Abilerim ve İkizim ||tamamlan...

By gaamzeyyy

3.2M 164K 76.9K

17 yıl önce verilen yanlış bir karar bir ailenin hayatını nasıl etkileyebilir? Ya da yapılan hatalar hangi aş... More

1. Bölüm
2. Bölüm
Karakter Tanıtımı
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
İnstagram Bölümü
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
İnstagram Bölümü
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
İnstagram Bölümü
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
İnstagram Bölümü
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31.Bölüm
İnstagram Bölümü
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm (×2)
43. Bölüm
İnstagram Bölümü
44. Bölüm
Final
1 Milyon!
Finalden Sonra
1. Yıl :')

36. Bölüm

38.4K 2.4K 1K
By gaamzeyyy


*DEFNEDEN*

Ne olmuştu bana? Gebermiş miydim? Mantıksal olarak bunu düşünebildiğime göre beynim hâlâ işlev görüyordu. Yani yanlış alarm hacılar. Yine geberemedim.

Şiddetli bi kol ağrısı yüzünden uyanmıştım. Daha doğrusu sadece uykudan çıkmıştım. Gözlerimi açamıyordum. Eğer açarsam bu acılar beni ağlatırdı. Hemde deli gibi.

Ne olacaktı bana? Hiç bir şey olmamış gibi devam edebilecek miydim? Sanmıyorum. Şu an düşünemiyorum. Tek düşündüğüm şey gitmek. Yani bu dünyadan gitmek...

Etraf sessizdi. Çıt bile çıkmıyordu. Galiba hastanedeydim. Başıma giren ağrıyla yüzümü buruşturdum. Ama yüzümü buruşturunca bu defa gerilmiş olan kaşım ve dudağımın kenarına ağrı girdi. Bu da inlememe sebep oldu.

"K-küçük iyi misin?" dedi birisi. Bu Kuzeydi. Sesi titrek ve korku dolu çıkmıştı. Gözümü açmaya zorladım.

Geçen iki dakikanın ardından gözlerimi zorlada olsa açmıştım. Oda karanlıktı. Işıklar kapalıydı ama koridorun göründüğü camdan içeri ışık giriyordu ve bu da odanın loş olmasını sağlıyordu. Galiba geceydi.

"Küçüğüm iyi misin? Doktor çağırayım mı? Ağrın çok mu fazla?" diye sordu yine. Sesi yan tarafımdan geliyordu. Kafamı ona çevirdim. Zor oldu. Çünkü boynum bile ağrıyor!

Bana korku ve hüzün dolu bakışlarıyla bakıyordu. Gözlerimi ondan çekip odaya baktım. Hepsi buradaydı. Koltuklarda ve sandalyelerde uyuyorlardı.

Kuzey neden uyumadı ki?

Kafamı tekrar ona çevirdim. Bana bakıyordu hâlâ. Boğazımı öksürerek temizledim. Ama bunu yaparken bile canım çok yanmıştı. Ağlayacağım.

"A-ağrım var. Ama geçer." dedim kısık sesimle. Ağlamaktan ve yeni kalktığım için kısılmıştı galiba.

"Bekle hemen doktor çağırıp geliyorum." dedi ve kapıya yöneldi.

"Gerek yok." dedim düz sesimle. Konuşurken canım yanıyordu. Benim dediğim şeyle durdu ve bana döndü.

"Nasıl gerek yok? Ağrım var dedin?" dedi ve yanıma gelmeye başladı. Onun sorusunu es geçtim.

"Emir nerde? Haberi var mı?" dedim. Şu an en çok ihtiyacım olan şey oydu. Üzülmüştür bana. Onu üzmekten nefret ediyorum.

"Burda. Hava almaya çıkmıştı. Gelir birazdan." dedi. Sonra ekledi. "Korktum. Korkuttun." dedi ve yutkundu.

Tam üstüme sarılmak için eğilirken kendimi geriye çektim. Bu canımı oldukça yakmıştı ama şu an ona sarılmak istemiyordum. Ya da onlardan birine.

"İyi misin?" dedi. Yüzüne döndürdüm bakışlarımı. Hayal kırıklığı ve hüzün vardı. Ama şu an cidden istemiyordum. Hemde hiç.

"Emiri istiyorum." dedim yine düz sesimle. Gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı.

"Bekle burda bir yere gitme, çağırıp geliyorum." dedi. Alay mı ediyordu? Görmüyor muydu halimi? Ne halde olduğumdan haberi var mıydı?

"Sanki bir yere gidebilirmişim gibi konuşma." dedim kısık sesimle. Daha kolumu bile kaldıramıyordum. Nereye gidebilirdim ki?

"Küçük deme öyle. İyi olacaksın." dedi yalvarır gibi. Yüzüne bakmadım. O da bir süre bekleyip çıktı odadan.

Ne yapacaktım cidden? Bu izlerle ve acıyla mı yaşayacaktım? İstemiyorum. Hiç bir şey istemiyorum.

Kapının hızla açılmasıyla bakışlarımı o tarafa çevirdim. Emirdi. Gözleri gözlerimi buldu. Kızarmıştı güzel gözleri. Ağlamıştı. Benim için ağlamıştı.

"Emir." dedim kısık bir sesle. Ama daha çok yardım et der gibiydi. Hemen yatağın yanına geldi. Sarılmak istiyordum. O da istiyordu ama canımı yakmaktan korkuyordu. Biliyorum.

"Güzelim." dedi titrek sesiyle. Gözlerim dolmuştu. Bana güzelim demesi bile bana güven veriyordu. Sanki o yanımdayken bütün acılarım geçecek gibiydi.

Zorda olsa kırık olmayan kolumu yana açtım. Yüzüne beklentiyle bakarak konuştum.

"Sarılır mısın?" dedim. Gözleri dolu doluydu onunda.

"Olmaz güzelim. Canın yanar." diye fısıldadı. Hayır yanmaz. Sen bana asla zarar vermezsin Emir, bunu biliyorum.

"Lütfen." dedim ağlamaklı sesimle. Dolmuştum. Deli gibi ağlamaya ihtiyacım vardı. Ve ağlayacak bir omuza. Bu omuzda tabi ki Emirindi. O benim her şeyim.

Bana kararsız gibi bakıyordu. Sonra arkasını döndü ve kapının orda bizi izleyen Kuzeye bir bakış attı. Kuzey sadece bana bakıyordu.

"Emir. Lütfen." dedim çatallaşmış sesimle. Susmamla bana sarılması bir oldu. Canımı yakmamak için çok hafif sarılıyordu. Ama ben sağlam olan kolumla onu boğarcasına sıkıyordum.

Kafamı göğsüne gömdüm. Bu haraketlimle kaşım ve burnum çok ağrımıştı ama umrumda değildi.

"Geçti güzelim. Sakinleş." dedi saçımı okşarken. Dayanamadım. Göz yaşlarım akmaya başladı. Sessiz sessiz ağlıyordum. Sanki sesim yükselirse yine aynı şeyleri yaşarmışım gibi geliyordu.

"Ağlama lütfen Defne. Lütfen ağlama güzelim. Bak ben yanındayım. Geçecek her şey." dedi beni teselli edercesine. Ama o da ağlıyordu.

Onun ağlamasıyla ağlamam daha da şiddetlendi. Ama bir yandan da sesimi kısmaya çalışıyordum. Yüksek çıkmamalıydı sesim. Eğer yükseltirsem sesimi yine olurdu. Yine aynı şeyler yaşanırdı...

"K-kızım" dedi bir ses. Baya yorgun ve endişeli çıkmıştı. Babamındı. Ama şu an onu da istemiyordum. Emiri daha da sıktım. O da anlamıştı galiba.

"Dışarı çıkar mısınız?" dedi sakince. Bu çocuk beni anlayan tek kişiydi.

"Çıkamayız. Meleğim iyi misin?" dedi bu defa da Kaan. Değilim diye bağırıp ağlamak istiyordum. Ama bunun yerine sadece hıçkırdım.

"İ-ikiz?" dedi sorar gibi Demir. Şu an o bile bana fazlasıyla korkunç geliyordu. Yüzlerini görmek istemiyordum. Kafamı Emire daha da gömdüm.

"Odadan çıkın. Rahatlasın biraz." dedi Emir. Ama bu defa sesi daha da sertti.

"Kızım lütfen yapma böyle. İyi misin?" dedi talaşlı bir sesle annem. Şu an ona sarılmak istiyordum. Ama Emirden ayrılmak işgence gibi geliyordu. O yüzden sesimi çıkarmayıp ağlamaya devam ettim.

"Hadi çıkalım biz. Kendine gelince gireriz." dedi Batu. Bunun üzerine bir sessizlik oldu ve ardından kapı kapanma sesi geldi.

"Güzelim?" dedi Emir. Artık daha fazla dayanamayıp kendimi geriye, yastığa bıraktım. Sırtım bu haraketimle acayip acımıştı. Bu yüzden ufak bi çığlık attım ve haykıra haykıra ağlamaya başladım.

Yılların birikmişliği vardı içimde. Kafam tonlarca ağırlıktaydı sanki. Taşımak istemiyordum. Her şey üst-üste geliyordu zaten.

"Defne sakinleş. Lütfen bak. Korkutuyorsun beni." dedi Emir ağladığı belli olan sesiyle. Şu an gözlerimde ki yaşlardan göremiyordum onu.

"E-emir bıktım. Ö-ölmek i-istiyorum." dedim hıçkırıklarımın arasından zar zor. Ne kadar fiziksel olarak berbat haldeysem en az ruhumda o kadar çökmüştü.

"O nasıl söz güzelim? Deme öyle. Hem bana söz vermiştin. Unuttun mu? Bırakmayacaktın beni." dedi. Ağlıyordu işte. Benim yüzünden ağlıyordu yine.

"E-emir ağlama. B-baksana seni de ü-üzüyorum." dedim zar zor. Elimi tuttu.

"Sen beni üzmüyorsun güzelim. Senin başına gelenler beni üzüyor. En çokta senin beni bırakma ihtimalin. Lütfen beni bırakma. Lütfen..." dedi. Sonlara doğru sesi yalvarır gibi çıkmıştı.

Bu çocuk... Bu çocuk cidden benim her şeyim. En sevdiğim. En değer verdiğim. Her ne kadar şu an gebermek gibi isteklerim olsa da onun için yaşamak zorundaydım.

Eğer yaşarsam canım belki daha çok yanacaktı, belki berbat şeyler yaşayacaktım, ama eğer onu mutlu edeceksem, eğer o mutlu olacaksa yaşamayı kabul ederim. Benim canım yaşarken yansa bile...

"K-korkuyorum zaten. Ö-ölemem." dedim burnumu çekerken.

"Neyden korkuyorsun güzelim?" dedi yumuşacık sesiyle. Göz yaşlarımın durmasını bekledim bir süre.

"Ya ölünce sevemezsem seni?" dedim gözümden akan son yaşıda silerken.

Gözlerime bakıyordu. Yutkundu.

"Sen ölme. Sana tek yakışmayacak şey ölüm. Ölürsen seni yalnız bırakmam zaten. Merak etme, her zaman yanındayım." dedi.

Gözlerim yine doldu. O da konuşmasına devam etti.

"Seni koruyamadım. Özür dilerim. Çok özür dilerim. Bunları yaşamamalıydın. Sen ailenin yanında yaşamaya başladığından beri zaten sanki ayrıldık gibi oldu. Seni bırakmamalıydım. Özür dilerim. Çok özür dilerim."

Sesi kendine kızar gibiydi. Kendine kızmazdı. Onun hiç bir suçu yoktu. Ben kendim ettim, kendim buldum.

"Kendini suçlama. Senin bir suçun yok." dedim. Kafasını gözlerimden çekip yere eğdi. Ardından derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Seni aradığımda açmadın. Ardarda tekrar aradım. Hissetmiştim kötü bir şey olduğunu. Kaan abi açtı en sonunda. Hastanede olduğunu söyledi. Nedenini sorunca da d-dövmüşler dedi. O an n-nasıl hissettim biliyor musun? Z-zavallı gibi. Korkmuştum. Canının yanma düşüncesiyle kalbim sıkışmıştı. Buraya gelirken düşünüyordum. En fazla ne olmuş olabilir ki diyordum. Ama seni burda bu halde görünce... D-dünya başıma yıkıldı Defne. Kalbim durdu sanki bir an. K-korktum. Hemde çok fazla." dedi ve gözünden akan yaşı sildi.

"Emir... Seni korktuğum için özür dilerim. Seni çok fazla seviyorum. Biliyorsun değil mi?" dedim titreyen sesimle. Bana döndürdü bakışlarını.

"Biliyorum. Seni ne kadar sevdiğimi söylememe gerek yok zaten." dedi ve gülümsemeye çalıştı. Hafif tebessüm ettim. Birden aklına bir şey gelmiş gibi bana baktı.

"Bir yerin acıyor mu? Doktoru çağırıp geliyorum. Tamam mı?" dedi ve ben bir şey demeden odadan çıktı. Soru sorup cevabı almadan gitmesi peki...

Daha Emir çıkalı 10 saniye olmamıştı ki kapı tekrar açıldı. İçeriye Kuzey girdi ve kapıyı kapattı. Sonra yanıma geldi. Yüzüne bakmıyordum yine.

"Küçük iyi misin? Emir doktoru çağırmaya gidiyorum dedi. Bir şey mi oldu?" dedi. Derin bir nefes aldım. Aldığım nefesle göğüs kafesime bir ağrı girdi.

"Ağrım var sadece." dedim düz bir şekilde.

"Neren ağrıyor? Yastıkların rahat mı? Acıktın mı? Bir şey istiyor musun?" dedi telaşla. Cidden istemiyordum onları. Sadece Emir...

"İstemiyorum bir şey." dedim. Elini yüzüme yaklaştırdı. Vuracaktı bana. O adamlar gibi acımadan. Hemen sağlam elimi yüzüme siper ettim.

"Lütfen. Lütfen vurma. Ne istersen yaparım. Lütfen." dedim. Göz yaşlarım yine akmaya başlamıştı. Korkuyordum. Fazlasıyla...

"Küçük ben sana vurabilir miyim? Ben sana zarar verir miyim? Ağlama lütfen. Lütfen ağlama. Sadece saçını geriye itecektim. Gözüne girmesin diye." dedi. Sesinde ufak bir sinir vardı. Bana mıydı o sinir?

"T-tamam." dedim sadece. Sanki üstelersem beni öldürecek gibiydi.

"Korkma benden küçük. Ben sana zarar vermem. Veremem. Unutma bunu." dedi sakinleştirici ses tonuyla.

Ama hayır, şimdi her ne kadar böyle olsa da benim canımı yakacaktı. O adamlar gibi...

Tam bir şey diyeceği sırada kapı açıldı ve Emir ile doktor girdi, ardından da diğerleri.

"Küçük hanım nasılsınız?" diye sordu doktor. Nasıl mıyım? Bok gibi.

"Kötü." dedim doğruları söyleyerek.

"Ağrılar mı?" diye sordu. Kafami sallamak istedim ama boynum buna izin vermedi.

"Evet. Çok fazla." dedim sakince. Dışımdan ne kadar sakinsem içimde fırtınalar kopuyordu.

"İlaçlarınızı kullanmaya başlayacaksınız. Onlar ağrılarınızı hafifletirler. Benden istediğiniz bir şey var mı?" diye soran doktora baktım.

"Ölmek istiyorum." dedim. Ergenim, bıktım ve yeteri kadar acı çektim bence. Emir olmasa, şu an bir dakika bile beklemezdim.

"K-kızım o nasıl söz ö-öyle." dedi annem ağlayarak. Onu üzmek istemezdim. Ama artık hiç kimse umrumda değildi.

"Defne." dedi babam. Bakmadım ona. Bakmak istemiyorum. Onların yaptıkları şeyler yüzünden bu haldeydim.

Abartıyor muydum?

Hayır, abartmıyorum. Neler yaşadım ben, neler neler. Her şeyden bıktım. Cidden her şeye gülüp, içimden ağlamaktan bıktım. Ağır geliyor artık bazı şeyler. Dayanamıyorum.

"Murat bey benimle gelir misiniz?" dedi doktor ve odadan çıktı. Ardından da babam çıktı.

Herkes bana bakıyordu. Bense pencereye. Lavaboya gitmek istiyorum. Elimi yüzümü yıkayıp rahatlamak.

Doğrulmaya çalıştım. Ama başarısız oldum tabi ki.

"Meleğim noldu? Bir yerin mi acıyor?" diye sordu Kaan.

"Lavaboya gideceğim." dedim sadece. O da hemen yanıma geldi.

"Ben götürürüm seni." diyip üstüme eğilince bir çığlık attım.

"D-dokunma." dedim telaşla. Refleksel bir şeydi. Hemen geriye çekti kendini.

"Ö-özür dilerim. Sadece seni kucağıma alacaktım." dedi telaşla. Yüzüne bakamadım. Bakmadım.

"Ben götürürüm." diyen Emir geldi yanıma. Beni hemen kucağına aldı ve odada bulunan kapıdan içeri soktu. Klozetin kapağına oturttu.

"İşin bitince seslen. Tamam mı?" diye sordu. Gözlerimi tamam der gibi açıp kapattım. O da çıktı banyodan.

O kapıyı çeker çekmez göz yaşlarım akmaya başladı.

Bir süre ağladıktan sonra zar zor duvardan destek alarak ayağa kalktım. Ayakta durmak işgence gibiydi şu an.

Lavabonun önüne gelince suyu açtım. Yüzüme çarptım. Soğuk su iyi gelmişti. Suyu kapatıp kendime gelmeyi bekledim. Ardından kafamı yavaşça aynaya doğru çevirdim.

Gördüklerim karşısında güçlü bir çığlık attım. Sonra da kendimi yere bıraktım. Zaten ayaklarımda derman kalmamıştı.

Korkunç olmuştum.  Yüzüm resmen dağılmıştı. Değişmiştim resmen. Çok kötüydü. Çok kötü...

Birde kapı açıldı ve Kuzey önde olmak üzere hepsi içeri girdi. Beni yerde görünce şaşırmışlardı.

"Noldu küçük? Neden yerdesin? Bir yerine bir şey mi oldu?" dedi Kuzey telaşla. Ciddi miydi bu? Yüzümü görmüyor mu?

"Bir şey mi oldu diye soruyor musun bir de? Yüzümü görmüyor musun? Görmüyor musunuz yüzümü? Ne halde olduğumu görmüyor musunuz?" diye sinirle bağırdım. Ağlıyordum aynı zamanda.

Bu hale gelecek kadar ne yapmıştım ben? Ben bunları hakedecek ne yapmıştım?

"Sen hâlâ çok güzelsin ikiz." diyen Demire döndürdüm bakışlarımı. Şaka mı bu?

"Ne diyorsun sen ya? Ben aynaya nasıl bakıcam artık? Her baktığımda korkacak mıyım böyle? Görüyor musunuz bu yüzü? Bu yüzün sahibin kalbide böyle şu an. Paramparça!" diye bağırdım. Başım dönüyordu.

Kuzey sinirle çıktı banyodan. Diğerleri bana bakıyordu hâlâ. Ağlarken daha fazla dayanamadım ve karanlığa bıraktım kendimi.

.
.
.
.

Selam

Alın size ciddili Defne

Bu Defne mi yoksa orijinal Defne mi zksmmamammamanzm

Emir ve Defne... Üzümlü keklerim...

Bu arada Defne ve Emir shipi yapanlar var aq djmamzmamms Olum onlar kardeş kardeş

Diğer bölümde Keremin belasını şeetcem :)))

Bölüm nasıldıı???

Diğer bölümde ne görmek istersinizz?

Kendinize iyi bakınnn

Görüşürüzzz







Continue Reading

You'll Also Like

370K 23.9K 23
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
1.3K 83 13
Ben yari görmezsem halim yaman olur... "Ay Parçam vatan sana sen bana emanetsin."
417K 24.6K 75
(Tamamlandı✔) Kitabın tüm hakları; Asel'in motoruna olan aşkın'da Efo'nun alp'e olan takıntılı aşkın'da Alp'in efo'ya olan yoğun sabır'nda Çağan'ı...
7.5K 991 37
"Son aldığım görev bir iş kadınını işini bitirmekti. Bana o kadının silah kaçakçılığı yaparak bir çok insana zarar verdiği ve yanında zorla insan tut...