ᴘʀᴇɴꜱᴇꜱᴇ ʙxʙ

By Xvantreach

280K 20.2K 5.9K

Kocaman şatoda yalnızca basit bir hizmetliydi ama neden prense bir eş seçme balosunda en çok parlayan oydu? (... More

ℬ𝒶𝓁ı𝓀 𝓀𝑜𝓀𝓊𝓈𝓊
ℬ𝑒𝓃𝒾𝓂 𝓀𝓇𝒶𝓁𝓁ığı𝓂
ℬ𝑒𝓃 𝓀𝑜𝓇𝓊𝓇𝓊𝓂
ℬ𝒶𝓀ı𝓃 ö𝓁𝒹ü
𝒦𝓇𝒶𝓁𝓁ığı𝓃 𝓎ü𝓏ü
ℳ𝓊𝓂 ℐşığı
𝒴𝑒𝓃𝒾 𝒦𝒶𝒽𝓎𝒶
Ö𝓏ü𝓇 𝒹𝒾𝓁𝑒𝒹𝒾𝓂
ℬ𝑒𝓃𝒾𝓂 𝓀𝒶𝒽𝓎𝒶𝓂 𝑜
ℬ𝑜𝓎𝓃𝓊𝓂𝓊𝓃 𝒽𝒶𝓁𝓀𝒶𝓈ı
𝒢𝑒𝒸𝑒𝒹𝑒 𝓏𝒾𝓃𝒹𝒶𝓃
𝒞𝒶𝓃 𝒽𝒶𝓈𝓉𝒶𝓈ı
ℰ𝓃 𝑔ü𝓏𝑒𝓁 𝒾𝒽𝓉𝒾𝒽𝒶𝓇
𝒟𝑒𝓋𝒶𝓂 𝑒𝒹𝒾𝓃 𝑒𝒻𝑒𝓃𝒹𝒾𝓂
𝒯𝓊𝓉𝓀𝓊
𝒜ş𝓀ı𝓂 𝒽𝑒𝓅 𝓈𝒶𝓃𝒶
𝒮𝑒𝓋𝓂𝑒𝓀 𝒹𝑒 𝓎𝑜𝓇𝓊𝓁𝓊𝓇
𝒮𝑒𝓃 𝓀𝒾𝓂𝓈𝒾𝓃
𝒮𝒶𝓃𝒶 𝑒𝓂𝒶𝓃𝑒𝓉
ℬ𝒾𝓏𝒾𝓂 𝑔𝒾𝒷𝒾𝓁𝑒𝓇
ℳı𝓈ı𝓇'𝒶 𝒹𝒶 𝑔𝒾𝒹𝑒𝓇𝒾𝓏
Çü𝓃𝓀ü 𝑔𝑒𝓁
𝒯𝒶𝒽𝓉𝒶 𝒶𝓇𝒶𝒷𝒶𝓂
𝒟𝑒𝓃𝑒𝓎𝑒𝓁𝒾𝓂
𝒞𝒶𝓃𝓅â𝓇𝑒𝓂
ℋ𝑜𝓇𝓁𝒶𝓂𝒶
ℬ𝒾𝓉𝓉𝒾
𝒱𝒶𝓏𝑔𝑒ç𝓉𝒾𝓀𝓁𝑒𝓇𝒾𝓂
ℳ𝒶𝓈𝒶𝓁
𝒟üğü𝓃
Ö𝓏𝓁𝑒𝓂𝒾𝓂𝒹𝑒 𝓈𝒶𝓀𝓁ı
ℬ𝓊𝓇𝓃𝓊𝓂𝒹𝒶 𝓉ü𝓉𝑒𝓇
𝒦𝓊𝓇𝓉𝓊𝓁𝓊ş
𝒮𝑜𝓃
Ö𝔷𝔢𝔩 𝔟ö𝔩ü𝔪
Ö𝔷𝔢𝔩 𝔟ö𝔩ü𝔪 2

ℰğ𝑒𝓇 𝒾𝓈𝓉𝑒𝓇𝓈𝑒𝓃

11.2K 904 164
By Xvantreach

Oturduğum kuyunun kenarında ellerimdeki renkli süslere büyülenmiş bir şekilde bakıyordum.

