•4.7°

49.3K 2.6K 864
                                    

Ben mest oldum.
Siz de olursunuz umarım.

●●●

Sakin olamıyordum. Kalbim kaçıp, bedenimi terk etmek için delice atarken sakin olamıyordum. Bu gece ona 11 yıllık olan duygularımı karşısına çıkıp gözlerine bakarak söyleyecektim.

Üzerimdeki siyah balkonet tarzı sütyen gözüme fazla iddialı gelse de çıkarmamıştım. Dövmenin minik bir kısmı giyinmemden dolayı gözükmüyor olsa bile siyah akrep bütün ihtişamıyla oradaydı. aylardır vücudumda olmasına rağmen gözüme ilk defa bu kadar etkileyici gözüküyordu.

Geleli 2 gün olmuştu. Evindeydi. Yüzünü görmemiştim bile. Tamam, biz sürekli birbirini gören insanlar değildik sürekli uzak kalırdık ama yaşım büyüdükçe ona olan duygularım olgunlaşmıştı. Ben büyümüştüm. O büyümüştü. Nefretimiz büyümüştü. Benim sevgim de büyüdü.

Yiğit JENNET, hayatıma 12 yıl önce girmişti ve şu an girdiği zamanda olduğu gibi hâlâ uzaktı bana. Çok uzaktı... Bu bundan sonra uzak olacağı anlamına gelmiyordu ama.

Saat, 23'ü geçiyordu. Yiğit, arkadaşları ile mükemmel bir kariyere sahip olacağının habercisi olan 19. yaşını kutlamak için can atıyor olmalıydı. Hatta belki yavaş yavaş dağılıyordu parti. Ama ben evdeydim. Mükemmel bir zamanlama olduğunu biliyorum(!)

Askıda asılı olan beyaz gömleğimi üzerime geçirip uçlarını, siyah yüksek bel pantolonumun içine sokuşturdum. Yavaş adımlarla yürürken tekrar aynanın karşısında bulmuştum kendimi.

Kemerin gümüş detaylı kısmı karnımın orta hizasına yerleştiğinde önümdeki saçı üfleyip gözümün önünün açılmasını sağladım. Kemerdeki ellerimi iki yana indirip aynadan sağ tarafıma bakmak için döndüm.

Altı üstü bir doğum günüydü. Sanki benim doğum günümmüş gibi giyinmeme gerek yoktu. Aslında biraz özense miydim? Yok ya, etek giymem gerekir mi ki? Hayır! Zaten kendimi beğendirmek isteseydim önce saçlarımı sarıya boyatmam gerekirdi.

Sıradan görüntümü izlemeyi bırakıp sosyal medyada paylaşılan doğum günü temalı fotoğraflara bakmak için hesabıma girdim.

Gördüğüm komik ve bir o kadar da anlamlı fotoğraflarda en çok odaklandığım şey Yiğit ve sahte gülüşüydü. Doğum günlerini sevmediği söylenemezdi, arkadaşları yanında olduğunda gülümsemesi eksik olmazdı. Ama bu fotoğraflarda gülmüyordu ki.

'Seni, iki gündür gelmiş olmasına rağmen göremediği içindir belki. Yiğit sana aşık ve sana yazan anonim de o. Akıllım, biraz aklını kullansana...'

"Saçmalama, anonim Yiğit olsa canlı yayında maç oynarken bana nasıl yazacak? Sende!"

İç sesim ile konuşuyordum. Ya da içimde taşıdığım diğer ben ile.

'Ekin ne güne duruyor? Hem mesajlar çok hızlı geliyordu, sence de öyle değil mi? Yiğit de sen onun olduğunu anlama diye FBI ajanı edasıyla plan yapmış. Zaten anonimin aptallığından belli Yiğit olduğu, aklını kullan biraz Duygu.'

"Oha, aşırı mantıklı geldi bir an. Ama sanırım düşününce de mantıklı olduğu taraf kayboldu. Manyak manyak işler bunlar. Sen içinden matematik sorusu çözsene. Benim kalbimin sorununu çözmem gerek."

Deli hâlim ile kendi kendime konuşurken Yiğit'in fotoğrafına bakıyordum.

"Aslında direkt olarak seni nikah masasına oturmak mükemmel bir fikir ama ben önce aşık ol istedim. Asil bir kızım sonuçta oğlum, bakma seni öptüm falan ama. Yapacak bir şey yok, bu hikayenin sapığı da benim işte."

𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / 𝙩𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜☣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin