KIVIRCIK | Tamamlandı

By zahidewys

2.1M 115K 39.6K

Acıları henüz çok yeniydi. Asla eskimezdi ki zaten. Hep yenileri açılırdı yerine. Bir anda her şeyin boşa old... More

•GİRİŞ
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM| Final
Kıvırcık | playlist

20. BÖLÜM

45.5K 2.5K 1K
By zahidewys

-Yazardan devam-

Esat bir kolunda ki ele bakıyor, bir de o elin sahibine bakıyordu.

Neydi bu kızın onlara yaptığı?

Karşısında ki kardeşinin dolu gözlerini görmesi ile telaş yaptı. Bu kızın gözlerinde ki de neydi böyle?

Hüzün.

Evet, hüzündü. Ve o an bütün gerçekler genç adamın gözlerinin önüne düştü.

Bu kız şiddet görmüştü. 16 yıl boyunca şiddet görmüştü. Bu kızın bedeni yaralar ile doluydu. Bu kızın kalbi deliklerle doluydu. Bu kızın gözleri hüzün doluydu.

Ve o an Esat, sarmaladı kardeşini. Etrafta kimse yokmuş gibi. O kadar kısa bir sarılmaydı ki bu aslında.

Ceylan, "Ne yap-"

Diyemeden, Esat kız kardeşinden kollarını çekmiş ve koşar adım otelden dışarı çıkmıştı.

Behram Bey giden oğlunun arkasından baktı bir süre, daha sonra kızına dönerek konuşmaya başladı.

"Ağabeyin nereye gitti kızım?"

"Bi-bilmiyorum"

Ceylan hâlâ olayın şokundaydı.

Daha sonra Behram Bey ilerlemeye başladı, bir masanın yanına. Geldikleri masayı incelemeye başladı Ceylan,

Annesi gibi bir kaç kadın vardı. Bir kaç adam ve bir kaç tane de genç vardı.

Ceylan, Kutay'ı ve yanında ki ,kısa kahverengi saçlı, ela gözlü kızı gördü.

Kız sıcak bir tebessüm ile ona bakıyordu. Ceylan annesinin ona seslenmesi ile başını çevirdi.

Bir kadın vardı annesinin yanında.

Kırmızı bir elbisesi vardı kadının, kahverengi, topuz yapılmış saçları ile çok güzel görünen bir kadındı.

"Çok güzelmiş kızın Sena'cığım, işi zor sizin erkeklerin."

Diyerek konuşmuştu kadın. Annesinin dudaklarında bir tebessüm oluştu.

"Kızım bu Esin. Benim can dostumdur."

Gülümsedi Ceylan

"Memnun oldum efendim."

"Esin teyze de bana kızım, lütfen."

Ceylan kafasını sallayıp daha geniş bir tebessüm koydu yüzüne.

"Buse, kızım! Gelir misin?"

Demişti Esin Hanım. Buse dedikleri kız Ceylan'a bakan az önce ki kısa saçlı kızdı.

Ceylan'ın ağzından

Yanımıza Buse denilen kızın gelmesi ile Esin teyze beni göstererek konuşmaya başladı,

"Bak Buse, Sena teyzenin kızı. Siz kız kıza konuşun bakalım."

Deyip yanımızdan ayrılmışlardı. Buse elini uzattı bana,

"Ben, annemden de duymuş olduğun üzere Buse!"

Garip bir enerjisi vardı kızın.

"Ben de Ceylan, memnun oldum."

••••••••••

Buse ile tanışmıştık ve gayette eğlenceli bir kızdı. Konuşkan bir tipti. Benden bir yaş büyüktü. Yani 17 yaşındaydı.

Bizim okula geliyordu fakat ben görmemiştim. Hoş, zaten okulda fazla zaman geçirememiştim ya!

Kutay ağabeyin kuzeniydi Buse. Buraya ailesinin işleri arttığı için gelmek zorunda kalmıştı. Bir ay sonra gideceklerdi. Şahsen ilk kız arkadaşımı kaybetmek istemiyordum. Buse benden bir kaç santim uzundu. Fiziği de fazlası ile güzeldi.

Aklım bir yandan Esat ağabeydeydi.

Buse'nin sesi ile ona doğru döndüm.

"Buse'den, Ceylan kuşuma. Hey! Sonunda."

"Efendim Buse"

Dedim gülümseyerek.

"Koluna ne oldu diyordumm."

Uzatarak konuştuğu cümle ile konuşmaya başladım.

"Ufak bir kaza ya! Boşver."

Daha sonra konuşmaya devam etmiştik. Bir süre sonra Ege yanımıza geldi. Buse'ye selam verdikten sonra bana döndü ve konuşmaya başladı.

"Abla, babam çağırıyor."

"Tamam canım, görüşürüz Ceylan!"

Buse'nin söylediklerinden sonra ben de "görüşürüz" deyip Ege ile ilerlemeye başladım.

Başka bir masaya gelmiştik. Masada, Kara ve maç yaptığımız çocuklardan vardı. Hepside şaşkınlık ile beni süzüyordu. Şahsen burada ki takım elbiseli adam sayısı gözümü korkutmuştu.
Babam sahne gibi bir yere çıktı ve konuşmaya başladı.

"Bugün, yıllar sonra, gerçek ve öz kızımı bulmanın mutluluğu ile buraya çıkıyorum. Artık mutlu ailesine yakışacak güzeller güzeli bir kızım var! Ona yapılan bir yanlışın, bütün mutlu ailesine yapılmış olarak kabul edileceğini bilin!"

Yine gözlerim dolmuştu. Bu aralar fazla duygusaldım. Babam bu sözlerden sonra işlerden, ortaklardan falan bahsetmişti. Ben zaten daha fazlasını dinlememiştim.

Babam sahneden indikten sonra bana sarılmıştı. Daha sonra da kolum yara olduğu için daha fazla durmamış ve eve gelmiştik.

Arabada yorgunluktan gözlerimi kapatmış düşünüyordum. Yanımda Can ve Baran ağabey vardı. Arabayı şoför sürüyordu

Bir günde oldukça fazla şey yaşamıştım. Okula gitmiştim, kolum yaralanmış ve yine hastaneye gitmek mecburiyetinde kalmıştım. Bir de şu ortaklarla, görüşme gibi bir şeye gitmiştim.

Fazlası ile yorucu bir gündü benim için.

Daha fazla gözlerime karşı koyamadan gözlerimi yummuş ve uykuya dalmıştım.

Yazarın ağzından

Baran, bir anda, kafasını omuzuna koymuş Ceylan'a baktı. Kız uyuyor gibi görünüyordu.

Dudakları hafif aralanmıştı. Ve bu çok tatlı görünmesine neden olmuştu.

Baran farkında olmadan dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Fakat sonra kafasını iki yana sallayıp Ceylan'ı dürtmeye başladı.

Ceylan gözlerini bir birine bastırıp, daha da yanaştı ağabeyine. Rüya görüyor gibi görünüyordu.

Kaşları çatılmış ve uykulu uykulu bir şeyler mırıldanıyordu.

Baran kaşlarını havaya kaldırmıştı bu sefer. Elini çekti ve Ceylan'ın omuzunda uyumasına engel olmadı.

Uyusundu.

Can gülümsedi onların bu haline. Ve istemeden de kıskandı. Neden onun omuzunda uyumuyordu ki Ceylan.

Baran'da gözlerini kapattı daha sonra. Can, Baran'ın da uyuduğunu görünce bu anı ölümsüzleştirmek istedi ve telefonu ile fotoğraflarını çekti.

Bir süre sonra evin önünde durdu araba. Can, Baran'ı uyandırıp kalkmasını söyledi. Baran yeni yeni kafasını kaldırırken , Can hızla Ceylan'ı kucağına aldı ve ilerlemeye başladı.

Ceylan kucağında kaybolmuştu. Oldukça zayıftı da bu kız.

Can, Ceylan'ın kucağına daha çok sinmesi ile gülümsedi. Burnuna, Ceylan'ın kokusu geldi.

Hafif çikolata kokuyordu, fakat diğer kokunun ne olduğunu anlayamadı.

Her hangi bir şeyin kokusu değildi. Ceylan'ın kokusuydu bu.

Kızı yatağına bıraktıktan sonra annesini çağırdı Ceylan'ın üstünü değiştirmesi için. Daha sonra da dışarı çıktı.

Sena Hanım elbiseyi üzerinden çıkardı yavaşça kızının. Sırtında ki yaraları görmemek için gözlerini kapatmak istedi bir an. Fakat Ceylan bunca yıl yaşamıştı bu acı ile. Utandı kendinden Sena Hanım.

Kızının üzerini değiştirdikten sonra alnına bir öpücük kondurdu ve odasından çıktı.

Ceylan'dan devam

Gözlerimi araladım yavaşça. Ve yine her sabah yaptığım gibi kafamı saatte çevirdim.

06:10

Bugün perşembeydi. Perşembe günlerini sevmezdim.

Ayağa kalktıktan sonra gözlerimi ovdum. Anlaşılan dün arabada uyuya kalmıştım.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra bir kaç dakika aynanın karşısında ayılmak için bekledim.

Daha sonra üzerime giyeceklerime karar vermek için giyinme odasına girdim.

Hava güneşliydi bugün.

Üzerinde ayçiçeği olan, beyaz bir tişörtü üzerime giydikten sonra bol, yüksek bel bir pantolon giymiştim.

Ceylan'ın giydiği kıyafet

Elimde olan ders programına göre, lacivert çantama ders kitaplarımı yerleştirdim.

Fazlası ile erken kalkmıştım.

06:37 olmuştu saat. Aşağıya indikten sonra kahvaltı hazırlayan ablaları gördüm. Beni görünce konuşmaya başladı önde ki 40'lı yaşlarının sonunda duran başörtülü tombik teyze.

"Ceylan Hanım, Sena Hanım ve Behram Bey acil işleri olduğu için bir kaç saat önce Çorum'a gittiler. Sizi ararlar zaten, biz de kahvaltı hazırlıyoruz hazır olunca çağırırız sizi."

Anlayış ile başımı salladım, fakat benden büyük olan birinin bana Hanım demesi hoşuma gitmemişti.

"Merhaba,öncelikle bana Hanım demeyin lütfen benden büyük duruyorsunuz. Ve adınızı öğrenebilir miyim?"

Kadın gülümsemişti.

"Ben, Sevim güzel kızım. İstediğin bir şey var mı?"

"Hayır yok, Sevim teyze de ben de size yardım edebilir miyim?"

Kaşları şaşkınlık ile havalanmıştı.

"Yok , güzel kızım biz yaparız işimiz bu. Sen ağabeylerin uyandır ama istersen."

Demesi ile onu daha fazla meşgul etmemek için başımı salladım. Ve yukarıya doğru çıkmaya başladım.

Baran ve Buğra ağabey uyanmıştı. Kaner'in odasına girdiğimde onun da uyanmış olduğunu gördüm.

"Hayırdır bücür? Bu sefer ağlatamadın kulaklarımı."

Alay ile söylediği sözleri ile ona doğru dil çıkardım. Kaşları havaya kalktığında omuz silktim ve odasından dışarı çıktım.

Esat ağabeyin kapısının önüne geldiğimde kapısını çalmadan içeri daldım.

Uyuyordu.

Omuzuna bir kaç kez dokunduktan sonra gözlerini aralamıştı. Gözlerinin altı hafif şişmişti ve kızarmıştı.

Fakat o an beklemediğim bir şey oldu.

"SEN BİR DAHA BENİM ODAMA GİRMEYECEKSİN!"

Neden bağırmıştı?

Ne yapmıştım ki ben ona?








Sınır 200 oy 300 yorum

Bir önce ki bölüme 197 oy gelmiş aşırı mutluyum :))))))

Derslerim başladığı için bölümler yetişmeye bilir ne yazık ki

Uzun bir bölüm yazmaya çalıştım 2 günde bir gelir belki yeni bölüm artık.

Bölüm nasıldı?

Umarım beğenmişsinizdir.

Bir sonra ki bölüme kadar bağğaayy

Öncelikle Bismillahirrahmanirrahim (Baran Bey aşkım)

BiBismillahirrahmmaBismillahiBismillahirrahmanirrrahim

Continue Reading

You'll Also Like

1.8M 48.7K 26
asker ve yeni aile kurgusu Barın elindeki çakıyı incelerken "fazla ses yapıyorsun. Dikkat et." diyerek konuştu. Ses falan yapmıyordum. Askerdim ben...
4.7K 241 5
Annesi ve babasını boşanma aşamasına kadar getiren Asel Çağla'nın geçirdiği ufak bir kaza sonucu Lodos Atay'ın kızı olmadığı ortaya çıkar. Öte yandan...
578K 24.6K 57
Asena dişi kurt demek . Bağımsız , güçlü ve lider olan demek . Peki Asena kızılarslan ? O masumulara göre bir kurtarıcı her türlü askerin gibi . Düşm...
106K 5.4K 45
2024 yılından yazar tavsiyesi: 15 yaşında bir anlık gazla yazılmış bir kitaptır. İlk paragraftan anlamazsanız okumanız tavsiye edilmez. Tuhaf bir ail...