Be With Me ❧ Bakugo Katsuki

By xaylerall

70.2K 6.8K 6.6K

*Tamamlandı* ❝Yanımda ol. Ne olursa olsun, benim sana ihtiyacım var...❞ ..... #1 bakugokatsuki, - 05.05.21- ... More

- İ C H İ -
- N İ -
- S A N -
- Y O N -
- G O -
- R O K U -
- N A N A -
- H A C H İ -
- K Y U U -
- J U U İ C H İ -
- J U U N İ -
-J U U SAN -
- J U U Y O N -
- J U U G O -
- J U U R O K U -
- J U U N A N A -
- J U U H A C H İ -
- J U U K Y U U -
- N İ J U U -
- N İ J U U İ C H İ -
- N İ J U U N İ -
- N İ J U U S A N -
- N İ J U U Y O N -
- N İ J U U G O -
- N İ İ J U U R O K U -
- N İ İ J U U N A N A -
- N İ İ J U U H A C H İ -
- N İ İ J U U K Y U U -
- S A N J U U -
- S A N J U U İ C H İ -
- Teşekkür -
- Özel Bölüm 1 -
- Ek Bölüm -
- Özel Bölüm 2 -
- Duyuru -

- J U U -

2.5K 286 235
By xaylerall

Medya: Yine ekran görüntülerimden biri, ama çok soft değil miii *-* <3

Bu arada önceki bölümü kontrol etmeden yayımlamıştım, yetiştirmem gereken proje ödevim vardı ama sınır dolduğu için bölümü tamamlayıp yayımlamam gerekiyordu. Sonradan okurken yazım yanlışlarını gördüm
('・_・') ama hepsi otomatik klavyenin suçuydu! Benim değil!

Bu arada vote verip yorum yapan herkese çok teşekkür ediyoru~mヾ( ^ω^)ノ❤

Büyük resimdeki kolyeler ilk hâlleri. Yuna'nınki mavi Bakugo'nunki siyah olan.
Ama Yuna Melek formunu kaybetmesi üzerine her iki kolyede küçük resimdeki gibi oluyor. Neden Bakugo'nunki pembeleşti derseniz...yakında öğrenirsiniz ehem :))

Vote Sınırı: +25
Yorum Sınırı: +120

------------------------------

Bakugo'yu evine bırakıp her şeyin yolunda olduğundan emin olduktan sonra, aynı günün akşamı Hawks ile buluşmuştum.

U.A'da geçici lisanslarımızı aldıktan hemen sonra Tokoyami ile Hawks'ın ajansından teklif almıştık. Ben de bu şansı geri tepmeyip en güzel şekilde değerlendirmiştim. Ajanstan sonra bile Hawks beni eğitmeyi bırakmamıştı.

O zamanlar 22 yaşındaki iki numaralı kahramanın U.A'dan bir birinci sınıf öğrencisini eğitmesi ilk başta garip karşılanmıştı. Aramızdaki yaş farkı ne kadardı ki zaten? Ama bizim aramızda
öğretmen-öğrenci ilişkisi dışında bir de
abi-kardeş ilişkimiz olmuştu. Ve ben, bundan gayet memnundum.

Yaklaşık 5 gündür kaldığım otel odasından çıkmamış hattâ uyumamıştım bile. Sadece yatağımda bağdaş kurmuş ve laptopumla ilgilenmiştim. Kötüler Birliği ve diğer villianlar hakkında oldukça fazla şey öğrenmeliydim.

Çalışma masasının üzerindeki kahve kupaları, Makato'nun bel çantası, yemek tabakları, bütün zemine saçılmış olan not kağıtları, kalemler ve küçük ağırlıklar odayı olduğundan küçük ve en kötü şekilde dağınık gösteriyordu.

Hawks ile buluştuğumuz gün her şeyi anlatmıştım. Ertesi gün ise pro herolarla tanışmış ve benim arkadaşlarım dışındaki pro herolarla bir takım şeyler konuşmuştuk.

Bu konuştuğum kahramanlar, anlattıklarım üzerine ilerleme kat etmeye çalışacaklardı. Tabii ki onlar kadar villianlar hakkında bilgi sahibi olmadığım için iki hafta izin istemiş ve kendimi otel odama kapatmıştım.

En sonunda laptopu kapatıp yorgun gözlerle etrafa bakmıştım. Saat kaçtı?

Laptopu dağınık yatağımın üzerine bırakıp önümdeki telefonu elime aldım.

'Bakugo kişisinden +99 bildirimin var.'

Gülümsemiş ve rehbere girmiştim.

Güya önemli değildim di mi?

Tabi efendim.

Mesajları okuyacak kadar enerjik hissetmiyordum. Birkaç kez çalan telefonun ardından onun sesini duymuştum.

"Oi, aptal! Neden mesajlarıma ve aramalarıma cevap vermiyorsun?!"

"Telefonum sessizdeydi, bilmiyorum. Bir sorun mu var?"

"Evet, var! Beni, bizi habersiz bırakamazsın! Kötüler Birliği tekrar saldırılarını arttırdı. Seni arıyorlar!"

"Biliyorum Bakugo. Ama ben iyiyim. Sadece şu an uyumak istiyorum."

"Konum at. Oraya geliyorum."

"Ne! Niye!?"

"Sana hesap vermek zorunda değilim!"

"Ben de otelin adresini vermek zorunda değilim!"

"Otelde mi kalıyorsun? Ne diye başta söylemiyorsun mal. Topla eşyalarını, sana kalacak yer bulacağız."

"Senin kurtarman gereken milyonlarca insan var Dynamight. Ben kendi başımın çaresine bakıyorum. Ve zaten şu an gayet iyiyim, bir sorun olursa ararsın. Görüşürüz."

Aramayı kapatıp öylece Bakugo yazısına bakmıştım. Yani, hiçbir şey böyle olmak zorunda değildi. Hattâ şu an bile elimde olsa düzeltirdim.

Ama Hawks bunu yapmamam gerektiğini söylemişti. Ve ben de böyle olmasını desteklemiştim.

#29 Nisan Akşamı#

"Ufaklık, onlarla aranın böyle olması daha iyi. Emin ol."

Kaşlarımı çatıp ona bakmıştı Yuna. Bu da ne demek oluyordu böyle? Oturdukları banktan hızla kalkıp Sensei'sine baktı.

"Seni gerçekten anlamıyorum Sensei! Bu nasıl iyi olabilir?"

Hawks genç kızı bileğinden tutup eski yerine oturmasını sağlamıştı. Derin bir nefes almış ve sarı gözlüğünü çıkarmıştı.

"Anlattığın her şeyden yola çıkarak söyledim bunu. AFO senin peşinde ise tehlikedesin demek ve bu da demek oluyor ki, AFO ile karşılaşman ve savaşman kaçınılmaz olacak."

Yuna duyduğu şeyler üzerine sertçe yutkunmuştu. Yumruklarını sıkıp önüne bakmıştı.

"Evet, ve o gün geldiğinde bütün gücümü kullanmaktan çekinmeyeceğim! Ne olursa olsun!"

"Ya o dövüşten sağ çıkamazsan?" Yuna şaşkın bir yüz ifadesi ile düşünceli bir şekilde ona bakan Hawks'a bakmıştı.

"Ne demek istiyorsun Sensei?"

"Demem o ki, eğer böyle bir şey başına gelirse...onlarla aran düzeldikten sonra daha kötü olmaz mı? Hem senin için bu planın içinde yer almak isteyeceklerdir. Bu bir nevi onları tehlikeye atmak olur. Ben hem sana hem de bana bir şey olmaması için elimden geleni yapacağım.

Benim senden başka kaybedecek kimsem yok, ama senin var. Onlara bir şey olursa bu sefer ayakta durabileceğini sanmıyorum ufaklık..."

Onların ve Hawks'ın zarar görme düşüncesi Yuna'nın burnunun ucunun sızlamasına sebep olmuştu.

"Keigo-kun..." dedikten sonra Hawks'a sarılmıştı genç kız. Hawks'ı ve diğer arkadaşlarını tekrar kaybetmek, yine onun isteyeceği en son şey bile değildi.

#Flashback End#

Banyoya girmeden önce temiz kıyafetlerimi yanıma almış ve esneyerek banyoya ilerlemiştim. Kapıyı kapatıp kıyafetleri bir kenara koyduktan sonra üzerimdeki kirli kıyafetleri çıkarmıştım. Duş başlığından sıcak suyu açıp duşa kabine girmiş ve suyun vücudumdan akıp gitmesine izin vermiştim.

Kenarda duran şampuanı elime sıkmış ve hemen ardından saçlarıma yedirmeye başlamıştım. Birkaç kez daha bunu tekrarladıktan sonra durulanmış ve bornozumu giymiştim.

Aynanın önüne geçip saçlarımı havluyu sarmış ve şişmiş gözlerime bakmıştım.

Cidden, zombi gibi gözüküyordum.

Hemen ardından kıyafetlerimi giyip saçlarımı kurutmuştum. Şimdi uyusam hiç fena olmazdı. Banyodan çıkıp odaya baktım. Ağlamak istiyordum!

Yere çömelerek notları toplamaya başladığımda çalınan kapı ile durmuştum. Oda servisi miydi? Sanmıyorum, kapıyı bu kadar sert çalmazlardı.

Kapıyı açtığım an Bakugo'nun kızgın bakışları Kaminari'nin ise endişeli bakışları ile karşı karşıya gelmiştim.

"Hey, burayı nereden buldunuz?"

"Bunun bir önemi var mı aptal?" Bakugo içeri geçerken Kaminari gülümsemişti.

"İyi olduğuna sevindim Yuna." Tebessüm edip içeri geçmesini istemiştim. İçeri geçtiğinde her ikiside tuhaf bir şekilde odaya bakıyorlardı.

"Buranın hâli ne böyle salak. Bu kadar pasaklı olduğunu bilmiyordum."

"Merak etme Bakugo, bu kadar pasaklı değilim. Sadece kendimi çok kaptırmışım ve odanın bu hâle geldiğini sonradan fark ettim."

Kaminari yere çömelerek bir tane A4 kağıdını eline almıştı.
"Mr.Compress mi? Onun kimliğini mi buldun!? Nereli olduğu...Yuna, bunlarda neyin nesi böyle?"

Bakugo kaşlarını çatıp o da bir kağıda uzanmıştı. Sonra bir tane daha alarak incelemişti.

"Yuna? Anlatmak 'zorunda' olduğun şeyler var gibi görünüyor."

Başımı iki yana sallamıştım. "Anlatmak zorunda olduğum hiçbir şey yok. Şimdi gitseniz iyi olur."

Halbuki burada kalmalarını çok istiyordum.

"Anlatmak zorundasın çünkü ben senin erkek arkadaş-!" Dediği şey ile birbirimize şaşkın bir şekilde bakmıştık. Kaminari küçük bir kahkaha atıp dudağını ısırmıştı.

"Mükemmel bir çiftsiniz çocuklar!" Bakugo ve benim keskin bakışlarımız onu bulduğunda ellerini göğüs hizasında teslim oluyormuş gibi kaldırmıştı.

"Bakugo, eğer anlatmak isteseydim çoktan anlatırdım."

Sonra her ikisinin elindeki kağıtları alarak derin bir nefes almıştım. Arkamı döneceğim sıra dirseğimin tutulması ile hareket edememiştim.

"Benden bir şey saklamanı istemiyorum Yuna."

"Peki sebep? Anlattığım zaman ne yapacaksın?"

"Kendini tehlikeye attığını biliyorum ve buna göz yumamam, anlıyor musun!? Bunu yapamam!"

Dirseğimi onun elinden kurtarıp ilk Bakugo'ya sonra Kaminari'ye bakmıştım. "Gidin, lütfen."

Bakugo ellerini kül sarısı saçlarının arasından geçirip omuzlarımdan tutmuştu.

"Böyle davranmayı kes aptal! Sana zarar gelmesini istemiyorum!"

"İşte bu yüzden gitmelisiniz! Ben de size zarar gelsin istemiyorum! Anlayın, lütfen..."

Gözlerim dolduğunda Bakugo'nun sert yüz ifadesi yumuşamış ve bana sarılmıştı.

"Bunları hep beraber atlatabiliriz, güven bize. Sen bize her şeyi anlat, böylelikle önlem alalım, ne gerekiyorsa yapalım."

Elimdeki kağıtlar yeri boylarken ben de Bakugo'ya sarılmıştım. Ve buna ne kadar ihtiyacın olduğunu daha yeni fark etmiştim.

Kaminari bir elini ensesine atıp sıkıntılı bir şekilde nefes almıştı. "Yuna, sadece bir süre bu şeylerden uzaklaşsan daha iyi olmaz mı?"

Bakugo'dan biraz uzaklaşıp Kaminari'ye baktım.

"Yani, şey, umm, bizim düğün evet düğünüm iki gün sonra. Sen de gelmelisin!"

Ne diyeceğimi bilmez bir şekilde bana gülümseyerek bakan ikiliye bakmış ve onları onaylamıştım.

Ve sanırım hata yapmıştım.

Kaminari beni Bakugo'nun kollarından çekip kendi etrafımda döndürmüştü.

"Biraz kendine gel! Şu hâle bak zombi gibisin."

Bu benim kahkaha atmama neden olmuştu. Bakugo ise göz devirip bize baksa da o da gülümsemişti.

--------------------------------

Diğer Bölüm Spoisi: KAOS
Ehehdhhe ;)

~❤~

-Düzenlendi, 300521-

Continue Reading

You'll Also Like

198K 20.9K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
55.8K 1.7K 40
!KİTABA 19. TEPKİDEN BAŞLAMANIZI ÖNERİYORUM! Bir ekip severin yaptığı max kitap ( çoğu tepki karakterlerin vermeyeceği tepkiler olmayabilir buraya sa...
40.2K 2K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
543 105 26
Uyurken kafamda kurdugum senaryolarla yaziyorum💋 (Toilet Bound Hanako-kun animesinin textingi)