θ.Ձ

906 140 575
                                    

Üst kattaki odalarda sigara içilmesi yasaktı ama ne zaman oda arkadaşı dışarı çıksa, hemen cam kenarını kaplayan yatağına zıplayıp sigarasını yakardı. Zayn Hawksmoor'a ilk geldiği o günlerde, aşırı zayıftı ve bunu hiç umursamıyordu. Buradaki yemekleri sevmemişti. Ama o benim aksime asla söylenmiyordu. Kendisininkini hemen yakmadan önce yatak yorganın içine sakladığı sigara pakedinden bir dal da bana verdi ve pakedi eski yerine sokuşturdu. Benimkini yaktıktan sonra da, kulağının arkasına bıraktığı sigarayı tutuşturup dudaklarındaki yerine bırakmıştı. Camı tamamen açamazdık çünkü dışarıdan biri bizi ve sigaralarımızı görebilirdi. "Ya odada koku dedektörleri varsa?"

Zayn gülerken bir yandan omuz silkmekten çekinmemişti. "Varsa da, belli ki bu odadaki çalışmıyor." Odalarımız yan yana olduğundan dolayı, pencerelerimizin baktığı yerler de aynıydı. Zayn'in odasının perdesi koyu kırmızıydı. Alex'inkilerse siyah, bizim odadaki de kahverengiydi. Bunu düşünürken sigaramın ucundaki kül düşmek üzereydi ki Zayn sızlandı. "Yatağımı kül yapma tanrı aşkına."

Cebimde getirdiğim peçeteye bıraktım külü ben de. Zayn sık sık saatini kontrol ediyordu. Pazar günkü kahvaltıdan hemen sonra sigara içmek için odasına gelmiştik. Henüz rutin haline getirmediğimiz bir alışkanlıktı ama, yakın zamanda ona dönüşeceğinden de kuşkumuz yoktu. Oda arkadaşı çok sık odadan kaybolan biriydi ve çoğu zaman Zayn'in işine geliyordu. Bahsettiğine göre çocuk, kendi kendine konuşan aptal bir tipmiş. "Uykusunda bile konuşuyor. İki gecede bıktırdı beni." Sigarasını hızlıca bitirip ortadaki küllerle dolu peçeteye bıraktı izmariti. "Ayrıca temizlik takıntısı varmış. Benim de kendi takıntılarım var, örneğin kişisel alanıma saygı duyulması gerektiği gibi."

"Peter beni asla rahatsız etmiyor neyse ki." İçmekten iyice ufalmış sigaramı çektim içime. Saçma geçen iki günden sonra öyle iyi gelmişti ki bu. "Ama aşırı bağnaz biri."

Bağnaz dediysem de, bir anda tereddütle dolmuştum. Zayn'in dünyaya karşı nasıl bir yaklaşımı vardı, bu konuda henüz çok da derin konuşmalar yapmamıştık. Bazı insanlar, hele de ergenken böyle laflara kolayca alınabilirdi. Örneğin annem ve babam bile -gerçi onlar koyu bir katolikti- ne zaman tanrıyı adaletsiz ve hoşgörüsüz olmakla suçlasam bana kızarlardı. "Kaç yaşında ki? Erkenden geldiğine göre bayağı istikrarlı tüm bu konularda."

"Bizimle yaşıt aslında." Sigaram bittiği zaman peçeteyi kalın bir rulo haline getirip cebime sokuşturdum. Zayn hemen kokunun dağılması için perdeyi kaldırdı. Dışarıda hafif hafif yağmur çiseliyordu ve ilerideki büyük dış kapının daha da uzağındaki asfalt alanda sürekli yeni arabalar gelip gidiyordu. Bu, okula yeni insanların gelip durduğunun göstergesiydi.

"Büyük duruyorsun sen de biraz. Gerçekten 17 olduğuna emin misin?" Zayn dalga geçercesine sorduğu zaman gözlerimi devirdim. Büyük durmaktan o kadar da hoşlandığımı söyleyemezdim. Gerçi marketten sigara ve alkol alırken hep işime yaramıştı.

"Burası amma tuhaf bir yer." Zayn yanıma gelip camdan dışarı bakmaya devam etti. "Onca insan gerçekten ceza çekmek için buraya geliyor."

"Kuralları çok merak ediyorum. Oda arkadaşımın söylediğine göre dış kapılar kapanıyormuş. Evlere bile gidemiyormuşuz istediğimizde." Zayn parmaklarını sıkıntıyla taş pervaza vurduğunda minik tıkırtılarını ben bile zor duymuştum. "Ve, en korkuncu telefonlarımızı ve bilgisayarlarımızı toplayacakları hakkında olan söylentiydi."

Burası yatılı okuldu sonuçta, ama hangi yüzyıldan kalmaydı? "Ne yapacakmışız peki tüm gün? Şu girişteki kadın bana telefonum ve bilgisayarım var mı diye sormuştu."

"Evet, bana da." Zayn bana döndü. İkimiz de bir süre birbirimize baktık sessizce.

"Siktir." Nefesimi verdiğimde Zayn çaresizce durumu kabullenmiş ve bunu yaparken benden uzaklaşıp bacaklarını karnına çekmişti. En azından, şu durumda bile aynı endişeleri paylaştığım birini bulduğum için sevinmeye çalışıyordum.

house of cards | larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin