ERGANİLİ SEVGİLİM

By khaleessiiii

5M 386K 266K

[TAMAMLANDI] Batı-Doğu çatışması... [texting-metin karışık] More

TANITIM
bir
iki
üç
dört
beş
altı
yedi
sekiz
dokuz
on
on bir
on iki
on üç
on dört
on beş
on altı
on yedi
on sekiz
on dokuz
yirmi
yirmi bir
yirmi iki
yirmi üç
yirmi dört
yirmi beş
yirmi altı
yirmi yedi
yirmi sekiz
yirmi dokuz
otuz
otuz bir
otuz iki
otuz üç
otuz dört
otuz beş
otuz altı
otuz yedi
otuz sekiz
otuz dokuz
kırk
kırk bir
kırk iki
kırk üç
kırk dört
kırk beş
kırk altı
kırk yedi
kırk sekiz
kırk dokuz
elli
elli bir
elli iki
elli üç
elli dört
elli beş
elli altı
elli yedi
elli sekiz
elli dokuz
altmış
altmış bir
altmış iki
altmış üç
altmış beş
altmış altı
altmış yedi
altmış sekiz
altmış dokuz
yetmiş
yetmiş bir
yetmiş iki
yetmiş üç
yetmiş dört
yetmiş beş
yetmiş altı
yetmiş yedi
yetmiş sekiz
yetmiş dokuz
seksen
seksen bir
seksen iki
seksen üç
seksen dört
seksen beş
seksen altı
seksen yedi
seksen sekiz
seksen dokuz
doksan
doksan bir
doksan iki
doksan üç
doksan dört
doksan beş
doksan altı
doksan yedi
doksan sekiz
doksan dokuz
yüz
yüz bir
yüz iki
yüz üç
yüz dört
SONDAN BİR ÖNCE
SON
ÖZEL BÖLÜM

altmış dört

41.3K 3.7K 2.8K
By khaleessiiii

Özcan'ın numarasını tuşladıktan sonra kulağıma götürüp yatağıma yaslandım. Üç çalıştan sonra açmıştı.

"Alo?"

"Yiğidim civanım." dedim sırıtarak. Sinirli bir nefes alıp bıraktı.

"Yiğidin seni siksin Emre." dediğinde kahkaha attım. Kapatmadığına göre siniri biraz da olsa geçmişti.

"Hadi bak üç saat oldu, aç şu engelimi."

"Akılanana kadar böyle kalacaksın. Nasıl korktum haberin var mı? Elim ayağım birbirine dolandı. Bir de uzaktasın benden, aklım gitti ulan." alt dudağımı ısırdım. Gerçekten biraz fazla olmuştu bu şakam.

"Aşkım özür dilerim..." dedim üzgün bir sesle. O sırada aynada kendimle göz göze gelince saçlarımı düzelttim.

"Aşkım özür dilerim..." dedi taklidimi yaparak. "Mal."

"Ayıp oluyor ama ha." dedim sırıtarak üzerimi de düzeltirken.

"Sus Emre." dediğinde bir işle uğraştığını anlamıştım.

"Öf tamam, engelimi aç. Zaten özlem doluyum ağzını yüzünü ısırırım beni sinirlendirme."

"Ben de özledim. Ne yapayım şimdi? Delireceğim Emre." dedi sinirle. Özlediği için bana sinirleniyordu.

"Seni çok seviyorum." dişlerimin arasından konuşunca derin nefes aldı.

"Ben de, ölüyorum sana olan sevgimden." birden böyle duyunca aşırı derecede garip hissetmiştim.

"Öperim ağzını, hadi engeli aç. Annem telefonunu ister birazdan."

"Tamam yavrum." dedi sonunda. İki dakikada almıştım sinirini. Yanında olsam iki oynaşırdım daha kolay geçerdi siniri.

"Hadi öptüm."

"Öptüm." dediğinde telefonu kapattım.

İki dakika sesini duymak bile iyi gelmişti. Sevgi dolu bir nefes alıp salona girdim. Annem televizyonun karşısında açtığı yabancı filmi izliyordu. Bugün evde takılıyordu.

"Daye, al telefonunu." dedim yanına varıp sırıtarak telefonu uzatarak. Telefonu alırken garip garip baktı.

"O ne demek?" diye sorduğunda yanına oturup kendi telefonumu çıkardım.

"Anne demek Kürtçe'de." mesaj kısmında Özcan'ın profiline girince fotoğrafını görüp sırıttım.

"Anlatmayacak mısın?" annem soru sorduğunda gülümseyerek Özcan'a mesaj yazıyordum.

"Hm?"

"Neden birden oraya gittiğini, telefondan aradığın arkadaşını. Fark ediyorum Emre." annemin dediklerine dikkat kesilince ekrana birkaç saniye öylece bakakaldım.

Kafamı çevirip yüzüne baktığımda tek kaşını kaldırıp yüzüme baktı. Böyle aynı Meryem Uzerli'ye benziyordu. Konuyla alakasız olan düşüncelerimi kenara itip telefonu kenara bıraktım.

"Biliyorsun değil mi anne?" dedim kabullenmiş bir şekilde.

"Tahmin edebiliyorum." sesinde sinire dair hiçbir parça yoktu.

"Kızdın mı?" diye sordum bacaklarımı kalçamın altına alıp otururken. Kafasını anında olumsuz anlamda salladı.

"Hayır, kızmadım tabiki. Sadece bir şeyleri çözdükten sonra aklıma takıldı, dert oldu içime. Sen kız sevgiliyi göstermelik mi yapıyordun? Baskılar yüzünden?" gözleri dolmuştu.

"Hayır hayır anne..." üzülmesin diye hızla konuştum. "Hiçbir zaman öyle olmadı."

Annem inanmak için gözlerime baktı. Yalan söylemediğime dair ipucu bulunca biraz rahatlamış gibiydi.

"Ben Özcan'dan önce.." dediğimde tanımadığını anlayınca gülümsedim. "Damadının adı Özcan bu arada." diye eklediğimde gülümsedi.

"Soytarı." ben de gülümseyip ona yaklaştım ve kollarımı narin vücuduna doladım. O da aynı anda bana sarıldı.

"İşte neyse devam edeyim. Anne ben bir gün kafadan bir numara salladım. Özcan çıktı. Konuştuk falan ama ilk başta ben sohbet muhabbet olsun diye konuşuyordum." her şeyi anlatsam mı acaba diye düşünürken olan olsun diyerek anlatmaya devam ettim. "Ama sonra eski arkadaşlarım ile ona bir oyun oynadım. Biseksüelim dedim ve onu kandırdım. Ama onun aile yaşamını öğrenince bu oyundan vazgeçtim. Sonradan fark ettim ki ben kendi kazdığım kuyuya düşmüşüm. Ben ona aşık oldum."

"Ne yani sen kafadan bir numara sallayıp ona güvenip Diyarbakır'a gittin öyle mi?" dedi ilk başta dehşetle. Anne olmak böyle bir şeydi sanırım.

"Evet ama çok güvenilir biri anne. Ben insan sarrafıyım, biliyorsun."

"Aynen biliyorum. Küçükken o kadar uyarmama rağmen okulda sana şeker veren amcanın elinden şeker yiyip elinden tutup gitmiştin." gözlerimi devirdim.

"Anne küçüktüm ve babamın beni denemek için bir yaşlı amca tutup böyle bir sosyal deney niyetine oyun yapacağını nereden bileyim?" diye sordum sinirle. Gülümsedi.

"Tamam devam et. Ondan önce şunu söyleyeyim. Umarım çocuğa yaptığın kötü davranışın farkındasındır." Özcan'a yaptığımız oyundan bahsediyordu.

"Evet, farkındayım." dedim kendime sinirle. Soluk alıp devam ettim. "Ondan sonra biz sevgili olduk. Ama doğum günümde buraya gelmiş. Selim'de herşeyi ona söyledi. Özcan çok kötü oldu ayrıldık. İşte o yüzden haftalarca kötü olmuştum. Sonra da dayanamayıp yanına gittim."

"Zaten o zaman kötü olduğunda bir şeylerin olduğunu anlamıştım. Şimdi aranız nasıl peki?"

"Çok iyi. Yani birkaç saat önce babam beni dövdü diye yalan söyledim sinirlendi, engelledi ama az önce barıştık." saçlarımı okşamaya başladı. Tam o sırada babam aklıma geldi.

"Anne babam biliyor mu?" biraz durdu. Anladığım kadarıyla bilmiyordu.

"Hayır, bilmiyor. Ona söylemedim, kötü gözle bakacağından değil ama o biraz daha dursun bakalım." annem daha iyisini bilir diyerek kafamı salladım.

"Evlatlıktan reddeder mi?"

"Yok, beylik tabancası ile vurur seni." dediğinde korkuyla yüzüne baktım. Gözlerini devirdi. "Saçmalama oğlum."

"Ne bileyim anne, korkuyorum." dediğimde dudaklarını saçıma bastırdı ve kokumu içine çekti.

"Korkma bebeğim." dedi sadece. Ardından biraz durup kendini geri çekti. "Göster bakalım şu oğlanı."

Gözlerine bakıp hevesle geri çekildim.  Yiğidimi tanıtmak benim için bir gururdu. Hemen telefonumu açıp Özcan'ın oradayken gizlice çektiğim fotoğraflarını açıp gösterdim. Annem dikkatle inceledi.

"Biraz büyük gibi... kaç yaşında?" gözlerini kısıp bakarken ben de fotoğraflara ilk defa görmüşüm gibi bakıyordum.

"20 yaşlarında, ama kimliğe geç yazıldığı için lisede okuyor." bir diğer fotoğrafa geçerken konuştum. Annem 'hmm' dedi.

"Baya yakışıklıymış."

"Öyledir." dediğimde annem gülümsedi. Ben o sırada Özcan'ın kardeşlerinin fotoğraflarını açtım.

"Bak bunlarda Özcan'ımın kardeşleri." diye tanıttım tatlı çocukları gösterirken.

"Özcan'ımın..." diye taklidimi yaptığında farkına varmadan söylediğim şeyle kafamı biraz eğdim. Utanmıştım.

Biraz etrafı gösterirken annemin yorumlarını dinledim. Özcan'ın büyük ablasına biraz fena duruyor dikkat et diyerek kendi görümceleri hakkında konuştuğunda onu dikkatle dinledim. Annem ilk defa dedikodu yapıyordu.

Tam o sırada telefonum çaldığında ekranda görüntülü arama çağrısı gözüktü. Özcan arıyordu. Annemin yüzüne baktım.

"Tanıştırayım mı?" diye sorduğunda kafasını salladı.

"Tabi, olur." dediğinde gülümseyerek kenara çekildim. Ekranda sadece kendim gözükürken yeşil tuşa bastım.

Özcan yine tepeye çıkmış, rahat bir şekilde yayılıp sigara içiyordu. Aşırı karizmatik duruyordu. Beni görünce gözleri parladı.

"Yavrum niye yazmıyorsun?" dedi dudaklarını yalayıp.

"Annemle konuşuyordum. Seni anlattım. Bir merhaba de." deyip anında anneme çevirdim. Amacım onun afallamış suratını görmekti.

Özcan ilk anlamayarak baksa da annemi görünce dudaklarındaki sigarayı bir çırpıda kenara atıp oturuşunu düzeltti. Sigara dumanı ağzından çıkarken elini sağa sola sallayıp dumanı yok etmeye çalışıyordu.

"Merhaba oğlum." dediğinde Özcan kıpkırmızı olmuştu.

"Merhaba.. efendim." dedi gülümsemeye çalışarak.

"Nasılsın, iyi misin?" annem aşırı sıcak konuşuyordu. Çok mutlu olmuştum.

"İyiyim, siz nasılsınız?"

"Teşekkür ederim, ben de iyiyim." dediğinde Özcan bir şeyler mırıldandı. Çocuk şimdi kasılmaktan ölecekti.

"Anne ben içeri geçip konuşayım." dedim onu kurtarmak için. Annem kafasını salladı ve yeniden Özcan'a döndü.

"Görüşürüz Özcan oğlum." Özcan kafasını salladı.

"Görüşürüz efendim."

Sırıtarak ekranı kendime çevirdim ve ayağa kalkıp yürümeye başladım. Özcan bana öyle sinirli bakıyordu ki, gülmekten ölecektim. Odaya geçip kapıyı kapattım.

"Senin ben o sarı kafanı sikeyim Emre." dedi sinirle ve hararetle. Çocuk nefes almayı unutmuştu. Yakasını biraz açıp nefes almaya çalıştı.

"Sana ben kurban olurum Özcan'ım benim." dedim hafifçe sesimi yükselterek. Yatağıma uzandığımda bana ters ters baktı.

O kadar rahatlamış ve ferahlamış hissediyorum ki... Gülmekten çenem yırtılacaktı neredeyse.

Continue Reading

You'll Also Like

52K 4.2K 20
"Seni arındırmamı ister misin? Seni Günahlarından temizleyip benim yapmamı ister misin?” Ya da; Harry bir Melek ve ilk Günahını işliyor. Louis bir Ş...
5.7M 329K 76
[TAMAMLANDI] Genç bir gay mahkumun, sıradan bir koğuşa girmesi ile başladı tüm hikaye.
681K 55.1K 21
[TAMAMLANDI] Sivas'tan adam çıksa iti meşhur olmazdı.
1.2M 74.3K 47
Tüm hayatını sahip olduğu fikirleriyle yaşayan bir adam ile hiçbir ideolojiye sahip olmayan adamın hikayesi... 10.12.2017~19. 11.2018