SOĞUK SEMT

By ElaSelviNur

183K 10.1K 2.6K

Sessizlik. Burda öyle bir sessizlik vardı ki; Rüzgâr olduğunda sallanıp, dalına tutunamayan yaprağın yere dü... More

❌ 1. BÖLÜM ❌
❌ 2. BÖLÜM ❌
❌ 3. BÖLÜM ❌
❌ 4. BÖLÜM ❌
❌ 5. BÖLÜM ❌
❌ 6. BÖLÜM ❌
❌ 7. BÖLÜM ❌
❌ 8. BÖLÜM ❌
❌ 9. BÖLÜM ❌
❌ 10. BÖLÜM ❌
❌ 11. BÖLÜM ❌
❌ 12. BÖLÜM ❌
❌ 13. BÖLÜM ❌
❌ 14. BÖLÜM ❌
❌ 15. BÖLÜM ❌
❌ 16. BÖLÜM ❌
❌ 17. BÖLÜM ❌
❌ 18. BÖLÜM ❌
❌ 19. BÖLÜM ❌
❌ 20. BÖLÜM ❌
❌ 21. BÖLÜM ❌
❌ 22. BÖLÜM ❌
❌ 23. BÖLÜM ❌
❌ 24. BÖLÜM ❌
❌ 25. BÖLÜM ❌
❌ 26. BÖLÜM ❌
❌ 27. BÖLÜM ❌
❌ 28. BÖLÜM ❌
❌ 29. BÖLÜM ❌
❌ 30. BÖLÜM ❌
❌ 31. BÖLÜM ❌
❌ 32. BÖLÜM ❌
❌ 33. BÖLÜM ❌
❌ 34. BÖLÜM ❌
❌ 35. BÖLÜM ❌
❌ 36. BÖLÜM ❌
❌ 37. BÖLÜM ❌
❌ 38. BÖLÜM ❌
❌ 39. BÖLÜM ❌
❌ 40. BÖLÜM ❌
❌ 41. BÖLÜM ❌
❌ 42. BÖLÜM ❌
❌ 43. BÖLÜM ❌
❌ 44. BÖLÜM ❌
❌ 45. BÖLÜM ❌
❌ 46. BÖLÜM ❌
❌ 47. BÖLÜM ❌
❌ 48. BÖLÜM ❌
❌ 49. BÖLÜM ❌
❌ 50. BÖLÜM ❌
❌ 51. BÖLÜM ❌
❌ 53. BÖLÜM ❌
❌ 54. BÖLÜM ❌
❌ FİNAL ❌
❌ GAZEL ARSLANOĞLU ❌
❌ GİRAY DEMİRSOY ❌

❌ 52. BÖLÜM ❌

1.2K 87 33
By ElaSelviNur

BTS - Not Today

GAZEL'İN  ANLATIMINDAN;

Herkesin hayatında unutmadığı, aklına kazıldığı, kalbinin derinliklerine gömdüğü anları vardır. Kimi zaman kötü kimi zaman ise iyi olan bu anılar asla unutulmayan anılar olurdu.

Benim hayatımda iyi şeyler pek olmasa da şu andaki halimiz kesinlikle iyi bir anı olarak kalacaktı. Asla unutmayacaktım. Herkes etrafıma toplanmış, yüzlerindeki gülümseme ve gözlerindeki ışıltılarla bana bakıyorlardı. Onların bu hâline gülerken, ilk tepki abimden gelmiş ve gelip bana sıkıca sarılmıştı. Her ne kadar sarılmayı sevmesem de onları gerçekten özlemiştim. Bende kollarımı abime dolarken, omzunun üzerinden Giray'a baktım. Yanına gelen adamları dinliyor gibi görünse de gözlerini gözlerimden çekmiyordu. Onu ciddi anlamda özlemiştim. Kokusunu, tenini, sıcaklığını, varlığını... Her zerresini özlemiştim. Abimden ayrılıp Pusat ile sarıldık.

"Özlemişim be kızım."

Omzuna vurup ondan ayrılırken Korel sıkıca kollarını belime sardı.

"Korel belimi kıracaksın."

Abim Korel'in ensesinden tutup geri çekerken ben gülüyordum.

"Rahat bırak lan kızı."

Poyraz bana doğru yaklaşıp elini uzatınca Giray'dan çekindiğini anladım. Onu kendime çekip sarılırken benden hızla uzaklaştı.

"Gözünü seveyim Gazel uzak dur. Yaralanmak ya da sakat kalmak istemiyorum."

Hepimiz Poyraz'ın dediklerine gülerken, Yağız koşarak yanıma geldi ve hızla bana sarıldı.

"Seni çok özledim Gazel."

Saçlarını iyice dağıtıp gülümsedim. Abim sertçe boğazını temizleyince Yağız geri çekilmişti. Osman karşıma geçip bana baktı.

"Bana bak, bir sürü iş birikti. En kısa zamanda işinin başına geçsen iyi olur kurabiyem."

Gözleri dolu dolu bana bakarken bu sefer ben sarıldım ona.

"Seni özlemişim be Osman."

Osman ile başkalarının önünde pek samimi davranmıyor olsak da aslında birbirimizin her şeyini biliyorduk. Onunla geçirdiğim vakitleri hiçbir şey ile değişmezdim. Bugün burda olmamın bir nedeni de Osman'dı. O olmasa belki de buralara kadar gelemezdim.  En kötü zamanda karşılaşmış ve birbirimizin bir anda her şeyi olmuştuk. Yeri geldi sokakta kalmış, ısınmak için birbirimize sarılmıştık yeri geldi birlikte dayak yemiş bir köşede acıdan bayılmıştık.

"Evet, yeter bu kadar duygusallık. Hadi bir şeyler yapmaya gidelim."

Osman'ı kendimden uzaklaştırıp kolumu omzuna attım. Diğer kolumu da Yağız'ın omzuna atıp onu kendime çektim.

"O zaman Medusa'ya gidelim, ne dersiniz?"

Herkes onaylayınca semtin çıkışına doğru ilerlemeye başladık. Abim ve Giray arkadan gelirken biz en önden gidiyorduk. Herkes kendi arabasına binerken ben de kazandığım arabaya binmiş ve arabayı çalıştırmıştım. Hemen yanımdaki kapı açılınca yan tarafa döndüm. Giray ön yolcu koltuğuna oturup kapıyı kapattı.

"Kemerini tak."

Giray kemerini takınca bende yola koyuldum. Düz yolda peş peşe giderken, bir şey demesini bekledim ama hiçbir şey dememişti. O konuşmayınca ben de konuşmamıştım. Nasılsa konuşacaktı değil mi? Bekleyip görecektim ben de.

Mekânın önüne gelmemiz ile arabayı park edip indim. Giray hemen ardımdan indikten sonra arabayı kilitleyip, anahtarı ceketimin cebine koydum. Hep beraber mekâna girerken Giray, ona selâm verenlere karşılık veriyordu. Poyraz'ın ayarladığı locaya geçerken, mekândaki sıcaklık yüzünden üzerimdeki ceketimi çıkarıp ben de oturdum. Ben en uç kısımda otururken hemen yanımda Giray karşımda ise Barış onun yanında ise abim vardı. Bize doğru yaklaşan iki erkek garson ellerindeki tepsilerdeki içkileri masaya bıraktılar. Herkes önüne içeceğini çekerken bende hevesle önüme tekila şişesini çektim ama çekmem ile önümden alınması bir olmuştu. Barış masadaki tüm içkileri benden uzaklaştırıp kaşlarını çatarak bana baktı.

"Ilaç kullanıyorsun sen, içki içmeyi aklından bile geçirme."

Barış garsona dönerken herkes ona şaşkınca bakarken ben bezgince bakıyordum. Seslice nefesimi bırakıp kollarını göğüsümde birleştirip arkama yaslandım.

"Meyve suyu içer o. Vişneli olsun, kan da yapar hem."

Abim Barış'ın omzuna koyup bir iki kere vurdu.

"Sana karşı çok minnettarım Barış. Kardeşimle çok güzel ilgilendin. Umarım seni çok zorlamamıştır?"

Sorduğu soru ile tedirgince Barış'a baktım.

"Gazel benim de kardeşim Sancar abi. O yüzden minnettarlık falan bunların aramızda yeri olmaz. Zorlama kısmına gelince açıkçası-"

Birden ayağa kalkıp onlara baktım.

"Hadi gençler oturmaya mı geldik?"

Onları orda bırakıp hızla dj kabininin olduğu yere gittim. Kulağındaki büyük kulaklıklar ile bana tuhafça bakan adama baktım.

"Ben devralıyorum sen çekil kenara."

"Hadi ya, kim diyor onu?"

Belimdeki silahı çıkarıp kafasına dayadım.

"Ben diyorum. Var mı lan bir itirazın?"

Adam ellerini havaya kaldırıp kulaklıkları çıkardığı gibi toz olmuştu. Silahı belime koyup kulaklıkları taktım. Sikimsolik şarkılar dinletiyordu bize ibne! Hızla şarkıyı değiştirip bass sistemini yükselttim. Mekândaki hava anında değişirken, şapkamı ters çevirip bizimkilerin olduğu locaya baktım. Herkes önündeki içkilerini içiyor ve kendi aralarında konuşuyorlardı. Sanırım Barış vermiş olduğum mesajı almış ve çenesini kapatmıştı. Umarım o çenesini bir daha böyle sikik mevzular için açmazdı yoksa herkesin elinden çekeceğim vardı.  Mekânda kulakları sağır edecek kadar yüksek seste çalan BTS gurubunun Not Today şarkısı sayesinde yer bile titriyordu.  Oldukça hareketli ve güzel olan bu şarkıyı neredeyse her an dinleyesim geliyordu. Beni harekete geçiren bir şarkıydı. Üstelik grup da oldukça iyiydi. Giray milyoner sayılırdı sanırım ondan rica etsem beni o grupla tanıştırırdı. Bunu ona sormayı aklıma not edip yanıma gelen dj ye baktım. Kulağımdaki kulakları çıkarıp ona uzatırken gözlerimi kısıp ona baktım.

"Bana bak adam gibi şarkılar çal yoksa kendini arka odada değil kapının önünde bulursun. Anladın mı lan?"

"Tamam, anladım. "

Kulaklığı ona verip locaya geri döndüm. Giray'ın yanına otururken bilerek ona biraz daha yakın oturmuştum.

"Eee neler yaptınız orda?"

Abim Korel'e dönerken kafasına vurmuştu.

"Oraya eğlenmeye değil tedavi olmaya gitmişti Korel. Ne yapacaklar?"

Ben gözlerimi kalabalığa çevirirken Barış  içtiği içkiyi püskürmüştü. Salak herif! Anlayacaklardı bir bok sakladığımızı.

"Hayırdır, siz bir telaş yaptınız?"

Herkes dikkatle bize bakarken elimi 'boşver' dercesine sallayıp kahkaha attım.

"Aman ne olacak, hep evdeydik."

Barış birden kıkırdayınca sinirle ona döndüm. Başlayacaktım şimdi kıkırtısına! 

"Bize anlatmak istediğiniz bir şey var mı canlarım?"

Korel sonunda kafasını telefonundan kaldırmış bize bakıyordu ama yine de bir şey dememiştik. Giray'ın hemen yanımdaki bedeninin büyümesinden gergin olduğunu anlarken, yandan yandan beni izlediğini biliyordum ama yine de ona doğru dönmedim.

"Neyse ne, kapatın şu konuyu."

Giray son sözü söylemiş ve nasıl olduysa herkes ona ayak uydurmuştu. Abim ve Barış kendi aralarında konuşurken, Korel yine telefona gömülmüştü. Yağız ve Osman da kendi aralarında kızlara bakıp puanlama yapıyorlardı. Pusat öylece etrafa bakıyor, Poyraz ve Giray konuşuyordu. Ben de mal gibi duruyordum. Acaba Osman'ın bana ayarladığı işler neydi? Hem birikti demişti.

Aklımdaki deli sorular bana cesaret verirken masanın altından Osman'ın bacağına vurdum. Osman birden yerinden sıçrayınca gülmemek için dudağımı ısırdım. Osman onlara yalandan gülümseyip bana dönmüştü . Kaşlarımı havaya kaldırıp ona çıkışı işaret ettim. Canım arkadaşım Osman ise bir kerede beni anlamış ve ayağa kalkıp çıkışa ilerlemişti. Önümdeki vişne suyunu hızla bitirip kimseye çaktırmadan locadan ayrılıp ben de bardan çıktım. Osman hemen araların yanında durmuş beni bekliyordu. Üzerimde ceket olmadığından üşürken, bunu belli etmedim.

"Lan Osman, bana ayarladığın işler ne?"

"Lan bunu sormak için mi çağırdın beni? Sıçmadığım bok bile dondu, yürü içeri girelim sonra konuşuruz."

Haklıydı. Baya soğuk vardı. Başımı sallayıp arkamı döndüm ama dönmem ile birine çarpıp geriye sendelemem bir olmuştu. Belimdeki açıklığa dokunan eller beni kendine çekerken, hissettiğim koku tanıdık gelmiyordu. Kendimi geriye çekip beni tutan kişiye baktım. Tanımıyordum. Uzun boylu ve sarışın biriydi. Gözleri rahatsız edecek kadar maviydi.

"Güzelim, bunun gibi biriyle mi takılıyorsun? Istersen benimle devam edebilirsin."

Güzelim mi? Ah, kesinlikle Giray gibi 'güzelim' diyemiyordu. Ben daha ne olduğunu anlamadan Osman yere düştü. Lan bu sarı çiyan benim Osman'ıma mı vurmuştu? Hiçbir şey demeden ona bakmaya devam ederken, Osman'ın dudağı patlamıştı. Arkamdaki hareketlilikle oraya bakarken Giray'ı gördüm. Korumalar ile konuşuyordu ve bizi bu hâlde görmesi isteyeceğim son şeydi.

Sarı çiyanı yakasından tuttuğum gibi ayağa kaldırırken karşısına geçip ona yaklaştım.

"Biliyor musun?"

Hemen yan taraftan gelen ayak seslerini duyuyordum. Lanet olsun!

"Neyi güzelim?"

Ona doğru biraz daha yaklaştım.

"Sarışınlardan ve mavi gözlü olanlardan nefret ederim!"

Cümlemin bitmesi ile önce kafa atmış daha sonra çenesine yumruğunu indirmiştim.

"Tekme at, tekme!"

Osman'ın isteğini kırmayıp son olarak da karnına tekme atıp yere düşüşünü izlemiştim.

"Ne oluyor burda?"

Giray yanımıza geldiği gibi elimi tutmuş ve beni yanına çekmişti.

"Hiç, hadi içeri girelim."

Tam dönmüş gidiyorduk ki yerde yatan boş boğaz konuşmuştu.

"Kız senin mi Demirsoy?"

Giray derince nefes alırken elini sıktım.

"Sakin ol."

Giray'ın ciddi anlamda sinir sorunları vardı ve ben o anlara şahit olmaktan nefret ediyordum. Giray sakince arkasına dönüp yerde yatan adama baktı.

"Birincisi, o kız değil bir kadın. Ikincisi, ona sahip değilim sadece her şeyiyim. Üçüncüsü ve en önemlisi sanane ulan amına koyduğumun piçi!?"

Giray çoktan elimi bırakmış adamın üzerine çıkmış ve yumruk atmaya başlamıştı. Göz devirip arabamın bagajının üzerine oturup izlemeye başladım.

"Ayırmayacak mısın?"

Osman hemen yanımda fısıldarken ona baktım.

"Sen denemek ister misin?"

Osman anında susarken, elimi ağzıma götürüp sesli bir ıslık çaldım. Kapıdaki korumalar bana bakarken elimi kaldırıp onları çağırdım.

"Ayırın şunları."

Adamlar Giray'ı  zar zor adamın üzerinden almış ve benim olduğum yere getirmişlerdi. Daha sonra da adamı kaldırmışlardı.

"Hastaneye götürün ve çenesinin kapalı olacağından emin olun."

Adamlar dediklerimi yaparken Osman korkudan bara girmişti. Giray bir sağa bir sola yürümeye başlarken bir şey demeden onu izledim.

"Benden habersiz bir şeyler yapmandan gerçekten de nefret ediyorum. Benden halâ bir şeyler saklıyorsun."

Kaşlarım çatılırken arabanın üzerinden inip önünü kestim.

"Bunu da nerden çıkardın?"

"Nerden mi çıkardım? Neden Osman ile dışarda buluştun? Yurt dışında olan o adamları nasıl tamamen yok edebildin? Sen gerçekte  kimsin Gazel?"

Kaşlarım bu sefer şaşkınlıktan yukarıya kalkmıştı. Bunu bana cidden sormuş muydu yani? Beni tanımıyor muydu? O zaman bunca zaman tanımadığı birine sarılmış, tanımadığı birini öpmüş ve tanımadığı biriyle mi beraber olmuştu yani?

"Sen bunu bana cidden soruyor musun Giray?"

Giray başını kaldırırken, öfkeli gözleri beni bulmuştu.

"Evet Gazel, soruyorum. Çünkü ciddi anlamda benden artık bir şeyler gizlemenden sıkıldım. Aynı şeyi ben yapmış olsaydım emin ol bu konuşmayı sen yapıyor olurdun. O yüzden önce kendini benim yerime koy."

"Bekle burda."

Giray'ı orda bırakıp hızla bara girip oturduğumuz locaya gittim. Ceketimi koltuğun üzerinden alırken abime baktım.

"Gece geç gelirim, beklemeyin beni."

Bir şey demelerine izin vermeden hızla bardan çıktım. Ceketimi üzerine geçirirken arabanın anahtarını çıkarıp kilidini açtım. Arabaya binip çalıştırırken Giray da hemen yanımdaki yerini almıştı. Arabayı park yerinden çıkarıp hızla yola koyuldum.

Sahil kenarına gelmemiz ile arabayı park edip indim. Giray da peşimden inerken arabayı kilitleyip anahtarı cebime koydum. Denize yakın olan banka yan yana oturup öylece siyah denizi izlemeye başladık.

"Amcam beni yurt dışına gönderdiğinde ilk ne yapacağımı bilemedim. Çok sinirliydim ama en önemlisi çok kırgındım. Liseye gitmeye başlarken bir spor salonuna yazıldım. Önce vücudumu güzelce güçlendirdim daha sonra da ünlü bir hocadan boks dersleri almaya başladım. Lisenin sonunda oldukça ileri düzeye ulaşmıştım bile. Üniversiteyi kazanınca diğer dövüş sanatlarını da öğrenmeye başlamıştım ama en önemlisi nişan alma yeteneğimi keşfetmiştim. Ama bunu tek fark eden ben olmamıştım. Işte o adamlar beni o zaman buldu."

Giray'ın beni pür dikkat dinlediğini biliyordum o yüzden derince bir nefes alıp anlatmaya devam ettim.

"O zamanlar dediğim gibi sinirliydim ve onlardan bir şekilde intikam almak istiyordum. Anlaşmayı kabul edip onlarla iş birliği yaptım. Ilkten her şey normal gidiyordu. Ufak tefek şeyler ile başlamıştım ama daha sonra kafes dövüşlerine de katılmaya başlamıştım. Lavin ile o zaman tanışmıştık. O kafesin şampiyonuydu ben ise onu yenen tek kişiydim. Onu yendikten sonra bir üst seviyeye geçmiş ve artık nişancı olmuştum."

Vücudum anlatacaklarım yüzünden gerilirken, sıkıntıyla nefes aldım. Yerimde rahatsızca kımıldayıp devam ettim.

"Bana hem iyi davranıyorlardı hem de aldığım her can için para ödüyorlardı. Devam ettim. Can almaya devam ettim. Nişancı olmak kolay değildi. Çesitli eğitimlerden geçmiştim. Vücudumdaki izler de o zamanlardan kalma izler. Buraya geldikten ve sizinle tanıştıktan sonra yeni emir gelmişti. Seni öldürmemi istemişlerdi. Onlara hesap soramıyordum çünkü bunun da bir bedeli vardı. O yüzden seni vurdum. Beni izledikleri için görevi tamamlandı sanmışlardı ama yaşadığını öğrenince peşime düştüler. Çünkü ıskalamayacağımı biliyorlardı. Sonrasını zaten biliyorsun. Hepimizin pekmezini akıttılar. O olaylardan sonra Barış ve Osman'ı yurt dışına yolladım ve onların ne kadar düşmanı varsa her biriyle ittifak kurmalarını söyledim. Yaptılar da. Her birini bulup hepsiyle ittifak kurdular ve benim emrim ile harekete geçirip bir gecede onların isimlerini bu alemden sildiler. Işte böyle. Az önceki konuya da gelirsek, Osman benim için bir çok teklif almış. Onları anlatacaktı ama hava soğuk diye anlatmadı. Tam içeriye girecekken de o yavşak geldi sonrasını da zaten biliyorsun."

Giray elimi tutunca ona doğru döndüm.

"Bak Gazel, sen hastayken ve burda değilken seni yalnız bıraktığım için hâlâ kendime öfkeliyim-"

Gülümsedim ve bende ellerini tuttum.

"Kendine öfkelenmene gerek yok Giray. Inan bana beni o hâlde görmemen  çok daha iyiydi. Yalan söylemeyeceğim, çok acı çektim. Her sabah öksürük krizleri ile uyanıyordum ve su içerken bile midem bulanıyordu. Sürekli yatmaktan kemiklerim ağırırken ayağa kalkmaya halim olmuyordu. Bir çok kez vazgeçmeyi düşündüm ama sonra hemen bu düşünceden vazgeçtim. Çünkü artık yalnız değildim. Abilerim, amcam, kuzenim, arkadaşlarım ve sen vardın. Sizleri, seni bırakamazdım."

Giray beni kendine çekip sıkıca sarılmıştı.

"Güzelim benim, iyi ki vazgeçmemişsin."

Ondan ayrılıp gülümsedim.

"Güzelin miyim cidden?"

Gülümsedi. Güldüğünde iki yanağında da oluşan çukurlar yine olmuştu.

"Evet, öylesin. Sen benim güzelimsin."

Gülümseyip dudaklarımı dudaklarına bastırdım ama çalan telefonum buna engel olmuştu. Giray'dan ayrılıp cebimdeki telefonu çıkardım.

"Kim o piç?"

Telefonu ona doğru çevirip ekrandaki Barış yazısını gösterdim.

"Bu fazla olmaya başladı ama ha!"

Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Gazel, ilaç saatin geliyor eve gelsen iyi olur."

"Tamam Barış, geliyorum."

Telefonu kapatıp cebime koyarken ayağa kalktım.

"Ilaç saati gelmiş de onu söylüyor."

Giray başını sallayıp ayağa kalkınca beraber arabaya bindik. Önce onu evine bırakıp ordan da amcamın evine gittim. Arabadan indiğim gibi dış kapı açılmış ve elinde ilâçlarım ve su ile Barış çıkmıştı. Hızla yanıma gelip elime elindekileri verip bekledi. Gözlerimi devirip ilaçlarımı içip bardağı ona uzattım. Olduğum yerde birden sendeleyince hızla kolumdan tutmuştu. Bardak hızlı hareketi yüzünden düşerken, paramparça olmuştu.

"Ne oldu?"

Elimi başıma götürürken gözlerimi kapattım. Gelen ayak sesleri abimlerin habercisi olurken Barış'a yaslandım.

"Ne oldu lan, Gazel iyi misin abicim?"

"Bilmiyorum ki birden başı döndü."

Birden havalanmam ile beni kucağına alan kişinin omzuna kafamı koydum. Bu lanet baş dönmesi de neyin nesiydi böyle!

Abim beni yatağıma yatırırken gözlerimi yavaşça açtım ama açmam ile kapatmam bir olmuştu. Abim postallarımı ve ceketimi çıkarıp üzerime yorganı örtmüştü.

"Yorulmuş olmalı."

Korel'in ortaya attığı fikir ne kadar doğru olsa da bir şey demesinler diye sesimi çıkartmadım.

"Hepsi o piç Giray yüzünden. Yoruyor kardeşimi."

Sancar abim her zamanki gibi yine Giray'a atmıştı suçu. Neydi bunun Giray ile alıp veremediği şey!

"Giray'a söyleyin şu işin adını artık koysun, yoksa bir daha Gazel ile konuşmayı bırak görmesine bile izin vermem."

Amcamın dedikleri ile gözlerim kocaman açılırken ne dediğini kafamda tartmaya çalışıyordum. Neyden bahsediyordu bu adam?

"Ya evlenirler ya da mahşerde bile bir araya gelmezler. Kararını versin."

Evlenmek mi? Giray ve ben mi? Hassiktir!


BÖLÜM  SONU❌

Continue Reading

You'll Also Like

184K 16.4K 34
Alışılmadık bir aile kurgusudur💥 Bol kahkaha garantilidir💃🏻 Kitaptan küçük bir alıntı⤵️ 🪷 Gözlerime bakmaya devam ederken sordu. "Sen benim kim o...
751K 10.8K 6
Yıllarca aile baskısı gören , aile sevgisinden mahrum kalan Peri. Babasına gelen telefon ile doğumda karıştırıldığını öğrenir. Peki bundan sonra ne o...
9M 567K 54
Gözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız. Tek çıkış yolunuz yerin altı olacak. Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameral...
41.5K 2.9K 50
TAMAMLANDI / 01.06.2023 Bir hacker ve bir bilgisayar mühendisinin Gizem, aksiyon ve aşk dolu muhafazakar hikayesi... Kimsenin cesaret edemeyeceği bi...