Wolfsbane Prophecy - Larry...

By xxbomxx

12K 1.2K 1.9K

**Kitapta herkesin eli herkesin cebinde olacak çok şey etmeyin** Sürünün sahip olduğu tek omega Harry, Büyük... More

Pilot Bölüm
1~) Kontrolsüz
2~) Sürünün Bereketi
3~) İstenmeyen Evililik
duyuru
4~) Louis Tomlinson
6~) Kontun Oğlu
7~) Kılkuyruk Niall ve Eldoris
8~) Geçmişin İzleri
9~) Harry'nin Kozu
10~) Kış Bahçesi
11~) Harry'nin odası
12~) Terzi
13~) Çay Partisi
14~) Koruluk
15~) Kont Harry Edward Catawba
16~) Dengeler
17~) Kurnaz Tilki
*Bilgi Bölümü*
18~) Sırlarını Anlat
19~) Sir Eldoris
20~) Kızışma
21~) İhanet

5~) Zayn'in Betası

544 63 131
By xxbomxx

"Aşk olmadan seks, anlamsız bir deneyimdir; fakat anlamsız gibi görünen deneyimler müthiş güzel olur."

~Drew Carey

Zayn, daha insanlar ona olan düşüncelerini ayarlamadan araya girdi.

"Kıymetli annen nasıl?"dedi Zayn, eşi omega olduğu için daima insanlara ufak bir yargılama payı dahi tanımıyordu.

"Öldü."

Louis'in sesi sert ve donuktu. İçindeki koca öfkeyi gizlemeye çalışıyordu.

"Üzüldüm. Taziyelerimi kabul et."

Louis başını eğdi. Dişlerini sıkmaktan çenesi kasılmıştı. Kendini hızlıca toparladı.

"Üzüntünüzü hissediyorum."

Niall kolunu onun beline sardı.

"Liam'ın yanında kalıyor!" Dedi, neşeli bir sesle. Ağzından yoğun bir alkol kokusu dağılıyordu. Sarhoş bedeninin yükünü onun üzerine verdi.

"Nereden tanışıyorsunuz?"dedi Zayn, Liam'a dönüp. Sesini kısıp sevgilisi ile özel konuşuyordu.

"Geçen yıl çıktığım seyahatte karşılaştık. Catawba sürüsünden olduğumu duyunca gelip benimle tanıştı. Annesinden bahsetti."

"Kiminle gitmiştin?"dedi, o geziden haberi olmadığı için.

Liam elini onun omzuna götürdü.

"Niall, canımın çok sıkıldığı bir ara beni mutlu etmek için şehir dışına çıkarmak istemişti."

Zayn, haberinin yeni olduğu bu seyahatten hiç hoşlanmamıştı. Liam'ın her hareketini, her adımını, her saniyesini bilmek istiyordu. Özellikle yanında başka biri ile gezmesi onu çileden çıkartıyordu. Ama Niall'a karşı sonsuz bir güven içinde olduğundan, bu kısmı onu rahatsız etmiyordu.

"Sürüde sanırım bir omeganız daha var."dedi Louis, Zayn'in dikkatini yeniden üzerine çekerken. "Öyle duydum."

Zayn yeniden göz ucu ile Liam'a baktı. Ona, Harry'den bahsetmiş olmasından rahatsız olmuştu.

"Nerden duydunuz?"

"Hanesak sürüsü bahsetti. Sürülerinde çıkan tek omega ile evlenmiş alfaları. Sadece soyları ilerlesin diye. Onların çıkardığı dedikoduya göre, çok daha yakışıklı başka bir beta ile ilişkiniz varmış. Kontum, sanırım sürünün bereketi omega değil, sizsiniz."

Etraftakiler hemen Zayn'in tepkisine yöneldi. Onun yüzünde, erkekliğinin okşanması ile beliren gülümsemeyi görünce herkes yeniden gülmeye başladı. Zayn bunu hakaret olarak saymamıştı. Aksine, Harry'nin onurunu zedelediğini düşünmeden Liam ile yasak aşk yaşamak onu gururlandırıyordu.

"Bu gece benim misafirim olun. Sizinle uzun uzun sohbet etmek isterim."

Louis, gelen bu onore eden teklif ile belini bir kez daha büktü.

"Misafirimi çalıyorsun!"dedi Liam, dudaklarını büküp. Liam hiçbir zaman misafirlerin yanında cilveleşmekten çekinmiyordu. İki elini Zayn'in omuzlarına koyup kısa bir masaj yaptı. "Ben yalnız kalacağım o zaman.."

Zayn elini tutup öpmek, onu kucağına çekmek istiyordu. Kendine hakim olup Louis'e döndü.

"Bak arkadaşın hemencecik nasıl bağlanmış sana?"

Louis kısaca gülüp geçiştirdi.

"İsterseniz eşinize de danışın. Misafir istemeyebilir."

Zayn buna tam gerek olmayacağını söyleyeceği an, bu kadar kalabalığın arasında çocuğun hızlanan kalp atışını duydu. Dönüp dolaşıp konuyu eşine getiriyordu. Onunla tanışmak için heyecan duyuyordu.

Herkesin Harry'e karşı büyük ya da küçük bir zaafı vardı. Ya onun yüzünün ya da kalbinin güzelliği konuşulurdu. Zayn, onlardan yaşca küçük çocuğun bu heyecanını hayranlığa yorarak geçiştirdi.

Ayağa kalktı.

"Elbette misafir ister. Harry misafire bayılır. Ama sen onun değil, benim misafirimsin. Sana bir oda hazırlasınlar."

O hizmetlilere emir verirken Liam, Zayn'in yanından usulca ayrıldı.

Louis'in yanına geçip hemen koluna girdi. Onu kalabalıktan uzaklaştırıp bahçeye doğru ilerletti. Louis anlamadan peşinden sürükleniyordu.

Kalabalık arkalarında kaldı. İkisi de dış kapının önündeki taştan terasın en köşesine doğru yürümeye başladı. Liam, koluna girdiği bu genç oğlana çarpık bir gülümseme ile bakıyordu.

"Her tanıştığına kendini ne çabuk sevdiriyorsun! Az önce yaptıkların da kulağıma geldi. Bayan Smith ile kırıştırmışsın! Yaşlı kadın.. kocası da yanı başında."

Louis yüksek bir kahkaha attı. Çocuğun sesi, kahkahası, hareketleri, her şeyi insanları kendine çeken bir auraya sahipti.

"Huyum kurusun. İnsanlar ya bana bayılır ya da aşık olur. Ben ne yapabilirim?!"

"Kes şunu!"dedi Liam, ufak bir kahkaha ile. Kapıdan iyice uzaklaştılar. "Burası senin geldiğin yerlere benzemez. Kimsenin eşi ile burada sevişemezsin. Hemen yaftalarlar seni.."

Louis, Liam'ın hayatına dair gerçekleri biliyordu. Ufak bir bakışı ile bu koluna giren çocuğu susturdu.

"Bunu demeye mi çektin beni buraya. Bence Sir Smith, karısının hala alıcısı olduğuna sevindi."

"Çok kabasın, Louis William Tomlinson!"

Louis bir kere daha kahkaha attı.

"Yapmaaa! Burası namuslu geçinen sürtükler ile dolu-"

"Neden Sir Harry'i sordun. Kont biraz rahatsız oldu. Eşinde gözün var sanacak."

Louis onun kolundan çıkıp en köşede beton trabzanlara yaslandı. Liam'ın ellerinden tuttu. Liam şaşkınlıkla onun bu temasına bakarken Louis, gözleri parlayarak ona bakıyordu. Yüzünde masum bir gülümseme, sanki ona yıllardır âşık gibi bir bakış ile ellerini okşadı.

"Onun eşinin sen olduğunu sanıyordum."

Liam bir anlığına, bu tatlı çocuğun büyüsüne kapıldı. Gözlerini hemen başka yöne çevirip ellerini ondan uzaklaştırdı.

"Sana dedim. O evli. Ben yalnızca... onun.. sevgilisiyim."

"Ne oldu ahlak abidesi?"

"Bu ayrı bir şey. Ben evli bir adamla görüşmüyorum. Zaten görüştüğüm bir adam, kaide ve kurallar gereği sevmediği bir adam ile evlenmek zorunda kaldı. Ben de hayatımın aşkını bu yüzden bırakamazdım.."

"Niall denen zevzek sana onun metresi dedi ama."

"Dediğin gibi, zevzek! Beni sinir etmek için yapıyor."

Louis taştan trabzana iyice yükünü verip yeniden Liam'ın ellerini tuttu. Ondan uzak durmaya çalışan çocuğu kendi tarafına çekti.

"Eşi nasıl peki? Onu bana anlatsana."

Louis sesindeki heyecanı ve merağı gizleyememişti. Her gece rüyasına giren, onu buraya çeken bir hayaldi. Gerçek mi hayal mi bi bağ mı anlam veremiyordu ama o çocuğun içindeki yalnızlığı ve ona yakarışlarını aklından çıkaramıyordu. Onun kokusunu, saçlarını tanıyordu. Vücudunu, gözlerinin rengini, buklelerini tanıyordu.

Liam gözlerini devirdi. Ellerini okşayan çocuğa bu sefer izin vermişti. Louis'in yüzü ve dudakları ne kadar masum davransa bile bakışları, onun ne istediğini ele veriyordu.

"Çirkin."dedi Liam, dudaklarını bükerek. "Ama herkes ona bayılıyor. Zayn bile sevecek onu neredeyse. Çok temiz, çok masum, çok iyi kalpli... Çok güzel!"

"Senden daha güzel olamaz..."

"Sen onu az önce görecektin bir de. Zayn'in, onun için benim seçtiğim hediyesi ile salınıp durdu. Kucağına oturdu, öpüştüler, koklaştılar!"

"Göremedim.. Ama hala eminim ki sen daha güzelsin."

Liam omzu silkti ama yüzünü çoktan bir çocuk gibi asmış, çocuktan gelen ilgi ve teselli ile doymak istiyordu.

"Ah, Liam.." Liam'ın ellerini dudaklarına götürdü. Avcunun içini öptü. "Zayn bence eşine çoktan aşık olmuş."

"Ne?"

"Evet, öyle. Ben şüphe ile kuruntunun, gerçek ile paranoyanın arasındaki farkı anlarım. Dediğin gibi, eşinden bahsetmemden bile rahatsız olan adam, gece sende misafir olmamdan rahatsız olmadı. Ya da bakışları ile seni soyan Niall'dan seni kıskanmadı."

"Öyle mi diyorsun?"

Louis onu kendine çekti. Onu bacaklarının arasına çekip bir kolunu onun beline doladı. Öteki elini onun yüzüne götürüp gözlerini, utanıp ondan kaçan gözlere kilitledi.

"Ondan ayrıl demiyorum. Kesinlikle. Yalnızca o iyilik meleği gibi gözüken aşufte aklını bulandırıyor."

"O zaman ne yapmalıyım?"

Louis'i tanıyalı birkaç gün olmamıştı ama şimdi her şeyi ona danışıp karar vermek mantıklı geliyordu.

Louis'in onun yüzünü okşayan eli saçlarına, belini okşayan eli kalçalarına indi.

"Hayır, Louis. Bunu bana yapamazsın!"

Liam kendini geri çekmek için ellerini onun göğsüne koydu ama Louis onu daha sıkı tutup kendine çekti.

Verandanın en köşesinde, karanlık kuytuda ona her şeyi yapabilirdi ama birinin köşeye gelmesi, seslerini duyması ya da üst kattan bir pencerenin açılması onları rezil edebilirdi.

