Bölüm-10 Küçük cadı

153 13 1
                                    

İyi okumalar. Bugün acelem olduğu için kontrol edemedim yanlış yazdığım bir şey olursa k. bakmayın.
Öpüldünüz...

İnatçı mı bu da ne demekti şimdi.arkamı döndüm sinirli ve herzaman ki gibi atarlı bir şekilde cevap vermeye yeltendim.

"İnatçı mı ? Sen kendini ne zannediyorsun?" Oda sanki bir oyun peşindeymiş gibi alaylı bir şekilde.

"Öğretmen" dedi.

"Senin öğretmenliğin okul dışında sökmez "dedim Aman Allahım ne demiştim ben ya ...

Sanki hiç bir etki olmamıştı sözlerimin..Ama bir bozulması gerekiyordu off yoksa beni takmıyormuydu ıffff bu düşüncelerim askıda kalsınn ,bana doğru geliyor, ayyy sırıtık, lanet olsun, napıcam ,beklemekten başka çarem yok..

Adım seslerini duyuyordum. Her attığı adım sesi kalbimin endişesini arttırıyordu. Kolumu tuttu ve beni arabasına  sürüklemeye başladı..

Ya se-sen. Bıraksana kolumu beni böyle korkutmaya çalışıyorsan boşuna kürek çekiyorsun.ya canımı acıtıyorsun. aptal beni dinlemiyor bile öküz  tabi bunları sesli söylemeye cesaretim olmadığı için sessizce mırıldanmakla yetindim.

"Cevap versene ya sen nasıl bir öğ .........."

Bunun devamını ne ben söylemek istiyordum nede onun duymak istediğini zannetmiyordum. Arabasının önüne geldik.Beni arabaya yaslandırdı oda bacaklarıma simetri olarak önümde durdu.Kolumu bıraktı ve bana dönerek "cümlenin devamını getir." Dedi öfkeli ve sabırsızca..

Anlamazlıktan gelerek kafamı ne dediğini anlamadım dercedine salladım.Anladığını "gayet iyi anladın" demesinden anlamıştım.

"Ya benimle neden uğraşıyorsun ya ben seni neden ilgilendiriyorum yeter artık anladın mı yeter."

içimdeki kanı kusmuştum artık hemde kusmam gereken kişiye...

Bunları söylerken kalbim acıyordu ona boyle davranmak istemiyordum ama yapıyordum alimde değil kendime mukayet olamıyorum.

Söylediklerime biraz bozuldu sanki bir amacı varda ona ulaşmak için dayanması gerekmiş gibi silkelenerek kendine geldi . Hiç İstifini bozmadan "ben yeter demeden yetmez anladın mı küçük cadı"

Küçük cadım mı küçük öğrencime ne oldu

Sen demedin mi okul dışında öğretmenliğin sökmez diye  ben de öyle yapıyorum. Şimdi sen benim öğrencim degil küçük cadımsım öyle değil mi küçük cadım..

kolumdan tuttuğu gibi beni arabanın içine attı . Allahım içime korku salgılayan hormonuma lanet olsun..off korkmaya başladım.Bu adam okuldaki kişiliğinden farklı bir kişiliğe büründü. Offf elim ayağım birbirine dolaşıyordu.Arabanın önünden geçerek sürücü koltuğuna geçerek motoru çalıştrdı. Motorun çalışmasıyla adrenalin salgılanmaya başladı. Konuşma gereği duyarak "nereye gidiyoruz bir açıklama yapmayacak mısın büyük cadı?"  Büyük cadı mı ne diyorum ben kendine Helen yine ağzına sakız olucaksın ufff oldun bile baksana kıkırdamaya başladı öküzzz.

"Ne var ne sırıtıyorsun pişmiş kelle gibi" madem okul dışındayız. Bu fırsatı degerlendırelim değil mi?

Yine herzaman ki gibi cevap vermedi. ya anlayamıyorum bu kas yığınını...

Aniden fren yapıp durdu. Bana dönerek konuşmak için boğazını temizledi.

"Evet Helen dün alamadığım  sorunun cevabını bugün vereceksin hiç bir kaçışın yok" küçük cadıya ne oldu şimdi ismimle hitap edeceksn küçük cadı güzeldi yaa .

Ya sana söylediğimi hatırlıyorum. Herkese davrandığın aynısını davranıyorum ya  sen  takıntılı bir öküzzün..  sinirlendiğini görebiliyordum

Elini sıkıyordu ama sinirine hakim olamıyordu. Dişlerinin arasından konuşarak tısladı.

Anlamıyorum çünkü söylefiklerine inanmıyorum tamam hadi ben takıntılu öküzün tekiyim. O gün sınıfta bana  sen herkesin canını yakarken iyi biz sesin canını yakınca mı kötü demiştin hatırlıyor musun bunu nasıl açıklayacaksın. He dur tahmin edeyim o zamanda ağzın boş kaldı laf kalabalığı olsun diye söylemişsindir kesin. Buna verecek hiç bir cevabım yoktu.ama yenik düşemezdim.

Evet tabiki de bu yüzden söyledim.

Çok daha sinirlemişti. Çenesinde bir kası segirdi.

Biraz kösülerek  ya tamam ya deyip kafasını sürücü koltuğuna yasladı. Ortalık çok sessizdi. Yaklaşık on dakika sessizlikten sonra kafasını yasladığı  yerden kaldırarak

"Helen bu kadar zor mu ben sana ne yaptım. Bu acıya beni neden mahkum edıyorsun söyleyecegin iki cümle şey.."

Benden ses çıkmadı. Çünkü ne söyleyeceğimi bilmiyordum. 

Ben sana bir şey yapmadım. Asıl sen bana bir şey yaptın. Dedi ve bana sokuldu. Olduğum yerde kalmıştım. Levent hocayı hiç böyle görmemiştim. İçim acıdı. Su anda kalbimin sesini dinleyip onun dudağına yapışmak ve bıkasıyya kadar onu öpmek istiyordum. Ama hiç bıkmayacağım için bu sonsuza dek sürebilirdi.

Ama kalbimin sesini dinlememe kalmadan onun dudaklarını dudaklarımın üzerinde dans ederken buldum. Kalbim karşılıkk verrrr derken aklım saçmala dudağını dudağından çek. Diyordu ama bu sefer aklımın dediğini dinlemeye hiç  niyetim yoktu.....


AŞKIMA SAHİP ÇIKMAK MI??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin