deniz kızı ile sarhoşlar masa...

By mysaddnestear

268K 10.3K 12.9K

[tamamlandı] "Ne yapmamı istiyorsun Domenic, sana abi dememi falan mı? Cidden bunu mu istiyorsun benden?!" "E... More

1| BAŞLANGIÇ
2| SARHOŞ
3| YAKINLAŞMA
4| TEHDİT
5| YAKALANMA
6| İTİRAFLAR
7| GECE
8| BAR
9| SOHBET
10| AİLE
11| DENİZ
12| OKUL
13| YÜZLEŞME
14| KIRIKLIK
15|TERAS
16| ANLAŞMA
17| ŞARKI
18| BEBEK
19| KONUŞMA
20| TERCİH
21| SORGU
22| KARŞILAŞMA
23| HİSLER
24| ÇİÇEK
25| KARAR
26| KUTLAMA
27| HASTA
28| YEMEK
29| ANI
30| ÖFKE
31| KISKANÇLIK
32| GÖRÜŞME
33| KARAR
34| ENDİŞE
35| HEYECAN
36| YENİ YIL
37| KAVGA
39| PARILTI
40| SÜRPRİZ
41| ŞAŞKINLIK
42| HİZMET
43| SONUÇ
44| HAMİLE
45| İLGİ
46| TEKLİF
47| FİNAL

38| İHALE

3.4K 148 95
By mysaddnestear

Yaklaşık 15 dakikadır öylece oturuyor, uçağın kalkmasını bekliyorduk. Sıkıntıdan patlamak üzereydim. Çünkü uçağın bizim bulunduğumuz bölümünde çok fazla insan olmadığı için kimseden ses seda çıkmıyordu. Ortamdaki tek ses uçaktan gelen seslerdi.

Bakışlarım karşımdaki Bash ile Kol'u bulduğunda ikisinin de çoktan kendi hâllerinde takıldıklarını fark ettim. Bash telefonuyla ilgileniyor, Kol ise yerleştiğimiz ilk andan beri koltuğunda uyukluyordu. Gece olduğu için herkesin üzerinde bir ağırlık vardı. Ben ise onların aksine fazla enerjiktim.

Anonsun yapılmasıyla beraber oturuşumu düzeltip beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra uçak havaalanının zemininden ayrılırken gerginliğimi azaltmak amacıyla Nick'e konudan bağımsız saçma salak bir şeyler anlatmaya başladım. Defalarca uçakla yolculuk yapsam da çocukluğumdan gelen bir alışkanlıkla uçağın kalkış anında gerilmeme engel olamıyordum.

Uçuşa geçmemizin ardından rahat bir nefes alıp kemerimi çözdüm ve koltukta daha rahat bir pozisyon aldım. Yolculuğumuz yaklaşık olarak 5 saat kadar süreceği için zamanı nasıl geçireceğimi bilemiyordum. Yanımda hiçbir şeyi umursamadan dergileri karıştıran Nick ise bana fazlasıyla (!) yardımcı oluyordu.

Onun düşünceli tavrından kendimce anlamlar çıkarmaya çalışıyordum ama anlaşılan ihale sorunsuz bir şekilde olup bitene kadar rahat bir nefes almayacaktı. Her ne kadar bana belli etmemeye çalışıyor olsa da endişelendiğini gözlerinden anlayabiliyordum.

Oturduğum yerden uzanıp elinde tuttuğu dergiyi alırken "Biraz dinlen istersen?" diye bir soru yönelttim ona. Sanki benim bunu söylememi bekliyormuş gibi itiraz etmeden kafasını geriye doğru yasladı. Ben de sıkıntıdan onun elinden almış olduğum dergiyi kurcalamaya başladım.

Bir sürü araba modelleriyle dolu olan dergi ilgimi çekmezken oflayıp bir kenara bıraktım. Bakışlarımı kaldırıp etrafı incelemeye başladığımda fark ettiğim şeyle kaşlarım aniden çatıldı.

Az ilerideki koltuklarda oturan iki tane kadın hostes ısrarla Nick'e bakıyor, aralarında bir şeyler konuşup gülüşüyorlardı. Nick'in yanında benim olduğumu ise görmüyor gibilerdi. Böylece bana kendimi fark ettirmek kalıyordu.

Birkaç saniye o kadınların oymak istediğim gözlerini sevgilimin üzerinden çekmelerini bekledim. Lakin beni umursadıkları falan yoktu. Sadece her şeyden habersiz masumca uyuyan Nick'e gözlerini dikmişlerdi.

Sinirle Nick'in kemerini çözüp ona iyice yanaştım ve kafamı omzuna yerleştirdim. Nick benim beklenmedik hareketimle gözlerini aralarken fısıltıyla "Ellerini belime koy çabuk!" dedim itiraz istemeyen bir ses ile. Anında dediğimi yapmasıyla yüzümde geniş bir gülümseme oluşmuştu.

"Ne oluyor, Nina?"

Onu duymazdan gelip "Arkadaki hostesler hâlâ buraya bakıyor mu?" diye sordum. Ardından ne söylediğimi fark edip "Dur, sen bakma!" dedim aceleyle.

Kafamı hafifçe kaldırıp camdan dışarıyı izliyormuş gibi yaparak onlara ufak bir bakış attım. O sırada da Nick beni belimden kendisine doğru çekmiş, ben de bacak bacak üstüne atarak ona iyice sokulmuştum.

Onun gülüşü kulaklarıma iliştiğinde omzumu silkip yüzümdeki sinsi gülümsemeyle hosteslere baktım. Bir şeyler söyleyip yerlerinden ayaklanmışlardı.

Uçağın diğer bölümüne doğru ilerleyip çoktan gözden kaybolmalarıyla derin bir nefes vermiştim. Bu sefer onları başımdan savmamın rahatlığıyla tekrardan kafamı Nick'in omzuna yasladım. O da diğer elini bacağıma yerleştirip uyku moduna geçmişti.

Karşı koltukta oturan Bash bana bakıp kafasını 'sen çok fenasın' dercesine iki yana sallarken dudaklarımı büzüp ona sessiz bir öpücük gönderdim. Bu da 'ta kendisiyim' demek oluyordu.

Biraz dinlenmemin iyi olacağını düşünüp gözlerimi yavaşça kapattım. Nasıl olsa uçak inişe geçtiğinde beni uyandırırlardı. Ben de buna güvenerek kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Hissettiğim hareketlilikle gözlerimi zorlukla aralarken "Geldik mi?" diye mırıldandım. Nick'in beni kucağında taşıdığını fark ettiğimde kendimi zorlamayıp geri kapattım gözlerimi. Yorgun sesiyle "Otele geçeceğiz," dediğini işitirken hiçbir şey söylemeden devam ettim uykuma.

Duyduğum seslerden arabaya yerleştiğimizi anlayabiliyordum ama bir türlü gözlerimi açasım gelmiyordu. Nick'in kucağında halimden oldukça memnundum.

Bir süre sonra Kol'un sinirli bir şekilde söylenmeleri uykumun içine ederken bu sefer gözlerimi istemesem de araladım. Nick otele giriş yapmış, arkamızdan da benim valizlerim ile birlikte Kol ve Bash geliyordu.

Otelin çalışanları valizler için yardımcı olmuşlardı fakat ben birden fazla valiz hazırladığım için her şekilde onlara da iş düşmüştü. Umursamadan kafamı Nick'in göğsüne gömüp odamıza gitmeyi bekledim.

"Yerini çok beğendin galiba."

Gülümseyip "Beğenilmeyecek gibi değil ki," diye cevap verdim. Baya iyi uyumuştum. Hatta bıraksalar tekrar bile uyuyabilirdim. Asla doyamıyordum uykuya.

Nick asansörden indikten sonra odamızın önüne geldiğinde otelin çalışanlarından birisinin kapıyı açıp valizleri içeri bırakmasını bekledi. Ardından içeriye girip beni çift kişilik geniş yatağa yatırdı.

Geri çekilecekken ona engel olup kollarımı boynuna doladım ve "Nereye?" diye sordum. Kollarını yatağa yaslayıp üzerime ağırlığını vermeden yerleştiğinde "Son hazırlıklarla ilgileneceğim. Sen dinlen," dedi.

Sesi fazlasıyla yorgun geliyordu ve bu durum kendimi suçlu hissetmeme sebep olmuştu. Uçakta ona uyumasını söylerken yol boyunca ben uyumuştum. Durum böyle olunca da benimle ilgilenmek zorunda kalan oydu.

"Sadece bir süreliğine patron olduğunu unutup kendine de vakit ayıramaz mısın?"

"İlgilenmem gereken çok şey var, Nina. Sarah'ı arayıp çizimleri yanına aldığından emin olmam lazım. İhalede bizi temsil edecek şirketten birkaç kişinin daha uçakları bu akşam kalkacak. Onlarla haberleşmem gerek çünkü şu anlık herkes benim sorumluluğum altında."

Bir anda yattığım yerden doğrulup onu yatağa serdim ve bu sefer onun üzerine ben çıktım. Karnının üzerine oturup "Bana ne, gitmene izin vermiyorum. Bash ile Kol'a söyle onlar ilgilensin. Hem onları da boşuna yanında getirmedin herhalde," dedim onu ikna etmeye çalışarak.

"Her şeyin yolunda gittiğinden benim emin olmam gerek-" diye konuşacakken uzanıp onu susturmak amacıyla dudağına tam anlamıyla yapıştım. İlk birkaç saniye bocalasa da sonradan bana karşılık vermişti.

Zar zor dudaklarımızı ayırıp doğruldum ve "İşlerinle mi ilgilenmek istersin, yoksa burada benimle mi olmak istersin?" diye sordum gözlerimi kısıp ona bakarken. Mavilerini bir saniye bile üzerimden çekmeyerek şaşkın bir şekilde konuşmaya başladığında gülmemek için yanaklarımı ısırdım.

"Burada seninle olmak derken... n-neyi kastediyorsun yani?"

Omzumu silkerek sorusunu "Birlikte bir şeyler izleyebilir ya da uyuyabiliriz. Ama eğer işlerinle ilgilenmek için gidersen bu şansını kaybedersin," diye yanıtladım. Öylece beni izledi. Büyük ihtimalle ne yapacağını düşünüyordu.

"Ben Bash'e haber vereyim o zaman."

"Ver o zaman."

Bu şaşkın hallerine gülmemek için kendimi zor tutarken eşofman altının cebine elimi sokup telefonunu çıkardım. Ona uzattıktan sonra üzerinden kalkıp valizlerin olduğu kısma ilerledim. Üzerime rahat bir şeyler giyecektim.

Nick, Bash'i arayıp ilgilenmesi gereken şeyleri zırvalarken ben de banyoya geçip üzerimdeki rahatsız kıyafetleri çıkardım. Üstüme daha önce Nick'in dolabından çaldığım gri bir sweat giydikten sonra altımdaki pantolonu çıkardım. Sweat üzerime fazlasıyla boldu, o yüzden altıma başka bir şey giyme gereği duymamıştım.

Odaya geri döndüğümde Nick'i fazlasıyla düşünceli görmüştüm. Yanına ilerleyip yatakta yerimi alırken "İhaleyi mi düşünüyorsun?" diye sordum yanında bağdaş kurup. Kafasını olumsuzca salladı. "İhale konusunu çoktan hallettim."

"Nasıl yani?"

"İhaleden daha önce çekilmiştim."

"Ne?"

"Seni riske atmak istemediğim için birkaç gün önce Bash ile bir karar aldık. Bana şirketleri ortak yapmamızı teklif etti. Ben de kabul ettim. Benim tasarımımla ihaleye katılıp aylardır inşaatıyla uğraştığım alışveriş merkezini alıcılara o tanıtacak. Beni tehdit eden aptal adam ihaleden çekildiğimi düşünecek ve hiçbir şeyden şüphelenmeyecek. Böylelikle hem para bize gelmiş olacak, hem de yatırımlarım boşa gitmeyecek. Her şeyden önemlisi de sen tehlike altında olmayacaksın."

Ben şoka girmiş bir şekilde onu dinleyip tüm bunları ne ara planladıklarını anlamaya çalışıyordum. Nick beni kolumdan çekip yanına uzanmamı sağlarken "Sen bunları düşünme," dedi. Ardından ekledi.

"Şu an tek istediğim sana sarılarak uyumak."

Dediğini yapmak amacıyla hareketlenip kollarını belime dolarken kafası çoktan boynumda yerini almıştı. Ben de daha çabuk uykuya dalması için parmaklarımı saçlarına yerleştirip öylece gezdirmeye başladım.

Kollarımın arasında yatan koca bebek beni az önce fazlasıyla şaşırtmıştı. Bana zarar gelmesinden bu denli çok korktuğunu ilk defa açık bir şekilde dile getiriyordu ve kalbimin buna alışabileceğinden emin değildim...

Continue Reading

You'll Also Like

20.1K 1.2K 54
Cadı olduğumu belli etmeden yardım etmek zordu. Akıllı insanları doğa üstü güçlere inandırmak zor. Helede Simitçiyi! Bu imkansızı başarmalıyım.
1M 27.4K 83
Cinsel içerik, şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kendini bulunduğu durumdan kurtarmakla beraber ona...
55.4K 1.3K 65
Aylin ve Hakan için hayal ettiğimiz ancak gerçekleşmeyen hayali senaryolar 🍁
660K 31K 26
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...