"LuLu~~LuLu~~LuLu~~LuLu~~LuLu~~LuLu~~LuLu~~LuLu~~Lu-"
"NE VAR LANET OLASI ? NE VAR ?!"
Yemekhaneden çıkmış eve doğru gidiyorduk -her ne kadar onu kovsamda benim peşimden geldi-. Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye çalışıyordum, çalışıyordum çünkü sarışın susmuyordu. Ona döndüm ve suratına baktım. Suratıma yaklaştı, neredeyse 1 santim kalmıştı ki konuşmaya başladı. Konuşurken dudakları dudaklarıma sürtünüyordu. İçimde garip bir his falan yok, yediğim yemek midemi bozdu. O yüzden böyleyim, evet. "Bu kadar fazla lanet etmemelisin. Senin gibi tatlı birine yakışmıyor." "A-anladım. Uzaklaş." Uzaklaşmasını beklemeden önüme döndüm ve yürümeye başladım. Tanrım, neyi var bu çocuğun ? Eşcinsel olduğumu bilse bu kadar yakın davranmaz eminim. Evet eşcinselim, nedenini bende bilmiyorum. Sadece kızlar çok yapmacık geliyor, sürdükleri bir ton makyaj ve giydikleri (!) kıyafetleri sevmiyorum. Elimdeki anahtara baktım, 102 numara. Vay canına... Gerçekten küçük, güzel bir ev. Etrafta bunun gibi birsürü ev var ve köşede küçük bir market... Bizim ihtiyar gerçekten çok zengin. Kapıyı açıp içeri girdim ve çantamı yere attım. Kulaklığımı kulağımdan çıkarıp eve göz attım. Salon olduğunu düşündüğüm yerde geniş bir koltuk, ortada küçük bir masa LCD bir televizyon ve VCD olduğunu gördüm. Mutfak ise amerikan mutfağıydı -salonla birleşik-. Etrafa iyice baktığımda 3 beyaz kapı olduğunu gördüm. Sanırım benim ve sarışının odası ve banyo olmalı. Sarışına döndüm, dudağını ısırmış beni izliyordu.
"Odam neresi sarışın ?" "Sarşın mı ? Adım Kris. Aslında birlikte yatabiliriz LuLu." "Kes sesini sarışın. Eğer sana isminle hitap edersem arkadaşmışız gibi olur ve ben arkadaş olmak istemiyorum." Yerden çantamı aldım ve odalardan birine doğru yürümeye başladım. Odanın kapısını açacakken birden kendimi sırtım kapıya dayalı bir halde buldum. Sarışın kollarını iki yanıma koydu ve suratını yaklaştırdı, daha fazla ve daha fazla. Öpecek sanmışken kulağıma yöneldi ve fısıldadı. "Arkadaş olmak istediğimi kim söyledi ? Arkadaştan daha fazlası olmak istiyorum." Biraz daha bu pozisyonda kalırsak üstüne atlayabilirim. Hayır, sarışını sevdiğimden falan değil. Sadece, ah hadi ama ! Karşınızda acayip sıkı bir vücudu olan uzun boylu ve seksi bir sarışın olsa sizde hormonlarınızı kontrol edemezsiniz. Kolunun altından hızla çıktım ve onu kapı ile başbaşa bıraktım. "Siktir ordan." Arkamdan kıkırdadığını duymuştum. Yan taraftaki odaya girdim ve bu odanın benim olduğunu anladım. Valizlerim odamdaydı çünkü. Eşyalarımı yerleştirdim ve kulaklığımı takıp uyumaya başladım.
"LuLu... Yemek yiyeceğiz hadi uyan." Kulağımdan kulaklıkların çıkarıldığını hissettim. Saçlarımı okşayan bir el tarafından rahatsız olarak gözlerimi açtım. Sarışın gülümseyerek bana bakıyordu. Tanrım, bu çocuk gülümseyerek beni öldürmek istiyor olabilir mi ? "Anladım." Yatakta oturur pozisyona geldim ve ona baktım. "Çıkmayı düşünmüyor musun ?" "Hayır." Tanrım... Kalktım ve dolaptan kıyafet alıp odadan çıkıp yan taraftaki banyoya girdim. Üzerimdeki çıkarıp kirli sepetine attım ve kendimi soğuk suya bıraktım. 1 gün içerisinde neler oldu böyle... Soğuk ve rahatlatıcı bir duşun ardından kendime geldim. Giyindim ve banyodan çıktım. Salondaki koltuklardan birine oturdum. Başımdaki havlu ile saçlarımı kurulamaya çalışıyordum. "Islak ve kurulanmaya çalışan bir geyik gibisin. Ama kurulanmayı beceremeyen bir geyik." Ne zamandan beri orada olduğunu bilmediğim sarışın koltuktan kalkıp yanıma geldi ve kafamdaki havluyu aldı. Arkama oturdu ve saçlarımı yavaş ve yumuşak bir şekilde kurulamaya başladı. Tam rahatlayıp kendimi salıvermişken birden bir 'Hııııım' lama duydum. Ne yaptı o ? Beni mi kokladı ? "Kokun... Gerçekten yemekliksin LuLu." Kafamı kurulamayı bıraktı ve kafasını omzuma gömdü. Titredim mi ben ? Oh hayır. Onu ittirdim ve mutfağa ilerledim. Sanırım sarışın beceriksizin teki değil. Yemek yapmayı biliyor en azından. Masaya oturdum ve seslendim. "Yah. Tüm gece seni bekleyemem gelir misin artık ? Yeterince yoruldum zaten." Bana doğru yaklaşıp gülümsedi, ama normal bir gülümseme değildi bu. Sinsi bir gülümsemeydi. "Geliyim mi ? Tüm gece mi ? Yoruldun mu ? Gerçekten benim LuLu'm çok cesur." Tanrıııım... Bütün söylediğim herşeyi sevişme terimlerine çevirdi ! Şuan kızarmadım, hayır. "Sen...Tanrım !" Söylecek birşey bulamadım ve tabağımdaki güveçli pilavı yemeye başladım. Yemek boyunca bana bakarak yemeğini yedi. Rahatsız olmuştum ama dile getirsem bile beni dinleyeceğinden şüpheliydim, sustum.
