Aglon Geçidi [YiZhan]

By mymolli

21.5K 3K 1.7K

Aglon Geçidi geçilmesi güç, geçildiği taktirde de geri dönüşü olmayan bir yoldu. Tıpkı elf kralı Wang Yibo'n... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20 Final

Bölüm 16

899 141 61
By mymolli

4 saat önce

Güneş ışığının yeni yeni girdiği odada tek duyulan ses Zhan'ın düzenli nefes sesleriydi.

Yataktan kalkmak yerine genç adamın yüzünü izlemeyi seçen Yibo, genç adamın yüzüne yayılan ince saç tutamlarını eliyle geriye iterken hafif açık ağzı yüzünden görünen tavşan dişlerine sırıtarak bakıyordu.

Yönetmesi gereken bir halkı olduğunu hatırlayınca yanında yatan bedeni uyandırmamaya özen göstererek yataktan kalktı.

Odadan çıkmadan önce son kez arkasını dönerek huzurla uyuyan adama gülümseyerek baktı.

Hava yeni yeni aydınlandığı için dışarda çok fazla elf yoktu.  Sakin adımlarla kütüphaneye ilerlerken son günlerde gözüne batmayan adamın sabahın erken saatinde aceleci adımlarla geçidin girişine doğru ilerlediğini gördü.

Son zamanlarda  kalbini tam anlamıyla dolduran Zhan ve beynini işgal eden halkının sorunları yüzünden neredeyse unuttuğu adama kaşlarını çatarak bakmaya devam etti.

Fark edemeyeceği şekilde arkasından ilerlerken kafasından o kadar çok şey geçti ki bu zamana kadar ki dikkatsiz tavrı yüzünden kendine kızıyordu.

Gizlendiği ağacın arkasından hemen ilerisinde ki bedenin ne yapacağını izlerken karşısında ki beden telaşlı tavırlarla cebinden çıkardığı mektubu bir kuşun ayağına bağlamaya çalışıyordu fakat Yibo kendi kuşu olmamasına rağmen kuşun yüzünde ki tedirginliği hissedebiliyordu.

Yibo saklandığı yerde kendini belli etmeden ses çıkarınca genç adam telaşla mektubu bağlamaktan vazgeçip hızlı adımlarla geldiği yolu geri giderken arkasından bakmaya devam etti.

En başta Zhan yüzünden onu kabul eden kendisiyken şu an ki bu şüpheli halleri kafasının karışmasına neden oluyordu.

Aradan geçen saatler sonunda herkes işinin başına geçince neşesi ve coşkusuyla yanlarına gelen Zhan sayesinde herkes daha da enerjik hissetmeye başlamıştı.

Yanlış giden bir şeylerin olup olmadığını anlamak için son derece dikkatli bir şekilde etrafı inceleyen elf kralı, duyduğu seslerle birlikte bedenine yön verince sabah ki telaşının yerini öfkeye bırakan genç adamın hızlı adımlarla Bowen'ın odasının olduğu tarafa doğru adımladığını gördü.

Tam peşinden gidecekken Zhan'ın elinde ki kutularla aynı yöne doğru ilerlediğini görünce adımlarını durdurdu.

Zhan'ın dişlerini göstererek kendisine gülümseyen suratına yalnızca tebessüm ederek bakabilmişti.

Gözden kaybolana dek arkasından bakmaya devam etmişti. İçinde ki anlamlandırmak istemediği hisleri bastırmak istercesine gözlerini kapattı.

"Bowen!"

Endişeli bakışlarla yanına yaklaşan elfe ne kadar sert baktığının farkında dahi değildi.

"Hemen bir kaç elf topla."

Sert bakışlarına nazaran sakin çıkan sesi Bowen'ı iyice korkuturken başıyla onaylayarak yanından ayrıldı.

******

Geçen bir kaç dakikanın ardından Ji Yang, Bowen ve bir kaç elf ile birlikte Zhan'ın girdiği kapının önünde beklemeye başlamışlardı.

"Kralım, her şey yolunda mı?"

Ji Yang'ın yumuşak sesiyle sorduğu sorunun cevabı diğer elflerin de merak konusuydu.

"İçeri girince her türlü şeye hazırlıklı olun ve,"

Ji Yang'ın sorusunu es geçerek kurduğu cümleyi aldığı derin bir nefesle devam ettirdi.

".. ne olursa olsun benden emir gelmedikçe Zhan'a dokunmayın."

Bowen Yibo'nun ne demek istediğini anlamıştı ve içinden ilk defa dostunun bir şeyleri yanlış anlamış olmasını dilemişti.

Herkes dikkatini içeri de ki iki kişiye yönelince gelen sesleri dinlemeye başladılar.

".. söylediğin tüm yalanları kanıtlarıyla birlikte söyleyeceğim!!"

Herkes bunun Zhan'a ithafen söylendiğini anlayınca bakışlarını Yiboya çevirmişlerdi.

Her ne kadar yüzünü ifadesiz tutmayı başarsa da yumruk olmuş elleri yüzünden tepkisini gizleyemiyordu.

"GEBER!!"

Duydukları kelime ile  anında içeri girmişlerdi ve gördükleri manzara hepsini şaşırtırken Yibo Zhan'ın boğazına sarılmış ellerin sahibini belinden çıkardığı kılıcıyla saniyeler içinde yere sermişti.

Ji Yang, Zhan'ın yanına doğru ilerleyip iyi olup olmadığını sorarken Bowen sinirle mırıldanıyordu.

Yibo, hem her şeyi açıklasın hem de sussun hiç bir şey söylemesin istiyordu.

Sanki oda da sadece ikisi varmış gibi yalnızca birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı. En sonunda nefeslerini düzene sokup ayağa kalkan Zhan ile derin bir nefes alan Yibo duyacağı her şeye kendini çoktan hazırlamıştı.

"En başından beri size yalan söyledim."

*******
Zhan

Fiziksel darbeler  belli bir süre sonra yerini sızlamaya ve morarıklara bırakırdı. Şanslıysanız kabuk tutar ve ölü deri yerini yeni, canlı deriye bırakırdı.

Fakat değer verdiğim insanların hayal kırıklığına boğulmuş gözlerine bakmak ruhumda asla kabuk tutmayacak yaralara neden oluyordu.

Nasıl açıklanabilirdi ki her şeyimin yalan olduğu?

Nasıl derdim beni affedin diye?

Herkes susmuş ağzımdan çıkacak sözleri bekliyordu.

Ama o öyle bir bakıyordu ki nolur sus, konuşma, anlatma der gibiydi.

Sesli bir nefes alıp anlatmaya hazırlanmıştım ki sanki konuşmamı engellemek istiyormuşçasına bakışlarını Ji Yang'a yöneltmişti.

"Ölmesin, onu hayatta tut ne olursa olsun hayatta kalsın."

Öyle sakin konuşuyordu ki neredeyse bağırması için yalvaracaktım.

"Neden! Neden onu yaşatıyoruz!"

Bowen'ın sinirli sesine karşılık kurduğu cümle kalbimi acımıştı.

"Biz insanoğlu değiliz, önce dinleyeceğiz daha sonra halkına teslim edeceğiz. Amacımızın barış olduğunu anlamaları lazım."

Ji Yang klan liderinin oğlunun koluna girerek onu dışarı çıkarmıştı.

Şimdi yalnızca Bowen ve Yibo vardı odada. İkisinin de gözlerine bakamıyordum. Nerden başlayacağımı, hangi yalanın doğrusunu söyleyeceğimi bilmiyordum.

"Ne zaman konuşmaya başlayacaksın Zhan? Ah pardon, adın Zhan değil mi o konuda yalan söylememişsindir umarım."

Bowen'ın sert sesi ve çatık kaşları ile kurduğu cümle kalbimi yaralarken Yibo susuyordu sadece gözlerime bakıyordu.

Görüşüm bulanıklaşınca yanaklarımdan süzülen yaşlar ile bakıyordum onlara, konuşmak bile çok ağır geliyordu.

"Nasıl geldin buraya?" Sakinliğini koruyan sesiyle sorduğu soru ona bakmama neden oldu

Her şeyin en başına döndüğünü anladığımda burnumu çekerek göz yaşlarımı sildim.

"Ben klan liderinin oğlu değilim, benim ailem yok"

Sesimin titremesine içimden küfür ederken ikisinin de son derece dikkatli bir şekilde beni dinlediğini görmüştüm.

"Klan liderinin oğlu oydu."

Kimden bahsettiğimi  anladıklarında Bowen alayla gülmesine rağmen sert çıkan sesiyle konuştu.

"Demek birliktesiniz"

Yerde olan bakışlarım anında ona çıkarken hızla konuştum.

"Hayır, hayır, hayır öyle değil yemin ederim ki öyle değil."

Ağlamaklı çıkan sesimle söylediklerime ne kadar inanıyorlardı bilmiyorum ama Yibo'nun verdiği nefes sesini duymuştum.

"Elf kralından haber geldiğini duyunca ben de diğer herkes gibi yapılacak yarışmaya katıldım. Tam o sırada klan lideri ve oğlunun konuşmalarına tanık oldum."

Dediklerime inanıp inanmadıklarını ölçmek adına gözlerine baktığımda tepkisiz bir şekilde dinlediklerini gördüm.

"Klan lideri oğluna yarışmayı bilerek kazandıracağını ve onu buraya casus olarak göndereceğini söylüyordu. O an o kadar sinirlenmiştim ki ordan uzaklaştım ve bir plan yaptım."

Devam edeceğim sırdada kapıdan içeri giren Ji Yang bana bakmadan Yibo'ya yöneldi ve konuşmaya başladı.

"Uyandırdım, yaşıyor."

Yibo'nun hareketiyle içeri giren ji Yang bana bakmamaya özen gösteriyordu.

"Önce seni dinleyeceğiz, daha sonra onu devam et."

Konuşmasında ki soğukluk öyle ürpertmişti ki içimi yalnızca kafamı sallayabilmiştim.

"Amacım geçidin girişinde onu etkisiz hale getirip buraya girmesini engellemekti. Onu tam geçidin girişinde bayıltıp geçiş belgesini aldım."

Şimdi hiç birinin suratında bir ifade yoktu sadece bakıyorlardı.

"Tek bir amacım vardı,"

Yeniden dolan gözlerimi ve titreyen sesimi umursamadan devam ettim.

"Buraya gelip ders alıp geri döndüğümde herkese ne kadar cana yakın, iyi, hoş görülü kişiler olduğunuzu anlatıp insanlar ve elfler arasında güzel bir köprü kurmak istiyordum."

Öyle zordu ki ne düşündüklerini anlamak, inandılar mı yoksa artık gözlerinde  tamamen bir yabancı mıyım anlayamıyordum.

"Eklemek istediğin başka bir şey var mı?"

Geldi geleli ilk defa bana yönelik konuşan Ji Yang'ın gözlerinin içine bakmıştım.

"Size karşı hissettiklerim, duygularım asla ama asla yalan değildi."

Cümlemi bitirir bitirmez ayağa kalkıp gitmek için hareketlenmişlerdi ki Yibo'nun hâla aynı pozisyonda durması onları durdurdu.

"Gidip sorguya başlayın, geleceğim."

İtiraz etmeden çıktıklarında şimdi sadece o ve ben vardık.

Oturduğu yerden kalkıp  yanıma geldiğinde tam karşımda durdu. Hiç bir şey söylemedi sadece bakmaya devam ediyordu.

En sonunda gözlerimi yere indirip beklerken bir anda belimi saran parmaklarıyla neye uğradığımı şaşırmıştım.

Hızlıca dudaklarıma kapanan dudakları yüzünden ne yapacağımı şaşırmış ve ellerimi boynuna dolamıştım.

Dudaklarımı öyle bir öpüyordu ki, sanki rüyadaymış da bir anda uyanınca kaybolacakmış gibi aceleciydi.

Yanaklarımdan süzülen yaşlar öpüşüne karışırken yavaşça ayrıldı. Alnı alnıma yaslıydı şimdi. Dudaklarını yanağıma sürterken derince kokluyordu. Öpmeden sadece dudaklarını değdirmesi bile ölümüm için yeterli bir sebepti.

O gece uyumama engel olan o cümle tekrar kulaklarıma dolunca göz yaşlarıma engel olmayı bırakmıştım.

"Her şey yalan olabilir ama gözlerinde gördüklerim, kokunda hissetiklerim yalan olamaz.

Olmamalı."

********

:(

biraz üzüldük ama çok üzülmeyin bakın yibo Zhan'a inanmayı çok istiyor.

azıcık gecikti bölüm bunun için üzgünüm :/

umarım sevmişsinizdir🤭

<3















Continue Reading

You'll Also Like

264K 4.8K 31
Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı.Bir an kalbim duracak gibi oldu. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi ve odamın kapısını açt...
201K 13.1K 61
Kitap en baştan düzenleniyordur bu yüzden bölümlerde karışıklık olabilir. Bu yüzden düzenlenmeyen bölümlerin olunmaması önerilir !!! Dünya baştan koy...
20.6K 1.9K 40
Jungkook uzun süredir hoşlandığı Jimin ile ilk konuşmasının böyle sonlanabileceğini düşünmüyordu. (texting)
16.2K 1.9K 20
Jimin erkek arkadaşına attığı çıplak fotoğrafların bütün okula yayılmasıyla kendini bir çıkmazda bulur ve ona elini uzatacak tek kişi okulun popüler...