THE DRUG /Dallas

Par aliceIrwin

236K 15.4K 10.4K

"Cameron uyuşturucu ruhunda ki siyahı,beyaz yapmayacak'' Plus

*The Drug*
1.Bölüm *DREAMS*
2.Bölüm *TEEN IDLE*
3.Bölüm * LYING TO THE MIRROR*
4.Bölüm *RIDE*
5.Bölüm *BUY THE STARS*
6.Bölüm *LOST IN PARADISE*
7.Bölüm *LIFE OF THE PARTY*
8.Bölüm *TOWER (DON'T LOOK DOWN)*
9.Bölüm *EVERYBODY HURTS*
10.Bölüm *BACK TO BLACK*
11.Bölüm *WORDS*
12.Bölüm *BREAK OUT,BREAK OUT*
13.Bölüm * WEIGHTLESS*
14.Bölüm *GODS AND MONSTERS*
15.Bölüm *I'M WITH YOU*
16.Bölüm *GLOW IN THE DARK*
17.Bölüm *BREATHE ME*
18.Bölüm *PAIN*
19.Bölüm *LIES*
20.Bölüm *BEAUTIFUL*
21.Bölüm *SUPERHERO*
22.Bölüm *BORN TO DIE*
23.Bölüm *GRENADE*
24.Bölüm *DROWN*
25.Bölüm *BRING ME TO LIFE*
26.Bölüm *LIGHTHOUSE*
27.Bölüm *LOST CAUSE*
29.Bölüm *HUSH HUSH*
30.Bölüm *MAPS*
31.Bölüm *READY TO QUESTIO*
32.Bölüm *SUNRISE*
33.Bölüm *STAY*
34.Bölüm *YOU WILL NEVER KNOW*
35.Bölüm *LOVE THE WAY YOU LIE*
36.Bölüm *TRY*
37.Bölüm *MAYBE YOU'RE RIGHT*
38.Bölüm *IMPOSSIBLE*
39.Bölüm *LEAVE OUT ALL THE REST*
40.Bölüm *GOODBYE MY LOVER*
41.Bölüm *DISTANCE*
42.Bölüm *SEE YOU AGAIN*
43.Bölüm *THE ONLY EXCEPTION*
44.Bölüm *CLEAR BLUE SKY*
45.Bölüm *NOT A BAD THING*
46.Bölüm *UNCONDITIONALLY*
47.Bölüm *CAN YOU FEEL MY HEART*
48.Bölüm *SAD SONG*
49.Bölüm *LEGO HOUSE*
50.Bölüm *GROWING UP*
51.Bölüm *FALLING FAST*
52.Bölüm *BE SOMEBODY*
The End *INVISIBLE*
*Teşekkürler*
*EK BÖLÜM*
WHAT IF THE DRUG...

28.Bölüm *ROLEX*

4.3K 278 136
Par aliceIrwin

Was wrong too but I see it now 

Çok yanlıştı ama şimdi görüyorum 

That you don't give a damn

Senin kimseyi umursamadığını

Cameron'ı bir uçurumun kenarına götürüp ölümle burun buruna getirebilirim,ya da mezarlığa gidip yorulduğu için mezarını kazmasını söyleyebilirdim veya Amy ve babasının takıldığı yerlerde gidip onların o iğrenç hallerini izletirdim ve daha böyle bir sürü şey yaptırabilirdim ona ama bunlar küçük şeylerdi.

O ölmek ve cehenneme gitmek istiyordu.Ve bende onu öldürmek yerine süründürüp cehennemin en dibine atıcam.

Canı yanacak mı? Fazlasıyla günlerce unutamıyacak hatta ağlayacak ve bende bir sadist gibi onu izlicem.

"Black beni korkutuyorsun cehennem derken neyden bahsediyorsun"

Gözlerimi yoldan ayırmadan "Cehenneme gidiyoruz Dallas kemerini tak ve cehennemenin tadını çıkar"

"Beni uçurumun kenarından mı atacaksın"

"Hayır bu senin için kolay bir ölüm olurdu ben sürünmeni istiyorum"

"Okuldakiler haklıydı sen gerçekten garip bir psikopatsın"

"Psikopat ha!" dedim "Bunu bana acı çekmeyi seven birinin söylemesi ne ironi ama"

Gaza daha hızlı bastım.Umarım oraya varmadan gerçek cehenneme gitmeyiz.

"Bir dakika" dedi ve etrafa baktı "Bu yol bizim eve gidiyor"

Gülümseyip yola devam ettim.Eğer aptal değilse azda olsa olacakları anlamıştır.

Arabayı garajlarının önünde park ederken merakla bana bakmaya devam ediyordu "Cehenneme gidiyoruz demiştin burası benim evim"

"Cehenneme hoşgeldin Dallas"

"Sakın aklından bile geçirme" kolumu kavrayıp sıktı "Onlara gerçeği anlatmıyacaksın" anlamamıştı kimseye ben birşey demiyecektim Cameron pes edip söyleyecekti.

"Arabayı çalıştır Black" dedi sinirle "Gidiyoruz senin aptallıklarınla uğraşamam"

"Kolumu bırak" dedim sinirle "Bir yere gitmiyoruz ikimizde arabadan inip eve giriyoruz"

"Bak beni uçurumun kenarından at yada bir çatışmanın içine at ama Black bunu yapma anneme gerçeği söyleme"

"Cameron Dallas" dedim iğneliyici bir tonda "Ben buraya sana acı çektirmeye geldim annene değil"

"Ne var o kafanın içine"

"Sende olmayan birşey,beyin" gülümseyerek arabadan inince oda peşimden indi.

"Eve gir ben geliyorum" dediğimde merakla tek kaşını kaldırdı "Ne planlıyorsun sen"

"Çok soru soruyorsun Dallas şimdi eve git ben hemen geliyorum"

Eve girene kadar arabama yaslanıp onu izledim.Sonunda eve girdiğinde bagajdan ona cehennemi yaşatacağım şeyi aldım.

"Dallas umarım bu silahı kullanmak zorunda kalmam" silahı arka cebime yerleştirip hızlıca eve girdim.

"Dallas" dedim gülümseyerek.

"Şansına küs annem evde değil"

"Hayır,tam tersi şanslıymışım"

"Bana tecavüz edip,bıçaklıyacak mısın yoksa"

"Dallas,küçük Dallas" dedim "Ben daha büyük şeyler düşünüyorum" cebimden tabancayı çıkartıp ona doğru uzatınca korkudan kaskatı kesilmişti "B-black" diye kekeledi.

"Kekelemen çok hoşuma gitti bir daha kekele" şuan psikopat bir katil gibi görünebilirim ama bunu o istemişti.

"O elindekini nereden buldun"

"Her zaman yanımda taşıyorum eğer buradan sağlam çıkarsan -ki hiç sanmıyorum- bana bulaşmadan önce iki kere düşünürsün artık" yutkunup bir iki adım geri gidince ona doğru yaklaştım.

"İndir şu elindekini"

"İşim bitince elbette indiricem Dallas" dediğimde aramızda sadece iki adımlık bir mesafe bırakmıştım.

"Katy" korkuğu ses tonundan belli oluyordu "Sinirle hareket ediyorsun lütfen sakin ol" tabancanın namlusunu tam kalbinin üzerine koydum "BAM!" ben kahkaha atarken o korkudan titriyordu.

"Oyun yeter işimize geri dönelim.Hadi gidiyoruz"

"Nereye"

"Cehenneme" dediğimde sanki imkanı varmış gibi daha çok korktu "Şimdi küçük Dallas kilere gidiyoruz"

Başını iki yana salladı "Hayır Katy lütften bunu benden isteme"

"Sana hadi diyorum Dallas"

"Bunu yapamam" diye bağırdığında sinirle tabancayı ondan çekip masanın üstünde ki vazoya ateş edip ona geri döndüğümde ciddi olduğumu daha iyi anladı "Şimdi küçük Dallas yüzüne kurşun istemiyorsan hareketlen"

Korkuyla arkasını dönüp kilere doğru ilerlerken tabancam kaçmasın diye sırtındaydı.

Kapının önünde durunca tabancayla sırtına vurup ilerlemesini söyledim.

Etrafa bakıp en güzel yeri seçtim "Yere yat"

"Ne?"

"Duydun beni istersen kurşunlarımda anlatabilir"

Hala durumu anlamaması onu kocaman bir aptal yapıyordu veya şuan korkudan beyni düşünmeyi unutmuştur.Birinci seçenek daha ağır basıyor.

"Yüz üstü yat" dediğimi yapıp yüz üstü yattı merakla hareklerimi izliyordu "Sakın kıbırdama biliyorsun Dallas ben şaka yapmam.BAM!"

Erzak dolabını iterken birden ayağa kalktı "Hayır,hayır bunu yapamazsın"

"Yere yat" yine ateş etmiştim umarım üçüncü kurşun Cameron'ın kıçına filan gelmez.

"Bunu yapamazsın Black"

"İzle ve gör Dallas,şimdi yere yatar mısın yoksa tabancam mı yatırsın"

Keşke kameram yanımda olsaydı.Hey millet şuna bakın bizim okulun havalı çocuğu Cameron neredeyse korkudan altına edecek.

"Şimdi hazır mısın Dallas"

"Black yalvarırım bunu yapma"

"Üzgünüm Dallas bunu sen istedin"dedim erzak dolabının içindekileri yere boşaltırken "Hem yorulan sendin bak şimdi dinlenmiş olacaksın"

"Sierra bana bunları anlatınca babanın hala neden yaşadığını düşündüm sonrada Sierra bana sihirli sözcükleri söyledi" ellerimi iki yana açtım "Sen babanı seviyorsun hatta biricik David Thomas Dallas sevgilini elinden almasına rağmen"

"Black lütfen" silahı dudağıma götürüp susmasını işaret ettim.

"Dallas beni hep hafife aldın garip bir aptal olarak gördün ama ben psikopat bir garibim"

Erzak dolabını üstüne attığımda canı baya yanmıştı.Eğilip kaçmaması için erzak dolabını ayağından kelepçeledim onu.

"Black" hızlı hızlı nefes almaya başladı "Beni burada bırakma"

"Bıraktım bile" tam kapıdan çıkacekken durup silahı yere fırlattım "Kurusıkı bir silahtan nasılda korktun ama"

Işıkları kapattım son kez çırpınmasını seyrettim.

"Black gitme lütfen"

"Bunu sen istemedin mi Cameron ölmek isteyen,yorulan sendin şimdi istediğini yapıyorum"

"Katy lütfen"

"Bakalım bu sefer kim kurtaracak seni Dallas bakalım biricik baban birşey yapacak mı?" yalvarmasına kulak asmayıp kapıyı kitleyip onu o korkutucu karanlıkta tek başına bıraktım.

Merdivenlere oturup,çığlıklarını,yalvarmasını ve ağlamasını dinledim.Emin ol ki Dallas bu yaptığım şey benimde canımı yakıyor ama buna ihtiyacın var.Üzgünüm.

"Black...canım çok yanıyor"

O günle yüzleşmeliydi.Acısını anlamalıydı artık sekiz yaşında olmadığını babasını şikayet ederse dayak yiyip ceza almayacağını anlaması lazım.

Evin kapısından kilit sesleri gelince korkuyla ayağa kalktım.Lanet olsun neden geldi ki bu.Hızlı adımlarla Cameron'ın odasına girip yatağın altına sakladım.

Boş uyuşturucu paketlerini başka yere saklayaz mıydın Dallas.

Cameron'ın Ağzından

"Black...canım çok yanıyor" ayağıma taktığı kelepçe yüzünden hareket edemiyorum.

Kiler yine üstüme doğru geliyor,nefes alamıyorum.Katy bu sefer canımı yakmayı gerçekten başardı.

Kapının kapanma sesini duyunca acı gerçek canımı daha çok yaktı.

O gitmişti,oda babam gibi beni buraya kitleyip beni terk etti.

"Black lütfen geri dön...sana ihtiyacım var"

Kilerin kapısı açılınca dışarda ki ışık gözlerimi kamaştırtı "Black"

"Cameron burada ne halt yiyorsun sen"

"Baba"

"Bunu sana kim yaptı"

Şaşkınlıkla babama bakmaya devam ettim Onun burada ne işi vardı.Beni kurtarmaya gelecek son kişinin burada olması komedi filmi gibiydi.

"Garip bir arkadaşımın oyunu"

Babam yanıma gelip dizlerinin üstüne çöküp ayağımda ki kelepçeye baktı "Kim o garip bunu sana yapmaya hakkı yok" dedi sinirle.

"Ö-önemli biri değil"

"Bunun anahtarı nerede" etrafa bakmaya başladı "Canın çok yanıyor mu oğlum"

Yutkunup başımı iki yana salladım.Canım o kadar acımıştı ki artık acıyacak bir canım kalmamıştı.

Ayağa kalkıp alet çantasını almaya gitti her hareketini şaşkınca izliyordum.Katy ne yapmaya çalışıyordu bilmiyorum ama işe yaradığı kesindi.

"Anahtarı buldum" yerde ki anahtarı alıp önce kelepçeyi açıp sonrada üstümde ki dolabı kaldırdı.

Elini uzattı kalkmam için "Ayağa kalkabilecek misin...istersen kucağıma alayım seni"

"Hayır kalkabilirim" elini sıkıca kavrayıp ayağa kalkmama yardım etti.

Sırtım ağrıyordu ama kalbimin ağrısı sanki bedenimde ki tüm ağrıları susturuyordu.

"Doktora gidelim birşeyin olabilir hatta terapiste travma filan geçiriyor olabilirsin"

Benim için endişeleniyordu,benim için korkuyordu babam ya iyi biri olmaya karar verdi yada ben korkudan bayıldım ve hayal görüyorum.

"İyiyim...baba"

"Emin misin halsiz görünüyorsun belki iç kanama filan geçiriyorsun"

O an Katy'ın ne yapmaya çalıştığını anladım.O benim geçmişle yüzleşmemi istedi artık o korkak çocuk olmadığımı anlatmaya çalıştı.

"Neden umrunda ki ölsem ne olacak ki belki sevinirsin kim bilir"

"Ben senin babanım Cameron tabi ki de senin için endişelenicem,seni kaybetmek isteyeceğim son şeysin oğlum"

"Sekiz yaşında beni kilere kapatıp gittiğinde orada neredeyse ölecekken endişelenmedin mi baba yada gece eve geç geldiğimde endişelendin mi veya Amy beni bırakıp gittiğinde neler yaşadığımı düşünüp hiç endişelendin mi,liseyi bitiriyorum baba ben artık o sekiz yaşında ki kilerde korkudan ağlayan çocuk değilim kabul et baba sen benim için endişlenmeyi yıllar önce bıraktın" yavaş adımlarla merdivenleri çıkmaya başladım.

"Üzgünüm oğlum"

"O sene üzgün olmalıydın baba şimdi değil"

Odamın kapısını sert bir şekilde kapatıp sinirle tişortümü yere fırlattım.Ağlamamak için kendimi tutmak artık zorlaşıyordu.

"Konuşamalıyız" dedi odama girer girmez "Tüm yaşanan şeyler hakkında" yatağıma oturduğunda sinirle ona bakmaya devam ediyordum.

"Baba bunu yapma tamam mı vicdan azabı çekip sonra da gelip özür dileme bu çok saçma"

"Sana yada o bizi terk edip giden kıza bazen iyi davranmadığımı biliyordum oğlum"

"O kaçıp giden kız benim ablam baba o sevdiği adam için evi terk etmedi o bu lanet olası evden kaçtı"

Tam karşısına geçip çalışma masama yaslandım "Küçükken herkes süper kahramanlarını çizgi romanlardan seçerken ben seni kahramanım olarak görüyordum baba yıllar geçtikçe kahramanım ortadan yok oldu onun yerine korkunç biri geldi.Biz çocukken senden korkamazken şimdi senden kaçıyoruz.Kabul et baba sen hiç iyi bir baba olmadın"

"Hatalarımı biliyorum oğlum canını çok fazla yaktığımıda biliyorum özür dilemenin artık bir faydası olmayacağını da biliyorum ben buraya yeni bir sayfa açmaya geldim geçmişi unutmak için"

"Senin için o kadar çok fazla sayfa açtım ki baba artık kitabımda sayfa kalmadı.Kabul etmelisin biz hiçbir zaman iyi olmayacağız sadece rol yapıcaz her gün rutin şeyleri yapıp odalarımıza kapanıcaz,bana hiçbir zaman okulumu,derslerimi sormayacaksın yada geceleri ben uyurken gelip saçımı okşayıp alnımı öpüp üstümü örtmeyeceksin.Gerçek bu baba biz normal bir aile değiliz"

"Seninle iletişim kurmaya çalıştım Cameron ama sen önüme duvarlar örüp kaçtın"

"O duvarları örmem senin yüzünden benden o kadar çok nefret ediyorsun ki beni sevmek yerine cezalandırıp dövüyorsun seni o kadar çok seviyordum ki baba dayaklarına karşılık veremiyordum" dedim "Söylesene şu üç dört aydır seninle ne kadar konuştuk sohbetlerimizi toplasam bir cümle bile edemez baba"

"Çocuklarını sevmedin baba onları kendine benzetmeye çalıştın ama başaramadın.Biri evden kaçtı diğeri ise aptal bir ucubeydi ölse bile sorun olmayacak bir aptaldı"

"Came--"

"Ne oldu baba durup dururken neden odama geldin neden beni kilerden kurtardın benim yok olup gitmemi isterken neden yeni bir sayfa açmak istiyorsun geçmişte unutulmayacak yaralar açıp sonrada üstlerini boş bir sayfayla kapatamazsın"

"Ablan gibi konuşmaya başladın oda olayları düşünmeden sadece bağırıp durdu sonrada kaçtı"

"Bizi sevmiyorsun baba bunun neresini iki kere düşüneyim"

"Seni seviyorum Cameron sen benim oğlumsun kabul ediyorum iğrenç bir babaydım,biliyorum geçmişi asla silemicez,ikimizde hatalıydık oğlum"

"Sen her zaman en kırılgandın,ablan gibi değildin sen insanlara değer verendin,bizim gurur kaynağımızdın,birazda saftın sana kötü davrandım çünkü hayatın gerçek yüzünü anla diye hayatında her zaman seni sevecek insanlar olmayacak oğlum ben sana sadece sevgimi gösterseydim sen bana bağlı olurdun bir gün gittiğimde yalnız başına kalacaktın dedin ya sizi kendime benzetmeye çalıştım ama başaramadığımı söyledin ya yanılıyorsun oğlum başardım.Biriniz bensiz hareket etmeyi öğrendi diğeriniz ise hayatın tüm zorluklarıyla yüzleşti"

Ayağa kalkıp yanıma geldi "Ben her zaman sizi sevdim oğlum belki gece yanınıza gelmedim ama geceleri uyumadan önce aklımda hep siz olursunuz hatta bazı geceler o ablanı bile düşünüyorum"

Sessiz kaldım.Cümleler sanki uçup gitmişti biri boğazıma düğümler atmıştı ağzımı açarsam kelimeler yerine hıçkırık çıkacaktı "Seni seviyorum oğlum çoğu zaman bunu gösteremesemde senin yerin her zaman bende farklı" sarıldığında tepkisiz kaldım.

"Şimdi uyu buna ihtiyacın var" odadan çıktığı halde şaşkınca karşımda ki duvarı izliyordum.

Yere çöküp başımı iki elimin arasına aldım.Babam şimdi de ruhumu dövmüştü.O beni sadece Amy öyle istiyor diye kandırıyordu.

Mesajlarını okumuştum.Yine.Mesajın tekinde 'Ona son zamanlarında iyi davranmaya çalış bebeğim sonunda canı çok yanacak' babam beni sevmiyor sadece küçükhanımı için iyi davranıyor.

"Baban tam oskarlık bir oyuncu" korkudan kalbim neredeyse duracaktı.Bunun yatağımın altında ne işi var.

"Black?" dedim "Yatağımın altında ne halt yiyorsun sen"

"Baban geldiği için buraya saklanmak zorunda kaldım" yerde sürüklenip dizlerinin üstüne oturdu "Babanı çok iyi morarttın"

"Sana sinirliyim Black git şuan seninle uğraşmak istemiyorum"

"Neden yine suçlu benim sana yardım eden acına son vermeye çalışıyorum ama günün suçlusu baban yerine ben oluyorum gerçekten mi?"

"Seninle uğraşmak istemiyorum git"

Ayağa kalktı etrafına bakınıp yerde ki tişörtümü yüzüme fırlattı "Gidiyoruz" dedi "Sana gerçekleri göstericem Dallas"

"Yorgu--"

"O kelimeyi söylersen aşağıya iner babana herşeyi anlatırım yada daha kolayı kısaca öldürürüm sonrada suçu senin üstüne atarım"

Katy zor bir kızdı.Ya o onun dediği olacaktı yada kafanıza tabancayı dayar istediğini zorla yaptırırdı.Pes edip tişörtü kafamdan geçirdim ve ayağa kalktım.

"Bana gerçekten kızgın mısın"

"Nereye gidiyoruz Katheryn"

"Katheryn? Cidden sinirlenmişsin"

Sadece öfkeyliydim.Ona bağırmak yaptığı şey yüzünden canını yakmayı istemek yerine sadece ona sarılmak istemem beni daha fazla sinirlendiriyordu.

"Beni kilerde ayağıma kelepçe takıp dolabı üstüme düşürdüğün için sonrada ortadan yok olup gitmene sinirlenmemek elde değil Katy üzgünüm"

"Ben gelip alıcaktım dolabı ama baban geldi bu benim suçum değil"

"Sende babam gibi beni karanlıkta bırakıp gittin sonra ki hedefin ne babam ile akşam yemeği mi yiyeceksin" iki elini yumruk yapıp göğsüme vurdu.

"Ne dediğinin farkında mısın sen"

Cevap vermediğimde yumruk atmaya devam etti "Senden nefret ediyorum"

Kapıyı o kadar sert kapattı ki çalışma masamda ki melek figürlü biblo yere düşüp paramparça olmuştu.

Aşağıdan bağırma sesleri gelince korkuyla aşağıya indim.Babam Katy'ın kolunu sıkıca kavramıştı.

"Bu kız kim" dedi sinirle babam

"Bırak beni iğrenç adam bırak" gözleri kızarmıştı.

"O Taylor'ın kız arkadaşı benimde arkadaşım" hala babamın eline bakıyordum.

"Yani bu sürtük ikinizi idare mi ediyor" babam Katy'ın kolunu daha fazla sıktı "Bırak kolumu da o lafları sana yedireyim Bay Dallas" sesi çatallaşıyordu.

"Bırak kolunu canını yakıyorsun" dedim sinirle

"Bu kız evimizde ne halt yiyor yoksa seni oraya kitleyen bu sürtük müydü"

"Evet o bendim ne yapacaksın söylesene sende kitlemedin mi senin yüzünden oradan korkmuyor mu?" Katy sinirle kolunu çekmeye çalıştı ama başarılı olamadı.

"Seni küçük sürtük" Katy tokatın etkisiyle yere düşünce herşey koptu siniri tüm kanımda hissettim.

Herşey bir anda oldu babama yumruk atıp burnunu kanatmıştım "Bir daha ona sürtük dersen baba daha kötü şeyler olur" dedim Katy'i yerden kaldırıp evden çıkarken.

"Ona vurdun" şaşkınca bana baktı sol yanağı tokat yüzünden kızarmıştı o kızarıklığa baktıkça canım daha fazla yandı.

"Sana hakaret edip,tokat atamaz bunu yapamaz" dedim sinirle

"Sakin ol ben iyiyim"

"Neden bu kadar sakinsin şuan babamı öldürmeliydin"

"Yakında canını yakıcam zaten, tüm nefretimi o zamana biriktiriyorum"

"İyi olduğuna emin misin Black"

"Neden umrunda ki odanda söylediğin şeylerde benim sürtük bir psikopat olduğumu gösteriyordu"

"Ciddi olmadığımı biliyorsun Black sadece o an öfkeme hakim olamadım ve düşünmeden konuştum canını yakmak istemezdim"

"Artık buradan gidebilir miyiz içimde ki ses babanın birazdan geleceğini söylüyor" bana kırıldığı konuyu değiştirmesinden belliydi.

"Nereye gidiyoruz"

"Cehennem part iki" dedi alayla.Az önce babamdan dayak yiyen kız yok olup gitmişti sanki.

Araba yolculuğu boyunca ikimizde konuşmadık.O yolu seyretti ben ise arada yola bakıp çoğunlukla onu izledim aslında yüzünde ki kızarıklığa bakıyordum.

Parka geldiğimizde sessizliği bozdum "Cehennem park mı?"

"Hayır bekle" arabayla zikzaklar çizerek basketbol sahasına geldik. "İşte cehennem"

Sahanın içine bakınca sinirle arkama yaslandım burada oturup Jack,Nash ve Taylor'ın basketbol oynamısını izlemek gerçekten cehennemdi.

Herkes mutlu,herkes hayatına devam ediyor,herkes beni unuttu,herkes acılarımı yok sayıp gitti.

Ben ise karanlıkta tek başıma oturup kaybettiğim şeyleri izledim.Aynı şuan ki gibi.

"Ne yapıyoruz burada"

"Seni gerçekten sevenleri gör Dallas"

"Şu üçü mü beni seviyor Black söylesene neden yanımda değiller neden basketbol oynuyorlar"

"Bunu sen istemedin mi Cameron hepsinin hayatından çıkmasını istedin ve çıktılar ne oldu neden şimdi onlara kızgınsın burada ki tek suçlu sensin"

Haklıydı.Yanlızlığı ben istedim hayatımdan gitmeleri için uğraştım ve şimdi onlar yok diye daha fazla acı çekiyorum.

Katy beni gerçekten cehenneme getirmişti.Önce küçük korkak ben ile yüzleştim geçmişin acıları tekrar su üstüne çıktı.Şimdi de tek başına kalmış bir zavallı olduğum ile yüzleştim.İşte bu benim cehennemimdi.

Tek başına sessizce ağlayan çocuk.

"Beni hafife alıyorsun derken ciddiydim Dallas" dedi bana dönerek "Biz anlaşma yaptığımızdan beri her zaman herşeyi araştırdım hatta bazı günler okuldan çıkıp Amy'ın öğlen çalıştığı kafeye gidip sessizce onu izliyordum geceleri çocukları alıp gece çalıştığı bara gidiyordum onunla ilgili bir sürü kozum var elimde"

Derin bir nefes alıp arkasına yaslandı "Senin için hiçbir şey yapmadığını düşündüğün arkadaşların varya Cameron onlar aslında gizli gizli senin için endişelip ağladılar"

Merakla ona bakmaya devam ettim bunları nereden biliyordu "Geçen gece yine aynı bardaydım ve bil bakalım orda kim vardı"

"Babam mı?"

"Hayır ahmak.Mavi göz oradaydı oda Amy takip ediyordu neden ayrıldığınızı çözmeye çalışıyordu eğer o gece onu dururup bulabileceği tüm kanıtları yok etmeseydim herşeyi öğrenecekti" şaşkınla ona bakarken camdan Nash'e baktım çocuklarla eğlenirken olanları yapacak bir havası yoktu.

"Nash bazen senide takip ediyor bir belaya karışmandan korkuyor bir kavga olsa arkandan gelip adamları dövebilmek için hep peşinde"

"Sen nası-"

"Sus daha bitirmedim konuşmam bitince konuşacaksın Dallas anlaştık mı?"

"Jack ise ne yapıyor biliyor musun Dallas her gün beni sıkıştırıp senin hakkında bilgi almaya çalışıyor uyuşturucuyu bırakman için elinden birşeyin gelip gelmiyeciğini soruyor"

Onlardan bunları beklemezdim.Benim için endişelineceklerini kim beklerdi ki.

"Geçen gece bizde kalmıştın hatırladın mı? O gece Jack sizin evin önüne gelip odanın ışığının yanmadığını görünce korkuyla eve girip nerede olduğu sormuş annen de bilmediği için korkuyla beni aradı bizde olduğunu söyleyince verdiği o derin nefesi telefondan bile duydum"

"Onlar senin başına kötü şey gelse üzülecek kişiler Dallas onlar her gece uyumayıp senin için endişelenenler asıl seni sevenler her zaman yanında olan onlar baban gibi yapmacık değiller sırf sürtüğü istiyor diye sana iyi davranmıyorlar onlar içten gelen bir sevgiyle seni seviyorlar ve iyi olmanı istiyorlar"

"Peki ya bandana kafa o benden nefret ediyor"

"Yanılıyorsun oda seni seviyor ama sen onu çok fazla sinirlendirdin oda arada nasıl olduğunu soruyor tamam Nash ve Jack gibi çabalamasa da başına birşey gelse hemen yardıma gelir"

"Şimdi" dedi "Basketbol oynamaya hazır mısın Dallas"

"Beni kabul etmezler Black"

"Sen az önce beni dinlemedin mi? Onlar seni seviyor Cameron yanlarına gitmen onları çok mutlu edecek"

Sahanın içine girdiğimizde üçüde merakla bizi seyretti "Katy?" Taylor bozdu sessizliği "Burada ne yapıyorsunuz"

"Bu arkadaşınızda oynasın mı çocuklar" sanki beş yaşındaydık da annelerimiz sayesinde arkadaş oluyorduk.

"Elbette onun için her zaman yerimiz var" Jack elinde ki topu bana atınca gülümseyerek topu tuttum.

"Ne duruyoruz hadi ben Cameron ile grup sizde Taylor ile olun Gilinsky"

Sanki onca kavga,onları sürekli etrafımdan kovmam yok olup gitmişti.Sanki bunların hiçbiri yaşanmamış ve biz her zaman ki gibi basketbol oynamaya gelmiştik.

"Aramıza dönmene sevindim dostum" dedi Nash omzuma dostça yumruk atarken.

"Umarım hala beni yenmeye çalışıp rezil olmazsınız" dedi Taylor gülerek aynı eskisi gibiydik.

"Senin kazanmana izin veriyorduk Caniff o küçük kalbin kırılmasın diye"

"Dallas seni sahaya gömücem"

Ve saatlerce oynadık kim ne kadar basket attı bilmiyorduk yada kim önde diye sadece şakalaşıp topu almaya çalışıp potaya atıyorduk.

Katy beni gerçekten cehenneme getirmişti.Önce canımı yaktı sonrada yaralarımı iyileşti.Bu da benim cehennemimdi hem yanıp hem mutlu oluyordum.

"Seni gerçekten özlemiştik" dedi Jack yanıma oturup diğerleride gelip yanıma oturdu.

"Bende" diyebildim sadece çünkü bende mutlu olmayı arkadaşlarımı özlemiştim.

Katy olmasa bunların hiçbiri olmayacaktı hiçbir zaman gerçeği bilmeyecektim.Katy demişken o neredeydi en son beni buraya bırakmıştı.

Telefonumu çıkartıp Katy'ı aradım.Telesekter çıkmıştı ve telesekteri bile beni mutlu etmişti.

Merhaba ben Katy Black...eğer sensen Dallas cehennem umarım hoşuna gitmiştir ve sakın fazla sayı yeme rezil etme kendini yine ve yine...

I was down to give you the world, instead you gave me hell
Sana dünyayı vermek için kendimi paralamıştım ama sen bunun yerine bana cehennemi verdin
I lied, tried to be perfect and I played myself
Yalan söyledim, mükemmel olmayı denedim ve kendimle oynadım
And it hurts so bad, we coulda worked on that
ve canımı çok yaktı, bunun üzerine uğraşmalıydık
Cause you say you love me, but real love don't work like that
Çünkü sen beni sevdiğini söylüyorsun ama gerçek sevgi böyle yürümez
The truth is, I left a piece of me in a piece I gave you
Gerçek şu ki, sana verdiğim bir parça bende bir parça bıraktı

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

131K 15K 36
jeon jungkook en yakın arkadaşının amcasına aşık olmuştu.
230 51 13
selamm!! evet Only Voleybol'a yb atmam gerekirken buradayım- burada kendi anılarımı anlatacağım çünkü neden olmasın dimi? Kitap umarım sizi eğlendiri...
2M 96K 54
"Eksiklerimiz kusurlarımız değildir." Ailem beni hep bunu söyleyerek büyütmüştü. Eksikleri olan insanları dışlamamayı, onları sevmeyi öğretmişlerdi...
71.5K 5.9K 23
Üniversitesinin serseri çocuğu jungkook, kız arkadaşını rahatlatmak için kayda aldığı inlemelerini yanlışlıkla yeni atanan rektörü Kim Taehyung'a ata...