"Neden?!"dedi Louis. Sesi ona çok ihtiyacı var gibi çıkıyordu ama bu çapkın gencin tek ihtiyacı vardı.

"Biz arkadaşız ve.. ve Zayn-"

"Arkadaşlık ile bunun ne alakası var?! Şimdi sevişir, sabaha yine arkadaş oluruz."

"Ben bunu yapamam!"

"Zayn de belki omegayı alıyordur yanına. Emin olabilir misin? Üç yıl ona hiç dokunmamış olması mantıklı mı sence?"

"Ben ona ihanet edemem!"

"Bu ihanet değil Liam. Bu bir ihtiyaç. İhanet kalp ile edilir, sen bedenini doyuruyorsun!"

Louis'in ince dudakları onunkilere yapıştı. Kollarında geri kaçmak için çırpınan kurt, onun tutkulu öpücüğüne karşı koyamamıştı. Tamamen teslim olmuştu. Soğuk gece ikisini de ürpertirken Liam'ın bedeninde kıvılcım ateşlemişti. Tüm ateş dudaklarına doluyordu.

Louis dudaklarına yapışan dudaklarını, daha fazla doyurmak için emmeye başladı. Aç ve ıslak öpücükler art arda veriliyor, Louis'in eli onun saçları arasında geziniyordu. Liam'ın bedenini sertçe duvara yasladı. Onu ilk gördüğünden beri bir ay olmuştu. Fazlasıyla beklemişti.

Liam'ın Zayn'den başkasına dokunmayan elleri utangaçtı. Louis ise bu utangaçlığı kapatıyordu. Dudaklarını emmek, ellerini bedeninde gezdirmek onun için çok sıradan ve yetersizdi. Daha fazlası gerekiyordu.

Köşeye iyice sıkıştırdı onu. Karanlığa gömüldüler. Louis onun üstündeki onlarca düğmeyi teker teker açmaya başladı. O düğmeler açıldıkça Louis'in sıkıştırması artıyordu. Liam iyice duvar ile onun bedeni arasında sıkışmıştı. Louis'in pantolonundaki çıkıntı, sağ bacağına doğru uzuyordu. Ergen bir çocuk gibi erkekliğini onun kasıklarına sürtüyordu.

Liam'ın üstünü soyunca dudakları da bedenine indi.

"Oh.."dedi Liam, henüz başlamışken. Bundan zevk almayı ummuyordu. Zayn dışında birinin ona zevk vermesini ummuyordu. Ama biraz şehvet biraz da Zayn'e duyduğu birikmiş öfke atmıştı onu bu durumun içine. Louis de sanki bunu hissetmiş gibi parmak bastırmıştı yarasına.

Dudakları göğsüne yapıştı. Bir bebek gibi göğüs ucunu emiyordu. Liam'ın sivrilen ve sertleşen göğüs ucu, dilini her vuruşunda daha belirgin bir hal alıyordu. Sanki o an iştahla emmezse ölecek gibiydi. Öteki elini onun kalçalarına indirdi. Yuvarlak sıkı kalçalarını avcunun içinde sıktığında, Liam'ın da sertleşen penisi, onun göğsünde hissedilmeye başladı.

Louis dizlerinin üzerine çöktü. Onun pantolonunu açıp penisini kavradı. Dışarı attığı uzvu sertleşmişti. Avucunun içine alıp ayağa kalktı. Et parçası elinde sertleşiyor, kalkıyordu.

Liam yaslandığı duvarda kıvranarak hazla doluyordu. Yeleğini ve gömleğini soydu. Her bir parçayı üzerinden soyduktan sonra, yalnızca bileklerinde pantolonu ile kalmıştı.

Louis bir elini baştan sona uzun penisin üzerinde gezdiriyordu. Ötekini onun bacaklarına götürmüştü. Bacaklarının arasını, kalçasını, belini okşuyordu.

"Sen alfan olmadan da boşalabilirsin. Alfan olmadan da doyurulabilirsin. Ona ihtiyacın yok, küçük beta."

