Şöhret

4 1 0
                                    

Kurtoğlu Ailesi...


Babam da dedem gibi başarılı bir film yönetmeni. Özellikle son yıllarda  çektiği filmlerle de ismini literatüre yazdırmayı ve annemle birlikte adından  sıkça söz ettirmeyi başarmış bir adam; Sadık Kurtoğlu.


Annem ise güzeller güzeli bir oyuncu, Türk magazininde her zaman olduğu gibi, yabancı yapımlarda da oynamasıyla birlikte dünya magazininin yeni gözbebeği olan Sare Kurtoğlu. 40'ını geçmesine rağmen yaşını hiç göstermeyen, dipdiri bir kadın. Güzelliğimin sebebi.


Ve ben Beren, Kurtoğlu Ailesi'nin en genç ferdi. Griye çalan badem gözlerim, doğuştan botokslu dolgun dudaklarım, ince uzun vücudun ve berrak cildimle "annemin tabirine göre" güzellik abidesiyim. Ve belki de nesillerdir sanatla can bulan, sinemaya gönül vermiş bir ailenin sanattan en uzak, en yeteneksiz kişisiyim.

Evet, içinde hep sanat konuşulan, sinemadan bahsedilen bir evde büyüdüm. Evet, kendimi bildim bileli bu konular üzerine okumalar yapıyor ve eğitim alıyorum. İyi bir oyuncu olmak için gereken teknik bilgiye, film setlerine, sahneye hakimim fakat ne derler bilirsiniz; olmayınca olmuyor.

Olmasını istediğimi de sanmıyorum.  Hem bir filmin başrolü olmak ya da kameraya  geçip filmi yönetmek bana göre olmadığı gibi sahne ışıklarının üzerimde olmasından  hoşlanmıyorum. Günün birinde ünlü oyuncu Beren Kurtoğlu olarak televizyonlarda kendimi görmek istemiyorum. Küçükken bu ışıltılı hayat gözlerimi kamaştırırdı. Annemle gittiğimiz alışveriş merkezinden çıkarken yolumuzu kesen paparaziler, ismimin geçtiği magazin haberleri, yoğun ilgi ve özenilen bir hayatı yaşadığımı bilmek beni büyülerdi. Ama zaman geçtikçe ve rahat hareket edemez oldukça bu büyü bozuldu ve can sıkıcı olmaya başladı.


Özellikle de hakkımda yazılan son haberler bu camiadan tamamen uzaklaşmak istememe sebep olmuştu.


Ünlülerin gösterişli dünyasında olduğu gibi ben de zaman zaman taşkınlıkları olan, hatta bazen çizgiyi tamamen aşabilen bir genç kızım. 18. yaş günümde ise ilk kez alkol almakla birlikte bu aşırılıklarımın zirvesini yaşadım ve tabii magazinin diline düştüm.


Kolejden arkadaşlarımla kapalı bir basketbol sahası kiralamış ve güvenlik kameralarını kapatmalarını isteyip gece boyu partilemiştik. Kalabalık bir gruptuk ve kimsenin bizi görmediğini bildiğimizden fazlasıyla rahattık. Herkes aklını yitirmişçesine haykırıyor, yüksek seste dans ediyor ve içiyordu.  Ama aslında üstümüzdekileri çıkarıp atarken, o zamanki erkek arkadaşım, ünlü manken Pelin Soylu'nun oğlu Can Soylu'yla dudak dudağayken ve sarhoş halde şişe çevirmece oynayıp bütün sırlarımızı anlatırken kapalı olduğunu sandığımız kameralar bizi kaydediyordu. Sonrasında da bu görüntülerimiz haber sitelerine yayılmıştı zaten...


Annem bu haberleri bir sevinç içerisinde okuyordu, ona göre şimdiden harika bir reklamdı. Yazılanlarla değil sadece ismimin görünmesiyle ilgileniyordu. Babamsa ilk başta bana, sonra salon sahibine aşırı öfkelenmiş ama herkes gibi zaman içinde bu olayı unutmuştu. Bense bu olaydan sonra okuldakiler ve sitedekiler tarafından sürekli "Çıtır Beren sevgilisiyle coşuyor" ya da "Beren'in doğum günü partisinden sıcak görüntüler" gibi manşetlerle anılmaya başlandığımdan artık insan içine karışmak istemiyor ve paparazilerle muhatab olmak istemediğim için evden dışarıya adımımı atmıyordum. Böyle böyle iki yıl geçirdim ve aile arasında mutevazi bir kutlamaya 20 yaşıma girdim.


Hala çılgınlar gibi partilemeyi seviyor olsam da kamera görmeyi sevmediğimden ve ünlü bir oyuncu olmak istemediğimden emindim. Fakat dünya beklediğimin tersine dönüyordu.


Şöhretten kaçarken kendimi herkesin adımı duyduğu bir manken olarak bulacaktım.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ruj İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin