Killer Love | Hyunlix

By DyShawVin

394K 25.6K 58.5K

Prens gibisin, benim prensim. [Angst] More

Yeni Çocuk
Yeni komşular
Karşı oda
Biyolojik olarak öpüştük
Büyülü ortam
Gitme
İntikam
Lucas?
Sadece ne istiyorsam onu yapıyorum Felix
Böyle gidemez
İyi günler efendim
Hoşuma gidiyorsun
Nesin sen?
Hiç ayılmasak olur mu?
Senin yüzünden
Çok tatlısın
Uzun bir süre sonra
Seninle ilgili her şeyi seviyorum
Belki ay ışığı seviyorumdur
Sonunda baş başayız Hwang Hyunjin
Aşığım sana
Her halinle kusursuzsun
Ömrümün sonuna kadar
Cehennemin seni bekliyor
Onsuz yaşayamam
Şimdi ne oldu Hyunjin?
Seni çok özledim
Son birkaç gün
Huzuruma açılan kapı
Asla ayrı düşmeyelim
Zaman doldu
Her şeyin başladığı yer
Final
Özel bölüm
Özel Bölüm

Ben zaten ölüyüm

11.2K 766 1.2K
By DyShawVin

"Sonra bu benim sinirlerimi tepeme çıkartmaya devam edince sıktım bacağına." Eline doldurduğu cipsi ağızına nefes alamayacağı şekilde doldurup çiğnemeye çalıştı.

"Polis falan nasıl yakalamıyor sizi?" Jisung  Lucas geldiğinden beri anlattığı şeyleri ağızı açık dinlemiş ve bir sürü soru sormuştu ama Lucas çoğuna cevap veremeyeceğini söylemişti. Çocuklara güvenip çete üyesi olduğunu söylemesi bile büyük bir şeydi zaten.

Lucas ağızındaki cipsi zor da olsa bitirip soruyu soran Jisung'a omuz silkti. "Meslek sırrı." Jisung göz devirip Minho'nun göğüsüne yattı. Onlar orda cilveleşirken gözüm Seungmin ve Chris'e takıldı. Gülerek bir şeyler konuşuyorlardı. Olacak olacak bunlardan da olacak.

Aklıma gelen fikirle şeytani bir gülüş atıp ayağa kalktım ve Seungmin'e yöneldim.  İkisi de birbirlerine dönük bir şekilde oturuyorlardı. Cebimden telefonumu çıkarttım. "Seungmin şu cekete bak tam senin ta- Ayy!!." Düşme taklidi yaptığımda Seungmin'i sırtından Chris'e doğru ittim ve yüzlerinin nerdeyse birleşmesine sebep oldum.

"Ayağım kaydı pardon ya." Yerden kalkarken söylediğim şeyle herkes kahkaha attı. "Felix oyunculuk eğitimi almalısın." Lucas'a göz devirip eserime baktım. Birbirlerinden yavaşça ayrılmışlardı ve Seungmin'in yanağı kıpkırmızı olmuştu. "Alt tarafı az kalsın öpüşüyordunuz Seungmin neden bu kadar utandın?"

Hyunjin'in söylediği şeye sesli bir şekilde güldükten sonra masanın üzerinde duran sigara paketimi alıp üst kattaki balkona yöneldim. Herkes sohbet içinde olduğu için beni fark etmemişlerdi.

Balkona geldiğimde dudaklarımın arasındaki sigarayı yakıp dumanın ciğerlerime ulaşmasına izin verdim. Dün Hyunjinle sahilde karşılaştığımızda Lucasla kuzen olduklarını öğrendim ve bir kez daha Dünyanın ne kadar küçük bir yer olduğunu anladım.

Hyunjin'e her şeyi anlatmamıştık sadece eski dostlar olduğumuzu ve bir şeyler için Lucas'ın yardımına ihtiyacım olduğunu söylemiştik. Sonuçta Hyunjin'e çok fazla yakın değildim ve daha bu plandan çocuklara bile bahsetmemiştim.

O adamın canını Noel den sonra alacaktım. Minho ve Jisung'un mutluluklarını mahvetmek istemiyordum. Belki de ben ölecektim bilmiyorum ama öleceksem o pislik de benimle birlikte gelecekti.

Balkonun kapısının açıldığını duyduğumda gelenin kim olduğuna baktım. Hyunjin sarı uzun saçlarını iki eliyle düzeltip kenardaki sandalyeyi yanıma çekti. "Bensiz sigara içtiğini duydum geleyim dedim." Cebindeki sigara paketinden bir dal çıkartıp yaktı. Dudaklarının arasınaki sigarayı aldım ve yerine kendi sigaramı koydum. Onun sigarasını da ben içmeye başladım.

"Böyle daha güzel oluyor." Bana şaşkınca bakan yüze gülümseyip önüme döndüm. Daha fazla bakmaya devam edemedim çünkü yüzündeki ifade içimde bir yerlerde onu öpme isteği uyandırıyordu.

"Felix." Bana seslendiğinde yüzüne baktım. Endişe barındıran bir ifadesi vardı. "Hm?" Sigarasından bir duman çekip dışarıya üfledi. "Lucas'dan ne için yardım istedin?" Derin bir nefes aldım ve anlatmaya karar verdim. Hyunjinden sonra çocuklara anlatırdım onlardan saklayamazdım hiçbir şeyi.

Hyunjin'e baştan aşağı her şeyi anlatınca ağızı açık bir şekilde öylece yüzüme baktı. Anlatırken yüz ifadesini hiç bozmadan sadece beni dinlemişti ama intikam kısmına gelince gerilmişti. "Felix bu adamların ne kadar tehlikeli olduğundan haberin var mı? Seni kapılarının önünden geçsen öldürecek insanlardan bahsediyoruz. Üstelik adam yaşadığınızı öğrenmiş peşinize düşüp düşmediğini bile bilmiyoruz. Bu adamı öldürdüğün zaman her şeyin biteceğini mi sanıyorsun? Peşinize düşecekler."

Haklıydı. Ama o adamın aldığı her nefes canımı yakıyordu. Hyunjin'in yüzüne bakıp buruk bir şekilde gülümsedim. "Ben zaten ölüyüm Hyunjin. O adamlar sadece bedenimi yok edebilirler. Benim ruhum ölü."

Hyunjin elini destek olurcasına bacağıma koyduğunda kasıldım. "Eğer gerçek bir intikam almak istiyorsan o adamın nefesini kestiğinde sen nefes almaya devam edeceksin Felix. O adamı öldürdüğünde sen de öleceksen alacağın intikam intikam olmaz. O yüzden hep birlikte mantıklı bir şeyler düşüneceğiz. Olaya direkt dalmak yerine mantıklı hareket etmemiz lazım."

Hyunjin konuşmasını bitirdiğinde dolan gözlerime engel olamadan kollarımı boynuna doladım. Bir süre sonra onun da ellerini belimde hissettiğinde gülümsedim. "Neden yapıyorsun? Neden sadece birkaç gündür tanıdığın birine böyle tehlikeli bir meselede yardım etmek istiyorsun?"

Hala sarılırken ellerini saçlarımda gezdirdi. Bu hareketi beni o kadar mayıştırmıştı ki şu an boynuna sokulup uyuyabilirim. "Bilmiyorum." istemesem de yavaşça ondan uzaklaşıp dolu gözlerimle gözlerine baktım. Rahatlatmak istercesine gülümsediğinde ben de gülümsedim. "Çocukların bundan şimdi haberi olmasın özellikle Minho ve Jisung evlenme teklifinden sonra anlatırız onlara."

Hyunjin onaylar anlamında başını salladıktan sonra elimdeki izmariti alıp kendisininkiyle birlikte kül tablasına attı ve ayağa kalktı. "Geliyor musun yoksa burada kalmaya devam mı ediyorsun?" Söylediği şeyle ayağa kalktım ve birlikte balkondan çıktık. Merdivenden aşağı inip çocukların yanına ilerledik.

Minho yoktu ve Jisung'un yüzü biraz asıktı. Onun dışında diğerleri hala bağıra bağıra gülerek konuşuyorlardı. Hyunjin eski yerine giderken ben de Jisung'un yanına oturdum. "Niye astın bakalım o sincap suratını?" Jisung'un gözleri dolduğunda diğerlerine çaktırmadan kolunu tuttum ve benimle gelmesi için başımla dış kapıyı işaret ettim.

Lucas, Chris ve Hyunjin'in yanında fazla rahat edemeyeceğini biliyordum ve ağlamak üzere olduğunun da farkındaydım. Jisung'la birlikte bahçeye çıktık ve salıncaklara yerleştik. "Dökül." Jisung'un gözünden düşen yaşı sildiğimde gökyüzüne bakarak gelen yaşlarını geri göndermeye çalıştı.

"Minho sürekli telefonda birileriyle konuşuyor ve ben gelince panikleyerek kapatıyor veya daha sonra arayacağını söylüyor. Sürekli aniden haber vermeden bir yerlere gidiyor ve sorduğumda yalan söylüyor. Biraz önce de birisiyle mesajlaşıyordu birden gitmesi gerektiğini söyleyip çıkıp gitti. Felix Minho'yu çok seviyorum ve gerçekten düşündüğüm şeyi yapıyorsa dayanamam. Onsuz yaşayamam yapamam."

Ağlamaya başlayınca ona sarıldım. Nasıl teselli verebilirdim ki? Gerçeği söyleyemezdim ama böyle olmasına da izin veremezdim. Omuzumda bana sarılıp ağlarken "Ne olur yapmasın." Diye sayıklıyordu.

"Minho'nun seni ne kadar sevdiğini biliyorsun değil mi? Böyle bir şeyi asla yapmayacağını da biliyoruz. Son zamanlardaki davranışlarını buna yormakta haklısın kim olsa böyle düşünürdü zaten ama karşındaki kişinin Minho olduğunu düşünerek hareket et. En az senin onu sevdiğin kadar çok seviyor seni hepimiz biliyoruz. Sadece zamana bırak eminim düşündüğün gibi bir şey yoktur."

Yaşlı yüzüyle birlikte ilgiyle beni dinliyorken yanaklarını sıktım. "Ya çen üzüydün mü?" Gülerek yanaklarını sıkmaya devam ettiğimde elime vurdu. "Salak hayati bir mesele konuşuyoruz ciddi ol." Kahkaha attığımda göz devirdi ve yerden bir kar alıp suratıma fırlattı. Kar gözlerime girince sesli bir küfür savurdum.

"Şimdi sıçtım ağızına sincap suratlı." Ayağa kalkıp yerden bir kar aldım ve top haline getirdim. "Savaş mı istiyorsun? Gel o zaman bebeğim!" Sonlara doğru bağırarak söylediği şeyle elimdeki karı ona doğru fırlattım ama eğildiği için üstüne gelmedi. "Hahaha ıskaaa."

Eline kar doldurup bana fırlattığında karın yoğunluğu yüzünden karların arasına düştüm. Tam kalkacaktım ki Jisung kalkmama izin vermedi ve üzerimi karla doldurmaya başladı. Hem kahkaha atıyordum hem de Jisung'a sövüyordüm.

"Göt beyinli bırak beni." Kahkaha atarak söylediğim için beni ciddiye almadan üzerimi karla doldurmaya devam etti. Neredeyse tüm bedenim kara gömülmüştü ve sırılsıklam olmuştum. "Bunu savaş açmadan önce düşünecektim yavrum." 

Jisung'u saçlarından tutup yere çektiğimde o da karların arasına düştü ve ikimizde kahkaha atmaya başladık. "Savaş var dediler geldik." Jeongin'in sesiyle arkamı döndüğümde çocukların hepsi bize doğru geliyorlardı.

Sanırım yorucu bir gün olacak.

***

Çocuklarla vedalaşıp eve girdiğimde ılık bir duş almak için odama çıktım. Akşama kadar dışarıda eğlenmiştik ama aynı zamanda götümüz de donmuştu. Ablam bile bir ara eve döndüğünde bize katılmıştı ama çok üşüyünce içeri geçmişti.

Banyoya girdiğimde kısa bir duş aldım ve belime havlumu sarıp baynyodan çıktım. Masanın üzerinde duran vücut spreyimi de sıktığımda perdeyi kapatmak için cama yöneldim. Tam kapatacaktım ki Chris'in odasına giren Hyunjin'i gördüm. Dolaptan bir kıyafet aldı ve odadaki banyoya ilerledi.

Ne yani odaları mı değiştirmişlerdi? Gülümseyip perdeyi kapattım ve üzerimi giyindim. Yatağıma uzandım ve Instagram'da daha önce defalarca hesabına girip fotoğraflarını incelediğim Hyunjin'e takip isteği attım.

Dişlerimi fırçalamayı unuttuğumu fark ettiğimde banyoya gidip dişlerimi fırçaladım ve yüzüme birkaç bakım ürünü sürüp odama geri döndüm.

Yatağıma kurulup gözlerimi kapattım. Kendimi uykuya bırakacağım sırada telefonuma bir bildirim geldi. Instagram'dan mesaj geldiğini gördüğümde gelen mesaja baktım.

Hwanghyunjin: Birdahaki sefer ilk önce banyoda üzerini giyin sonra perdeni kapat bence seni sadece havluyla görmeye alışık değilim ;)

***

Hyunjin

Felix

Hyunlix

Continue Reading

You'll Also Like

733 102 6
"Bu gece ay çok güzel değil mi sevgilim?" -angst-
1.4K 137 7
hyunjin ve felix'in güzel ilerleyen ilişkileri hyunjin'in ilaçlarını ihmal etmesiyle kötüleşmeye başlamıştı. başlangıç tarihi : 21.08.23
4M 113K 73
Lamia: Ayrılık ay dönümümüz kutlu olsun. Mirza: Lamia şaka mısın? Mirza: Sen terkettin beni.
1.3K 136 6
Sadece aşktı bu Ve aşk bir insanı öldürürdü.