sunduğum hangi seçenekle gelirsen kabulüm."

Azad ve odadaki herkes şaşkınlıkla Bekir Mirşah'ı dinliyordu. Kızı için her şeyden vazgeçmeye hazırdı. Gerekirse oğlunun canıda demişti. Bekir Mirşah'ın oğulları babaları ile gurur duyuyorlardı. Kimse ondan böyle bir şey beklemiyordu. Azad bir yandan aldığı kararın doğruluğunu yaşıyordu. Böyle bir insanla akraba olmak, herhalde herkese kısmet olmazdı.

Şimdiye kadar hiç konuşmayan Servet Mirşah boğazını temizleyip söze girdi bu sefer.

"Eğer bunlar yetersiz geliyorsa, sadece abim Bekir'in değil ben ve kardeşim Yaşar'da üstümüzdeki tüm malı Saruhanlılara başlık olarak vermeye hazırız. Saruhanlılar isterse üstüne, biz üç Mirşahta hemen yarın ailelerimizi alır. Malımızı mülükümüzü bırakır Diyarbakır'ı terk ederiz. Size garanti de veririz. Bir daha sizin olduğunuz hiç bir toprağa ayak basmayız."

Saruhan aşireti Mirşahlıların kızları için verdiği mücadeleyi hayretler içinde dinliyorlardı. Şimdiye kadar böyle bir şeye kimse şahit olmamıştı. Mirşahlılar kızları için her şeyden vazgeçmeye hazır duruyorlardı.

Bahoz ağa boğazını temizleyerek söze başlamak istedi ama ne söyleyeceğini ne diyeceğini hiç bilmiyordu. Sadece şöyle bir gerçek vardı. Böyle bir aile ile akraba bile olmak onur verirdi.

"Bekir bey sizde bazı şeylerin farkındasınız. Zerya bu eve gelin olarak geldi artık. Biz de boşanma diye bir şey olmaz. Bundan sonra ne desek de boş. Bu yüzden gelin siz de olumlu davranın iki ailede üstümüze düşeni yapıp ortak yolu bulalım.

Bekir Mirşah ortak yolun ne olduğunu biliyordu. Bunu da asla kabul etmeyecekti.

"Bahoz ağa yaşına hürmet duyuyorum. Ama hiçbir neden kızımı sevmediği bir adamın yatağına mahkum edemez. Ben birileri mutlu olacak diye kızımı istemediği bir hayata mahkum edip, gece yastığa kafamı huzurla koyamam. Buyrun gelin konuşalım kızım dışın da olabilecek her türlü karar kabulüm. Oğlumun infaz kararı da dahil."

Azad sessizce dinledi Bekir Mirşahı bilmiyordu. Bilse kızının neler yaşadığını o yatağa çoktan girdiğini şimdi anlıyordu, anında sıkardı kafasına! Zerya'nın ilkini kötü hatırlayıp ondan nefret etmemesi için durmuştu. Lakin yatağına girmeyi kabul edip orada itiraz etme eşiyle Gewer'e aşık olmadığını kanıtlamıştı. Ya da Azad yanılıyordu.

Gewer ise ailesine bir kez daha hayranlık duyuyordu. Böyle bir aileye sahip olduğu için her zaman kendisini çok şanslı hissetmişti. Şimdi bir kez daha şükrediyordu.

"Bakın Bekir bey, ben kızınıza nikah kıydım. Bunun dönüşü yok. Hiçbir kuvvet artık Zerya'yı benden alamaz. Madem siz her kararda varız dediniz. Buyrun oturun biz de varız ama karım Zerya'nın için de olmadığı her karara varız. Ben artık onu ne boşarım ne de bırakırım. "

Gewer duydukları ile delirmek üzereydi. Ne demek boşamam bırakmam. Kulaklarında karım diyen ses yankılanıyordu hayır Zerya sadece onun du kaç yıldır bekliyordu sevdiğini sevdasını. Şimdi nasıl bir başkası hak idda eder, benim derdi. Aklı almıyor delirmek düşündükçe delirmek üzereydi.

" Bu gün sözümüz kesilecekti. Sınav sonuçları açıklanacaktı ve sen kalkıp ben bilmem ne yapmam diyorsun. Nikahın umrumda değil. Öncelikle Zerya mal değil insan, o benimle olmasa bile senin gibi biriyle hiç olmasın."

Azad kendisine sabırlı ol desede sabrının sonu vardı.

" Bir daha karım hakkında sen yorum yapma, bu saatten sonra kimse onu elimden alamaz. Mirhan kız kardeşimi kaçırdı. Bedelini Zerya ödedi. İster kabul edin isterseniz etmeyin. "

Gewer daha fazla dayanamayıp boşayacaksın diye bağırmaya başladı. Karşısındaki adam yaptığı yanlışı bile kabul etmiyordu.

Bağrışlar konağı inletiyordu. Ne Saruhanlılar geri adım atıyordu. Ne de Mirşahlar kabul ediyordu.

Ortalık bu kadar karışıkken kapıdan görünen ile Azad kıpkırmızı oldu. Hivda'ya onu aşağıya asla bırakma demişti.

Hivda kapıda Zerya'yı çekiştirmeye çalışsa da bir türlü başarılı olamıyordu.

Azad öfkeyle "Hivda çıkın dışarı" diye bağırınca sesler kesildi.

Zerya'nın sadece "baba kurtar beni" diyen sesi duyuldu. Odadan çıt çıkmıyor herkes genç bir kızın baba diye feryad edip ondan umut bekleyişine üzülüyordu.

Birazdan konakta büyük bir kıyamet kopacak ve iki aşiret bir birine girecekti.

Evet kitabı beğendinse lütfen yıldıza basmayı unutma, hatta şimdi baş.

Kitap ve bölümlerden haberdar olmak watpad hesabımı burayı Jutenya_ tıklayarak takip edin. 10 k olmamıza az kaldı ve sizi de watpad ailemde görmeyi çok istiyorum.

İnstagram hesabım jutenya82_

Tiktok hesabım watpaddjutenya_

Twitter hesabım Jutenya_

Lütfen takip edin bundan sonra bölümlerden sonra tiktok ve Twitter da sohbet edelim diyorum.

Sizde isterseniz düzenlemeden sonra başlarız.

Continue Reading

You'll Also Like

376K 38.8K 46
Okulun en güçlü alfası Kim Taehyung'un kurdu okula gelen yüzyılın deltasıyla birlikte tuhaf davranmaya başlamıştı. Okula gelen Delta'nın amacı ise ço...
137K 5K 35
Her şeyden kaçıyordu oysa ki, Aklında dönüp duran kirli anılardan, cevabını bulamadığı sorulardan ve geçmişinden. İçindeki fırtınada savrulup duruyor...
125K 4.2K 70
Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga geçip uğraşan bir kızın hikayesi
1.9M 101K 42
*Wattys2021 Romantizm Kazananı* Çağlar 27 yaşında, sorumluluk almayı sevmeyen bir adamdı. Abisi ve yengesinin ölümünün ardından hem yetim hem de öksü...