Gözlerine bakamayan betayı omuzlarından tutup ters çevirdi. Göğsünü, soğuk duvara yasladı. Liam eliyle ağzını örttü ve ses çıkarmamak için kendini sıktı. Louis'in içine girmesini umuyordu. Onun hızlanmasını ve işini çok çabuk halletmesini istiyordu.

Louis kemerini çözdü. Tek eli ile penisini dışarı çıkarmak için pantolonunu indirirken, öteki eli ile saçlarını tutuyordu. Yarı okşuyor yarı çekiyor, onu duvarda sabitliyordu.

"Bana ne kadar aç bırakıldığından bahset. Bana ne kadar aç kaldığından bahset. Bana ne kadar buna ihtiyacın.." orta parmağını iyice yaladı. "...olduğundan bahset."

Liam'ın kalçalarının arasına yavaşça parmağını soktu. Deliğini bulmuştu. Etrafında tam tur döndürdü. Deliği kasılmış gelecek olan sert penisi bekliyordu. Diğerlerine göre hiç de dar olmayan deliği parmağı alırken Liam dişlerini eline bastırdı. Onun parmağını içinde hissediyordu. Sağa sola kaldırdıkça daha net ve daha acı vericiydi. İlk eklemine kadar soktu.

"İstiyorum..."dedi, genizden bir sesle.

"Korkma."

"Korkmuyorum.."dedi kısık bir sesle. Louis çenesini omuzuna koydu ve kulağına eğildi. Onu ürperten bir sesle;

"Utanma."dedi, asıl sorunu anlayarak.

Parmağını onun içinde yavaş yavaş gezdiriyor ve Liam'ın kısık inlemelerini duymaya çalışıyordu. Parmağını bir tık daha soktuğunda, Liam kasılarak kendini öne verdi.

Elini başından çekti ve omzuna koydu. Omzunu sıkıca tuttu ve orta parmağının yanında işaret parmağını da soktu.

"Ah! Louis.. bu iyi geldi. Devam et."

Liam gözlerini kapattı. Bedeni ısınıyor ve aralığın ortasında titriyordu. Hem üşüyor hem de ateş içindeydi. Louis'in elbiseleri üzerinde olduğu için sorun yoktu ama Liam çırılçıplaktı.

Louis iki parmağını da sonuna kadar oturttu.

Liam bedeninin içine giren parmakların varlığı ile daha da azmıştı. Louis hızlı hızlı içine sokup çıkarmaya başladı. Kadınların vajinalarından alışık olduğu bir ritimle Liam'ı deli etmeyi başarmıştı. Parmağı hızlıca onu girip çıkıyor, her seferinde daha derine girip canını acıtıyordu.

Liam'ın derin inlemeleri artmış ve yükselmişti.

Louis iki parmağını da çıkarıp penisini kalçalarının üzerine koydu.

"Louis.. bu çok yanlış."dedi Liam, son defa. Louis'in yüzünde sinsi bir gülüş oluştu.

"Ama çok tatlı."dedi dudaklarını ensesine yapıştırıp.

İçine girdiğinde, Liam içine giren etin verdiği acı ile inledi. Louis penisini daha ileri iterken Liam elini daha sıkı ısırdı. Parmak ucuna kalktı içine dolan sertlik ile. Başını döndürecek kadar zevk içindeydi. Zayn aklının sürekli bir ucunda, onu vicdan azabı ile yakıyordu ama bu çocuğun cazibesine kapılmak onun suçu değildi.

Genizden sesler, sık nefes alışverişi ile bu soğuk köşede terliyorlardı. Liam'ın boynunu emerken çıkan ıslak ses, onu daha hızlı becermesini sağlıyordu. Liam'ın vücudu duvara çarpıyordu Louis içine her girişinde. Tırnaklarını onun beline geçirdi. Belini iyice kavrayıp köküne kadar vurmaya devam etti. Louis'in içinde içgüdüsel olarak Liam'ın boynuna karşı bir istek oluştu. Orayı öpmek ona yetmiyordu. Liam'ın ensesine dişlerini geçirdiğinde, ona karşı koymayan çocuktan sert bir darbe aldı.

Liam dirseğini onun karnına vurdu ama Louis'i içinden çıkarmaya yaramamıştı. Yine de içindeyken durdu.

"Ne yaptığını sanıyorsun?!"dedi Liam, hiddetle.

"Isırılmaktan hoşlanmıyor musun, küçük betam?"dedi Louis, onun saçını okşarken. Kendinden büyük olmasına rağmen altına aldığı betaya böyle seslenmek hoşuna gidiyordu.

Soğumamak için içine girip çıkmaya devam etti. Hızını yavaş yavaş arttırdı.

Yüzü hala duvara dönük Liam;

"Ben senin betan değilim! Beni mühürleyemezsin!"dedi, kibirli bir sesle.

Kurtlar hakkında yarım yamalak bilgisi olan Louis, onun ne demek istediğini anlamasa dahi omuz silkti.

"Tamam. Devam edebilir miyim, Zayn'in betası?"

Liam, Zayn'in adını duyunca duraksadı. Louis vazgeçmesinden korkunca betanın bacağını dizinin altından tutup kaldırdı. Genişleyen deliğine daha çok itti penisini ve acı ile kasılan deliğin genişlemesini izledi.

Ona her vurduğunda etrafa bir tokat sesi, Liam'ın kısık inlemesi ve Louis'in nefes alış verişi duyuluyordu.

Etini her içine alışında parmak ucuna biraz daha kalkıyordu. Göğsü duvara daha çok yapışıyordu.

Louis tek elini onun başının üzerine duvara koyup penisini içine sokmaya devam etti. Bacağını taşıyan eli, biraz daha havaya kalktı.

Ritim ile sarsılan vücudu, boşalmak üzereydi Louis'in ama uzun ve hiç kesilmeden devam eden bir inleme ile Liam'ın menisi duvara sıçramaya başladı.

"Aaaahhhaaahhhhhhhh....."

Louis onun başını tutup omzuna yasladı. Dudaklarının arasına kulağını alıp yalamaya başladı. Kasılmalar ile boşalan Liam, gelen son dokunuşlar ile parmak ucuna biraz daha fırlayıp sırtını Louis'e yasladı.

Genişleyen deliğe penisini daha derin sokuyordu şimdi.

Liam'ın boşalması bittikten iki üç dakika sonra da, Louis'in menisi, onun içine doluyordu.

Liam içinde durmasına alıştığı et parçasının çıkışı ile rahatladı.

Louis onu yere bıraktı.

Nefes nefese kalmışlardı.

Liam sırtını duvara yasladı. Yüzünde tatmin olmuş bir gülüş vardı.

Anadan doğma çıplak vücudu ile çocuğu izledi. Louis ise yalnızca penisini içine sokup pantolonunu kapattı. Onu hayranlıkla bakan betaya döndü.

"Giyin hadi, betam."dedi, neşeli bir sesle. Yerden onun elbiselerini alıp kucağına uzattı. "Bizi yanyana görürlerse yanlış anlayabilirler. Ben gidiyorum. Çabuk giyin."

Liam ne diyeceğini bilemeden başını salladı. Bu çocuk ona istediğini yapabilirdi ve diyebilirdi. Kendi kendini Zayn'i aldatmadığına ikna ediyordu, içinden.

Louis ise eğlenceli bir şarki ritminin ıslığını çalarken yanından uzaklaştı.


5.Bölüm Sonu


(Herkesin eli herkesin cebinde olacak kitapta 'waow' olmayın. Liam'ıma da şükürsüz, gözü dışarlarda herif laflarını yapıştırıp üzmeyin bebeğimi. Öptüm x)

Continue Reading

You'll Also Like

85.3K 7.2K 16
"Bir pişmanlık mı bin pişmanlık mı..?" ||Angst||
151K 13.6K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
320K 29.8K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
67.7K 3K 17
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.