İlk defa bu kadar çoğunu elimde tuttuğum için aşırı mutluydum. Kırık , sarayın merdivenlerini süsleyemeyecek kadar çirkin olanlar bana verilmiş olsa da ben bayılmıştım , tek kelime ile harikaydı.

Bunları bana onca işinin arasında getirdiği için Kahya bey efendiye çokça teşekkür etmiş ve nezaketen onu kasabadaki pazara davet etmiştim.

Yarın büyük gündü , tören yarın yapılacaktı . Orada hizmet etmek beni çok heyecanlandırıyor , asla diğerleri gibi gocundurmuyordu .

Son hazırlıklar için de ek mutfak alışverişine gitmem gerekiyordu. Yani Kahya bey efendim ile gidebilirdim.

Nedenini birazcık anlıyorum ki onunla daha çok zaman geçirmek istiyordum.

Birazcık kalan işini halletmek için saraya döndüğünden de onu tam burada bekliyordum.

Mırıldandığım marş ile görüş açıma girmişti hizmetli kıyafetli Kahya.

Üstündeki bizim kıyafetler ile oturduğum yerden inmiş , adeta yerlere yatarak gülüyordum .

- k-kahya bey e-efendim , bunlar çok dar..

Kıkırdamam sona geldiğinde görebilmiştim somurtan şirin tipini.

Yerde oturan bana eğildiğinde hala sarkıttığı yanaklarını mıncırmıştım .

Sonunda ikimiz de gülüşürken yerden kalkmıştık.

_ ne yapayım , çabuk büyüyorum sanırım

Daha fazla onu bozmamak için çıkışa doğru yürürken iplere dizilmiş olan süsleri boynuma doluyordum .

Yandan bakış atıp uzun yolda yürürken ikimizin de ağzına dolanan tek şey marşımızdı.

_ ailen yok mu Yula?

Bu bir kaç kelime tüm moralimi bozup beni üzerken bunu ona anlatıp anlatmamayı tartıyordum. ona ilk konuştuğumdan beri koşulsuz bir güven duyuyordum.

_ Ailem denizaşırı ülkelere mal getirip götürürdü , ben 7 yaşına kadar denizin kıyısında yaşıyorduk. En son yola çıkarlarken geri gelecekler sanmış , dönüp sarılmak yerine çamurlarla bebekler yapmaya devam etmiştim. Ne yazıkki gelemediler.

Peki sizin aileniz efendim, neden buradasınız?

_ Bunu daha sonra konuşmaya ne dersin? Hem bak kasabaya geldik .

Bozulsam da belli etmedim ve gösterdiği kalabalık pazara bir bakış attım.

Öğlenin bu saatinde buradan bir şeyler almak ölüm gibiydi.

Bildiğim bu his ile omuzlarım çökmüşken biraz kalabalığın dağılması konusunda ikimiz de anlaşmıştık.

Aramızda bilmediğim bir gerginlik varken oturduk taş korumalıklara.

- prensimiz iyi mi ? Hala korkuyor mu?

- Biliyor musun senin dediklerini ona aynen ilettim. Dediklerini uzun uzun düşünmüştür. Şimdi biraz daha iyi gibi.

Gözlerim şaşkınlık ve heyecanla büyümüştü. Demek prense benden bahsetmişti. Ama beni mutlu eden şey prense benden bahsetmesi değil , beni aklına getirmesiydi .

Heyecanlandığımda yaptığım şeyi yapıyor , terlikli ayaklarımı birbirine sürüyordum.

_ Kahya Efendim bey , şu ilerde köşede harika hoşaf satan bir seyyar satıcı var, oradan hoşaf alabilir miyiz?

Parmağımın ucundaki kenara bakıp mırıltılar eşliğinde ' ama beğenmezsem..?'

_ hayır hayır , mükemmeldir emin ol , mükemmel.

_ eğer beğenmezsem parmaklarını ısırırım.

Bir parmağıma , bir ağzını açtığı dudaklarına bakarken tereddütle başımı sallamıştım .

_ Ama eğer beğenirseniz tüüm torbaları siz taşırsınız

İkimizin de itişe kakışa vardığı satıcı ile içeceklerimize kavuşmuştuk .

Uzun süredir içmediğim için tası dudaklarıma götürürken derince içime çekiyordum üzüm kokusunu.

Tasımın arkasına vurulması ile burnuma ve üstüme fışkıran hoşafım ile ben öksürüklere boğulurken Kahya bey gülücüklere boğuluyordu.

