YENİ OKULUM

By kitapcumleleri_1

1M 42.8K 17.6K

Gözlerinizi kapatıp kendinizi yeni okulunuzda ilk gününüz olduğunu düşünün ve gelir gelmez kendinizi hiç tan... More

~GİRİŞ~
1. BÖLÜM ~ YENİ KIZ~
2.BÖLÜM ~İDDİA ~
3. BÖLÜM ~KAVGA ~
4. BÖLÜM ~ ÖDEV ~
5. BÖLÜM ~İTİRAF ~
6.BÖLÜM ~SUÇLULUK DUYGUSU ~
7. BÖLÜM ~ASLI~
8.BÖLÜM ~ ELİF~
9. BÖLÜM ~BELA~
10.Bölüm ~KARAKOL~
11.BÖLÜM ~ŞİKAYET ~
12. BÖLÜM ~MERİÇ YAZICI ~
13.BÖLÜM~ KISKANÇLIK ~
14.BÖLÜM ~DOĞUM GÜNÜ~
15.BÖLÜMÜ ~ ARKADAŞ ~
16. BÖLÜM ~ GİTMEK ~
17.BÖLÜM ~ KÜSMEK ~
18. BÖLÜM ~PLAN ~
19.BÖLÜM ~YÜZLEŞME~
20. BÖLÜM ~SEVGİLİM ~
21. BÖLÜM ~DİLEK~
22.BÖLÜM ~UZAKLAŞTIRMA~
23. BÖLÜM ~SELİM~
24.BÖLÜM ~YILBAŞI~
25.BÖLÜM ~BİLİNMEYEN NUMARA~
26.BÖLÜM ~YAĞIZ YÜKSELEN~
27.BÖLÜM ~MAÇ~
28. BÖLÜM ~ULUDAĞ~
29.BÖLÜM ~ BECERİKSİZ~
30. BÖLÜM ~ SON GÜN~
31. BÖLÜM ~FİLM GECESİ~
32. BÖLÜM ~GEÇMİŞ OLSUN ÇİÇEĞİ~
33. BÖLÜM ~SINIF DEĞİŞİKLİĞİ~
34. BÖLÜM ~TANIŞMA~
36. BÖLÜM ~ANIL~
37.BÖLÜM ~ŞÜPHELİLER~
38. BÖLÜM~KİM?~
39. BÖLÜM~GEÇMİŞ~
40. BÖLÜM ~KAZA~ (1.KİTABIN FİNALİ)
2. KİTAP/ 1. BÖLÜM~KALDIĞIMIZ YERDEN"
2. BÖLÜM~HAYAL KIRIKLIĞI~
3. BÖLÜM ~MARKETTE KİLİTLİ KALMAK MI?~
4. BÖLÜM~KARAR~
5. BÖLÜM ~CEZA~
6. BÖLÜM~OKULDAN KAÇIYORUZ~
7. BÖLÜM ~BİTTİ~
8. BÖLÜM ~SINAV GÜNÜ~
9. BÖLÜM~SÖZ VERDİN BANA~
10. BÖLÜM~MEZUNİYET PARTİSİ~
11. BÖLÜM ~ O BURDA!~
12. BÖLÜM ~GİDİN BURDAN!~
13. BÖLÜM ~KAÇIŞ~
14. BÖLÜM ~ALMANYA~
15. BÖLÜM~GİDİYORUM!~
16. BÖLÜM~BEKLENMEYEN TEKLİF~
17. BÖLÜM ~KAVUŞMAK~
18. BÖLÜM~SIRRIMIZ OLSUN~
19. BÖLÜM ~PİKNİK~
20. BÖLÜM ~ŞAKA~
21. BÖLÜM~ DOKUZ YIL~
22. BÖLÜM~ SEN VE BEN~
23. BÖLÜM~AFFETMEK~
24. BÖLÜM~KİMİZ BİZ? ~
25. BÖLÜM~AİLE~ (FİNAL)

35. BÖLÜM ~ BICAKLANMA~

9.6K 422 227
By kitapcumleleri_1


Merhaba...

Okumaya geçmeden önce ekranın üzerine dokunup sol alt köşedeki yıldızın üzerine basıp bana destek olursanız sevinirim.

Buğün sizlerle Atakan ve Rüya ile tanışacağız...


Keyifle okumalar dilerim...

* * *

Buğün hava hiç olmadığı kadar güneşli ve güzeldi. Ve buna çok mutlu olmuştum. Çünkü bugün Meriç'le buluşacaktı. Aslında Atakan'da bize katılacaktı.

Pazartesi günü iki sınava girecektik biri Fizik diğeri ise Matematik. Evet baya saçma bir sınav günü olacak bunun bende farkındaydım. Bu nedenle bu hafta sonu ful sınavlara çalışmayı düşünüyorduk.

Tabi bu üçümüz için geçerliydi, kızlar partiye gitmekte kararlıydılar zaten. Ece ve Elif gidecekleri için Ayaz ve Mert'e bu akşam ki partide olacaklarını söylemişlerdi. E Rüya ve sinem zaten dünden meraklılar.

Diyeceğim o ki onlar eğlenirken biz sınava çalışacaktım. Umarım bizde sınavda eğleniriz...

"Biz çıkıyoruz kızım."

Annemin bana seslenmesiyle oturduğum sandalyeden kalkıp kapıya doğru ilerledim.

Annem ve babam her zamanki gibi işe gidiyorlardı. Ne kadar sıkıcı değil mi? Farkında mısınız bilmiyorum ama hep aynı dönğünün içinde dönüp duruyoruz. Yat, kalk, ye, iç, okula git, gel.

Annemin ve babamın yanağında öpüp vedalaşarak kapıyı kapatıp geri mutfağa döndüm. Al işte yine aynı şeyler. Sofrayı ben toplayacaktım. Ve tabi bulaşıklar da var!

Yaklaşıp bir saatimi evi toplamak ve hazırlanmakla doldurmuştum. Saçları düzleştirip üzerime siyah kot pantolonumu ve beyaz tişortümü giymiştim. Belki hava sonradan soğur diye üzerime siyah çeketimi almıştım. Yanımda götüreceğim kitaplarıda sırt çantama koyarak evden çıkmayı planlıyordum, ama sanki bir şey eksikdi, ama ne? Of böyle evden çıkmadan önce bu hise kapılıp düşünmeden çıkmak bilmiyordum. Yani şuan Meriç beni beklediği için azarlasa hakklı yani.

Sanırım unutuğum her hangi bir şey yoktu. Evet evet yoktu. Cebime koyduğum telefonumu çıkarıp gruba girdim.

Bu grubun ismi ne ara değişti?

"YAĞIZ'IN BEBEKLERİ..."

Ece'mim: yiaa ben şimdi uyana bildin anca hazırlanırım geç kalmak istemem şimdi.

Elif'imm: abartma kızım daha kaç saat var?

İkizim: abartın Allah aşkına az daha abartın bende düşüp bayılayım tam olsun! Görende gelinlik giyecek sanar...

Ece'mim: sanane! Sanane Yağız!

Ayaz: Sizene Ece çikolatamdan sen hazırlanmana bak sevgilim. Bu arada bizim inekler partiye gelmeyip ders çalışacaklarmış.

İkizim: BENSİZ! Aşk olsun komşu kızı! Gücendim,alındım.

Sevgilim: Bir sen eksiktin zaten gel gel hiç çekinme!

Rüya: abi şimdi senden herkezin içinde bir şey isteyeceğim. Ama sende izin vereceksin. Yani beni kırmak istemeyip umarım verirsin abiciğim.

Sevgilim: hayır.

Rüya: daha demedim ki ama:(

Mert: sen gel benden iste en iyisi, kuzenlerin en tatlısı... seni kıracağıma Meriç'i kırarım daha iyi.

Rüya: şey senin motoruna bine bilirmiyim? Lütfen!

Sevgilim: Yooo

Mert: ben sana dönüş yapacağım kuzen.

Konuşma boyunca Rüya Meriç'ten bir şeyler isteyip kızlar bir birlerine laf sokup daha sonra ne giyeceklerini konuşuyorlardı. Daha fazla dayanamayıl araya girerek.

"Ben hazırım sizi parkta bekliyorum. Beni lütfen bekletmeyin! Özelikle Atakan sen!"

Yazıdığım an Atakan sanırım grupta yazılanları okuyor olmalıki hemen cevap yazmıştı.

"Her an önümü kesip beni Edebiyatcı durdurp bir şeyler anlatırsa karışmam." Yazmıştı. Bu arada size söylemişmiydim Edebiyatcı bizim Atakanı kafaya takmış. Neymiş Atakan çok iyi bir dinleyici olduğu için ona bir şeyler anlatmayı seviyor muş.

"Yok yok umarım seni yolda da bulmaz. Bulursada arabayla çarp gel."

:)

"Bunu bir sinsi ve bir o kadar da masum bir gülücük sanın gençler."

Mert: gençlere kötü örnek oluyorsun!

İkizim: çarmışken şu ingilizceciye de çarpta kurtulayım. İngilizceden nefret ediyorum. Sınavda yaklaştı neyse yanımda ingiliz pröfösörü Ayaz karşim var.

Ayaz: tabi oğlum ben varım.

Sevgilim: kapıdayım Ezgi in aşağıya hadi.

İyide ben parka gidecektim orda buluşacaktık. Neyse yürümemiş olurum. Ay araba ne güzel bir şey ya, benim kendime araba almam lazım.
Tabi annem izin verirse alırım. İzin vermeyeceği için buda demek olur ki alamayacağım.

Hızlı adımlarla merdivenleri inerek aşağıya indim. Dışarı çıktığımda acayip yakışıklı biri beni beklediğini gördüm. Meriç niye bu kadar yakışıklı ya? Gülerek yanına doğru gidip kolarımı açarak ona sarıldım. Meriç bana sıkıca sarılıp elini saçılarıma daldırarak karştırdığında," Ben o saçları ne zorlukla düzleştirdim senin bundan haberin var mı sevgilim? Yok! Kolu alçıda olan benim sonuçta."

Gülerek saçlarımı düzeltip," oldumu?" diye sorduğunda. Kafamı aşağıya yukarıya salayarak," oldu oldu..." dedim.

Yaslandığı arbadan çekilerek ön kapıyı açıp eliyle binmemi işaret ettiğinde, açtığı kapıya doğru yönelip arbaya bindim. Sırt çantamı dizlerimin üzerine koyup saçlarım geriye doğru attım. Daha sonra kemerimi takıp yanıma oturan Meriç'e döndüm.

"E nereye gideceğiz?"diye sorduğumda bana kısa bir bakış atıp arabayı çalıştırdı.

"Atakan beyimiz açmış abisine çekmiş sonuçta oda hakklı. Bu nedenle bizim kafeye gideceğiz bir şeyler atıştırıp çalışmaya başlarız," dediğinde tamam dermişcesine kafamı saladım.

Kafaye gidene kadar gruba girip konuşmaya katılmıştım. Araba kafenin önünde durduğunda ise kemerimi açıp sırt çantamıda alarak arabadam indim. Buğün gerçekten hava çok ama çok güzeldi. Meriç'le beraber kafeye doğru ilerleyip içeri girdik. Cam kenarında bizi bekleyen ve o arada da yemek yiyen Atakan'ı gördüğümüzde yanına gidip selam vererek oturduk.

