SOĞUK SEMT

By ElaSelviNur

182K 10K 2.6K

Sessizlik. Burda öyle bir sessizlik vardı ki; Rüzgâr olduğunda sallanıp, dalına tutunamayan yaprağın yere dü... More

❌ 1. BÖLÜM ❌
❌ 2. BÖLÜM ❌
❌ 3. BÖLÜM ❌
❌ 4. BÖLÜM ❌
❌ 5. BÖLÜM ❌
❌ 6. BÖLÜM ❌
❌ 7. BÖLÜM ❌
❌ 8. BÖLÜM ❌
❌ 9. BÖLÜM ❌
❌ 10. BÖLÜM ❌
❌ 11. BÖLÜM ❌
❌ 12. BÖLÜM ❌
❌ 13. BÖLÜM ❌
❌ 14. BÖLÜM ❌
❌ 15. BÖLÜM ❌
❌ 16. BÖLÜM ❌
❌ 17. BÖLÜM ❌
❌ 18. BÖLÜM ❌
❌ 19. BÖLÜM ❌
❌ 20. BÖLÜM ❌
❌ 21. BÖLÜM ❌
❌ 22. BÖLÜM ❌
❌ 23. BÖLÜM ❌
❌ 24. BÖLÜM ❌
❌ 25. BÖLÜM ❌
❌ 26. BÖLÜM ❌
❌ 27. BÖLÜM ❌
❌ 28. BÖLÜM ❌
❌ 29. BÖLÜM ❌
❌ 30. BÖLÜM ❌
❌ 31. BÖLÜM ❌
❌ 32. BÖLÜM ❌
❌ 33. BÖLÜM ❌
❌ 34. BÖLÜM ❌
❌ 35. BÖLÜM ❌
❌ 36. BÖLÜM ❌
❌ 37. BÖLÜM ❌
❌ 38. BÖLÜM ❌
❌ 40. BÖLÜM ❌
❌ 41. BÖLÜM ❌
❌ 42. BÖLÜM ❌
❌ 43. BÖLÜM ❌
❌ 44. BÖLÜM ❌
❌ 45. BÖLÜM ❌
❌ 46. BÖLÜM ❌
❌ 47. BÖLÜM ❌
❌ 48. BÖLÜM ❌
❌ 49. BÖLÜM ❌
❌ 50. BÖLÜM ❌
❌ 51. BÖLÜM ❌
❌ 52. BÖLÜM ❌
❌ 53. BÖLÜM ❌
❌ 54. BÖLÜM ❌
❌ FİNAL ❌
❌ GAZEL ARSLANOĞLU ❌
❌ GİRAY DEMİRSOY ❌

❌ 39. BÖLÜM ❌

1.4K 88 32
By ElaSelviNur

Diyar Pala - Uzak Ol

Elimde sahip olduğum yaralı bir kalp vardı. Neden onu da sen parçaladın anne?..

GAZEL'İN ANLATIMINDAN;

Üzerime toprak atılmış gibi hissetmem normal miydi?

Yeni öğrendiğim şeyler ağır gelmişti. Omuzlarım, üzerlerine binen yeni yükler ile çökmüştü. Fiziksel olarak oldukça yorgun, ruhsal olarak ise oldukça çökmüş bir hâldeydim.

Hemen arkamda uyuyan Giray'a doğru biraz daha yaklaştım ve onun sıcaklığına sığındım. Belki de bu hayatta sahip olduğum en değerli şeyim Giray'dı. Kafamı çevirip omzumun üzerinden ona baktım. Bana dönük bir şekilde yatıyordu. Bir kolunun üzerine yatarken, diğer kolu belime sarılıydı. Kaşları her zamanki gibi çatık duruyordu. Saçları dağılmış bir kısmı da alnına dökülmüştü. Onu rahatsız etmemek için yavaşça kolunu belimden çekip yine yavaşça yataktan çıktım. Dün gece epey bi kirlenmiştim sanırım banyo etsem çok iyi olacaktı.

Aldığım kararla odadaki banyoya girip kapıyı kapattım ve hızla üzerimdekileri çıkarıp kirli sepetine attım. Küvet yerine duşa kabine girerken ılık suyu açıp bir süre öylece bekledim. Banyo kapısının sesini duymamla omzumun üzerinden arkaya baktım. Giray uyanmış ve yavaşça bana doğru geliyordu. Bir yandan yürürken bir yandan da üzerindeki kıyafetleri çıkarıyordu. En son çamaşırını da çıkarıp duşa kabinin içerisine, yanıma geldi ve arkama geçti. Kabin normalden biraz daha büyük olduğu için çok rahat sığmıştık ama nedense bana burası oldukça küçük gelmeye başlamıştı. Kafamdan aşağı akan su ılık değil de haşlaktı sanki. Vücudum inanılmaz şekilde yanmaya başlamıştı.

Giray kollarımdan tutup beni yavaşça kendisine çevirdi ve rafta duran naneli şampuanı alarak avucuna sıktı ardından da yerine koydu. Avucundaki şampuanı diğer eline de bulaştırıp saçlarıma sürmeye başladı. Parmak uçları kafamın derisinde dans ederken gözlerimi kapattım ve ellerimi beline koydum. Giray saçlarımı güzelce yıkadıktan sonra bunu bir kez daha yapmıştı. Artık sıra bana geldi düşüncesi ile gözlerimi açıp ondan uzaklaştım. Onun gibi şampuanı önce avucuma döktüm ardından da diğer elime bulaştırdım ve saçlarını sabunlamaya başladım. Uzun ve yumuşak saçları parmaklarımın arasından kayarken bu his çok hoşuma gitmişti. Onun bana yaptığı gibi kafasının derisine masaj yapar gibi yapmıştım. Aynı şeyi ben de iki kere yaptıktan sonra ona baktım. Giray yavaşça bana yaklaşıp beni duvara yasladı. Soğuk duvar mıydı titrememi sağlayan yoksa hemen dibimdeki Giray mıydı bilmiyordum.

Giray bir elini yanağıma diğerini ise belime koymuştu. Bana iyice yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Dudakları dudaklarımı ezerken ben sadece duruyordum. Dili dudaklarımı aralamaya çalışınca daha fazla beklemeden ona karşılık vererek ağzımı araladım. Düşman ordusuna sızan casus gibi sızmıştı dili ağzımın içerisine. Kafasını yan çevirirken, yanağımdaki eli boğazıma kaymış sertçe boğazımı tutuyordu. Diğer eli ise belimden ayrılmış kadınlığımın üzerinde duruyordu. Öpüşü biraz sakinleşince elini yavaşça içeriye kaydırdı. Yavaş haraketleri karşısında kısıkça inledim. Giray inlemem karşısında yarım ağız gülüp elini daha da derinlere gömdü. Beni karşısında kıvrandırmaktan zevk alıyormuş gibi sırıtıyordu. Bir elimi ensesine koyup onu sertçe kendime çektim ve bu sefer ben öpmeye başladım onu. Alt dudağını serçe ısırırken ağzıma metalik tat gelmişti. Giray hızla elini olduğu yerden çekmiş ve kalçalarımdan tutarak beni havaya kaldırmıştı. Hızla bacaklarımı beline dolarken sert bir şekilde içime girmesi de bir olmuştu.

"Hâlâ beni kışkırtmaman gerektiğini öğrenemedin be yavrum."

Yarım ağız sırıtırken kollarımı boynuna dolayıp başımı geriye yatırdım.

"Iyi bir öğrenci değilimdir belki de ha?"

Giray gülerek beni biraz daha kendine bastırmıştı.

"Sen merak etme ben iyi bir öğretmenim."

Bu sefer sırıtan ben olmuştum. Giray yorulmuş bir şekilde durup içimden yavaşça çıktı ve beni yere bıraktı. Bu sefer eline lifi alıp üzerine duş jeli sıktı ardından suyun altında biraz köpürtüp güzelce vücudumu yıkadı. Aynı şeyi bende ona yaptıktan sonra beraber kabinden çıkmış ve havlularımızı sarıp banyodan çıkmıştık.

Giray banyoya girmeden ikimiz içinde yatağın üzerine kıyafet bırakmıştı anlaşılan. Ikimiz de seri bir şekilde üzerimizi giyindik ve tekrar banyoya girdik. O kendi saçını yaparken ben de kendi saçımı yaptım. Banyodan çıktıktan sonra Giray telefonlarımızı alıp odadan çıkınca ardından ben de çıktım. Önümde yürüyen Giray'a bakarken yeni fark ettiğim şey ile gülümsedim. Aynı şeyleri giymiştik. Her zamanki gibi siyah postallar ve siyah pantalonlar. Üzerimizde ise siyah v yaka tişörtlerimiz. Beraber aşağı inerken gelen sesleri dinledim. Aşağıya inince salondakileri görmem ile bir an duraksadım fakat sonra kendime gelip merdivenlerden inmeye devam ettim. Herkes burdaydı en önemlisi o kadın da burdaydı Osman, Poyraz ve Zümra denilen kadın üçlü koltuğa oturmuşlardı. Yağız ve Barış ise tekli koltukları kapmışlardı. Giray ikili koltuğa oturup boş yere eliyle vurdu. Ayaklarım istemsizce o yöne doğru ilerleyip bana açtığı yere oturarak, kollarının arasına girdim. Yağız bize bakıp sırıtırken yanındaki Barış'ı dürtüp duruyordu.

"Kıyafetler aynı, yeni duş alınmış, ikiniz de parıldıyorsunuz yoksa se-"

"Yağız yaptığın yapacağın imayı sikerim senin. Rahat dur."

Giray hızla sözünü kesmişti. Yağız ağzına hayali bir fermuar çekip koltuğa yasladı.

"Kahvaltı etmeye mi gitsek ne dersiniz?"

Osman'ın ortaya fikir bana güzel gelmişti. Üstelik kim kalkıp yemek hazırlayacaktı ki? En iyisi dışarda yemekti sonuçta. Herkes onaylayınca ayaklandık. Herkes ceketlerini giyip evden çıkarken biz de deri ceketlerimizi giymiş ve evden çıkmıştık. Poyraz ve Zümra, Poyraz'ın arabasına binerken Osman, Yağız Barış'ın arabasına binmişlerdi. Ben Giray'ın yanındaki yerimi alınca peş peşe ilerlemeye başlamıştık.

"Nasılsın?"

Giray'ın sorusu ile ona baktım. Derince nefes alırken oturduğum yerde dikleştim. Nasıldım?

Kırgın? Hayır, kırlmayacak kadar paramparçaydım zaten.

Üzgün? Hayır, üzgün olamayacak kadar beter bir durumdaydım zaten.

Kızgın? Hayır, sadece kendimden nefret ediyordum.

"Iyiyim."

Ağzımdan çıkan kelimeye ben bile inanmazken, Giray'ın inanmadığını da adım gibi biliyordum. Giray sıkkınca bir nefes çekmişti içine daha sonrada radyoya uzanıp bir müzik kanalında durmuştu. Radyoda çalan Diyar Pala' nın Uzak Ol şarkısı arabanın içinde yankılanmaya başlamıştı. Şarkının başlaması ile Giray da başlamıştı söylemeye ben ise sırtımı kapıya yaslamış hayran hayran onu izliyordum.

"Kimisi yüzüme dost
Kiminin kafada şeytanı çok, çok
Bu yüzden yanıma yanaşır
Sorsan bi çıkarı yok, yok, yok, yok
Görünen ooo, çevremde keneler cirit atar
Pastadan pay için seni satar
Yalnız takılmak en doğru karar

En dibe vurdum off nereye kadar
Kor alevler akar damarlarımda
Kavrulmak ne demek bir de bana sor
Yıllar karışıyo dumanlara
Kafada sorunlar yine bi ton
Çevremde yancılar dolanıyo
Çok oldu çizeli farklı bi yol
Benden uzak ol."

Araya giren melodi ile susmuştu. Benim onu izlediğimi bile bile bana bakmıyordu ama yarım ağız sırıtıyordu pislik. Gülümsedim.

"Peki niye, durumum değişti birden bire
Kolayca güvenip inanan bu adam
Aniden dönüştü taş kalpliye
Bile bile, insanlar geliyor üzerime
Kafamı bozamam çenemi yoramam
Artık ben dönemem o günlere

En dibe vurdum off nereye kadar
Kor alevler akar damarlarımda
Kavrulmak ne demek bir de bana sor
Yıllar karışıyo dumanlara
Kafada sorunlar yine bi ton
Çevremde yancılar dolanıyo
Çok oldu çizeli farklı bi yol
Benden uzak ol."

Şarkının bitmesi ile diğer şarkı çalmaya başlamıştı ama kahvaltı edeceğimiz yere geldiğimiz için radyoyu kapatmıştı. Ikimiz de arabadan inip diğerinin de inmesini bekledik. Giray arabanın önünden dolaşıp yanıma gelince parmaklarıyla parmaklarımı kenetlemişti. Eline hangi ara aldığını bilmediğim güneş gözlüğünü takıp artis artis etrafa bakınmaya başladı. Onun bu hâline karşı kafamı iki yana sallayıp kıkırdadım. Diğerlerinin gelmesi ile hemen önümüzdeki restorana girdik. Giray sanki nereye gideceğini biliyormuş gibi en önden gidip balkon kısmına geçti. En köşede olan büyük masaya oturunca ben de hemen yanındaki yerimi almıştım. Koskoca yerde ben ve Giray otururken karşımızdaki koltukta Poyraz, Zümra ve Osman vardı. Barış ve Yağız ise masanın iki ucunda sandalyelerde oturuyorlardı. Giray gözündeki gözlüleri çıkarıp telefonuyla birlikte masanın üzerine bırakınca ben de ceketimi çıkarıp koltuğa bıraktım. Benim ardımdan Giray ve diğerleri de ceketlerini çıkarmışlardı. Garson hızla yanımıza gelince onları boşverip masanın üzerindeki Giray'ın telefonunu aldım. Şifre vardı. Telefonu Giray'a çevirip açmasını bekledim. Giray şifreyi benim görebileceğim bir şekilde girip telefonu bana geri verdi ve garsona döndü. Şifresi 190325'di. 1903 Beşiktaşlı olduğu içindi. 25 ise memleketi Erzurum olduğu içindi. Evet Giray tam bir Dadaş'tı. Telefona geri dönüp ilk önce rehbere girdim. Sırtımı Giray'ın göğüsüne yaslayıp telefonu kendime biraz daha yaklaştırdım. Giray da masadakiler ile muhabbet ederken hızla rehberindeki isimleri okumaya başladım. En başa tutturduğu üç kişi vardı. Poyraz, Yağız ve biri daha vardı. Ismini snipercık diye kaydetmişti. Numaraya baktığımda ise benden başkası olmadığını görmem bir olmuştu. Beni cidden böyle mi kaydetmişti bu manyak! Hızla aşağılara doğru inmeye devam ettim. Rehberinde yüz kişiden az kişi vardı ve hiç kız ismi yoktu. Yüzümde bir sırıtış oluşurken rehberden çıkıp mesajlara girdim. Hiç mesajı yoktu. Benim gibi mesaj saklamayı sevmiyordu demek, güzel. Mesajlardan da çıkıp en can alıcı yere yani galeriye girdim. Kendisinin birkaç habersiz çekilmiş resmi vardı. Yağız ve Poyraz ile ayakta çekilmiş resimleri de vardı. Onun haricinde birkaç silah resminin dışında bir şey yoktu. Bakacak bir şey kalmayınca geçmişi temizleyip telefonu kapatıp tekrar masanın üzerine koydum. Masanın üzerinde bir kuş sütü eksikken yerimde doğruldum. Önümüzde duran serpme kahvaltı sayesinde açlığım zirveye ulaşmıştı. Hızla çatal ve bıçağı elime alıp tabağımı doldurdum ardından da yemeğe başlamıştım. Birden bakışlarım Barış'a kayarken kaşlarıyla dışarıyı işaret ediyordu. Kafamı sallayıp elimdekileri bıraktım ve Giray'a yaklaştım.

"Ben hemen geliyorum."

Giray'ın bir şey demesine izin vermeden hızla oturduğum yerden kalktım ve çıkışa ilerledim. Barış arkamdan gelirken dışarıya çıkıp arabaların yanında durduk.

"Söyle bakalım karın ağrını Barış."

Barış etrafa telaşla bakıp bana yanaştı.

"Şu seni kaçıran adamlar var ya hani senin yurtdışında çalıştıkların?"

Kaşlarım çatılırken devam etmesi için başımı salladım.

"O adamlar peşimizi bırakmadı. Giray sana ve bize yaptıklarından sonra onları büyük zarara uğratmıştı. Birkaç şirket ve otellerini almış ayrıca en önemli ve büyük müşterilerinden birkaçını da kendi tarafına almıştı. Adamlar halâ rahat durmuyorlar."

"Ne istiyorlar?"

Barış sertçe saçlarını çekiştirip bana baktı.

"Geçen gün benim şirketime bir zarf geldi. Siyah bir zarf gelmiş. Seninle bir kapanmamış hesapları varmış eskiye dayanıyormuş. Açıkca belirtilmemiş galiba senin anlayacağını düşünmüşler. Gazel, asıl amaçları semti almak. Şu anda zaten birçok kişi semti almak için savaşmaya başladı şimdi de onlar eklendi. Eğer hemen bir şeyler yapmaya başlamazsak semt elimize geçmeden başkasına gidecek."

Parmaklarımı saçlarıma geçirip restorana doğru ilerlemeye başladım.

"Onları ben halledeceğim. Bu konuda Giray başta olmak üzere kimseye bir şey deme Barış. Semt konusunda ise bu gece Giraylar ile birlikte bir toplantı yapacağız ve artık bu savaşa biz de dahil olacağız. Artık zamanı geldi Barış, savaş başlıyor."

BÖLÜM SONU

Continue Reading

You'll Also Like

25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
14.7M 718K 71
Tamamlandı. Bu kitapta kaos, mafya, üzüntü yok. Bol bol mizah var. Tamamlandı. Yetişkin içerik vardır, rahatsız olacaksanız okumayın. Kurgusu tam...
923K 64.5K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
3.5M 227K 59
"ÇIĞIR AÇANLAR Kategorisi - The Wattys 2016 Ödülü Sahibi" Mutluluk yoktu, sevinç yoktu, heyecan yoktu, korku yoktu, üzüntü yoktu, acı yoktu, hiçb...