SİLLAGE +18

By azuraa7

63.9K 1.9K 403

"Bu koku," dedi iyice dibime girip. Burnunu boynuma bastırırken. "Dünya üzerinde müptelası olduğum, tek koku... More

1.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12. bölüm
13 .bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm

2.bölüm

5.7K 156 24
By azuraa7

İyi okumalar..

odadan içeri sızan güneş ışığı yüzünden yüzümü buruşturup yorganı kafamın üzerine kadar çektim. Yeniden uykuya dalmak üzereyken buseferde, komidinin üzerinde olan telefonumdan alarm sesi gelince oflayarak yorganı kafamdan kaldırdım ve yavaş yavaş gözlerimi açtım. Telefonuma uzanıp aldım ve alarmı kapattım. Telefondan gelen bildirim sesi ile ekranı açıp baktım.

Mimarlar grubundan iki yeni mesaj vardı.

Sevil hoca: "Günaydın arkadaşlar".(07.00)

Sevil hoca:"Bugün rahatsız olduğum için dersleri iptal etmek zorunda kaldım. En kısa zamanda telafi edeceğim,anlayışınız için teşekkürler."(07.01)

İşte bu çok iyi bir haberdi. sevinçle hemen telefonu yatağa bıraktım ve yataktan sevcanın benim için aldığı penguen desenli pabuçlarımı giyip çıktım. Banyoya girerek elimi yüzümü yıkayarak odadan çıktım.

Salonda hiç ses yoktu belli ki sevcan daha uyanmamıştı,sürekli yemek işlerini o hallettiği için bugün ben halledebilirdim hem okulumda yoktu. salondan mutfağa girdim hemen ısıtıcıya suyu koyup kaynamaya bıraktım. Ardından krep için buzdolabın'dan malzemeleri aldım.

Yaptığım kreplere gözlerimden kalpler çıkararak bakıyordum. Kreplere bakmayı bırakıp masayı hazırlamaya koyuldum. İkimiz için servis hazırlarken çayı demleyip,çoktan uyanması gereken sevcanı uyandırmaya gittim. Odanın kapısının önünde durup kapıyı çaldım. Yine çaldım, tekrar çaldım ama ses vermiyordu.

"Sevcan" dedim yine kapıyı çalarak ama ses alamadım."Bak giriyorum içeri" diyerek yine çaldım kapıyı ama ses yoktu. Yavaşça kapıyı açıp içeri girdim sevcan yok'tu. Yatağı toplanmış, odası düzeniydi nerdeydi ki bu? Kendi odama geçip telefonumu elime alıp sevcanın numarasına girdim.

"Günaydın,nerdesin?"(08.30)

2 dakika sonra cevap geldi.

Sevcan:"Günaydın,sabah beril aradı hoca okuldan izne ayrılıyormuş 2 gün sonra olan sınavı bugüne ayarlamış acil çıkmak zorunda kaldım. Haber veremedim özür dilerim."(08.32)

"Sorun yok,başarılar"(08.33)

Telefonu yine yatağın üzerine bırakıp odadan çıktım. Bozulmuştu işte moralim. Mutfağa girip hazırladığım masaya bakıp sandalyeye oturdum. Hızlı bir şekilde kahvaltı yapıp masayı toparladım. İzinliydim ama evde durmak istemiyordum kafeye gitmeye karar verip, giyinmek için odama doğru yürüdüm.

Giydiğim Beyaz bluzum ve mavi yüksel bel boyfriend pantolonum,aynadan kendime bakıp saçlarımı açık bi şekilde bıraktım,makyaj yapmaya hiç hevesim yoktu oyuzden dudaklarıma çilekli nemlendiricimi sürüp ayağa kalktım. masada duran siyah çantamı ve beyaz montumu alıp odadan çıktım.



Kapının önünde giydiğim siyah botum ile güzel olduğuma kanaat getirip, evden ayrıldım. Karşıda duran otobüs durağına doğru yürüdüm. 15 dakika boyunca beklediğim otobüs'te gelince bindim ve kafeye yol aldım.

