Cevap vermeden sadece gülücük sesini bana duyurarak kucağında ben varken ayağa kalkmıştı.

Sırtım soğuk siyah çarşaf ile temas ettiğinde, Yiğit beni yavaşça bırakıp dolabına ilerlemişti.

"Böyle rahat edemezsin. Gömleğin ile de uyuyamazsın. Bi' t-shirt vereyim sana."

Dolabından alıp, bana uzattığı beyaz t-shirt ile arkasını dönmüştü.

"Benim yanımda çıkardın ama benden utanıyorsun ya. O yüzden döndüm arkamı. Yoksa bu tabloyu kaçırmak istemezdim."

Üzerime geçirdiğim kıyafet ile yatağa geri uzandığımda hâlâ arkası dönük olan Yiğit'e bakıp gülümsedim.

"Bence biz kavga ederken daha tatlıydık. Sevgili olmasak, sürekli tartışsak nasıl olur Yiğit?"

Alaylı sesimi duyduğunda yavaşça arkasını dönüp bana gözlerini kısarak baktı.

"Bundan sonra savaşma, seviş kafasıyla uğraşacağım seninle. Sen zararlı çıkarsın."

Üzerime örtüyü örtüp, bedenini örtünün üzerine oturur şekilde bırakıp yanıma yaklaşmıştı.

"Uyumayacak mısın Yiğit?"

Elini yastığa serilmiş saçlarıma götürüp okşarken gülümsedi.

"İzninle rüyalarımı gerçekleştirip seni uyurken izlemek isterim."

Kalbim onun bu hâliyle çarparken, saçımdaki elleriyle gözlerimi kapatmıştım.

Kalbim, istediğini almıştı. Çok üzüldü zamanında ama şimdi iyiydi.

Yıllarca çektiği acıyı tek bir gün ile unutması çok adaletsizceydi. Ama unutmuştu. Ya da saklamıştı. Şu an sanki dünyanın sonuydu.

Yanımdaydı. Saçımdaydı elleri. Kokusu üzerimde, tadı dudaklarımdaydı.

Dövmesi, bedenimdeydi.

Kalbi, kalbimdeydi.

Zihnim kendini kapatırken elimin altında onun eli vardı.

Sevmek güzeldi. Sevilmek güzeldi. Bugün güzeldi. Onunla ölüm bile güzel olurdu.

▪▪▪

𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / 𝙩𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜☣Where stories live. Discover now