Killer Love | Hyunlix

By DyShawVin

385K 25K 57.2K

Prens gibisin, benim prensim. [Angst] More

Yeni Çocuk
Yeni komşular
Karşı oda
Biyolojik olarak öpüştük
Büyülü ortam
Gitme
İntikam
Lucas?
Ben zaten ölüyüm
Sadece ne istiyorsam onu yapıyorum Felix
Böyle gidemez
İyi günler efendim
Hoşuma gidiyorsun
Nesin sen?
Hiç ayılmasak olur mu?
Senin yüzünden
Çok tatlısın
Uzun bir süre sonra
Seninle ilgili her şeyi seviyorum
Belki ay ışığı seviyorumdur
Sonunda baş başayız Hwang Hyunjin
Aşığım sana
Her halinle kusursuzsun
Ömrümün sonuna kadar
Cehennemin seni bekliyor
Şimdi ne oldu Hyunjin?
Seni çok özledim
Son birkaç gün
Huzuruma açılan kapı
Asla ayrı düşmeyelim
Zaman doldu
Her şeyin başladığı yer
Final
Özel bölüm

Onsuz yaşayamam

6.5K 560 1.7K
By DyShawVin

Hyunjin

Son yudumu da diktiğimde bardağı masaya geri bıraktım. Sadece bir bardak içmiştim fazla kaçırmamaya çalışıyordum.

Gereğinden fazla olan müzik sesi başımı şişirmişti resmen. Chris'in bir kız bir de erkek arkadaşı gelmişti yanımıza ikisini de tanımıyordum Chrisle de pek yakın gibi değillerdi sadece öylesine arkadaşlardı büyük ihtimalle.

Sohbetlerine fazla dahil olmuyordum sadece bana bir şey sorulduğunda cevap veriyordum o kadar ikisinden de fazla hoşlanmamıştım.

"Hyunjin sadece bir bardak mı içeceksin?" Kızın sorduğu soruyla kaşlarımı çattım. Onu ne ilgilendirirdi? "Hadi ama en kötü birer bardak daha içmelisiniz hemen alıp geliyorum."

Tam itiraz edecektim ki kim olduğunu öğrenme gereği duymadığım çocuk konuştu. "Evet ya birer bardak daha içelim boşuna mı geldik buraya."

İtiraz etmeden geriye yaslandım bir bardaktan bir şey olmazdı zaten. Chris'in kulağına yaklaşıp fısıldadım. "Son bardağı da içtikten sonra gidelim ben hoşlanmadım pek buradan."

Chris onaylar anlamda başını salladı. Kız elinde bardaklarla gelince düşürmesin diye bardakları almaya uzandım ama beni durdurdu. Masaya tek tek bardakları koyup önce Chris ve bana uzattı sonra kendilerininkini aldı.

"Ee Hyunjin sevgilin var mı?" Başımı onaylar anlamda sallayıp alkolden bir yudum aldım. "Çok mu seviyorsun?" Bardağı kafama diktiğimde gereksiz bir baş dönmesi hissettim. İkinci bardakta sarhoş olacak biri değildim kesinlikle ama görüşüm sanki 10 bardak içmişim gibi bulanıklaşmıştı.

"Çok seviyorum." Dengemi kaybetmeye başladığımda oturduğum koltuktan destek alarak ayakta durmaya çalıştım. Chris'e baktığımda yanımızdaki  çocuk onu yukarıdaki odalara çıkarıyordu. Ne sikim dönüyordu bu sıçtığımın yerinde?

Bilincim kapanmadan önce gözümün önünde kızın silueti belirdi. "Özür dilerim bunu yapmam gerek."

Sonrasında dipsiz bir kuyuya çekildim. Karanlık, dipsiz bir kuyuya.

***

Başıma bıçak gibi saplanan ağrıyla gözlerimi açtım. Ölüm gibi bir ağrıydı kafayı yiyecektim.

Gözümdeki bulanıklık yavaş yavaş gittiğinde etrafa göz attım. Burası benim odam değildi. Aşağıdan gelen müzik sesi kulaklarıma dolduğunda dün geceyi anımsadım. Chrisle bara gelmiştik, arkadaşları gelmişti sonrası yok.

Bu odada ne işim vardı? Chris neredeydi? Kafamda oluşan sorularla yatakta doğrudum. Doğrulmamla birlikte yerdeki kıyafetlerim beynimden vurulmuşa dönmeme sebep oldu.

O kıyafetler neden yerdeydi? Hayır Hyunjin böyle bir şey yapmadın. Lütfen böyle bir şey yapmamış olayım lütfen tanrım lütfen. Elimde tuttuğum yorganı sıkıp çıplak göğüsüme çektim ve içimden gelen büyük ağlama isteğiyle gözlerimden yaşlar istemsiz olarak akmaya başladı. 

Bunu Felix'e yapamazdım. Bu iğrençliği ona nasıl yapabilirdim? Nasıl yüzüne bakacaktım? Nasıl karşısına çıkacaktım?

Sinirlerim çok bozulmuştu kendime gelemiyodum. Tanrım bunu nasıl yapabildim? Hatırlamıyorum neler olduğunu ama keyfi soyunup bar yatağına girecek değildim.

Yerdeki kıyafetlerime uzanıp zorla üzerime geçirdim ve pantolonumun cebinden telefonumu çıkartıp Chris'i aradım. Bir kere çaldı iki kere çaldı üç kere çaldı ama açmıyordu.

Küçük bir küfür savurduktan sonra kapıyı açıp çıkacaktım ki yatağın üzerindeki kırmızı iç çamaşırı dikkatimi çekti.

Kendimden iğreniyordum nasıl yapmıştım bunu aklım almıyor. İçtiğim alkolü de sikeyim bulduğum kafayı da sikeyim.

Kapıyı hızlıca açıp çıktığımda yoğun alkol, sigara ve ter kokusu ciğerlerimi doldurmuştu. Yüzümü buruşturup Chris'i bulma umuduyla diğer odaların kapılarına yöneldim.

"Hey beyefendi odalara rastgele giremezsiniz." Bana seslenen adama döndüm ve başımı salladım. "İsterseniz yardımcı olabilirim sizin ve birlikte geldiğiniz arkadaşlarınızın hangi odada kaldıklarını gördüm. Eğer onları arıyorsanız tabi."

Adamın söylediği şeyle hemen başımı salladım. "Ben odaya kiminle girmiştim peki hatırlıyor musunuz?" O iğrençliği yaptığımı bildiğim halde bekledim. Bir umut yalnızdınız demesini bekledim ve saniyede kaç tane olduğunu sayamadığım kadar dua ettim.

"Uzun boylu, uzun ve dalgalı saçlı bir hanımefendi vardı yanınızda. Siz oldukça sarhoştunuz hatta uyuyor gibiydiniz yanınızdaki kadın yardım ediyordu odaya girmenize."

Felix'in yüzüne nasıl bakacaktım? Ona nasıl açıklayacaktım aklım almıyor. Ağlamak istiyordum keşke zamanı geriye sarabilseydim. "Arkadaşım hangi odada?" Çatallı çıkan sesimle zar zor sorabilmiştim.

"3 Numaralı oda ilerden sola dönünce direkt karşınıza çıkacaktır." Başımı sallayıp kısa bir teşekkür ettikten sonra hızlıca odaya yöneldim.

Kapıyı açtığımda Chris boydan boya uzanmış ağızını akıta akıta uyuyordu. Üstü giyinikti onun adına sevinmiştim.

Yanına gidip omuzundan tutarak sarstım ama uyanmadı. Yatakta doğrultup biraz daha sarstım ama yine uyanmak bilmiyordu. "CHRİS SİKTİĞİMİN YATAĞINDAN KALK ZATEN SİNİRLERİME TECAVÜZ EDİLDİ HERKESİ SİKEYİM TÜM DÜNYAYI SİKEYİM SENİN BİTMEK BİLMEYEN UYKUNU DA SENİ DE SİKEYİM!"

Bağırmamla birlikte aniden yerinden sıçradı. "Ne oluyor amına koyayım?" Şaşkın bakışlarla bana bakan Chris'e dolmuş gözlerimle bakıyordum. "Hyunjin?" Ne olduğunu sorguluyordu belli ki içinde ama ne cevap verebilirdim ki?

Dün gece Felix'i aldattım mı diyecektim? Peş peşe dökülen yaşlarımı hıçkırıklarım takip etti. Chris beni kendine çekip sarıldığında ellerimi beline doladım ve daha çok ağlamaya başladım.

"Ne oldu Hyunjin?" Chris sakin konuşmaya çalışıyordu ama ne olduğunu deli gibi merak ettiği her halinden belliydi.
"C-chris."

Ağlamaktan konuşamıyordum. Kafamı Chris'in göğüsüne yasladım ve yatakta uzanarak ağlamaya devam ettim. Chris de sakinleşmem için bir şey sormuyor sadece saçlarımı okşuyordu.

"Nasıl yaptım?" Ardı ardına gelen göz yaşlarım Chris'in kazağını sırılsıklam yapmıştı. "Bunu Felix'e nasıl yaptım?" Chris'in başımı okşayan eli aniden durmuştu. Beni doğrulttu ve ona bakmamı sağladı.

"Neyi Felix'e nasıl yaptın?" Bakışları artık anlatmazsam beni dövecekmiş gibiydi. "Chris b-ben..."

"Evet sen?" Derin bir nefes alıp söylemeye hazırlandım. Chris'e söylemekte bile bu kadar zorlanıyorken Felix'e nasıl söyleyecektim? "Ben sanırım Felix'i  aldattım."

Chris'in gözleri büyüdüğünde hemen devam ettim. "Ama yemin ederim ki hatırlamıyorum sabah bir uyandım yatakta çırılçıplaktım yanımda da bir tane iç çamaşırı vardı ama gerçekten hatırlamıyorum ben Felix'i asla bilerek aldatmam onu çok seviyorum yalvarırım bir şey yap Chris onsuz yaşayamam. Onsuz yaşayamam."

Chris hiçbir şey söylemiyor sadece kaşlarını çatmış bana bakıyordu ama bu kaş çatma sinirlenme değil de daha çok sorgulama gibi bir kaş çatmaydı.

"Felix bunu öğrenirse ne olur biliyorsun değil mi?" Başımı olumlu anlamda sallayıp dizlerimi kendime çektim.

"Bu konuyu onunla telefonda konuşma eve dönünce yüz yüze konuş. Evet sinirlenir ama mantıklı bir açıklama öne sürersen anlar."

Onunla bu konuyu değil telefonda konuşmak yüz yüze konuşmaya bile cesaretim yoktu. Hatta şu an Felix le konuşmaya bile cesaretim yoktu. Aradığında nasıl hiçbir şey yokmuş gibi davranırım?

"Chris ben onsuz yaşayamam." Anlayışlı bir şekilde gülümseyerek saçlarımı okşadı. "Merak etme Felix olgun biri seni anlar."

Başımı salladım ve bir süre öylece duvarı izledim. "Eve erken dönelim olur mu? Ona ihtiyacım var."

Felix'i görmem lazımdı onu kaybetmeyeceğime emin olmam lazımdı. İki haftayı onu kaybetme korkusuyla geçiremezdim.

"Birkaç gün kalır döneriz o zaman." Başımı sallayıp tekrar Chris'e sarıldım. Felix'i kaybedemezdim onsuz olmazdı olamazdı.

***

Felix

"Jisung kasti olarak öpüşmemiş işte çocukla affet perişan oldu resmen Minho."

Jisung şeytani bir gülümseme atıp kolunu Jeonginin omuzuna attı. "Biraz daha koşsun peşimden hoşuma gitti." Resmen Minho'yu keyfi peşinden koşturuyordu vicdansız köpek.

"Sen iğrenç kusmuk bir insansın." Jisung yüzünü buruşturup Jeongin'e baktı. "Kusmuk ne amına koyayım daha iyi bir benzetme bulamadın mı?"

"Hayır kanka seni en iyi bu tarif ediyor." Jisung Jeongin'in üzerine atladığında ikisi birlikte yere düştü ve birbirlerini hırpalamaya başladılar. Küçük bir kahkaha atıp ablamın evinin bahçesine girdim.

"Ben eve gidiyorum siz ikiniz de olabildiğince çabuk birbirinizden ayrılıp evlerinize gidin bence yağmur geliyor." Cevap vermelerini beklemeden bahçe kapısını kapatıp eve doğru yürüdüm.

Sabah erkenden Jeongin ve Jisung'la buluşup yürüyüşe çıkmıştık iyi gelmişti içim açılmıştı biraz.

Kısa bir duş alıp hemen Hyunjini görüntülü aramak istiyordum yüzünü çok özlemiştim. Ablamdan aldığım yedek anahtarla kapıyı açıp içeriye girdim.

Eve kısa bir göz attım ama ablam yoktu. Odaya çıkıp telefonumu elime aldım. Duştan önce aramaya karar vermiştim fazlasıyla özledim çünkü. Numarasını tuşlayıp aradım ve açmasını bekledim.

Açmamıştı. Duymamıştır diye tekrar aradım ama yine açmamıştı. Büyük ihtimalle işi vardı fazla rahatsız etmeye gerek yok görünce arar sonuç olarak.

Rahat kıyafetler ayarlayıp duşa girdim. Suyu ılık yaptıktan sonra duşumu aldım ve çıktım. Deodorant ve parfüm rutininden sonra üzerimi giyindim ve odama geri döndüm.

Bilgisayarımı aldım ve bir korku filmi açıp yine donuk bir yüz ifadesiyle izlemeye başladım. Acilen düzgün korku filmi yapan birileri çıkmalıydı.

Telefonuma mesaj geldiğine Hyunjin yazmıştır diye hızlıca kilit ekranını açtım. Mesaj bilinmeyen bir numaradan gelmişti. Kim olabilirdi ki?

Bir fotoğraf atmıştı. Fotoğrafı açtığımda kalbim küt küt atmaya başlamıştı. Nabzımın hızlandığını iliklerime kadar hissediyordum.

Gözlerimden yaşlar teker teker akmaya başlayınca büzülen dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı.

Fotoğrafta Hyunjin ve bir kız... Anlatmaya dilim varmıyordu tüm benliğimin yerle bir olduğunu hissettim. Tüm dünyam bir anda bir fotoğrafla alt üst olmuştu.

Fotoğrafın altında yeni atılmış bir mesaj belirdi.

"Gerçekten sevgilin seni çok mu seviyor Lee Felix :)"

Görüşüm de an az kafam kadar bulanıklaşmıştı.

"N-asıl yaptın? Bunu bize nasıl yaptın sen Hyunjin?"

***

Selam canlarım duygularım darmadağın şu an... Umarım beğenmişsinizdir yazım ve noktalama hatası görürseniz lütfen uyarın ❤ Vote ve yorum atmayı unutmayın sizi loveee 💋💕

Hyunlix⤵

Continue Reading

You'll Also Like

saat 03:07 By lal

Fanfiction

1.2K 134 12
straykids, hyunin z' ye sevgilerimle " Sen hep böyle güzel mi seversin?" " Bilmem, ben ilk kez seviyorum birini."
25.6K 470 33
en boktan sidikten ficlerin arasindan en az boktan sidikten olanini mi arıyorsun. Ozaman benim mükemmel seçimlerimi dene!
1.3M 40.5K 38
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...
593 114 11
Seungmin ve jeongin çok yakin iki arkadastir. Fakat bir gun jeongin seungmini opene kadar