Otobüsten inip iki sokak ötede olan kafeye doğru yürüdüm. Gördüğüm şeyle durdum. Bu neydi? Kafenin önüne parkedilmiş 5 tane özel siyah araba ve bir lamborghini. Şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalıştım ama olmuyordu,ne işi vardı bu arabaların bizim kafenin önünde?. Daha fazla beklemeyip kafeye doğru hızla yürüdüm. Kapıya yaklaşınca 7 tane dev gibi adamların kapının önünde beklediğini gördüm, korkuyla kalbim hızla atmaya başladı kesin birşey olmuştu. Adamlardan biri beni farkedince hemen konuşmaya başladı.

"Kafe kapalı hanfendi,içeri giremezsiniz." Adamın söylediği şey ile iyice korkum artarken sakinleşmek adına derin bir nefes aldım dilimi yutmuş gibiydim.
Al işte takılı kaldı yine gerizekalı. Saçma sapan anlarda çıkan iç sesim beni yine yanıltmadı,adam hala bana bakmaya devam ediyordu muhtemelen biraz daha susarsam deli zannedicekti. Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.

"Neden kapalı?"
Paşamın gönlü öyle istemiş de ondan, söylediğim şeyin saçmalığına vararak hemen konuşmaya devam ettim. "Ben bu kafenin çalışanlarındanım ve kafe bugün açık olmalı. anladığım kadarıylada açık noluyor içerde?

"Çalışan mısınız?" Dedi adam sorduğum soruya cevap vermeyerek,"evet çalışanım şimdi çekilinde içeriye gireyim." Tam yanından geçerken adamın kolumu tutması ile anında bende kolumu tutan bileğini tutup ters çevirdim. Diğer adamlar saniyesinde bana silahını doğrulturken.ben kolumu tutan adama bağırdım."SAKIN DOKUNMA BANA!" Okadar yüksek sesle bağırmıştım ki İçeriden ne zaman çıktıklarını bile bilmediğim umut, mavi ve ahmet amcanın yanıma geldiklerini gördüm.

"Alin! Noluyor kızım" ahmet amcanın endişeli sesi ile ona doğru döndüm ama konuşamadım. Ben hala az önceki temasta kalmıştım. Bana kimse iznim olmadan dokunamazdı, bunu bana annem söylemişti, kimsenin bana izinsiz dokunmasına izin veremezdim, vermezdim.

İçeriden çıkan tanımadığım 4 takım elbiseli adam çıkarken, ilk çıkan adamda takılı kaldı gözlerim, uzun boyu,yapılı vücudu,kemikli çenesi ve koyu gözleri ile noluyor dercesine etrafa bakıyordu, etrafa bakmayı bırakıp bana doğru baktı, göz göze gelince anında gözlerimi diğerlerine çevirdim. Aralarında onunla aynı boyda olan bir adam daha vardı.

Uzun bo-. Napıyorsun salak hepsi şuan sana bakıyor incelemeyi bıraksan da açıklama mı yapsan. İç sesim yine kendini belli ederken. Umuta baktım endişeli bir şekilde bakıyordu bana. "MURAT!NOLUYOR BURDA!" Dedi az önce göz göze geldiğim adam. Kolumu tutan diğer adama sormuştu bunu, demek adı murat'tı. Tek sorun şimdi bumu peng sence?

"Abi." Dedi adam korkuyla "hanfendiyi içeriye girmemesi için uyarıyordum, ama zorluk çıkardı."
Adamın söylediği ile gözlerim kocaman olurken,anında ateş küpüne dönüşmüştüm."BEN BURANIN ÇALIŞANIYIM! SEN KİMİ İÇERİYE ALMIYORSUN!?" Diye bağırdım adama doğru, konuşmasına izin vermeyerek bağırmaya devam ettim. "AYRICA SEN BANA DOKUNAMAZSIN!"
Tamam çok büyük tepkiler veriyor olabilirdim ama elimde olan şeyler değildi, kimse bana dokunamazdı.

"Ne dokunması? Ne yaptı sana." Dedi umut hemen bana doğru, ona cevap veremeden murat denen adam konuştu. "dokunmadım abi içeriye girecekti. girmesin diye kolunu tuttum,olan bunlar işte." Dedi murat.

"Hanfendiden özür dile.konu kapansın onca işimin içinde uğraştığım şeye bak amına koyayım ya." Dedi adam sondaki küfürü yavaş söylemişti ama hepimiz duymuştuk. Terbiyesiz! Aynen zaten sen çok masumdun.

"Özür dilerim." Dedi murat ama gözlerindeki siniri görebiliyordum. Adama bakmayı bırakıp hepsini arkada bırakarak kafeye girmeye başladım, girmeden koyu gözlerle göz göze gelince hemen bakışlarımı kaçırdım ve içeri girdim. Hiç durmadan lavaboya girdim ve kapıyı kilitledim aynadan kendime bakınca kıpkırmızı olduğumu gördüm. Kendime bakmayı bırakıp suyu açtım ve soğuk suyu yüzüm ile buluşturdum.
Çok büyük tepki vermiştim. Senin bir suçun yok peng. İç sesim ile kendime geldim evet benim bir suçum yoktu, bunu bana yaşatanların suçu vardı.

"Bilmiyoruz, 1 saat önce ahmet amca kafeyi açarken gelmişler ve kafeyi kapatmışlar. Parasını verip. işlerini halletmek için dedi ahmet amca ama bilmiyorum." Anlamayarak maviye baktım."Bizim kafeyi mi kapatmışlar?" Dedim şaşırarak.

Mavi tam konuşacakken ahmet amcanın sesini duyduk. "Nesi varmış bizim kafenin deli kız?" Yanımıza gelen Ahmet amcaya baktım. "Yapma hadi ama ihtiyar, görmüyor musun adamları? Böyle adamların bizim kafe'de ne gibi bir işleri olabilir ki?"

"Alin haklı" dedi mavi bana destek çıkarak, ahmet amca gülümseyip uzun uzun baktı bana, anlamayarak bakıyordum bende ona ardından konuştu."Bugün çok önemli, bugünü asla unutmayın, sorunuza gelecek olursam, evet işleri çok acil olduğu için yol üstünde durmuşlar. yoksa özellikle değil" Dedi bastırarak.

"Ne varmış bugünde?"
"Niye unutmayalım bugünü?"
Mavi ile aynı anda konuşmuştuk,ahmet amca Gülümsemesine asla bozmayarak bakıyordu bana arada gözleri maviye kaysada daha çok bende duruyordu.
"Hadi çocuklar,içeride umut yalnız yardıma gidelim." Dedi ahmet sorularımızı yanıtsız bırakarak, tam konuşacaktım ki hemen bölüp "hadi" diye yavaşça ittirdi beni.

Daha sonra sormayı aklıma not edip olumlu anlamda kafamı sallayıp içeriye doğru geçtim. 4 adam oturmuş hararetli bir şekilde birşey konuşuyordu diğer masalarda ise ikişer ikişer takım elbiseli adamlar oturmuştu. Adamlara bakmayı bırakıp kasaya doğru umutun yanına gittim. Gözleri anında beni bulurken hemen konuştu "iyimisin?" Dedi olumlu anlamda kafamı sallayıp "iyiyim" Dedim inanması için gülümseyerek.

"Yok kafayı yicem ben gerçekten şuraya bak" dedi mavi şoka girmiş gibi. İkimizde Anlamayarak ona bakıyorduk, "neye?" Dedim maviye bakarak, "Taş gibi değiller mi? Hayır yani ben anlamıyorum, böyleleri gerçekte varsa niye hiç bize denk gelmiyor ki?"

Mavinin gözüyle işaret ettiği yere bakınca adamlardan bahsettiğini anladım. "Abartmasan mı diyorum mavi? Normal sıradan insanlar işte" dedi umut. mavi küçük bir kahkaha atarken umut a deliymiş gibi bakıyordu.

"Allah çarpar umut, çok ciddiyim, benim böyle özenle yarattığım kuluma nasıl böyle dersin diye." Mavinin dediğine tebessüm ederken ikisine bakıyordum ikisinin atışmalarını çok seviyordum.

"Baksana şunun kalçalarına," dedi ötekini işaret ederek dışarıda güzel bir şekilde açıklamaya çalıştığım ama iç sesimin izin vermediği adamdan bahsediyordu. "hakkını yemiş senin umut, hatta senin tek değil benimkini bile yemiş şerefsiz, o nedir öyle deminden beridir gözlerimi alamıyorum, adamla göz göze gelsem biterim ama yinede bakıyorum." Umut gözlerini devirdi.

"Mavi" dedi umut uyarır bir şekilde.ama mavinin hiç umrunda değildi, ardından bana döndü "Yalan mı alin? Aynı fikirde değil misin benimle?" Umut kaşlarını çatıp bana bakarken ikisine bakıp omuz silktim,mavi gözlerini devirip konuşmaya devam ediyordu.

"Rabbim niye çıkmıyor ki bunlar bizim karşımıza, bana haksızlık değil mi ey güzel Allahım."

Dedi nefes alıp devam ederken "Biz senden neler istiyoruz sen bize neler veriyorsun."dedi sondakini umut'a gönderme yaparak. Umut iyice sinirlenirken hemen araya girdim ortalarına girip umutun yanaklarını sıkıp konuştum "hiçbiri umut olamaz" dedim yanaklarını sıkmaya devam ederken umut anında yanağını çekerken mavi kıkırdıyordu. Üzerimde ki gözleri hissediyordum adamlara doğru dönerken koyu gözlerin buraya baktığını gördüm buraya dediğim umut'a ve yanağına. Ardından bana baktı ve hemen adamlara geri döndü.

"Sen niye bu saate burdasın okulda olman gerekmiyor mu senin?" Dedi umut bana ışıltılı gözler ile bakarken. "Ders iptal hoca rahatsızmış.evde boş durmak istemedim bende buraya yardıma geldim." Dedim açıklama yaparak.

"Dört sade kahve" takım elbiseli adamlardan biri durmuş umut'a bakarak söylüyordu. "Ben hallederim" diyip mutfağa geçtim. Kahveleri hazırlayıp sunum yaparak tepsiye koydum, içeriye doğru gidecekken, ahmet amcanın aralık olan odasından sesi geliyordu, neden kısık sesle konuşuyordu bu adam?

"Evet biraz önce karşılaştılar"

....

"Hayır hiçbir sorun çıkmadı."

....

"Evet iyi merak etmeyin."

...

"Peki efendim"

Telefon konusmasindan hiçbirşey anlamamıştım, kim karşılaşmıştı? ne sorunu?, Ahmet amca kimle konuşuyordu? Bok kokusu alıyorum peng.

Odadan ahmet amca birden çıkarken şok olmuş gibi bana baktı,"Alin,ne işin var senin burda?" niye böyle telaşlanmıştı'ki?."kahve yaptım, sen kiminle konuşuyordun? Niye böyle endişelisin?" Diye sordum. Ahmet amca cevap vermezken iyice meraklandım o sırada arkama bakıp derin bir nefes aldı, bende arkama dönerken mavinin buraya geldiğini gördüm

"Hadi alin olmadı mı kahveler? Dedi yanıma gelerek, "oldu getiriyordum şimdi" dedim ama ona değil ahmet amcaya bakarak cevap vermiştim, "benim çıkmam gerek çocuklar acil bir işim var,gelirim 2 saate" diyip cevap vermemizi bile beklemeden gitti. Elimdeki kahvelerle kendime gelerek içeriye doğru yürüdüm.

Masaya yaklaşıp servis yapacaktım ki adamların birinin önümde durması ile ona anlamayarak baktım."burdan sonrasını ben alayım, teşekkürler" diyip elimdeki kahveleri alıp servis etmeye başladı. Havalara bak peng koca kıçlı.

Kasaya gitmek yerine odaya girip dolabı açtım çantamı ve montumu alarak geri çıktım. Hazır işim yoktu bugün ozaman egeyle ilgilenebilirdim. Kasaya gidip mavi ve umut'a baktım,

"Ben çıkıyorum, egeye gidicem burası sizde kapalı zaten bugün." Dedim.
"Tamamdır" dedi mavi. "bekle beni istersen adamlar kalksın beraber gideriz bende bayadır görmüyorum egeyi" dedi umut beklentiyle. Kimsenin gelmesini istemiyordum tek gitmek istiyordum ama umutuda kırmak istemiyordum, itiraz edecekken mavinin konuşması ile kurtuldum.

"Bana sözün vardı sinemaya gidecektik bugün" Dedi mavi adeta cırlayarak. Umut itiraz edecekken araya girdim. "Gidin siz başka sefere gideriz senle umut, görüşürüz sonra" diyip kapıya doğru yürüdüm, koyu bakışların sahibi ile göz göze gelince bakışlarımı kaçırdım ve çıktım.

"Lan hala gülüyorum, kız nasıl döndürdü senin o elini, sendeki şaşkınlığı görmen lazımdı." Dedi adamlardan biri kavga ettiğim murata bakarak.

"Kes lan kız olmasaydı yapacağımı bilirdim ben, abiye dua etsin o" dedi murat bozularak. Gülmemek için zor tutuyordum kendimi.

"Ama harbi lan baksan incecik bişey, nasıl yapabildi senin gibi adama anlamıyorum" dedi adamlardan biri gülerek. Beni farketmeleri için hafifçe Öksürdüm. hepsinin hemen bakışları bana dönerken gülerek az önceki gülen adama baktım.

"O hiçbirşeydi aslan parçası, sen bide delirmiş halimi gör." dedim göz kırpıp gülerek. Hastayım kız sana zilli. Hepsinin şaşkın bakışlarını umursamayıp Onları arkamda bırakıp, menekşe ablalara doğru yürüdüm, hiç otobüse binmek istemiyordum, yürümek iyi gelecekti.

Yarım saate yakın yürüyordum, yorulmuştum ama iyi de gelmişti. ilerideki pastaneyi görünce gülümsedim ege'ye en sevdiği kekten alabilirdim. Çantamdan cüzdanımı çıkarıp baktım üzerimde neredeyse hiç nakit yoktu, napıcaktım şimdi?. İleride görünen ATM'yi görünce kocaman gülümsedim. Birkaç kişi sırada bekliyordu. Yaklaşama az kala önden bir adam çıktı elindeki paraları çantaya sıkıştırmaya çalışıyordu okadar çoktu ki neredeyse çanta dolmuştu. Adamın işi bitince kafasını kaldırıp etrafa bakınca bunun ihtiyar olduğunu gördüm. Gözlerim kocaman olurken birkac defa göz kırpıp baktım,hayır bu oydu. üzerini giyinmiş gayet şık bir şekilde hemde. Anaaa valla ben biliyordum bu morukta var bir hâller.

Daha şaşkınlığımı üzerimden atamadan daha da şoka gireceğim şey oldu, ihtiyar son model bir araya doğru yürüyordu o araba onun muydu?, arabaya yaklaşınca içinden bir adam çıktı ve ona kapıyı açtı. ne!,Ne!,NEE!
Ağzımın şuan balık şeklini aldığına emindim,Ooo hişt moruuk sugar daddym olur musun. İç sesimin söylediğine göz devirdim.

Adamın kapısını kapatması ile ön tarafa doğru yürüdü arabaya binip çalıştırıp uzaklaştı.

"Merhaba Oy verip,yorum yapmayı unutmayın lütfen, takip ederseniz çok sevinirim."

Continue Reading

You'll Also Like

SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

1.4M 93.1K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
1.9M 131K 30
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
2.4M 104K 70
Bu imkansızdı işte ... "" Sözlüyüm ben ."" Dedi Havin . Cesur'un ise Havin'in bu tavrı hoşuna gitmişti. Her ne kadar ondan uzakta yaşamış olsa da Hav...
63.9K 1.6K 21
"Han." derken dudaklarım titredi. Bedenlerimizin yakın olması ise bedenimi titretti. "Güneş." dediği an kalbime bir ok saplandı sanki. Yer yerinden...