"Birileri bana geç kalma demişti ama görünen o ki kendisi geç kalmış. Bekle bekle ağaç oldum resmen. Biraz daha geç gelseydiniz Kök salacaktım," dediğinde gülerek önündeki pizzadan bir dilim alıp ağzıma götürdüm." Hayret geç kalmadın bu kez," dediğimde Atakan sırıtarak önündeki yemeği yemeye devam etti.

Meriç'e dönerek,"Biz ne yiyelim?"diye sorduğmda." Ben aç değilim çikolatalı Milkshake içeceğim sen ne yemek istersin asıl?"diye sordu bana bakarak.

Meriç ve çikolatalı Milkshake sevdası beni benden alıyordu. Acaba şu Milkshake kadar beni seviyor muydu? Bu nasıl soru diye sormayın aklıma geldi öylesine.

Garson sipariş almak için yanımıza geldiğinde Meriç çikolatalı Milkshake istediğini söyleyip daha sonra bana doğru döndü.

"Şey, bende soslu makarna ve yanındada salata alabilir miyim?"deyip istediğim yemeği garsona söyleyip tekrar Atakan'a döndüm. İştahla hem yemeğini yiyim hemde bizi izliyordu.

"Seni görünce aklıman Batuhan abi geldi... onu bu aralar hiç görmedim nerelerde?"diye sorduğumda Atakan ağzındaki lokmayı bittirip..." Nerde olacak evdedir şuan bir gitmek bilmedi zaten," deyip yemek yemeye devam etti.

"Siz bu büyükleri bana niye kötü biriymiş gibi anlatıyorsunuz anlamıyorum. Gerçi az çok anlıyor gibiyim hatırlatırım benimde bir abim var. Selimciğim bana kötü davranmıyor ama arada yapar bana da pislik."

"Bak güzelim hayatın ku-" Meriç Atakan'ın lafını," Güzelim derken?"diye sordu kaşlarını çatarak. Araya girerek,"Lafın gelişi dedi Meriç abartma istersen,"deyip tekrar Atakan'a döndüm.

"Ee devam et sen."

Sinsice gülümseyip Meriç'e bakarak,
"Diyecektim ki... hayatın kuralı bu illa abiler ve ablalara sinir olmamız gerek bence ben oluyorum yani."

"Bir ara Batuhan abiyi gördüğümde bunları seve seve analatacağım kardeşim,"dedi Meriç sırıtarak.

"Demesen hatrım kalır,"diye ekledi Atakan umursamazca.

Elindeki yemeklerle bize doğru gelen garsonu gördüğümde sırt çantamı masadan indirip boşta olan sandalyeye koydum. Gelen yemeğime bir göz atıp ellerimi yıkamak için lavaboya gideceğimi söyleyip masadan kalktım.

*   *   *

Kaç saattir çalışıyorduk  bilmiyorum ama saat sekize geliyordu ve ben kendimi şuan bir pröfösör zanediyordum. Yemeğimizi yedikten hemen sonra ders çalışmaya başlamıştık. Tabi arada tartışmıştıkta çünkü Atakan ara ara Fizik sorularını farklı bir yöntemle çözmemizi anlatırken, Meriç ise niye kafamızı karıştırma gereğini duyduğunu söyleyip bildiğimiz gibi konuları anlatmıştı. Atakan Matematik sınavına çok ama çok hazırdı aslında bizde hazırdık. Keşke şuan sınava direk girebilsek.

Atakan önündeki kitapları toplayarak,"Evet bana göre son tekrar etmek şart pazar akşamı yine tekrar edelim. Gözden geçelim yani," dediğinde Meriç;" sen niye bizim okuldasın oğlum? Lan git daha iyi yerlerede oku bu zekayla harcanıyorsun buralarda,"dedi.

"Zeki çoçuğum benim," deyip Atakan'ın omuzuna vurdum. Bu çoçuk çok zeki çok.

"Ee ne yapıyoruz şimdi?"diye sordu Atakan gülerek.

"Benim eve gitmeye niyetim hiç yok bence duralım bir az daha veya parka mı gitsek?"diye bir fikir sundum ikisine bakarak.

"Benim için uyar," dedi Atakan.

Meriçe doğru sönüp baktığımda,"Farketmez gidelim o zaman,"dedi.

Masanın üzerindeki kitapları ve eşyalarımızı toplayıp içeri girdik. Kafenin içinde çalışamayacağımız için kafenin arka bahçesine çıkıp çalışmıştık.

"Dün aklıma çok güzel bir fikir geldi. Uygulsamı bilemedim ama şöyle bir şey yapmak istiyorum. Okuldan sonra sadece son sınıflara destek amaclı, kurs gibi bişey açılmasını istiyorum bu fikri abime bildirmem gerek bu akşam. Sınava çok az kaldı işimize yarıya bilir. Bu neden benim aklıma sonrada geldi bilmiyorum ama iyi fikir bence."

Atakan'ın fikri mantıklıydı." Bencede söylemelisin çok iyi fikir  zeki çoçuğun benim," dedim gülerek.

"Sen bunu niye önceden düşünemedin ki? Hayret beni hayal kırıklığına uğratıyorsunuz Atakan bey?"deyip alay etti Meriç. Meriç Rüya yüzünden Atakan'a fena bir şekilde takmıştı.

Kafeden çıkıp arabalara doğru ilerledik. Atakan kendi gösterişli arabasına doğru yönelip," Siz takip ediyorum," deyip arabasının yanın doğru ilerledi.

Meriç'le beraber arabaya binip bizim eve yakın olan parka doğru gidiyorduk.

"Acaba bizimkiler partiye gitmişlermidir?"diye sorduğumda.

"Şuan eğlencenin dibine vurmuşlardır bile,"dedi bilmiş bir edayla.

Araba bir kaç dakika sonra parkın karşısına durduğunda kemerimi açıp sadece telefonumu elime alarak arabadan indim. Hava kararmıştı annemler birazdan evde olurlardı.

Parka girmeden önce Atakan'ın arabasını park etmesini bekledik. Atakan, Meriç'in arabasının tam arkasına park edip arabadan indi.

Elindeki anahtarı cebine atarak elini sarı saçlarının arasına geçirerek dağıtı. Daha sonra bize doğru gelmeye başladı. Beraber parka girdiğimizde iki çoçuk salıncakta salanıyorlardı. Parkte çok kişi yoktu. Basketboll sahasında ise bir grup maç yapıyorlardı. Ağaçlara doğru ilerleyip boş banka oturduk üçümüz birden. Etrafa göz atarken çimenliklerde oturan bir grup kız bir süreliğine bize bakıp tekrar önlerine döndülerini gördüm. 

"Biz gelirken neden bir şeyeler almadık ki? Mesela çekirdek," deyip önümzde oturan kızlara baktım. Bir konu hakkında konuşup kahkaha atıyorlardı. Neydi bunları bu kadar güldüren şey?

"Bak işte onu bende bilmiyorum sevgilim," dedi Meriç kolunu omuzuma atarak.

"Ben giderdim de hiç halim yok şansına küs Ezgi," diyerekte ekledi Atakan.

Atakan'a tip tip bakıtığımda bana sırıtarak baktı. Elimdeki telefon titreyerediğinde telefonuma baktım. Mesaj gelmişti WhatsApp'dan ama numara kayıtlı değildi.

"Tahmin et parkta kim var?" Yazmıştı. Ciddimiydi bu? Yine hangi gerizekalı bu demek çok isterdim ama kim olduğunu az çok tahmin etmiştim.Cevap yazmak yerine aramayı tercih etmiştim.

Aradım...

Çaldı...

Çaldı...

Ayağa kalkıp etrafa bir göz atım görünürde ne elinde telefonu olan biri nede zil sesi geliyordu kulağıma.