_ Ya ama bu çok haksızlık ya , siz neden böyle yaptınız ? Banane sizin içeceğini içeceğim işte.

Elindeki içeceği kaçıran kahyanın ellerini iyice tutmuş ve öne uzanan dudaklarımla onun tasını içmeye çalışıyordum.

Etraftaki insanlar delirmişçesine bize bakarken biz deli gibi eğleniyorduk .

'Sonuçta müziğin sesini duymayanlar dans edenleri deli sanarmış ' bakın bu sözü yazın bir yere ilerde çok bilinir.

Pazarın azalması ile ben kirli üstümle , Kahya da çıplak gibi yapışan kıyafeti ile dalmıştık alışverişe.

Kadınlar eteklerini savurarak kahyama cilve yaparken ellerimi yavaşça koluna sanmıştım.

_ çok kalabalık ya , bana çarparlarsa düşerim.

Başı ile onaylayıp işimize devam ettik.

Kahya gerçekten hiç alışveriş yapmayı bilmiyordu. Hem çok pahalı hem de çok kötü ürünleri hemen almaya çalışıyordu.

Sızlansa da pazarın en sonundan en başına kadar gezmiş , en uygun fiyatlı ve sağlam ürünlerden azar azar almıştım .

Çoktan sarayın çanları çalarken kahyaya üzüldüğümü için marul poşetini ben almıştım.

Elimde poşetim sallana sallana koca köprüde yürürken arada arkamda terler döken kahyaya gülümsüyor , yanına gidip anlına yapışan saçlarını arkaya atıyordum.

Böyle böyle yolu yarıladığımızda ' nolur birazcık şuraya oturalım Yula ' sesi ile ne kadar kapıların kapanacağını söylesem de dinlenmemiş ve köprünün kenarlarına oturmuştuk.

İkimizden de çıt çıkmazken konuşmaya karar vermiştim.

_ Biliyor musunuz? İlk defa bir arkadaşım oluyor , yani ben sizi arkadaşım olarak görüyorum. Size gerçekten çok güveniyorum.

_ Biliyor musun bende ilk defa bu kadar kalabalığın içinde yalnız hissetmiyorum. Yani şimdi her şeyi söyleyemesem de seninle konuşmak için kendi duvarlarımı yıkıyorum, adeta yeni bir ben çıkardın içimden.

Buz gibi eli burnumu sıktığında ikimiz de gitmeye karar vermiş ve kalan diğer yolu da aynı şekilde tamamlamıştık .

Bence Kahya aynı kral gibiydi. Çünkü kapanan kapıları bile açtırmıştı.

Elindekileri mutfağa bıraktıktan sonra kuyunun önüne tekrar gelmiştik.

_ teşekkür ederim eşlik ettiğiniz için .

_ asıl ben teşekkür ederim, çağırdığın için yani.

_ yarın da görüşebilir miyiz efendim.

_ T-tabi , eğer istersen .

Birden bozulan surat ifadesine anlamaz gözlerle bakarken gülümsemiş ve burnumu sıkarak sarayın ışıklı yoluna karışmıştı.

Tüm günün yorgunluğu ve yarının da koşuşturması ile odama girdim.

Şimdiden iç içe yatan insanlarla uyumaya alışmıştım.

Yanlarına yaklaşmam ile bana yer açan adamların yanına kıvrıldım .

Üstüme örtülen yorgan ile bedenimi saran sıcağa kendimi bırakmıştım.

Eminim ki düşümde göreceğim tek şey uzun zamandır aşırı merak ettiğim prensimizin silüeti olacaktı...

Continue Reading

You'll Also Like

77.1K 2.8K 35
Ceylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak için geldiği bu yerde hiç beklemediği gari...
122K 4.5K 29
Askerden gelen adam annesi ve yengesiyle sarıldıktan sonra yengesinin arkasında başı eğik elleriyle oynayan kız dikkatini çekmişti üstüne başına bak...
146K 9.9K 28
Üniversite okumak için taşındığım şehirde mahallenin yavşağına aşık olacağımı nerede bilebilirdim...
39.7K 2.7K 17
Sen benim kardeşim değilsin, bunu sakın o küçük beyninden çıkartma. [MCU İle Bağlantısızdır]