Yemekleri o yaptığı için en azından bulaşıkları benim yıkamam lazım değil mi ? "Ben yıkarım." Kalktım ve tabakları yıkamaya başladım. Belime sarılan bir çift kolla durdum. Sarışın ellerini belime sarmıştı ve şimdi de kafasını boynuma gömüyordu. "Bana. Dokunma. Dememiş. Miydim ?!" Onu itmeye çalıştım ama başarısız oldum. "Sabahtan beri beni itiyorsun, izin vermeseydim yapamazdın. Ama yeter. Bir geyik bu kadar huysuz olmamalı." İlk başta sesi buz gibi keskindi. Ama sonra yumuşadı. "Gereksiz temas yapma. Sarışın." Ayağına bastım ve belimden çekilen eller ile bulaşıkları yıkamaya devam ettim. "Acıdı !" Ayağını tutup zıplamaya başladı. Tanrım, gerçekten baş belası. Bulaşıklar bittikten sonra odamda uyumayı hayal ederken bir kol beni salona doğru çekti. "Hadi film izlyelim !" "Yah... Sarışın. Cidden bana bulaşma. Yavşak insanları sevmiyorum. Ayrıca, çok uykum var." "Yaaa..." "Hayır bana yavru köpek bakışları atma. Hayır de- AH ! Pekala !" Kalkıp filmi taktı ama izleyecek durumda değildim. Geldi ve yanıma oturdu. Ah hadi ama... Film başlar paşlamaz öpüşülür mü ?! "Film izleyeceğiz sanıyordum." Filmdeki öpüşme gittikçe hızlanıyordu. Sinirle kalktım ve birden tekrar oturdum. Ama oturduğum yer koltuk değil, sarışının kucağıydı. Hayır, hayır. Sarışın, işler kötüleşecek. Herifin eli ayağı rahat durmuyor sikeyim böyle işi. "Nereye gidiyorsun 'LuLu' ?" N-ne ? "Ah Tanrım... Benimde bir sınırım var biliyorsun değil mi 'LuLu' ?" Elleri ile ellerimi önümde birleştirmişti ve kafasını boynuma koyup beni koklarken konuşuyordu. "Şuan böyle kokuyorsan, seviştiğimizde nasıl kokacaksın acaba ? Daha mı seksi ?" "N-ne diyorsun be ? B-bırak. Ş-şakam yok h-haberin o-olsun, s-seni dö-döverim..." HAH ! Ben mi onu dövecektim ? Adam demir gibi be ! Lanet olsun, kesinlikle sıçtım. Hayır, hayır... "Ah... Tanrım. Seni şimdi, şurada becermek istiyorum ama yarın lanet okul var *hıııım* (Y/N: Ne kadar garip olsada *hıııım* görürseniz anlayın ki nefesi içine çekme dsafdf)." Şuan korkuyor muyum ? H-hayır canım. Ahahah. Çok komi- "D-dur... E-elini n-nereye ko-yuyorsun ! Du-ur... Ah..." Şuan. Eli. Pantalonumun. İçinde. Ve. Penisimi. Okşuyor. NE ARA ORAYA SOKTUN ELİNİ ! Hayır Luhan, sertleşme ! Lanet hormonlarını kontrol et ! Ama... Cidden iyi hissettiri-Hayır, hayır, hayır... "Hoşuna gitti, huh ?" Boynumu emmeye başladı, ardından kulak mememi ısırmaya başladı. "A-ah... D-dur, y-yapm- ah..." Tek eli ile pantalonumun fermuarını açtı ve boxerımdan çoktan sertleşmiş olan penisimi çıkardı, çekmeye başladı. Tanrım... İnlememek için dudağımı ısırıyordum, farketmiş olcak ki daha çok çekmeye başladı. Aynı zamanda toplarımıda sıkıyordu seslice inlemeye başladım. "Ah, ah... L-lanet olsun ah..." "Ah, siktir Luhan... Gerçekten beni sertleştiriyorsun. İnlemelerin yetiyor." Boynuma tekrar gömüldü ve elini hızlandırdı. Ve sanırım alttan bana kabaran birşeyler var. Siktir... Titredim mi ben ? Oh hayır... Boşalam- "AH ! S-siktir." Ne olduğunu anlamadan elini daha fazla hızlandırdı ve boşalmamı sağladı. İkimiz de nefes nefese kalmıştık -o niye nefes nefese kaldı anlamadım olan bana oldu burda-. Elini ağzına götürüp menilerimi yaladı ve yuttu. "Çok tatlısın." Tanrım... Ne olduğunu anlamadan koltuğa uzanmış bir şekilde buldum kendimi. Üzerimde ise bir adet 'Tacizci Sarışın' vardı -artık adı buydu, evet-. Tekrar boynuma yaklaştı ve emmeye başla- SİKTİR ! Emiyordu, çünkü iz bırakmak istiyordu ! Onu itmeye çalışırken konuştum. "Y-yapma ! İ-iz bırakırsan y-yanlış an-anlayacakl-Ah... Y-yapma, d-dur ! Ah..." Ben ne kadar onu itsemde yerinden kımıldamayıp daha fazla emmeye başlıyordu ve eli ile aynı zamanda tekrar penisimi çekmeye başlamıştı. "Ah, ah ah...." Kalbim çok hızlı atıyor. Siktir... Tekrar boşaldığımda bu sefer elinie emmek yerine penisimi ağzına aldı ve yalayıp tüm menilerimi yuttu. Yutkundum... Bu heriften korkulur. Suratıma baktı ve gülümsedi. "Sıra sende, 'LuLu'." N-ne ?! Kalkmaya çalışırken tuttu ve sırtımı koltuğa yapıştırdı, pantolonun fermuarını çekti ve boxerını sıyırdı. Aşırı derecede büyük ve kalın penisine baktım önce. Ben şaşkınlığımı giderememişken penisini ağzıma soktu. Ne kadar ittirmeye çalışsam da başarısız olmuştum. En sonunda pes ettim ve ağzımı becermesine izin verdim. Tanrım... Resmen ağzımda büyüyordu. Saçlarımdan tutup penisini dahada bastırdı ve kalçasını daha da hızlandırdı. "Ah tanrım... LuLu... Ah" Tamam zevk alıyordum, kabul ediyorum. Ama bu kadar büyük olmak zorunda mıydı ? Penisi boğazıma deyiyordu ve heryanım yanıyordu. "Ah... Çok iyisin." Penisinin titrediğini hissettim ve biranda ağzıma boşaldı. Ağzıma gelen menilerini büyük bir cesaret ile yuttum. Penisini ağzımdan çıkardı, nefe nefese kalmıştık. Anlını anlıma koydu ve gözlerime baktı. "Cidden, çok iyidin geyik." Kalktı ve banyoya gitti. Ne yani ? Bu kadar mıyd- Ben şuan bitirdik diye üzülüyor muyum ? Oh, hayır hayır. Lanet olsun. Ne kadar süre orada dikildim bilmiyordum ama uzun sürdüğüne eminim. Sarışın banyodan ıslak saçları ile çıktı ve bana göz kırpıp odasına girdi. Siktir. Benimle oynadı mı şuan ? Lanet olsun. Kendimi, ucuz ve basit bir fahişe gibi hissediyorum şuan. Siktir. Kalkıp banyoya gittim ve kendimi ılık suya bıraktım.
Banyodan çıktıktan sonra onu mutfakta su içerken gördüm. "Hey LuLu su is-" Onu duymazlıktan geldim ve suratına dahi bakmadan odama girdim, kapıyı kapatıp kilitledim. Sikinin ucuna kadar yolu var. Kendimi yatağa attım ve uyumaya başladım, kapımı çalan ve 'LuLu ?' diye konuşan sarışını umursamadan. Sabah uyandım ve okul üniformamı giydim, çantamı alıp kulaklığımı taktım ve odamdan çıktım. O sırada mutfakta kıkırdayan iki beden gördüm. Biri sarışın, biri siyah saçlı tanımadığım biriydi. Onları umursamadan -kıskanmıyorum- kapıya çıktım ki bana seslene birini hissettim, hani olur ya kulaklık kulağınızdayken tüm dünya size sesleniyormuş gibi hissedersiniz, aynı o. Kulaklığımı çıkardım ve arkama döndüm. Tahminim doğruydu. "Kahvaltı yapmayacak mısın ?" "Aç değilim." "Ah ! Kris. Bizi tanıştırmayacak mısın ?" "Ah Tao... Luhan bu Tao, Tao bu Luhan. Ev arkadaşım." "Ah, memnun oldum Luhan. Bende Tao. Kris'in sevgilisi." EH ?! HUH ? HE ? EEEEEH ?!
Y/N; Vote sınırı +10 genşler ve 1-2 yorumu çok görmeyin. <3