KIVIRCIK | Tamamlandı

By zahidewys

2.1M 115K 39.6K

Acıları henüz çok yeniydi. Asla eskimezdi ki zaten. Hep yenileri açılırdı yerine. Bir anda her şeyin boşa old... More

•GİRİŞ
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM| Final
Kıvırcık | playlist

33. BÖLÜM

35.2K 2.2K 1.2K
By zahidewys

"Ceylan?"

Arkamdan gelen ses Karadan başkasına ait değildi. Kahvaltıyı hazırlamış, son olarak yaptığım pankekleri pişiriyordum. Patatesleri kızartmış ve tabağa koymuştum.

Arkamı döndüğümde uykulu bir Kara ile karşılaştım. Saçlarını, sağ eli ile karıştırırken bir yandan da bana gülümsüyordu.

Boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım.

"Dün bana yardım ettiğin için teşekkür edemedim." Dediğimde o da konuşmaya başladı. Kaşları çatılmıştı.

"Teşekküre falan gerek yok." Daha sonra bakışları kahvaltı masasına kaydı. Beni bile yiyebileceğini düşündüm. İştahla sofraya doğru geldiğinde kafasını bana çevirdi.

"Bunların hepsini sen mi yaptın?"

Kafamı salladım. O da konuşmaya devam etti.

"Oha, zehirlenmem dimi?" Ona sinirle baktım bu sözlerinden sonra. O da gülüp saçlarımı karıştırdı.

"Tamam ya hemen kızma kıvırcık. Çok güzel gözüküyorlar dayanamıyorum." Diye mırıldanıp hızla yemeğe başladı.

Ben hâlâ, saçlarımı karıştırmasının etkisindeyken, o bana doğru döndü. Benim hâlâ ayakta olduğumu görünce de kolumdan tutup yanında ki sandalyeye oturttu. Bileğimin dünkü acısı hâlâ geçmemişti.

Dudaklarımdan bir çığlık çıktı. Bunu görünce ayağa kalkıp bileğimi eline aldı.

"Kim yaptı lan bunu!"

Yutkundum. Sonra aklıma bana daha önce söylediği sözler gelince alayla ona doğru döndüm.

"Ben ergenim ya hani zarar veriyorum kendime." Yumuşamış kaşları ile bana doğru çevirdi kafasını.

"O an öyle demek istememiştim. Hem anlatsana bana neden alıştın acıya kıvırcığım?"

Titrek bir nefes aldığımda kapı şiddetle tekmelenmeye başladı. Kara beni arkasına alırken, kapıdan gelen yüzler tanıdıktı. Gözleri kızarmış koca bir Mutlu ailesi!

Fakat soyadlarının bu olduğundan emin değilim. Ben hep mutsuz bir kızdım ve buraya geldiğimden beri onlarda gördüğüm en belirgin özellik mutluluktu.

"KARDEŞİMİ VER BANA KARA!"

Semih..... Ağlıyordu. Kara bile buna şaşırmış görünüyordu. Bu kadar heybetli, güçlü, insanları bakışları ile öldürecek birinin ağlaması....

Garipti.

"Ceylan'ım, güzelim, küçüğüm lütfen. Lütfen geri gel. Yemin ederim yavrum bundan sonra seni üzecek tek bir söz bile söylemeyeceğim. Özür dilerim."

Dolan gözlerimi saklamak için biraz daha Kara'nın arkasına sindim.

Behram Bey de vardı yanlarında. O da ağlamıştı. Aslına bakarsanız, hepsinin gözleri kızarmış ağlamışlardı.

Kara bana kısa bir bakış atıp konuşmaya başladı.

"Kızı ne hale sokmuşsunuz lan! Bir de marifetmiş gibi istiyorsunuz."

Bu sözlerinden sonra kaşları çatılmış bir Esat arkadan çıkmıştı. Eli yumruk olmuş bir şekilde Kara'ya doğru gelirken ben önüne geçtim.

Gözlerim kapanmış, alışık olduğum şeyi bekliyordum. Fakat onun yerine bir el okşadı saçımı. Ben daha gözlerimi açmadan bir anda Esat beni göğsüne yasladı.

Ben kendimi çekmeye çalışırken, o bırakmak istemezcesine sıkıyordu beni.

Ağlıyordu. Bunu saçlarımda hissettiğim ıslaklıktan anladım. Kafasını saçlarıma yaslamıştı. Hıçkırarak konuşmaya başladı.

"Kı-kıvırcığım lü-lütfen bırakma bizi. Ne, ne olur!"

Bırakmazdım da, bir daha eskisi gibi de olamazdım onlarla.

"Gitme." Son anda da fısıltı şeklinde çıkmıştı sesi.

Ondan kendimi kurtardığımda Behram Bey'e kafamı çevirip, sert ve soğuk bir şekilde konuşmaya başladım.

"Behram Bey biliyorsunuz reşit değilim. Bu yüzden sizinle gelmek zorundayım. 18 yaşıma bastığımda evden ayrılacağım. Benimle muhattap olmazsanız sevinirim."

"Be-behram Bey mi?" Diye konuştuğunda onu duymamazlıktan geldim. Kara'ya döndüğümde, bana bakarak fısıldamaya başladı.

"Onlarla gitmek zorunda değilsin."

Omuz silktim. Ve ona teşekkür ederek diğerleri ile arabaya doğru gittim. Hiç birinin yüzüne bakmıyor önemsemiyordum.

Onlar benimle ne kadar konuşmak istesede....

Eve geldiğimizde hiç birini önemsemeden hızla odama çıktım. Yatağa uzanıp kapalı duran telefonumu elime aldım. Açtığımda bir çok cevapsız arama ve mesaj olduğunu gördüm.

0534****: Eve geldin mi?

0534****: Kara ben.

0534****: Kıvırcık endişelenmeye başlıyorum.

0534****: Kıvırcık iyi misin?

0534****: Eve gelince haber ver lütfen güzelim.

0534****: Bir şey yaptılar mı sana?

Ve bunun gibi bir çok mesaj vardı Whatsapptan.

Siz: İyiyim.

Siz: Telefon kapalıydı, o yüzden görmemişim.

Hızla rehbere girip Kara'yı kaydettim.

Kara: Ne zaman geldiniz eve?

Siz: Az önce.

Kara: Sana ne yaptılar bilmiyorum kıvırcık ama sana bir şey yaptıkları zaman beni ara.

Siz: Ne kadar bana güvenmeselerde onlar benim ailem Kara. Yine de sağol.

Kara: güvenmeselerde?

Kapının açılması ile Kara'yı yanıtsız bıraktım. Sena Hanım gelmişti. Ben ona boş gözler ile bakarken o yanıma oturdu.

"Üç kardeştik. En büyükleri bendim. Erkek kardeşim benden bir yaş küçüktü. Kız kardeşim ise üç yaş. Babalarımız aynı değildi üçümüzünde. Sadece annelerimiz aynıydı... Annem olacak kadın her gün başka yerdeydi. O adamlarla birlikte olurdu. Kardeşlerim ve bana hiç bakmazdı. Ben büyüttüm onları."

Sena Hanım anlatmaya devam ederken ben de onu dinliyordum. Bana gülümseyip, dolu gözleri ile arkasına yaslandı ve devam etti.

"Kendime söz vermiştim o zamanlar. Asla onun gibi biri olmayacaktım. Ve eğer bir kızım olursa, onu benim gibi yapacaktım. Ama bu zamana kadar hep kendimden nefret ettim. Kızım asla istemeyeceğim birine dönüşmüştü.
Anneme....."

Gözlerini duvardan, bana çevirdi Sena Hanım. Ve devam etti.

"Sonra sen geldin. Seni ilk gördüğümde anladım benim kızım olduğunu. Ve ben, asla yapmamam gereken bir şey yaptım. Sana inanmadım..."

Sena Hanım hızla kollarını bana sardı.

"Güzel kızım. O kırılan kalbini telafi edemem belki ama bundan sonra sana böyle bir şey yapmayacağıma yemin edebilirim."

Onu benden ayırarak, ben konuşmaya başladım.

"Bana güvenmediniz evet. Ama ayrıca az kalsın beni dövecektiniz. Sizin gözünüzün önünden nasıl eski kızınız geçtiyse, benim gözümün önünden de eski ailem geçti. Umarım anlatabilmişimdir."

Gözlerini hüzün kapladı ama ben bunu umursamadım. O konuşmayıp yüzüme bakmazken ben yine konuşmaya başladım.

"Lütfen odamdan çıkar mısınız?"

Kafasını sallayıp ayağa kalktı. Bana baktı ve son kez konuştu. "Özür dilerim kızım. Çok özür dilerim."

O gittikten sonra yatağımın kenarına çöktüm. Titrek bir nefes alıp minik minik akan göz yaşlarımı sildim.

Kafamı dağıtmak için dışarı çıkmam lazımdı. Üzerime giyinecek bir şeyler seçip lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp biraz toparlandıktan sonra, çıktım. Üstüme seçtiğim kıyafetleri giydim.

Siz istediğinizi hayal edebilirsiniz :)

Yanıma telefon ve siyah kulaklığımı da alarak odadan çıktım. Salona indiğimde bana bakıyorlardı fakat ben onlara bakmadım. Kapıya doğru ilerlerken onlara hitaben konuştum.

"Dışarı çıkıyorum saat yedi olmadan olurum evde."

Saat şuan 12:47'ydi. Evde oldukça oyalanmış olmalıydım. Onlar bir şey demeden hızla evden çıktım. Uçak moduna aldığım telefonumdan Model- antidepresan gülümsemesi açıp ilerlemeye başladım.

Yarım saat boyunca şarkı dinleyerek yürümüştüm. Ara mahallelerde hep az gidilen dükkanlar, kırtasiyeler sahaflar olurdu. Ve bu açık konuşmak gerekirse beni başka bir dünyaya iterdi.

Dikkatimi çeken mahalleye girdiğimde hiç kimse olmadığını gördüm. Terkedilmiş evler vardı. Fakat benim en çok dikkatimi çeken yanmış olduğu belli olan bir evdi. Merakıma yenik düşüp evin içine girdim.

Önümde ki kırıp kapının üzerinden atlayarak ilerlemeye devam ettim. Her yer darmadağındı. Yarısı yanmış biblolar vardı. Bir kaç kırık tablo....

Kapısı kapalı duran odanın içine girdiğimde yanmış bir yatak gördüm. Burası yatak odası olmalıydı. Dolapların içini kurcalarken elime sapasağlam bir şey geldi.

Bir müzik kutusu......




Sınır 440 oy

Sizi beklettiğim için özür dilerimm ama artık ilham gelmiyor bana :(

O kadar çok motive edici şeyler söylemişsiniz ki bana gözlük konusu için. Cevap vermeye üşendim cjjekcosckdkcsokcs

Yine de kocaman öpüyorum sizii

Bölüm nasıldı?

Sizce Ceylan affetsin mi ailesini?

Peki benim yakışıklım, Keloğlan'ın arkadaşı Kara'm.... Yalnız adı karam gibi he! Canım çekti jdcklrlclskccldlcpsp

Sizleri seviyorummm

Bir sonra ki bölüm görüşmek üzere bebeklerim

Bağayyyy




Continue Reading

You'll Also Like

106K 5.4K 45
2024 yılından yazar tavsiyesi: 15 yaşında bir anlık gazla yazılmış bir kitaptır. İlk paragraftan anlamazsanız okumanız tavsiye edilmez. Tuhaf bir ail...
667K 37K 60
ALARA DEVRİM ÜSTEĞMEN'in hayatı Bu kitapta kız Zengin ve aile normal gelirli ayrıca kitapta ağlak anne yok, ayrıca biolojik babası bile ön yargılı...
685K 30.7K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
351K 23.1K 26
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...