Herkesi Kurtaramazsın... 💔

By My-faded_Garden

1.6K 134 450

Bencilliği bir kenara bırakıp doğru olan şeyi yap, yoksa işe yaramaz olursun.. More

...
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
Günlüğün Yırtık Sayfası
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
Kaset

10.Bölüm

98 8 124
By My-faded_Garden


-Frisk'in gözünden-

Planın 2.aşaması, biz Grillby's den çıktığımız an başladı..
Karaltan kasabası neredeyse boştu çünkü son zamanlarda Kralliyet muhafızlarına katılanların sayısı fazlaca artmıştı. Tüm çevre muhafızları da Harabelerin girişinde olduğundan, elimizi kolumuzu sallayarak dolaşabiliyorduk.

Sans,yolu kontrol etmek için önden gidiyordu, biz ise geriden ve kenardan takip ediyorduk. Sanki birbiriyle hiç alakası olmayan yabancılar gibiydik.

Chara, yüzünün gözükmemesi için başını eğerek yürüyordu ve kapüşonu yüzünün tamamını gölgede bırakacak kadar büyüktü.

O Riverman'in, ben ise Undyne'nın birer taklidi gibiydik.

Yeryüzünden geldiğimizi tahmin edememelerini ummaktan başka bişey düşünemiyordum..

O Reset'ten beri mayına basmış gibiyim.. eğer dengemi kaybedersem.. eğer açık verirsem.. bu benim sonum olur.

Düşüncelere dalmış, nereye gittiğimize bakmadan yürüyordum ki, Chara'nın dirseği ile kolumu dürtmesi beni kendime getirdi.

Biraz daha yakınımdan yürümeye başladı ve soru soracağını anladığım üzre sesini alçalttı.

Chara:Neden Sans, bizi direk sarayın önüne ışınlamıyor?

Frisk:Aslında asıl plan oydu ama Undyne bizi burda gördü. O belki de saraya henüz varmamıştır, ondan önce sarayda olursak ve kralla konuşmak istediğimizi söylersek, acelemizden dolayı dikkat çekeriz ve bu kadar kısa zamanda oraya vardığımızdan ortalık karışır.

Chara:Peki anladım.. Sans'ın ışınlanabildiğini bilen yok, değil mi?

Frisk:Hayır.

Chara:Öff şimdi oraya kadar yürümemiz mi gerekicek?

Frisk:Hayır, sadece biraz oyalanıyoruz.

Chara:Madem öyle, bir dükkana girebilir miyiz? Yol üzerinde zaten..

Frisk:Nereye gitmek isyorsun?

Chara:Yaklaştığımızda söylerim.

Frisk:Tamam.. ben bi Sans'a sorayım.

Chara bu söylediğimi onayladığında, adımlarımı sıklaştırdım ve hızımı dikkat çekmeyecek şekilde arttırarak Sans'ın yanından yürümeye başladım.

Sans:Bi sorun mu var?

Frisk:Yol üzerinde bir dükkanda durabilir miyiz?

Sans:Neden?

Frisk:Ee.. oyalanmak için? Ayrıca Chara istedi.

Sans:...Olur.

Sans ile konuşma tarzımızın eskisi gibi olmadığı ortadayı..
Soğuk davranıyor..
Eskiden olduğu gibi espiri yapmıyor hatta benimle konuşmak istemiyor bile..
Bunlara ben sebep oldum, şikayet etmemem gerek ancak içimdeki burukluk canımı sıkıyor..

Bunları düşünürken yüzümü astığımı, Sans söyleyene kadar fark etmemiştim.

Sans:Gidebiliriz dedim, neden yüzün asıldı?

Frisk:...Bir nedeni yok..

Sans:Biliyorsun, bana anlatabilirsin.. düşmanın filan değilim ya?

Frisk:Gerçekten, önemli değil..

Sans:Oh, hadi ama neden böyle yaptığını hiç bilmi-yol-um

Frisk:Ben sadece- Dur bi sayine.. az önce sen... Pffhahahah

Sans:Haha.. Hey, kemik olan ne? (komik)

Frisk:Hahhaha.. bu çok b-eklem-medik oldu (beklenmedik)

Sans:Ah, öğle mi, yoksa akşam mı? (öyle mi)

Frisk:Tamam, yeter- hahahahaha

Sans:Sen bu kardar güzel gülüyorken, durmaya hiç niye- hahaha şey.. bence de yeter. (kadar)

Frisk:Aa..ben- evet ben Chara'nın yanına gideyim.

Sans:Hıhı, tamam.

O son söylediği şey ile bir garip olmuştum, sanki... bunu duymak hoşuma gitmişti, belki de... hayır bu çok saçma.
Saçmaladığımı fark ettiğimde, bu mantıksız olayı kafamdan attıp, şuan ki amacımıza odaklandım.
Biraz yavaşlayıp, Chara ile aynı hizzaya gelmemizi bekledim. Bana yetiştiğinde, birlikte yürümeye devam ettik. Ben sessiz kalınca kafasını bana çevirip, sorgular biçimde bakmaya başladı..

Frisk:Ee.. noldu?

Chara:Neden bu kadar uzun sürdü? Olmaz mı dedi? Eğer öyle dediyse bile ben yine de gidice-

Frisk:Hayır, olur dedi ama konu o değil.

Chara:Ne peki?

Frisk:Eh.. boşver.

Chara:Eskisi gibi konuşmadığınızdan ve komedyenin artık sana espiri yapmadığından yakınıyordun, sonra birdenbire kelime oyunlarına başladı değil mi? Sen de o yüzden mutlusun şuan ama nedense buna engel olmaya çalışıyorsun.

Frisk:Sen nerden-

Chara:Bazen sesli düşünüyorsun Frisk. Sans'ın yanında da düşündüğün şeyleri sesli söyledin ve ben size yakın yürümeye başladığımda duydum.
Espiriler başladığında iğrenip direk uzaklaştım gerçi, gerisini bilmiyorum.

Frisk:Ha.. o yüzdendi demek..

Chara:Nedense neden, boşver güldünüz, eğlendiniz işte.

Frisk:Evet... gerçekten gülmeyeli uzun zaman olmuş ha?

Chara:...Herşey yoluna girecek Frisk... İşe yarayabilecek bir plan kurdun ve baksana.. ben yanında yürüyorum, havada süzülmüyorum. Bu sence de inanılmaz değil mi? Bak, bişey başardık bile.. gerisi de böyle güzel olacak..

Frisk:O zaman neden şüphe duyuyorum?
Herşey bir anda bitmeye çok yakın.. hatta o kadar yakın ki hata yapma şansımız bile yok. Seni geri döndürmek kolaydı çünkü harabelerde muhafız yoktu.. ama şimdi-

Chara:Şimdi oraya gidicez ve bizi tanımayacaklar bile. Bu planı anlattığın herkes ikna olduysa bir kusuru yoktur. Sen ve Sans sürekli düşünüyorsunuz.. ihtimalleri, olanakları, sonuçları... Sorun çıkmayacak... bunu hissediyorum. Bu yüzden endişelenmeyi bırak seni mankafa.

Frisk:Hehe...haklısın..

Chara:Ben herzaman haklıyım UwU

Chara umut verici konuşuyordu ve beni neşelendirmeyi deniyordu ama yine de içimdeki kara bulut hiçbiryere dağılmadı.. her an fırtına koparabilecek olması beni korkutuyordu..

Birsüre daha yürüdük ve o süre boyunca üçümüz de sessizlik. Bazen birileri saniyelik de olsa bize baktığında, tedirgin oluyor ve kafamı yere eğerek yürümeye devam ediyordum ancak bu sadece dikkat çekiyordu.. yine de umursayan olmadı.

Chara bir dükkanın önünden geçerken beni kolumdan tutarak durdurdu. İşin garibi Sans'ın, Chara beni durdurmadan önce içeri girmesiydi.. sanki Chara'nın girmek istediği dükkanı biliyordu.. belki de tahmin etmiştir.

İçeri girmeden önce dükkanı dışarıdan inceledim..
Çokta küçük olayan, şirin bir dükkandı, içerisi büyük pencerelerden görünüyordu, fazla kalabalık değil gibiydi ama çok satış yapan biryere benziyordu.
Kapının üstünde ise bir tabela vardı..

"Bonbon'un pastanesi"
              
Yeraltındaki heryeri bilmeme rağmen burayı hatırlamıyor olmam tuhaf hissetirdi.

Tatlı bir koku, içeriden süzülüyordu. Kokuyu aldığım an, daha yeni birşeyler yemiş olmama rağmen karnımın aç olduğunu fark ettim. Acele ettiğimden ve panik yüzünden düzgünce yiyemedğim hamburger doymama yetmemişti.
Ben kapı önünde dikilmiş, dükkanı enine boyuna inceliyip, neden burayı hatırlayamadığımı düşünürken, dışarıda tek başıma dikildiğimi fark ettim. Chara, çoktan içeri girmişti bile..

Ben de içeri girdiğim an sıcak bir hava karşıladı beni.
Karşımda duran tezgahın arkasındaki tavşan bayan, ben etrafı hızlıca incelerken, samimi bir gülümseme ile bana bakıyordu..

"Hoşgeldin yabancı, sana ne ikram edebilirim?"

ben önce duraksadım ve ne diyeceğimi düşündüm..
Ne istediğimi bilmiyordum..
Ben olabildiğince tuhaf bir şekilde suskunluğumu sürdürürken, Sans araya girdi..

Sans:Ah, dostum biraz utangaçtır. İzin verin de sizi tanıştırayım.
Bonbon, bu yeni tanıştığım dostum Haroline. Haroline, bu BonBon, kendisi buralarda en güzel tarçınlı çörekleri yapan kişidir.

Sans, ne isteyebileceğimi bilmediğimi ve sormanın aklıma gelmediğini anlamış olucak ki, laf arasında ipucunu vermişti...

Bir anda sorulan sorulara, panik yüzünden düzgün bir cevap veremediğim ikinci sefer olmuştu bu..
Bunu aşmam gerek..

Bonbon:Haroline demek ha?  Memnun oldum.

Haroline(Frisk):Bende memnun oldum..

Bonbon:Peki, ne istersin hayatım?

Haroline(Frisk):Madem meşhurmuş, tarçınlı çörek alabilir miyim?

Bonbon:Tabii şekerim ama çekingen olma bu kadar.

Haroline(Frisk) : Haha.. denerim.

Bonbon, önündeki cam tezgahtan iki tarçınlı çöreği kesekağıdına koyarken, ben Chara'ya bakıyordum.
Elindeki bir dilim turtayı yemekle meşguldü..
Chara'nın elindeki turtaya baktığımı fark eden Bonbon, dikkatini yine bana vererek aklımdaki "Acaba neyli? " sorusuna yanıt verdi..

Bonbon:Tarçınlı turta, üzerine karamel sosu da var. Sende ister misin? Al, bu da benden olsun.

dedi ve turtadan bir dilim da bana kesip verdi..
Turtanın tadı... aynı Toriel'in yaptıklarına benziyordu.. onun kadar güzel değildi belki ama yine de enfesti..

On an anladım... Chara'nın neden buraya gelmek istediğini...

Annesinin yaptığı turtaları özlemiş olmalı..

Tarçınlı.. ve karamelli...

...

_______________________________________

Continue Reading

You'll Also Like

92.4K 4.9K 60
"Komşum ünlü bir futbolcu. Fazla yakışıklı ve bunun da fazlasıyla farkında. Üstelik inatçı keçinin teki, tam anlamıyla gıcık ve çekilmez biri. Başta...
168K 9.1K 59
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
12.9K 2K 46
Gerçek kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur tamamen hayali karakterlerdir Necip Fazıl'ın "insandan kaçmak kolay, kendimden kaçabilsem" dediği yerde...
18.7K 2.3K 14
Jeongguk'un sevgilisi Bogum, ona pek de iyi davranmıyordu.