Onun ateşinin bana sıçradığını fark edenler çığlık attı. Ulan ben çığlık atmıyorum size ne oluyor? Kaosa bak sen!
Canımın acıması gerekiyordu galiba. Ama acımıyordu. Canım acırsa hissederim. "Ay yeter çığlık atmayın. Bana bir şey olduğu yok." diye bağırdım en sonunda. Herkes sakinleşince yanan çocuğun üstündeki bütün alevleri üstüme aldım. YANMIYORUM HARİKA! Son ateş bükücü. Wuhuhu.
Herkes etrafımda toplanmış şaşkın şaşkın bakıyordu. Arkadaşlar neredeyse tüm elementleri kullanabilen bir ucubeyim, siz ateşi yanmadan tutmama mı şaşırıyorsunuz? Dael'e dönüp baktım. Mal mal işte benim arkadaşım dercesine sırıtıyordu. Bakın bunda da bi sıkıntı var. Normal değil. Tanrım kurtar beni bu işkenceden.
Ateşi söndürüp hocanın yanına gittim. "Hocam çok kafam dönüyor. Dael ile beraber revire gidebilir miyim?" diye sordum. Hoca evet anlamında kafasını salladı. Dael'in yanına yapay sendelemelerim ile gittim. "Tut la beni." diye kolumu uzattım. "Yalan söylemek kötü bir şey değil mi?" diye sordu Dael. Ah Dael ya! "Odaya gidip televizyon izleyip yemek yiyelim. Başım dönüyor ama açlıktan." dedim. "E erkekler kızların odasına girebiliyor mu?" diye sordu. Ne tatava yaptın he. "Hallederiz koçum." deyip sırtına vurdum. Elim de ağır.
*******
Hem dizi izleyip bir güzel tıkınmıştık. "Sonraki dersin iksir mi?" diye sordum. Hayır anlamında kafasını salladı. "Güzel miyim şu an?" diye sorup etrafımda döndüm. "Harikasın!" deyip iki baş parmağını havaya kaldırdı. "Sen hiç sormazsın ki? Hayırdır?" diye sordu tek kaşını kaldırarak imalı bir şekilde. "Ehehehe. Ablan 2 ders saati içerisinde kaderindeki kişiyi buldu desem inanır mısın?" diye sordum. "ÖLSEM İNANMAM!" diye heyecanla ayağa fırladı. "Ciddi misin Belinda?!" yavrum bu kadar şaşırılacak ne var? "Ciddiyim Dael!" deyip kahkaha attım. Tipe bak! PUAHHAHA.
"Eğer güzelsem ben kaçar. Sen çıkarken odayı kitlersin. İksir sınıfı 3. kattaydı demi?" diye sordum. "Evet evet. Görüşürüz!" dedi. El sallayıp odadan çıktım. Teneffüs zili çaldığında bütün öğrenciler dışarıya atıldı. Ben de yer kapmak için iksir dersliğine doğru yol aldım.
Merdivenler inerken güzel ama çıkarken hiç hoş değildi. 3. kata gelene kadar canım çıkmıştı. OF. Koridoru dolanıp kapılarının yanında iksir sınıfı yazan yeri aradım. Sonunda bulduğumda içeri girdim. Nasıl olsa kimse yoktur deyip dalmışta olabilirim. Şş.
İçerisi kocamandı. İkişerli büyük sıralar aralıklarla dizilmişti. Üzerlerinde bir takım eşyalar vardı. Huni midir nedir onlardan. Duvarlara dayanmış dolaplarda bir yığın malzeme vardı. Rengarenk sıvılar, değişik aletler, göz turşuları... GÖZ TURŞULARI?!
Dolaba yaklaşıp turşusu yapılmış şeylere baktım. Turşu dediğime bakmayın benzediği için öyle söylüyorum. Kertenkele, kurbağa gibi değişik küçük hayvanlar vardı. İsmini bilmediğim küçük değişik şeyler de vardı. 3 bacağı ve 3 gözü olan siyah beyaz tüylü topa benzeyen bir şey vardı. Gözleri açıktı ve dikdörtgendi? Dikdörtgen? Dikkatli bakabilmek için dibine girmiştim ki gözünü bana doğru çevirdi. AMAN TANRIM! LAN BUNLAR CANLI MI?!
Korkudan titreyip geriye doğru sendeledim. Kendi ayağıma takılıp geriye doğru düştüm. Düşmemişim. Birinin kollarındaydım. Gözlerimi açıp baktığımda Arthur'un suratını gördüm. Gülmemek için kendini zor tutuyordu. "İyi ki erken gelip sıra kapmak istemişim." dedi sırıtarak. İki elimi omuzlarına koyup "Sen olmasan ne yapardım?" deyip sırıttım. Omuzlarından destek alıp dikey pozisyona geçtim. "Güçlüymüşsün. Nasıl yakaladın beni baksana!" dedim. Güç pozu verip "Baksana şu kaslara ehehe." dedi pazılarına vurarak. Kendimi tutamayıp dokundum. Elimde kaslarını hissedince ikna oldum. "Harbiden o kaslar ne?" dedim şaşırarak. O da şaşırmıştı. Dokunmamı beklemiyordu tabi.
Arsız biri olsam göbeğine dokunup six packlerine bakardım. Ama arsızlığında bir sınırı vardı. Neyse zamanla hallederim ben :)
"O kadar kaslı seviyorsan niye Darwin'e yüz vermiyorsun?" diye sordu. En arka sıraya geçip oturmuştuk. "Onun o amaçla bana yanaşıp yanaşmadığına emin değilim. Ve ilk görüşte aşka inanırım. Onu görünce hiç karnımda kelebekler uçuşmadı yani." dedim başımı öne eğerek. Yok canım ne utanması?! "Bunu duyduğuma sevindim." dedi sırıtarak. Gamzeleri var demiş miydim? Gülünce çok tatlı oluyor demiş miydim?
"İksir dersi zor mudur sence?" diye sordu. Konu açma çabalarına bak sen. "Umarım kolaydır ve hocamız Severus'a benziyordur." dedim. "Eğer ona benziyorsa işimiz yaş olur ama." dedi. BİLİYOR. BİLİYOR. Sakin ol. "S-sen Harry Potter serisini biliyor musun?" diye sordum. APTAL NİYE KEKELİYOSUN?! "Okudum bile. Hem de hepsini!" dedi. Nikah basılır. Tamamım ben.
"Nikah mı basacaksın? Cidden mi?" diye sordu. Heyecanla bütün gardımı indirmişim. Aklıma tüküreyim. Gel de açıkla durumu. "Mecazen. Tanışalı daha 3-4 saat oldu biliyorum. Şaka. Eheheh." dedim. ELİM AYAĞIM BİRBİRİNE DOLANDI.
Neyse ki içeri öğrenciler girmeye başladı. Şimdi ben bu çocuğun suratına nasıl bakacağım?
*************
Ölmedim sakin olun ahaha