Romeo and Juliet❞

Von _atlantias

41.5K 3.9K 1.2K

... Başlangıç: 10 Mayıs 2019 Yazan: Atlantis Mehr

peluş oyuncaklar ve alçı
kalpli kutu
yeni komşu
öğle arası
kötü birisi değil
kötü ama güzel
uzaklarda
🍓°1
🍓°2
🍓°3
🍓°4
🍓°5
🍓°6
🍓°7
🍓°8
🍓°9
🍓°10
🍓°11
🍓°12
🍓°13
🍓°14
🍓°15
🍓°16
🍓°17
🍓°18
🍓°19
🍓°20
🍓°21 ✨1/2
🍓°22 ✨2/2
🍓°23
🍓°24
🍓°25
🍓°26
🍓°27
🍓°28
°29
°30
°31
°32
°33🦋
°34🦋
°35🦋
°36🦋
°37🦋
°38🦋
°39 "Düşüş"
°41 "Fenerler Ve Birtakım Dilekler"
°42 "Tanıdık Yerler Ve Eski Şeyler"
"Ve İşte Her Şey Böyle Oldu" Final: Part/1
Final: Part/2 SON

°40"Ne Hoş Bir Tesadüf Di Mi?"

362 45 16
Von _atlantias

Kafede yalnız bir şekilde oturup yeni aldığım eskiz defterine bir şeyler karalıyordum.
Hoştu ama sadece karakalem yapıyordum.

Az önce mesaj atan öğretmenimin beni davet ettiği tiyatroya gitmekle gitmemek arasında kalmıştım. Ayrıca beni yazları eğitim verdiği tiyatro kursuna davet ediyordu. Yani artık yazın ortasındaydık ama dersler başlayana kadar onunla durabileceğimi söylemişti. Hatta vaktim olursa dersler başladıktan sonra da öğrencilerine bakabilirmişim.

Açıkçası henüz eğitim aşamasında bir öğrenci olduğumu düşünmüyordum, liseye giden gençlere ilham olabilecek birisi de değildim.

Fakat deneyim için neden olmasın diye düşünmüştüm.

Eskiz defterimi kapattığım sırada telefonuma gelen mesaj bildirimine baktım.
Ansız bir şekilde, Jimin'den bir mesajdı. Sadece basit bir şekilde karşıya bak yazıyordu.

Başımı kaldırıp meraklı gözlerle mesajda dediği gibi karşıya baktım. Bana el sakladığını gördüğüm Jimin benden oldukça uzakta sayılabilecek bir masada tek başına oturuyordu. Hızlı bir şekilde kalkıp yanıma gelirken eskiz defterini kapatıp bir kenara koydum.

"Naber?"

Nazik bir şekilde gülümseyerek karşıma oturduktan sonra sandalyesini düzeltti.

"Fena değil işte, senden?"

"Her zamanki gibi. Niye tek başınasın?"

Kırmızıya yeni boyadığı saçlarını düzeltirken gözlerim oraya kaymıştı. Gerçekten alımlı bir erkekti ve ilgi çekiciydi de.

"Tek başıma olmak iyi geliyor. Son zamanlarda favorim, asıl sen niye yalnızsın?"

"Ben başka birisini bekliyorum aslında, uzaktan seni gördüm ve sen olduğundan emin olmak istedim. Bir ay öncesine göre farklı görünüyorsun biraz..."

Kibar bir şekilde 'sen bitiksin' demeye çalıştığını anlayıp gülümsemiştim.

"Evet, yani... Elimden gelenin en iyisi bu.

"Kahverengi yakışmış, doğal görünüyor."

"Hayır hayır, centilmen olmaya çalışma. Berbat göründüğümün farkındayım ama senin yeni saçların cidden çok iyi duruyor."

Gülümsedikten sonra tekrar saçlarıyla oynadı.

"Umarım gelecek olan kişi de beğenir, küçük bir date'e çıktım aslında."

Heyecanlı tavırlarına karşın gülümsedim.

"Merak etme yanında kesinlikle sönük kalmazsın, kim olsa seni beğenir."

"Yani... Bir süredir konuşuyoruz aslında ama sadece bir kaç kere buluşma şansımız oldu. Kendisi fazlasıyla meşgul birisi, üniversiteden geçen sene mezun olmuş. Aslında baya havalı, fiziği ve yüzü... Ah~ her neyse."

Heyacandan bir çırpıda bitirdiği konuşmasına istemsizce güldüm, heyecanlanıyor olmalıydı ve şirin görünüyordu. Karşıdaki kişiyi merak etmiştim ama Jimin'in yanında gerçekten sönük kalabilirdi.

"Senin adına sevindim, eminim ki o da senden hoşlanıyordur zaten."

"Umarım..."

Bu sırada yakınlarda bir masada bulunan kalabalık kız grubunun bulunduğum masaya olan bakışları dikkatimi çekmişti. Dikkatlice o yöne baktığımı gören Jimin de oraya döndü.

Çok net seçemesem de bir kaç kişinin bana ve Jimin'e bakıp konuştuğunu görmüştüm. Başta Jimin'in beğendikleri için baktıklarını düşünmüştüm... Ama hayır, bunun ne olduğunu biliyordum. Son zamanlarda azalmış olsa da bir ay boyunca buna benzer tepkiler görmek beni alıştırmıştı ama her zaman için rahatsız ediciydi.

Jimin ilerideki masaya baktıktan sonra döndü, endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Tepkimi ölçmeye çalışıyordu, nasıl hissettiğimi anlamaya.

