SİYAHIN ESİRİ | Orenda

By irem_erduran

304K 60.7K 125K

Tamamlandı ✓ SİYAHIN ESİRİ Serisinin 3. Kitabı 15 Nisan Aksiyon #1 Uzun soluklu ve gizemlerle dolu bir kurgu... More

TANITIM
1. Bölüm | HESAP
2.Bölüm | YIKICI AŞK
3.Bölüm | HAYAL KIRIKLIĞI
4. Bölüm | ZİHİNLE SAVAŞ
5. Bölüm | KIRILGAN KALP
6. Bölüm | KUZEN "YALNIZ DEĞİLSİN"
7. Bölüm | GELEN ARAMA
8. Bölüm | AŞK KRİZİ
9. Bölüm | "GELDİN"
10. Bölüm | "BERABER PİŞMAN OLALIM"
11. Bölüm | "ACİLEN EVLENMEMİZ GEREKİYOR."
13. Bölüm | "KONUŞ AÇILAY"
14.Bölüm | HİSLER
15.Bölüm | YENİ EV
16.Bölüm | "BARLAS İÇERİDE.."
17.Bölüm | TANIDIK HİS
18.Bölüm | "GERÇEK BİR ABİ GİBİ.."
19.Bölüm | AĞRILAR..
20.Bölüm | TEST
21.Bölüm | BEBEĞE İNAT
22.Bölüm | GELİNLİK
23. Bölüm | "BEBEĞİMİZ VARDI.."
24.Bölüm | "KAÇIRILMAK İSTİYORSUN GALİBA"
25.Bölüm | "HAMİLESİN?"
26.Bölüm | ULTRASON
27.Bölüm | YOK SAYMAK
28.Bölüm | KOZ
29.Bölüm | BULANTILAR
30.Bölüm | "SADECE 5 DAKİKA"
31.Bölüm | DURULMAZ AŞK
32.Bölüm | "BAL GİBİSİN.."
33. Bölüm | SORGULAR
34.Bölüm | "BEBEĞİNİN BABASI"
35.Bölüm | "ESİN OLMASA HİÇSİN.."
36.Bölüm | KAAN HAN KOÇER
37.Bölüm | BİR ERKEĞE İHTİYACIM YOK
38.Bölüm | UYUYAN GÜZEL
39.Bölüm | DÖNÜŞEN DUYGULAR
40.Bölüm | "DESTEĞE İHTİYACIM VAR"
41.Bölüm | YARGILAMAK
42.Bölüm | KEŞKELER
43.Bölüm | "ÖPSEN?"
44.Bölüm | "HAYAL KURDURDUN ÇOK"
45.Bölüm | MİLAD
46.Bölüm | "TORUNUM"
47.Bölüm | ENDİŞE
48.Bölüm | MERMERLER
49.Bölüm | HATIRLAMAK
50.Bölüm | KORKULAR
51.Bölüm | "ÖLDÜRÜLEN ÇOCUK"
52.Bölüm | "BENİM KARIM"
53.Bölüm | "Bebeği Alırlarsa Seni Asla Affetmem"
54.Bölüm | BÜYÜK KORKULAR
55.Bölüm | DOYUMSUZ BAKIŞLAR
56.Bölüm | AŞKA GÜVEN
57.Bölüm | ELLERİ ÖPÜLESİ KADIN
58.Bölüm | ORENDAMIZ
59.Bölüm | KOCA BİR DEVRİN PRENSİ
60.Bölüm | "Tanıdığım Esin.."
61.Bölüm | MİNİK ASLAN
62.Bölüm | KIRIK KALP
63.Bölüm | TELAŞ
64.Bölüm | AİLE
65.Bölüm | TUTKU DOLU AŞK
66.Bölüm | BAŞ ETMEK
67.Bölüm | SEVGİ
68.Bölüm | BOZGUN
69.Bölüm | YETERSİZLİK HİSSİ
70.Bölüm | GEÇMİŞİN KÜLLERİ
71.Bölüm | FIRTINA
72.Bölüm | ANNE OLMAK
73.Bölüm | KAAN'A KARDEŞ?
74.Bölüm | DÜZENE GİDEN HAYAT
75.Bölüm | SESSİZLİĞİN SESİ
76.Bölüm | DEĞİŞİKLİK Mİ, TUTKU MU?
77.Bölüm | MEYİLLİ
78.Bölüm | BAĞLILIK
79.Bölüm | HUZUR VEREN HİSLER
80.Bölüm | PİŞMANLIK
81.Bölüm | DOĞRU ADIMLAR
82.Bölüm | AŞKIN KANUNU
83.Bölüm | ZORU SEVMEK
84.Bölüm | KUSURSUZ ADAM
85.Bölüm | AŞKTAN ÖLMEK
86.Bölüm | "ALDIRMA, ÖZLEDİM"
87.Bölüm | KARARLAR
88.Bölüm | KUVVETLİ BAĞLAR
89.Bölüm | "ŞEKER GİBİ ADAM (!)"
90.Bölüm | ZAAF
91.Bölüm | BİR OLAN BEDENLER
92.Bölüm | "TANIDIK MAVİ GÖZLER"
93.Bölüm | ÇEMBER
94.Bölüm | "YENİ OYUN"
95.Bölüm | BEKLENMEYEN HEDİYE
96.Bölüm | ÖLÜME ANT EDEN NEFİS
97.Bölüm | GÜLÜŞLER VE ÖLÜŞLER
98.Bölüm | İHANETİN ÖDENMİŞ BEDELİ
99.Bölüm | KALPTE Kİ GİZLİ YANGIN
100.Bölüm | DİLHUN
101.Bölüm | DEJAVU
102. Bölüm | "MEYUS"
103.Bölüm | HAYAL Mİ? KABUS MU?
104. Bölüm | "NE ZAMAN İHTİYAÇ DUYSAM SANA GELDİM."
105. Bölüm | KORKU
106. Bölüm | KUSURSUZ ADAM
107. Bölüm | ÖFKENİN KÖLESİ: 18. ARMAĞAN
108. Bölüm | "BİTTİ"
109. Bölüm | BİLİNÇ ALTI
110. Bölüm | "KIZMA BANA"
111. Bölüm | SEZON FİNALİ
SİYAHIN ESİRİ • VİRAHA
VİRAHA YAYINDA

12. Bölüm | AİLE

3.6K 692 1K
By irem_erduran

Medya Bölümden Kesitler..💫

‼️Yarın ki bölüm için 100 oy 1K yorum sınırı

❄️

"Evlenelim artık. Her şey çok acele oldu aramızda ama artık her şey tam zamanında olsun istiyorum." Net fakat rahatsızca konuşması ile aklıma 'Erken' değişim gelirken savaşın kolları arasında döndüm ve kollarımı boynuna dolayıp bu durumu o anlık inat ve sinirle söylediğim için umursamadan onun beklemeyeceği şekilde konuştum. "Alalım. Tarih alalım.." Mırıltım ile kaşları beklemezce havalanırken gözlerime derince baktı ve sanki cümlelerin hepsi fazla yetersiz kalıyormuş gibi sessizlikle karşıladı. Bu sakin ve sinirleri alınmış gibi halleri içimde ki sevinci tetiklerken dudaklarına derin ve uzun bir öpücük bıraktım.

Dudaklarımı her saniye daha rahat bırakırken bu olumlu yanıtıma sevinmiş gibi dudakları kıvrım kazandı ve dudaklarından ayrılmamla huzurlu bir nefes aldı. Bundan sonra her şey çok güzel olacaktı. Güzel bir hayat bizi bekliyor olmalıydı. Biz çok güzel olacaktık.

****

Savaşla bir mekana oturup kahvaltı etmeden önce yaklaşık bir buçuk ay sonrasına tarih almıştık. Kahvaltı dediysem de hava kararmıştı. İkimizin de heyecandan yemek yemek aklına dahi gelmemişti. Gözlerimde ki ışıltılarla yüzüne bakarken konuşması ile savaşın annesi ile konuştuklarımız aklıma gelmişti. "Bu gece hep beraber olalım. Pars, biz, açılay, Akınlar, kuzenin.." Annesi ile beraber de bu konuyu konuşmuştuk. O mutlu olduğu zamanlar bütün aileyi bir araya toplayarak bir şeyler yapardı. Ve şimdi yine aynısını gerçekleştirmek istiyordu. Unuttuğu bir isimle savaşın gözlerinin içine bakarken mırıldandım. "Ve.. Arzu hanım. Annen. Eminim ki bu durum çok hoşuna gidecektir."

Annesinin mevzusunu açtığım an bedeni gerilirken yüzü ciddiyet kazandı ve kaşlarımın çatılmasına neden olacak bir rahatlıkla konuştu. "Bu saatten sonra ister masanın başında otursun, ister kocasının dibinde otursun. Umrumda bile değil. Ne yaptığı ile ilgilenmiyorum." Savaş haklıydı. Ama emindim ki annesinin hikayesinin altından bir şey çıkacaktı.

Oturduğumuz masada karşılıklı iki koltuk olduğu için ayağa kalkıp onun tarafında yanına otururken masanın üzerine koyduğu tek kolunu kolum ile sardım ve savaşın yüzüne gelen asi tutamlarını geri gönderip konuştum. "Öyle mi..?" Başını bana çevirip "Öyle" diye yanıt verdiğinde mırıldandım. "Sonra pişmanım deme ama.." Konuştuğum an bedeni gerilirken kaşları olabilirmiş gibi daha da çatıldı ve konuştu. "Niye pişmanım diyeyim Esin? Herkes yaşadığı şeyi bilir. Ben önce Açılay'ın sonra barışla benim başıma gelen şeyi bilirim."

Haklıydı. Savunacak bir yer, umut verecek bir kapı bulamıyordum. Masanın üzerinde ki tabağından çatalına bir parça et alırken "Tamam.. Kızma hemen. Sen haklısın zaten, ama ben sadece inanıyorum.." diye yumuşacık bir sesle konuştuğumda aldığım et parçasını sabır diler gibi bir ifade ile yedi ve bulunduğumuz bölge de kimse olmadığı için belime kolunu doladıktan sonra bana dönüp mırıldandı. "Sen çoktan idare etmeyi öğrenmişsin de haberim yok.. Kim bilir kaçıncı kandırılışım."

Konuştuğu an dudaklarımda koca bir sırıtış oluşurken saçımı hoş bir eda ile geri gönderdim ve yanağına minik bir öpücük bıraktıktan sonra konuştum. "Raveni kandıramaz kimse öyle deme." Konuşmam ile derin bir nefes alıp beni kendine doğru çekerken kızarmama neden olacak kadar büyük bir ima ve istekle konuştu. Sanki daha çok kandırılmak istiyor gibiydi.. "Bundan sonra istediğin an kandırabilirsin biliyorsun değil mi? Hem kandırılmak benim de işime gelir.."

Böyle konuştuğu zamanlarda tıpkı sabah beni uyandırdığı gibi oluyordum. Yani bunu tarif edemiyordum ama somut hale ona sarılarak çevirebiliyordum. Sabah da sırf utancımdan 'Günaydın' demiş ve anlamsızca boynuna sarılmıştım. Şimdi gözlerime bakışı, belimi tutuşu, yüzüne gelen saçları, boynunda ki kolyeleri, o yapılı omuzlarını açık bırakan salaş tişörtü.. Aklım daha fazla kaymadan savaşa yaklaşıp kollarımı amaçsızca boynuna doladığımda değişik bir tonlama ile ismimi söylese de sonradan kibarca sarıldı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alırken onun aksine sinir olmuş bir şekilde arkasından sırtına vurdum ve konuştum. "Sen hep böyle olur olmadık yerlerde böyle konuşacak mısın?"

Konuşmam savaşın hoşuna gitmiş gibi "Keyfim bilir.." diye mırıldandığında ondan direk ayrıldım ve gözlerine kötü bir bakış atıp konuştum. "O zaman o keyfine söyle olur olmadık zamanlarda, olur olmadık konularda ortaya çıkıp durmasın.." Dudaklarında oluşan sırıtış ile yerime geçerken kalbimde hayatımda oluşan büyük değişikliklerin beni farklı kılan hissi vardı.

Beraber uzun bir süre daha gezdiğimizde Savaş bütün herkesi aramış ve bütün aileyi bir araya toplamıştı. Dışarıdan yiyecekleri eve sipariş etmiş ve marketten sevdiğim bütün çikolataları doldurmuştu. Arabaya bindiğimiz an yanağına koca sesli bir öpücük bıraktığımda içimde ki heyecanı hissetmiş gibi bu durumu sorgulamak yerine boynuma derin bir öpücük de o bıraktı ve derin bir nefesi ciğerlerine çekti.

Benden ayrıldığında eve gitmeye başladığımızda bedenimi tedirginlik sarmıştı. Zira geçen gün inadımdan ettiğim sözler ve şimdi kulaklarıma varan ağzım beni dengesiz kılacaktı. Akını özlemiştim ve savaş bunu bilerek Akını da çağırmıştı, ya da o da sahiden özlemişti. Sonuçta onca seneleri beraber geçmişti. Birbirlerinin arasında çok güzel bir ilişki vardı. En son yangın çıktığı gün görmüştüm onu.. Alp de o gün gelmişti tam olarak. Ve şimdi korkuyordum. Belki bu gece alp yanında olmayacaktı ama bu haber bu geceden sonra herkes tarafından duyulacaktı. Akın illaki Alp'e söyleyecekti. Alp ise hiç durmadan Cihana yetiştirecekti. Cihanlar ve amcamların üzerimde hiç bir hükmü bu saatten sonra olamazdı. Çünkü ne Cihan gerçek kuzenimdi, ne de o adam gerçek amcamdı.. Gerçi babam sandığım adam da gerçek babam değildi..

Hangisi daha iyiydi bilmiyordum. Nihan gibi kocasının en yakın arkadaşı ile kocasını aldatan bir kadın olmak mı, hatta kocasının en yakın arkadaşından bir çocuk yapıp babamın eline senin kızın diye vermek mi, yoksa babam sandığım adam gibi doğru dürüst fakat sakat bir ailesi olan adamın kızı olmak mı..? Zihnim yine her şeye karşı bir öfke kazandığında bu gün bu olduğum yer için milyonuncu kez şükrettim. Yine eskisi gibi onların yüzünü dahi görmeye katlanamazdım. Yine eskisi gibi o kadar yalnız kalamazdım. Geçmiş ile o kadar büyük problemlerim vardı ki atıp silemiyordum. Çünkü her an benimleydi. Bazen bir söz hatırlatıyordu, bazen bir insan hatırlatıyordu.

"Bebeğim?" Savaşın sorarca konuşması ile bakışlarım daldığı yerden çıkıp onu bulurken bana 'Hadi' der gibi bakması ike sorarca başımı salladım. "Geldik.." Konuşması ile bakışlarım camı bulurken hızla geçen yol ile savaşa şaşkınca başımı çevirdim ve olumlu anlamda başımı salladım. Elim kapıyı bulurken savaşın inmesi ile seri bir şekilde indim. Evin önünde ki arabalar birden kalbime bir sıkıntı sokarken dudaklarıma samimi olması için özen gösterdiğim fakat yapmacık bir tebessüm yapıştırdım.

Savaşın yanına ilerleyip elini sıkıca tuttuğumda beni kolunun altına çekti ve sıkıca sarılırken mırıldandı. "Seni geren şey ne?" Başımı ona kaldırıp yüzümde ki ifadeden ödün vermeden "Bir şey yok.." Diye mırıldandığımda kapıya yaklaştık. Dediğim şeyin üstüne laf söylemeye acele ile zile basmamla fırsat bulamazken kapıyı açan savaşın annesi ile savaşın kolunun altında doğruldum ve mesafeli durması için annesine belli etmeyerek arkasından sırtına hafifçe baskı uyguladım. Savaş annesinin yüzüne bakmadan ve benim de bakmama izin vermeden içeri girecekken ona kötü bir bakış attım ve inatla olduğum herde durdum. Bu hareketimle bir iki adım ilerleyip selam vermemi beklerce sırtı bize doğru dönük bir şekikde beklerken Arzu Hanımın kollarını bana dolaması ile kısa bir an ellerim iki yanımda kaldı.

"Sorunlarınızı halletmenize sevindim." Konuşması ile kollarımı ona dolarken dudaklarımda samimi bir tebessüm oluştu ve minnet dolu bir sesle konuştum. "Sayenizde Arzu Hanım.." Sadece ikimizin duyacağı şekilde konuşurken içeridekiler geldiğimizi görmüş olacak ki ayak sesleri duyuldu. "Hanım mı?" Savaşın annesinin konuşmaşı ile dudaklarımdan bir kıkırtı kaçarken onun söylemesine müsade etmeden samimi bir şekilde gülerek konuştum. "Her şey için teşekkürler Arzu Teyze" Birbirimizden ayrıldığımızda kollarımı kibarca tuttu ve tam olmasa da olumlu ışıltılarla baktı. Bakışlarım Akınla sarılan Savaşa kayarken bizi, annesiyle beni, farkında olmadan güzel ışıltılarla izlediğini görmemle bunu gördüğümü ona çaktırmadım ve yanımıza yeni gelen Pars ve Yeşime sarıldım.

Ortamda ki mutlu mırıltılar gelirken ki stresimi almaya yeterken savaşın yanında ki Akına doğru ilerledim ve aynen eski günlerde ki gibi sarılıp ikimizin duyacağı bir sesle tatlı bir sinirle konuştum. "Özlettin yine kendini! Ne var sanki arada bir de olsa çıkıp çıkıp gelsen?!" Kollarını sıklaştırıp "Yurt dışındaydım. Bende gelmek çok istiyordum." Diye mırıldandığında ondan Savaşın rahatsız olabileceğini düşünerek yavaşça ayrıldım. "Görüşürüz bundan sonra sık sık" Konuşması ile mutluluğumu gizlemeden bakarken herkesin ayrı bir kafada olduğunu bildiğim için bu durumu önemsemedim ve savaşın yanına geçip aklımda ki soruyu sordum. "Barış nerede?" Sorduğum soru ile sanki nerede olduğunu biliyirmuş gibi "Gelecek birazdan" Diye mırıldandığında merak ettiğimi anlamış gibi açıklama yaptı. "Bir günlük işleri ona bıraktım"

Herkes içeri girerken ortamda ki herkesin birbiri ile olan muhabbeti ile savaşın elini tuttum ve onunla içeri doğru ilerlemeye başladım. Herkes salonda koltuklara kurulduğunda Barış gelene kadar ortamda güzel bir sohbet açıldı.

Kapının çalması ile yeşim o sırada su aldığı için mutfaktan çıkarken kalkacağım sırada durmam için işaret yaptı ve kapıya doğru ilerledi. Bakışlarım ondayken ortamda herkes kendi halinde birbirleri ile konuştuğu için farketmemişti. Savaş dahi yanında bütün dikkatimi Yeşim'e versem bile kapı sesini dahi duymamıştı. Savaşın kolunun altında başım kapıya dönük bir şekilde yeşimin o arkasından barış ve savaşı karıştırdığı için konuşmaları gelirken hangi yolu izleyeceğini merak ediyordum. Daha doğrusu barışın tepkisini merak ediyordum.

"Neye bakıyorsun sen öyle?" Savaşın konuşması ile elimi karın kaslarının üzerine koydum ve durması için bir işaret yaptım. Yeşim çok normal bir şekilde kapıyı açtığında barış bir an yeşime baktı ve onu görünce başını direk öne eğip ufak bir selam verdi. Selinden sonra çok değişmişti. Eskisi gibi ne o klüplere gidiyor, ne de savaşın şikâyetçi olduğu gibi boş arkadaşlarıyla takılıyordu.

Barış Yeşime her ne dediyse Yeşim dayanamamış olacak ki arkasından Barışın sessizce taklidini yaparken ona uyarıcı bir şekilde gözlerimi olabildiğince açarak baktım ve başımı olumsuzca salladım. Bu durum savaşın iyice dikkatini çekmiş olacak ki başını Yeşime çevirdiğinde yüzünde değişik bir ifade oluştu. Elimi Yeşim'in yaptığı aptallıkla başıma vururken Yeşim de eski İstanbul hanımefendisi hallerine büründü ve barışın on adım gerisinden gelmeye başladı. Savaş Yeşimin bu haline gözlerine devirirken ona komik gelmiş olacak ki "Çatlak bu kız." Diye konuştuğunda bir şey diyeceğim sırada barışla göz göze geldik. Barış bizi böyle beklemiyor olacak ki dudaklarında kocaman bir sırıtış oluştuğunda herkesin dikkatini çekerek konuştu. "İki günün sonunda evimizin neşesi gelmiş."

Benim için böyle konuşuyor oluşu ile dudaklarımdan bir kıkırtı kaçarken anında ayağa kalktım ve boynuna sarılıp "Nasıldı günün?" Diye sordum. Bilerek böyle demiştim çünkü savaştan biliyordum. Onların iş olayları kafa yorucu olunca az da olsa kafa dağıtıyorlardı. "Savaşın devamını getirene kadar zor oldu ama iyiydi." Beraber ayrıldığımızda savaşla barışın arasında tatmin edici bir bakışma geçti ve Barış Pars'ın burada oluşunu görünce onun yanına gidip samimi bir konuşma gerçekleştirdi.

Hep beraber kısa bir süre sonra aldığımız yiyeceklerin kurulu olduğu sofraya otururken barışın keyifli bir sesle konuşması ile gerildim. "Sizin mevzu neydi de bu kadar çabuk toparladınız?" Konu, asıl konu büyük bir yanlış anlaşılmaydı. Mesela savaşın annesini savaşın peşine düşen o yollu kızlardan zannetmiştim. Bunu böyle düşündüğüm an savaşa bakışlarımı çevirdiğimde bana gülmemek için kendini zor tuttuğu bir ifade ile baktı ve 'Söyleyeyim mi?' der gibi başını salladı. Bu durum tam bir rezillik olacağı için elimi anlıma kibarca vururken savaş dayanamadı ve bir kahkaha attı.

Herkesin dikkatleri bizdeyken savaş bu konunun yanlış anlaşılmaması için yani annesini 'Arzu' diye kaydettiği için annesinin kırılmamasını amaçlayarak bize sırıtarak bakanlara güzel bir başlangıç yaptı. "Ya şimdi şöyle oldu.." Tepkimi ölçmek ister gibi konuşması ile çaprazımda oturan savaşın karnına görmelerini umursamadan vurdum ve bakışlarımı bir anlık boşluğa çevirdim. "Ben bir kaç olay çözülünce yaklaşık bir yıl önce olan hattımı kullanmaya başladım. O zamanlarda annemi ismi ile 'Arzu' diye kaydetmiştim." Anne dediği an Arzu Teyze ile bakışırken kadının gözlerinde büyük bir mutluluk ve hüzün karışımı oluştu. Savaşın bilerek 'Anne' dediğini biliyordum. Çünkü annesini 'Arzu' diye kaydettiğini öylece söylerse kadının herkesin içinde gururu kırılacaktı. Fakat böyle konuşarak, yıllar önce annesini ismi ile kaydettiğini ve bu günlerin geride kaldığını ima ederek konuşarak onu kırmak yerine hiç olmadığı kadar mutlu etmişti.

"Geçen gece Yeşimin evine Esini görmeye gittiğimde Esinle konuşurken annem mesaj ve arama yaptı. Esin de ekranda Arzu ismini görünce.." Savaşın anlatış şekli ve Arzu teyzeye anne değişi herkesin hoşuna gitmiş gibi benim böyle bir olaydan arıza çıkarmama büyük bir kahkaha attıklarında savaşa kötü bir bakış attım ve o anlık şaşkınlıkla gülmemeleri için sesim içime kaçmış gibi konuştum. "Gülmeyin ama.. Ne düşünebilirdim ki? Hem bunlar olabilecek şeyler.. Yani gülmeseniz mi acaba?" Barış bana pis bir bakış atıp tam gülüşü solmuşken yine kahkaha atmaya başladığında savaşa baktı ve "Allah yardım etsin ikizim" diye söylendi.

Barışa kötü bir bakış atarken savaşın masada ki elimi tutup hoş bir sesle konuşması ile yumuşacık oldum. "Ben mutluyum kardeşim. Sen kendi derdine yan. Esin anlayışlı.." Son cümlesi ile iyice heyecanlanırken savaşın kendine güvenmezce konuşması ile elini sıktım. "Anlayışlı da.. Konu bir başka kadın olunca.." Cümlesini benden korkar gibi iki de bir yarıda keserken elimi ondan ani bir şekilde çektim ve devamını bekledim. "Başka bir kadın söz konusu değil de.. İşte bazen güvense bile yanlış anlayınca.." Yine lafını yarıda kesmesi ile bizi sırıtarak izleyenleri umursamadım ve otoriter bir şekilde "Eee?" Diye sordum. Savaş bana kaçamak bir bakış atıp yineden boğulmuş gibi barışa baktığında korkarak konuştu. "'E' 'si, 'O' su' 'Bu' 'su yok işte abi.. Hem konu ne ara buraya geldi. Oturun yemeğinizi yiyin. Şanslıyım işte uzatmayın."

Sahte bir sinirle konuşması ile bu sefer benim dudaklarımdan bir kıkırtı kaçarken benden dolayı şanslı olduğunu söylediği an saçlarımı arkaya gönderdim ve sırıtırken mırıldandım. "Tabiki şanslısın.." Konuşmam ile evden hiç olmadığı kadar güzel mırıltılar, konuşmalar duyulurken içimi kaplayan huzurla uzun zaman sonra heyecanla orada bulunmaya ve savaşla nikâh tarihi aldığımızı söyledikten hemen sonra düğün muhabbetini açmaya başladık.

❄️

Selam 🤍
Bölüm gif'leri ve spoiler için
Pinterest: İremErduran
Instagram: iremerduran_

Continue Reading

You'll Also Like

631K 12.4K 21
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
5.4M 290K 30
!Acemi bir dille yazılmıştır! Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar t...
1.8M 52K 49
-"Ah Tanrım! Beni korkuttun." Kelimelerin döküldüğü dudaklarının kıpırtısıyla dudaklarımı yaladım. Ona eşlik eden sesi kulaklarımı okşadı. Erkekliğ...
6.8M 218K 92
AŞK, Bir kalıba, Bir yatağa, Bir sıfata, Ya da dört duvara... Sığdırarak yaşanacak kadar küçük bir duygu değil. Her sıfatta ve her firsatta. Her...