"İyi dersler o zaman bu veletlere."

▪▪▪

"Nasıl da yendik sizi, üff ne attım be."

Yokuş yukarı gülerek çıkarken, Ege kolunu omzuma atmış, Ekin ve Edis'e laf atıyordu.

"Ege, ufak at istersen. 2 labut ile yendin beni."

Edis, Ege'ye kınayıcı bakışlar atarken ben de Yiğit'in bana attığı fotoğrafa bakıyordum.

Kader bana gülmüştü. Bu afet benim sevdiğim çocuk olmuştu. Sonra da beni seven kişi...

"Ohh, şuna bak. Ben yıllardır Yiğit ile kankayım. Bana hiç bu kadar yakışıklı çıktığı fotoğraflarından atmadı şerefsiz."

Ege, telefonumu eline çekip alırken, bomboş kalmıştı ellerim.

"Ege ver şu telefonu Duygu'ya. Yiğit arayacaktı."

Mavi gülerek Ege'nin elindeki telefonumu alıp, bana uzattığında duyduğumuz çığlık sesi ile hepimiz durmuştuk.

"Siz de duydunuz değil mi?"

Mavi, hafif endişe dolu sesiyle konuştuğunda elindeki telefonumu alıp, onun elini tuttum.

"Şuradan geldi ses. Yardıma ihtiyaçları olabilir."

Ekin, telefonunun fenerini açıp solumuzda kalan bir yere doğru tuttu ışığı.

"Ege buralarda böyle sesler duyar mısınız sürekli?"

Ege, sorduğum soruya başını olumsuzca salladı.

"Buraları ben de pek bilmiyorum ki."

"Hadi gidelim. Çok ürkütücü duruyor."

Mavi, avucumdaki elimi sıktığında korktuğunu anlamıştım. Elimi onun avucundan kurtarıp yüzüne götürdüm.

"Sakin olur musun Mavi? Korkmanı gerektirecek bir şey yok."

Mavi, titreyen bedeni ile başını salladığında gülümseyip başımı sesin geldiğini düşündüğümüz tarafa çevirdim.

"Sizce bakmalı mıyız?"

Edis, ellerini cebinden çıkarıp telefonundaki şifreyi girdi.

"Bence polisi aramalıyız."

Tekrar büyük bir çığlık sesi yükseldiğinde, ellerimi Mavi'nin yüzünden indirip telefonun fenerini açmaya çalışırken binanın girişine adımladım.

"Birinin yardıma ihtiyacı olabilir. Edis, hemen polisi ara lütfen."

Cümlemi bitirip boş binaya ilerlerken Edis kolumu tuttu.

"Saçmalama. Oraya girmeyeceksin herhalde. Polisi arayıp, bekleyelim."

Kolumu Edis'in elinden yavaşça çekip, yüzüne baktım.

𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / 𝙩𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜☣Where stories live. Discover now