"Hey bak onları takma tamam mı? Ne yaşadığını ve hissettiğini senden başka kimse bilemez, onlar sadece konuşuyorlar."

"Biliyorum, biliyorum. Bu ilk kez karşılaştığım bir şey değil ne yazık ki."

"Yaşadığın şeyler için gerçekten özür dilerim keşke yapabileceğim bir şey olsa, insanları susturmak gerçekten zor. Jungkook kesinlikle böyle olsun istemezdi, ilişkiniz bitse de o senin her zaman arkanda ve insanların senin dedikodunu yapmasına çok kızıyor. "

"Teşekkür ederim Jimin ama ortada senin özür dileyeceğim bir şey yok ya da bunları söyleyen sen olmamalısın. Jungkook sadece sosyal medyada bir kaç şey söyleyerek hakkımı savunuyor ama bir işe yaradığını sanmıyorum. Gördüğün gibi... Başımın çaresine bakabilirim, nasıl olsa zamanla unutulur."

"Bu arada, seninle hiç konuştu mu?"

"Hayır, neden?"

"O zaman haberin yok... Siz ayrılmadan önce çalıştığı albümü hatırlıyor musun? Uzun süredir üstünde çalıştığı ama kimseye bahsetmediği."

"Evet biliyorum ama bana da hiç dinletmedi."

"Evet bunu biliyorum, konu bu değil. Albümü siz ayrıldığınız dönemlerde yayınlayacaktı fakat erteledi, haftaya çıkmasını bekliyoruz. Bize bile anlatmamıştı ama yakın zamanda kendisi söyledi. Albümdeki bütün şarkılar birlikteliğiniz boyunca sana yazılan şarkıları kapsıyormuş. İkinci yılınızı bununla kutlamayı istemiş bu yüzden kimseden yardım almadan kendisi yapmış ve kimseye göstermemiş."

Şaşkın bir şekilde Jimin'in dinlerken tırnaklarımı yememek için duruyordum. Şaşırmıştım evet. Hemde çok.

"Ayrıldıktan sonra yazdığı şarkıları da albüme eklemek için beklemiş. Bir ara ayrılığınızın bu albüm sonrası düzelebileceğini düşündüğünü zırvalıyordu. Olmaz di mi?"

Başımı hızlıca iki yana salladım. Hala şaşkınlığımı atmaya çalışıyordum. Ne düşüneyim ya da hissedeyim bilememiştim.

"Hayır, hayır. Geri dönemem, dönmem. Olmaz, gerçekten onunla geçirdiğim zamanlara minnettarım ama ikimizi de bir daha aynı girdabın içine sürüklemem."

"Bunları duymaya ihtiyacı var Chaeyoung. Bunları bizzat senden duymalı ve bu ilişkiyi artık tamamen bırakmalı. Ayrılığınızı nasıl atlatıyor hiç birimizin haberi yok çünkü kimseyle konuşmuyor, stüdyoda geçiriyor bütün gecelerini."

"Benim hiç bir şeyden haberim yok..."

"Üzerinde nasıl bir baskı olduğunu hepimiz görüyoruz, Jungkook kısmen ortadan çekilmişken bütün herkes ilişkiniz bittikten sonra sana döndü. Herkes konuşmak için bir şeyler arıyor ve Jungkook düzgünce bir yaşam belirtisi bile göstermediği için sana yüklenmiş durumdalar."

"Evet... Öyle..."

"Uzun süredir Jungkook'la görüşmedim ve sadece iki telefon görüşmesi yaptım. Birisinde albümden ve geri dönmekten bahsetti. Bir önceki de sana karşı yapılan saldırılara karşı sinirini anlattığı bir konuşmaydı bu kadar."

"Anlıyorum, bana anlattığın için teşekkür ederim, sen söylemesen kimseden duymazdım gerçekten."

"Ne demek, Jungkook'un arkadaşıyım ve senin de. Ne zaman istersen yazabilirsin... Ah, telefonum çalıyor bir saniye."

O telefonu açtığı sırada ben de kafenin camıdan dışarıyı izlemeye koyuldum. Hava güzel görünüyordu, kalabalığın arasında bir dükkandan çıkan tanıdık yüzle dikkatimi oraya verdim. Etrafa bakındıktan sonra beklemediğim bir şekilde gözleri benimkileri bulmuştu.

Ve sonrasında bana el salladı.
Pekala, gözleri cidden iyi görüyordu.

Jimin telefonunu bıraktığında ona döndüm.

"Namjoon gelmiş, o zaman ben kalkayım."

"Ah, ben de kalkıyorum şimdi."

Ve birlikte kalktıktan sonra Jimin masasına geçti, bende kafenin dışına.

Yürürken çantama eskiz defterini ve eşyalarımı koyup kafeden çıktığımda dışarıda beni bekleyen kişiyi gördüm.

Bir kaç metrelik bir mesafeden gülümseyerek bana bakıyordu.

"Ne hoş bir tesadüf di mi?"

Ve ben de gülümseyerek Jisoo'nun yanına yanına gittim.





Weiterlesen

Das wird dir gefallen

154K 15.9K 30
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
8.9K 833 33
Her gün en sevdiği Hocası ve sevdiği kadın olan Jihyo'ya beslediği aşkı günlüğüne yazan Sana ve o günlüğü şans eseri bulan Jihyo. Aşkları karşılıklı...
979 54 9
Dudağındaki yalanların tadı, o hissi hep özlediğimi biliyorsun değil mi?
250K 23.7K 25
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...