Meriç meraklı bakışlarla bana bakıp ne olduğunu sorduğunda ozum silkip bir şey olmadığını söyleyip tekrar yerime oturdum.

Ve yüzüme kapandı telefon. Ardından bir mesaj sesi duyuldu telefonumdan telefonu direk sesize alıp gelen mesaja baktım.

"Sana yakalanacak kadat aptal değilim. Ama sanırım sen aptalsın." Yazmıştı. Sinirle Cevap yazıp gönderdim.

"Yinemi sen?"

"Evet yine ben özlemedin mi beni?"

Dalgamı geçiyordu bu benimle?

"Yine başladın boş yapmaya."

"Aa alınıyorum ama!"

"Çok umrumdaydı sanki istersen geber banane!"

"Hayal kırıklığına uğratın beni! Şu yanındaki sarışın kim?"

Atakan'dan mı bahsediyordu?

"Sanane!"

"Tamam sakin ol şampiyon, sakin."

"Tam bir ruh hastasısın bunu biliyorsundur umarım."

"Aa hayır bilmiyorum..."

"Salak!"

"Seninki merak ediyor ama söylesene benimle yazıştığını. Bak nasıldı bakıyor garibim."

Bakışlarımı telefondan alıp yanımda otura Meriç'e baktım. Bana bakıyordu. Merkala...

"Rahat bırak beni derdin ne senin?"

"Eğlenmek."

"Ve ödeşmek de denile bilir."

"Kimsin sen?"

"Bilmem kimim ben Ezgi?"

"Bak sana bir tavsiyem olsun en yakın zamanda bir doktora gözüksen iyi olur senin için. İyi değilsin! Normal değilsin! Rahatsız etme beni! Yazma bana!"

"Hımm bir ara giderim söz. Bak seninki merak ediyor ama söylesen?"

"Boş yapma!"

"Tamam."

Bu ne zamandır bana yazmıyordu ne olduda yamzaya başladı yine? Benim bu sapıktan kurtuluşum yok yemin ederim Yoktu.

"Sıkıldım ya gelin şunlarla voleybol oynayalım," dedi Atakan ayağa kalkarak. Ciddi olmaz değil mi? Kolum yok! Ay yani kolum! Kolum!

"Siz oynayın ben sizi izleyeceğim,"dedim surat asarak. Bu kızlar daha yeni konuşuyorlardı ne ara volleybol oynamaya başladılar ki?

"Sen oyna Atakan ben Ezgi'yle oturacağım," dedi Meriç. Dediği şeye gülerek ona baktım. Tabiki de gidip o kızlarla oynamasını istemezdim. Hemde hiç...

"İyi ben biraz takılıp dönerim," dedi Atakan ve volleybol okumak için  kızlara doğru ilerledi.

"Kiminle konuşuyordun?"

Meriç'in sorduğu soruyla Atakan'a bakmayı bırakıp tekrar ona döndüm.
"Bizim kızlarla ne yaptıkları sordum," dedim.

Yalan söyledim!

Ona yalan söylemek çok zoruma gidiyordu. Ama şuan bana yazan sapığın parktaki biri olduğunu söylesem parkı bir birine katacağına emindim.

Şuan ikimizde konuşmak yerine parkın içinde ordan oraya Koşan iki çoçuğu izliyorduk. Yaklaşıp üç dört yaşlarında olmaları gerekiyorlardı. Ve çok tatlılardı. Bir birlerini kovalayıp kaydıraktan kayıyorlardı. Çoçuklarda biri diğerinden kaçmak için hızla kaydıraktan kayıp kaçacakken takılıp yere düştü. Ve tam o an Meriç hızla yerinde kalakarak düşen çoçuğun yanına gidecekken annesin gelmesiyle adımlarını durdurdu.

"Sanırım iyi baksana yine koşmaya başladı," dedim Meriç'e bakarak.

"Sanırım. Eğer ilerde bir çoçuğum  olursa onu asla oyun oynarken tek bırakmayacağım,"dedi bir anda.

Merkla,"neden?"diye sorudum.
Omuz silkerek," bilmem..." dedi.

"Onlarla oynamak isterdim her halede. Genelde parka geldiğimizde küçükken amcam hep Mert'le oynardı. Tebi benimlede oynardı ama benimle babam oynamasını çok  isterdim. Her parka geldiğimizde ya gazette okurdu yada telefonuyla ilgilenirdi. İster istemez sinirlerim bozuyordu. Belkide benimle ilgilenmesini istiyordum ama o ilgilenmek istemiyordu. Bu nedenle hep çoçuklarımla onların arkadaşı gibi olup oyun oynayacağım," dedi.

Bir şey demek yerine sadece onu izledim. O ise bir birini kovalayan iki yaramaz çoçuğu izliyordu. Meriç'in telefonu çalmasıyla çoçuklara bakmayı bırakıp cebindeki telefonu çıkararak arayan kişiyle baktı.

Arayan  kişi  Mert'i...

"Efendim Mert? Kim? Allah'ım ya niye izin verdiniz ki? Size emanetti oğlum? Tamam sus Mert sus. Geliyorum kapat sahip çık kıza ben gelen kadar."

Telefonu kapatıp ayağa kalktı bir anda." Bu kız yeminle benim başıma bela. Yine beni dinlemeyip bir şeyler içip sızmış seni bırakıp Rüya'nın yanına gitmem gerek," dediğinde bende ayağa kalkarak." Tamam ses git umarım bir sorun çıkmaz. Beni Atakan bırakır," dediğimde bir bana bakıp bir de kızlarla volleybol oynayan Atakan'a baktı. Daha sonra Atakan'a Isık çalıp beni işarey etti.

"Eve gidince haber ver," deyip bana doğru yaklaşarak yanağıma küçük bir öpücük kondurup arabasına doğru ilerledi. Meriç arabasına bindiğinde ona doğru el salayıp Atakan'ın yanna doğru ilerledim. Yanadaki kızlara nezaketen gülümseyi Atakan'a döndüm.

"Benim eve bırakırmısın?"diye sorduğumda bana göz kırpıp kızlara döndü.

Sanırım bu evet demekti.

Kızlarla vedalaştıktan sonra benimle beraber parkın çıkışına yöneldi. " Eve gitmeden önce marekete uğrasak çok susadım," dediğinde tamam dermişcesine kafamı saladım.

"Meriç nereye gitti?"diye sorduğunda.
"

Rüya yine bir şeyler içmiş onun yanına gitti," diye mırıdandım.

"Keşke tek göndermeseydi. Bende gidecektim ama sınvlar daha önemli," dedi bana bakarak.

Bir süre yürüdükten sonra sokağın sonundaki markete geldik. Atakan içeriye girip soğuk bir su alıp direk kafasına dikti. Gerçektende çok susamıştı. Bana bir şey istermisin diye soruduğunda istemediğimi belirtip marketten çıktım. Yavaş yavaş parkın arkasına doğru ilerlerken Atakan arkadan gelip bana yetişmişti.

"Kızlar bizim okuldanmış," dediğinde kaşlarımı çatıp ona baktım." Demek o yüzden bize bakıp güldüler ha?"

"E yani..."

"Pişt Ezgi baksana?"

Atakan'la beraber benim evimin yolunu tutmuş yürürken arkamdan birinin bana seslenmesini duyduğumda adımlarımı durdurup arkama dönüp baktım.

Dört beş tane genç bize gülerek bakıyorlardı. Ve ben onları tanımazkken onlar beni nerden biliyorlardı? Bir dakika dikkatli bakınca aralarında biri Cenk olduğunu fark ettim. Diğerleri gibi sırıtmak yerine dikkatle bize bakıyordu.

"Kim bunlar?"diye sordu Atakan bana bakarak. Cevap vermek yerine önüme dönüp yürümeye devam ettim.

"Aa beklesen be kızım nereye?"

Kim bu salak? Adımı nerden biliyor? Çoçuk yanımıza gelerek önüme geçip beni durudurduğunda kaşlarımı çatarak ona baktım. Uzun boylu esmer biriydi daha önce sanki bir yerde görmüş gibiydim, ama nerede?

"Pardon tanışıyor muyuz?"diye sordum çoçuğa bakarak.

"Bizm seni tanımamız yeterli bence. E seninki nerde yoksa bununlamı altadıyorsun? Bak şimdi hiç üzülmedim," deyip kahkaha attı. Kafası güzeldi sanırım bunun.

"Ne diyorsun lan sen? Bu kim Ezgi?"diye sordu Atakan araya girerek.

"Bilmiyorum tanımıyorum," dedim karşımdaki çoçuğa bakarak.

"Bizimle  takılsana eğleniriz biraz fenamı olur güzel kızsın valla dedikleri kadar varmış lan," deyip arkadaşlarına bağırdı gülerek.

"Ne diyorsun lan sen?"deyip Atakan çoçuğa kafa atığında ufak birçığlık atım.

Çoçuk iki adım  sendeleyip elini burnuna götürerek burnundan gelen kanı silip gülerek bana baktı. "Of be kızım sende hep şerefiz insanlarla çıkıyorsun," dedi.

Ne diyor bu? Kim bu? Beni nerden tanıyor?

Atakan'ın bileğinden tutup kendine doğru çekerek gitememizi söyeldim ama kolunu benden çekip çoçuğun üzerine yürüdü. " Ne dedin sen bir daha de bakim?"deyip üzerine yürümeye devam etti.

Çoçuk cebinden bir şey çıkarıp Atakan'a doğru çevirdi birden . Bu elindeki bir bıcaktı...

"Dedim ki bırak kızı işine bak. Sanane oğlum bizden defol git işine bak yoksa..."

Atakan kaşlarını çatıp," yoksa ne?"diye sordu.

Aralarında laf dalışı edip küfür edecek noktaya kadar gelmişlerdi. Atakan'a gitmek istediğimi  her ne kadar söylesemde beni dinlemeyip çoçuğa bir yumruk daha attı. Bu kez Cenk araya girip Atakan'ı itip gitmemizi söyledi ama o an tam bir şey olmuştu.  çoçuk yerden kalıp yerdeki bıcağı alıp hızla Atakan'a ilerdiğinde," Atakan!"diye bağırdım ama çok geçti...

Çoçuk elindeki bıcağı Atakan'a saplayıp geri çekildi gülerek. Şok içinde kalmıştım. Korkudan ellerim titriyirdu çünkü Atakan'ın beyaz tişortünün rengi kırmızıya dönüyordu.

Atakan Cenk'in kolarının arasına acıyla yığıldığında şok içinde onlara bakıyordum. Atakan bıcaklanmıştı! Bıcaklanmıştı!

Vucudumu esir alan korku ve titremeyle dizlerimin üzerine çöküp Cenk'e baktım. Oda benim gibi bir o kadar şaşırmış ve şok olmuştu.

*************************

Selam.

Bölüm nasıldı?

Size Atakan'a bir şey olacak mı?

Ve bizim telefon sapığın geri döndü kim olabilir?

Son olarak bir sonraki bölümde hangi karakteri görmek istiyorsunuz?

Bir sonraki bölümde yani pazartesi günü  görüşmek üzere.

Sağlıkla kalın...

Instagram: kitapcumleleri_11 

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 90.4K 48
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...
20.4K 1.2K 38
Genç adam sevdiği kadını beyazlar içinde gördüğünde dili tutulmuş bir şekilde baka kaldı. Dudaklarını aralayıp şu sözleri söyledi. "Beyaz en çok sana...
1.7M 103K 62
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
1M 64.5K 40
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik ve fiziksel şiddet gibi r...